Risale-i Nur Penceresinden: Bitkiler ve AğaçlarBitkiler ve agaclar, * Birer mucessem ayet

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Bitkiler ve agaclar,
* Birer mucessem ayet
* Gayet muhtesem ve muzeyyen bir meclis-i tehlil ve tevhid, yani, "Lailahe illallah" diye zikreden, tevhidi soyleyen gayet hasmetli ve zinetli bir meclis,
* Bir zikir ve sukur halkasi
* Bir Hakim u Rahimin perde arkasindan uzattigi ipler ve seritlerdir ki, nimetleri onlara takmis, canlilara uzatiyor.

Agac-Doga.jpg


Her bir agac,
* Rahmetin erzak hazinelerinden bir hazine
* Birer tablaci
* Allahin medih icin, sairane hal dili ile soyleyen guzel yazilmis, manzum bir kasidedir.
Simdi, bir agaca biraz daha dikkatimizi yogunlastirarak bakalim. Iste, o agacin evvelinde bir cekirdek, neticesinde bir meyve, icinde calisan bir fabrika ve disinda guzel bir elbise goruluyor. Soyle ki:

Cekirdek,
* Agacin programini ve fihristesini ve planini tasiyan bir sandukca
* Onun levazimatini ve teskilatini tasiyan bir tezgah
* Onun baslangictaki incecik gelirlerini ve latifane giderlerini ve tanzimatini tasiyan bir makina
* "Kaf-nun" tezgahindan (Kun=ol! emrinden) cikan birer latif sandukca
* Birer san'at harikasi
* Meyvenin kalbi durumundadir.
"Canlilarin mukadderat (kader) programlarinin kutucuklari olan cekirdekler", kucuklukleriyle beraber, bir alem gibidirler. Hatta, "cekirdekteki naksi kader olan manevi agac, bagdaki nesc-i kudret olan mucessem agactan daha aciptir." Yani, cekirdek kucuk bir agac, agac buyuk bir cekirdek gibidir. Bagda kudretin bir dokumasi olan agacta ne yazilmissa, kaderin bir naksi olan cekirdekte aynisi yazilmistir. Bu noktadan, o cekirdek, agactan daha hayret vericidir, diyebiliriz.
Bediuzzaman, tefsirinin pek cok yerinde cekirdeklerin bu hayret verici yonlerine dikkat ceker. Cekirdek ve cicekte tevhid icin iki marifet mi'raci kesfederek, tabiatcilari bogan ayni yerde ab-i hayati bulur. Cekirdekten hakikata ve marifet nuruna ererek "cekirdekten yetisme" sozune bir masadak olur.

www.yeniresim.com_-_Meyve_Resimleri_-_Kark_Meyveler.jpg


Meyve,
* Agacin sekil, hal ve vasiflarini bildiren bir tarifename
* Onun vazifelerini ve menfaatlerini ve hassalarini aciklayan bir beyanname
* O agacin benzerlerini, turunu ve gelecek nesillerini o meyvenin kalbinde bulunan cekirdekler ile ders veren bir fezleke
* Bir birlik muhrudur.
Meyveye, icindeki tohumcuklarla beraber su cihetlerle de bakabiliriz:
Meyveler ve icindeki tohumcuklar,
* Hikmetle terbiye eden Allah'in birer mu'cizesi
* Allahin birer sanat harikasi
* Ilahi rahmetin birer hediyesi
* Cenabi Hakk'in bir ve tek oldugunun maddi bir delili
* Cenabi Hakkin ahiretteki lutuflarinin birer mujdecisi
* Bakislari cokluktan birlige ceviren vahdet aynalari
* Kaderin gozle gorulen isaretleri
* Kaderin mucessem remizleridir.
Meyveden aklen ve kalben bu ince manalari almak, dil ile aldigimiz lezzetten elbette cok daha fazla bir lezzete sebebiyet verir. Dil ile alinan lezzette hayvanlarla musterek iken, aklen-kalben aldigimiz bu manalarla melekleri gecebiliriz. Cunku melekler, nurani ve ruhani varliklar olduklarindan, insan derecesinde bu ince manalara muhatap olamazlar.

Agacin ici,
* Bir kimyahane
* Hicbir dali, meyveyi ve yapragi gidasiz birakmayan olculu bir erzak kazani
* Bir fabrika. Oyle bir fabrika ki, o agacin butun ecza ve azasini teskil, tedvir ve tedbirini gayet hassas olcuyle olctugu gibi; butun ayri ayri azalarina lazim olan maddeleri ve riziklari, gayet mukemmel bir intizam altinda sevk, taksim ve dagitmakla beraber, akillari hayret icinde birakan, simsek cakmak gibi bir sur'at ve saati kurmak gibi bir kolaylik ve bir orduya "ars!" demek gibi bir birlik ve beraberlik ile, o harika fabrika isliyor.
Agacin disi,
* Musanna ve munakkas bir hulle, bir libas, yani, suslu ve nakisli bir elbisedir. Bu elbise, o agacin dal, budak, aza ve eczalariyla tam kametine gore bicilmis, kesilmis, suslendirilmis. Ne bol geliyor, ne de dar.
Bir agacin, Cenabi Hakkin "Evvel" ismine mazhar olan cekirdegine; "Ahir" ismine mazhar olan meyvesine; "Zahir" ismine mazhar olan elbisesine ve "Batin" ismine mazhar olan icindeki tezgaha bu sekilde baktiktan sonra, simdi de bazi meyvelere, alisilmistan farkli bir tarzda bakabiliriz. Soyle ki:

Meyve%20Karpuz_JPG.jpg


Kavun-karpuz-nar gibi meyveler,
* Ince bir ipe takilip gonderilen kudret konserveleri.

hayatbylediritehw9.jpg


Elma,
* Iltifat-i sahanenin numunesi ve mucessemi
* Iltifatin gilafi.
* Ilahi kudret elinin bir hatirasi
* Rahmet hazinesinin bir hediyesi.

260px-Morus-alba.jpg


Dut,
* Yeryuzunun Rahmani sofrasinda kudretin sekerlemesi.

hurma_kase.jpg


Hurma,
* Bir helvali seker fabrikasi.

Uzum,
* Balli bir surup makinesi.
Uzum taneleri ise, sekerli surup tulumbaciklari.

MeyvelerinFaydalari_hindistan_cevizi.jpg


Hindistan cevizi,
* Bir sut kutusu, durumundadir.
Meyvelerin guzelligini hemen herkes hissetmekle beraber, onlardaki Ilahi san'atin farkina varan cok az kisi vardir. Halbuki, butun meyveler, nimet olmanin otesinde "birer san'at harikasidir.
Dikenli ot ve agaclar da, birer san'at harikasi ozelligi tasir. Onlar, "otlarin ve agaclarin mucehhez kahramanlaridir."
 

fatelsan

Yeni Üye
Üye
Said Nursi bir sözünde şöyle söylüyor: devir tarikat devri değildir. devir iman kurtarma devridir. iyi güzel söylemişte, şimdi görüyoruz tasavvufa karşı çıkanların halini. devir iman kurtarma zamanıdır diyenler şimdilerde hristiyan ve yahudilerin cennete gideceğinden bahsediyorlar. kur'anın onları sapkın gördüğü halde yüzlerce ayete rağmen yahudi taraftarı oluyorlar. zamanında racon kesiyodunuz o devirler geçti diye 20 sene geçmeden anlaşıldıki; müslüman tasavvufi ahlakla nefsini tezkiye etmeden ruhani gelişimi sağlamadan imanı sağlam bir muslüman olamaz. ilk sınavda kaybedersiniz ve kendinizi yakınlarınızı cemaatinizi kafiri desteklerken bulursunuz.

istediği kadar kadar alim olsun hiç kimse Allah adına hüküm vermeye ehil değildir. buna said nurside dahildir. bu din alimlerin dini değildir, islam Allahın dinidir. Allahın emirleri evrenseldir, her zaman her yerde ve kıyamete kadar uygulanacaktır. sizler küçük bir zorluk gördüğünüzde hemen Allah ayetlerinde cihadı ekber dediği nefsi mücadeleyi temel alan tasavvufu gereksiz göremezsiniz. bu şimdi yaşanamaz diyemezsiniz. buna siz karar veremezsiniz. bu hak size verilmemiş. hele hele bu sözü kendi cemaatinizi korumak için söyleyemezsiniz. bizim cemaate dokunmasınlar diye tasavvufu kötüleyemezsiniz. bu okul bütün evliyaları yetiştiren okuldur. ümmetin en hayırlılarını tasavvuf yetiştirmiştir. bunu görmezden gelemezsiniz.

Alim ilim sahibi demektir. efendimiz bir hadiste: nefsini bilen, rabbini bilir. buyurmaktadır. kitap okuyarak iman sahibi olduğunu imanı kuvvetlendirmek için kitabı tek çare gören cemaate duyrulurki efendimiz okuma yazma bilmiyordu ve bir kitap bile okumamıştır. onun öğretisinde kitap okumaya dayalı bir eğitim şekli yoktur. o sohbetleriyle tüm sahabe efendilerimizi eğitmiştir. onların nefslerini eğitmelerinde onlara yol göstermiş rehber olmuştur. sünneti resul böyleyken efendimizin ve sahabe efendilerimizin hayatı ortadayken siz neye dayanarak iman kurtarıyorsunuz. hadise göre nefsini tezkiyeden uzak bir kişinin bu bilgiden mahrum birinin rabbinide bilemeyeceğini efendimiz ikaz ediyor. bu hadise göre rabbani bilgiden mahrum biri cahildir. çünkü esas bilmesi gerekeni bilmiyor. rabbini bilmeyen onun isteklerinide yasaklarınıda hikmetinide bilemez. bunu bilmeyendende alim değil cahil olur. ki buna delilde yine ayettedir. onlar kitap yüklü eşeklere benzerler diyor ayeti kerime. Allahın halifesi durumundayken ciltler dolusu kitapları yük edinmiş bir eşşek olmaya razımısınız...,
 
Üst