حَدَّثَنَا إِيَاسُ بْنُ سَلَمَةَ ، حَدَّثَنِي أَبِي ، أَنَّهُ كَانَ مَعَ رَسُولِ اللَّهِ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَآلِهِ وَسَلَّمَ - إِذْ جَاءَهُ رَجُلٌ بِفَرَسٍ لَهُ يَقُودُهَا عَقُوقٍ وَمَعَهَا مُهْرَةٌ لَهَا يَتْبَعُهَا ، فَقَالَ : مَنْ أَنْتَ ؟ فَقَالَ : " أَنَا نَبِيٌّ " قَالَ : ومَا نَبِيٌّ
؟ قَالَ : " رَسُولُ اللَّهِ " قَالَ : مَتَى تَقُومُ السَّاعَةُ ؟ فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَآلِهِ وَسَلَّمَ - : " غَيْبٌ وَلَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ إِلَّا اللَّهُ " قَالَ : أَرِنِي سَيْفَكَ ، فَأَعْطَاهُ النَّبِيُّ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَآلِهِ وَسَلَّمَ - سَيْفَهُ ،
فَهَزَّهُ الرَّجُلُ ثُمَّ رَدَّهُ عَلَيْهِ ، فَقَالَ رَسُولُ اللَّهِ - صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَآلِهِ وَسَلَّمَ - : " أَمَا إِنَّكَ لَمْ تَكُنْ تَسْتَطِيعُ الَّذِي أَرَدْتَ " قَالَ : وَقَدْ كَانَ قَالَ : اذْهَبْ إِلَيْهِ فَسَلْهُ عَنْ هَذِهِ الْخِصَالِ .
Hakim ve Taberânî Seleme bin el-Ekva´dan şu haberi naklederler: "Bir gün ben, Peygamber (s.a.v.) ile birlikte idim.
(Peygamberimizi kılıçla öldürmek isteyen) Adamın biri geldi: "Sen kimsin?" dedi.
Peygamberimiz de: "Ben, bir nebiyim" buyurdu.
Adam: "Nebi ne demektir?" dedi.
Peygamberimiz de: "ALLAH´ın elçisidir" buyurdu.
Adam: "Peki, kıyamet ne zaman kopacaktır?" diye sordu.
Peygam berimizde: "Bu, bir gaybtır. Gaybı ise ALLAH´tan başkası bilemez!" buyurdu.
Adam: "Peki bana kılıcını göster" dedi.
Peygamberimiz de kılıcını o adama verdi. Adam da Peygamberimiz´in kılıcını kınından sıyırdı sonra Peygamberimiz´e verdi.
Bunun üzerine Peygamberimiz kendisine dedi ki: "Bak, sana haber vereyim, sen, bana karşı yapmak istediğin şeyi yapmaya asla kadir olabilecek değildin!" (Bana vurmaya dahi gücün yetmez)
O adam da Peygamberimiz´i tasdik etti.
(Taberânî der ki: Peygamberimiz bu sırada buyurmuş ki: "Bu adam, kendi kendine şöyle konuştu da geldi: Gidip Muhammed´i göre yim, O´na bazı şeyler sorayım, sonra kendisinden kılıcını isteyeyim, sonra O´nu kendi kılıcı ile öldüreyim!)
(Hâkim,El Müstedrek,14)