Yürek yarıklarından çıkan düşünce çiçekleri, kederlerden kalan kar mı? Yıkılmalar ve yenilmeler yenilenme yolunda yürümeler mi? Karıştırılmayan toprak, dalgalanmayan deniz hangi hayata beşiklik edebilir mi?
Kederlerin kazandırdıkları ve kaybettirdikleriyle yoğrulan hayat hamuru kıvama erer, kemale kavuşur… Kuştüyü rahatlığı bir nefeslik rüzgârla savrulur gider. Kederin kökleştirdiğini kasırgalar koparamaz; yüzeyi yalar ve geçer sadece… Sancıların sonu doğumdur, sarsılmalardan sarkan sağlamlıktır…
Keder koru kalbi katılıktan korur… Kor en sert demiri bile hamura çevirir… Kederin kalbi, kalbin kemali için atar… Keder dersler sevinç mektuplardır…
Kötümserlik kederi ne büyük keder… Mutluluktan olduğu kadar mutsuzluktan da tat almamak ne büyük mutsuzluk…
Her gün taze umutlarla doğmak, yeni ümitlerle gülmek ne büyük keyif… Keyif kaçıran karamsarlık; kaçınılası keder… Gayret atını koşturan keder kırbaçlar; coşturan kavuşmalar…
Kederlerden sevinçlere, sevinçlerden kederlere hüzni köprüler kurmak… İki ucu birleştiren orta yolu bulmak; yürünülesi gidilesi hikmet yol.
Hayat aktığı müddetçe ihtiyaçlar bitmiyor, kederler son bulmuyor. Sonu gelmez duygularla donatılan, bazen bir damlada boğulan, bazen de kâinatı yutan insan ruhu nerede, nasıl sükûn bulur? Damlada kâinatı, kâinatta damlayı gördüğünde… Çokluğun içinde tekliği, tekte her şeyi bulduğunda…
Damlada boğulmak, kâinatta kaybolmak büyük keder… Aklını kullanan, kalbini çalıştıran, duygularını dizginleyen, vicdanını konuşturan ruh; kederin keyfi, keyfin kederiyle kanatlanır…
Kendi büyüklüğünü unutup küçük zevklerin peşinde koşmak keyif kaçıran bir keder… Düşüncelerini büyüten, duygularını derinleştiren kartondan kederlere takılmaz, keyifte karar kılar.
Yüreğiniz daralıyor, ruhunuz dağlanıyorsa hüzni hikmet yağmurlar yakındır, sabur sularla sulanmış gönül toprağı taze baharlara beşiklik edecektir. Karamsarlık kuraklığı kurutmazsa, keder kanallardan akan tohumların çatlamasına az kalmıştır…
Toprağın karıştırılmasına aldırmayın, tohumların goncalaşmasına çevirin yüzünüzü, meyve olup tekrar toprağa dönmeyi düşleyin… Düşünmüyorsanız gün yüzü görmeden çürürsünüz, keyfin tadına varmadan kederlerde kaybolursunuz.
Toprak kara fakat nice aydınlık doğuşlar onun bağrından çıkıyor, kederi böyle bir toprak olarak görmek beklemeye değer diriliştir. Kederin keyfi bekleyebilenler için, beklemeyenlerse kederde kaybolanlar.
Hüseyin EREN