Peygamberimiz Hz. Muhammed’i, neden annesi emzirmedi de bir üst anneye verildi? Hikmeti nedir?
Değerli kardeşimiz;
Mekke'nin havası sıcak ve sıkıntılı idi. Çocukların körpe vücudlarına uygun olmadığı gibi onların sıhhatli büyümelerine ve gürbüz yetişmelerine de elverişli değildi. Çölde ise hava güzel, su tatlı ve temiz, hayat serbest, iklim ise mutedildi. Ayrıca çölde yaşayan bazı kabilelerin dilleri de çok daha düzgün ve pürüzsüzdü. Asliyet ve tazeliğini koruyordu. Ahlakları da temizdi.
Bu yüzden Kureyş eşrafı ve ileri gelenleri daha sıhhatli ve gürbüz yetişmeleri ve ayrıca düzgün, aslına uygun Arapça öğrenip konuşabilmeleri için Mekke'nin dışında çölde yaşayan kabile kadınlarına ücretle emzirmek üzere çocuklarını teslim etmeyi bir âdet haline getirmişlerdi. Çocuk 2-3 sene, bazen daha fazla sütannenin yanında kalırdı. Bu sebeple de yaylalarda yaşayan birçok kabile, bilhassa Sa'd bin Bekr kabilesi kadınları senede birkaç sefer kafile halinde Mekke'ye inerler ve yeni doğan çocukları emzirmek üzere yanlarına alıp tekrar yurtlarına dönerlerdi.
Mekke civarındaki kabileler arasında Sa'd bin Bekr kabilesi, bilhassa şerefte, cömertlikte, mertlik ve tevazuda ve Arapçayı düzgün konuşmakta temayüz etmiş ve ün kazanmış bir kabileydi. Bu yüzden, Kureyş ileri gelenleri daha çok bu kabile kadınlarına çocuklarını teslim etmek isterlerdi. Benî Sa'd kabilesi kadınlarından Halime de bir çocuk alıp emzirmek için gelmiş ve ilahî kader ona ahir zaman peygamberini emzirmeyi nasip etmişti.
Şunu unutmayalım ki, hikmetler genellikle bir zincirin halkaları gibi birbirine bakan yönleri vardır. Bir amacın gerçekleşmesi için çok yönlü bir zincir halkasının harekete geçmesi gerekir.
Bu açıdan bakıldığında konuyla ilgili bazı hikmetleri şöyle sıralayabiliriz:
Hz. Peygamberin -Mekke’nin nefes aldırmayan sıcaklığına karşılık- güzel, temiz bir havayı teneffüs etmek, çölün geniş havzalarının verdiği kapsamlı düşünme potansiyelini kazanmak, gönül saflığına sahip olmak, ileride çok muhtaç olacağı fasih Arapçayı öğrenmek ve Kur’an’ın edebi vechelerini zevk edecek bir meleke kazanmak..
Ayrıca, Ben-i Sa’d kabilesinden olan Hz. Halime’yi peygamberin süt annesi yaparak ona dünya ve ahiret saadetini kazandırmak,..
Hz. Peygamberin küçük yaşta mümtaz bir şahsiyet olmaya namzet olduğunu gösteren bulutun kendisini gölgelemesi, kalbinin operasyon geçirmesi, otlattığı davarlarının diğer ailelerin davarlarından farklı şekilde etli-sütlü olması ve benzeri harikaların yabancılar tarafından görülmesini sağlamak ve insanların ilerideki peygamberliğini kabul etmeye hazırlamak gibi pek çok hikmetleri saymak mümkündür.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
Değerli kardeşimiz;
Mekke'nin havası sıcak ve sıkıntılı idi. Çocukların körpe vücudlarına uygun olmadığı gibi onların sıhhatli büyümelerine ve gürbüz yetişmelerine de elverişli değildi. Çölde ise hava güzel, su tatlı ve temiz, hayat serbest, iklim ise mutedildi. Ayrıca çölde yaşayan bazı kabilelerin dilleri de çok daha düzgün ve pürüzsüzdü. Asliyet ve tazeliğini koruyordu. Ahlakları da temizdi.
Bu yüzden Kureyş eşrafı ve ileri gelenleri daha sıhhatli ve gürbüz yetişmeleri ve ayrıca düzgün, aslına uygun Arapça öğrenip konuşabilmeleri için Mekke'nin dışında çölde yaşayan kabile kadınlarına ücretle emzirmek üzere çocuklarını teslim etmeyi bir âdet haline getirmişlerdi. Çocuk 2-3 sene, bazen daha fazla sütannenin yanında kalırdı. Bu sebeple de yaylalarda yaşayan birçok kabile, bilhassa Sa'd bin Bekr kabilesi kadınları senede birkaç sefer kafile halinde Mekke'ye inerler ve yeni doğan çocukları emzirmek üzere yanlarına alıp tekrar yurtlarına dönerlerdi.
Mekke civarındaki kabileler arasında Sa'd bin Bekr kabilesi, bilhassa şerefte, cömertlikte, mertlik ve tevazuda ve Arapçayı düzgün konuşmakta temayüz etmiş ve ün kazanmış bir kabileydi. Bu yüzden, Kureyş ileri gelenleri daha çok bu kabile kadınlarına çocuklarını teslim etmek isterlerdi. Benî Sa'd kabilesi kadınlarından Halime de bir çocuk alıp emzirmek için gelmiş ve ilahî kader ona ahir zaman peygamberini emzirmeyi nasip etmişti.
Şunu unutmayalım ki, hikmetler genellikle bir zincirin halkaları gibi birbirine bakan yönleri vardır. Bir amacın gerçekleşmesi için çok yönlü bir zincir halkasının harekete geçmesi gerekir.
Bu açıdan bakıldığında konuyla ilgili bazı hikmetleri şöyle sıralayabiliriz:
Hz. Peygamberin -Mekke’nin nefes aldırmayan sıcaklığına karşılık- güzel, temiz bir havayı teneffüs etmek, çölün geniş havzalarının verdiği kapsamlı düşünme potansiyelini kazanmak, gönül saflığına sahip olmak, ileride çok muhtaç olacağı fasih Arapçayı öğrenmek ve Kur’an’ın edebi vechelerini zevk edecek bir meleke kazanmak..
Ayrıca, Ben-i Sa’d kabilesinden olan Hz. Halime’yi peygamberin süt annesi yaparak ona dünya ve ahiret saadetini kazandırmak,..
Hz. Peygamberin küçük yaşta mümtaz bir şahsiyet olmaya namzet olduğunu gösteren bulutun kendisini gölgelemesi, kalbinin operasyon geçirmesi, otlattığı davarlarının diğer ailelerin davarlarından farklı şekilde etli-sütlü olması ve benzeri harikaların yabancılar tarafından görülmesini sağlamak ve insanların ilerideki peygamberliğini kabul etmeye hazırlamak gibi pek çok hikmetleri saymak mümkündür.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet