Geçip giden zaman niye çığlık atıyor
İçinden geçtiğim her lahza idrakim için kol kanat geriyor
Okuduğum onca hikâyeler nasıl bir ibretten söz ediyor, ömür törpüsü eritiyor
Hangi sağanağın altındasın, bilmem ki hakikaten farkında mısın, kalbin ne istiyor
Ten örtündür, aşk ise hakikatindir
Ehl-i hal olmak için ne kadar vaktin azdır, tefekkür etmek nazmıdır
Keyfiyet o haline ne kadar yakındır, hesabına malik olmadığın söyle ne vardır
Müddet-i nefes mutlaktır, ihsan ve ihlâsa yaban olan bilmem ki nasıl farkındadır
Nefsin senindir, ruhun kimindir
Neden kalbin hakikate muttali olmak için aklını ve izanını beklemektedir
Nasip olması için azim ve niyet muhakkak ki sana tevdi edilmiş olan tercihindir
İnayet üzere olmak niyedir, fazilet sahibi nasıl bir gönlün zenginliğidir, ecir edeptir
Hareket ve kuvvetin banisi kimdir
Mühlet niye verilmiştir, azap etmek için mi beklemektedir, aşk dirliğindir
Sevda çekmek, uğrunda iradeni vakfetmek, lal olmuş bir lisanla edebe bürünmektir
Ne kadar yabancıysan, farkı fark etmek için azmetmiyorsan, yaşadığını sanmak elemdir
Bedenin cazibesi kimin içindir
Neden aynalar senin vazgeçmediğin özelliğindir, şuura erişmek nasıl vecdindir
İhmal ettiğin ve nefsinle nazar ettiğin emellerinde kalbin neden bizarlık çekmektedir
Niçin ruhun sessizliği dikkatini çekmeyendir senden evvel lebbeyk diyen ruh değil midir
İklimler nasıl bir aşkla başlar
Mizaç nasıl bir nefsin hengâmesinde fevkalade perişanlık yaşar
Kaybolan o yıllar yakararak hicranla sana bakar, gözlerinden yaş sessizce akar
Hüzün her halinde o bizar halini yoklar, bilmem ki ah çekmek yıllar sonra neye yarar
Nefesin ne vakit o anı koklar
Bir ömre bedel keyfiyetin kapısını haşyet çalar, korku başlar
Bilmem ki sızlanmak neye yarar, dinmeyen sancılar kalbini yorar ve haz kaçar
Yorgun ve bitap halin cezbesine kim ibretle bakar, dillenen ölüm nöbeti ruhunu yorar
Mustafa CİLASUN
İçinden geçtiğim her lahza idrakim için kol kanat geriyor
Okuduğum onca hikâyeler nasıl bir ibretten söz ediyor, ömür törpüsü eritiyor
Hangi sağanağın altındasın, bilmem ki hakikaten farkında mısın, kalbin ne istiyor
Ten örtündür, aşk ise hakikatindir
Ehl-i hal olmak için ne kadar vaktin azdır, tefekkür etmek nazmıdır
Keyfiyet o haline ne kadar yakındır, hesabına malik olmadığın söyle ne vardır
Müddet-i nefes mutlaktır, ihsan ve ihlâsa yaban olan bilmem ki nasıl farkındadır
Nefsin senindir, ruhun kimindir
Neden kalbin hakikate muttali olmak için aklını ve izanını beklemektedir
Nasip olması için azim ve niyet muhakkak ki sana tevdi edilmiş olan tercihindir
İnayet üzere olmak niyedir, fazilet sahibi nasıl bir gönlün zenginliğidir, ecir edeptir
Hareket ve kuvvetin banisi kimdir
Mühlet niye verilmiştir, azap etmek için mi beklemektedir, aşk dirliğindir
Sevda çekmek, uğrunda iradeni vakfetmek, lal olmuş bir lisanla edebe bürünmektir
Ne kadar yabancıysan, farkı fark etmek için azmetmiyorsan, yaşadığını sanmak elemdir
Bedenin cazibesi kimin içindir
Neden aynalar senin vazgeçmediğin özelliğindir, şuura erişmek nasıl vecdindir
İhmal ettiğin ve nefsinle nazar ettiğin emellerinde kalbin neden bizarlık çekmektedir
Niçin ruhun sessizliği dikkatini çekmeyendir senden evvel lebbeyk diyen ruh değil midir
İklimler nasıl bir aşkla başlar
Mizaç nasıl bir nefsin hengâmesinde fevkalade perişanlık yaşar
Kaybolan o yıllar yakararak hicranla sana bakar, gözlerinden yaş sessizce akar
Hüzün her halinde o bizar halini yoklar, bilmem ki ah çekmek yıllar sonra neye yarar
Nefesin ne vakit o anı koklar
Bir ömre bedel keyfiyetin kapısını haşyet çalar, korku başlar
Bilmem ki sızlanmak neye yarar, dinmeyen sancılar kalbini yorar ve haz kaçar
Yorgun ve bitap halin cezbesine kim ibretle bakar, dillenen ölüm nöbeti ruhunu yorar
Mustafa CİLASUN