Taziye Duası
"Allah'ım! Dirimizi, ölümüzü, burada olanımızı, olmayanımızı, erkeğimizi, kadınımızı, küçüğümüzü, büyüğümüzü bağışla. Allah'ım! Aramızdan yaşatacaklarını İslâm üzere yaşat, öldüreceklerini iman üzere öldür. Bu ölüye de kolaylık ve rahatlık ver, onu bağışla.Allah'ım! Bu kişi iyi bir kimse idiyse, sen onun iyiliğini artır; eğer kötülük işleyen birisi idiyse, günahlarını bağışla. Onu güven, müjde, ikram ve rahmetine yaklaştır. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah'ım!" (Ebû Dâvud, Cenâiz, 54, 56, H. No:3201; Nesâî, 37, 77; İbn Mâce, Cenâiz, 23)
أَعْظَمَ اللهُ أَجْرَكُم، وَأَحْسَنَ عَزاَئَكُم وَغَفَرَ لِمَيِّتِكُم
"Allah ecrinizi artırsın, taziyenizi en güzeli etsin ve ölünüzü bağışlasın"
(Peygamberimizden dualar El-Ezkar, İmam Nevevi)
Kendisiyle taziye yapılan sözün en güzeli, Üsâme ibni Zeyd'den (ra) rivayet edilendir. Şöyle anlatmıştır:
"Peygamber'in (asm) kızlarından biri, ölmek üzere olan çocuğu veya oğlu için Peygamberi çağırmak ve haberdar etmek üzere Hazreti Peygambere bir elçi gönderdi. Peygamber (asm) elçiye şöyle buyurdu: "Kızıma dön ve ona bildir ki, aldığı şey de Allah Tealâ'nındır, verdiği şey de O'nundur ve her şey O'nun katında belli bir ecelledir (zamanladır). Ona söyle, sabretsin ve Allah'dan sevab beklesin." (Buhârî, Müslim)
Bu hadîs, islâm esaslarının en büyüklerinden biridir. Dinî inançlardan ve hükümlerden çoğunu kapsadığı gibi, din edeblerini, musibetlere, üzüntülere, hastalıklara ve bunların benzerlerine sabretmeyi de ifade eder.
"Allah'ın aldığı şey O'nundur", sözünün manası şu: Bütün âlemler Allah'ın mülküdür. Size ait olan şeyi almaz, sizde ariyet manası ile bulunan (ödünç ve emânet olan) kendine ait şeyi alır.
"Verdiği şey, O'nundur", sözünün manası da şu: Allah'ın size ihsan ettiği şey, Allah'ın mülkünden hariç değildir. Yine O, Allah Teâlâ'nındır; onda istediğini yapar. Her şey de onun katında belirli bir zamana bağlıdır; o halde sabırsızlaşıp korkmayınız. Çünkü Allah'ın can aldığı kimsenin belirli olan eceli son bulmuştur. Artık o ecelin, belirli vaktinden öne geçmesi yahut sonraya kalması mümkün değildir. Öyle ise, bu gerçeklerin hepsini bildiğiniz zaman, sabrediniz ve başınıza gelen musibetlere sabrediniz de, Allah'dan sevab bekleyiniz. En doğrusunu Allah bilir. (Dualar ve Zikirler, İmam Nevevi)
Ölülere dua etmek ölüye fayda verir ve sevabı onlara ulaştırır
Alimler ittifak etmişlerdir ki, ölülere duâ etmek, onlara fayda verir ve sevabı onlara ulaşır. Buna da delil olarak Allah Tealâ Hazretlerinin şu âyeti ile bu manada bilinen diğer âyetleri getirdiler:
"Onlardan sonra gelenler (vefat eden Muhacirlerle Ensardan sonrakiler) derler ki: Ey Rabbimiz! Bizi ve iman ile bizden önce göçmüş din kardeşlerimizi bağişla; iman etmiş olanlar için, kalblerimizde bir kin bırakma. Ey Rabbimiz Muhakkak ki, Sen Rauf'sun (çok şefkatlisin), Rahîm'sin (Çok merhametlisin). (Haşir, 10)
Meşhur olan hadîslerde de varid olmuştur:
"Allah'ım! Bakî'ul-Garkad (adlı mezarlıktaki) ölülere mağfiret buyur (onları bağışla)." (Müslim)
"Allah'ım! Hem dirimize, hem de ölümüze mağfiret buyur..." Bunlardan başka benzer hadîsi şerifler vardır. (Ebu Davud)
Peygamber Efendimiz (asm) hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
"Ölen kimse kabrinin içinde boğulmak üzere olup da imdat isteyen kimse gibidir. Babasından yahut kardeşinden veya dostundan kendisine ulaşacak duayı beklemektedir. Nihayet dua kendisine ulaştığında bu duanın sevabı ona dünya ve dünyada bulunan her şeyden daha kıymetli olur. Muhakkak ki, hayatta olanların ölüler için hediyeleri dua ve istiğfardır." (Mişkatü'l-Mesabih)
alıntı
"Allah'ım! Dirimizi, ölümüzü, burada olanımızı, olmayanımızı, erkeğimizi, kadınımızı, küçüğümüzü, büyüğümüzü bağışla. Allah'ım! Aramızdan yaşatacaklarını İslâm üzere yaşat, öldüreceklerini iman üzere öldür. Bu ölüye de kolaylık ve rahatlık ver, onu bağışla.Allah'ım! Bu kişi iyi bir kimse idiyse, sen onun iyiliğini artır; eğer kötülük işleyen birisi idiyse, günahlarını bağışla. Onu güven, müjde, ikram ve rahmetine yaklaştır. Ey merhamet edenlerin en merhametlisi olan Allah'ım!" (Ebû Dâvud, Cenâiz, 54, 56, H. No:3201; Nesâî, 37, 77; İbn Mâce, Cenâiz, 23)
أَعْظَمَ اللهُ أَجْرَكُم، وَأَحْسَنَ عَزاَئَكُم وَغَفَرَ لِمَيِّتِكُم
"Allah ecrinizi artırsın, taziyenizi en güzeli etsin ve ölünüzü bağışlasın"
(Peygamberimizden dualar El-Ezkar, İmam Nevevi)
Kendisiyle taziye yapılan sözün en güzeli, Üsâme ibni Zeyd'den (ra) rivayet edilendir. Şöyle anlatmıştır:
"Peygamber'in (asm) kızlarından biri, ölmek üzere olan çocuğu veya oğlu için Peygamberi çağırmak ve haberdar etmek üzere Hazreti Peygambere bir elçi gönderdi. Peygamber (asm) elçiye şöyle buyurdu: "Kızıma dön ve ona bildir ki, aldığı şey de Allah Tealâ'nındır, verdiği şey de O'nundur ve her şey O'nun katında belli bir ecelledir (zamanladır). Ona söyle, sabretsin ve Allah'dan sevab beklesin." (Buhârî, Müslim)
Bu hadîs, islâm esaslarının en büyüklerinden biridir. Dinî inançlardan ve hükümlerden çoğunu kapsadığı gibi, din edeblerini, musibetlere, üzüntülere, hastalıklara ve bunların benzerlerine sabretmeyi de ifade eder.
"Allah'ın aldığı şey O'nundur", sözünün manası şu: Bütün âlemler Allah'ın mülküdür. Size ait olan şeyi almaz, sizde ariyet manası ile bulunan (ödünç ve emânet olan) kendine ait şeyi alır.
"Verdiği şey, O'nundur", sözünün manası da şu: Allah'ın size ihsan ettiği şey, Allah'ın mülkünden hariç değildir. Yine O, Allah Teâlâ'nındır; onda istediğini yapar. Her şey de onun katında belirli bir zamana bağlıdır; o halde sabırsızlaşıp korkmayınız. Çünkü Allah'ın can aldığı kimsenin belirli olan eceli son bulmuştur. Artık o ecelin, belirli vaktinden öne geçmesi yahut sonraya kalması mümkün değildir. Öyle ise, bu gerçeklerin hepsini bildiğiniz zaman, sabrediniz ve başınıza gelen musibetlere sabrediniz de, Allah'dan sevab bekleyiniz. En doğrusunu Allah bilir. (Dualar ve Zikirler, İmam Nevevi)
Ölülere dua etmek ölüye fayda verir ve sevabı onlara ulaştırır
Alimler ittifak etmişlerdir ki, ölülere duâ etmek, onlara fayda verir ve sevabı onlara ulaşır. Buna da delil olarak Allah Tealâ Hazretlerinin şu âyeti ile bu manada bilinen diğer âyetleri getirdiler:
"Onlardan sonra gelenler (vefat eden Muhacirlerle Ensardan sonrakiler) derler ki: Ey Rabbimiz! Bizi ve iman ile bizden önce göçmüş din kardeşlerimizi bağişla; iman etmiş olanlar için, kalblerimizde bir kin bırakma. Ey Rabbimiz Muhakkak ki, Sen Rauf'sun (çok şefkatlisin), Rahîm'sin (Çok merhametlisin). (Haşir, 10)
Meşhur olan hadîslerde de varid olmuştur:
"Allah'ım! Bakî'ul-Garkad (adlı mezarlıktaki) ölülere mağfiret buyur (onları bağışla)." (Müslim)
"Allah'ım! Hem dirimize, hem de ölümüze mağfiret buyur..." Bunlardan başka benzer hadîsi şerifler vardır. (Ebu Davud)
Peygamber Efendimiz (asm) hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur:
"Ölen kimse kabrinin içinde boğulmak üzere olup da imdat isteyen kimse gibidir. Babasından yahut kardeşinden veya dostundan kendisine ulaşacak duayı beklemektedir. Nihayet dua kendisine ulaştığında bu duanın sevabı ona dünya ve dünyada bulunan her şeyden daha kıymetli olur. Muhakkak ki, hayatta olanların ölüler için hediyeleri dua ve istiğfardır." (Mişkatü'l-Mesabih)
alıntı