PAPAĞAN BALIĞININ UYKU TULUMU
Resimde gördüğünüz balığın adı -sizin de fark ettiğiniz nedenden yani papağana benzemesi yüzünden- papağan balığıdır. Rengarenk bir görünümü olan bu balık, düşmanlarından korunmak için çok farklı bir yöntem kullanır. Özellikle geceleri kendi ürettiği jelatin benzeri bir madde ile tüm vücudunu kaplar. Aklınıza gelen "neden?" sorusunun cevabını vermeden önce bu maddenin nasıl üretildiğine ve kullanıldığına bir bakalım.
Papağan balığının kılıfı balığın solungaç boşluğunun üst kenarında bulunan bir yerden salgılanır. Balık bu işlemi nefes alıp verirken yapar. Bir süre sonra bu kılıf, balığın tüm vücudunu sarar. Bu sayede balık kendini bir nevi uyku tulumunun içine sokmakta ve gece olduğunda kendisini dış etkenlere karşı koruyabilmektedir. Bu madde aynı zamanda balığın kamuflaj yaparak gizlenmesini de sağlar. Şeffaf uyku tulumunun en önemli fonksiyonu da balığı en büyük düşmanlarından olan müren balıklarına karşı korumaktır. Mürenler olağanüstü hassas bir koku alma yeteneğine sahiptirler ve avlarını bu yetenekleri sayesinde bulurlar. Fakat papağan balığının koruyucu kılıfı sayesinde müren balığı, onun kokusunu alamaz. Hatta yanından geçerken kılıfın içindeki balığa çarpsa bile onu fark edemez.
Bu durumda şunu düşünmek gerekir: Papağan balıkları geceleri kullandıkları bu koruyucu kılıfı nasıl elde etmişlerdir? Baş düşmanları olan müren balıklarının koklayarak avlandığını nereden bilmektedirler? Mürenlerin kuvvetli koku alma duyusunu durdurabilecek ve geceyi rahatlıkla geçirmelerini sağlayacak böylesine önemli bir maddeyi nasıl keşfetmişlerdir?
Kimyevi bir maddeyi kendi vücudunda üretip, sonra da kendisini bu maddeyle kaplamayı bir balığın akletmesini, planlamasını beklemek elbette ki mümkün değildir. Böyle bir şeyin zaman içinde kendiliğinden meydana gelmesi de mümkün değildir. Nasıl ki resimdeki papağan balıkları böyle bir maddeyi üretmeyi kendi bilinçleriyle planlayıp, vücutlarında böyle bir sistemi kendi iradeleriyle oluşturamazlarsa, bundan 1.000 sene önce ya da 10.000 sene önce yaşamış bir papağan balığı da bunu yapamaz.
Balığın vücudunun düşmanına karşı çok uygun bir jelatinle kaplanmış olması çok usta bir kamuflaj yöntemidir. Böyle bir özelliğin ancak bilinçli bir tasarım sonucunda oluşabileceği ise çok açıktır. Bu bilinç de, balığa ya da başka herhangi bir varlığa değil, tüm bunları var edip düzenleyen Allah'a aittir
Papağan balığının kılıfı balığın solungaç boşluğunun üst kenarında bulunan bir yerden salgılanır. Balık bu işlemi nefes alıp verirken yapar. Bir süre sonra bu kılıf, balığın tüm vücudunu sarar. Bu sayede balık kendini bir nevi uyku tulumunun içine sokmakta ve gece olduğunda kendisini dış etkenlere karşı koruyabilmektedir. Bu madde aynı zamanda balığın kamuflaj yaparak gizlenmesini de sağlar. Şeffaf uyku tulumunun en önemli fonksiyonu da balığı en büyük düşmanlarından olan müren balıklarına karşı korumaktır. Mürenler olağanüstü hassas bir koku alma yeteneğine sahiptirler ve avlarını bu yetenekleri sayesinde bulurlar. Fakat papağan balığının koruyucu kılıfı sayesinde müren balığı, onun kokusunu alamaz. Hatta yanından geçerken kılıfın içindeki balığa çarpsa bile onu fark edemez.
Bu durumda şunu düşünmek gerekir: Papağan balıkları geceleri kullandıkları bu koruyucu kılıfı nasıl elde etmişlerdir? Baş düşmanları olan müren balıklarının koklayarak avlandığını nereden bilmektedirler? Mürenlerin kuvvetli koku alma duyusunu durdurabilecek ve geceyi rahatlıkla geçirmelerini sağlayacak böylesine önemli bir maddeyi nasıl keşfetmişlerdir?
Kimyevi bir maddeyi kendi vücudunda üretip, sonra da kendisini bu maddeyle kaplamayı bir balığın akletmesini, planlamasını beklemek elbette ki mümkün değildir. Böyle bir şeyin zaman içinde kendiliğinden meydana gelmesi de mümkün değildir. Nasıl ki resimdeki papağan balıkları böyle bir maddeyi üretmeyi kendi bilinçleriyle planlayıp, vücutlarında böyle bir sistemi kendi iradeleriyle oluşturamazlarsa, bundan 1.000 sene önce ya da 10.000 sene önce yaşamış bir papağan balığı da bunu yapamaz.
Balığın vücudunun düşmanına karşı çok uygun bir jelatinle kaplanmış olması çok usta bir kamuflaj yöntemidir. Böyle bir özelliğin ancak bilinçli bir tasarım sonucunda oluşabileceği ise çok açıktır. Bu bilinç de, balığa ya da başka herhangi bir varlığa değil, tüm bunları var edip düzenleyen Allah'a aittir