Bitkiler ve agaclar,
* Birer mucessem ayet
* Gayet muhtesem ve muzeyyen bir meclis-i tehlil ve tevhid, yani, "Lailahe illallah" diye zikreden, tevhidi soyleyen gayet hasmetli ve zinetli bir meclis,
* Bir zikir ve sukur halkasi
* Bir Hakim u Rahimin perde arkasindan uzattigi ipler ve seritlerdir ki, nimetleri onlara takmis, canlilara uzatiyor.
Her bir agac,
* Rahmetin erzak hazinelerinden bir hazine
* Birer tablaci
* Allahin medih icin, sairane hal dili ile soyleyen guzel yazilmis, manzum bir kasidedir.
Simdi, bir agaca biraz daha dikkatimizi yogunlastirarak bakalim. Iste, o agacin evvelinde bir cekirdek, neticesinde bir meyve, icinde calisan bir fabrika ve disinda guzel bir elbise goruluyor. Soyle ki:
Cekirdek,
* Agacin programini ve fihristesini ve planini tasiyan bir sandukca
* Onun levazimatini ve teskilatini tasiyan bir tezgah
* Onun baslangictaki incecik gelirlerini ve latifane giderlerini ve tanzimatini tasiyan bir makina
* "Kaf-nun" tezgahindan (Kun=ol! emrinden) cikan birer latif sandukca
* Birer san'at harikasi
* Meyvenin kalbi durumundadir.
"Canlilarin mukadderat (kader) programlarinin kutucuklari olan cekirdekler", kucuklukleriyle beraber, bir alem gibidirler. Hatta, "cekirdekteki naksi kader olan manevi agac, bagdaki nesc-i kudret olan mucessem agactan daha aciptir." Yani, cekirdek kucuk bir agac, agac buyuk bir cekirdek gibidir. Bagda kudretin bir dokumasi olan agacta ne yazilmissa, kaderin bir naksi olan cekirdekte aynisi yazilmistir. Bu noktadan, o cekirdek, agactan daha hayret vericidir, diyebiliriz.
Bediuzzaman, tefsirinin pek cok yerinde cekirdeklerin bu hayret verici yonlerine dikkat ceker. Cekirdek ve cicekte tevhid icin iki marifet mi'raci kesfederek, tabiatcilari bogan ayni yerde ab-i hayati bulur. Cekirdekten hakikata ve marifet nuruna ererek "cekirdekten yetisme" sozune bir masadak olur.
Meyve,
* Agacin sekil, hal ve vasiflarini bildiren bir tarifename
* Onun vazifelerini ve menfaatlerini ve hassalarini aciklayan bir beyanname
* O agacin benzerlerini, turunu ve gelecek nesillerini o meyvenin kalbinde bulunan cekirdekler ile ders veren bir fezleke
* Bir birlik muhrudur.
Meyveye, icindeki tohumcuklarla beraber su cihetlerle de bakabiliriz:
Meyveler ve icindeki tohumcuklar,
* Hikmetle terbiye eden Allah'in birer mu'cizesi
* Allahin birer sanat harikasi
* Ilahi rahmetin birer hediyesi
* Cenabi Hakk'in bir ve tek oldugunun maddi bir delili
* Cenabi Hakkin ahiretteki lutuflarinin birer mujdecisi
* Bakislari cokluktan birlige ceviren vahdet aynalari
* Kaderin gozle gorulen isaretleri
* Kaderin mucessem remizleridir.
Meyveden aklen ve kalben bu ince manalari almak, dil ile aldigimiz lezzetten elbette cok daha fazla bir lezzete sebebiyet verir. Dil ile alinan lezzette hayvanlarla musterek iken, aklen-kalben aldigimiz bu manalarla melekleri gecebiliriz. Cunku melekler, nurani ve ruhani varliklar olduklarindan, insan derecesinde bu ince manalara muhatap olamazlar.
Agacin ici,
* Bir kimyahane
* Hicbir dali, meyveyi ve yapragi gidasiz birakmayan olculu bir erzak kazani
* Bir fabrika. Oyle bir fabrika ki, o agacin butun ecza ve azasini teskil, tedvir ve tedbirini gayet hassas olcuyle olctugu gibi; butun ayri ayri azalarina lazim olan maddeleri ve riziklari, gayet mukemmel bir intizam altinda sevk, taksim ve dagitmakla beraber, akillari hayret icinde birakan, simsek cakmak gibi bir sur'at ve saati kurmak gibi bir kolaylik ve bir orduya "ars!" demek gibi bir birlik ve beraberlik ile, o harika fabrika isliyor.
Agacin disi,
* Musanna ve munakkas bir hulle, bir libas, yani, suslu ve nakisli bir elbisedir. Bu elbise, o agacin dal, budak, aza ve eczalariyla tam kametine gore bicilmis, kesilmis, suslendirilmis. Ne bol geliyor, ne de dar.
Bir agacin, Cenabi Hakkin "Evvel" ismine mazhar olan cekirdegine; "Ahir" ismine mazhar olan meyvesine; "Zahir" ismine mazhar olan elbisesine ve "Batin" ismine mazhar olan icindeki tezgaha bu sekilde baktiktan sonra, simdi de bazi meyvelere, alisilmistan farkli bir tarzda bakabiliriz. Soyle ki:
Kavun-karpuz-nar gibi meyveler,
* Ince bir ipe takilip gonderilen kudret konserveleri.
Elma,
* Iltifat-i sahanenin numunesi ve mucessemi
* Iltifatin gilafi.
* Ilahi kudret elinin bir hatirasi
* Rahmet hazinesinin bir hediyesi.
Dut,
* Yeryuzunun Rahmani sofrasinda kudretin sekerlemesi.
Hurma,
* Bir helvali seker fabrikasi.
Uzum,
* Balli bir surup makinesi.
Uzum taneleri ise, sekerli surup tulumbaciklari.
Hindistan cevizi,
* Bir sut kutusu, durumundadir.
Meyvelerin guzelligini hemen herkes hissetmekle beraber, onlardaki Ilahi san'atin farkina varan cok az kisi vardir. Halbuki, butun meyveler, nimet olmanin otesinde "birer san'at harikasidir.
Dikenli ot ve agaclar da, birer san'at harikasi ozelligi tasir. Onlar, "otlarin ve agaclarin mucehhez kahramanlaridir."
* Birer mucessem ayet
* Gayet muhtesem ve muzeyyen bir meclis-i tehlil ve tevhid, yani, "Lailahe illallah" diye zikreden, tevhidi soyleyen gayet hasmetli ve zinetli bir meclis,
* Bir zikir ve sukur halkasi
* Bir Hakim u Rahimin perde arkasindan uzattigi ipler ve seritlerdir ki, nimetleri onlara takmis, canlilara uzatiyor.
Her bir agac,
* Rahmetin erzak hazinelerinden bir hazine
* Birer tablaci
* Allahin medih icin, sairane hal dili ile soyleyen guzel yazilmis, manzum bir kasidedir.
Simdi, bir agaca biraz daha dikkatimizi yogunlastirarak bakalim. Iste, o agacin evvelinde bir cekirdek, neticesinde bir meyve, icinde calisan bir fabrika ve disinda guzel bir elbise goruluyor. Soyle ki:
Cekirdek,
* Agacin programini ve fihristesini ve planini tasiyan bir sandukca
* Onun levazimatini ve teskilatini tasiyan bir tezgah
* Onun baslangictaki incecik gelirlerini ve latifane giderlerini ve tanzimatini tasiyan bir makina
* "Kaf-nun" tezgahindan (Kun=ol! emrinden) cikan birer latif sandukca
* Birer san'at harikasi
* Meyvenin kalbi durumundadir.
"Canlilarin mukadderat (kader) programlarinin kutucuklari olan cekirdekler", kucuklukleriyle beraber, bir alem gibidirler. Hatta, "cekirdekteki naksi kader olan manevi agac, bagdaki nesc-i kudret olan mucessem agactan daha aciptir." Yani, cekirdek kucuk bir agac, agac buyuk bir cekirdek gibidir. Bagda kudretin bir dokumasi olan agacta ne yazilmissa, kaderin bir naksi olan cekirdekte aynisi yazilmistir. Bu noktadan, o cekirdek, agactan daha hayret vericidir, diyebiliriz.
Bediuzzaman, tefsirinin pek cok yerinde cekirdeklerin bu hayret verici yonlerine dikkat ceker. Cekirdek ve cicekte tevhid icin iki marifet mi'raci kesfederek, tabiatcilari bogan ayni yerde ab-i hayati bulur. Cekirdekten hakikata ve marifet nuruna ererek "cekirdekten yetisme" sozune bir masadak olur.
Meyve,
* Agacin sekil, hal ve vasiflarini bildiren bir tarifename
* Onun vazifelerini ve menfaatlerini ve hassalarini aciklayan bir beyanname
* O agacin benzerlerini, turunu ve gelecek nesillerini o meyvenin kalbinde bulunan cekirdekler ile ders veren bir fezleke
* Bir birlik muhrudur.
Meyveye, icindeki tohumcuklarla beraber su cihetlerle de bakabiliriz:
Meyveler ve icindeki tohumcuklar,
* Hikmetle terbiye eden Allah'in birer mu'cizesi
* Allahin birer sanat harikasi
* Ilahi rahmetin birer hediyesi
* Cenabi Hakk'in bir ve tek oldugunun maddi bir delili
* Cenabi Hakkin ahiretteki lutuflarinin birer mujdecisi
* Bakislari cokluktan birlige ceviren vahdet aynalari
* Kaderin gozle gorulen isaretleri
* Kaderin mucessem remizleridir.
Meyveden aklen ve kalben bu ince manalari almak, dil ile aldigimiz lezzetten elbette cok daha fazla bir lezzete sebebiyet verir. Dil ile alinan lezzette hayvanlarla musterek iken, aklen-kalben aldigimiz bu manalarla melekleri gecebiliriz. Cunku melekler, nurani ve ruhani varliklar olduklarindan, insan derecesinde bu ince manalara muhatap olamazlar.
Agacin ici,
* Bir kimyahane
* Hicbir dali, meyveyi ve yapragi gidasiz birakmayan olculu bir erzak kazani
* Bir fabrika. Oyle bir fabrika ki, o agacin butun ecza ve azasini teskil, tedvir ve tedbirini gayet hassas olcuyle olctugu gibi; butun ayri ayri azalarina lazim olan maddeleri ve riziklari, gayet mukemmel bir intizam altinda sevk, taksim ve dagitmakla beraber, akillari hayret icinde birakan, simsek cakmak gibi bir sur'at ve saati kurmak gibi bir kolaylik ve bir orduya "ars!" demek gibi bir birlik ve beraberlik ile, o harika fabrika isliyor.
Agacin disi,
* Musanna ve munakkas bir hulle, bir libas, yani, suslu ve nakisli bir elbisedir. Bu elbise, o agacin dal, budak, aza ve eczalariyla tam kametine gore bicilmis, kesilmis, suslendirilmis. Ne bol geliyor, ne de dar.
Bir agacin, Cenabi Hakkin "Evvel" ismine mazhar olan cekirdegine; "Ahir" ismine mazhar olan meyvesine; "Zahir" ismine mazhar olan elbisesine ve "Batin" ismine mazhar olan icindeki tezgaha bu sekilde baktiktan sonra, simdi de bazi meyvelere, alisilmistan farkli bir tarzda bakabiliriz. Soyle ki:
Kavun-karpuz-nar gibi meyveler,
* Ince bir ipe takilip gonderilen kudret konserveleri.
Elma,
* Iltifat-i sahanenin numunesi ve mucessemi
* Iltifatin gilafi.
* Ilahi kudret elinin bir hatirasi
* Rahmet hazinesinin bir hediyesi.
Dut,
* Yeryuzunun Rahmani sofrasinda kudretin sekerlemesi.
Hurma,
* Bir helvali seker fabrikasi.
Uzum,
* Balli bir surup makinesi.
Uzum taneleri ise, sekerli surup tulumbaciklari.
Hindistan cevizi,
* Bir sut kutusu, durumundadir.
Meyvelerin guzelligini hemen herkes hissetmekle beraber, onlardaki Ilahi san'atin farkina varan cok az kisi vardir. Halbuki, butun meyveler, nimet olmanin otesinde "birer san'at harikasidir.
Dikenli ot ve agaclar da, birer san'at harikasi ozelligi tasir. Onlar, "otlarin ve agaclarin mucehhez kahramanlaridir."