عَنْ أَبِي رَافِعٍ وَغَيْرِهِ رَفَعَهُ قَالَ لَا أُلْفِيَنَّ أَحَدَكُمْ مُتَّكِئًا عَلَى أَرِيكَتِهِ يَأْتِيهِ أَمْرٌ مِمَّا أَمَرْتُ بِهِ أَوْ نَهَيْتُ عَنْهُ فَيَقُولُ لَا أَدْرِي مَا وَجَدْنَا فِي كِتَابِ اللَّهِ اتَّبَعْنَاهُ قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ صَحِيحٌ
Ebu Râfi rivayet ediyor:Resulullah(sav) şöyle dedi : “Sakın herhangi birinizi, koltuğuna kurulmuş bir halde, kendisine emir veya nehiy ettiğim işlerden bir şey geldiğinde ‘Biz, onu(bunu) bilmeyiz; Allah’ın kitabında ne bulursak ona uyarız.’ derken görmüş olmayayım.” (bk. Ebû Dâvûd, Sünnet, 6; Tirmizi, İlim,10; İbn Mace, Mukaddime, 2)
قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَلَا هَلْ عَسَى رَجُلٌ يَبْلُغُهُ الْحَدِيثُ عَنِّي وَهُوَ مُتَّكِئٌ عَلَى أَرِيكَتِهِ فَيَقُولُ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ كِتَابُ اللَّهِ فَمَا وَجَدْنَا فِيهِ حَلَالًا اسْتَحْلَلْنَاهُ وَمَا وَجَدْنَا فِيهِ حَرَامًا حَرَّمْنَاهُ وَإِنَّ مَا حَرَّمَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَمَا حَرَّمَ اللَّهُ
Yine Resulullah(sav) şöyle dedi : “Dikkat ediniz ki, yakında adamın biri koltuğuna kurulmuş bir halde, kendisine emir veya nehiy ettiğim işlerden bir şey geldiğinde ‘Bizimle sizin aranızda (yalnız) Allah’ın kitabı vardır. Onda bulduğumuz helal şeyleri helal; haram şeyleri de haram kabul ederiz.’diyecektir. Oysa şu bir gerçektir ki, Allah haram hükmünü koyduğu gibi,Resulullah da haram hükmünü koyar.” (Tirmizi, a.y)
قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ
Tirmizi, bu iki hadis rivayeti için de “hasen” demiştir. (Tirmizi, a.y)
HADİSİN AÇIKLAMASI
وَقَالَ ابْنُ حَجَرٍ : أَيْ مَا حَرَّمَ وَأَحَلَّ رَسُولُ اللَّهِ -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- كَمَا حَرَّمَ وَأَحَلَّ اللَّهُ
İbn Hacer diyor ki : Hadiste geçen (Allahın haram hükmünü koyduğu gibi) sözü ''Resulullah(sav)'in helal ve haram ettiği , Allahın helal ve haram ettiği gibidir'' demektir.
مَا حَرَّمَ ) قَالَ الْأَبْهَرِيُّ مَا مَوْصُولَةٌ مَعْنًى مَفْصُولَةٌ لَفْظًا أَيِ الَّذِي حَرَّمَهُ رَسُولُ اللَّهِ -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- فِي غَيْرِ الْقُرْآنِ
Ebherî diyor ki : (Resulullah da haram hükmünü koyar) demek yani ''Kuran dışında Resulullah(sav)'in haram kılması'' demektir.
قَالَ تَعَالَى : وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا
Allah Kuranı Kerimde şöyle buyurmaktadır : Resulumun verdiğini alın , yasakladığından kaçının.(Haşr/7)
وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوَى إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى
Yine Yüce Allah buyurur ki: O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O (söyledikleri) yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.(Necm/3-4)
لَا يَجُوزُ الْإِعْرَاضُ عَنْ حَدِيثِهِ عَلَيْهِ الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ لِأَنَّ الْمُعْرِضَ عَنْهُ مُعْرِضٌ عَنِ الْقُرْآنِ
O halde Resulullah(sav)'in hadislerinden yüz çevirmek caiz değildir.Çünkü ondan yüz çevirmek , Kurandan yüz çevirmek demektir.
وَأَخْرَجَ الدَّارِمِيُّ عَنْ يَحْيَى بْنِ كَثِيرٍ . قَالَ : كَانَ جِبْرَائِيلُ يَنْزِلُ بِالسُّنَّةِ كَمَا يَنْزِلُ بِالْقُرْآنِ
Darimi'nin tahric ettiğine göre Yahya b. Kesîr diyor ki : Cebrail(as) vahiy olan) Kuran'ı (Resulullah'a) indirdiği gibi , Sünneti de indirmiştir.
كَذَا فِي الدُّرِّ ذَكَرَهُ الْقَارِي فِي الْمِرْقَاةِ . وَهَذَا الْحَدِيثُ دَلِيلٌ مِنْ دَلَائِلِ النُّبُوَّةِ وَعَلَامَةٌ مِنْ عَلَامَاتِهَا
Aliyyul Kari , Mirkat'ta bu hadisi zikretmiştir.Bu hadis Peygamberlik delillerinden bir delil , onun alametlerinden bir alamettir.
فَقَدْ وَقَعَ مَا أَخْبَرَ بِهِ
Doğrusu Resulullah(sav)'ın verdiği bu haber mucizevî bir şekilde vaki oldu.(aynen çıktı)
فَإِنَّ رَجُلًا قَدْ خَرَجَ فِي الْفِنْجَابِ مِنْ إِقْلِيمِ الْهِنْدِ وَسَمَّى نَفْسَهُ بِأَهْلِ الْقُرْآنِ وَشَتَّانَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَهْلِ [ ص: 355 ] الْقُرْآنِ ، بَلْ هُوَ مِنْ أَهْلِ الْإِلْحَادِ
Hint kıtasının Fincap (Pakistan/Pencap) bölgesinde bir adam ortaya çıkmış ve kendisini ''Ehli Kuran'' diye isimlendirmiş , halbuki O ve Ehli Kuran arası ne kadar da uzaktır.
Bilakis bu adam Ehli İlhad(Hak yolundan çıkıp bâtıl yola sapan) ve Mürted(dinden dönen)lerdendir.
وَكَانَ قَبْلَ ذَلِكَ مِنَ الصَّالِحِينَ فَأَضَلَّهُ الشَّيْطَانُ وَأَغْوَاهُ وَأَبْعَدَهُ عَنِ الصِّرَاطِ الْمُسْتَقِيمِ
Halbuki bundan önce salihlerden bir kişiydi.Sonra Şeytan onu saptırdı,azdırdı ve onu doğru yoldan uzaklaştırdı.
فَتَفَوَّهَ بِمَا لَا يَتَكَلَّمُ بِهِ أَهْلُ الْإِسْلَامِ
Ehli İslamın söz söylemediği şeyleri ağzına alıp,dil uzatmıştır.
فَأَطَالَ لِسَانَهُ فِي رَدِّ الْأَحَادِيثِ النَّبَوِيَّةِ بِأَسْرِهَا رَدًّا بَلِيغًا
Peygamber Hadislerinin tümünü açıkça reddederek,(Resulullah'a) hakaret içinde dil uzatmıştır.Sahih bütün hadisleri reddetmiştir.
وَقَالَ : هَذِهِ كُلُّهَا مَكْذُوبَةٌ وَمُفْتَرَيَاتٌ عَلَى اللَّهِ تَعَالَى ، وَإِنَّمَا يَجِبُ الْعَمَلُ عَلَى الْقُرْآنِ الْعَظِيمِ فَقَطْ دُونَ أَحَادِيثِ النَّبِيِّ -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- ، وَإِنْ كَانَتْ صَحِيحَةً مُتَوَاتِرَةً وَمَنْ عَمِلَ عَلَى غَيْرِ الْقُرْآنِ فَهُوَ دَاخِلٌ تَحْتَ قَوْلِهِ تَعَالَى : وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ
Ve : ''Bu hadislerin hepsi Yüce Allaha yalan ve iftiralardır.Resulullah(sav)'in sahih,tevatür hadisleri olmadan Sadece Kuran ile amel etmek gerekir.
Kim Kuran dışında birşey ile amel ederse o şu ayet kapsamına girer demiştir : Kim Allahın indirdiğiyle hükmetmezse İşte Onlar Kafirlerin ta kendisidir(Maide/44)
وَغَيْرُ ذَلِكَ مِنْ أَقْوَالِهِ الْكُفْرِيَّةِ وَتَبِعَهُ عَلَى ذَلِكَ كَثِيرٌ مِنَ الْجُهَّالِ
Bunun dışında da bu adamın küfür sözleri vardır ve birçok cahil kimse buna uymuştur.
وَجَعَلُوهُ إِمَامًا وَقَدْ أَفْتَى عُلَمَاءُ الْعَصْرِ بِكُفْرِهِ وَإِلْحَادِهِ وَخَرَّجُوهُ عَنْ دَائِرَةِ الْإِسْلَامِ وَالْأَمْرُ كَمَا قَالُوا
Ve bu adamı başlarına İmam diye tayin etmişlerdi.Doğrusu o asrın Alimleri bu adamın küfrüne,ilhadına fetva vermişler ve onu İslam dairesinden çıkartmışlardır.(İslam dairesinden çıktına fetve vermişlerdir)İş söyledikleri gibidir.Allah en doğrusunu bilir.
---------------
Hz.İsa(as) ineceğine dair Hadisi Şerifin açıklamasında da bu adamdan bahsediliyor.
وَمِنَ الْمَصَائِبِ الْعُظْمَى وَالْبَلَايَا الْكُبْرَى عَلَى الْإِسْلَامِ أَنَّ رَجُلًا مِنَ الْمُلْحِدِينَ الدَّجَّالِينَ الْكَذَّابِينَ خَرَجَ مِنَ الْفِنْجَابِ مِنْ إِقْلِيمِ الْهِنْدِ
İslam üzerine büyük musibet ve belalardan biri Hindistan'ın Fincap bölgesinde , batıl yola sapanlardan,deccallerden,yalancılardan olan bir adamın çıkmasıdır.
وَهُوَ مَعَ كَوْنِهِ مُدَّعِيًا لِلْإِسْلَامِ كَذَّبَ الشَّرِيعَةَ وَعَصَى اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَطَغَى
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
Bu adam İslam dinine ait olduğunu iddia etmesiyle birlikte Şeriatı yalanladı ,Allah ve Resulune isyan etti ve yoldan çıktı.Dünya hayatını seçti.
وَكَانَ أَوَّلُ مَا ادَّعَاهُ أَنَّهُ مُحَدَّثٌ وَمُلْهَمٌ مِنَ اللَّهِ تَعَالَى ثُمَّ كَثُرَتْ فِتْنَتُهُ وَعَظُمَتْ بَلِيَّتُهُ مِنْ سَنَةِ سِتٍّ وَأَلْفٍ وَثَلَاثِ مِائَةٍ إِلَى السَّنَةِ الْحَاضِرَةِ وَهِيَ سَنَةُ عِشْرِينَ بَعْدَ الْأَلْفِ وَثَلَاثِ مِائَةٍ
Halbuki iddia ettiğine göre bundan önce kendisi Muhaddis(Hadisçi) ve Allahtan ilham alan biriymiş.Sonra ise fitnesi fazlalaştı ve belası Hicri 1300 (Miladî 1879)'dan sonra 20.yüzyıla kadar büyüdü.
وَأَلَّفَ الرَّسَائِلَ الْعَدِيدَةَ [ مِنْهَا تَوْضِيحُ الْمُرَادِ ، وَمِنْهَا إِزَالَةُ الْأَوْهَامِ وَمِنْهَا فَتْحُ الْإِسْلَامِ وَغَيْرُ ذَلِكَ مِنَ التَّحْرِيرَاتِ ] فِي إِثْبَاتِ مَا ادَّعَاهُ مِنَ الْإِلْهَامَاتِ الْكَاذِبَةِ وَالدَّعَاوَى الْعَقْلِيَّةِ الْوَاهِيَةِ وَأَقْوَالِ الزَّنْدَقَةِ وَالْإِلْحَادِ
Yalan esinlenmeler,Zihinsel çürük iddalar,Zındık ve İlhad sözler iddia ederek birçok Risale yazmıştır.Onlardan ''Tevzihul Murad'' , ''İzaletul Evham'' ''Fethul İslam'' ve diğer risaleler vardır.
وَحَرَّفَ الْكَلِمَ وَالنُّصُوصَ الظَّاهِرَةَ عَنْ مَوَاضِعِهَا ، وَتَفَوَّهَ بِمَا تَقْشَعِرُّ مِنْهُ الْجُلُودُ وَبِمَا لَمْ يَجْتَرِئْ عَلَيْهِ إِلَّا غَيْرُ أَهْلِ الْإِسْلَامِ
Zahiri Nass(Kitap ve Sünnet) kelimesini mevzusundan saptırmıştır.Derileri ürperten ve İslam Alimleri dışında kimsenin cesaret edemediği sözler sarfetmiş.
أَعَاذَنَا اللَّهُ تَعَالَى وَالْمُسْلِمِينَ مِنْ شُرُورِهِ وَنَفْثِهِ وَنَفْخِهِ فَمِنْ أَقْوَالِهِ الْوَاهِيَةِ الْمَرْدُودَةِ الَّتِي صَرَّحَ بِهَا فِي رَسَائِلِهِ أَنَّ نُزُولَ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَرَفْعِهِ إِلَى السَّمَاءِ بِجَسَدِهِ الْعُنْصُرِيِّ مِنَ الْخُرَافَاتِ وَالْمُسْتَحِيلَاتِ
Yüce Allah bizi ve Müslümanları onun şerlerinden,üfürüğünden,nefhinden sonra asılsız,çürük,reddedilmiş sözlerinden korusun. Ki İsa(as)'ın nuzulu ve unsurî cesediyle (maddesel olarak) Semaya kaldırılışı konusunda kendisi Risalelerinde bu konunun Hurafelerden ve İmkansız olan şeylerden olduğunu tasrih etmiş.
Halbuki Kuran ve Sünnete göre , Hz.İsa Cesediyle,Unsurî olarak (madde ile) Semaya kaldırılmış.Ve Ahir Zamanda yeryüzüne inecektir.
بَلْ عِيسَى عَلَيْهِ السَّلَامُ حَيٌّ فِي السَّمَاءِ وَيَنْزِلُ فِي آخِرِ الزَّمَانِ بِذَاتِهِ الشَّرِيفَةِ
İsa(as) Semâda hayy(diri)'dir.Ve Ahir Zamanda zatı şerîfi ile (yeryüzüne) inecektir.
[Kaynak: Avnul Ma'bûd, Şerhu Ebû Dâvûd, Sünnet, 6; Tuhfetul Ahvazî,Şerhu Tirmizi, İlim,10; İbn Mace, Mukaddime, 2]
Ebu Râfi rivayet ediyor:Resulullah(sav) şöyle dedi : “Sakın herhangi birinizi, koltuğuna kurulmuş bir halde, kendisine emir veya nehiy ettiğim işlerden bir şey geldiğinde ‘Biz, onu(bunu) bilmeyiz; Allah’ın kitabında ne bulursak ona uyarız.’ derken görmüş olmayayım.” (bk. Ebû Dâvûd, Sünnet, 6; Tirmizi, İlim,10; İbn Mace, Mukaddime, 2)
قَالَ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَلَا هَلْ عَسَى رَجُلٌ يَبْلُغُهُ الْحَدِيثُ عَنِّي وَهُوَ مُتَّكِئٌ عَلَى أَرِيكَتِهِ فَيَقُولُ بَيْنَنَا وَبَيْنَكُمْ كِتَابُ اللَّهِ فَمَا وَجَدْنَا فِيهِ حَلَالًا اسْتَحْلَلْنَاهُ وَمَا وَجَدْنَا فِيهِ حَرَامًا حَرَّمْنَاهُ وَإِنَّ مَا حَرَّمَ رَسُولُ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ كَمَا حَرَّمَ اللَّهُ
Yine Resulullah(sav) şöyle dedi : “Dikkat ediniz ki, yakında adamın biri koltuğuna kurulmuş bir halde, kendisine emir veya nehiy ettiğim işlerden bir şey geldiğinde ‘Bizimle sizin aranızda (yalnız) Allah’ın kitabı vardır. Onda bulduğumuz helal şeyleri helal; haram şeyleri de haram kabul ederiz.’diyecektir. Oysa şu bir gerçektir ki, Allah haram hükmünü koyduğu gibi,Resulullah da haram hükmünü koyar.” (Tirmizi, a.y)
قَالَ أَبُو عِيسَى هَذَا حَدِيثٌ حَسَنٌ
Tirmizi, bu iki hadis rivayeti için de “hasen” demiştir. (Tirmizi, a.y)
HADİSİN AÇIKLAMASI
وَقَالَ ابْنُ حَجَرٍ : أَيْ مَا حَرَّمَ وَأَحَلَّ رَسُولُ اللَّهِ -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- كَمَا حَرَّمَ وَأَحَلَّ اللَّهُ
İbn Hacer diyor ki : Hadiste geçen (Allahın haram hükmünü koyduğu gibi) sözü ''Resulullah(sav)'in helal ve haram ettiği , Allahın helal ve haram ettiği gibidir'' demektir.
مَا حَرَّمَ ) قَالَ الْأَبْهَرِيُّ مَا مَوْصُولَةٌ مَعْنًى مَفْصُولَةٌ لَفْظًا أَيِ الَّذِي حَرَّمَهُ رَسُولُ اللَّهِ -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- فِي غَيْرِ الْقُرْآنِ
Ebherî diyor ki : (Resulullah da haram hükmünü koyar) demek yani ''Kuran dışında Resulullah(sav)'in haram kılması'' demektir.
قَالَ تَعَالَى : وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا
Allah Kuranı Kerimde şöyle buyurmaktadır : Resulumun verdiğini alın , yasakladığından kaçının.(Haşr/7)
وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوَى إِنْ هُوَ إِلَّا وَحْيٌ يُوحَى
Yine Yüce Allah buyurur ki: O, hevadan (kendi istek, düşünce ve tutkularına göre) konuşmaz. O (söyledikleri) yalnızca vahyolunmakta olan bir vahiydir.(Necm/3-4)
لَا يَجُوزُ الْإِعْرَاضُ عَنْ حَدِيثِهِ عَلَيْهِ الصَّلَاةُ وَالسَّلَامُ لِأَنَّ الْمُعْرِضَ عَنْهُ مُعْرِضٌ عَنِ الْقُرْآنِ
O halde Resulullah(sav)'in hadislerinden yüz çevirmek caiz değildir.Çünkü ondan yüz çevirmek , Kurandan yüz çevirmek demektir.
وَأَخْرَجَ الدَّارِمِيُّ عَنْ يَحْيَى بْنِ كَثِيرٍ . قَالَ : كَانَ جِبْرَائِيلُ يَنْزِلُ بِالسُّنَّةِ كَمَا يَنْزِلُ بِالْقُرْآنِ
Darimi'nin tahric ettiğine göre Yahya b. Kesîr diyor ki : Cebrail(as) vahiy olan) Kuran'ı (Resulullah'a) indirdiği gibi , Sünneti de indirmiştir.
كَذَا فِي الدُّرِّ ذَكَرَهُ الْقَارِي فِي الْمِرْقَاةِ . وَهَذَا الْحَدِيثُ دَلِيلٌ مِنْ دَلَائِلِ النُّبُوَّةِ وَعَلَامَةٌ مِنْ عَلَامَاتِهَا
Aliyyul Kari , Mirkat'ta bu hadisi zikretmiştir.Bu hadis Peygamberlik delillerinden bir delil , onun alametlerinden bir alamettir.
فَقَدْ وَقَعَ مَا أَخْبَرَ بِهِ
Doğrusu Resulullah(sav)'ın verdiği bu haber mucizevî bir şekilde vaki oldu.(aynen çıktı)
فَإِنَّ رَجُلًا قَدْ خَرَجَ فِي الْفِنْجَابِ مِنْ إِقْلِيمِ الْهِنْدِ وَسَمَّى نَفْسَهُ بِأَهْلِ الْقُرْآنِ وَشَتَّانَ بَيْنَهُ وَبَيْنَ أَهْلِ [ ص: 355 ] الْقُرْآنِ ، بَلْ هُوَ مِنْ أَهْلِ الْإِلْحَادِ
Hint kıtasının Fincap (Pakistan/Pencap) bölgesinde bir adam ortaya çıkmış ve kendisini ''Ehli Kuran'' diye isimlendirmiş , halbuki O ve Ehli Kuran arası ne kadar da uzaktır.
Bilakis bu adam Ehli İlhad(Hak yolundan çıkıp bâtıl yola sapan) ve Mürted(dinden dönen)lerdendir.
وَكَانَ قَبْلَ ذَلِكَ مِنَ الصَّالِحِينَ فَأَضَلَّهُ الشَّيْطَانُ وَأَغْوَاهُ وَأَبْعَدَهُ عَنِ الصِّرَاطِ الْمُسْتَقِيمِ
Halbuki bundan önce salihlerden bir kişiydi.Sonra Şeytan onu saptırdı,azdırdı ve onu doğru yoldan uzaklaştırdı.
فَتَفَوَّهَ بِمَا لَا يَتَكَلَّمُ بِهِ أَهْلُ الْإِسْلَامِ
Ehli İslamın söz söylemediği şeyleri ağzına alıp,dil uzatmıştır.
فَأَطَالَ لِسَانَهُ فِي رَدِّ الْأَحَادِيثِ النَّبَوِيَّةِ بِأَسْرِهَا رَدًّا بَلِيغًا
Peygamber Hadislerinin tümünü açıkça reddederek,(Resulullah'a) hakaret içinde dil uzatmıştır.Sahih bütün hadisleri reddetmiştir.
وَقَالَ : هَذِهِ كُلُّهَا مَكْذُوبَةٌ وَمُفْتَرَيَاتٌ عَلَى اللَّهِ تَعَالَى ، وَإِنَّمَا يَجِبُ الْعَمَلُ عَلَى الْقُرْآنِ الْعَظِيمِ فَقَطْ دُونَ أَحَادِيثِ النَّبِيِّ -صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ- ، وَإِنْ كَانَتْ صَحِيحَةً مُتَوَاتِرَةً وَمَنْ عَمِلَ عَلَى غَيْرِ الْقُرْآنِ فَهُوَ دَاخِلٌ تَحْتَ قَوْلِهِ تَعَالَى : وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَئِكَ هُمُ الْكَافِرُونَ
Ve : ''Bu hadislerin hepsi Yüce Allaha yalan ve iftiralardır.Resulullah(sav)'in sahih,tevatür hadisleri olmadan Sadece Kuran ile amel etmek gerekir.
Kim Kuran dışında birşey ile amel ederse o şu ayet kapsamına girer demiştir : Kim Allahın indirdiğiyle hükmetmezse İşte Onlar Kafirlerin ta kendisidir(Maide/44)
وَغَيْرُ ذَلِكَ مِنْ أَقْوَالِهِ الْكُفْرِيَّةِ وَتَبِعَهُ عَلَى ذَلِكَ كَثِيرٌ مِنَ الْجُهَّالِ
Bunun dışında da bu adamın küfür sözleri vardır ve birçok cahil kimse buna uymuştur.
وَجَعَلُوهُ إِمَامًا وَقَدْ أَفْتَى عُلَمَاءُ الْعَصْرِ بِكُفْرِهِ وَإِلْحَادِهِ وَخَرَّجُوهُ عَنْ دَائِرَةِ الْإِسْلَامِ وَالْأَمْرُ كَمَا قَالُوا
Ve bu adamı başlarına İmam diye tayin etmişlerdi.Doğrusu o asrın Alimleri bu adamın küfrüne,ilhadına fetva vermişler ve onu İslam dairesinden çıkartmışlardır.(İslam dairesinden çıktına fetve vermişlerdir)İş söyledikleri gibidir.Allah en doğrusunu bilir.
---------------
Hz.İsa(as) ineceğine dair Hadisi Şerifin açıklamasında da bu adamdan bahsediliyor.
وَمِنَ الْمَصَائِبِ الْعُظْمَى وَالْبَلَايَا الْكُبْرَى عَلَى الْإِسْلَامِ أَنَّ رَجُلًا مِنَ الْمُلْحِدِينَ الدَّجَّالِينَ الْكَذَّابِينَ خَرَجَ مِنَ الْفِنْجَابِ مِنْ إِقْلِيمِ الْهِنْدِ
İslam üzerine büyük musibet ve belalardan biri Hindistan'ın Fincap bölgesinde , batıl yola sapanlardan,deccallerden,yalancılardan olan bir adamın çıkmasıdır.
وَهُوَ مَعَ كَوْنِهِ مُدَّعِيًا لِلْإِسْلَامِ كَذَّبَ الشَّرِيعَةَ وَعَصَى اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَطَغَى
وَآثَرَ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا
Bu adam İslam dinine ait olduğunu iddia etmesiyle birlikte Şeriatı yalanladı ,Allah ve Resulune isyan etti ve yoldan çıktı.Dünya hayatını seçti.
وَكَانَ أَوَّلُ مَا ادَّعَاهُ أَنَّهُ مُحَدَّثٌ وَمُلْهَمٌ مِنَ اللَّهِ تَعَالَى ثُمَّ كَثُرَتْ فِتْنَتُهُ وَعَظُمَتْ بَلِيَّتُهُ مِنْ سَنَةِ سِتٍّ وَأَلْفٍ وَثَلَاثِ مِائَةٍ إِلَى السَّنَةِ الْحَاضِرَةِ وَهِيَ سَنَةُ عِشْرِينَ بَعْدَ الْأَلْفِ وَثَلَاثِ مِائَةٍ
Halbuki iddia ettiğine göre bundan önce kendisi Muhaddis(Hadisçi) ve Allahtan ilham alan biriymiş.Sonra ise fitnesi fazlalaştı ve belası Hicri 1300 (Miladî 1879)'dan sonra 20.yüzyıla kadar büyüdü.
وَأَلَّفَ الرَّسَائِلَ الْعَدِيدَةَ [ مِنْهَا تَوْضِيحُ الْمُرَادِ ، وَمِنْهَا إِزَالَةُ الْأَوْهَامِ وَمِنْهَا فَتْحُ الْإِسْلَامِ وَغَيْرُ ذَلِكَ مِنَ التَّحْرِيرَاتِ ] فِي إِثْبَاتِ مَا ادَّعَاهُ مِنَ الْإِلْهَامَاتِ الْكَاذِبَةِ وَالدَّعَاوَى الْعَقْلِيَّةِ الْوَاهِيَةِ وَأَقْوَالِ الزَّنْدَقَةِ وَالْإِلْحَادِ
Yalan esinlenmeler,Zihinsel çürük iddalar,Zındık ve İlhad sözler iddia ederek birçok Risale yazmıştır.Onlardan ''Tevzihul Murad'' , ''İzaletul Evham'' ''Fethul İslam'' ve diğer risaleler vardır.
وَحَرَّفَ الْكَلِمَ وَالنُّصُوصَ الظَّاهِرَةَ عَنْ مَوَاضِعِهَا ، وَتَفَوَّهَ بِمَا تَقْشَعِرُّ مِنْهُ الْجُلُودُ وَبِمَا لَمْ يَجْتَرِئْ عَلَيْهِ إِلَّا غَيْرُ أَهْلِ الْإِسْلَامِ
Zahiri Nass(Kitap ve Sünnet) kelimesini mevzusundan saptırmıştır.Derileri ürperten ve İslam Alimleri dışında kimsenin cesaret edemediği sözler sarfetmiş.
أَعَاذَنَا اللَّهُ تَعَالَى وَالْمُسْلِمِينَ مِنْ شُرُورِهِ وَنَفْثِهِ وَنَفْخِهِ فَمِنْ أَقْوَالِهِ الْوَاهِيَةِ الْمَرْدُودَةِ الَّتِي صَرَّحَ بِهَا فِي رَسَائِلِهِ أَنَّ نُزُولَ عِيسَى ابْنِ مَرْيَمَ وَرَفْعِهِ إِلَى السَّمَاءِ بِجَسَدِهِ الْعُنْصُرِيِّ مِنَ الْخُرَافَاتِ وَالْمُسْتَحِيلَاتِ
Yüce Allah bizi ve Müslümanları onun şerlerinden,üfürüğünden,nefhinden sonra asılsız,çürük,reddedilmiş sözlerinden korusun. Ki İsa(as)'ın nuzulu ve unsurî cesediyle (maddesel olarak) Semaya kaldırılışı konusunda kendisi Risalelerinde bu konunun Hurafelerden ve İmkansız olan şeylerden olduğunu tasrih etmiş.
Halbuki Kuran ve Sünnete göre , Hz.İsa Cesediyle,Unsurî olarak (madde ile) Semaya kaldırılmış.Ve Ahir Zamanda yeryüzüne inecektir.
بَلْ عِيسَى عَلَيْهِ السَّلَامُ حَيٌّ فِي السَّمَاءِ وَيَنْزِلُ فِي آخِرِ الزَّمَانِ بِذَاتِهِ الشَّرِيفَةِ
İsa(as) Semâda hayy(diri)'dir.Ve Ahir Zamanda zatı şerîfi ile (yeryüzüne) inecektir.
[Kaynak: Avnul Ma'bûd, Şerhu Ebû Dâvûd, Sünnet, 6; Tuhfetul Ahvazî,Şerhu Tirmizi, İlim,10; İbn Mace, Mukaddime, 2]
Moderatörün son düzenlenenleri: