Hicretin sekizinci yılı bir Ramazan günüydü. Allah Resulü sefer hazırlığındaydı. Hz. Aişe validemiz bile haberdar değildi bu seferden. Müslümanların sonradan, müşriklerinse ancak Mekke etrafında yanan ateşlerden haberdar olduğu seferdi bu. Değil kan dökmek kimseyi incitmekten bile imtina ediyordu Allah Resûlü.
Sa'a b. Ubâde'nin "Bugün büyük harp günüdür. Bugün Kâbe'den kan dökmek helal kılınmıştır. Bugün Allah Kureyş'i zwlil kılmıştır." sözüne karşılık Allah Resulü "Sa'd yanlış söylemiştir. Hayır, bugün merhamet günüdür. bugün Allah'ın Kâbe'yi yücelteceği gündür. Ve bugün Kâbe'nin (tevhid elbisesine) bürüneceği bir gündür." diyordu. Merhamet yüklü Hz. Peygamber, Mekke'den ziyade gönülleri fethe gidiyordu. "Ey şehir, senden çıkarılmasaydım vallahi seni terketmezdim!" dediği şehre girerken Feth sûresini okuyor ve Allah'a tazimde bulunuyordu.
Şehrin fethi gerçekleşmiş, sıra gönülllerdeydi. Ve gönülleri de şu sözlerle fethediyordu: "Ben de Hz. Yusuf'un kardeşlerine dediği gibi, 'Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok! Allah sizi affetsin! Şüphesiz O, merhametlilerin en merhametlisidir.' diyorum. Haydi, gidiniz! Artık serbestsiniz."
Sa'a b. Ubâde'nin "Bugün büyük harp günüdür. Bugün Kâbe'den kan dökmek helal kılınmıştır. Bugün Allah Kureyş'i zwlil kılmıştır." sözüne karşılık Allah Resulü "Sa'd yanlış söylemiştir. Hayır, bugün merhamet günüdür. bugün Allah'ın Kâbe'yi yücelteceği gündür. Ve bugün Kâbe'nin (tevhid elbisesine) bürüneceği bir gündür." diyordu. Merhamet yüklü Hz. Peygamber, Mekke'den ziyade gönülleri fethe gidiyordu. "Ey şehir, senden çıkarılmasaydım vallahi seni terketmezdim!" dediği şehre girerken Feth sûresini okuyor ve Allah'a tazimde bulunuyordu.
Şehrin fethi gerçekleşmiş, sıra gönülllerdeydi. Ve gönülleri de şu sözlerle fethediyordu: "Ben de Hz. Yusuf'un kardeşlerine dediği gibi, 'Size bugün hiçbir başa kakma ve ayıplama yok! Allah sizi affetsin! Şüphesiz O, merhametlilerin en merhametlisidir.' diyorum. Haydi, gidiniz! Artık serbestsiniz."