Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz şöyle buyurdular: "Meleklerin büyüğü Cebrâil (a.s.) dedi ki:
Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah kelimesinden daha yüce ve daha büyük bir kelimeyle yeryüzüne inmedim. Gökler ve yerler bu
kelimeyle ayakta durur. Ağaç, taş, toprak, deniz her şey bu kelime ile devam eder.
Bu kelime terazinin bir kefesine, gökler ve yerler de diğer kefesine konulsa, muhakkak bu kelime ağır gelir."
"Lâ ilâhe illallah" kelime-i tevhîdi, "Muhammedün Resûlullah" ile birlikte söylenmesi meşhûr olduğundan her ne vakit yalnız birincisi söylense yahut yazılsa ikincisi de söylenmiş ve yazılmış olur. Aksi halde yalnız "Lâ ilâhe illallâh" tevhîdi ile bir kısım Yahudi ve Hıristiyanların tevhidi arasında ne fark kalırdı? "Muhammedün Resûlullah" bu farkı meydana çıkarmaktadır.
Tevhîd, Resûlullâh Efendimiz'in (s.a.v.) peygamberliğine inanmadıkça fayda vermez.
Çünkü bu iki kelime arasında kuvvetli bir alâka vardır. İkisi birlikte söylenince tamam olur.
"Lâ ilâhe illâllah" denilince, bundan "Muhammedün Resûlullâh" da birlikte kasdedilmiş oluyor. Yahudiler de, hattâ Hıristiyanlardan bir kısmı da Lâ ilâhe illâllah diyor, ama hiçbiri bundan Muhammedün Resûlullâh'ı kasdetmiyor. O halde "Lâ ilâhe illâllah" İslam dininde iki şehâdetin, yani;
"Lâ ilâhe illâllah, Muhammedün Resûlullâh"ın alemi olmuştur. Fetih sûresinin 28 ve 29. âyetlerinde buna işaretle şöyle buyuruluyor: - meâlen-:
"O, O Allâh'tır ki resûlünü hidâyet rehberi ve Hak dîni(; İslâm) ile gönderdi ki (İslâm Dinini) diğer bütün din(ler)in hepsinin üzerine galip kılmak için. Şâhid olarak da Allah yeter: Muhammed Resûlullah'dır. Onunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı çok şiddetli, birbirlerine karşı ise pek merhametlidirler."
Lâ ilâhe illallah Muhammedün Resûlullah kelimesinden daha yüce ve daha büyük bir kelimeyle yeryüzüne inmedim. Gökler ve yerler bu
kelimeyle ayakta durur. Ağaç, taş, toprak, deniz her şey bu kelime ile devam eder.
Bu kelime terazinin bir kefesine, gökler ve yerler de diğer kefesine konulsa, muhakkak bu kelime ağır gelir."
"Lâ ilâhe illallah" kelime-i tevhîdi, "Muhammedün Resûlullah" ile birlikte söylenmesi meşhûr olduğundan her ne vakit yalnız birincisi söylense yahut yazılsa ikincisi de söylenmiş ve yazılmış olur. Aksi halde yalnız "Lâ ilâhe illallâh" tevhîdi ile bir kısım Yahudi ve Hıristiyanların tevhidi arasında ne fark kalırdı? "Muhammedün Resûlullah" bu farkı meydana çıkarmaktadır.
Tevhîd, Resûlullâh Efendimiz'in (s.a.v.) peygamberliğine inanmadıkça fayda vermez.
Çünkü bu iki kelime arasında kuvvetli bir alâka vardır. İkisi birlikte söylenince tamam olur.
"Lâ ilâhe illâllah" denilince, bundan "Muhammedün Resûlullâh" da birlikte kasdedilmiş oluyor. Yahudiler de, hattâ Hıristiyanlardan bir kısmı da Lâ ilâhe illâllah diyor, ama hiçbiri bundan Muhammedün Resûlullâh'ı kasdetmiyor. O halde "Lâ ilâhe illâllah" İslam dininde iki şehâdetin, yani;
"Lâ ilâhe illâllah, Muhammedün Resûlullâh"ın alemi olmuştur. Fetih sûresinin 28 ve 29. âyetlerinde buna işaretle şöyle buyuruluyor: - meâlen-:
"O, O Allâh'tır ki resûlünü hidâyet rehberi ve Hak dîni(; İslâm) ile gönderdi ki (İslâm Dinini) diğer bütün din(ler)in hepsinin üzerine galip kılmak için. Şâhid olarak da Allah yeter: Muhammed Resûlullah'dır. Onunla beraber bulunanlar, kâfirlere karşı çok şiddetli, birbirlerine karşı ise pek merhametlidirler."