osmanlı ruhu
Tecrübeli
Evet arkadaşlar bu başlık altında Osmanlı hakkında en çok merak ettiğimiz konuları paylaşıp , onlara cevap bulmaya çalışalım....
Osmanlı Hakkında En Çok Merak Ettiğiniz Şey Nedir?
- Konuyu başlatan osmanlı ruhu
- Başlangıç tarihi
Allah razı olsun osmanlı ruhu inşaAllah faydalı güzel bir konu olur.
Osmanlı hakkında merak edilen birçok şey var, ancak akıncılardan başlamak isterim, akıncılar kimler arasından nasıl seçiliyor, nasıl yetiştiriliyor, nasıl yaşıyor ve ne görevlerde bulunuyorlardı?
/Konu sabitlenmiştir.
Osmanlı hakkında merak edilen birçok şey var, ancak akıncılardan başlamak isterim, akıncılar kimler arasından nasıl seçiliyor, nasıl yetiştiriliyor, nasıl yaşıyor ve ne görevlerde bulunuyorlardı?
/Konu sabitlenmiştir.
Akıncı
Osmanlı döneminde düşman topraklarına akın düzenleyen gönüllü süvarilere verilen ad.
Fethedilecek yerlerde keşif, yıldırma, tahrip ve klavuzluk amacıyla, hanın izniyle akın düzenlenmesi, göçebe kabileler için başlı başına bir yaşam tarzı olan yağma ve çapul geleneklerinden türeyen çok eski bir töreydi. Türk devletlerinde uç adı verilen sınır bölgelerine yerleştirilen büyük akıncı beylerine uç beyi denilirdi. Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devlelerinin önemli bir politikası, kuruluş aşamasında insan gücü olarak dayandıkları yoğun göçebe kitkleleri uçlara kaydırmak; ırsi reislerini de uç beyi yaparak ikili bir kimlikle devlet bütyesine almaktı. Ertuğrul Gazi ile oğlu Osman Bey de aşiret beyleri iken, aynı zamanda Selçuklu sultanlığının birer uç beyi olmuşlardı.
Rumeli fetihleri başlayınca Türk asıllı gençler akıncı yazıldılar. İlk akıncı beyleri Evrenos ve Köse Mihal’di. Zamanla Osmanlı hanedanı, kuruluş aşamasında yaslandığı Anadolu Türk soyluluğunun önemli ailelerini, uç beyi ve akıncı beyi olarak sınır bölgelerine atamak, böylece başkentten uzak tutmak ve yalnızca iktidara rakip olamayacakları yerlerde, geleneksel özerkliklerini bir ölçüde korumalarına izin vermek gibi, ikinci bir politika benimsedi. Fetihlerin genişlemesi sırasında Mihaloğulları Sofya ve Semendire’de, Turhanoğulları Mora’da, Malkoçoğulları ise Silistre’de kalabalık akıncı ocakları oluşturdular. Akıncılık, babadan oğula geçen bir süreklilik içinde ömür boyu sürdürüldü. Gerektiğinde ocaklara yetenekli gençlerden yeni akıncılar alınırdı. Ayrıca Taviçe (tavacı) denen yerli Hıristiyan akıncılara da görev verilirdi. Akıncılar savaş öncesinde ve savaş boyunca ordunun ilerisinde keşif görevi yaparlar, güvenlik ve ikmal önlemleri alırlar, baskınlar düzenleyerek korku yaratır, düşmanın moral gücünü kırarlardı. Ayrıca köprü, geçit, boğaz gibi önemli noktalarda güvenliği sağlarlardı. Savaşsız yıllarda ise merkezden ferman geldiğinde düşman topraklarına dalar, mal ve para toplar, tutsak alır, girdikleri yerlerin coğrafi ve toplumsal özelliklerini saptayarak İstanbul’a bilgi ulaştırırlardı. Bu, bir çeşit yumuşatma harekâtıydı. Ele geçirdikleri tutsakların beşte birini pençik olarak devlete verirlerdi. Geçimlerini akınlarda ganimet alarak, barış dönemlerinde ise Rumeli çiftliklerindetarımla uğraşarak sağlarlardı.
Akıncılar onlu örgüt düzenindeydiler. On kişiye onbaşı, yüz kişiye subaşı, bin kişiye binbaşı komutanlık ederdi. Bir harekâtın akın sayılabilmesi için binli kadroyla ve akıncı beyinin komutasında yapılması gerekirdi. Yüz akıncının eylemine haramilik denirdi. On akıncı, çete ya da potera adını taşırdı. Çetelerin pençik yükümlülüğü yoktu. Barışta çiftliklerde oturan akıncılar, akıncı beyinin buyruğunu alır almaz onun yanına giderlerdi. Ölen akıncının yerini oğlu, oğlu yoksa akrabası alırdı. Akınların adı akıncı beyinde ve İstanbulda bulunan kütük niteliğindeki defterlere geçirilirdi. Akıncılar genellikle kılıç, mızrak, pala ve buzdoğanla savaşırlar, tehlikeli akınlarda hafif zırh giyerlerdi. Uzun mesafeli akınlarda yedek birkaç at götürürler, yol boyunca at değiştirirlerdi. Dönüşlerinde ise bu atlarda ganimet malı taşırlardı. Akınlarda arka arkaya aşamalı saldırı taktiği uygularlar, sert ve ani hareket ederlerdi. İçlerinden en gözü pek olanları dalkılıç, serdengeçti gibi sıfatlarla anılır, bunlar kaleye dalmak, cephane ateşlemek, düşman karargahına girmek gibi en tehlikeli görevleri gönüllü olarak üstlenirlerdi.
Akıncı grupları, Mihallı, Turhanlı, Malkoçlu gibi, ocaklarının kurucusu olan en eski akıncı beyinin adıyla anılırdı. En ünlü akıncı beyi soyu, Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde önemli görevler üstlenmiş olan Köse Mihal Bey’den gelen Mihaloğulları idi. 16. yüzyıl sonuna doğru sayıları 40 bine ulaşan akıncılar, 1595 Eflak seferi akınlarında ağır kayıplar verdiler. Dönüşte de Tuna Köprüsü’nde Eflak voyvodasının top ateşine yakalanan akıncılardan sağ kurtulan olmadı. Bunun sonucunda akıncılık tarihe karıştı. Akıncıların yerini serhat kulu denen, sınır boylarındaki tımarlı sipahiler aldı. Akın düzenleme görevi ayrıca Kırım hanlarına da verildi
sizinle beraber bizlerde bılgılendık sahasan saolun ::
Osmanlı döneminde düşman topraklarına akın düzenleyen gönüllü süvarilere verilen ad.
Fethedilecek yerlerde keşif, yıldırma, tahrip ve klavuzluk amacıyla, hanın izniyle akın düzenlenmesi, göçebe kabileler için başlı başına bir yaşam tarzı olan yağma ve çapul geleneklerinden türeyen çok eski bir töreydi. Türk devletlerinde uç adı verilen sınır bölgelerine yerleştirilen büyük akıncı beylerine uç beyi denilirdi. Büyük Selçuklu ve Anadolu Selçuklu devlelerinin önemli bir politikası, kuruluş aşamasında insan gücü olarak dayandıkları yoğun göçebe kitkleleri uçlara kaydırmak; ırsi reislerini de uç beyi yaparak ikili bir kimlikle devlet bütyesine almaktı. Ertuğrul Gazi ile oğlu Osman Bey de aşiret beyleri iken, aynı zamanda Selçuklu sultanlığının birer uç beyi olmuşlardı.
Rumeli fetihleri başlayınca Türk asıllı gençler akıncı yazıldılar. İlk akıncı beyleri Evrenos ve Köse Mihal’di. Zamanla Osmanlı hanedanı, kuruluş aşamasında yaslandığı Anadolu Türk soyluluğunun önemli ailelerini, uç beyi ve akıncı beyi olarak sınır bölgelerine atamak, böylece başkentten uzak tutmak ve yalnızca iktidara rakip olamayacakları yerlerde, geleneksel özerkliklerini bir ölçüde korumalarına izin vermek gibi, ikinci bir politika benimsedi. Fetihlerin genişlemesi sırasında Mihaloğulları Sofya ve Semendire’de, Turhanoğulları Mora’da, Malkoçoğulları ise Silistre’de kalabalık akıncı ocakları oluşturdular. Akıncılık, babadan oğula geçen bir süreklilik içinde ömür boyu sürdürüldü. Gerektiğinde ocaklara yetenekli gençlerden yeni akıncılar alınırdı. Ayrıca Taviçe (tavacı) denen yerli Hıristiyan akıncılara da görev verilirdi. Akıncılar savaş öncesinde ve savaş boyunca ordunun ilerisinde keşif görevi yaparlar, güvenlik ve ikmal önlemleri alırlar, baskınlar düzenleyerek korku yaratır, düşmanın moral gücünü kırarlardı. Ayrıca köprü, geçit, boğaz gibi önemli noktalarda güvenliği sağlarlardı. Savaşsız yıllarda ise merkezden ferman geldiğinde düşman topraklarına dalar, mal ve para toplar, tutsak alır, girdikleri yerlerin coğrafi ve toplumsal özelliklerini saptayarak İstanbul’a bilgi ulaştırırlardı. Bu, bir çeşit yumuşatma harekâtıydı. Ele geçirdikleri tutsakların beşte birini pençik olarak devlete verirlerdi. Geçimlerini akınlarda ganimet alarak, barış dönemlerinde ise Rumeli çiftliklerindetarımla uğraşarak sağlarlardı.
Akıncılar onlu örgüt düzenindeydiler. On kişiye onbaşı, yüz kişiye subaşı, bin kişiye binbaşı komutanlık ederdi. Bir harekâtın akın sayılabilmesi için binli kadroyla ve akıncı beyinin komutasında yapılması gerekirdi. Yüz akıncının eylemine haramilik denirdi. On akıncı, çete ya da potera adını taşırdı. Çetelerin pençik yükümlülüğü yoktu. Barışta çiftliklerde oturan akıncılar, akıncı beyinin buyruğunu alır almaz onun yanına giderlerdi. Ölen akıncının yerini oğlu, oğlu yoksa akrabası alırdı. Akınların adı akıncı beyinde ve İstanbulda bulunan kütük niteliğindeki defterlere geçirilirdi. Akıncılar genellikle kılıç, mızrak, pala ve buzdoğanla savaşırlar, tehlikeli akınlarda hafif zırh giyerlerdi. Uzun mesafeli akınlarda yedek birkaç at götürürler, yol boyunca at değiştirirlerdi. Dönüşlerinde ise bu atlarda ganimet malı taşırlardı. Akınlarda arka arkaya aşamalı saldırı taktiği uygularlar, sert ve ani hareket ederlerdi. İçlerinden en gözü pek olanları dalkılıç, serdengeçti gibi sıfatlarla anılır, bunlar kaleye dalmak, cephane ateşlemek, düşman karargahına girmek gibi en tehlikeli görevleri gönüllü olarak üstlenirlerdi.
Akıncı grupları, Mihallı, Turhanlı, Malkoçlu gibi, ocaklarının kurucusu olan en eski akıncı beyinin adıyla anılırdı. En ünlü akıncı beyi soyu, Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde önemli görevler üstlenmiş olan Köse Mihal Bey’den gelen Mihaloğulları idi. 16. yüzyıl sonuna doğru sayıları 40 bine ulaşan akıncılar, 1595 Eflak seferi akınlarında ağır kayıplar verdiler. Dönüşte de Tuna Köprüsü’nde Eflak voyvodasının top ateşine yakalanan akıncılardan sağ kurtulan olmadı. Bunun sonucunda akıncılık tarihe karıştı. Akıncıların yerini serhat kulu denen, sınır boylarındaki tımarlı sipahiler aldı. Akın düzenleme görevi ayrıca Kırım hanlarına da verildi
sizinle beraber bizlerde bılgılendık sahasan saolun ::
Osmanlı şerbeti ve macununu merak etmısımdır hep
Osmanlı Macunu ve Osmanlı Şerbeti
Osmanlı Şerbeti,
Osmanlı Döneminin Vazgeçilmezi Olan Seyyar Şerbetçiler Sırtlarına Aldıkları Güğüm Şerbetliklerle Ve Bellerine Doladıkları Bardaklarıyla Sokak Aralarında Dolaşırlar, Musluğu Üstünden Kıvrılan Güğümün Ağzını Hafifçe Eğerek Şerbeti Bellerine Doladıkları Bardaklara Boşaltırlardı. Kimi “ŞerbetVar Şerbet! Buz Gibi Buz Otuziki Dişe Keman Çaldırır!” Diye Bağırırdı...
Osmanlı Şerbetçisi Elemanlarımız Osmanlı Kıyafetleri Giyerek Dağıtımlarını Yaparlar. Osmanlı Şerbetçilerimiz Programdan Önce Mekana Gelir Hazırlıklarını Yapar Ve Program Saatinde Misafirlere Buz Gibi Osmanlı Şerbetini Dağıtırlar...
Osmanlı Şerbetçisi Elemanlarımız Ve Ürünlerimiz Hijyen Kurallarına Uygun Bir Şekilde Sizlere Hizmet Vermektedir. Osmanlı Şerbeti Siparişleriniz İçin En Az Üç Gün Önceden Rezervasyon Yaptırmanız Gerekmektedir..
Osmanlı Macunu
Osmanlı Macunu için geleneksel kıyafeti ve osmanlı kültürünü yansıtan ekipmanıyla beraber Osmanlı macunu hizmetleri için arayın. Osmanlı macucusu hizmetleri.
Çeşitli baharat ve meyve özlerini içinde barından lezzetli bir şekerleme türüdür. Bu şekerleme türü osmanlı macunu tepsisinde ki macun şeker eritilip çeşitli baharatlarla harmanlanarak yapılmakta, çeşitli katkı maddeleri ilave edilmeden servis edilmektedir. Bu yönüyle aynı zamanda sağlıklı bir atıştırmalık özelliği taşıyan osmanlı macunu damakların vazgeçilmezi olarak yerini geçmişten günümüze dek korumuştur. Macun fiyatları kullanılan malzemenin çeşidine ve boyutuna göre değişiklik göstermektedir. Örneğin imal edilen malzemenin çeşidinin fazlalığı ve azlığı macun fiyatlarının belirlenmesinde önemli etkenlerden bir tanesidir. Macun fiyatlarını etkileyen başlıca unsurlardan biride içine konulan baharatların niteliği ve çeşitliliğidir. Bu sektöre ilgi duyan ve teşebbüslerde bulunmak isteyen değerli müşterilerimiz, sizlere sitemiz üzerinden toptan ve perakende malzeme teminatı yapmaktan sevinç duyarız. Macun fiyatlarının niteliğini aynı zamandan ekipmanların boyutları belirlemektedir. Çünkü ekipmanların boyutu alınacak macun çeşitlerinin miktarını belirlemektedir. Dolayısıyla macun fiyatlarının niteliğinin belirlenmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Sektöre atılacak olanların macun yapımı için imal edeceği ekipmanların başında osmanlı macunu tepsisi gelmektedir. Osmanlı macunu tepsisi içinde hazırlanacak macun miktarına göre değişik boyutlarda imal edilmiştir. Eğer kişisel amaçlar için ( hobi olarak v.s) macun yapmayı düşünüyorsanız küçük bir osmanlı macunu tepsisi sizin için biçilmiş kaftandır. Macun fiyatları da görece daha uygundur. Eğer amacınız perakende satış yapmak ise standart boy osmanlı macunu tepsisini öneririz. Standart boy için macun fiyatlarındaki fiyat politikamız belirli çeşitler için sabittir. Çeşitli organizasyonlar, festival ya da şenlikler için kullanmayı amaçlıyorsanız bir büyük boy osmanlı macunu tepsisini sizlere öneririz. Macun fiyatlarında ( belirli çeşitler için ) indirim uygulamaktayız. Boyutlarının yanı sıra macun bölmelerinin fazlalığına göre de Osmanlı macunu tepsisi modellerimiz mevcuttur. Macun fiyatları almayı düşündüğünüz tepsinin bölmelerine göre de değişmektedir. 3 macun bölmesi içeren, ilk modelimiz olan Osmanlı macunu tepsisi kişisel amaçlarınız için idealdir. Bölmelerin macun kapasitesi diğer modelimize göre daha düşük olduğundan macun fiyatları, miktar ve bazından dolayı uygundur. Üç macun bölmeli osmanlı macun tepsisinin macun kapasitesi boyutları detaylı olarak bize ulaştığınızda siz değerli müşterilerimize sunulacaktır. Diğer modelimiz olan beş bölmeli Osmanlı tepsisinde macun bölmelerinin hacmi daha fazladır. Çubuk adetiyle hazırlanmış macunlarımız da mevcuttur. Eğer ilgileniyorsanız detaylı bilgileri internet sitemizden ya da yetkili şubemizden alabilirsiniz.
Benzer Konular
