Ecel ve ömür ne demektir?
Yaratılan her canlı gibi insan dünya hayatında sonsuz değildir. Bir gün gelecek ömrünü tamamlayarak ölecektir. İnsanın dünya hayatında canlı kaldığı, yaşadığı süreye “ömür”, Allah’ın emri ile yaşamın son bulmasına da ecel denir. Dinimize göre ölüm bir yok oluş değil, yeni sonsuz bir hayatın başlangıcıdır.
Aklımıza şöyle bir soru gelmektedir; ölen kimseler nereye gidiyorlar?
Dini kaynaklardan öğrendiğimize göre insanların ölümü sadece bedensel olacaktır. Ruhları ise canlıdır. Kabre konulan insanlar kıyametin kopmasını beklerler. Ölümle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek olan hayata kabir hayatı denir. Peygamberimiz “Kabir, ahiret duraklarının ilkidir.” buyurarak, ölümle ahiret hayatının başladığını ifade etmiştir.
Kıyamet ne demektir?
Yukarıda belirttiğimiz gibi yaratılan her varlık sonludur. Buna göre yaşadığımız dünyanın ve evrenin de bir sonu vardır. İşte bu günde dünyanın ömrünün bitmesine, evrenin yok olmasına ”Kıyamet”, bu olayın gerçekleşmesine de “kıyametin kopması” denir.
Kıyametin kopması akıl ve bilim yönünden imkânsız değildir. Evrenin yaratıcısı ve yöneticisi olan Allah’ın evrendeki düzeni bozması, tabiat kanunlarını düzenleyen kanunların alt üst olması akıl açısından mümkündür. Bu konu üzerinde bilim adamları değişik teoriler üzerinde durmaktadırlar. Kıyametin ne zaman kopacağını Allah’tan başka kimse bilemez. Kur’an’da kıyametin geleceğinden şüphe edilmemesi gerektiğini belirten ve kıyametle ilgili birçok ayet vardır.
“İnsan, kıyamet ne zamanmış? Diye sorar. İşte göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle bir araya getirildiği zaman! O gün insan kaçacak yer neresi? Diyecektir. Hayır hayır! Sığınacak yer yoktur. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabb’inin huzurudur.” (Kıyamet, 6 -12)
“Sûr” ne demektir?
Sur: Sözlükte “seslenmek, boru, üflenince ses çıkaran boynuz” anlamındadır. Dini terim olarak ise “kıyametin kopuşunu belirtmek ve kıyamet koptuktan sonra bütün insanların mahşer yerinde toplanmak üzere dirilmelerini sağlamak için İsrafil adlı melek tarafından üfürülen bir alettir. Fakat bunun nasıl bir şey olduğunu bilemeyiz. Dünyadaki borulara benzetilemez.
Yeniden dirilme
Öldükten sonra dirilmek anlamına gelen ba’s, kıyametin kopmasından sonra İsrafil ikinci defa sur üfürecek ve bütün canlı yaratıklar tekrar dirilecektir.
İslâm inancına göre tekrar diriliş, hem beden hem de ruh ile olacaktır. Kur’an, öldükten sonra tekrar dirilişin aklen mümkün olduğunu ve mutlaka meydana geleceğini ısrarla vurgulamaktadır.
İnsanın aklına takılan, en çok sorduğu sorulardan biri de, kabirde çürüyen bedenimiz nasıl dirilecektir? Bu soruya Kur’an şöyle cevap veriyor:
“İnsan görmüyor mu ki, biz onu bir nutfeden yarattık. Bir bakıyorsun ki açıkça inkâr isyan ediyor. Kendi yaratılışını unutup bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve şu çürümüş dağılıp gitmiş kemikleri kim yeniden diriltecek? Diyor. De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltir. Çünkü o, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir. Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran odur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz. Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet onların benzerlerini yaratmaya her zaman elbette kadirdir. O her şeyi hakkıyla bilen bir yaratıcıdır.” (Yasin suresi, ayet 77-81)
Anlatım: Osman Ay
Yaratılan her canlı gibi insan dünya hayatında sonsuz değildir. Bir gün gelecek ömrünü tamamlayarak ölecektir. İnsanın dünya hayatında canlı kaldığı, yaşadığı süreye “ömür”, Allah’ın emri ile yaşamın son bulmasına da ecel denir. Dinimize göre ölüm bir yok oluş değil, yeni sonsuz bir hayatın başlangıcıdır.
Aklımıza şöyle bir soru gelmektedir; ölen kimseler nereye gidiyorlar?
Dini kaynaklardan öğrendiğimize göre insanların ölümü sadece bedensel olacaktır. Ruhları ise canlıdır. Kabre konulan insanlar kıyametin kopmasını beklerler. Ölümle başlayıp yeniden dirilmeye kadar devam edecek olan hayata kabir hayatı denir. Peygamberimiz “Kabir, ahiret duraklarının ilkidir.” buyurarak, ölümle ahiret hayatının başladığını ifade etmiştir.
Kıyamet ne demektir?
Yukarıda belirttiğimiz gibi yaratılan her varlık sonludur. Buna göre yaşadığımız dünyanın ve evrenin de bir sonu vardır. İşte bu günde dünyanın ömrünün bitmesine, evrenin yok olmasına ”Kıyamet”, bu olayın gerçekleşmesine de “kıyametin kopması” denir.
Kıyametin kopması akıl ve bilim yönünden imkânsız değildir. Evrenin yaratıcısı ve yöneticisi olan Allah’ın evrendeki düzeni bozması, tabiat kanunlarını düzenleyen kanunların alt üst olması akıl açısından mümkündür. Bu konu üzerinde bilim adamları değişik teoriler üzerinde durmaktadırlar. Kıyametin ne zaman kopacağını Allah’tan başka kimse bilemez. Kur’an’da kıyametin geleceğinden şüphe edilmemesi gerektiğini belirten ve kıyametle ilgili birçok ayet vardır.
“İnsan, kıyamet ne zamanmış? Diye sorar. İşte göz kamaştığı, ay tutulduğu, güneşle bir araya getirildiği zaman! O gün insan kaçacak yer neresi? Diyecektir. Hayır hayır! Sığınacak yer yoktur. O gün varıp durulacak yer, sadece Rabb’inin huzurudur.” (Kıyamet, 6 -12)
“Sûr” ne demektir?
Sur: Sözlükte “seslenmek, boru, üflenince ses çıkaran boynuz” anlamındadır. Dini terim olarak ise “kıyametin kopuşunu belirtmek ve kıyamet koptuktan sonra bütün insanların mahşer yerinde toplanmak üzere dirilmelerini sağlamak için İsrafil adlı melek tarafından üfürülen bir alettir. Fakat bunun nasıl bir şey olduğunu bilemeyiz. Dünyadaki borulara benzetilemez.
Yeniden dirilme
Öldükten sonra dirilmek anlamına gelen ba’s, kıyametin kopmasından sonra İsrafil ikinci defa sur üfürecek ve bütün canlı yaratıklar tekrar dirilecektir.
İslâm inancına göre tekrar diriliş, hem beden hem de ruh ile olacaktır. Kur’an, öldükten sonra tekrar dirilişin aklen mümkün olduğunu ve mutlaka meydana geleceğini ısrarla vurgulamaktadır.
İnsanın aklına takılan, en çok sorduğu sorulardan biri de, kabirde çürüyen bedenimiz nasıl dirilecektir? Bu soruya Kur’an şöyle cevap veriyor:
“İnsan görmüyor mu ki, biz onu bir nutfeden yarattık. Bir bakıyorsun ki açıkça inkâr isyan ediyor. Kendi yaratılışını unutup bize karşı misal getirmeye kalkışıyor ve şu çürümüş dağılıp gitmiş kemikleri kim yeniden diriltecek? Diyor. De ki: Onları ilk defa yaratmış olan diriltir. Çünkü o, her türlü yaratmayı gayet iyi bilir. Yeşil ağaçtan sizin için ateş çıkaran odur. İşte siz ateşi ondan yakıyorsunuz. Gökleri ve yeri yaratan, onların benzerlerini yaratmaya kadir değil midir? Evet onların benzerlerini yaratmaya her zaman elbette kadirdir. O her şeyi hakkıyla bilen bir yaratıcıdır.” (Yasin suresi, ayet 77-81)
Anlatım: Osman Ay