Nasıl Dua etmeliyiz?
Allah katında bize değer kazandıran dua'nın sahih bir düzlemde, doğru bir ölçü ile dillendirilmesi elzemdir. Duada biçim ve muhtevanın uyumlu olması gerekir. Rabbimizin rızasını, memnuniyetini, hoşnutluğunu ve takdirini elde etmenin en önemli yollarından biri olan dua eylemimizde yanılgıya düşmemek istiyorsak konu ile ilgili temel bakış açımızı Kur'an'a göre oluşturmamız gerekmektedir.
Bu çalışmamızda Kur'an'da örnek gösterilen dualardan bahsedeceğiz. Bu örnek dualar ya bir peygamberlerin ağzından ilahi kelam şeklinde, ya salih bir müminin ifadesinin aktarımı ya da yüce Rabbimizin bize nasıl dua etmemiz gerektiği ile ilgili rehberlik yapması şeklinde dillendirilmektedir.
Kur'an'da rastladığımız bu model dualar bir işin başında, ortasında, sonunda yahutta bir sevinç anında veya üzüntü esnasında sonsuz kudret sahibi Rabbimizin merhametine sığınma şeklinde olmaktadır.
Dua'ya icabetin olabilmesi için özellikle günahlardan istiğfarda içeriyorsa dünyada iken yapılması gerekir. Ahirette yapılan günahları itiraf ve istiğfar duasının, dünyaya geri dönüş taleplerinin hiçbir anlamı yoktur. Onun için icabet de yoktur. (Bkz. 23/Müminûn, 103.108)
Rabbimize bollukta ve darlıkta, zenginlik ve fakirlikte varsılken ve yoksulken daima O'na yönelişimizin ve O'na inancımızın bir ifadesi olarak dile gelmiyorsa dua değerli addedilmeyi hak etmiyor demektir. (Bkz. 25/Furkan, 77)
Dua ve ibadete aslında yüce Allah'ın ihtiyacı yoktur. Çünkü O müstağnidir. Kendi kendine yeterlidir. Bir başkasının O'nu anmasına, övgüsüne ihtiyacı yoktur. Fakat dua ile yücelmeye, nefsin kötü tutkularına karşı çıkmayı öğrenmeye, Tevhid'in gereği olan sadece rabbine yakarış ve O'na sığınış eğitimine salih kulların ihtiyacı vardır. (Bkz. 27/Neml, 40)
Dua ile eğitim geceleyin ayır bir öneme sahiptir. Müminler geceleri rablerine secde ederek geçirirler. (17/İsra,79; 25/Furkan,64; 50/Kâf,40)
Allah katında bize değer kazandıran dua'nın sahih bir düzlemde, doğru bir ölçü ile dillendirilmesi elzemdir. Duada biçim ve muhtevanın uyumlu olması gerekir. Rabbimizin rızasını, memnuniyetini, hoşnutluğunu ve takdirini elde etmenin en önemli yollarından biri olan dua eylemimizde yanılgıya düşmemek istiyorsak konu ile ilgili temel bakış açımızı Kur'an'a göre oluşturmamız gerekmektedir.
Bu çalışmamızda Kur'an'da örnek gösterilen dualardan bahsedeceğiz. Bu örnek dualar ya bir peygamberlerin ağzından ilahi kelam şeklinde, ya salih bir müminin ifadesinin aktarımı ya da yüce Rabbimizin bize nasıl dua etmemiz gerektiği ile ilgili rehberlik yapması şeklinde dillendirilmektedir.
Kur'an'da rastladığımız bu model dualar bir işin başında, ortasında, sonunda yahutta bir sevinç anında veya üzüntü esnasında sonsuz kudret sahibi Rabbimizin merhametine sığınma şeklinde olmaktadır.
Dua'ya icabetin olabilmesi için özellikle günahlardan istiğfarda içeriyorsa dünyada iken yapılması gerekir. Ahirette yapılan günahları itiraf ve istiğfar duasının, dünyaya geri dönüş taleplerinin hiçbir anlamı yoktur. Onun için icabet de yoktur. (Bkz. 23/Müminûn, 103.108)
Rabbimize bollukta ve darlıkta, zenginlik ve fakirlikte varsılken ve yoksulken daima O'na yönelişimizin ve O'na inancımızın bir ifadesi olarak dile gelmiyorsa dua değerli addedilmeyi hak etmiyor demektir. (Bkz. 25/Furkan, 77)
Dua ve ibadete aslında yüce Allah'ın ihtiyacı yoktur. Çünkü O müstağnidir. Kendi kendine yeterlidir. Bir başkasının O'nu anmasına, övgüsüne ihtiyacı yoktur. Fakat dua ile yücelmeye, nefsin kötü tutkularına karşı çıkmayı öğrenmeye, Tevhid'in gereği olan sadece rabbine yakarış ve O'na sığınış eğitimine salih kulların ihtiyacı vardır. (Bkz. 27/Neml, 40)
Dua ile eğitim geceleyin ayır bir öneme sahiptir. Müminler geceleri rablerine secde ederek geçirirler. (17/İsra,79; 25/Furkan,64; 50/Kâf,40)