Kutlu Doğum Haftası ile ilgili Mevlid Kandili Hutbe ve Vaazler
23 ocak çarşamba mevlid kandilidir. Camilerde diyanet tarafından tavsiye edilen kutlu doğum konuları hakkında hutbeler mevcuttur. Buradaki yazı da camilerde okunabilecek bir hutbedir. Değerli imamlarımız için umarım yardımcı olur. Aşağıda 2 tane mevlid ve kutlu doğum hakkında hutbe ve sohbet konuları mevcuttur.
14-20 Nisan arası ülkemizde Kutlu Doğum Haftası olarak kutlanmaktadır.
Hazreti Peygamber’in (s.a.v.) risaleti ile insanlık için yeni bir ufuk açılmıştır. Onun getirdiği esaslar ile beşeriyetin karşı karşıya kaldığı problemlere çözüm yolu gösterilmiş insanlığı içten içe kemiren şirk ve inançsızlık hastalığına, merhametsizlik ve bencilliğe şifa reçetesi sunulmuştur.
Efendimiz Muhammed Mustafa insanlığın yaratılış gayesinden uzaklaştığı, maddecilik ve putperestliğin revaçta olduğu bir zamanda Peygamber oldu. O, getirdiği esaslarla “Cahiliye Devri” insanlarından, kıyamete kadar örnek gösterilecek ahlâk abidesi eşsiz bir toplum meydana getirdi.
Hz. Peygamber’in tebliğ ettiği dinin toplumda meydana getirdiği bu değişikliği, Hz. Ali’nin kardeşi Hz. Cafer, himayesine sığındıkları Habeşistan hükümdarının huzurunda şöyle dile getirmiştir:
“Ey kral biz cahilce yaşayan bir kavim dik. Putlara ibadet eder, ölü eti yerdik. Çirkin işler yapardık. Akrabalarımızla ilgilenmezdik. Güçlülerimiz zayıflarımızın malını yerdi. Biz bu haldeyken Allah Teâlâ bize bir resul gönderdi. O bizdendir. Onun soyunu biliriz. Doğru söylediğine, dürüst, güvenilir ve iffetli olduğuna hepimiz şahidiz. O bizi Allah’a, O’nun birliğine davet ediyor. Atalarımızın Allah’tan başka tapındıkları taş parçalarına ibadet etmekten bizi men ediyor. Sadaka vermek ve oruç tutmak suretiyle bizi Allah’a ibadete yönlendiriyor. Bize doğru söylemeyi, emaneti korumayı, komşu hakkına riayet etmeyi, haramdan uzak durmayı, kan dökmemeyi, yalan şahitlikte bulunmamayı, yetim malı yememeyi, namuslu kadınlara iftira etmemeyi emrediyor. Bizde onu tasdik ettik.”[1]
Aziz Cemaat!
Hz. Peygamber’i (s.a.v.) tanımak ve ona tabi olmak Yüce Allah’ın biz kullarından kesin olarak istediği bir husustur. Hz. Muhammed (s.a.v) İslam’ın tam olarak anlaşılıp yaşanmasında hepimiz için en güzel örnektir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Kuşkusuz sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikreden kimseler için Resulullah çok güzel bir örnektir!”[2]
Resul-ü Ekrem yaratılış ve ahlâk bakımından insanların en mükemmeliydi. Gayet mülayim ve mütevazı idi. Kimseye kötü söz söylememiş, kötü muamelede bulunmamıştır. Konuştuğu zaman dünya ve ahirete faydalı sözler söyler, lüzumsuz konuşmazdı. Herkesin haline göre muamele eder, kimsenin hatırını kırmazdı. Onunla sohbet eden, bir daha yanından ayrılmak istemezdi. Ahlâkı Kur’an ahlâkıydı. Yeme içme giyinme gibi ihtiyaçlarını çok sade ve zaruret miktarı ile giderirdi. Fakirleri gözetir, yetimleri kollar, hastaları ziyaret eder, insanların sevinç ve üzüntülerini paylaşırdı. Hutbemi onun insanlığa ışık tutan güzel öğütleriyle bitirmek istiyorum:
“Müminlerin iman yönünden en olgunu ahlakı en üstün olandır.”[3]
“İlim öğrenmek her müslümana farzdır.”[4]
“Allah’a ve ahret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin.”[5]
“Hiçbir baba çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmuş olamaz.”[6]
“İman etmedikçe cennete giremezsiniz ve birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız.”[7]
Arif KÜÇÜKBENLİ
Hoca Hayri Efendi Merkez Camii Müezzin Kayyımı / BAYRAMPAŞA
--------------------------------------------------------------------------------
[1] İbn İshak, s. 195-196; İbn Hişâm, I, 336
[2] Ahzab 33/21
[3] Ebu Davud, Sünnet, 14
[4] İbn Mace, Mukaddime, 17
[5] Buhari, Edep, 21 ; Müslim; İman, 19
[6] Tirmizi, Birr, 33
[7] Müslim, İman 22
Popularity: 24% [?]