Beş vakit namazın içerisinde pek ayrı bir ehemmiyet arzeder Sabah Namazı. Hz. Allah ona öyle ehemmiyetler vermiştir ki bu namazı cemaatle kılabilmek için kilometrelerce mesafe katetmeyi bile göze alır mümin. İşte Sabah namazının ehemmiyeti ile alakalı engin gülistandan derlenen bir kaç demet.
Ey Âdemoğlu! Günün evvelinde bana kulluk et ki, günün sonuna kadar seni kork-tuklarından emin edip, umduklarına ulaştırayım.
Rızıkların taksimi ve berekâtın inme zamânı olan sabah namazı vaktini uykuda geçi-renlerin rızkı noksanlaşır. Günün en şerefli zamanıdır. Vücûdun en zayıf vakti olduğundan, Verem hastalığının faaliyeti de o zaman başlar. Sabah uykusu rızkı noksanlaştırır. Koyun, kö-pek, çoban ve vezir hikâyeleri meşhurdur. Koyun o saatte uyanık; rızkı bol, nesli çok. Köpek uykuda; rızkı kıt, nesli azdır. Çoban da o saati boş geçirmeyip erenlerden olmuştur.
Bir kısım melekler gece, bir kısmı da gündüz size gelirler. Sabah ve ikindi namazını sizinle kıldıktan sonra melekler semâya çekilir. Mevlâ meleklerine: “Kullarımı ne halde bıraktınız?” diye sorar. Onlar: “Yâ Rabbi. Onları namaz kılarken bulduk, namaz kılarken bı-raktık” derler. (Müslim C 1 S. 260 Hadis No: 210)
Ayın on dördüydü. Resûlüllah S.A.V. aya baktı ve: “Şu ayı gördüğünüz gibi Rab-binizi göreceksiniz. Güneşin doğması ve batmasından evvelki (Sabah ve ikindi) namazları(nı) edâ etmekte Mü'min kardeşlerinize elinizden geldiği kadar yardımcı olun ve bunu terk etme-yin” buyurdu. (Müslim C 1 S. 260 Hadis No: 216)
Kim yatsı namazını cemâatle kılarsa, gecenin yarısını, sabah namazını da cemâatle kılarsa, gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi mükâfâta mazhar olur. (Müslim C 1 S. 260 No: 287)
Sabah Namazını Cemâatle kılmayan kişinin, bir nefsi aslâ kemâl bulmaz. (M.İ.R.C.1 M 52)
Sabah namazını, cemâatle kılmak bir gece nâfile namaz kılmaktan birkaç mertebe üs-tündür. (Bu noktaya dikkat etmeli...) (Mektûbat)
Kim sabah namazını kılarsa, Allah'ın zimmetinde (himâyesinde)dir. Allahü Teâlâ zimmetinde olmayanı yüz üstü cehenneme atar. (Müslim C 1 S. 260 Hadis No: 288)
Ebû Hüreyre R.A.: “Biz Peygamberimiz zamanında erkenden sabah namazına gelmeyi, Resûlüllah ile savaşta bulunmuş kadar şerefli sayardık” demiştir.
İki rekat sabah namazı, dünyadan ve içindekilerden hayırlıdır.
Yatsı ve sabah namazı münâfıklara ağır gelir. İnsanlar bu namazlarda olan füyüzât-ı ilâhîyi bilseler, emekleyerek de olsak (gelip) kılarlardı. (Ruhulbeyan C. 5 S. 444)
Güneş doğuncaya kadar yapılan zikir ve tesbih İsmâil oğullarından seksen köle âzat etmekten efdaldir. (Ruhulbeyan C. 5 S. 444)
“Güneşin doğması ve batmasından evvel rabbini hamd ile tesbih et (sabah ve ikindi namazlarını kıl.) (S. Taha 130)
Denilmiş ki, Kim beş vakit namazı devamlı cemâatle kılarsa, Allahü Teâlâ ona geçim darlığı ve kabir azabı vermez; kitabı sağından verilir, sıratı şimşek gibi geçer ve hesapsız olarak cennete girer.
Kim beş akit namazda ve cemâate gitmekte tembellik ederse, Allahü Teâlâ onun rızkın-dan ve kazancından bereketi kaldırır, yüzünden sâlihler sîması silinir, sâir ibâdetleri de kabul olunmaz. İnsanlar ona kalben buğzeder; kalbi aç ve susuz olarak kabz olunur, Münker ve Nekir şiddetle sual sorar; kabri dar ve karanlık olur, hesâbı zor verir ve Allahü Teâlâ ona ce-hennemde azap eder. (Ruhulbeyan C. 5 S. 444)
Ey Âdemoğlu! Günün evvelinde bana kulluk et ki, günün sonuna kadar seni kork-tuklarından emin edip, umduklarına ulaştırayım.
Rızıkların taksimi ve berekâtın inme zamânı olan sabah namazı vaktini uykuda geçi-renlerin rızkı noksanlaşır. Günün en şerefli zamanıdır. Vücûdun en zayıf vakti olduğundan, Verem hastalığının faaliyeti de o zaman başlar. Sabah uykusu rızkı noksanlaştırır. Koyun, kö-pek, çoban ve vezir hikâyeleri meşhurdur. Koyun o saatte uyanık; rızkı bol, nesli çok. Köpek uykuda; rızkı kıt, nesli azdır. Çoban da o saati boş geçirmeyip erenlerden olmuştur.
Bir kısım melekler gece, bir kısmı da gündüz size gelirler. Sabah ve ikindi namazını sizinle kıldıktan sonra melekler semâya çekilir. Mevlâ meleklerine: “Kullarımı ne halde bıraktınız?” diye sorar. Onlar: “Yâ Rabbi. Onları namaz kılarken bulduk, namaz kılarken bı-raktık” derler. (Müslim C 1 S. 260 Hadis No: 210)
Ayın on dördüydü. Resûlüllah S.A.V. aya baktı ve: “Şu ayı gördüğünüz gibi Rab-binizi göreceksiniz. Güneşin doğması ve batmasından evvelki (Sabah ve ikindi) namazları(nı) edâ etmekte Mü'min kardeşlerinize elinizden geldiği kadar yardımcı olun ve bunu terk etme-yin” buyurdu. (Müslim C 1 S. 260 Hadis No: 216)
Kim yatsı namazını cemâatle kılarsa, gecenin yarısını, sabah namazını da cemâatle kılarsa, gecenin tamamını namazla geçirmiş gibi mükâfâta mazhar olur. (Müslim C 1 S. 260 No: 287)
Sabah Namazını Cemâatle kılmayan kişinin, bir nefsi aslâ kemâl bulmaz. (M.İ.R.C.1 M 52)
Sabah namazını, cemâatle kılmak bir gece nâfile namaz kılmaktan birkaç mertebe üs-tündür. (Bu noktaya dikkat etmeli...) (Mektûbat)
Kim sabah namazını kılarsa, Allah'ın zimmetinde (himâyesinde)dir. Allahü Teâlâ zimmetinde olmayanı yüz üstü cehenneme atar. (Müslim C 1 S. 260 Hadis No: 288)
Ebû Hüreyre R.A.: “Biz Peygamberimiz zamanında erkenden sabah namazına gelmeyi, Resûlüllah ile savaşta bulunmuş kadar şerefli sayardık” demiştir.
İki rekat sabah namazı, dünyadan ve içindekilerden hayırlıdır.
Yatsı ve sabah namazı münâfıklara ağır gelir. İnsanlar bu namazlarda olan füyüzât-ı ilâhîyi bilseler, emekleyerek de olsak (gelip) kılarlardı. (Ruhulbeyan C. 5 S. 444)
Güneş doğuncaya kadar yapılan zikir ve tesbih İsmâil oğullarından seksen köle âzat etmekten efdaldir. (Ruhulbeyan C. 5 S. 444)
“Güneşin doğması ve batmasından evvel rabbini hamd ile tesbih et (sabah ve ikindi namazlarını kıl.) (S. Taha 130)
Denilmiş ki, Kim beş vakit namazı devamlı cemâatle kılarsa, Allahü Teâlâ ona geçim darlığı ve kabir azabı vermez; kitabı sağından verilir, sıratı şimşek gibi geçer ve hesapsız olarak cennete girer.
Kim beş akit namazda ve cemâate gitmekte tembellik ederse, Allahü Teâlâ onun rızkın-dan ve kazancından bereketi kaldırır, yüzünden sâlihler sîması silinir, sâir ibâdetleri de kabul olunmaz. İnsanlar ona kalben buğzeder; kalbi aç ve susuz olarak kabz olunur, Münker ve Nekir şiddetle sual sorar; kabri dar ve karanlık olur, hesâbı zor verir ve Allahü Teâlâ ona ce-hennemde azap eder. (Ruhulbeyan C. 5 S. 444)