Kadınlar pantolon giyebilir mi? sorusunun cevabı gayet nettir. Aklı başında herkesin bu soruya cevabı, giyemez şeklinde olur. Mü’min hiçbir hanımefendi de böyle bir uygulamaya, ahiretteki hesaplaşmayı dikkate alarak giymek bir yana tevessül bile edemez.
Günümüzdeki uygulamasıyla pantolon giyen kadınların tamamı, dinen çıplak hükmündedir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.v.), ilâhi rahmetten mahrum bırakacak giyim kuşamdan haber verirken, şu iki kelimeyi kullanmışlardır:
“Kâsiyâtün, âriyatün...”
Giyinmişler; ama çıplaktırlar. Yani çıplak gibi tahrikci ve teşhirci görüntüleri vardır.
Peki, hanımların etek, pardüsü, çarşaf gibi üst giyeceklerin altına pantolon giymeleri câiz olur mu?
Bu da olmaz. Çünkü konumu ne olursa olsun pantolon, bir erkek kıyafetidir. “Kadınlardan erkek giyimi, erkeklerden kadın giyimi giyerek karşı cinse benzeyenlere...” diye başlayan hadiste lânet bedduası vardır. Bu ikaz dikkate alan hanımlar, giyimlerinde birinci olarak tesettürü esas aldıkları gibi, ikinci olarak da erkeğe benzememeyi esas alırlar.
Bir olay vesilesiyle, Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz’in hadislerinden birinde sirval kelimesi geçer. Nedir sirval?
Önce olayı özetleyelim:
Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Ali (r.a.) ile Bâki mezarlığında iken yoldan eşeğe binmiş bir kadın geçiyordu. Hava az yağışlı olduğundan eşeğin ayağı bir çukura girdi. Hayvan tökezleyince kadın yere düştü. Peygamberimiz (s.a.v.) hemen yüzünü ters tarafa çevirdi.
Ya Rasülûllah! Kadının üstünde sirval var dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.):
“Allah’ım! Sirval giyen kadınları bağışla. Ey insanlar! Hepiniz sirval giyiniz. Kadınlarınız dışarıya çıkacakları zaman sirval kadar örtülmesi gereken yerleri örten birşey yoktur.” buyurmuşlardır. (Beyhaki, Edep. Şuabü’l-İman. Dârkutni, el-Efrâd, el-Kenz: 8/55. Hayatü’s-Sahabe: 3/367)
Burada geçen sirval ne demektir?
Sirval: Uzun ve vücudu belli etmeyen bolluktaki don demektir.
Anadolu hanımlarının vücut hatlarını belli etmeyecek bollukta giydikleri şalvar tipinde bir dondur. Bu derece bolluktaki donun kimseyi rahatsız etmeyeceği ayrıca tesettürü muhafaza edeceği malumdur.
Bazı zevat sirvali pantolon olarak açıklıyor ve üzerinde bir giyim olması halinde kadınların pantolon giyebileceklerini ifade ediyorlar. Bu hatalı ve zorlamalı bir beyandır. Asla isabetli de değildir.
Silvar, asla pantolon olamaz; o bir dondur.
Diz kapaklarına kadar dar bir üst elbise giyip, dizden aşağısında sadece pantolon bulunması sünnet ölçülerinden giyim şekli değildir ve tesettürü de oluşturmaz. Böyle giyinen kadın da tesettürlü değildir.
Sadece pantolon giymek konumu ne olursa olsun 104 kitabın hiçbirinde yeri yoktur. Kesinlikle câiz değildir. Giyenler Efendimiz (sa.v.)’in lânet bedduasının muhataplarıdırlar.
Etek altına pantolon, liberal modanın saçmalıklarından biridir. Moda furyası kadınların yüzde 85’ini, bu arada bir bölüm erkekleri de çekirdek gibi çatlattı. Pantolon giyen, burunlarına hızma takan, kaşına göbeğine ve bilumum yerlerine piercing takan “kız”lar piyasayı doldurdu. Sağcısı-solcusu, başını örteni, örtmeyeni erkeği-kadını hep aynı çizginin acınasıcıları oldular.
Kadın-erkek gençliğin (istisnaları hâriç) tümüne yakını 1980 sonrasında marka pantolon giymeye başladılar. C 21 marka kot pantolonla başlayan mâcera Lee Cooper’le, Levis’la, Lee’yle, FBI’la sürüyor. Başını örtenler de pardesü ve tunik altına (veya pardesüsüzler de) marka pantolonlar giyiyorlar.
Marka, toplum anlayışında önemli bir sınıf atlama taşıdır. Bundan dolayı doğası gereği gizlenemez. Pantolon markaları arkada ve bir hayli de üstte olduğundan bir kısımları pardesüyü kısalttılar. Markalar ve popolar caka satma aracı oldu. Başını Vakko’dan “örten”ler kalçalarını Levi’s’ten “örtü”yorlar.
Son yıllarda düşük bel pantolon modası çok sürmeden düşük kalça pantolon modasına inkilâp etti. Çünkü kapitalizm insanların bedenlerini istiyor: “Bedenini özgür bırak. Zihnini bana emanet et” Kapitalizmin sömürü sloganı budur. Bu slogana aldananlar kim olursa olsun kişiliksiz olmaya ve evde kalmaya mahkumdurlar. Kendilerini özgür zanneden köleler de bunlardır.
Günümüzdeki uygulamasıyla pantolon giyen kadınların tamamı, dinen çıplak hükmündedir. Âlemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (s.a.v.), ilâhi rahmetten mahrum bırakacak giyim kuşamdan haber verirken, şu iki kelimeyi kullanmışlardır:
“Kâsiyâtün, âriyatün...”
Giyinmişler; ama çıplaktırlar. Yani çıplak gibi tahrikci ve teşhirci görüntüleri vardır.
Peki, hanımların etek, pardüsü, çarşaf gibi üst giyeceklerin altına pantolon giymeleri câiz olur mu?
Bu da olmaz. Çünkü konumu ne olursa olsun pantolon, bir erkek kıyafetidir. “Kadınlardan erkek giyimi, erkeklerden kadın giyimi giyerek karşı cinse benzeyenlere...” diye başlayan hadiste lânet bedduası vardır. Bu ikaz dikkate alan hanımlar, giyimlerinde birinci olarak tesettürü esas aldıkları gibi, ikinci olarak da erkeğe benzememeyi esas alırlar.
Bir olay vesilesiyle, Peygamberimiz (s.a.v.) Efendimiz’in hadislerinden birinde sirval kelimesi geçer. Nedir sirval?
Önce olayı özetleyelim:
Peygamberimiz (s.a.v.) Hz. Ali (r.a.) ile Bâki mezarlığında iken yoldan eşeğe binmiş bir kadın geçiyordu. Hava az yağışlı olduğundan eşeğin ayağı bir çukura girdi. Hayvan tökezleyince kadın yere düştü. Peygamberimiz (s.a.v.) hemen yüzünü ters tarafa çevirdi.
Ya Rasülûllah! Kadının üstünde sirval var dediler. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.):
“Allah’ım! Sirval giyen kadınları bağışla. Ey insanlar! Hepiniz sirval giyiniz. Kadınlarınız dışarıya çıkacakları zaman sirval kadar örtülmesi gereken yerleri örten birşey yoktur.” buyurmuşlardır. (Beyhaki, Edep. Şuabü’l-İman. Dârkutni, el-Efrâd, el-Kenz: 8/55. Hayatü’s-Sahabe: 3/367)
Burada geçen sirval ne demektir?
Sirval: Uzun ve vücudu belli etmeyen bolluktaki don demektir.
Anadolu hanımlarının vücut hatlarını belli etmeyecek bollukta giydikleri şalvar tipinde bir dondur. Bu derece bolluktaki donun kimseyi rahatsız etmeyeceği ayrıca tesettürü muhafaza edeceği malumdur.
Bazı zevat sirvali pantolon olarak açıklıyor ve üzerinde bir giyim olması halinde kadınların pantolon giyebileceklerini ifade ediyorlar. Bu hatalı ve zorlamalı bir beyandır. Asla isabetli de değildir.
Silvar, asla pantolon olamaz; o bir dondur.
Diz kapaklarına kadar dar bir üst elbise giyip, dizden aşağısında sadece pantolon bulunması sünnet ölçülerinden giyim şekli değildir ve tesettürü de oluşturmaz. Böyle giyinen kadın da tesettürlü değildir.
Sadece pantolon giymek konumu ne olursa olsun 104 kitabın hiçbirinde yeri yoktur. Kesinlikle câiz değildir. Giyenler Efendimiz (sa.v.)’in lânet bedduasının muhataplarıdırlar.
Etek altına pantolon, liberal modanın saçmalıklarından biridir. Moda furyası kadınların yüzde 85’ini, bu arada bir bölüm erkekleri de çekirdek gibi çatlattı. Pantolon giyen, burunlarına hızma takan, kaşına göbeğine ve bilumum yerlerine piercing takan “kız”lar piyasayı doldurdu. Sağcısı-solcusu, başını örteni, örtmeyeni erkeği-kadını hep aynı çizginin acınasıcıları oldular.
Kadın-erkek gençliğin (istisnaları hâriç) tümüne yakını 1980 sonrasında marka pantolon giymeye başladılar. C 21 marka kot pantolonla başlayan mâcera Lee Cooper’le, Levis’la, Lee’yle, FBI’la sürüyor. Başını örtenler de pardesü ve tunik altına (veya pardesüsüzler de) marka pantolonlar giyiyorlar.
Marka, toplum anlayışında önemli bir sınıf atlama taşıdır. Bundan dolayı doğası gereği gizlenemez. Pantolon markaları arkada ve bir hayli de üstte olduğundan bir kısımları pardesüyü kısalttılar. Markalar ve popolar caka satma aracı oldu. Başını Vakko’dan “örten”ler kalçalarını Levi’s’ten “örtü”yorlar.
Son yıllarda düşük bel pantolon modası çok sürmeden düşük kalça pantolon modasına inkilâp etti. Çünkü kapitalizm insanların bedenlerini istiyor: “Bedenini özgür bırak. Zihnini bana emanet et” Kapitalizmin sömürü sloganı budur. Bu slogana aldananlar kim olursa olsun kişiliksiz olmaya ve evde kalmaya mahkumdurlar. Kendilerini özgür zanneden köleler de bunlardır.
mevlüt özcan-milli gazete