Saçı ve Sakalı Siyaha Boyamak Haramdır!!! Bu konuda sahih olan, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in şu sözünde zikredilen tehdit sebebiyle bu davranışın haram olduğudur! “Son zamanlarda saç ve sakalının güvercingöğsü gibi siyaha boyayan insanlar olacak. Onlar cennetin kokusunu duymazlar.” Ebu Davud 4/319, Albânî Sahihu’l-Cami 8153 Bu iş, saçında veya sakalında beyazlık belirlemeye başlayan kişilerin birçoğu arasında yaygındır. Beyazlığı siyah boya ile değiştirirler. Bunun başkalarını kandırmak, insanlardan hakikati gizlemek, gerçek şeklinden başka bir şekle bürünmek gibi kötü sonuçları vardır. Şüphesiz bunun kişisel davranış üzerinde de olumsuz etkisi vardır. Bir çeşit gururlanmaya neden olabilir. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’in saçındaki veya sakalındaki beyazlığı sarılık, kızıllık veya kahverengiye çalan bir renk veren kına vb. ile değiştirdiği sabittir. Mekke’nin fethi günü Ebu Kuhafe saçı ve sakalı bembeyaz bir halde getirildiğinde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyuruyor: “Bu beyazlığı değiştirin ve (bu işte) siyahtan sakının!” Müslim 3/1663 Doğrusu, bu konuda kadında erkek gibidir. Siyah olmayan saçlarını siyaha boyaması caiz değildir. Muhammed Salih el-Müneccid İlmî Araştırmalar ve Fetva Komisyonuna soruldu: Soru: Ben evli ve genç bir kızım. Saçlarımı yalnızca kocam ve mahremlerim için güzelleştirmek istiyorum. Saçlarımı boyamam veya saçlarıma günümüzde kullanılan çeşitli krem, jöle vs. şeyleri sürmem caiz midir? Şu da bilinmeli ki saçlarımı kızıla boyamayı istiyor değilim. Şimdi bu, haram mıdır? Cevap: Kadının; yıkayarak, tarak ile ve saç için elverişli maddeleri sürerek saçlarına bakım yapmasında herhangi bir sakınca yoktur. Eğer saçları ağarmış veya bozuk bir renkte ise siyahtan başka bir renge boyayabilir. Ancak saçının rengi normal ise ve saçlarında ağarma ve herhangi bir bozulma yok ise saçının aslî rengini değiştirecek herhangi bir şey ile boyayamaz!!! Çünkü bu bir tedlîs (gerçekleri ters yüz etme) ve yaratılışı değiştirmedir!!! Fetava el-Lecnetu’d-Daime 1/17/130 Bu fetvayı verenler: Bekr Ebu Zeyd Salih el-Fevzan Abdulaziz Âlu’ş-Şeyh Abdullah bin Ğudeyyan Abdulaziz bin Abdillah bin Baz |