Sebe Suresi Dinle

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
[video=Sebe Suresi Dinle]155[/video]

Sual: Kur'an-ı kerim öğrenirken ve okurken dikkat edilecek hususlar nelerdir?
CEVAP
Kur’an-ı kerimi öğrenmek, öğretmek ve okumak çok sevaptır. Kur'an-ı kerimi tecvide uygun öğrenmeli ve her gün az da olsa, okumaya çalışmalıdır! Bu husustaki hadis-i şeriflerden bazıları şöyle:
(Kur'an öğrenen ve öğreten en hayırlınızdır.) [Buhari]

(Kur'an okuyan kimse, bunamaz.) [Tirmizi]

(Kur'an okunan yere rahmet ve bereket yağar.) [Buhari]

(Kur'an okunan evin hayrı artar, sakinlerini sıkmaz, melekler toplanır, şeytanlar oradan uzaklaşır. Kur'an okunmayan ev, içindekilere dar gelir, sıkıntı verir, bereketsiz olur. Melekler uzaklaşır, şeytanlar oraya dolar.) [Darimi]

(Her gece on âyet okuyan, gafillerden sayılmaz.) [Hakim]

(Kur'an okuyun! Kıyamette size şefaat eder.) [Müslim]

(Kim bir âyet öğrenirse, kıyamette onun için nur olur.) [Darimi]

(Bir âyet öğrenmek, yüz rekat [nafile] namaz kılmaktan daha iyidir.) [İ. Mace]

Kur’an-ı kerimi okumak sünnet, dinlemek ise farzdır. Yani dinlemek daha çok sevaptır. Mushafa bakarak dinlemek daha sevaptır. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Kur'an okunan yere rahmet yağar, melekler hazır olur.) [Buhari]

(Kur'andan bir âyet dinleyen sayısız çok sevaba kavuşur.) [İ.Ahmed]

(Kur'anı öğrenip gece-gündüz okuyana imrenmek gerekir.) [Müslim]

(Kur'an okuyanla dinleyen, sevapta ortaktır.) [Deylemi]

(İnsanların en çok ibadet edeni, en çok Kur'an okuyandır.) [Deylemi]

(Kur'an-ı kerim okuyup, ezberleyen, helalini helal, haramını haram bilen, Cennete girer. Ayrıca [Müslüman] akrabasından, hepsi de Cehennemlik olan on kişiye şefaat edip, onları Cehennemden kurtarır.) [Tirmizi]

Kur'an-ı kerim okurken şu edeplere dikkat edilmelidir:
1- Abdestli olarak, temiz bir yerde kıbleye karşı diz üstü oturmalıdır! Erkekler başı açık okumamalı, hiç değilse bir takke giymelidir! Takkesiz okumak tenzihen mekruhtur.
[Mushafa bakarak okumak, ezbere okumaktan daha sevaptır.]

2- Kur'an-ı kerim okumaya başlarken Euzü ve Besmele çekmelidir!

3- Manasını bilen de, bilmeyen de ağır ağır okumalıdır!

4- Mümkünse, ağlayarak okumalıdır! Ağlayamayan kimse, ağlamak için kendini zorlamalıdır!

5- Her âyetin hakkını vermeli, yani azap âyetini okurken, korkarak, rahmet âyetlerini heveslenerek, tenzih âyetlerini tesbih ederek okumalıdır!

6- Kur'an-ı kerim okurken, kendisinde riya, yani gösteriş uyanırsa veya namaz kılan kimseye mani olursa, yavaş sesle okumalıdır!

7- Kur'an-ı kerimi tecvide uygun ve güzel sesle okumalı, fakat teganni etmemelidir!
[Teganni, harfleri, kelimeleri bozarak ırlamak demektir. Teganni yaparken harfler bozulursa haram, harfler bozulmazsa mekruh olur. Halebi'de diyor ki: Kur'an-ı kerimi teganni ile okuyan imamın arkasında kılınan namazın iadesi gerekir.]

8- Kur'an-ı kerim, Allahü teâlânın kelamıdır, sıfatıdır, kadimdir. Ağızdan çıkan harfler, ateş demeye benzer. Ateş demek kolaydır. Fakat ateşe kimse dayanamaz. Bu harflerin manaları da böyledir. Bu harfler, başka harflere benzemez. Bu harflerin manaları meydana çıksa, yedi kat yer ve yedi kat gök dayanamaz.

9- Kur'an-ı kerimi okumadan önce, bu kelamı söyleyen Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünmelidir! Kimin sözü söyleniyor, ne önemli iş yapılıyor iyi düşünmelidir!

Kur'an-ı kerime dokunmak için, temiz el gerektiği gibi, onu okumak için de, temiz kalb gerekir.
Allahü teâlânın büyüklüğünü bilmeyen, Kur'an-ı kerimin büyüklüğünü anlayamaz. Allahü teâlânın büyüklüğünü anlamak için de, Onun sıfatlarını ve yarattıklarını düşünmek gerekir. Bütün mahlukatın sahibi, hakimi olan bir zatın kelamı olduğunu düşünerek okumalıdır!

10- Gaflet içinde okumamalı, okurken başka şeyler düşünmemelidir!


Sual: Din kitaplarında, (Rüku tesbihindeki azim kelimesi, Zı ile söylenince Rabbim büyük demektir. Eğer ince Ze ile söylenirse, Rabbim benim düşmanım demek olur) deniyor. Böyle bilmeden, namazda yanlış okuyan, küfre düşmüş, kâfir mi olmuş oluyor?
CEVAP
Hayır. Bu kasten yapılmıyor. Allahü teâlânın rızası için namaz kılana, kâfir denir mi hiç?

Üstünde su ve erzak yüklü devesini çölde kaybeden bir kimse, açlıktan ve susuzluktan öleceğini anlayınca uyur. Uyanınca, devesini geldiğini görür. Sevinç ve şaşkınlık içinde, dili sürçerek, (Ya rabbi, sen benim kulumsun, ben de senin rabbinim, sana hamdolsun ki devem geldi) der. Peygamber efendimiz bunu gülümseyerek anlatır. Böyle hatalar küfür olmaz.

Bir âlim şöyle anlatır:
(Bana su getiren bir talebemin, ayağı kayıp düşse, bardak da kırılsa, ben ona kızar mıyım, yoksa acır mıyım? Hizmet edilirken, yapılan hatalar hoş görülür. İşte bunun gibi, Allahü teâlâya ibadet ederken, yapılan hatalar da affedilir.)

Demek ki, ibadette, bilmeden yapılan yanlış küfür olmuyor. Bir hadis-i şerif meali:
(Kur’an için vekil edilen bir melek, Arap olmadığı için, doğru okuyamayan kimsenin, hatasını düzeltir ve doğru olarak yükseltir.) [Şirazi]
 
Üst