Müslümanın diyeti
23 Ekim günü ‘Müslüman’ın Diyeti’ kitabıyla Kemal Özer’i ağırlayacağız inşallah. Kemal Bey’in ‘Şeytan Ye Diyor’, ‘Deccal Tabakta’ gibi eserleri de var. Son kitabı olan ‘Müslüman’ın Diyeti’ ile Efendimiz’in (sav) hadisleri ve ayetlerle yemenin sınırlarını çiziyor.
Açıkçası ben bu kitabı okuyana kadar yeme-içme başlığının dindeki yeri hususuna bir “tavsiye” nazarıyla bakardım. Din, doğru ve sağlıklı olanı tavsiye eder diye düşünürdüm. Oysa kitabın satırlarında Efendimiz’in birbirinden “şiddetli” hadislerini okudukça ve bu hadislerin ayetlere bakan yorumlarını gördükçe, bayramda ölçüyü kaçırmak benim için bir sorun olmaktan çıkıverdi. Zira yemek konusunda nefsine mağlup olan insan sadece sağlığını kaybetmiyor, aynı zamanda Rabbinin nazarında da zelil duruma düşüyor.
İsterim ki sizlerin zihninde de ‘nasıl kilo veririm’, ‘nefsimi nasıl az yemeye ikna ederim’ gibi sorular olmasın bu bayram. Bunun yolu da bir diyet listesinden değil, ayet ve hadislerden geçiyor muhakkak. Çünkü bir Müslüman’ı ancak Rabbinin buyruğu dizginleyebiliyor.
İşte bayramda form tutturacak Ayet ve Hadisler:
- Senin iştah duyduğun her şeyi yemen israftandır. ( Hadis-i Şerif )
- Rasulullah, “Kıyamet günü şişman, iri bir adam mizana getirilip tartılır da, Allah indinde sinek kadadı kadar ağırlığı olmadığı görülür.” buyurdu ve sonra da Kehf suresinin 105′inci ayeti kerimesini okudu:
“Onlar, Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkar eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.”
- Dünyada doyasıya en çok yiyenin, kıyamet günü açlığı en uzun olacaktır. ( Hadis-i Şerif )
- Mide hastalık evidir. Perhiz ise her devanın başıdır. ( Hadis-i Şerif )
- Ademoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Ademoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak (nefsinin galebesiyle) illa da (mideyi doldurma işini) yapacaksa bari onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de boş bıraksın. ( Hadis-i Şerif )
Bayram hepimiz için afiyet getirsin inşallah…
H. Kübra Tongar
23 Ekim günü ‘Müslüman’ın Diyeti’ kitabıyla Kemal Özer’i ağırlayacağız inşallah. Kemal Bey’in ‘Şeytan Ye Diyor’, ‘Deccal Tabakta’ gibi eserleri de var. Son kitabı olan ‘Müslüman’ın Diyeti’ ile Efendimiz’in (sav) hadisleri ve ayetlerle yemenin sınırlarını çiziyor.
Açıkçası ben bu kitabı okuyana kadar yeme-içme başlığının dindeki yeri hususuna bir “tavsiye” nazarıyla bakardım. Din, doğru ve sağlıklı olanı tavsiye eder diye düşünürdüm. Oysa kitabın satırlarında Efendimiz’in birbirinden “şiddetli” hadislerini okudukça ve bu hadislerin ayetlere bakan yorumlarını gördükçe, bayramda ölçüyü kaçırmak benim için bir sorun olmaktan çıkıverdi. Zira yemek konusunda nefsine mağlup olan insan sadece sağlığını kaybetmiyor, aynı zamanda Rabbinin nazarında da zelil duruma düşüyor.
İsterim ki sizlerin zihninde de ‘nasıl kilo veririm’, ‘nefsimi nasıl az yemeye ikna ederim’ gibi sorular olmasın bu bayram. Bunun yolu da bir diyet listesinden değil, ayet ve hadislerden geçiyor muhakkak. Çünkü bir Müslüman’ı ancak Rabbinin buyruğu dizginleyebiliyor.
İşte bayramda form tutturacak Ayet ve Hadisler:
- Senin iştah duyduğun her şeyi yemen israftandır. ( Hadis-i Şerif )
- Rasulullah, “Kıyamet günü şişman, iri bir adam mizana getirilip tartılır da, Allah indinde sinek kadadı kadar ağırlığı olmadığı görülür.” buyurdu ve sonra da Kehf suresinin 105′inci ayeti kerimesini okudu:
“Onlar, Rablerinin ayetlerini ve O’na kavuşacaklarını inkar eden, böylece amelleri boşa çıkan, o yüzden de kıyamet gününde amelleri için bir terazi kurmayacağımız kimselerdir.”
- Dünyada doyasıya en çok yiyenin, kıyamet günü açlığı en uzun olacaktır. ( Hadis-i Şerif )
- Mide hastalık evidir. Perhiz ise her devanın başıdır. ( Hadis-i Şerif )
- Ademoğlu, mideden daha şerli bir kap doldurmaz. Ademoğluna belini doğrultacak birkaç lokmacık yeterlidir. Ancak (nefsinin galebesiyle) illa da (mideyi doldurma işini) yapacaksa bari onu üçe ayırsın: Üçte birini yemeğe, üçte birini suya, üçte birini de boş bıraksın. ( Hadis-i Şerif )
Bayram hepimiz için afiyet getirsin inşallah…
H. Kübra Tongar
