Ücret mukabilinde Kuran-ı Kerim okutmak caiz mi?

kurtuluş

KF Ailesinden
Özel Üye
SORU
Ücret Mukabilinde Kuranı Kerim okutmak caiz mi? Hoca para almak istemediği halde ısrarla vermek doğru olur mu?

CEVAP
Değerli kardeşimiz;
Kur'an öğretmeye karşılık ücret alma hususunda ulemâ ihtilaf etmişse de umumiyetle haram olmadığına hükmetmiştir.

Buharî'nin kaydına göre, Şa'bî: "Muallim belli bir şey verilmesini şart koşmaz, ne verilirse onu alsın" der. el-Hakem:

"Muallim'in ücret almasını mekruh addeden hiç kimse görmedim" demiştir. Hz. Mu'âviye'ye bu hususta sorulunca:

"Onun ücrete hakkı olduğu görüşündeyim" der. Hasan-ı Basrî kendisini yetiştiren hocaya on dirhem ödemiştir. Bir başka rivayette Hasan-ı Basrî'nm, önceden ücret şartı koşmayı mekruh addetmekle birlikte:

"Muallimin yazı öğretmesi mukabilinde ücret almasında bir beis yok" dediği rivayet edilmiştir. Katâde'nin:

"İnsanlar üç şey ihdas ettiler, bunlar üzerine ücret alınmaz:

Damızlık aşırtmak, mal taksimi, ta'lîm" dediği kaydedilir. Hanefiler ise rukye için ücreti caiz görseler de ta'lîm için caiz görmemişlerdir:

"Çünkü demişlerdir, Kur'an'in öğretilmesi ibadettir, onun ücreti Allah' a aittir." (Kaynak : İbrahim Canan, Kütub-u Site Muhtasarı ve Terceme şerhi Akçağ Yayınları, III. s:349)

Kur'ân-ı Kerîm'i tilavet etmek büyük ibâdetlerden biridir. Cenâb-ı Hak muhtelif âyetlerde Kur"ân-ı Kerîm'i tilavet eden kimseleri medh ve sena ederek büyük mükafatlarla mükafatlandıracağını vadediyor. Peygamber (sav) de Kur'ân-ı Kerîm'in her harfi için on hasene olduğunu müjdeliyor. Yalnız başkası için Kur'ân-ı Kerîm'i tilavet etmek hususunda ihtilâf vardır. İmam Şâfi'î ile birçok ashab; namaz, oruç ve zekât gibi ibâdetler başkası için caiz olmadığı gibi tilavet de başkası için caiz olmaz diyorlar 1.

Hanefî ulemâsı ile Şâfı'i ulemâsının bir kısmı duaya kıyas etmek suretiyle başkası için Kur'ân-ı Kerîm'i okumak caizdir diyorlar.

Ancak Şafiî mezhebine göre kabristanda ve meyyitin yanında Kur'ân-ı Kerîm'i okumak rahmetin inmesine vesile olduğu gibi birisini kalbden hatırlayıp okunan "Kur'ân-ı Kerîm'in sevabı kadar filan adama ver" diyerek dua etmek de hatırlanan adamın (kimsenin) rahmete mazharl olmasına vesile olur. Ve bu takdirde tilavet ücreti alınabilir 2.

Ama Hanefi mezhebinde ise ta'at ve ibâdet karşılığında ücret almak haram olduğundan Kur"ân-ı Kerîm'i menfaat karşılığı okumak caiz değildir.

Ücret alan da mesul, veren de mesuldür. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Kur'ân-ı Kerîm'i tilavet ediniz. Fakat karşılığında ücret alıp menfaat sağlamayınız."

Ancak Hanefi mezhebinin son âlimleri ezan, imamet, va'z ve Kur'ân-ı Kerîm öğretmek mukabilinde ücret almaya cevaz vermişler ve haram olmadığını söylemişlerdir. Çünkü ücret mukabilinde belirli kimselere bu vazife yaptırılmazsa vazife aksaklığı olacak ve şeair-i Islâmiyyenin ortadan kalkmasına sebep olacaktır. 3

Bu bilgilerden hareketle eğer hoca para almak istemiyorsa fazla ısrarcı olmamak daha uygundur.

1 Muğni'l-Muhtac. c. 3. s. 70
2 Tuhfetü'l-Muhtac. c. 6. s. 158
3 el-Fıkh 'ala'l-Mezahib el-Erba'a c. 3. s. 127. Resail İbn'i Abidin s. 158-171.

İslam Fıkhı AnsiklopedisiSelam ve dua ile...
 

ma'vera

Emektar
Özel Üye
Ama Hanefi mezhebinde ise ta'at ve ibâdet karşılığında ücret almak haram olduğundan Kur"ân-ı Kerîm'i menfaat karşılığı okumak caiz değildir.

Ücret alan da mesul, veren de mesuldür. Peygamber (sav) şöyle buyuruyor: "Kur'ân-ı Kerîm'i tilavet ediniz. Fakat karşılığında ücret alıp menfaat sağlamayınız."


İmâm-ı Âzam hazretlerinin görüşü çok isabetli ve yerinde bence.Bedi'üzzaman hazretleride ücret mukabili yapılan ibadet ve taatlar hakkında ;

"
Ahirete ait baki meyveleri daha dünyada iken fani bir surette yemektir" tabirini kullanmıştır.
Risâle-i Nûr'dan konuya uygun bir anektod:


Dünyanın yüz bahçesi, fâni olmak haysiyetiyle, âhiretin bâki olan bir ağacına mukabil gelemez. Halbuki, hazır lezzete meftun kör hissiyât-ı insaniye, fâni, hazır bir meyveyi, bâki, uhrevî bir bahçeye tercih etmek cihetiyle, nefs-i emmare buhâlet-i fıtriyeden istifade etmemek için Risale-i Nur şakirtleri ezvak‑ı ruhaniyeyi vekeşfiyat-ı mâneviyeyi dünyada aramıyorlar.Risale-i Nur şakirtlerine bu noktada benzeyen eskiden bir zât, haremiyle beraber büyük bir makamda bulundukları halde, maişet müzayakası yüzünden haremi, demiş zevcine: “İhtiyacımız şedittir.”Birden, altundan bir kerpiç yanlarında hazır oldu. Haremine dedi: “İşte Cennetteki bizim kasrımızın bir kerpicidir.”Birden o mübarek hanım demiş ki: “Gerçi çok muhtacız ve âhirette de çok böyle kerpiçlerimiz var; fakat fâni bir surette bu zayi olmasın, o kasrımızdan bir kerpiç noksan olmasın. Dua et, yerine gitsin; bize lâzım değil.” Birden yerine gitti, Keşifle gördüler diye rivayet edilmiş.
Emirdağ Lahikası
S:123
 
Moderatörün son düzenlenenleri:
Üst