Taş atanlar bizi tanımayanlar, gül atanlar beni incitir !

sultan_mehmet

© ◄ كُن فَيَكُونُ ►
Yönetici
Forum Administrator
Darağacına çıkan Mansûr hazretlerine şu suâl soruldu;
"Tasavvuf nedir?" "Tasavvufun en aşağı derecesi işte bende gördüğünüz bu haldir." "Ya ileri derecesi?" "Onu görmeye tahammülünüz olmaz."

İdâm edilmeden önce halk taş atmaya başladı. Atılan taşlara hiç ses çıkarmıyor hattâ tebessüm ediyordu.

Bir dostu taş yerine gül attı. O zaman Mansûr hazretleri inledi.

Sebebi sorulduğunda; "Taş atanlar beni yakînen tanımayanlardır. Tabiîdir ki halden anlamazlar. Halden anlayanların bir gülü bile beni incitti." cevâbını verdi.

Bu arada kendisinden nasîhat istemek için gelen hizmetçisine; "Nefsi yapması gereken bir şeyleibâdetle meşgul et! Yoksa o seni yapılmaması gereken bir şeyle haramlarla meşgul eder." dedi.

Ellerinden bacaklarından sonra dilini de kesmek istediler. İzin isteyip; "'ım bana senin için bu işkenceyi revâ görenlere rahmet et! Senin rızân için beni elimden ayağımdan gözlerimdenbaşımdan canımdan ayıran bu kullarını affet!" diye yalvardı.

Daha sonra dili ve başı da kesildi cesedi yakıldı külleri Dicle'ye atıldı.Atılan küller dökülür dökülmez nehir hemen kabarmaya başladı. Kabaran Dicle'nin suları Bağdât'ı basmak üzereydi.
O zaman bir dostu hırkasını Dicle'ye attı ve Dicle bir müddet sonra eski normal hâlini aldı.
Hallâc-ı Mansûr hazretleri bu kimseye şehid edilmeden önce: "Benim kollarımı bacaklarımıbaşımı kestikten sonra cesedimi yakıp külünü Dicle'ye atacaklar.

Korkarım ki nehir taşıp Bağdât'ı basacak. O zaman hırkamı nehrin kenarına götürüp sulara at." buyurmuştu.
 
Üst