عَنْ عَوْفِ بْنِ مَالِكٍ ، قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : " كَيْفَ أَنْتَ يَا عَوْفٌ إِذَا افْتَرَقَتْ هَذِهِ الأُمَّةُ عَلَى ثَلاثٍ وَسَبْعِينَ فِرْقَةً ، وَاحِدَةٌ فِي الْجَنَّةِ وَسَائِرُهُنَّ فِي النَّارِ ؟ " , قُلْتُ : وَمَتَى ذَاكَ يَا رَسُولَ اللَّهِ ؟ , قَالَ : " إِذَا كَثُرَتِ الشُّرَطُ ، وَمَلَكَتِ الإِمَاءُ ، وَقَعَدَتِ الْحُمْلانُ عَلَى الْمَنَابِرِ ، وَاتَّخَذُوا الْقُرْآنَ مَزَامِيرَ ، وَزُخْرِفَتِ الْمَسَاجِدُ ، وَرُفِعَتِ الْمَنَابِرُ ، وَاتُّخِذَ الْفَيْءُ دُوَلا وَالزَّكَاةُ مَغْرَمًا ، وَالأَمَانَةُ مَغْنَمًا ، وَتُفُقِّهَ فِي الدِّينِ لِغَيْرِ اللَّهِ ، وَأَطَاعَ الرَّجُلُ امْرَأَتَهُ ، وَعَقَّ أُمَّهُ ، وَأَقْصَى أَبَاهُ ، وَلَعَنَ آخِرُ هَذِهِ الأُمَّةِ أَوَّلَهَا ، وَسَادَ الْقَبِيلَةَ فَاسِقُهُمْ ، وَكَانَ زَعِيمُ الْقَوْمِ أَرْذَلَهُمْ ، وَأُكْرِمَ الرَّجُلُ اتِّقَاءَ شَرِّهِ ، فَيَوْمَئِذٍ يَكُونُ ذَلِكَ ، وَيَفْزَعُ النَّاسُ يَوْمَئِذٍ إِلَى الشَّامِ تَعْصِمُهُمْ مِنْ عَدُوِّهِمْ ، قُلْتُ : وَهَلْ يُفْتَحُ الشَّامُ ؟ قَالَ : نَعَمْ وَشِيكًا ، ثُمَّ تَقَعُ الْفِتَنُ بَعْدَ فَتْحِهَا ، ثُمَّ تَجِيءُ فِتْنَةٌ غَبْرَاءُ مُظْلِمَةٌ ، ثُمَّ يَتْبَعُ الْفِتَنُ بَعْضُهَا بَعْضًا حَتَّى يَخْرُجَ رَجُلٌ مِنْ أَهْلِ بَيْتِي يُقَالُ لَهُ الْمَهْدِيُّ ، فَإِنْ أَدْرَكْتَهُ فَاتْبَعْهُ وَكُنْ مِنَ الْمُهْتَدِينَ "
Taberani, Avf bin Mâlik´ten şu haberi nakletmiştir. Yâni Avf şöyle demiştir: "Peygamber (s.a.v.) buyurdu; "Benim şu ümmetim, yetmiş üç fırkaya ayrılıp da yetmiş ikisinin cehennem yolunu, bir tanesinin de cennet yolunu tuttuğu zaman, acaba sizlerin hali ne olacaktır?"
Ben bunun üzerine dedim ki: "Ey ALLAH´ın Resulü, bu buyurduğu nuz ne zaman olacaktır?" İşte benim bu sorum üzerine Hz. Peygamber´in cevabı da şöyle olmuştur:
"Zabıta ve emniyet memurlarının çoğaldığı, cariyeler iş başına geçtiği (veya söz sahibi olduğu), zayıf ve ehliyetsiz kimselerin kürsi ve minberleri işgal ettiği, Kur´an musiki kabul edildiği, mescidler aşırı bir şekilde süslendiği, minberler fazlaca yükseltildiği, "devlet malı deniz, yemeyen domuz" tekerlemesine uyulduğu, zekât bir haraç addedilip verilmek istenilmediği; emânetler, ele geçirilmiş bir ganimet sayıldığı, din ilminin Allah rızasının dışında başka maksat ve gayelerle tahsil edildiği zaman...
Aynı zamanda kişinin karısına itaat edip anasına itaatsizlik gösterdiği, babasını kendisinden uzaklaştırdığı, birtakım arkadaşlar edinip onları kendisine yaklaştırdığı ve şu ümmetten son gelenlerin ilk gelenlere lanet ettiği zaman...
Yine bir kabile veya millete en kötüsü hükmettiği, en alçak adama en mühim işlerin danışıldığı veya emanet edildiği, kişiye sırf şerrinden korkulduğu için itibâr ve ikram edildiği zaman... îşte bütün bu söylediklerim meydana geldiği zaman; daha önce haber verdiğim husus da meydana gelecektir ve o zamanın insanları, kendilerine iyi bir yer arayıp Şam´a sığınacaklardır." Bunun üzerine ben: "Şam fethedilecek mi?" diye sordum. Efendimiz de: "Yakında fethedilir, fethinden sonra da fitneler sükun eder"
“Sonra çok karanlık ve dehşetli bir fitne gelecek ve onu diğer fitneler izleyecek. Sonunda benim Ehl-i Beyt’imden Mehdi denilen biri çıkacak. Eğer onu görürsen, ona tâbi ol ki, hidayete erenlerden olasın.
[ Taberanî,El-Mucemul Kebir,no:14536]
Taberani, Avf bin Mâlik´ten şu haberi nakletmiştir. Yâni Avf şöyle demiştir: "Peygamber (s.a.v.) buyurdu; "Benim şu ümmetim, yetmiş üç fırkaya ayrılıp da yetmiş ikisinin cehennem yolunu, bir tanesinin de cennet yolunu tuttuğu zaman, acaba sizlerin hali ne olacaktır?"
Ben bunun üzerine dedim ki: "Ey ALLAH´ın Resulü, bu buyurduğu nuz ne zaman olacaktır?" İşte benim bu sorum üzerine Hz. Peygamber´in cevabı da şöyle olmuştur:
"Zabıta ve emniyet memurlarının çoğaldığı, cariyeler iş başına geçtiği (veya söz sahibi olduğu), zayıf ve ehliyetsiz kimselerin kürsi ve minberleri işgal ettiği, Kur´an musiki kabul edildiği, mescidler aşırı bir şekilde süslendiği, minberler fazlaca yükseltildiği, "devlet malı deniz, yemeyen domuz" tekerlemesine uyulduğu, zekât bir haraç addedilip verilmek istenilmediği; emânetler, ele geçirilmiş bir ganimet sayıldığı, din ilminin Allah rızasının dışında başka maksat ve gayelerle tahsil edildiği zaman...
Aynı zamanda kişinin karısına itaat edip anasına itaatsizlik gösterdiği, babasını kendisinden uzaklaştırdığı, birtakım arkadaşlar edinip onları kendisine yaklaştırdığı ve şu ümmetten son gelenlerin ilk gelenlere lanet ettiği zaman...
Yine bir kabile veya millete en kötüsü hükmettiği, en alçak adama en mühim işlerin danışıldığı veya emanet edildiği, kişiye sırf şerrinden korkulduğu için itibâr ve ikram edildiği zaman... îşte bütün bu söylediklerim meydana geldiği zaman; daha önce haber verdiğim husus da meydana gelecektir ve o zamanın insanları, kendilerine iyi bir yer arayıp Şam´a sığınacaklardır." Bunun üzerine ben: "Şam fethedilecek mi?" diye sordum. Efendimiz de: "Yakında fethedilir, fethinden sonra da fitneler sükun eder"
“Sonra çok karanlık ve dehşetli bir fitne gelecek ve onu diğer fitneler izleyecek. Sonunda benim Ehl-i Beyt’imden Mehdi denilen biri çıkacak. Eğer onu görürsen, ona tâbi ol ki, hidayete erenlerden olasın.
[ Taberanî,El-Mucemul Kebir,no:14536]
Moderatörün son düzenlenenleri: