Türkiye'de Tarım

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
TARIM
İnsanların toprağı işleyerek ekme ve dikme yoluyla ondan ürün elde etmesi faaliyetine tarım denir.
Türkiye Topraklarından Yaralanma Oranları
Topraklarımızdan faydalanma oranı daha çok iklim ve yer şekilleri özelliklerine bağlıdır. Ülkemizde yüksek dağlık kesimler geniş alan kaplar. Dik yamaçlar çoktur. Buralarda topraktan faydalanma çok kısıtlıdır. Buna göre ülkemiz arazisinin % 36 ‘sı ekili-dikili alan, % 32’si çayır ve otlak, % 26 ‘sı orman ve % 6’sı diğer alanlar (yerleşim birimleri , tarıma elverişsiz çıplak kayalıklar gibi) dır.
Not: Tarımdaki makinalaşmanın etkisiyle çayır ve otlakların alanı daralırken, tarım alanlarımız genişlemektedir.
Bölge Yüzölçümüne Göre Ekili Dikili Alanların Oranları
1. Marmara Bölgesi: %30
2. İç Anadolu Bölgesi: %27
3. Ege Bölgesi: %24
4. G.Doğu Anadolu Bölgesi: %20
5. Akdeniz Bölgesi: %18
6. Karadeniz Bölgesi: %16
7. Doğu Anadolu Bölgesi: %10
TÜRKİYE TARIMINDA VERİMİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1. Sulama: Türkiye tarımında en büyük sorun sulama sorunudur. Tarımda sulama ihtiyacının en fazla olduğu bölgemiz G.Doğu Anadolu Bölgesi iken , bu sorunun en az olduğu bölgemiz Karadeniz Bölgesidir.
Akarsularımızın derin vadilerden akması ve rejimlerinin düzensiz olmasından dolayı sulamada yeterince faydalanamıyoruz. Bunun için mutlaka akarsular üzerindeki baraj sayısı artırılmalıdır.
Sulama Sorunu Çözüldüğünde;
Üretim artar.
Nadas olayı ortadan kalkar.
Tarımda iklime bağlılık büyük oranda azalır.
Üretimde süreklilik sağlanır.
Üretim dalgalanmaları önlenir.
Daha önce sebze tarımı yapılmayan bir yerde sebze tarımı da yapılmaya başlanır.
Tarım ürün çeşidi artar.
Köyden Kente göçler azalır. Yılda birden fazla ürün alınabilir. Bu konuda en şanslı bölgemiz Akdeniz, en şanssız bölgemiz Doğu Anadolu Bölgesidir
2.Gübre Kullanımı: Tarımda sulama sorunu çözüldükten sonra üretimi daha da artırmak için gübre kullanımı artırılmalıdır.
Ülkemizde hayvancılığın gelişmiş olması tabii gübre imkanını oluşturmaktadır. Ancak yurdumuzda tabii gübrenin yakacak olarak kullanılması bu olumlu durumu ortadan kaldırmaktadır. Ülkemizde üretilen suni gübre yeterli olmadığı için ithal (Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkelerden) etmekteyiz. Bu da maliyeti artırdığından çiftçilerimiz yeterince gübre kullanamamaktadır.
Gübre ihtiyacı, tabii gübrenin yakacak olmaktan kurtarılması ve gübre fabrikalarının artırılması ile karşılanabilir.
3.Tohum Islahı: Sulama ve gübre sorunu çözüldükten sonra verimi daha da artırmak için kaliteli tohum kullanılmalıdır. Ülkemizde kalite tohum üretme konusunda devlet üretme çiftlikleri ve tohum ıslah istasyonları çalışmalar yapmaktadır. Ancak kaliteli tohum ithali devam etmektedir.
4.Makine Kullanımı: Ürünün zamanında ekimi, hasadı ve yüksek verim için makine kullanımı şarttır. Ancak makine kullanımı yurdumuzda yeterli ölçüde gelişmemiştir.
Sebepleri:
Makine kullanıma elverişsiz alanların varlığı,
Makine kullanımının ekonomik olmadığı küçül alanların varlığı,
İş gücünün bazı bölgelerde daha ucuz olması,
Makine fiyatlarının çiftçinin alım gücünün üstünde olması
5.Zirai Mücadele: Tarımdaki hastalıkların, yabani otların ve haşerelerin meydana getireceği üretim düşüklüğünü önlemek için ilaçlı mücadele şarttır. Zirai mücadelede daha çok ilaç kullanılmaktadır.
6.Toprak Bakımı: Tarla yağışlardan önce sürülmeli , yabancı otlardan arındırılmalıdır. Erozyona karşı korunmalıdır.
7.Toprak Analizi: Toprak analizleri ile en iyi verim alınabilecek ürün belirlenir. Ayrıca toprağın ihtiyacı olan mineraller tespit edilerek kullanılacak gübre belirlenir.
8.Destekleme Alımı ve Pazar: Verimi etkilemez. Üretim miktarını etkiler. Çiftçi ürettiği malı pazarda zarar etmeden satabilmelidir. Çiftçinin elverişsiz piyasa şartlarından olumsuz etkilenmemesi için devlet bazı ürünlerde destekleme alımı yapmaktadır (Desteklemealımı: Devletin çiftçinin malını belirli bir taban fiyat üzerinden alması olayıdır.) Destekleme alımı yapılan ürünler: Pamuk, tütün (2002 yılından itibaren kaldırıldı), Ş.Pancarı, buğday,çay, fındık, K.Üzüm, K.İncir, K.Kayısı, Haşhaş gibi dayanıklı ve sanayiye dayalı ürünlerdir.
***Destekleme alımı yapılan ürünlerin üretiminde dalgalanmalar az olur ve fiyatı sürekli artar.
9 Çiftçi eğitilmeli ve kredi desteği sağlanmalıdır.
TARIM İŞLEME METODLARI
1. İntansif (Modern-Yoğun) Tarım Metodu: Nüfusa göre ekili dikili alanların sınırlı olduğu ülkelerde uygulanır. Birim alandan alınan verim çok yüksektir. Ör. Hollanda, Danimarka, Japonya, İsveç ve İsrail gibi ülkelerde bu tür tarım metodu uygulanmaktadır. Yurdumuzda ise Akdeniz ve Ege Bölgelerinde uygulanan seracılık faaliyetleri intansif tarım metoduna örnektir.
2. Ekstansif (ilkel-Kaba-Yaygın ) Tarım Metodu: Nüfusa göre tarım alanlarının fazla olduğu ülkelerde uygulanan tarım metodudur. Birim alandan alınan verim düşüktür. Üretim miktarında iklimin etkisi vardır. Yurdumuzda uygulanan tarım metodu genelde bu şekildedir.
Not: İntansif tarım metodu ile ekstansif tarım metodu arasındaki en önemli fark birim alandan alınan verimdir.
3. Nadas Tarım Metodu: Verimi en düşük tarım metodudur. Tamamen iklime bağlılık gösterir. Yağışın az, sulamanın yetersiz olduğu alanlarda uygulanır. Türkiye'de nadas tarımının en fazla uygulandığı bölge İç Anadolu Bölgesidir. Nadas olayı en az Karadeniz bölgesinde uygulanır.
Nadas, toprağın su ve mineral kazanmasını sağlamak amacıyla boş bırakılmasıdır.
4. Plantasyon Tarım Metodu: Tropikal kuşakta ticari amaçla çok geniş alanlarda bir veya bir kaç çeşit ürün yetiştirmeye dayalı tarım metodudur. Ör: Brezilya'da; çay, kahve ve muz, Seylan (Sri Lanka)'da; çay , Malezya'da; kauçuk gibi.
TARIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
1. İKLİM:Her tarım ürününün kendine has iklim isteği vardır.
-Yağış miktarı:Yılda 10 cm’lik yağış tarımsal faaliyetlerin alt sınırıdır. Bazı tarım ürünleri için yağış miktarı fazla olmalıdır.
- Yağış rejimi:Her ürün farklı rejime ayak uydurur.Pamuk, buğday, arpa gibi tarım ürünleri yaz kuraklığı isterken, çay, fındık gibi tarım ürünleri her mevsim yağış ister.
- Sıcaklık:Her bitkinin hayatını devam ettirebilmesi ve olgunlaşabilmesi için belirli bir sıcaklık isteği vardır.Zeytin, incir, turunçgiller, muz,fındık gibi ürünler kış sıcaklığı isterken, elma, üzüm gibi ürünler soğuğa dayanabilir.
2.YÜKSELTİ: Bazı tarım ürünleri belirli bir yükseltiden sonra yetiştirilemez. Sebebi yükselti sebebiyle sıcaklığın azalmasıdır. Ayrıca aynı tarım ürününün yüksek yer ve bölgelerdeki hasat dönemi daha uzundur.
3. TOPRAK: Topraktaki humus, kireç ve minerallerin oranları tarımsal verimi etkiler. Örneğin çay çok yıkanmış, kireçsiz toprakları sever. Yumrulu bitkiler ise kumlu topraklarda daha iyi gelişir.
TARIM ÜRÜNLERİ
BUĞDAY
İlk yetişme döneminde (ilkbaharda) yağış ister. Olgunlaşma ve hasat döneminde kuraklık gerekir.Bu özelliğinden dolayı Karadeniz kıyılarında tarımı yapılamaz. Ayrıca düşük sıcaklılardan dolayıDoğu Anadolu Bölgesinin yüksek yerlerinde tarımı yapılamaz. Bunların dışında bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir.
Buğday üretimi iklimdeki karasızlıktan dolayı bazı yıllar artarken, bazı yıllar düşer. Üretimin en fazla olduğu bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir. İl olarak en fazla Konya,Ankara ve Adana’dır.
[FONT=Arial, Helvetica, sans-serif][SIZE=-1]ARPA[/SIZE][/FONT]​
Soğuğa ve sıcağa dayanıklıdır. Bundan dolayı buğdayın yetişebildiği her yerde yetişir. Ayrıca düşük sıcaklıktan dolayı buğdayın yetişemediği Doğu Anadolu’nun yüksek yerlerinde de tarımı yapılabilir. Üretim en fazla İç Anadolu Bölgesinde gerçekleşir.
ÇAVDAR
Serin yayla iklimi ister. Fazla sıcaktan zarar görür.Genellikle besin maddesi ve hayvan yemi olarak kullanılır. En fazla tarımı İç Anadolu Bölgesinde gelişmiştir.
MISIR
Yetişme döneminde bol su ister. Bundan dolayı yurdumuzda sulama imkanı olan bütün her yerde tarımı yapılabilir. Yağ elde edilmeye başlandıktan sonra tarımı Akdeniz Bölgesinde hızla gelişmiştir. Bugün mısır üretimimizin yarısına yakını Akdeniz Bölgesinden elde edilir (Adana çevresi başta gelir). Üretimde 2. bölge Karadeniz Bölgesidir (Buğdayın yerine tarımı yapılmaktadır.) Bölge halkının temel besin maddesi olduğundan ticarette değeri yoktur.
tahil.jpg
NOHUT
İlk yetişme döneminde yağış ister. Hasat döneminde kuraklık gerekir. Yurdumuz iklim şartları genelde nohut tarımına elverişlidir. En fazla tarımı İç AnadoluBölgesinde yapılmaktadır. Bu bölgemizi Ege ve Akdeniz Bölgeleri takip etmektedir.
MERCİMEK
Kuraklığa dayanıklı olduğu için en fazla tarımı G. Doğu Anadolu Bölgesinde gelişmiştir. Mercimek üretimimizin yarıdan fazlası bu bölgeden karşılanır (kırmızı mercimek). Üretimde ikinci bölgemiz İç Anadolu Bölgesidir(yeşil mercimek).
FASULYE
Yurdumuzda sulama imkanı olan her yerde tarımı yapılabilir. Üretimde en büyük paya sahip bölgemiz İç Anadolu'dur.
bakla.jpg
TÜTÜN
Kıraç arazilerde yetişebilir. İlk yetişme döneminde su ister. Daha sonra mutlaka kuraklık olmalı. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Ancak kaliteli tütün yetiştirilmesi amacıyla ekim alanları devlet tarafından sınırlandırılmıştır.
Üretimde 1. Ege Bölgesi'dir ( Manisa, İzmir, Aydın, Muğla, Denizli ve Uşak çevresi).
PAMUK
Alüvyal toprakları sever. Ayrıca yüksek sıcaklığa ihtiyaç duyar. Yetişme döneminde bol su, hasat döneminde kuraklık gerekir.
Üretimde 1.Güneydoğu Anadolu Bölgesidir(En fazla Ş.Urfa Çevresi). Gap ile birlikte tarımı hızla gelişmektedir. 2.Ege Bölgesi (kıyıdaki bütün çöküntü ovalarında), 3.Akdeniz Bölgesi (başta Adana olmak üzere Hatay, İçel, Antalya Çevresi),Ayrıca Marmara Bölgesinde Balıkesir, Bursa ve Çanakkale çevresi ile Doğu Anadolu Bölgesinde etrafı dağlarla çevrili çukur alanlarda tarımı yapılır(Elazığ ve Iğdır çevresi).
ŞEKER PANCARI
Yurdumuzda tarımı 1925 yılında Uşak’ta başlamıştır (ilk fabrika Uşak’ta 1926 yılında kuruldu). Bugün fabrikaların kurulduğu her yerde tarımı yapılmaktadır. Belirli iklim ve toprak isteği yoktur. Sulama imkanı olan her yerde tarımı yapılabilir. Üretimde 1. İç Anadolu Bölgesidir.
**Ş.pancarı tarladan söküldükten sonra kısa bir süre sonra işlenmesi gerektiğinden tarımı fabrikalar çevresinde yapılır. Ayrıca pancar küspesi hayvan yemi olarak kullanıldığı için buralarda besi hayvancılığı da gelişmiştir.
***Kıyı bölgelerimizde tarımı yapılmaz. Sebebi buralarda daha fazla gelir getiren ürünlere öncelik verilmesidir.
ÇAY
Tropikal iklim bitkisidir. Bol ve düzenli yağış ister. Bulutlu gün sayısı fazla olmalıdır. Kışlar ılık geçmelidir. Yurdumuzda en iyi yetişme şartlarını DoğuKaradeniz Bölümünde bulmuştur. Bugün Rize başta olmak üzere Ordu’dan Gürcistan sınırına kadar olan kıyı kesimde tarımı yapılmaktadır. Yurdumuzda çay tarımı Cumhuriyetin ilanından sonra başlamıştır (1924). Çay tarımının tamamı Karadeniz bölgesindedir.
HAŞHAŞ
Doğu Karadeniz kıyıları hariç bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Ancak uyuşturucu elde edildiği için üretimi devlet kontrolündedir. Bugün başta Afyon olmak üzere Kütahya, Uşak, Denizli, Burdur, Isparta, Konya çevresinde tarımı yapılır. Gıda sanayisinde ve tıpta narkoz yapımında kullanılır. Son yıllarda tütün bitkisine alternatif bitki olsun diye Manisa'nın kırsal kesimlerinde (Gördes, Demirci, Kula ,Selendi gibi) haşhaş tarımına müsaade edilmiştir.
KETEN & KENEVİR
Kenevir lifleri dokuma sanayisinde , ip ve halat yapımında kullanılır. Yurdumuz üretiminin tamamına yakını Karadeniz Bölgesinden karşılanır. Başta Kastamonu olmak üzere Samsun ,Amasya ve Çorum çevresinde tarımı yapılır. Ege Bölgesinde ise Kütahya çevresinde tarımı yapılmaktadır.Kenevirden uyuşturucu elde edildiğinden üretimi devlet kontrolündedir.
Keten tarımının tamamı Kocaeli çevresindedir.
sanayi.jpg
AYÇİÇEĞİ
İlk yetişme döneminde su , hasat döneminde kuraklık ister. Bundan dolayı Doğu Karadeniz kıyıları hariç bütün bölgelerimizde sulama ile tarımı yapılır. Üretimde birinci olan bölgemiz Marmara Bölgesi (Ergene Bölümü)dir.
ZEYTİN
Akdeniz iklim bitkisidir. Ancak Akdeniz Bölgesinde tarımı fazla gelişmemiştir. Daha fazla gelir getiren ürünlere öncelik tanınmasından dolayı. Bugün üretimde 1. Ege Bölgesi (Kıyı Ege Bölümündeki ova ve kenarlarında- Manisa, Aydın, İzmir, Muğla , Denizli çevresi). 2.Akdeniz Bölgesi (Antalya çevresi en fazla).
3. Marmara Bölgesi-Güney Marmara kıyıları (en kaliteli sofralık zeytin bu bölgeden Gemlik çevresinden elde edilir).
Ayrıca Doğu Karadeniz’de Çoruh vadi oluğunda (Artvin) ve G
biggrin.gif
oğu Anadolu Bölgesi’nde G.Antep çevresinde tarımı yapılır.

Zeytinin devirli üretim özelliğinden dolayı; üretim bir yıl fazla , bir yıl azdır.
Dünya zeytin üretiminde İtalya , İspanya ve Yunanistan'dan sonra 4. sıradayız.
SOYA FASULYESİ
Tohumlarında %18-24 oranında yağ, %35-45 oranında protein içeren ve toprağa organik madde ve azot sağlayan bir bitki olan soya fasulyesi ülkemizde hem ana ürün hem de ikinci ürün olarak kullanılmaktadır.
Ege , Akdeniz, Güneydoğu Anadolu bölgelerinin sulanır tarım alanlarında 2. ürün olarak ekilmektedir.
Adana başta olmak üzere İçel, Hatay çevresinde tarımı gelişmiştir. Türkiye üretiminin % 92 ‘sini Akdeniz Bölgesi karşılar.
YER FISTIĞI
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Yerfıstığı tohumlarında %45-60 oranında yağ, %20-30 oranında protein , %18 oranında karbonhidrat, vitaminler ve madensel maddeler içeren, özellikle yağ sanayi ve çerez yapımı başta olmak üzere, sapı kuru ot ve kabuğu da çeşitli şekillerde değerlendirilen değerli bir bitkidir.[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Yerfıstığının Türkiye'ye ne zaman ve nasıl girdiği kesin olarak bilinmemekle, ilk olarak Trakya ve oradan Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine yayıldığı sanılmaktadır. Güney bölgesinde yerfıstığının ilk ekildiği yerin Osmaniye olduğu aktarılmaktadır.

Yerfıstığı baklagil bitkisi olmasından dolayı, havanın serbest azotunu toprağa bağlayarak kendinden sonra gelen bitkiye azot ve organik madde depolayan önemli bir bitkidir.
[/FONT]
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Ülkemizde yerfıstığı son yıllarda yaklaşık 34.000 ha. alana ekilmekte ve 80.000 ton ürün kaldırılmaktadır. Ortalama 235kg/da ürün alınmaktadır.

Yerfıstığının 32 türü tespit edilmiş, bunların bir kısmı tek yıllık, bir kısmı çok yıllıktır. Yerfıstığı ekimden 7-8 gün sonra çimlenmekte, 40-50 gün sonra çiçeklenmektedir. Çiçeklenmeden 60 gün sonrada ilk meyve oluşmaktadır.
[/FONT]
Akdeniz iklim şartlarında iyi yetişmektedir. En fazla tarımı bu bölgede Adana çevresinde gelişmiştir(%90).
SUSAM
Susam sıcağı çok seven bir yağ bitkisidir. Tropik, suptropikal ve ılıman iklim kuşağının sıcak bölgelerinde yetiştirilen susam, 90-120 günde gelişme devresini tamamlar.
Susam dik büyüyen tek yılık bir bitkidir. Boyu (30-125 cm) ye kadar uzayabilir. Gövdeler uzunlamasına oluklu (karıklıdır) ve sık tüylüdür. Ülkemizde tarımı yapılan yağ bitkileri içerisinde önemli bir yeri olan susam, tohumlarında %50-60 yağ içeren yazlık ve otsu bir bitkidir. Bileşiminde ayrıca %25 protein bulunmaktadır. Besleyici özelliği ve lezzetinden dolayı insan besini olarak çok miktarda tüketilir. GAP'ın devreye girmesiyle bölgemizde sulanabilir 1997 yılında GAP bölgesinde susamın ekiliş alanı 40,642 ha olup,bu üretim alanından 9,548 ton susam elde edilmiştir.
Yurdumuzda başta G.Doğu Anadolu Bölgesi olmak üzere Akdeniz ve Ege Bölgelerinde tarımı yapılır.
yag.jpg
KANOLA
Bitkisel yağ kaynağı olarak yağlı tohumlu bitkiler olan ayçiçeği, soya, pamuk ve yer fıstığı arasında üretim açısından üçüncü sıraya sahiptir. Ülkemize Balkanlardan gelen göçmenler ile kolza adı ile 1960 yıllarında getirilmiş ve Trakya'da ekim alanı bulmuştur. Ancak kolza ürününün yağında insan sağlığına zararlı Erusik asit, küspesinde de hayvan sağlığına zararlı Glukosinolat bulunması nedeniyle 1979 yılında ekimi yasaklanmıştır.
Kolza'da erusik asit ve glukosinolat ihtiva etmeyen çeşitler araştırmalar sonucu geliştirilmiştir. Bu çeşitler ilk önce Kanada'da ıslah edilmesi nedeniyle kanola adı verilmiştir. Ülkemizde bitkisel yağ açığını kapatmak amacıyla kanola tarımının yaygınlaşması için çalışmalar yapılmaktadır.
Ülkemizde kanola tarımına tekrar son yıllarda Tekirdağ, Edirne, Kırklareli ve Samsun yörelerinde başlanmıştır, ancak ekilişi henüz 2000 ha gibi çok küçük alanda yapılmaktadır.
Kanola bitkisinde olgunlaşma aşağıdan yukarı doğrudur. Hasatta bitkilerin tam olgunlaşması beklenirse alt kapsüllerde çatlama ve dökülmeler görülür. Erken hasatta ise üst kapsüller tam olgunlaşmadığından hasat kaybı olur.
ÜZÜM
Kışın –40ºC ye kadar dayanabilir. Bundan dolayı meyveler içinde yetişme alanı en geniş olanıdır. Üzüm üretiminde başta Ege Bölgesi (Manisa, İzmir, Denizli ) gelir. 2. G.Doğu Anadolu Bölgesidir.
Dünya kuru üzüm üretimde 1. yiz ve ihracat yapmaktayız.
ELMA
Üzümden sonra yetişme alanı en geniş olan meyvedir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. Niğde, Nevşehir, Amasya, Tokat, Kastamonu, Bursa, Burdur, Isparta, Antalya önemli elma üretim merkezlerimizdir.
İNCİR
Akdeniz iklim bitkisidir. Kış ılıklığı ister ve yaz kuraklığı ister. En fazla tarımı EgeBölgesi’nde gelişmiştir (Başta Aydın gelir.) Üretimin %81 i bu bölgeden karşılanır. Ayrıca Akdeniz Bölgesi, G. Marmara ve G.Doğu Anadolu Bölgesi'nin batısı ile Karadeniz kıyılarında (Doğu Karadeniz kıyıları hariç) tarımı yapılabilir. Türkiye Dünya kuru incir üretiminde ilk sırada yer alır ve önemli ihracat ürünümüzdür
FINDIK
Ülkemizde fındık yetiştiriciliği bakımından en uygun iklim özelliğine sahip bölge Karadeniz kıyı bölgesidir Fındık Karadeniz Bölgesinde sahilden 60 km içeriye ve 750 m yüksekliğe kadar ekonomik olarak yetiştirilebilmektedir. Yıllık ortalama sıcaklığın 13-16 C olduğu yöreler fındık yetiştiriciliği için en uygun yerlerdir. Haziran ve Temmuz aylarındaki oransal nemin de %60’ın altına düşmemesi gerekir.
Toprak istekleri olarak fazla seçici olmamakla birlikte besin maddelerince zengin, tınlı-humuslu ve derin topraklarda iyi bir gelişme gösterir.
Yurdumuz üretiminin %83 ‘ünü Karadeniz bölgesi karşılar. En fazla Ordu-Giresun olmak üzere Karadeniz kıyılarında tarımı yapılmaktadır. Ayrıca MarmaraBölgesindeSakarya çevresinde tarımı yapılır.
Türkiye dünya fındık üretiminde ve ihracatında ilk sırada yer alır (%60-70).
meyve.jpg
ANTEP FISTIĞI
En iyi yetişme şartlarını G.Doğu Anadolu Bölgesinde bulmuştur . Başta Ş.Urfa ve G.Antep gelir. Ayrıca Akdeniz ve Ege Bölgelerinde çitlembik ağaçlarının aşılanması ile de tarımı yapılabilmektedir. Önemli ihracat ürünümüzdür.
ÜLKELER
1998
İRAN
130.000
ABD
88.450
TÜRKİYE
60.000
SURİYE
36.437
ÇİN
28.000
YUNANİSTAN
5.000
İTALYA
3.000
AFGANİSTAN
1.600
DİĞER
1.778
DÜNYA
354.265
TURUNÇGİLLER
(Narenciye) (Portakal , mandalina, limon , greyfurt ve turunç)
Tropikal iklim bitkisidir. Yurdumuz, dünya turunçgil üretim alanının en kuzey sınırındadır. Bu nedenle, turunçgil yetişen tüm bölgelerimizde, zaman zaman dondurucu düşük sıcaklık zararları görülür.
Yurdumuzda tarımı en fazla Akdeniz Bölgesinde gelişmiştir (% 62) Antalya başta olmak üzere bütün Akdeniz kıyılarında tarımı yapılabilmektedir. Ayrıca Ege Bölgesinde İzmir’e kadar olan güney kıyılarında, G.Marmara Bölümünün soğuktan korunmuş kıyılarında, Doğu Karadeniz Bölümünde Rize çevresinde ve G.Doğu Anadolu Bölgesinin batısında tarımı yapılmaktadır.
*** Ege Bölgesinde kıyıdan 200 km içerilere kadar tarımı yapılabilmektedir. Sebebi bölgede dağların kıyıya dik uzanması sonucu deniz etkisinin iç kesimlere kadar sokulabilmesidir.
*** Doğu Karadeniz Bölümünde yetiştirilebilmesi kış ılıklığı ile ilgilidir.
MUZ
Muz, Güneydoğu Asya’dan çıkmıştır. Anavatanı Güney Çin, Hindistan ve Hindistan ile Avustralya arasında kalan adalardır. Muzu ilk kültüre alanların balıkçılar olduğu sanılmaktadır. Balıkçılar ağ yapmak için muzun yapraklarından yararlanmışlar ve bu şekilde tarımı başlamıştır.Muzla ilgili ilk eser M.Ö. 600-500 yıllarına aittir ve Hindistan’da bulunmuştur. Muz bitkisi ülkemize ilk defa 1750 yıllarında Mısır’la ilgisi olan zengin bir aile tarafından süs bitkisi olarak, Mısır’dan Alanya’ya getirilmiştir. O yıllarda daha çok süs bitkisi olarak yetiştirilen Muzun meyve verdiğinin görülmesi üzerine, 1930'lu yıllardan sonra meyvesi için ticari amaçla yetiştirilmeye başlanmıştır. Bugün ülkemizde sadece Anamur, Bozyazı, Gazipaşa ve Alanya ilçeleri ile çevresinde Musa Cavendish dediğimiz bodur muz üretimi yapılmaktadır.
Muz, nemli, tropik iklimlerin bitkisidir. 30° Kuzey ve 30° Güney enlemleri arasında kalan bölgenin uygun alanlarında, tarımı rahatlıkla yapılır.
Akdeniz bölgesinde muz yetişen yerlerimiz 36-37 enlem derecelerinde Toros Dağları tarafından korunmuş, dağların eteklerindeki mikroklima yerlerdir. Buna rağmen muz bahçeleri zaman zaman soğuktan zarar görmektedir.
Türkiye'de üretilen muzun tamamı Akdeniz Bölgesi'nde, Alanya-Anamur kıyılarından elde edilmektedir.
Dünyadaki muz üretimi en fazla Asya kıtası ülkelerinde yapılmakta, bu kıtayı sırasıyla Güney Amerika, Orta Kuzey Amerika, Afrika, Okyanusya ve Avrupa Ülkeleri izlemektedir.
KAYISI
Kayısı dünya üzerinde Asya'da İran, Afganistan ve Türkistan'da, Avrupa'da özellikle Akdeniz kıyılarında; Afrika ve Avustralya'da Güney Amerika, Arjantin ve Şili'de Amerika Birleşik Devletlerinde ve burada da özellikle Kaliforniya'da geniş ölçüde yetiştirilmektedir.
Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. En fazla tarımı D.Anadolu Bölgesi’nde Malatya-Elazığ çevresinde gelişmiştir.
meyv.jpg
ŞEFTALİ
Şeftalinin ana vatanının Doğu Asya ve Çin olduğunu düşünülmektedir.Oradan İran'a gelmiş, Yunanlılar ve Romalılar MÖ 1000 yıllarında bu meyveyi tanımışlardır. Ülkemizde şeftali yetiştiriciliği birkaç ilimiz dışında tüm illerde yapılabilmektedir.
Şeftali yetiştiriciliğinin yapıldığı bölgeler içerisinde Marmara Bölgesi başta gelmektedir. Özellikle Bursa başta gelen ilimizdir.
BADEM
Bademin anavatanı Çin ve Orta Asya'dır. Asya ile Avrupa arasındaki İpek yolunda bademin seyyahlar tarafından yendiği bilinmektedir. Seyyahlar bademi bu yol vasıtasıyla Yunanistan, Türkiye ve Orta Doğuya getirmişlerdir. Uzun yıllardır Akdeniz kıyılarında özellikle İspanya ve İtalya'da badem yetiştiriciliği yapılmaktadır.
Türkiye'de Doğu Karadeniz'in kıyı Bölgesi ile çok yüksek yaylalar dışında her yöresinde badem yetiştirilmektedir. Badem yetiştiriciliği ülkemizde EgeBölgesi'nde yoğunlaşmış olup, bunu Akdeniz, İç Anadolu ve Marmara Bölgeleri izlemektedir. Özellikle Ege ve Akdeniz bölgelerinde Türkiye badem üretiminin üçte ikisi üretilmektedir. Badem yetiştiriciliği açısından en önemli bölge Ege Bölgesi, burada da Datça Yarımadasıdır.
İklim, Badem için, yazları kurak ve sıcak, kışları ılık ve yağışlı Akdeniz iklimi idealdir. Bununla beraber, odun kısmının kış soğuklarına dayanıklı olması nedeniyle, kış soğuklarının fazlaca olduğu yerlerde de yetişebilmektedir. Ağacının odun kısmı -20°C, -30°C'ye kadar soğuğa dayanabilir.
Çiçeklenme zamanında -4°C, -5°C'ye dayanabilen çiçekler, körpe çağla döneminde -1°C, -O,5°C'lerde zarar görürler. Dona dayanım bakımından çeşitler arasında büyük farklar görülmektedir.
KİVİ
Bütün Dünyada yetiştirilen çeşitlerin orijini Yeni Zelanda’dır.
Kivi asmaları sarılıcı-tırmanıcı bitkilerdir. Toprak üstü aksamı çok kuvvetli değildir. Kök yüzlek ve saçak kök yapısındadır. Çoğunlukla toprağın 0-40 cm derinliğinde bulunur. Ancak uygun koşullarda 1-1.5 m derine gidebilir. Kılcal kökler hızlı gelişir ve yenilenir.
Gözlerinin uyanmasında yaprak dökümüne kadar 240-260 gün don olmayan gelişme süresi ister. İlkbaharın geç donlarında sürgünler zarar görebilir.Bitkiler sürekli ve sert rüzgar alan yörelerde gelişemez.
Normal olarak çiçek ve meyve dökümü olmaz. Tozlanan bütün çiçekler meyve tutar. Bu yüzden kış budamasında yeterli sayıda göz bırakılmalı veya seyreltme ile meyve yükü dengede tutulmalıdır.
Etkin bir tozlama ve meyve tutumu için çiçeklenme zamanı bahçede arı kovanı bulundurulmalıdır. Erkek çiçeklerin polenleri arılarla dişi çiçeklere taşınırlar. Rüzgarla tozlanma çok az olur.
Türkiye’de henüz ticari amaçlı kivi üretimi çok yenidir. Bu nedenle tüketilen meyvelerin hemen tamamı ithal yoluyla sağlanmaktadır.
PATATES
Alüvyal ve kumlu topraklarda iyi yetişir. Bütün bölgelerimizde tarımı yapılabilir. En fazla tarımı İç Anadolu Bölgesinde gelişmiştir ( Nevşehir). Ayrıca Ödemiş-İzmir, Sakarya, Trabzon, Erzurum diğer önemli patates üretim merkezlerimizdir.
SOĞAN-SARMISAK
Soğan üretiminde en önemli bölge Karadeniz Bölgesi'dir. il olarak Bursa Karacabey yurdumuzun en önemli soğan üretim merkezidir. Kastamonu ise sarmısakta önemli merkezimizdir. Soğan-sarmısak tarımı bütün bölgelerimizde yapılabilir.
SEBZECİLİK
Ülkemiz iklimi itibarıyla çok çeşitli sebze yetiştirilmesine olanaklıdır. Birçok insan geçimini bu yolla sağlar.Bunun yanında çoğu insan evinin sebze ihtiyacını karşılamak için sebze yetiştirir
Sebzeler çok fazla su isterler. Yurdumuzda sebze yetiştiriciliği en fazla Akdeniz Bölgesinde gelişmiştir. Bu bölgeyi Ege ve Marmara Bölgeleri takip eder. En az geliştiği bölgemiz D.Anadolu bölgesidir. Sebebi yaz mevsiminin çok kısa sürmesidir. Ayrıca İç Anadolu Bölgesinde de sulama yetersizliğinden dolayı sebze tarımı gelişmemiştir.
*** Sebze tarımı seracılık faaliyetleri ile Akdeniz ve Ege Bölgelerinde bütün yıl yapılabilmektedir. Seracılığın buralarda gelişme sebepleri; kışların ılık geçmesi ve güneşli gün sayısının fazla olmasıdır.
yumru.jpg

 
Üst