Hz. Âişe (r.a), Peygamber Efendimiz’i neşeli gördüğü bir gün:
“–Ey Allah’ın Rasûlü, benim için Allah’a dua ediver!” demişti.
Rasûlullah (s.a.v):
“Allah’ım, Âişe’nin geçmiş, gelecek, gizli ve açık bütün günahlarını mağfiret eyle!” diye dua etti.
Hz. Âişe vâlidemiz o kadar mesrûr oldu ki, sevincinden başı önüne düştü.
Rasûlullah (s.a.v):
“–Dua etmem seni sevindirdi mi?” diye sordu.
O da:
“–Senin duan beni neden sevindirmesin ki?” dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v):
“–Vallâhi bu, benim ümmetim için her namazda yaptığım duâmdır” buyurdu. (Heysemî, IX, 243; İbn-i Hibbân, Sahîh, XVI, 47/7111)
“–Ey Allah’ın Rasûlü, benim için Allah’a dua ediver!” demişti.
Rasûlullah (s.a.v):
“Allah’ım, Âişe’nin geçmiş, gelecek, gizli ve açık bütün günahlarını mağfiret eyle!” diye dua etti.
Hz. Âişe vâlidemiz o kadar mesrûr oldu ki, sevincinden başı önüne düştü.
Rasûlullah (s.a.v):
“–Dua etmem seni sevindirdi mi?” diye sordu.
O da:
“–Senin duan beni neden sevindirmesin ki?” dedi.
Bunun üzerine Rasûlullah (s.a.v):
“–Vallâhi bu, benim ümmetim için her namazda yaptığım duâmdır” buyurdu. (Heysemî, IX, 243; İbn-i Hibbân, Sahîh, XVI, 47/7111)