Lokomotif ve vagonlar
28 Ağustos 2011 Pazar 05:01
Hayatta başarılı ve mutlu olmak için ne yapmalıyız? Başarı deyince bir tanım getirmek gerekiyor. Yüzlerce tanımın içinden benim için en doğrusu: "Başarı, en doğru ve en gerekli şeyi, zamanında yapmış olmaktır."
Karnımız acıktığında yemek yemek, ödevimizi zamanında yapmış olmak, uçağa yetişmiş olmak ve benzerleri kendi içinde başarı sayılabilir. Elbette başarı ölçekleri değişebilir; maliye bakanı için ülkenin bütçesini denkleştirmiş olmak, iki yaşında bir çocuk içinse tuvalete yetişmek başarı sayılabilir. Benim gibi başarı ile odaklanma arasında doğrusal bir ilişki görenler, başarı için tek bir şeye odaklanmak gerektiğini de ayrıca vurgulayacaklardır. Örneğin, bir şirket için pazarlamaya odaklanmak şirketin satışlarını istenilen seviyeye çıkarabilir. Ama aynı anda hem pazarlamaya, hem üretime, hem satın almaya, hem insan kaynaklarına tüm dikkatini dağıtan bir şirket istediği sonuçlara ulaşamayabilir. Aynısı bir öğrenci için de geçerlidir; belirli bir günde tüm dikkatini dengeli bir şekilde tüm derslere dağıtan bir çocuk, ertesi gün yapılacak matematik sınavından başarısız olabilir. 'Hayat bir denge sanatı'dır; ama sanatsal çalışmalar her zaman simetrik değildir. Tren metaforumuza gelirsek, geleneksel trenleri lokomotif çeker. Bütün vagonlar da peşinden gider. Lokomotif olmadan vagonlar bir yere gidemezler.
Simetri ile asimetri arasındaki ilişki, tahmin edilenden çok daha yakındır. Asimetrik olan (simetrik durmayan) herhangi iki cisim, varlıklarıyla bir simetri içindedir. Gerçek ve fark edilemeyen asimetri, simetrik olmayan cismin var olmamasıdır. Diğer bir deyişle, lokomotifin vagonlara sahip olmamasıdır.
Hızlı trenlerin bazı versiyonlarında devrimci bir yaklaşım hayata geçirilmiştir. Lokomotifin olmadığı bu trenlerde, her vagonda motor vardır. 10 ayrı motorun gücü, bir büyük motorun gücünden fazla olabilmektedir. Ancak bütün vagonlar aynı yöne gitmektedir. Yani sanki bir lokomotif onları önden çekiyormuşçasına uyum içinde hepsi aynı süratte belirli bir yöne ilerlemektedirler.
Mutsuz insanların bir kısmı son derece başarılıdır. Örneğin, akademik dünyada ya da iş dünyasında çok başarılı olabilirler. Ancak hayatları bir trenden çok lokomotife benziyor; vagonları yok. Bir tek kendileri ileri gitmiş. Tam bir asimetri yaşıyorlar ve yalnızlık zirve yapmış durumda. Mutsuz insanların bir kısmı da kayda değer hiçbir başarısı olmayanlar. Bunlar da hayatlarında hiçbir şeye odaklanmadıkları için elle tutulabilir bir başarı üretememişler. Hayatlarında bir sürü vagon var; ama lokomotifleri hiç olmamış. Bir lokomotif olmadığı için de vagonları da bir düzene girmemiş.
Neye ihtiyacımız var? Sanırım trenlere.... Lokomotif gibi odaklanacağımız hedeflere, vagonlar gibi ilgileneceğimiz ve daha ileri götürmeye çalışacağımız insanlara ve olgulara ihtiyacımız var. Sonja Lyubomirsky, tek bir davranışın değil, bir grup davranışın insanları mutlu ettiğini söylüyor. Şükretmek, aileye ve arkadaşlara zaman ayırmak, çalışma arkadaşlarına yardım etmek, iyimser olmak, hayatın tadını çıkarmak, spor yapmak (bunları vagon olarak düşünebiliriz), insanlığa hizmet etmek gibi büyük bir amaca (lokomotife) sahip olmak. Öyleyse yapmamız gereken bir şeye daha fazla zaman ayırırken diğerlerini de ihmal etmemek.
Zaman
28 Ağustos 2011 Pazar 05:01
Hayatta başarılı ve mutlu olmak için ne yapmalıyız? Başarı deyince bir tanım getirmek gerekiyor. Yüzlerce tanımın içinden benim için en doğrusu: "Başarı, en doğru ve en gerekli şeyi, zamanında yapmış olmaktır."
Karnımız acıktığında yemek yemek, ödevimizi zamanında yapmış olmak, uçağa yetişmiş olmak ve benzerleri kendi içinde başarı sayılabilir. Elbette başarı ölçekleri değişebilir; maliye bakanı için ülkenin bütçesini denkleştirmiş olmak, iki yaşında bir çocuk içinse tuvalete yetişmek başarı sayılabilir. Benim gibi başarı ile odaklanma arasında doğrusal bir ilişki görenler, başarı için tek bir şeye odaklanmak gerektiğini de ayrıca vurgulayacaklardır. Örneğin, bir şirket için pazarlamaya odaklanmak şirketin satışlarını istenilen seviyeye çıkarabilir. Ama aynı anda hem pazarlamaya, hem üretime, hem satın almaya, hem insan kaynaklarına tüm dikkatini dağıtan bir şirket istediği sonuçlara ulaşamayabilir. Aynısı bir öğrenci için de geçerlidir; belirli bir günde tüm dikkatini dengeli bir şekilde tüm derslere dağıtan bir çocuk, ertesi gün yapılacak matematik sınavından başarısız olabilir. 'Hayat bir denge sanatı'dır; ama sanatsal çalışmalar her zaman simetrik değildir. Tren metaforumuza gelirsek, geleneksel trenleri lokomotif çeker. Bütün vagonlar da peşinden gider. Lokomotif olmadan vagonlar bir yere gidemezler.
Simetri ile asimetri arasındaki ilişki, tahmin edilenden çok daha yakındır. Asimetrik olan (simetrik durmayan) herhangi iki cisim, varlıklarıyla bir simetri içindedir. Gerçek ve fark edilemeyen asimetri, simetrik olmayan cismin var olmamasıdır. Diğer bir deyişle, lokomotifin vagonlara sahip olmamasıdır.
Hızlı trenlerin bazı versiyonlarında devrimci bir yaklaşım hayata geçirilmiştir. Lokomotifin olmadığı bu trenlerde, her vagonda motor vardır. 10 ayrı motorun gücü, bir büyük motorun gücünden fazla olabilmektedir. Ancak bütün vagonlar aynı yöne gitmektedir. Yani sanki bir lokomotif onları önden çekiyormuşçasına uyum içinde hepsi aynı süratte belirli bir yöne ilerlemektedirler.
Mutsuz insanların bir kısmı son derece başarılıdır. Örneğin, akademik dünyada ya da iş dünyasında çok başarılı olabilirler. Ancak hayatları bir trenden çok lokomotife benziyor; vagonları yok. Bir tek kendileri ileri gitmiş. Tam bir asimetri yaşıyorlar ve yalnızlık zirve yapmış durumda. Mutsuz insanların bir kısmı da kayda değer hiçbir başarısı olmayanlar. Bunlar da hayatlarında hiçbir şeye odaklanmadıkları için elle tutulabilir bir başarı üretememişler. Hayatlarında bir sürü vagon var; ama lokomotifleri hiç olmamış. Bir lokomotif olmadığı için de vagonları da bir düzene girmemiş.
Neye ihtiyacımız var? Sanırım trenlere.... Lokomotif gibi odaklanacağımız hedeflere, vagonlar gibi ilgileneceğimiz ve daha ileri götürmeye çalışacağımız insanlara ve olgulara ihtiyacımız var. Sonja Lyubomirsky, tek bir davranışın değil, bir grup davranışın insanları mutlu ettiğini söylüyor. Şükretmek, aileye ve arkadaşlara zaman ayırmak, çalışma arkadaşlarına yardım etmek, iyimser olmak, hayatın tadını çıkarmak, spor yapmak (bunları vagon olarak düşünebiliriz), insanlığa hizmet etmek gibi büyük bir amaca (lokomotife) sahip olmak. Öyleyse yapmamız gereken bir şeye daha fazla zaman ayırırken diğerlerini de ihmal etmemek.
Zaman