Yunus Emre Kimdir ne yapmıştır Kısaca Hayatı Yaşamı hakkında bilgi Vikipedi Yunus Emrenin Hayatı özet.
Yunus Emre hakkında kaynaklarda çok bilgi bulunmasa da eserlerinden az da olsa bilgi alınabilmektedir. Yunus Emre'nin hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir. Ömrünü 13. yüzyılınn ikinci çeyreği ile 14. yüzyılın ikinci çeyreği arasında geçirdiği düşünülmektedir.
Tarih araştırmacıları Yunus Emre'nin yaşadığı yeri sarıköy olarak bazı araştırmacılar da karaman olarak belirtmektedir. Fakat Hacı Bektaşi Veli'nin bir eserinden yola çıkarak sarıköy'de yaşadığı kuvvetle ihtimal olarak görülmektedir. 82. yaşında vefat ettiği düşünülüyor. Yunus Emrenin eserleri sayesidne hayatı hakkında belli bilgiler elde edilebiliyor. Eserlerinde; bütün Anadolu'yu dolaşarak Mevlana'yı ziyaret ettiğininden bahsetmektedir.
Yunus Emre'nin hayatı halk arasında destansı bir şekilde aşağıdaki gibi anlatılır:
Yunus Emre okula başlar fakat alfabeyi bir türlü öğrenemez. Bunun üzerine okulu bırakarak çiftçiliğe başlar. Yıllar geçer çiftçilik yaparken büyük bir kıtlık olur. Yunus Emre'de bu kıtlıktan fazlaca etkilenir. Yunus bir duyum alır; Kırşehir’e yakın Sulucakarahöyük’'te Hacı Bektaş Veli isminde bir zat'ın kapısına gelenleri boş çevirmediğini öğrenince hemen kapısına gider. Giderken eli boş gitmemek için alıç toplar ve Hacı Bektaşi Veli'nin kapısına gelir. Hacı Bektaş Yunus'un saygılı ve samimi davranışlarını beğenir. Yunus'a sorar; buğday için mi geldin yoksa himmet için mi? der. Yunus ise düşündükten sonra himmet karın doyurmaz diyerek buğday ister.
Fakat geri dönüş yolunda pişman olarak Hacı Bektaşi Veli'nin yanına tekrar gelerek himmet ister. Fakat Hacı Bektaşi Veli o kapının kapandığını ve himmeti Taptuk Emre’'ye verdiğini söyler. Bunu duyan Yunus Emre hemen Taptuk Emre’'nin peşine düşerek onu bulur ve onun dervişi olarak dergaha odun taşımakla görevlendirilir. 40 yıl oduna taşıyan Yunus Emre daha bir gün bile dergaha eğri bir odun sokmamıştır. Bunun sebebini ise bu dergaha odunun eğrisi bile giremez şeklinde belirtmiştir. Zaman içerisinde Taptuk Emre’ kızını Yunus Emre ile evlendirir fakat Yunus Emre kızını haketmediğini düşünür. Yunus Emre'nin tek amacı erenler mertebesine ulaşmaktır. Bir türlü bu mertebeye ulaşamadığını düşünen Yunus bir süre sonra Taptuk Emre’'nin yanında ayrılır. Fakat geçen süre içerisinde başından geçen bazı olaylardan erenler mertebesine ulaştığını anlayan Yunus geri Taptuk Emre’'nin yanına döner. Fakat mahçup olan Yunus Emre şeyhinin affetmesi için önce şeyhinin karısına gider. Karısı da gözlerini görmediğini biliyorsun, sabah namaza kalkmadan önce kapının eşiğine uzan. Ayağı sana çarpınca bu kim diye sorarsa ben Yunus derim. Hangi Yunus derse kaç git, bizim yunus mu derse eline sarıl ve öp demiştir. Bunu uygulayan Yunus Emre bizim yunus mu cevabını alınca şeyhinin eline sarılmıştır.
Sanat Yaşamı
Yunus Emre halk şaiiri değil halkın şairidir. Eserlerinde Türkçeyi çok iyi bir şekilde kullanarak halka halkın dili ile hitap ederek gönüllerini kazanmıştır. Bundan dolayı halk sürekli Yunus Emre'nin şiirlerini okumuş ve benimsemiştir. Yunus tasavvuf ağırlıklı şiirler yazmıştır. Tasavvuf; "ruhunu temiz tutmak, Allah sevgisini kalbinde yaşamak, Allah’ı öylesine sevmektir ki cennet için değil, onun sevgisine erişebilmek için uğraş vermek, ömrünü bu yola adamak demektir." İşte şiirlerinde bu konuları işleyerek edebiyatta önemli bir yere sahip olmuştur. Halk tarafından çok sevildiğinden bir çok yerde anıt mezarları yapılmıştır. Yunus Emre şiirlerini daha çok hece ölçüsü ile icraa etmiştir. Aruz ölçüsü ile yazılmış şiirleri de bulunmaktadır. Yunus Emre'nin 2 eseri bulunmaktadır. Bunlar; "Risalettü’n- Nushiyye" ve "Divan"dır. Yunus Emre Kimdirumarım yanıtlayabilsek ne mutlu bizlere.
Şiirlerinden Bir Örnek Verecek Olursak:
Aşkın aldı benden beni,
Bana seni gerek seni.
Ben yanarım dün ü günü,
Bana seni gerek seni.
Ne varlığa sevinirim,
Ne yokluğa yerinirim,
Aşkın ile avunurum,
Bana seni gerek seni.
Aşkın âşıklar oldurur,
Aşk denizine daldırır,
Tecelli ile doldurur,
Bana seni gerek seni.
Aşkın şarabından içem,
Mecnun olup dağa düşem,
Sensin dünü gün endişem,
Bana seni gerek seni.
Sufilere sohbet gerek,
Ahilere ahret gerek,
Mecnunlara Leyla gerek,
Bana seni gerek seni.
Eğer beni öldüreler,
Külüm göğe savuralar,
Toprağım anda çağıra,
Bana seni gerek seni.
Cennet cennet dedikleri,
Birkaç köşkle birkaç huri,
İsteyene Ver anları,
Bana seni gerek seni.
Yunus’dürür benim adım.
Gün geçtikçe artar odum.
İki cihanda maksudum,
Bana seni gerek seni.
Kaynakça: vikipedia.
Yunus Emre hakkında kaynaklarda çok bilgi bulunmasa da eserlerinden az da olsa bilgi alınabilmektedir. Yunus Emre'nin hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir. Ömrünü 13. yüzyılınn ikinci çeyreği ile 14. yüzyılın ikinci çeyreği arasında geçirdiği düşünülmektedir.
Tarih araştırmacıları Yunus Emre'nin yaşadığı yeri sarıköy olarak bazı araştırmacılar da karaman olarak belirtmektedir. Fakat Hacı Bektaşi Veli'nin bir eserinden yola çıkarak sarıköy'de yaşadığı kuvvetle ihtimal olarak görülmektedir. 82. yaşında vefat ettiği düşünülüyor. Yunus Emrenin eserleri sayesidne hayatı hakkında belli bilgiler elde edilebiliyor. Eserlerinde; bütün Anadolu'yu dolaşarak Mevlana'yı ziyaret ettiğininden bahsetmektedir.
Yunus Emre'nin hayatı halk arasında destansı bir şekilde aşağıdaki gibi anlatılır:
Yunus Emre okula başlar fakat alfabeyi bir türlü öğrenemez. Bunun üzerine okulu bırakarak çiftçiliğe başlar. Yıllar geçer çiftçilik yaparken büyük bir kıtlık olur. Yunus Emre'de bu kıtlıktan fazlaca etkilenir. Yunus bir duyum alır; Kırşehir’e yakın Sulucakarahöyük’'te Hacı Bektaş Veli isminde bir zat'ın kapısına gelenleri boş çevirmediğini öğrenince hemen kapısına gider. Giderken eli boş gitmemek için alıç toplar ve Hacı Bektaşi Veli'nin kapısına gelir. Hacı Bektaş Yunus'un saygılı ve samimi davranışlarını beğenir. Yunus'a sorar; buğday için mi geldin yoksa himmet için mi? der. Yunus ise düşündükten sonra himmet karın doyurmaz diyerek buğday ister.
Fakat geri dönüş yolunda pişman olarak Hacı Bektaşi Veli'nin yanına tekrar gelerek himmet ister. Fakat Hacı Bektaşi Veli o kapının kapandığını ve himmeti Taptuk Emre’'ye verdiğini söyler. Bunu duyan Yunus Emre hemen Taptuk Emre’'nin peşine düşerek onu bulur ve onun dervişi olarak dergaha odun taşımakla görevlendirilir. 40 yıl oduna taşıyan Yunus Emre daha bir gün bile dergaha eğri bir odun sokmamıştır. Bunun sebebini ise bu dergaha odunun eğrisi bile giremez şeklinde belirtmiştir. Zaman içerisinde Taptuk Emre’ kızını Yunus Emre ile evlendirir fakat Yunus Emre kızını haketmediğini düşünür. Yunus Emre'nin tek amacı erenler mertebesine ulaşmaktır. Bir türlü bu mertebeye ulaşamadığını düşünen Yunus bir süre sonra Taptuk Emre’'nin yanında ayrılır. Fakat geçen süre içerisinde başından geçen bazı olaylardan erenler mertebesine ulaştığını anlayan Yunus geri Taptuk Emre’'nin yanına döner. Fakat mahçup olan Yunus Emre şeyhinin affetmesi için önce şeyhinin karısına gider. Karısı da gözlerini görmediğini biliyorsun, sabah namaza kalkmadan önce kapının eşiğine uzan. Ayağı sana çarpınca bu kim diye sorarsa ben Yunus derim. Hangi Yunus derse kaç git, bizim yunus mu derse eline sarıl ve öp demiştir. Bunu uygulayan Yunus Emre bizim yunus mu cevabını alınca şeyhinin eline sarılmıştır.
Sanat Yaşamı
Yunus Emre halk şaiiri değil halkın şairidir. Eserlerinde Türkçeyi çok iyi bir şekilde kullanarak halka halkın dili ile hitap ederek gönüllerini kazanmıştır. Bundan dolayı halk sürekli Yunus Emre'nin şiirlerini okumuş ve benimsemiştir. Yunus tasavvuf ağırlıklı şiirler yazmıştır. Tasavvuf; "ruhunu temiz tutmak, Allah sevgisini kalbinde yaşamak, Allah’ı öylesine sevmektir ki cennet için değil, onun sevgisine erişebilmek için uğraş vermek, ömrünü bu yola adamak demektir." İşte şiirlerinde bu konuları işleyerek edebiyatta önemli bir yere sahip olmuştur. Halk tarafından çok sevildiğinden bir çok yerde anıt mezarları yapılmıştır. Yunus Emre şiirlerini daha çok hece ölçüsü ile icraa etmiştir. Aruz ölçüsü ile yazılmış şiirleri de bulunmaktadır. Yunus Emre'nin 2 eseri bulunmaktadır. Bunlar; "Risalettü’n- Nushiyye" ve "Divan"dır. Yunus Emre Kimdirumarım yanıtlayabilsek ne mutlu bizlere.
Şiirlerinden Bir Örnek Verecek Olursak:
Aşkın aldı benden beni,
Bana seni gerek seni.
Ben yanarım dün ü günü,
Bana seni gerek seni.
Ne varlığa sevinirim,
Ne yokluğa yerinirim,
Aşkın ile avunurum,
Bana seni gerek seni.
Aşkın âşıklar oldurur,
Aşk denizine daldırır,
Tecelli ile doldurur,
Bana seni gerek seni.
Aşkın şarabından içem,
Mecnun olup dağa düşem,
Sensin dünü gün endişem,
Bana seni gerek seni.
Sufilere sohbet gerek,
Ahilere ahret gerek,
Mecnunlara Leyla gerek,
Bana seni gerek seni.
Eğer beni öldüreler,
Külüm göğe savuralar,
Toprağım anda çağıra,
Bana seni gerek seni.
Cennet cennet dedikleri,
Birkaç köşkle birkaç huri,
İsteyene Ver anları,
Bana seni gerek seni.
Yunus’dürür benim adım.
Gün geçtikçe artar odum.
İki cihanda maksudum,
Bana seni gerek seni.
Kaynakça: vikipedia.