Günün Ayeti

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . .
"Eğer karı kocanın birbirinden ayrılacaklarından endişe ederseniz, o vakit, kendilerine erkeğin ailesinden bir hakem, kadının ailesinden bir hakem gönderin. İki taraf işi düzeltmek isterlerse, Allah onları uyuşmaya muvaffak buyurur. Şüphesiz Allah alîm ve habîrdir (her şeyi bilir, bütün maksatlardan haberdardır)." [Nisa Suresi 4,35]
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . . "Yalnız Allah'a ibadet edip O'na hiçbir şeyi şerik yapmayın. Anneye, babaya, akrabalara, Yetimlere, fakirlere, yakın komşulara, uzak komşulara, yol arkadaşına, garip ve yolculara, ellerinizin altındaki (köle, cariye, hizmetçi, işçi) lere de güzel muamele edin. Bilin ki Allah kendini beğenen ve övünüp duran kimseleri sevmez." [Nisa Suresi 4,36]
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Allah katında makbul tövbe şudur...
19 Ekim 2011 / 05:06
Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Nisa Suresinde mealen şöyle buyuruyor:
17. Allah katında (makbul) tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra çok geçmeden tövbe edenlerin tövbesidir. İşte Allah, bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
18. Yoksa (makbul) tövbe, kötülükleri (günahları) yapıp yapıp da kendisine ölüm gelip çatınca, "İşte ben şimdi tövbe ettim" diyen kimseler ile kâfir olarak ölenlerinki değildir. Bunlar için ahirette elem dolu bir azap hazırlamışızdır.
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . . "Ey Resulüm! Her ümmetten haklarında tanıklık edecek bir şahit (peygamber) celbettiğimizde ve seni de bütün onlara (ümmetine) şahit olarak getirdiğimizde, bakalım onların hali nice olacak? İşte o gün dini inkâr edip resule isyan edenler, yerin dibine girmek, yerle bir olmak isteyecekler. Onlar hiçbir sözlerini, hiçbir kabahatlerini Allah'tan gizleyemezler." [Nisa Suresi 4,41-42]
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . . "Ey iman edenler! Sarhoş iken ne söylediğinizi hakkıyla bilmedikçe namaza yaklaşmayın. Yolculuk dışında cünüp iken de gusletmedikçe namaz kılmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz, veya tuvaletten gelmiş yahut hanımlarınızla yatmış olur da gusledecek su bulamazsanız, O vakit temiz toprağa teyemmüm edin, arınmak niyetiyle yüzünüze ve ellerinize meshedin. Muhakkak ki Allah afüv ve gafurdur (af ve mağfireti boldur)." [Nisa Suresi 4,43]
Sarhoş edici içki içmek, nihaî olarak haram kılınmadan önce bu şekilde iyice kısıtlanmıştı. İçenler ancak yatsı namazını kıldıktan sonra içebiliyorlardı. 5,90-91 ile ise mutlak olarak haram kılındı.
Teyemmüm: Su bulunmaz veya hastalık sebebiyle kullanmaya mani bir durum varsa, abdest veya gusül için, mânen temizlenmek niyeti ile, el temiz toprağa vurulup yüz ve kollar meshedilerek gerçekleştirilir. Bu izin, müslümana en azından bir nizama uyma, itaat edeceği bir mercinin huzurunda olma bilinci verir. Kişinin zihninde, kendisini temizleme ve namazın kutsal olduğu fikrini canlı tutar.
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
http://www.kuran-ikerim.org/
Rabbimiz Kur'anda şöyle buyuruyor:
"Müminler ancak o kimselerdir ki Allah'ı ve resulünü tasdik eder ve sonra da hiçbir şüpheye düşmezler, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla mücahede ederler. İşte imanına bağlı, gerçek müminler bunlardır."
Hucurat Suresi 15. Ayetin Meali
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
'Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın'
31 Ekim 2011 / 04:26
Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Âl-i İmrân Sûresi 191. ayetinde mealen şöyle buyuruyor:
Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler:) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabındankoru!
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Şu Kur'an'ı muhafazaya itina gösterin
31 Ekim 2011 / 04:56
Günün Hadis-i Şerifi...

Bismillahirrahmanirrahim
Ebu Musa (ra) anlatıyor): Resulullah (sav) buyurdular ki:
“Şu Kur'an'ı muhafazaya itina gösterin. Muhammed'in nefsini kudret elinde tutan Zât-ı Zülcelâl'e kasem olsun, Kur'an-ı Kerim'in (hafızalardan) kaçması, develerin bağlarından boşanıp kaçmasından daha kolaydır.”
(Buhari, Fedailu'l-Kur'an 23)
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . . " Şu muhakkak ki Allah Kendisine şirk koşulmasını affetmez, ama bunun altındaki diğer günahları dilediği kimse hakkında affeder. Kim Allah'a ortak icad ederse müthiş bir iftira etmiş, çok büyük bir günah işlemiştir." [Nisa Suresi 4,48]
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Dillerinizin farklılığı O'nun ayetlerindendir
10 Kasım 2011 / 04:33
Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Rum Sûresi 22. ayetinde mealen şöyle buyuruyor:
Yine göklerin ve yerin yaratılışı ile dillerinizin ve renklerinizin farklı oluşu da O'nun âyetlerindendir. Şüphesiz ki bunda bilenler için nice ibretler vardır.
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Rabbimiz Kur'anda şöyle buyuruyor:
"Siz gerçek müminler iseniz Allah'a karşı gelmekten sakının, birbirinizle aranızı düzeltin, Allah'a ve Resulüne itaat edin."
Enfal Suresi 1. Ayetin Meali
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . .
"Âyetlerimizi inkâr edenleri yarın cehenneme sokacağız. Derileri kızarıp yandıkça, yerine taze deri yaratacağız, ta ki cezaları olan azabı iyice tatsınlar. Şüphesiz ki Allah azîz ve hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir). Fakat iman edip güzel ve makbul işler yapanları ise, ebedî kalmak üzere içinden ırmaklar akan cennetlere yerleştireceğiz. Onların orada tertemiz eşleri olacak. Hem onları nimetlerle sâyebân edecek bir gölgeliğe yerleştireceğiz." [Nisa Suresi 4,56-57]
Sâyebân: Âyetin sonundaki "zıllen zalîlâ" koyu gölgelik mânasına gelir. Diğer birçok meal böyle karşılık vermiştir. Bu doğru olmakla birlikte, biz Elmalılı M. Hamdi Yazırın mealini tercih ettik. O zıl kelimesinin mecazî anlamına dikkat çekmektedir. Gerçekten zıl, Farsça'da sâye ve Türkçe'deki gölge karşılıkları gibi mecazen geniş nimetler hakkında kullanılmaktadır. "Zıllen zalîlâ" koyu gölge ki tam daimî nimete işarettir. Çünkü refah sahipleri genellikle ferah gölgelerde yaşarlar. Nitekim dilimizde "sâyedâr olmak, sâyebân olmak" "sâyesinde yaşamak" tabirleri, nimet ve saadet mefhumlarındandır.
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . .
"Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Resulüne ve sizden olan ülülemre de itaat edin. Eğer Allah'a ve âhirete iman ediyorsanız, hakkında ihtilafa düştüğünüz meseleyi Allah'a ve Resulüne arzediniz. Böyle yapmanız hem daha hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir." [Nisa Suresi 4,59]
Ülülemr kelimesi geniş kapsamlıdır; müslümanların herhangi bir işinin başında olan her yöneticiye şamildir. Din alimleri, ülke yöneticileri, onların başında gelirler.
Hadis-i şerife göre: "Emrettiği şey günah olmadığı sürece, bir müslümanın, hoşlansın veya hoşlanmasın, yöneticinin emirlerine itaat etmesi gerekir."
Bir başka hadis: "Allah'a isyanda (günah olan bir konuda) başkasına itaat haramdır. İtaat ancak meşrû hususlardadır."
Bir başka hadis: "Sizin başınızda doğru olduğu gibi yanlışı da uygulayan yöneticiler olacaktır. Böyle bir durumda kim yanlış şeylerden nefret ederse sorumluluktan kurtulacaktır." Bunun üzerine ashabdan bazıları: "Böyle yöneticilere karşı savaşmayacak mıyız?" diye sorunca Hz. Peygamber (a.s.): "Namazı kıldıkları müddetçe, hayır!" diye cevap vermiştir (Müslim).
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
İşte sizin dostlarınız onlardır...
20 Kasım 2011 / 04:55
Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Mâide Sûresi 55. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:
Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Resûlüdür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren mü'minlerdir.
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Allahım, İbrahimin nesline rahmet ettiğin gibi
25 Kasım 2011 / 05:46
Günün Hadis-i Şerifi...

Bismillahirrahmanirrahim
“Allah’ım, İbrahim’e (a.s.) ve İbrahim’in (a.s.) nesline rahmet ettiğin gibi, Muhammed’e (a.s.m.) ve Muhammed’in (a.s.m.) nesline de rahmet et.”
Buhari, Enbiyâ: 10.
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . . "Kim Allah'a ve resulüne itaat ederse işte onlar, Allah'ın nimetlerine mazhar ettiği nebîler, sıddîkler, şehidler, salih kişilerle beraber olacaklardır. Bunlar ne güzel arkadaşlar! Bu, Allah'tan bir lütuftur. Bu lütfa lâyık olanların kadrini Allah'ın bilmesi yeter de artar!"
[Nisa Suresi 4,69-70]
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . .
"Ey iman edenler! Düşmanlarınıza karşı korunma tedbirinizi alın. Duruma göre küçük kıtalar halinde veya toptan seferber olun. Aranızda öylesi vardır ki, işi ağırdan alır. Başınıza bir felâket gelirse der ki: "Neyse ki, Allah bana lutfetti de onlarla beraber çıkmadım." Ama Allah'tan size nimet ve inayet erişirse -sanki daha önce kendisiyle sizin aranızda hiç tanışıklık yokmuş gibi- "Ah! n'olurdu, der, ben de onlarla beraber olaydım da büyük ganimete konaydım!""
[Nisa Suresi 4,71-72-73]

Uhud savaşında müslümanların yarı mağlubiyetleri, Medine etrafındaki kabileleri aleyhte cesaretlendirmişti. Müslümanlar, Medinenin her tarafından tehlike çemberi içine alınmışlardı. İslâmı öğretmek üzere dışarıdan dâvet edilen müslümanlar da suikasda mâruz kalıyorlardı. Bu âyet, müminlerin yeterli tedbir almalarını emrediyor.
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
Oradaki duaları, dirlik temennileri şunlardır
01 Aralık 2011 / 05:10
Günün Ayet-i Kerime meali...

Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Yunus Sûresi 10. ayetinde mealen şöyle buyuruyor:
Oradaki duaları: 'Allah'ım, Sen ne yücesin'dir ve oradaki dirlik temennileri: 'Selam'dır; dualarının sonu da: 'Gerçekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah'ındır.'
 

YİĞİDO

Üye
Kademeli
. . . : Kur'an'dan Bir Mesaj : . . .
"Size ne oluyor ki Allah yolunda ve çaresizlik içinde bırakılan: "Ey büyük Rabbimiz! Ahalisi zalim olan şu memleketten bizi kurtarıp çıkar. Tarafından bir sahip gönder, katından bir yardımcı yolla!" diye yalvarıp yakaran bir kısım erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?"
[Nisa Suresi 4,75]

Bu âyet, Mekke'de veya başka bir yerde müslüman olmuş olup da Medine'ye hicret ederek kendilerini işkenceden kurtaramayan müminlerin feryadını dile getiriyor.
 
Üst