Sevda ateşi içimi yakarken,
Bağlandığım tutkunun iştiyakıyla,
Havsalamda, ahenkten eser kalmadı.
Anlamsızlık had safhadaydı, bir kahırdı.
Çile desem, hem de nasıldı sanki ızdırapdı.
Sabrın ritmi her geçen an süratle azalıyordu.
Muvazenem çaresiz kalıyor, artık sırnaşıyordu.
Arsızlığa vuruyor, dağları aşıyor, öyle aranıyordu.
Neydi bilinmeyen, gizemlerde yaşamayı seçen kim?
Yaşanılamayan, hasret kalınan, ancak hüzünle anılan mı?
Reddedilmenin bir telaşı mı?
Onca yaşanan kuyruk acısı mı?
Bin bir çeşit tariflerle anlatılan,
Şu günlerde manası kaybolan mı?
Üç harf ve beş noktası bulunan aşk mı?
Bu esrarlılık ne kadar anlamlı?
Menfaatlerin hasadı mı?
Nefsin arzusu mu?
Tenin özlenen ter kokusu mu?
Nedir Allahaşkına?
Engin deşifre kabiliyetine hiç eriştiniz mi?
Sırrı çözdünüz mü?
Batına eriştiniz mi?
Hilkatin gerekçelerine muttali oldunuz mu?
Aşkı siz hakkıyla tanıdınız mı?
Mananın meşkinde hiç kaldınız mı?
Divaneliği bir an olsun yaşadınız mı?
Ne derler kaygısından sıyrıldınız mı?
Sevdanız için, benliğinizden geçer miydiniz?
Mahşere erişmeden hiç bunu yaşar mıydınız?
Can korkusu taşımadan, vakfetmeye hazır mıydınız?
Bir zakir, bir abit, bir talip, bir hanif olmaya hazır mıydınız?
Siz bir insan mıydınız?
Ahsen’i takvime bu kadar yakın mıydınız?
Rahmete muttali olmayı idrak eden,
Kuvvetin sebebini bilen miydiniz?
Tefekkürü mevti seçen miydiniz?
Ahirini her daim tahayyül eden miydiniz?
Siz Allahaşkına kimdiniz?
Kimliğinden habersiz bir âdemi mutlak mıydınız?
Ezeli, ebedi, takdiri, kaderi, hayrı ve şerri bilen,
Kabullenen bir âdem miydiniz?
Bilinmeyenlerde gezinen, aidiyetini reddeden,
Aşkın deruniliğine erişmeyen miydiniz?
Fütursuzluğu seçen, zevkin safına geçen fani miydiniz?
Nefsiyle demlenen, uçkuruyla şekillenen bir beşer miydiniz?
Siz kimdiniz, biz kimdik, nerden geldik, avuntulardan geçtik?
Hakikatlerden vazgeçtik, enaniyet için filizlendik, biz kimdik?
Nihayetinden habersiz olan, bir bedbin, akılsız sefiller miydik?
Mustafa CİLASUN