Paleolitik yani Eski Taş Çağı, insan elinden çıkan ilk ürünler olan taş aletlerin yapıldığı çağdır. Bu taş aletler, en eski teknolojiyi temsil eder. Paleolitik Çağ insanlarının teknolojileri, çakmak taşı ve diğer işlenebilir taşlardan, ayrıca hayvan kemikleri ve boynuzlardan yapılan aletlerden ibarettir.
Bu aletler arasında el baltaları, taş bıçaklar, kazıyıcılar, ok ve mızrak uçları sayılabilir. Paleolitik Çağ’ın sonuna doğru çok daha ince işçilik gösteren ve pek çok farklı iş için üretilmiş aletler gelişmiştir. Ayrıca yine bu son dönemlerde ilk sanat ürünleri ortaya çıkmıştır. İnsanlar mağara duvarlarına resimler çizmiş, küçük heykelcikler ve takılar yapmışlardır.
Paleolitik Çağ insanları, avcılık ve besin toplayıcılığı ile geçinen göçebe topluluklardır. Bu topluluklar, sadece geçici konak yerlerinde ikamet etmişlerdir. Bu konak yerleri genellikle doğal olarak korunaklı mağaralar ve kaya altı sığınaklarıdır. Bunu biliyoruz; çünkü arkeologlar bu konak yerlerinden pek çoğunu açığa çıkarmışlardır.
Peki, avcı-toplayıcı göçebe yaşam nasıl bir yaşam biçimidir? Avcı-toplayıcı topluluklar besin ihtiyaçlarını avlanarak ve çeşitli bitki, meyve, yemiş ve kökleri toplayarak karşılarlar. Avcı-toplayıcı geçim biçimi, bir bölgedeki besin kaynakları azaldıktan sonra yeni besin kaynaklarına ulaşabilmek için yer değiştirmeyi zorunlu kılar. Böylece avcı-toplayıcılar bir süre sonra başka bir yere göç ederler. Avcı- toplayıcılar, besin kaynaklarından yeterli bir biçimde faydalanabilmek için küçük gruplar halinde yaşarlar.
Paleolitik Çağ üç evreye ayrılmaktadır: Alt Paleolitik, Orta Paleolitik ve Üst Paleolitik. Paleolitik Çağ, ilk yerleşimlerin ortaya çıkmaya başladığı Mezolitik veya Epipaleolitik Çağ’ın başlamasıyla sona erer.
Alt Paleolitik Dönem
Alt Paleolitik, günümüzden yaklaşık 2.5 milyon yıl ilâ 200 bin yıl öncesini kapsayan dönemdir. Bu dönemde Homo habilis (ve Homo rudolfensis), Homo erectus (ve Homo ergaster) ve Homo heidelbergensis olarak adlandırılan ilk insanlar yaşamışlardır. Bu dönemde, en eski taş alet teknolojileri olan Oldowan ve Acheulean teknolojileri görülür.
Homo Habilis
Günümüzden 2.5 ilâ 1.5 milyon yıl öncesinde Güney ve Doğu Afrika’da yaşamış olan Homo genusunun ilk üyesi yani ilk insan türüdür. Bununla beraber Homo habilisler morfolojik özellikleri bakımından insandan çok Australopithecuslara benzerler. Homo habilisler ortalama 1.3 metre boyunda ufak canlılardır, beyin ha- cimleriyse Australopithecuslarınkinden sadece biraz fazladır (590-650cm3).
2.5 milyon ilâ 1.8 milyon yıl öncesine tarihlendirilen bir grup fosil, bazı araştırmacılar tarafından Homo rudolfensis adıyla ayrı bir tür olarak tanımlanmaktadır. Homo rudolfensisler, Homo habilislerden bazı anatomik özellikleri bakımından, örneğin daha büyük bir beyin ve dişlere sahip olmalarıyla ayrılmakta, ancak bunun dışında Homo habilislere benzemektedirler.
Homo habilisler taş aletler yapmışlardır ve bu nedenle ilk insan türü olarak kabul edilmektedirler. Homo habilis “becerikli insan” anlamına gelmektedir. İnsan elinden çıkan en eski taş aletler, diğer bir deyişle insan yaratıcılığının en eski ürünleri, yaklaşık olarak 2.5 milyon yıllıktır. Bu taş aletler Afrika, Tanzanya, Etiyopya, Zaire ve Malawi’de bulunmuştur. Homo habilislerin yaptığı taş aletler, Oldowan taş alet teknolojisi olarak adlandırılmaktadır. Bu aletler çakıl taşlarının basit bir yöntemle yontulması esasına dayanır.
Homo genusu: İnsan türlerini kapsayan genus ya da cinstir.
Homo Erectus
Homo erectus, günümüzden 1.9 milyon yıl öncesinden 100 bin yıl öncesine kadar Afrika, Asya ve Avrupa’da yaşamış bir insan türüdür. Fosiller Afrika’da, Çin’de, Endonezya’nın Java Adası’nda, Fransa’da ve İspanya’da bulunmuştur.
1.9 ilâ 1.6 milyon yıl arasına tarihlenen Homo erectus fosilleri, genellikle ayrı bir tür olarak tanımlanmakta ve Homo ergaster olarak adlandırılmaktadır. Homo ergasterlerin Homo erectusların öncülleri veya erken Homo erectuslar oldukları söylenebilir. Homo ergasterlerin beyin hacimleri 700 ve 850 cm3 arasında değişmektedir.
Homo erectusların beyin hacimleri, Homo ergasterlerin daha da büyüktür (950-1100 cm3). Homo erectusların boyları uzun olup bölgesel farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 1.60-1.70 cm olduğu söylenebilir.
Homo erectus fosilleri, Afrika kıtası dışında bulunan ilk insan kalıntılarını temsil eder Gürcistan’da bulunan erken Homo erectus (Homo ergaster) fosilleri 1.8 milyon yıl öncesine tarihlenmektedir. Homo erectusların Afrika’da evrimleş- tikleri ve sonra Asya ve Avrupa’ya doğru yayıldıkları kabul edilmektedir.
Homo erectuslar, Acheulean teknolojisi adı verilen taş aletler yapmışlardır. İsmini Fransa’da ilk bulunduğu yerden alan Acheulean teknolojisi, günümüzden 1.4 milyon yıl önce başlar ve 500 bin yıl önceye dek varlık gösterir. Acheulean teknolojisi bir baltanın uç kısmını hatırlattığı için el baltası denen, iki yüzü de işlenmiş, simetrik, genellikle damla biçimli aletlerden oluşmaktadır. Çok işlevli olan bu el baltaları kesmek, kazımak, parçalamak gibi pek çok iş için kullanılmıştır.
Homo erectusların bir grup halinde örgütlenerek avcılık yaptıklarını gösteren kanıtlar vardır. Bu sayede bir avcının tek başına avlayamayacağı büyük hayvanları avlamışlardır.
Homo erectusan büyük beyni ve gelişmiş alet teknolojisi, ayrıca büyük hayvanları avladıkları örgütlü bir grup avcılığı tekniği geliştirmiş olmaları, bu insanların iletişim becerilerinin gelişmiş olduğunu göstermektedir. Büyük ihtimalle Homo erectuslar konuşabiliyorlardı. Ancak konuşma dilinin ne zaman geliştiğini belirlemek çok zor bir iştir. Ayrıca dilin gelişimi, beynin gelişiminde itici bir güç yaratmış olmalıdır.
Homo erectuslara özgü çok önemli bir yenilik de ateşin insanlar tarafından bilinçli olarak kullanılmaya başlanmasıdır. Homo erectuslar tarafından bilinçli olarak kullanılmış en eski ateş izleri, yaklaşık 1.5 milyon yıllıktır ve Afrika’da bulunmuştur.
Homo Heidelbergensis
Günümüzden 500 bin ilâ 200 bin yıl öncesine tarihlendirilen Homo heidelbergensis fosilleri Avrupa, Asya ve Afrika’da bulunmuştur. Homo heidelbergensislerin beyin hacimleri oldukça büyüktür. 1100-1400 cm3 arasındaki beyin hacmi, modern insanınkiyle neredeyse aynıdır. Homo heidelbergensis, uzun boylu bir tür olup anatomik açıdan kısmen Homo erectusa kısmen de Homo sapiense benzemektedir.
Geyik, mamut, at, gergedan gibi o dönem Avrupa’sında yaşayan hayvanları avlayıp yedikleri, bu hayvanların kemiklerindeki kesik izlerinden anlaşılmaktadır. Homo heidelbergensislerin kullandığı taş aletler, Homo erectusların Acheulean alet endüstrisine çok benzemektedir. Avrupa’da bulunan Homo heidelbergensislerin Homo neanderthalensisin atası olduğu kabul edilmektedir.
Bu aletler arasında el baltaları, taş bıçaklar, kazıyıcılar, ok ve mızrak uçları sayılabilir. Paleolitik Çağ’ın sonuna doğru çok daha ince işçilik gösteren ve pek çok farklı iş için üretilmiş aletler gelişmiştir. Ayrıca yine bu son dönemlerde ilk sanat ürünleri ortaya çıkmıştır. İnsanlar mağara duvarlarına resimler çizmiş, küçük heykelcikler ve takılar yapmışlardır.
Paleolitik Çağ insanları, avcılık ve besin toplayıcılığı ile geçinen göçebe topluluklardır. Bu topluluklar, sadece geçici konak yerlerinde ikamet etmişlerdir. Bu konak yerleri genellikle doğal olarak korunaklı mağaralar ve kaya altı sığınaklarıdır. Bunu biliyoruz; çünkü arkeologlar bu konak yerlerinden pek çoğunu açığa çıkarmışlardır.
Peki, avcı-toplayıcı göçebe yaşam nasıl bir yaşam biçimidir? Avcı-toplayıcı topluluklar besin ihtiyaçlarını avlanarak ve çeşitli bitki, meyve, yemiş ve kökleri toplayarak karşılarlar. Avcı-toplayıcı geçim biçimi, bir bölgedeki besin kaynakları azaldıktan sonra yeni besin kaynaklarına ulaşabilmek için yer değiştirmeyi zorunlu kılar. Böylece avcı-toplayıcılar bir süre sonra başka bir yere göç ederler. Avcı- toplayıcılar, besin kaynaklarından yeterli bir biçimde faydalanabilmek için küçük gruplar halinde yaşarlar.
Paleolitik Çağ üç evreye ayrılmaktadır: Alt Paleolitik, Orta Paleolitik ve Üst Paleolitik. Paleolitik Çağ, ilk yerleşimlerin ortaya çıkmaya başladığı Mezolitik veya Epipaleolitik Çağ’ın başlamasıyla sona erer.
Alt Paleolitik Dönem
Alt Paleolitik, günümüzden yaklaşık 2.5 milyon yıl ilâ 200 bin yıl öncesini kapsayan dönemdir. Bu dönemde Homo habilis (ve Homo rudolfensis), Homo erectus (ve Homo ergaster) ve Homo heidelbergensis olarak adlandırılan ilk insanlar yaşamışlardır. Bu dönemde, en eski taş alet teknolojileri olan Oldowan ve Acheulean teknolojileri görülür.
Homo Habilis
Günümüzden 2.5 ilâ 1.5 milyon yıl öncesinde Güney ve Doğu Afrika’da yaşamış olan Homo genusunun ilk üyesi yani ilk insan türüdür. Bununla beraber Homo habilisler morfolojik özellikleri bakımından insandan çok Australopithecuslara benzerler. Homo habilisler ortalama 1.3 metre boyunda ufak canlılardır, beyin ha- cimleriyse Australopithecuslarınkinden sadece biraz fazladır (590-650cm3).
2.5 milyon ilâ 1.8 milyon yıl öncesine tarihlendirilen bir grup fosil, bazı araştırmacılar tarafından Homo rudolfensis adıyla ayrı bir tür olarak tanımlanmaktadır. Homo rudolfensisler, Homo habilislerden bazı anatomik özellikleri bakımından, örneğin daha büyük bir beyin ve dişlere sahip olmalarıyla ayrılmakta, ancak bunun dışında Homo habilislere benzemektedirler.
Homo habilisler taş aletler yapmışlardır ve bu nedenle ilk insan türü olarak kabul edilmektedirler. Homo habilis “becerikli insan” anlamına gelmektedir. İnsan elinden çıkan en eski taş aletler, diğer bir deyişle insan yaratıcılığının en eski ürünleri, yaklaşık olarak 2.5 milyon yıllıktır. Bu taş aletler Afrika, Tanzanya, Etiyopya, Zaire ve Malawi’de bulunmuştur. Homo habilislerin yaptığı taş aletler, Oldowan taş alet teknolojisi olarak adlandırılmaktadır. Bu aletler çakıl taşlarının basit bir yöntemle yontulması esasına dayanır.
Homo genusu: İnsan türlerini kapsayan genus ya da cinstir.
Homo Erectus
Homo erectus, günümüzden 1.9 milyon yıl öncesinden 100 bin yıl öncesine kadar Afrika, Asya ve Avrupa’da yaşamış bir insan türüdür. Fosiller Afrika’da, Çin’de, Endonezya’nın Java Adası’nda, Fransa’da ve İspanya’da bulunmuştur.
1.9 ilâ 1.6 milyon yıl arasına tarihlenen Homo erectus fosilleri, genellikle ayrı bir tür olarak tanımlanmakta ve Homo ergaster olarak adlandırılmaktadır. Homo ergasterlerin Homo erectusların öncülleri veya erken Homo erectuslar oldukları söylenebilir. Homo ergasterlerin beyin hacimleri 700 ve 850 cm3 arasında değişmektedir.
Homo erectusların beyin hacimleri, Homo ergasterlerin daha da büyüktür (950-1100 cm3). Homo erectusların boyları uzun olup bölgesel farklılıklar göstermekle birlikte ortalama 1.60-1.70 cm olduğu söylenebilir.
Homo erectus fosilleri, Afrika kıtası dışında bulunan ilk insan kalıntılarını temsil eder Gürcistan’da bulunan erken Homo erectus (Homo ergaster) fosilleri 1.8 milyon yıl öncesine tarihlenmektedir. Homo erectusların Afrika’da evrimleş- tikleri ve sonra Asya ve Avrupa’ya doğru yayıldıkları kabul edilmektedir.
Homo erectuslar, Acheulean teknolojisi adı verilen taş aletler yapmışlardır. İsmini Fransa’da ilk bulunduğu yerden alan Acheulean teknolojisi, günümüzden 1.4 milyon yıl önce başlar ve 500 bin yıl önceye dek varlık gösterir. Acheulean teknolojisi bir baltanın uç kısmını hatırlattığı için el baltası denen, iki yüzü de işlenmiş, simetrik, genellikle damla biçimli aletlerden oluşmaktadır. Çok işlevli olan bu el baltaları kesmek, kazımak, parçalamak gibi pek çok iş için kullanılmıştır.
Homo erectusların bir grup halinde örgütlenerek avcılık yaptıklarını gösteren kanıtlar vardır. Bu sayede bir avcının tek başına avlayamayacağı büyük hayvanları avlamışlardır.
Homo erectusan büyük beyni ve gelişmiş alet teknolojisi, ayrıca büyük hayvanları avladıkları örgütlü bir grup avcılığı tekniği geliştirmiş olmaları, bu insanların iletişim becerilerinin gelişmiş olduğunu göstermektedir. Büyük ihtimalle Homo erectuslar konuşabiliyorlardı. Ancak konuşma dilinin ne zaman geliştiğini belirlemek çok zor bir iştir. Ayrıca dilin gelişimi, beynin gelişiminde itici bir güç yaratmış olmalıdır.
Homo erectuslara özgü çok önemli bir yenilik de ateşin insanlar tarafından bilinçli olarak kullanılmaya başlanmasıdır. Homo erectuslar tarafından bilinçli olarak kullanılmış en eski ateş izleri, yaklaşık 1.5 milyon yıllıktır ve Afrika’da bulunmuştur.
Homo Heidelbergensis
Günümüzden 500 bin ilâ 200 bin yıl öncesine tarihlendirilen Homo heidelbergensis fosilleri Avrupa, Asya ve Afrika’da bulunmuştur. Homo heidelbergensislerin beyin hacimleri oldukça büyüktür. 1100-1400 cm3 arasındaki beyin hacmi, modern insanınkiyle neredeyse aynıdır. Homo heidelbergensis, uzun boylu bir tür olup anatomik açıdan kısmen Homo erectusa kısmen de Homo sapiense benzemektedir.
Geyik, mamut, at, gergedan gibi o dönem Avrupa’sında yaşayan hayvanları avlayıp yedikleri, bu hayvanların kemiklerindeki kesik izlerinden anlaşılmaktadır. Homo heidelbergensislerin kullandığı taş aletler, Homo erectusların Acheulean alet endüstrisine çok benzemektedir. Avrupa’da bulunan Homo heidelbergensislerin Homo neanderthalensisin atası olduğu kabul edilmektedir.