Komşularınızla Nasıl Geçiniyorsunuz?
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“…Anaya, babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere ihsân ile muâmele edin, iyi davranın…” (Nisâ, 36)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Komşusu açken tok yatan, mü’min değildir.” (Hâkim, II, 15; Heysemî, VIII, 167)
Yine Peygamber Efendimiz (sav) komşu haklarını şöyle açıklamışlardır:
“Bir kişi, ehline ve malına gelecek kötülükten korktuğu için kapısını komşusuna kapalı tutmak zorunda kalıyorsa, o komşu, gerçek mü’min değildir. Aynı şekilde şer*rinden emîn olunmayan komşu da gerçek mü’min değildir.
Komşu hakkının ne olduğunu biliyor musun? Senden yardım dilediğinde yardım etmen, borç istediğinde vermen, muhtaç olduğunda ihtiyacını görmen, hastalandığında ziyâret etmen, bir hayra kavuştuğunda tebrik etmen, musîbete uğ*radığında tâziyede bulunman, öldüğünde cenâzesine katılman, izni olma*dıkça binânı onun binâsından daha yüksek yapıp rüzgârına mânî olmaman, çorbandan az da olsa ona da göndermek sûretiyle tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemendir. Bir meyve satın aldığında ona da hediye et, eğer bunu yapamazsan meyveyi evine (komşuna göstermeden) gizlice getir. Onu çocu*ğun da dışarı götürüp, komşunun çocuğunu özendirmesin.” (Beyhakî, Şuab, VII, 83; Kurtubî, V, 120-123)
Hadîs-i şerîfteki tembihler, mü’minlere, hayatın gerçeklerine göre nasıl yaşayacaklarının düsturlarını ve ölçülerini vermektedir. Çünkü çevreye ve içtimâî gerçeklere umursamaz ve âmâ davranmak, mü’minler için mümkün değildir. (Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yay.)
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“…Anaya, babaya, akrabâya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya ve mâliki bulunduğunuz kimselere ihsân ile muâmele edin, iyi davranın…” (Nisâ, 36)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Komşusu açken tok yatan, mü’min değildir.” (Hâkim, II, 15; Heysemî, VIII, 167)
Yine Peygamber Efendimiz (sav) komşu haklarını şöyle açıklamışlardır:
“Bir kişi, ehline ve malına gelecek kötülükten korktuğu için kapısını komşusuna kapalı tutmak zorunda kalıyorsa, o komşu, gerçek mü’min değildir. Aynı şekilde şer*rinden emîn olunmayan komşu da gerçek mü’min değildir.
Komşu hakkının ne olduğunu biliyor musun? Senden yardım dilediğinde yardım etmen, borç istediğinde vermen, muhtaç olduğunda ihtiyacını görmen, hastalandığında ziyâret etmen, bir hayra kavuştuğunda tebrik etmen, musîbete uğ*radığında tâziyede bulunman, öldüğünde cenâzesine katılman, izni olma*dıkça binânı onun binâsından daha yüksek yapıp rüzgârına mânî olmaman, çorbandan az da olsa ona da göndermek sûretiyle tencerenin kokusuyla onu rahatsız etmemendir. Bir meyve satın aldığında ona da hediye et, eğer bunu yapamazsan meyveyi evine (komşuna göstermeden) gizlice getir. Onu çocu*ğun da dışarı götürüp, komşunun çocuğunu özendirmesin.” (Beyhakî, Şuab, VII, 83; Kurtubî, V, 120-123)
Hadîs-i şerîfteki tembihler, mü’minlere, hayatın gerçeklerine göre nasıl yaşayacaklarının düsturlarını ve ölçülerini vermektedir. Çünkü çevreye ve içtimâî gerçeklere umursamaz ve âmâ davranmak, mü’minler için mümkün değildir. (Dr. Murat Kaya, Ebedi Yol Haritası İslam, Erkam Yay.)