Miraç gecesi Peygamber Efendimiz'in (asm) kalbi Cebrail (as) tarafından yıkanmış, Mescid-i Aksa'ya gidip tüm peygamberlere imamlık yapmıştır. O'na (asm) cennet ve cehennem gösterilmiş, Sidre-i müntahaya yükselip Cenab-ı Hak ile görüşmüştür...Miraç mucizesi şu şekilde nakledilmiştir:
[h=2]Peygamber Efendimiz'in (asm) kalbinin Cebrail (as) tarafından yıkanması[/h]Resul-i Kibriya Efendimiz (asm), bir gece Ka'be-i Muazzama'nın Hatim kısmında yatarken Hazret-i Cebrail gelip göğsünü yardı; ve kalbini zemzem suyu ile yıkadıktan sonra içine hikmet doldurup eski haline koydu.
[h=2]Peygamber Efendimiz'in (asm) Burak’la Mescid-i Aksaya gidip Peygamberlere imamlık yapması[/h]Beyaz bir binit (Burak) getirildi. Habib-i Kibriya Efendimiz (asm), ona bindirildi. Cibril'in (as) refakatında yol aldılar.
Burak, adımını, gözün erişebileceği yerin ilerisine atıyordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz, Cibrîl (as) ile birlikte Beyt-i Makdis'e vardı. Orada, bütün peygamberlerin toplanmış olduğunu gördü. Onlara imam oldu ve birlikte namaz kıldı.
[h=2]Cebrail’in (as) Peygamber Efendimiz’e (asm) Üç Bardak sunması
[/h]Peygamber Efendimiz'e (asm), orada birinde süt, birinde şerbet ve diğerinde ise su bulunan üç bardak takdim edildi. Takdim esnasında:
"Eğer, suyu alırsa kendisi de, ümmeti de ihtiyaçsız ve kanâatkar olur. Şerbeti alırsa kendisi de, ümmeti de mahrumiyete düçar olur. Şayet sütü alırsa kendisi de, ümmeti de doğruyu bulur" diye bir ses işitti.
Resûl-i Ekrem, süt bardağını alıp içti. Bunun üzerine Cebrâil (as),
"Yâ Muhammed" dedi. "Sen, fitrî ve tabiî olanı seçtin. Sen de, ümmetin de doğru yola iletildiniz." (İbn-i Hişam)
[h=2]Peygamber Efendimiz'in (asm) Miraç Merdiveniyle Semâvâta Yükselmesi ve Peygamberlerle Görüşmesi
[/h]Beytü'l-Makdis'de yüksek makamlara çıkmak için Mir'ac merdiveni kuruldu. Peygamber Efendimiz (asm), bu merdivene Cebrâil (as) ile birlikte bindirildi ve birlikte yükseldiler.. Nihâyet dünya semâsına vardılar. Hz. Cebrâil (as) gök kapısını çaldı:
"Kim o?" denildi.
"Cibril'im!"
"Yanındaki kim?"
"Muhammed."
"Ona gelsin diye haber gönderildi mi?"
"Evet, gönderildi."
Bundan sonra gök kapısı açıldı ve dünya semâsının üstüne çıktılar.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm), orada oturan bir zât gördü. Sağ ve sol yanında bir takım karaltılar vardı. Sağına bakınca gülüyor, soluna bakınca ağlıyordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz'e,
"Hoş geldin, safa geldin, salih peygamber, salih oğul!" dedi.
Peygamber Efendimiz (asm), Cebrâil'e,
"Bu kim?" diye sordu.
Hz. Cebrâil şu cevabı verdi:
"Bu senin baban Âdem'dir. Şu sağındaki, solundaki karaltılar da çocuklarının ruhlarıdır. Sağındakiler cennetlik, solundakiler cehennemlik olanlardır. Sağına bakınca güler, soluna bakınca ağlar." (Müslim)
Buradan ikinci semaya yükseldiler. Gök kapısı açıldı ve Resul-i Kibriya Efendimiz (asm), orada Hz. Yahya ve Hz. İsa (as) ile karşılaştı.
Hz. Cebrail, "Bu gördüklerin Yahya ve İsa’dır. Onlara selâm ver" dedi.
Selâmlaştılar ve onlar Peygamber Efendimiz'e (asm),
"Hoş geldin, safa geldin sâlih peygamber, sâlih kardeş" dediler.
Bundan sonra Resul-i Kibriya Efendimiz (asm) Cebrail (as) ile birlikte aynı minval üzere üçüncü katta Hz. Yusuf, dördüncü katta Hz. İdris, beşinci katta Hz. Harun, altıncı katta Hz. Musa ve yedinci katta da Hz. İbrahim (as) ile görüştü. Onların hepsi de kendisine "hoş geldin" de bulundular ve miracını tebrik ettiler.
[h=2]Peygamber Efendimiz'e Cennet ve Cehennemin gezdirilmesi[/h]Resulullah (asm) buyurdular ki: "(Mirac sırasında) cennetin kapısında durup içeri baktım. Oraya girenlerin büyük çoğunluğunun miskinler olduğunu gördüm. Dünyadaki imkân sahiplerinin cehennemlikleri ateşe gitmeye emrolunmuşlardı, geri kalanlar da mahpus idiler. Cehennemin kapısında da durdum. Oraya girenlerin büyük çoğunluğu da kadınlardır." (Buhari, Müslim)
[h=2]Peygamber Efendimiz'in (asm) Sidre-i Münteha’ya çıkması
[/h]Cebrail (as), yedinci kat semadan Resul-i Ekrem Efendimiz'i (asm) alıp yükseklere çıkardı. Daha sonra Habib-i Kibriya’nın karşısına Sidre-i Münteha sahası açıldı.
Cebrail (as),
"İşte, bu Sidre-i Münteha’dır. Ben, buradan bir parmak ucu ileri geçecek olursam yanarım" dedi ve oradan ileriye tek adım atmadı.
Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm), Sidre-i Müntehâ'dan dört nehirin aktığını gördü.
Ayrıca Peygamber Efendimiz (asm), burada Cebrail’i (as) bir kere daha aslî şekil ve suretinde gördü. Daha önce de, kendilerine Risâlet vazifesi verildiği sırada onu Mekke'nin Ciyad mevkiinde ufku kaplayan haşmetli kanatlarıyla görmüştü.
[h=2]Peygamber Efendimiz'in (asm) Cenab-ı Hak ile sohbet etmesi[/h]Resûl-i Kibriyâ Efendimiz (asm) daha sonra yanında Cebrâil (as) olmadığı halde "imkân ve vücûb ortasında Kâb-ı Kavseyn ile işâret olunan" makama vardı. Bundan sonra mekândan münezzeh Zât-ı Zü'l-Celâlin sohbeti ve cemâliyle müşerref oldu.
[h=2]Beş vakit namazın farz kılınması
[/h]Burada Cenab-ı Hak elli vakit namazı farz kıldı. Dönüşte Hz. Musa (as), elli vakit namazın ümmetine ağır geleceğini söyleyip Allah'tan onu hafifletmesini istemesini tavsiye etti. Namaz beş vakte indirilinceye kadar Hz. Peygamber’in (asm) Huzur-u İlâhiye müracaatı ve Hz. Musa (as) ile diyalogu devam etti. (Buhari)
[h=2]Şirk koşmayanların affedileceğinin müjdelenmesi
[/h]Bir rivayete göre Resul-i Ekrem'e (asm) Miraçta Bakara Suresi’nin son ayetleri indirilmiş ve Allah'a ortak koşmayanların affedileceği müjdesi de verilmiştir. (Müsned,I, 422; Müslim, İman, 279)
[h=2]Peygamber Efendimiz’in (asm) İsra Gecesinde Beş Tane Binit Kullanması
[/h]Beytü’l Makdis’e kadar Burak,
Dünya göğüne kadar Miraç,
Yedinci göğe kadar meleklerin kanatları,
Sidre-i Münteha’ya kadar Hz. Cibril’in kanadı,
Kab-ı kavseyne kadar Refref. (Ruhu’l-Meâni)