absürt : Fransızca absurde (saçma, zırva, anlamsız). Kelimenin karşılıkları dilimizde zaten vardır: saçma, anlamsız. Örnek: Modacılar bu anlamsız (saçma) tasarımlardan para kazanmayı beklemiyorlar.
absürt komedi : saçma komedi.
adaptör : Fransızca adapteur. Uzun zamandan beri dilimizde kullanılan bu kelime Türkçe Sözlük’te “Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı” şeklinde tanımlanmıştır. Kurulumuz bu kelime için uyarlayıcı karşılığının benimsenmesine karar vermiştir. Örnek: Firmanın yeni ürettiği uyarlayıcı, araç çakmağına takılarak cep telefonu, el bilgisayarı gibi elektronik cihazların şarj edilmesini sağlıyor.
ad hoc group : İngilizce ad hoc “özel, uygun”, group “kurul”. Dilimizde ekonomi alanında “kısa süreli ve tek bir görev için oluşturulan kurul” anlamında kullanılan bu kelime için Kurulumuz, özel kurul karşılığını teklif etmektedir. Örnek: Karşı düşürüm konusundaki sıkıntıları aşmak için Türkiye ile AB uzmanlarından oluşan bir “karşı düşürüm özel kurulu” oluşturulmalı.
adisyon : Fransızca addition (ekleme; hesap). "Lokanta, otel vb. yerlerdeki hesap" anlamında kullanılan adisyon için bizim de teklif ettiğimiz kelime aynıdır: hesap. Örnek: Garson hesabı getiriyor.
agreman : Fransızca agrément (hoşluk; izin, rıza; tat; süs). Dilimizde, diplomasideki anlamıyla kullanılan agreman kavramı için teklif ettiğimiz karşılık: uygunluk. Örnek: Fransa hükûmeti, büyük elçimiz için uygunluk vermişti.
agresif : Fransızca agressif. Dilimizde bir psikoloji terimi olarak "saldırgan, mütecaviz" anlamlarında kullanılan agresif kelimesine karşılık olarak Kurulumuz, saldırgan sözünün uygun olduğuna karar vermiştir. Ayrıca yerine göre mütecaviz, girişken ve yırtıcı sözleri de kullanılabilir.
air-conditioned : Havalandırma cihazı bulunan. Teklif edilen karşılık: havalandırmalı. Örnek: Havalandırmalı arabalar yazın çok rahat oluyor.
air-conditioner : Havayı düzenleyen, sıcaklığı ayar eden alet. Teklif edilen karşılık: havalandırma. Örnek: Bu arabada havalandırma olmadığı anlaşılıyor.
ajitasyon : Fransızca agitation (tahrik etme, kışkırtma). Kelimenin karşılığı dilimizde zaten vardır: kışkırtma. Örnek: Bu olayın, kışkırtma olduğunu ileri sürdüler.
Kelimenin tıp alanındaki kullanımı da dikkate alınarak kışkırtma karşılığının yanı sıra çırpıntı sözünün de kullanılması gerektiği konusunda görüş birliğine varılmıştır.
ajitatör : kışkırtıcı.
ajite etmek : kışkırtmak.
ajite olmak : çırpıntıya uğramak.
akreditasyon : Fransızca accreditation. Dilimizde “doğrulamak, güven belgesi vermek” anlamlarında kullanılan bu kelime için Kurulumuz, denklik (belgesi) ve denklik (kuruluşu) karşılıklarını teklif etmektedir. Örnek: Türkiye Denklik Konseyi (TÜDEK)’nin kuruluş ve görevleri hakkındaki kanun teklifi gündemin ön sıralarına alındı.
akreditif : Fransızca accréditif, "bir bankanın başka bir bankaya biri için verdiği ödeme emri" anlamında kullanılır. Bu söz için önerimiz güven yazısı veya güven hesabı'dır. Örnek: Güven yazısında gerektiğinde bazı notlar bulunabilir. Akreditif yanında aynı köke dayanan akredite sözü de vardır. Genellikle Türkçe "olmak" fiiliyle birlikte kullanılmaktadır. Bu söz yerine önerimiz güvenirliği onaylanmış olmak'tır. Örnek: Biz orada güvenirliği onaylanmış bir firmayız ve Rus kanunlarına bağlıyız.
akualand : Fransızca aqualand. Lâtince "su" an-lamındaki aqua sözü ile, "kara, toprak, yer, memleket" anlamındaki land sözünden yapılmış birleşik bir kelimedir. Bir tür havuz anlamındadır. Kurulumuz, bu kelime için su bahçesi karşılığının kullanılmasını önermektedir. Örnek: Sıcaktan bunalınca kendisini su bahçesine atan bir turist, Pamukkale görüntüsündeki havuzda serinlerken âdeta ken-dinden geçmiş.
akustik : Fransızca acoustique. "Fizik biliminin konusu ses olan kolu; kapalı bir yerde seslerin dağılım biçimi" anlamlarında olan bu kelime için Kurulumuz, kullanım yerlerine göre yankı bilimi veya yankılanım karşılıklarının uygun olduğu görüşündedir. Örnek: Denizli'de nikâh salonunun gerekli yankılanım düzeni sağlanarak oda tiyatrosu hâline getirilmesinden sonra Nisan ayı başında da 3500 kişilik bir açık hava tiyatrosu tamamlanarak hizmete girdi.
alâkart : Fransızca à la carte (listeye göre). Karşılığı: seçmeli yemek. Örnek: Seçmeli yemek usulünde istediğiniz yemeği yiyebiliyorsunuz.
alan markajı : alan tutma. bk. markaj.
alivre : Fransızca aa livré. Fransızcadan Türkçeye geçmiş bir bankacılık terimidir. Genel olarak sonradan teslim veya vadeli satış anlamlarındadır. Anlaşmanın yapıldığı sırada bulunmayan fakat teslim zamanında sağlanması mümkün olan her türlü mal üzerine yapılan satış işlemi diye de tanımlanır. Türkçe Sözlük’te bu söz "Ürün daha tarladayken yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden pey verilerek yapılan satış" olarak tanımlanmıştır. Kurulumuz bu söz için önceden satış karşılığını önermektedir. Örnek: Tüketici finans şirketleri kurulmaya başlandı. Aralıktan itibaren önceden satış ve kredili hisse senedi alım ve satımına izin verildi.
almanak : Fransızca almanache. Bu kelimenin anlamı, "yılın gün, hafta, ay gibi bölümlerinden başka, bayram, yıl dönümü gibi belli günleri ve birtakım astronomi, meteoroloji, istatistik bilgilerini gösteren kitap biçimindeki takvim"dir. Bu söz için dilimizde kullanılmakta olan yıllık kelimesi Kurulumuzca da benimsenmiştir.
ambiyans : Fransızca ambiance “çevre, muhit, hava, ortam”. Son yıllarda özellikle gazetelerin magazin sayfalarında sıkça rastladığımız bu kelimeye karşılık olarak Kurulumuz, dilimizde zaten kullanılmakta olan hava sözünü benimsemiştir. Örnek: Televizyon kanalının yöneticileri yarışma gecesinde fevkalâde bir hava yaratmışlardı.
amblem : Fransızca emblème (soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, belirtke). Kurulumuz bu söze karşılık olarak belirtke sözünü benimsemiştir. Örnek: İki partinin ortak kurultayında parti adı ve belirtke sorunu ele alınacak.
amortisman : Fransızca amortissement. Türkçe Sözlük'te yer alan "taşınmaz malların aşınmalarına karşılık olarak yıllık kârdan ayrılan belirli pay" anlamındaki amortisman için aşınma payı veya yıpranma payı karşılıkları önerilmiştir. Örnek: Uçakların aşınma (yıpranma) payları büyük meblâğlara ulaşıyor.
ampirik : Fransızca empirique. "Bir kurama değil de yalnızca deneye, gözleme dayanan" anlamında sıfat olarak kullanılan bu söze karşılık olarak Kurulumuz, deneye dayalı kelimesini önermektedir. Ampirik kelimesiyle kökteş olan ampirist ve ampirizm sözleri de dilimizde zaman zaman kullanılmaktadır. Kurulumuz, bu sözlerden ampirist için deneyci, ampirizm sözü için de deneycilik kelimelerinin uygun birer karşılık olduğu görüşündedir. Örnekler: Eldeki deneye dayalı belgeler iki grupta toplanabilir. Bu alandaki deneye dayalı araştırmalar bir hayli az.
anakronizm : Fransızca anachronisme. Bu söz "tarihe aykırılık, çağa uymama" anlamlarında dilimizde kullanılmaktadır. Kurulumuz bu kelimeye karşılık olarak tarih yanılgısı sözünü önermektedir.
anchorman : İngilizceden dilimize giren bu terim "ana haber sunucusu" anlamındadır. Kurulumuz bu sözün yabancı dildeki karşılığı olan ana haber sunucusu teriminin aynen kullanılmasını uygun bulmuştur. Örnek: Kanal 7 Ana Haber Bültenleri "Sekiz Yıl Ana Haber Bültenleri” olarak devam ediyor. Bu arada Ahmet Hakan da "yılmaz savunucu" olarak ana haber sunucusu görevini başarı ile sürdürüyor.
anekdot : Fransızca anecdote. "Kısa, özlü anlatımı olan güldürücü hikâye, fıkra" şeklinde tanımladığımız bu söz de dilimizde bir süreden beri kullanılan bir edebiyat terimidir. Kurulumuz, anekdot için fıkra ve hikâyecik sözlerinin uygun birer karşılık olduğu görüşünde birleşmiştir. Örnekler: İngilizlerin dilinden düşmeyen BBC ile ilgili bir fıkra vardır. Dün geceki eğlenceyle ilgili bir hikâyeciğiniz var mı?
angaje : bağlanmış.
angaje etmek : bağlamak.
angaje olmak : bağlanmak, üstlenmek.
angajman : Fransızca engagement (rehin; taahhüt; anlaşma; bağlantı). Bu kelime için dilimizde güzel bir karşılık vardır: bağlantı. Örnek: Şimdiden hiçbir seçim tarihi için bağlantıya girmeyelim.
animasyon : Fransızca animation (canlanma; çizgi film). İkinci anlam için teklifimiz: canlandırma. Örnek: Törendeki canlandırma gösterileri büyük ilgi topladı.
animatör : Fransızca animateur (canlandırıcı; sunucu; çizgi film yapımcısı). Teklifimiz: canlandırıcı. Örnek: Japon canlandırıcıları film pazarını tuttular.
ankesörlü telefon sözünde geçen ankesör Fransızcadan dilimize geçmiştir. Fransızca encaisseur sözü "para alıcı, tahsildar, mutemet" anlamındadır. Bu kelimenin fiil biçimi olan encaisser ise "sandıklamak, kasaya koymak" anlamlarındadır. Bu söz için Kurulumuz, kutulu telefon karşılığını önermektedir. Örnekler: PTT Genel Müdürlüğü, konut ve iş yerlerinde yapılan görüşmelerle kutulu telefonlardan yapılan görüşmelerin fiyatlarını artırdı. Kutulu telefonla yapılan görüşmelerde kullanılan küçük jetonun fiyatı bin lira olarak belirlendi.
anomali : Fransızca olan bu söz dilimizde genel anlamda "belli bir ölçüye, belli bir kurala uymama durumu", psikolojide ise "hastalık niteliğinde olmamakla birlikte normalden, belirgin ölçüde sapma gösterme" anlamındadır. Bu söz için Kurulumuz aykırılık karşılığını önermektedir.
ansambl : Fransızca ensemble (bütün, bütünlük, topluluk). Eski Sovyetler Birliği'nde ve Türk cumhuriyetlerinde müzik ve oyun toplulukları için kullanılan ansambl için teklif ettiğimiz karşılık: topluluk. Örnek: Kırım oyun ve müzik topluluğu, izleyicilerin büyük takdirini kazandı.
antagonist : Fransızca antagoniste sözü "hasım, vuruşan, karşıt, çatışan" anlamlarındadır. Bu söz için önerimiz düşmanca veya hasımca kelimeleridir. Aynı köke dayanan antagonizm sözüne ise düşmanlık, hasımlık karşılıklarını öneriyoruz. Örnek: Onun değerlendirmesiyle insan toplumu sınıflar arası düşmanca çatışmadan kurtuluyor.
antet : Fransızca en-tête. "Kâğıt veya zarf üzerine basılmış ad, adres, başlık" anlamında olan bu söze karşılık olarak zaten kullanılmakta olan başlık sözü Kurulumuzca da benimsenmiştir. Dilimizde antetli ve antetsiz biçimlerinde de geçen bu kelimenin yerine başlıklı ve başlıksız karşılıkları kullanılmalıdır.
anti-damping : Teklif ettiğimiz karşılık: karşı düşürüm. Örnek: Avrupa Birliği karşı düşürümü bırakmalıdır.
antikite : Fransızca antiqutié. “Tarihte ilk çağ, antik devir” anlamıyla dilimizde yaygın olarak kullanılan bu kelime için Kurulumuz da ilk çağ karşılığını kabul etmiştir. Kelimenin soyut anlamındaki kullanımına karşılık olarak ise eskilik sözü uygundur. Örnek: Yüz yıldan beri Orta Doğu’da ve Mısır’da yürütülen kazılar, tarihî ufkumuzu genişletmiş ve ilk çağın sınırlarını binlerce yıl geriye çekmiştir.
antipati : Fransızca antipathie (sevimsizlik, soğukluk, ısınamama). Bu kavram için de dilimizde güzel karşılıklar vardır: iticilik, sevimsizlik, soğukluk. Örnekler: Bu adama karşı içimde inanılmaz bir soğukluk doğmuştu. Etrafına tuhaf bir iticilik (sevimsizlik, soğukluk) yayıyordu.
antipati duymak : kanı kaynamamak.
antipatik : Fransızca antipathique (sevimsiz, soğuk). Teklif ettiğimiz karşılıklar: sevimsiz, itici, soğuk. Örnek: Bu davranışlarınla çok sevimsiz (itici, soğuk) görünüyorsun.
antre : Fransızca entrée (giriş). Bu kelime için dilimizde güzel bir karşılık vardır: giriş. Örnek: Evin girişi çok geniş tutulmuş.
aperitif : Fransızca apéritif. Dilimizde “İştahı açmak için yemekten önce içilen içki” anlamında kullanılan bu kelimeye karşılık olarak Kurulumuz, ön içki sözünü önermektedir. Örnek: Öğle yemeğinden önce birer ön içki alsak daha iyi olmaz mı?
a posteriori : A priori kelimesinin zıddı olan bu kavram için teklif edilen karşılık: soncul. Örnek: Deney yoluyla elde edilen bilgiler soncul bilgilerdir.
a priori : Lâtince a priori (denemeye dayanmadan, akıl yoluyla önceden kabul edilen). Teklif edilen karşılık: öncül. Örnekler: Öncül bilgiler insanı yanıltabilir. Zaman ve mekân kavramları Kant felsefesinde öncül kavramlar olarak kabul edilir.
aranje etmek : Türkçe "etmek" yardımcı fiiliyle Fransızca aranje kelimelerinden oluşan bu birleşik fiil düzenlemek, düzenlenmek fiilleriyle karşılanır. Örnek: Finale kalan eserler TRT tarafından yeniden düzenlendi.
aranjman : Fransızca arrangement (belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazılmış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafından söylenip çalınabilmesi için o eserde yapılan değişiklik). Kurulumuz bu kelime için düzenleme teriminin uygun olduğunu tespit etmiştir. Örnek: Düzenlemesini dünyaca ünlü bir müzik ustası yapmıştı.
aranjör : Fransızca arrangeur. Bu söz için de düzenlemeci uygun bir karşılıktır. Örnek: Kasetin düzenlemeciliğini onlar üstlenmişti.
arbitraj : Fransızca arbitrage. Ticarî bir terim olarak dilimize geçen bu kelime "hisse senedi, tahvil, döviz gibi değerli kâğıt ve paraları daha kârlı görülen başka kâğıt ve paralarla değiştirme işi" anlamında kullanılmaktadır. Bu söze Kurulumuz, ara kazanç karşılığını önermektedir. Örnekler: Ara kazanç, çeşitli piyasalardaki fiyat farklarından yararlanmak için malın bir ülkeden alınıp bir başka ülkeye satılmasıdır. Ara kazanç, ekonomik hayatta para işlerinden en kârlı biçimde yararlanma şekli olarak kullanılmaya başlandı.
arboretum : Lâtince. "Örnek olabilecek çeşitli ağaçların ve bitkilerin bilimsel amaçlarla yetiştirildiği alan" anlamında dilimizde de kullanılan bu söz için Kurulumuz, ağaç parkı kelimesinin uygun bir karşılık olduğunda birleşmiştir.
argüman : Fransızca argument (kanıt, delil). Bu kelimenin dilimizde zaten karşılıkları vardır: kanıt, delil. Örnek: Dosyada yer alan kanıtların (delillerin) hukukî dayanaktan yoksun olduğu anlaşılmıştır.
arkeolog : kazı bilimci.
arkeoloji : Fr. archéologie. “Tarih öncesi ve eski çağlardan kalma eserleri tarih ve sanat bakımından inceleyen bilim” anlamında Türkçede kullanılan bu kelime için Kurulumuz, daha önceden teklif edilmiş olan kazı bilimi sözünün uygun bir karşılık olduğunda görüş birliğine varmıştır. Örnek: Kazı bilimi tekniğinde üzerinde durulması gereken dört nokta vardır: Keşif, çalışma sırasında bulunan bütün verilerin kaydı, eşyanın yapım tarihi yönünden incelenmesi, kalıntıların ve bulunan eşyaların korunması.
arketip : Fransızca archetype. İlk örnek, asıl numune, özgün model. Bu söz sanatın çeşitli kollarında da kullanılır. “İleriki dönemlerde geliştiği bilinen bir mimarî ögenin henüz en yetkin biçimine ulaşmamış ilk örneği” anlamında da dilimizde geçmektedir. Bu söz için Kurulumuz, ilk örnek kelimesinin uygun bir karşılık olduğu kanaatindedir. Örnek: Ancak iyi bir öykü kurmak için bir tek ilk örneğin ele alınması, bunun geliştirilmesi yeterlidir.
aroma : Fransızca aroma. "Bitki özlerinden veya yağlarından elde edilen hoş koku." Dilimizde bu söze yakın anlamda "rayiha" kelimesi de vardır. Kurulumuz, aroma için hoş koku sözünün uygun bir karşılık olduğunda birleşmiştir. Aynı kelimeye dayanan aromatik için de sıfat tamlaması biçiminde olan hoş kokulu sözü kullanılmalıdır. Örnekler: Hoş kokulu suyla doldurulan bir kap, mum alevinin üzerine yerleştiriliyor. Hoş kokulu buharı soluyan kişi, yepyeni bir insan olarak ayağa kalkıyor.
arometrapi : Fransızca kökenli olan bu kelime aroma (güzel koku) ve thérapie (tedavi) kelimelerinden oluşmaktadır. Daha önce thalassotherapie kelimesine deniz tedavisi karşılığını teklif eden Kurulumuz, arometrapi için de koku tedavisi kelimesini önermektedir. Örnek: Firma, günlük cilt bakım ürünlerinden, onarım ve yenileme setlerine; koku tedavisi ürünlerinden renkli kozmetik ürünlerine varıncaya kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip.
artikülâsyon : Fransızca articulation. Dil biliminde kullanılan bu terim için Kurulumuz, bazı dilcilerin de benimsediği boğumlanma kelimesinin uygun bir karşılık olduğunda görüş birliğine varmıştır. Örnek: Güzel konuşma derslerinde ses bilgisine ağırlık verilmekte boğumlanma konuları üzerinde durulmaktadır.
asist : İngilizce assist (yardım etmek). Sporda hem yardım, hem yardımcı anlamında kullanılmaktadır. Teklif ettiğimiz karşılıklar: yardım, yardımcı.
asist (asiste) etmek : yardım etmek.
asisti : yardımcısı.
asistlik : yardımcılık.
asparagas : "Makaraya sarmak, çapraz iki sırığa germek, eziyet etmek" anlamlarına gelen İspanyolca aspar kelimesine dayanan bu söze Kurulumuz, dilimizde kullanılan örnek cümleleri de göz önüne alarak şişirme haber kar-şılığını önermiştir.
aşağılık kompleksi : aşağılık duygusu. Örnek: Aşağılık duygusuna kapılmalarına gerek yok.
aut : İngilizce out (dışarı, dışarıda). Topun, karşı takım oyuncularınca köşe ile kale arasındaki çizgiden veya kale üstünden alan dışına çıkarılması. Karşılığı: dış.
auta atmak : dışa atmak.
auta çıkmak (gitmek) : dışa çıkmak.
aut atışı (yapmak) : dış atışı (yapmak).
aut çizgisi : dış çizgisi.
Örnekler: Nielsen'in sert vuruşu, kale üstünden dışa çıktı. Hakan mutlak bir golü, topu dışa atarak harcadı. Top yandan dışa çıktı.
avangart : Fransızca avant-garde. "Bir hareketi, bir düşünce akımını başlatan, kendisinden sonra gelenlere öğretisi ile yol gösteren kimse" anlamındaki bu sözün yerine Kurulumuz, öncü kelimesini önermektedir. Örnekler: Sanatçının sürekli öncü konumunda yer alma gereği, yaratıcılığın sınırlarını zorluyor. 1985 yılında Pekin'de yasaklanan, daha sonra sınırlı bir biçimde sergilenen öncülerin ürünleri, Çin'in batıya dönüşünün bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
avans : Fransızca avance. “Alacağına sayılmak üzere önceden yapılan ödeme” anlamıyla dilimizde kullanılmaktadır. Kurulumuz, avans için öndelik sözünün uygun bir karşılık olduğunu kararlaştırmıştır. Örnek: Müfettişlere göreve gitmeden önce bir miktar öndelik verildi.
avans çekmek : öndelik çekmek.
avans vermek : öndelik vermek.
absürt komedi : saçma komedi.
adaptör : Fransızca adapteur. Uzun zamandan beri dilimizde kullanılan bu kelime Türkçe Sözlük’te “Bir aletin çapları birbirinden farklı olan parçalarından birini ötekine geçirebilmek için yararlanılan bağlayıcı” şeklinde tanımlanmıştır. Kurulumuz bu kelime için uyarlayıcı karşılığının benimsenmesine karar vermiştir. Örnek: Firmanın yeni ürettiği uyarlayıcı, araç çakmağına takılarak cep telefonu, el bilgisayarı gibi elektronik cihazların şarj edilmesini sağlıyor.
ad hoc group : İngilizce ad hoc “özel, uygun”, group “kurul”. Dilimizde ekonomi alanında “kısa süreli ve tek bir görev için oluşturulan kurul” anlamında kullanılan bu kelime için Kurulumuz, özel kurul karşılığını teklif etmektedir. Örnek: Karşı düşürüm konusundaki sıkıntıları aşmak için Türkiye ile AB uzmanlarından oluşan bir “karşı düşürüm özel kurulu” oluşturulmalı.
adisyon : Fransızca addition (ekleme; hesap). "Lokanta, otel vb. yerlerdeki hesap" anlamında kullanılan adisyon için bizim de teklif ettiğimiz kelime aynıdır: hesap. Örnek: Garson hesabı getiriyor.
agreman : Fransızca agrément (hoşluk; izin, rıza; tat; süs). Dilimizde, diplomasideki anlamıyla kullanılan agreman kavramı için teklif ettiğimiz karşılık: uygunluk. Örnek: Fransa hükûmeti, büyük elçimiz için uygunluk vermişti.
agresif : Fransızca agressif. Dilimizde bir psikoloji terimi olarak "saldırgan, mütecaviz" anlamlarında kullanılan agresif kelimesine karşılık olarak Kurulumuz, saldırgan sözünün uygun olduğuna karar vermiştir. Ayrıca yerine göre mütecaviz, girişken ve yırtıcı sözleri de kullanılabilir.
air-conditioned : Havalandırma cihazı bulunan. Teklif edilen karşılık: havalandırmalı. Örnek: Havalandırmalı arabalar yazın çok rahat oluyor.
air-conditioner : Havayı düzenleyen, sıcaklığı ayar eden alet. Teklif edilen karşılık: havalandırma. Örnek: Bu arabada havalandırma olmadığı anlaşılıyor.
ajitasyon : Fransızca agitation (tahrik etme, kışkırtma). Kelimenin karşılığı dilimizde zaten vardır: kışkırtma. Örnek: Bu olayın, kışkırtma olduğunu ileri sürdüler.
Kelimenin tıp alanındaki kullanımı da dikkate alınarak kışkırtma karşılığının yanı sıra çırpıntı sözünün de kullanılması gerektiği konusunda görüş birliğine varılmıştır.
ajitatör : kışkırtıcı.
ajite etmek : kışkırtmak.
ajite olmak : çırpıntıya uğramak.
akreditasyon : Fransızca accreditation. Dilimizde “doğrulamak, güven belgesi vermek” anlamlarında kullanılan bu kelime için Kurulumuz, denklik (belgesi) ve denklik (kuruluşu) karşılıklarını teklif etmektedir. Örnek: Türkiye Denklik Konseyi (TÜDEK)’nin kuruluş ve görevleri hakkındaki kanun teklifi gündemin ön sıralarına alındı.
akreditif : Fransızca accréditif, "bir bankanın başka bir bankaya biri için verdiği ödeme emri" anlamında kullanılır. Bu söz için önerimiz güven yazısı veya güven hesabı'dır. Örnek: Güven yazısında gerektiğinde bazı notlar bulunabilir. Akreditif yanında aynı köke dayanan akredite sözü de vardır. Genellikle Türkçe "olmak" fiiliyle birlikte kullanılmaktadır. Bu söz yerine önerimiz güvenirliği onaylanmış olmak'tır. Örnek: Biz orada güvenirliği onaylanmış bir firmayız ve Rus kanunlarına bağlıyız.
akualand : Fransızca aqualand. Lâtince "su" an-lamındaki aqua sözü ile, "kara, toprak, yer, memleket" anlamındaki land sözünden yapılmış birleşik bir kelimedir. Bir tür havuz anlamındadır. Kurulumuz, bu kelime için su bahçesi karşılığının kullanılmasını önermektedir. Örnek: Sıcaktan bunalınca kendisini su bahçesine atan bir turist, Pamukkale görüntüsündeki havuzda serinlerken âdeta ken-dinden geçmiş.
akustik : Fransızca acoustique. "Fizik biliminin konusu ses olan kolu; kapalı bir yerde seslerin dağılım biçimi" anlamlarında olan bu kelime için Kurulumuz, kullanım yerlerine göre yankı bilimi veya yankılanım karşılıklarının uygun olduğu görüşündedir. Örnek: Denizli'de nikâh salonunun gerekli yankılanım düzeni sağlanarak oda tiyatrosu hâline getirilmesinden sonra Nisan ayı başında da 3500 kişilik bir açık hava tiyatrosu tamamlanarak hizmete girdi.
alâkart : Fransızca à la carte (listeye göre). Karşılığı: seçmeli yemek. Örnek: Seçmeli yemek usulünde istediğiniz yemeği yiyebiliyorsunuz.
alan markajı : alan tutma. bk. markaj.
alivre : Fransızca aa livré. Fransızcadan Türkçeye geçmiş bir bankacılık terimidir. Genel olarak sonradan teslim veya vadeli satış anlamlarındadır. Anlaşmanın yapıldığı sırada bulunmayan fakat teslim zamanında sağlanması mümkün olan her türlü mal üzerine yapılan satış işlemi diye de tanımlanır. Türkçe Sözlük’te bu söz "Ürün daha tarladayken yetiştiği zaman teslim edilmek üzere önceden pey verilerek yapılan satış" olarak tanımlanmıştır. Kurulumuz bu söz için önceden satış karşılığını önermektedir. Örnek: Tüketici finans şirketleri kurulmaya başlandı. Aralıktan itibaren önceden satış ve kredili hisse senedi alım ve satımına izin verildi.
almanak : Fransızca almanache. Bu kelimenin anlamı, "yılın gün, hafta, ay gibi bölümlerinden başka, bayram, yıl dönümü gibi belli günleri ve birtakım astronomi, meteoroloji, istatistik bilgilerini gösteren kitap biçimindeki takvim"dir. Bu söz için dilimizde kullanılmakta olan yıllık kelimesi Kurulumuzca da benimsenmiştir.
ambiyans : Fransızca ambiance “çevre, muhit, hava, ortam”. Son yıllarda özellikle gazetelerin magazin sayfalarında sıkça rastladığımız bu kelimeye karşılık olarak Kurulumuz, dilimizde zaten kullanılmakta olan hava sözünü benimsemiştir. Örnek: Televizyon kanalının yöneticileri yarışma gecesinde fevkalâde bir hava yaratmışlardı.
amblem : Fransızca emblème (soyut bir şeyin, bir kavramın sembolü olan varlık veya eşya, belirtke). Kurulumuz bu söze karşılık olarak belirtke sözünü benimsemiştir. Örnek: İki partinin ortak kurultayında parti adı ve belirtke sorunu ele alınacak.
amortisman : Fransızca amortissement. Türkçe Sözlük'te yer alan "taşınmaz malların aşınmalarına karşılık olarak yıllık kârdan ayrılan belirli pay" anlamındaki amortisman için aşınma payı veya yıpranma payı karşılıkları önerilmiştir. Örnek: Uçakların aşınma (yıpranma) payları büyük meblâğlara ulaşıyor.
ampirik : Fransızca empirique. "Bir kurama değil de yalnızca deneye, gözleme dayanan" anlamında sıfat olarak kullanılan bu söze karşılık olarak Kurulumuz, deneye dayalı kelimesini önermektedir. Ampirik kelimesiyle kökteş olan ampirist ve ampirizm sözleri de dilimizde zaman zaman kullanılmaktadır. Kurulumuz, bu sözlerden ampirist için deneyci, ampirizm sözü için de deneycilik kelimelerinin uygun birer karşılık olduğu görüşündedir. Örnekler: Eldeki deneye dayalı belgeler iki grupta toplanabilir. Bu alandaki deneye dayalı araştırmalar bir hayli az.
anakronizm : Fransızca anachronisme. Bu söz "tarihe aykırılık, çağa uymama" anlamlarında dilimizde kullanılmaktadır. Kurulumuz bu kelimeye karşılık olarak tarih yanılgısı sözünü önermektedir.
anchorman : İngilizceden dilimize giren bu terim "ana haber sunucusu" anlamındadır. Kurulumuz bu sözün yabancı dildeki karşılığı olan ana haber sunucusu teriminin aynen kullanılmasını uygun bulmuştur. Örnek: Kanal 7 Ana Haber Bültenleri "Sekiz Yıl Ana Haber Bültenleri” olarak devam ediyor. Bu arada Ahmet Hakan da "yılmaz savunucu" olarak ana haber sunucusu görevini başarı ile sürdürüyor.
anekdot : Fransızca anecdote. "Kısa, özlü anlatımı olan güldürücü hikâye, fıkra" şeklinde tanımladığımız bu söz de dilimizde bir süreden beri kullanılan bir edebiyat terimidir. Kurulumuz, anekdot için fıkra ve hikâyecik sözlerinin uygun birer karşılık olduğu görüşünde birleşmiştir. Örnekler: İngilizlerin dilinden düşmeyen BBC ile ilgili bir fıkra vardır. Dün geceki eğlenceyle ilgili bir hikâyeciğiniz var mı?
angaje : bağlanmış.
angaje etmek : bağlamak.
angaje olmak : bağlanmak, üstlenmek.
angajman : Fransızca engagement (rehin; taahhüt; anlaşma; bağlantı). Bu kelime için dilimizde güzel bir karşılık vardır: bağlantı. Örnek: Şimdiden hiçbir seçim tarihi için bağlantıya girmeyelim.
animasyon : Fransızca animation (canlanma; çizgi film). İkinci anlam için teklifimiz: canlandırma. Örnek: Törendeki canlandırma gösterileri büyük ilgi topladı.
animatör : Fransızca animateur (canlandırıcı; sunucu; çizgi film yapımcısı). Teklifimiz: canlandırıcı. Örnek: Japon canlandırıcıları film pazarını tuttular.
ankesörlü telefon sözünde geçen ankesör Fransızcadan dilimize geçmiştir. Fransızca encaisseur sözü "para alıcı, tahsildar, mutemet" anlamındadır. Bu kelimenin fiil biçimi olan encaisser ise "sandıklamak, kasaya koymak" anlamlarındadır. Bu söz için Kurulumuz, kutulu telefon karşılığını önermektedir. Örnekler: PTT Genel Müdürlüğü, konut ve iş yerlerinde yapılan görüşmelerle kutulu telefonlardan yapılan görüşmelerin fiyatlarını artırdı. Kutulu telefonla yapılan görüşmelerde kullanılan küçük jetonun fiyatı bin lira olarak belirlendi.
anomali : Fransızca olan bu söz dilimizde genel anlamda "belli bir ölçüye, belli bir kurala uymama durumu", psikolojide ise "hastalık niteliğinde olmamakla birlikte normalden, belirgin ölçüde sapma gösterme" anlamındadır. Bu söz için Kurulumuz aykırılık karşılığını önermektedir.
ansambl : Fransızca ensemble (bütün, bütünlük, topluluk). Eski Sovyetler Birliği'nde ve Türk cumhuriyetlerinde müzik ve oyun toplulukları için kullanılan ansambl için teklif ettiğimiz karşılık: topluluk. Örnek: Kırım oyun ve müzik topluluğu, izleyicilerin büyük takdirini kazandı.
antagonist : Fransızca antagoniste sözü "hasım, vuruşan, karşıt, çatışan" anlamlarındadır. Bu söz için önerimiz düşmanca veya hasımca kelimeleridir. Aynı köke dayanan antagonizm sözüne ise düşmanlık, hasımlık karşılıklarını öneriyoruz. Örnek: Onun değerlendirmesiyle insan toplumu sınıflar arası düşmanca çatışmadan kurtuluyor.
antet : Fransızca en-tête. "Kâğıt veya zarf üzerine basılmış ad, adres, başlık" anlamında olan bu söze karşılık olarak zaten kullanılmakta olan başlık sözü Kurulumuzca da benimsenmiştir. Dilimizde antetli ve antetsiz biçimlerinde de geçen bu kelimenin yerine başlıklı ve başlıksız karşılıkları kullanılmalıdır.
anti-damping : Teklif ettiğimiz karşılık: karşı düşürüm. Örnek: Avrupa Birliği karşı düşürümü bırakmalıdır.
antikite : Fransızca antiqutié. “Tarihte ilk çağ, antik devir” anlamıyla dilimizde yaygın olarak kullanılan bu kelime için Kurulumuz da ilk çağ karşılığını kabul etmiştir. Kelimenin soyut anlamındaki kullanımına karşılık olarak ise eskilik sözü uygundur. Örnek: Yüz yıldan beri Orta Doğu’da ve Mısır’da yürütülen kazılar, tarihî ufkumuzu genişletmiş ve ilk çağın sınırlarını binlerce yıl geriye çekmiştir.
antipati : Fransızca antipathie (sevimsizlik, soğukluk, ısınamama). Bu kavram için de dilimizde güzel karşılıklar vardır: iticilik, sevimsizlik, soğukluk. Örnekler: Bu adama karşı içimde inanılmaz bir soğukluk doğmuştu. Etrafına tuhaf bir iticilik (sevimsizlik, soğukluk) yayıyordu.
antipati duymak : kanı kaynamamak.
antipatik : Fransızca antipathique (sevimsiz, soğuk). Teklif ettiğimiz karşılıklar: sevimsiz, itici, soğuk. Örnek: Bu davranışlarınla çok sevimsiz (itici, soğuk) görünüyorsun.
antre : Fransızca entrée (giriş). Bu kelime için dilimizde güzel bir karşılık vardır: giriş. Örnek: Evin girişi çok geniş tutulmuş.
aperitif : Fransızca apéritif. Dilimizde “İştahı açmak için yemekten önce içilen içki” anlamında kullanılan bu kelimeye karşılık olarak Kurulumuz, ön içki sözünü önermektedir. Örnek: Öğle yemeğinden önce birer ön içki alsak daha iyi olmaz mı?
a posteriori : A priori kelimesinin zıddı olan bu kavram için teklif edilen karşılık: soncul. Örnek: Deney yoluyla elde edilen bilgiler soncul bilgilerdir.
a priori : Lâtince a priori (denemeye dayanmadan, akıl yoluyla önceden kabul edilen). Teklif edilen karşılık: öncül. Örnekler: Öncül bilgiler insanı yanıltabilir. Zaman ve mekân kavramları Kant felsefesinde öncül kavramlar olarak kabul edilir.
aranje etmek : Türkçe "etmek" yardımcı fiiliyle Fransızca aranje kelimelerinden oluşan bu birleşik fiil düzenlemek, düzenlenmek fiilleriyle karşılanır. Örnek: Finale kalan eserler TRT tarafından yeniden düzenlendi.
aranjman : Fransızca arrangement (belirli sesler, çalgılar veya topluluklar için yazılmış bir eserin, başka sesler, çalgılar veya topluluklar tarafından söylenip çalınabilmesi için o eserde yapılan değişiklik). Kurulumuz bu kelime için düzenleme teriminin uygun olduğunu tespit etmiştir. Örnek: Düzenlemesini dünyaca ünlü bir müzik ustası yapmıştı.
aranjör : Fransızca arrangeur. Bu söz için de düzenlemeci uygun bir karşılıktır. Örnek: Kasetin düzenlemeciliğini onlar üstlenmişti.
arbitraj : Fransızca arbitrage. Ticarî bir terim olarak dilimize geçen bu kelime "hisse senedi, tahvil, döviz gibi değerli kâğıt ve paraları daha kârlı görülen başka kâğıt ve paralarla değiştirme işi" anlamında kullanılmaktadır. Bu söze Kurulumuz, ara kazanç karşılığını önermektedir. Örnekler: Ara kazanç, çeşitli piyasalardaki fiyat farklarından yararlanmak için malın bir ülkeden alınıp bir başka ülkeye satılmasıdır. Ara kazanç, ekonomik hayatta para işlerinden en kârlı biçimde yararlanma şekli olarak kullanılmaya başlandı.
arboretum : Lâtince. "Örnek olabilecek çeşitli ağaçların ve bitkilerin bilimsel amaçlarla yetiştirildiği alan" anlamında dilimizde de kullanılan bu söz için Kurulumuz, ağaç parkı kelimesinin uygun bir karşılık olduğunda birleşmiştir.
argüman : Fransızca argument (kanıt, delil). Bu kelimenin dilimizde zaten karşılıkları vardır: kanıt, delil. Örnek: Dosyada yer alan kanıtların (delillerin) hukukî dayanaktan yoksun olduğu anlaşılmıştır.
arkeolog : kazı bilimci.
arkeoloji : Fr. archéologie. “Tarih öncesi ve eski çağlardan kalma eserleri tarih ve sanat bakımından inceleyen bilim” anlamında Türkçede kullanılan bu kelime için Kurulumuz, daha önceden teklif edilmiş olan kazı bilimi sözünün uygun bir karşılık olduğunda görüş birliğine varmıştır. Örnek: Kazı bilimi tekniğinde üzerinde durulması gereken dört nokta vardır: Keşif, çalışma sırasında bulunan bütün verilerin kaydı, eşyanın yapım tarihi yönünden incelenmesi, kalıntıların ve bulunan eşyaların korunması.
arketip : Fransızca archetype. İlk örnek, asıl numune, özgün model. Bu söz sanatın çeşitli kollarında da kullanılır. “İleriki dönemlerde geliştiği bilinen bir mimarî ögenin henüz en yetkin biçimine ulaşmamış ilk örneği” anlamında da dilimizde geçmektedir. Bu söz için Kurulumuz, ilk örnek kelimesinin uygun bir karşılık olduğu kanaatindedir. Örnek: Ancak iyi bir öykü kurmak için bir tek ilk örneğin ele alınması, bunun geliştirilmesi yeterlidir.
aroma : Fransızca aroma. "Bitki özlerinden veya yağlarından elde edilen hoş koku." Dilimizde bu söze yakın anlamda "rayiha" kelimesi de vardır. Kurulumuz, aroma için hoş koku sözünün uygun bir karşılık olduğunda birleşmiştir. Aynı kelimeye dayanan aromatik için de sıfat tamlaması biçiminde olan hoş kokulu sözü kullanılmalıdır. Örnekler: Hoş kokulu suyla doldurulan bir kap, mum alevinin üzerine yerleştiriliyor. Hoş kokulu buharı soluyan kişi, yepyeni bir insan olarak ayağa kalkıyor.
arometrapi : Fransızca kökenli olan bu kelime aroma (güzel koku) ve thérapie (tedavi) kelimelerinden oluşmaktadır. Daha önce thalassotherapie kelimesine deniz tedavisi karşılığını teklif eden Kurulumuz, arometrapi için de koku tedavisi kelimesini önermektedir. Örnek: Firma, günlük cilt bakım ürünlerinden, onarım ve yenileme setlerine; koku tedavisi ürünlerinden renkli kozmetik ürünlerine varıncaya kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip.
artikülâsyon : Fransızca articulation. Dil biliminde kullanılan bu terim için Kurulumuz, bazı dilcilerin de benimsediği boğumlanma kelimesinin uygun bir karşılık olduğunda görüş birliğine varmıştır. Örnek: Güzel konuşma derslerinde ses bilgisine ağırlık verilmekte boğumlanma konuları üzerinde durulmaktadır.
asist : İngilizce assist (yardım etmek). Sporda hem yardım, hem yardımcı anlamında kullanılmaktadır. Teklif ettiğimiz karşılıklar: yardım, yardımcı.
asist (asiste) etmek : yardım etmek.
asisti : yardımcısı.
asistlik : yardımcılık.
asparagas : "Makaraya sarmak, çapraz iki sırığa germek, eziyet etmek" anlamlarına gelen İspanyolca aspar kelimesine dayanan bu söze Kurulumuz, dilimizde kullanılan örnek cümleleri de göz önüne alarak şişirme haber kar-şılığını önermiştir.
aşağılık kompleksi : aşağılık duygusu. Örnek: Aşağılık duygusuna kapılmalarına gerek yok.
aut : İngilizce out (dışarı, dışarıda). Topun, karşı takım oyuncularınca köşe ile kale arasındaki çizgiden veya kale üstünden alan dışına çıkarılması. Karşılığı: dış.
auta atmak : dışa atmak.
auta çıkmak (gitmek) : dışa çıkmak.
aut atışı (yapmak) : dış atışı (yapmak).
aut çizgisi : dış çizgisi.
Örnekler: Nielsen'in sert vuruşu, kale üstünden dışa çıktı. Hakan mutlak bir golü, topu dışa atarak harcadı. Top yandan dışa çıktı.
avangart : Fransızca avant-garde. "Bir hareketi, bir düşünce akımını başlatan, kendisinden sonra gelenlere öğretisi ile yol gösteren kimse" anlamındaki bu sözün yerine Kurulumuz, öncü kelimesini önermektedir. Örnekler: Sanatçının sürekli öncü konumunda yer alma gereği, yaratıcılığın sınırlarını zorluyor. 1985 yılında Pekin'de yasaklanan, daha sonra sınırlı bir biçimde sergilenen öncülerin ürünleri, Çin'in batıya dönüşünün bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
avans : Fransızca avance. “Alacağına sayılmak üzere önceden yapılan ödeme” anlamıyla dilimizde kullanılmaktadır. Kurulumuz, avans için öndelik sözünün uygun bir karşılık olduğunu kararlaştırmıştır. Örnek: Müfettişlere göreve gitmeden önce bir miktar öndelik verildi.
avans çekmek : öndelik çekmek.
avans vermek : öndelik vermek.