Mevsimlik yanlışlardan kendinizi korumaya alıyor musunuz?

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Mevsimlik yanlışlardan kendinizi korumaya alıyor musunuz?
20 Temmuz 2011 Çarşamba 07:01
Mevsimlik yanlışlardan kendinizi korumaya alıyor musunuz?
Sabır gösterir de konuyu okuma lütfunda bulunursanız 'mevsimlik yanlışlar'la neyi kastettiğimizi kolayca anlayacak, gerçekten de üzerinde durmaya değer bir konu diyerek siz de düşünmeye başlayacaksınız.
Sözü daha fazla uzatmadan mevsimlik yanlışlarla neyi kastettiğimize geçiyorum.
Bilindiği üzere geçmişte sokak bugünkü kadar kontrolden çıkmamış, günahlar bu kadar teşvik görerek işlenir hale gelmemişti. O yüzden o günkü insanlardaki dindarlık, ahiretini kurtarma gayretinden başka mânâya gelmiyordu. İnsanlar sadece ahiretini kurtarmak için dindarlaşıyor, mazbut giyim kuşam içinde olma gereği duyuyorlardı.
- Ya bugün? Bugün de öyle mi?.. Bugün durum çok farklı. İnsanlar ahiretini kurtarmak niyetinden önce dünyalarını kurtarmak için de dindarlaşıyorlar, dindarlıktan faydalanıp yaygınlaşan günah yanlışlarından kendilerini, aile, çoluk çocuklarını dindarlıkla korumaya çalışıyorlar.
İsterseniz bakın toplum hayatına. Her geçen gün yaygınlaşan kötü alışkanlık ve ahlâkî yozlaşmadan kendilerini en çok koruyanlar dindar olanlardır. Çünkü dinin insanı kötülüklere iten zaaflar hakkında yasaklayıcı hükümleri vardır. Bu hükümlere itaat eden dindarlar sadece ahiretini kurtarmakla kalmıyor, gittikçe yaygınlaşan bağımlılık ve kötü alışkanlıklardan da aile ve çocuklarını muhafaza ediyor, böylece dünyalarını da kurtarabiliyorlar. İsterseniz İsra Sûresi'nin 32. ayetinin dindarları koruyucu ve kollayıcı ikazına bakın:
-Zina yapmayın!.. demiyor, Zinaya yaklaşmayın! diye ikaz ediyor. Çünkü asıl mesele yanlışlara yaklaşmamaktadır. Yaklaşmayanın korunması kolay olur. Yaklaştıktan sonraki tahriklere direnmek zorlaşır, ateşe yaklaşanın isabet alması ihtimali gibi tehlike belirir. Onun için kötülüklere vesile olabilecek, davetçilik mânâsına gelebilecek tahrikçi ve teşvikçi görüntüleri de yasaklayan din, müstehcene bakılmasını da caiz görmüyor, müstehcen dolaşılmasını da, çevreye kötü örnek olunmasını da...
Hatta bu bakma konusunda bir diğer ayetin emri de bir başka koruyucu özellik arz ediyor, bir de ona bakın lütfen:
- "İnanmış erkek ve kadınlar gözlerini harama bakmaktan kapasınlar!?" (Nur, 30)
Gözleri kapamak mümkün mü? Hayır! Ya niçin kapasınlar diyor?
-Öylesine gözlerini harama bakmaktan, müstehcene nazar etmekten korusunlar ki, sanki gözleri kapalıymış gibi hayallerini bile tertemiz, pırıl pırıl tutsunlar, zihinlerini kirlenmekten korusunlar.. mesajını veriyor.
Nitekim İmam-ı Şibli bu ayeti tefsir ederken: "Sadece kafa gözlerini kapamakla kalmasınlar, kalp gözlerini de kapalı tutsunlar, hayallerine almasınlar haramları, müstehcen görüntüleri..." diyor, hayali dahi tertemiz tutmamızı istiyor.
-Gözle bakış konusunda neden bu kadar ısrarlı ikaz ediliyor insanlar?
-Çünkü bütün günahlar, ahlakî bozulmalar, gözle bakışla başlar, bakışın ısrarıyla baskı artar, sonra fiilî günaha dönüşür. Üstelik gözler baktıklarının resimlerini de çeker, hayalhanesine depo eder. Nereye gitse, nerede olsa artık çektiği bu resimler hayal âleminde gözlerinin önündedir. Öğrenciyse dersine tam çalışamaz, işçi ise mesleğine tam yönelemez, fikir adamıysa zihnini toparlayamaz, derken her konuda gerileme, düşüş başlar bakışlarını korumayanlarda. Bu duruma düşmemek için din yasaklar koyar, mensuplarını böylesine gerilemelere maruz kalmaktan kurtarır. Bundan dolayı söylemiş Bediüzzaman Hazretleri kitaplık çaptaki şu meşhur sözünü. Diyor ki:
"Dünyasını kurtarmak isteyen dinine sarılsın. Ahiretini kurtarmak isteyen dinine sarılsın. Her ikisini de kurtarmak isteyen dinine sarılsın!.."
Ne dersiniz, yaz yanlışlarından kendimizi korumaya alıyor muyuz? Böyle bir dikkat ve titizliğimiz söz konusu mu şu sıcak yaz mevsiminde?
Zaman
 
Üst