Peygamber Efendimiz(sav)'in İman etmeyen amcaLarından olup, CehaLetin Babası oLarak anıLan Kimdir ?
Ebu Talib'in iman edip etmediği sorusu Bediüzzaman Hazretlerine de sorulmuştur.
Risale-i Nur'un bu konuda verdiği cevap, net ve çok önemli bir konuya işaret etmesi bakımından orijinal bir tespittir.
Ebu Talib'in, Hazreti Muhammed Aleyhisselam'a gösterdiği muhabbetin peygamberliği cihetiyle değil de, şahsı ve zatına olan bir sevgi olduğuna işaret edilmektedir.
"Ebu Talib, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın risaletini değil, şahsını, zâtını gayet ciddî severdi.
Onun o gayet ciddî, o şahsî şefkati ve muhabbeti, elbette zayie gitmeyecektir.
Evet, ciddî bir surette Cenâb-ı Hakkın Habib-i Ekremini sevmiş ve himaye etmiş ve taraftarlık göstermiş olan Ebu Talib'in, inkâra ve inada değil, belki hicab ve asabiyet-i kavmiye gibi hissiyata binaen makbul bir iman getirmemesi üzerine, Cehenneme gitse de, yine Cehennem içinde bir nevi hususî cenneti, onun hasenatına mükâfaten hâlk edebilir.
Kışta bazı yerde baharı hâlk ettiği ve zindanda, uyku vasıtasıyla, bazı adamlara zindanı saraya çevirdiği gibi, hususî cehennemi, hususî bir nevi cennete çevirebilir" (Mektubat s. 375-376).
Bu tespit, kendisine iman edilmediği halde kullarından zuhur eden güzel haslet ve amelleri karşılıksız bırakmayan Cenabı Hakkın merhametinin azametine çok güzel bir örnek teşkil etmektedir.
Ebu Talib'in iman edip etmediği sorusu Bediüzzaman Hazretlerine de sorulmuştur.
Risale-i Nur'un bu konuda verdiği cevap, net ve çok önemli bir konuya işaret etmesi bakımından orijinal bir tespittir.
Ebu Talib'in, Hazreti Muhammed Aleyhisselam'a gösterdiği muhabbetin peygamberliği cihetiyle değil de, şahsı ve zatına olan bir sevgi olduğuna işaret edilmektedir.
"Ebu Talib, Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın risaletini değil, şahsını, zâtını gayet ciddî severdi.
Onun o gayet ciddî, o şahsî şefkati ve muhabbeti, elbette zayie gitmeyecektir.
Evet, ciddî bir surette Cenâb-ı Hakkın Habib-i Ekremini sevmiş ve himaye etmiş ve taraftarlık göstermiş olan Ebu Talib'in, inkâra ve inada değil, belki hicab ve asabiyet-i kavmiye gibi hissiyata binaen makbul bir iman getirmemesi üzerine, Cehenneme gitse de, yine Cehennem içinde bir nevi hususî cenneti, onun hasenatına mükâfaten hâlk edebilir.
Kışta bazı yerde baharı hâlk ettiği ve zindanda, uyku vasıtasıyla, bazı adamlara zindanı saraya çevirdiği gibi, hususî cehennemi, hususî bir nevi cennete çevirebilir" (Mektubat s. 375-376).
Bu tespit, kendisine iman edilmediği halde kullarından zuhur eden güzel haslet ve amelleri karşılıksız bırakmayan Cenabı Hakkın merhametinin azametine çok güzel bir örnek teşkil etmektedir.