Direk kasım ismi olarak değilde Ebul Kasım künyesi peygberimizi temsil ettiği için çocuklara isim olarak koyulmaması hakkında hadis mevcutmuş:
Peygamber efendimiz kendi ismi ile ilgili olarak: "Benim ismimle isimlenin ama künyemle künyelenmeyin" (Müslim, Edep 1) buyurmuştur. Buradan hareketle Şafiî ve Zahiriler onun künyesi olan "Ebu'l-Kâsım" ile kimsenin künyelenemeyeceğini söylemişler, cumhûr ise bunun da Rasûlüllah (sav)'ın zamanına ait olduğunu, onun vefatından sonra karıştırma ihtimali bulunmadığından ötürü; künyesinin dahi alınmasında mahzur bulunmadığını söylemişlerdir. Çünkü yukarıdaki hadis-i şerif birisinin, bir diğerini, "Ya Ebel-Kâsım" diye çağırması, Rasulüllah (sav)'in zamanına ait olduğunu, onun vefatından sonra karıştırma ihtimali bulunmadığından ötürü, künyesinin dahi alınmasında mahzur bulunmadığını söylemişlerdir. Çünkü yukarıdaki hadis-i şerif birisinin, bir diğerini, "Ya Ebel-Kâsım" diye çağırması, Rasulüllah (sav)'ın ona karşı dönmesi ile de, "ben sizi kastetmedim, ya Rasulallah" demesi üzerine söylenmiştir. Onun vefatından sonra artık böyle bir karıştırma sözkonusu değildir. Tahavi'nin, "Ashab arasında ismi Muhammed, künyesi Ebul-Kasım olan bir çok insan vardı"" demesi de bunu destekler. Aynı, bu zevatın teker teker isimlerini verir (Aynî; Umdetü'l-Kârî, IX/328). Ancak Beyhakî, "onun künyesiyle künyelenmenin yasak oluşu mutlaktır (onun zamanıyla sınırlı değildir) ve bu konudaki hadisler daha çok ve daha sahihtir" der (Beyhakî, es-Sünenü'1-kübra, IX/310).
Onun künyesini almanın sadece ismi "Muhammed" olanlar için yasak olduğu görüşü de vardır (Nevevi, Serhu Müslim, IX359/60). Yine Beyhakî'nin rivayet ettiği "ismimi alan künyemi almasın, künyemi alan da ismimi almasın"(Beyhakî, age, IX/309) hadis-i şerifi de bunu destekler. Ama yine de Rasûlüllah (sav)'in Ali Efendimize ruhsatı verdiği onun da çocuğuna "Muhammed Ebu'1-Kâsım" diye isim ve künye verdiği meşhurdur. Taberi, bu da bu yasağın haram derecesinde değil, mekruh derecesinde olduğunu gösterir, der (Irsâdu's-sârî, X/573).