KULAK AŞIK OLUR GÖZDEN EVVEL
Özür dilerim babaanne. Bir kadın bir erkekle nasıl konuşmalı? Arada fark var diyorsun.
-Hem de dağlar kadar fark var. Bir kadınla konuştuğun gibi bir erkekle konuşursan erkeği kaybedersin.
Kaybedersin sözü Ceyda’yı sarstı.
-O zaman acilen bu konuyu öğrenmem lazım.
-Bütün erkekler kahraman olmak isterler. Erkek için güç ve iktidar önemlidir. Hiçbir zaman erkekle güç yarışına girme. Konuşurken de onu yaralayıcı, kendini önemsiz hissettirecek şekilde konuşma ve asla eleştirme.
-Ama eleştirmezsem yanlışlarını nasıl görür ki?
-Bir kadını eleştirirsen savunmaya geçer. Bir erkeği eleştirirsen senden uzaklaşır.
-Tamam eleştiri yok. Başka neye dikkat etmem gerekiyor.
-Suçlama da yok. Erkekler suçlandıkları zaman kendilerini yetersiz hissederler. Suçlanmak ve hesap sorulması. Bir erkeğin en sevmediği iki şey.
-Tamam babaanne başka ne var önemli olan?
-Emrederek konuşma. Erkekler bundan nefret eder. Ona sürekli yapacaklarını hatırlatma. Bir de sözlerinin altındaki mesajlara dikkat et. Sen ne diyorsun, kocan ne anlıyor? Önemli olan onun ne anladığı.
-Nasıl yani?
-Söyle bakalım, akşam eve geç kaldı ve haber vermedi. Gelince ne dersin?
-Nerde kaldın, niye haber vermedin canım? diye sorarım.
-Böyle diyerek aslında şöyle demiş oluyorsun. Ne düşüncesiz adamsın, bir telefon bile açmıyorsun, çok kabasın. Kocana hiçbir zaman yeterli bir erkek değilsin.
-Geç kaldığında ne demem gerekiyor babaanne?
-Geç kalınca seni merak ettim canım, iyi misin? diye sorabilirsin.
-Hımmm. Arada fark var yani. Kulaktan girenler kalbine gidiyor yani. Şimdi ben kocama güzel görünmek için boşuna mı süslenmişim.
-Göz de önemlidir kızım, bir kadının kendine bakması önemli ama kulaktan sonra gelir. Hiç görmedin mi nice güzel kadınlar çirkin kadınlarla aldatılır. Çünkü o kadınlar erkeğin kulağına ne söyleyeceğini bilen kadınlardır. Evdeki "dırdır ederken" dışarıdaki "mırmır ederek" kazanır. Erkeğin gözü işte o zaman güzellik falan görmez.
-Sen hep böyle mi yaptın babaanne?
-Elbette. Hâlâ bana niye aşık zannediyorsun? Bak mesela uzun zaman birlikte dışarı çıkmadınız. "Ben sıkıldım biraz dışarı çıkıp gezelim mi?" demek var bir de "Uzun zamandan beri beni dışarı çıkarmadın." diye suçlayarak söylemek var. İkisi arasında karşıdakinin duygularına dokunma açısından ne kadar fark var değil mi?
-Biz kadınlar da iltifatı güzel sözü hep kendimize bekliyoruz. Erkeklerin bundan hoşlanacağını hiç düşünmemiştim.
-İnan ki erkeler kadınlardan daha düşkündür güzel söze.
-Peki babaanne ben eşimin hoşuma gitmeyen davranışlarını nasıl söyleyeceğim,
-Erkek gibi dobra dobra değil, bir kadın gibi zeki ve kurnazca, az önce söylediğim gibi kulağına mırıldayarak istediğini söyleyebilirsin. Erkekler kadınların yüksek sesle konuşmasından nefret ederler.
-Siz hiç kavga etmez misiniz babaanne?
-Kavgasız ev olmaz yavrum. Ben de kızdığım zaman konuşurum. Fakat sesimi çok yükseltmem, dilimi kocamı yaralamak için silah olarak kullanmam. Erkeklerin kızgınlıkları fırtına gibidir, birden gelir çabuk da geçer. Fırtınadan zarar görmek istemiyorsan geçene kadar bekle. Her şeye atlama.
O çayları doldururken babaanne ocağın altını açtı. Ateşe bakarken gülümsedi.
-Aşk bir ateştir tatlım. Arada bir gaz verip ateşi beslemezsen söner gider.
-Ben ateşe odun atmak gerekir, diye biliyordum.
-Evet
Dila Hanım,
-Unutma dırdır yok, mırmır var, dedi gülerek...
-Sema Maraşlı-