Kar Masalı
Yalnız ve umarsız olurmuş kar tanesi.
Kimseyle işi olmazmış…
Ama bilirmiş nereye ineceğini;
Bilirmiş neleri örteceğini;
Bilirmiş zamanı geldiğinde erineceğini…
Soğukluğu ürkütürmüş yürekleri,
Uzaklaştırırmış kendinden ürkenleri..
Bazen rüya olurmuş sıcak yüreklerde;
Bazen oyuncak olurmuş,birkaç arsız parmak ucunda…
Anlaşılmak istermiş oysa;
Farkına varılmasını istermiş hassaslığının,
Bilsinler istermiş kimseye benzemezliğini…
Dokununca asla eski haline döndürülemeyeceğini…
Nazlı nazlı yeryüzüne inişi ve..
Kimseye benzemeyen güzelliği anlaşılsın istermiş.
Kimi gözde bulsada layık olduğu yerini;
Çoğu kez ya bir yağmur suyuna kurban gitmek
Yada bir çift kirli potinle ezilmekmiş kaderi…
Acep bilseydi inermiydi bunca eza ve cefa çekeceğini..
………..
Bildiği bir şey vardı belki..
Güneş elbet doğacak,
Ve gözleri hiç olmadığı kadar parlayacak..
Onu yeryüzüne indirende belkide bu olacak…
(öylesine bir masaldı..)
(Şerarem)