Şems-i Tebrizi'nin 17-24. Kuralları
( Gönlü Geniş Ve Ruhu Gezginlerin Kırk Kuralı )
- Onyedinci Kural:
Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur.
Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır.
Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.
- Onsekizinci Kural:
Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir.
Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil, bizzat içimizde bir sestir.
Şeytanı kendinde ara ; dışında başkalarında değil. Ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir.
Başkalarıyla değil, sadece kendiyle uğraşan insan, sonunda mükafat olarak Yaradan'ı tanır.
- Ondokuzuncu Kural:
Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları.
Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir.
Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin.
Yakında gül yollayacak demektir.
- Yirminci Kural:
Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
- Yirmibirinci Kural:
Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık.
Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı.
Farklılıklara saygı göstermemek kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk' ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
- Yirmiikinci Kural:
Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur.
Ama bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur.
Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
- Yirmiüçüncü Kural:
Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret.
Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki, ağlar perişan olur onun için.
Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar.
Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıktan uzak dur.
- Yirmidördüncü Kural:
Mademki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi,
atttığı her adımda Allah'ın yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir.
İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile gene başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.
( Gönlü Geniş Ve Ruhu Gezginlerin Kırk Kuralı )
- Onyedinci Kural:
Esas kirlilik dışta değil içte, kisvede değil kalpte olur.
Onun dışındaki her leke ne kadar kötü görünürse görünsün, yıkandı mı temizlenir, suyla arınır.
Yıkamakla çıkmayan tek pislik kalplerde yağ bağlamış haset ve art niyettir.
- Onsekizinci Kural:
Tüm kainat olanca katmanları ve karmaşasıyla insanın içinde gizlenmiştir.
Şeytan, dışımızda bizi ayartmayı bekleyen korkunç bir mahluk değil, bizzat içimizde bir sestir.
Şeytanı kendinde ara ; dışında başkalarında değil. Ve unutma ki nefsini bilen Rabbini bilir.
Başkalarıyla değil, sadece kendiyle uğraşan insan, sonunda mükafat olarak Yaradan'ı tanır.
- Ondokuzuncu Kural:
Başkalarından saygı, ilgi ya da sevgi bekliyorsan, önce sırasıyla kendine borçlusun bunları.
Kendini sevmeyen birinin sevilmesi mümkün değildir.
Sen kendini sevdiğin halde dünya sana diken yolladı mı, sevin.
Yakında gül yollayacak demektir.
- Yirminci Kural:
Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün. Gerisi zaten kendiliğinden gelir.
- Yirmibirinci Kural:
Hepimiz farklı sıfatlarla sıfatlandırıldık.
Şayet Allah herkesin tıpatıp aynı olmasını isteseydi, hiç şüphesiz öyle yapardı.
Farklılıklara saygı göstermemek kendi doğrularını başkalarına dayatmaya kalkmak, Hakk' ın mukaddes nizamına saygısızlık etmektir.
- Yirmiikinci Kural:
Hakiki Allah aşığı bir meyhaneye girdi mi orası ona namazgah olur.
Ama bekri aynı namazgaha girdi mi orası ona meyhane olur.
Şu hayatta ne yaparsak yapalım, niyetimizdir farkı yaratan, suret ile yaftalar değil.
- Yirmiüçüncü Kural:
Yaşadığımız hayat elimize tutuşturulmuş rengarenk ve emanet bir oyuncaktan ibaret.
Kimisi oyuncağı o kadar ciddiye alır ki, ağlar perişan olur onun için.
Kimisi eline alır almaz şöyle bir kurcalar oyuncağı, kırar ve atar.
Ya aşırı kıymet verir, ya kıymet bilmeyiz.
Aşırılıktan uzak dur.
- Yirmidördüncü Kural:
Mademki insan eşref-i mahlukattır, yani varlıkların en şereflisi,
atttığı her adımda Allah'ın yeryüzündeki halifesi olduğunu hatırlayarak, buna yakışır soylulukta hareket etmelidir.
İnsan yoksul düşse, iftiraya uğrasa, hapse girse, hatta esir olsa bile gene başı dik, gözü pek, gönlü emin bir halife gibi davranmaktan vazgeçmemelidir.