İçimin yandığı
Dilimin hadsiz kuruduğu
Günlerden birini yaşıyordum
Kendi
Halimde çalışıyor günlerimi
Aheste bir şekilde geçiriyordum
Benliğimde
Arandığım aşk sanki derin
Ve karanlık bir kuyunun dibindeydi
Oraya
Ulaşmam hayli imkânsızdı
Yüreğimde bir umut yeşeremiyordu
Çok sancılıydı
Yüreği dağlayan nasıl bir acıydı
Bir bakıma, aranmanın var ettiği sancıydı
Ne vakit
Bir aşk kelamı duysam
İçim elvermez, birdenbire titrerdi
Yüreğimi
Silkeler, hazanın sararan
Yapraklarını yaşatırdı halimde bir anda
Öyle
Zamanlar bu kalbim
İrtifa kaybeden zavallı bir uçandı
Sazlardan
Neşet eden hüzzam şarkılar
En yakınlarında hep bulunan arkadaşlarımdı
Böyle zaman da
O Kuyunun başına giderek
Salkımlaşan hicrandı nağmelerde ki ahenkle
Ruhumu dinlendirir
Ne büyük bir haz serde terdi
Dil ile anlatamadığım meramımı artık salıverilmişti
Ancak
Böyle satırlara işlerdim
Gönlümden sızan her hicranı yaramı
Bir tasnif
Dahi yapmadan serbestçe
Serdedendim mecalsizdim ümide hasrettim
Aşk
Durağında bir fakirdim
Okuduğum mısralar sesleniyor el veriyordu
Kalbim titredi,
Dilim kilitlendi sinemde ki
Kurumaya yüz tutmuş hislerim o an alevlendi
Donup kaldım
Habersiz bir sesi arıyordum
Yıllarca hasretim olan aşk tizimi arıyordum
Heyecanlanıyor
Hiç yönüyle tanımıyordum
Zahirini bilmiyor, tenini görmüyordum
Fakat
İçimde eşsiz bir sarsıntıyı
Asudeliğiyle yazdığı şiirle pekâlâ başarıyordu
Belki
Kendi iç âlemindeydi
Halinin derdiyleydi, kalbinin sesiyleydi
Direnemediğim
Bir çekim kuvvetiyle beni
Benden alıyor ve veciz bir şekilde aşkı anlatıyordu
Hayran kaldım
Nezaketine haylide şaşırdım
Satırlarında kayboluyor etrafımı unutuyordum
Kendi
Gönlünde çok gizlediği
Özelinden habersiz bir şekilde ütopi yaşıyordum
Mustafa CİLASUN