Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Ey can… Sana yar olmak Umutlarında Hayat bulmak Neşende sürur, Kederinde hüzünle Yol almaya adanmak Ve yaşamak isterdim
Lakin Hali perişanlığım Kalbi hassasiyetten Uzak sıfatım Sığ sularda çırpınan Melalimle nasıl dilerim Ne kadar arzu ederdim, Bir ömür umut beslerdim
Akıl Kalbi olmalı Sadece dimağda Anlam kazanmamalı Basiret ve sırrın İnkişafıyla yol bulmalı Edep ve haşyeti Her lahzada Aşkla yudumlamalı
Şayet Hal bizarsa Sine eylüle Ram olup yorulmuşsa Umut solmuş ve Muhabbetten uzaklaşmıştır Bu hakikat karşısında Ne olur çaresizce çırpınma
Ruhun Ne kadar Yücelerdeyse Kalbinde o nispette Şevk ile barışıktır Aşkı ve sevdası olmayanın Cehti sönük kalacaktır Benim halime bakıp acıma, Kuru ekmeğime bakma
Evet, Urbam Yamalıklı ve eskimiş Nazarlar her zaman Acıyarak üzerimde El mi açıyor, Sadaka mı topluyorum, Ne yapıyorum Üryan gezenlerden, Nefsin esaretinden utanıyorum
Ey... Ruhumun Kalbimin Hicran sevdası Ne vakit Seni ansam Ve sukut içinde Nazar edip kansam Üşüten ve Titreten zamanı Tahayyüle dalsam Haşyetin ve edebin Fakirliğinde bakınsam İçim titrer Ve derin bir Hüzün zerk eder Beni bana Bırakmayan Lahzalar Akıp giderken İradem ve aklım Sığ bilgi ve irfanıma Gülüp geçer Azim ve şevk Muhabbetsiz olmuyor, Umut coşmuyor Sinemde Ukdeleşen düşler Sabra ve metanete Sancı veriyor Yalan olan dünya mı? Yoksa yalancı olan Heves ve hevalar mı? Sualler ruhumda Anlam bulmalı, Kalbim irfanıyla Vecde kanmalı Yoksa dünya hamallığı Ve kendi adına varlığı Haktan uzaklaştırmamalı...
Yar... Bir hüzün çöker Sinemin Derinliklerine Sualler bekler Sukut içinde Lahzalar Bir bir açılırken Umut derdiyle İdrak şaşkın, Nefs aşkın, Hal bizar Can derdinde Aşktan söz ederler, Sevdasını Kal ederler Muhatap nerede Gönül yanmazsa, Çileye kanmazsa, Vecdiyle Haşyet yaşamazsa Sadece dilde Ruhun ve kalbin Firkati, edep ve Nezaket halveti, En yakınını rızasına Nail olmak ümidinde Gel, revan olalım, Eylül sokaklarında Tahayyüle dalalım, Gecenin mateminde Sabahlayalım meşk ile Derdi gamımı Çok görme, Dünya gözümde yok Garipseme, ruhum Sahibini özler, Kalbim nazargâhı Olmayı ümit eder, Aşk ilimin, irfanın, Samimiyet ve Sadakatin çile ikliminde...
Bizlere, Tüm hal ve tavırları Samimi bir iyi niyet Ve şaşmaz Bir nezaketle yoğrulmuş, Sahip olduklarıyla Ve başarılarıyla Böbürlenmeyen, Dürüstlük ve içtenliği Elden bırakmaksızın, Kibar ve asil konuşarak, Varlığıyla Bulunduğu ortamdakileri Onurlandırmanın güzelliğini, Şartlar ne olursa olsun Nasıl kibar davranılacağını Şiir gibi gösteren
Mustafa Abimize selam olsun. Bi_iznillah
Ve aleykümselâm kardeşim, Hareket ve tesirin Yegâne sahibine hamt ederim, Sizler gibi Hak yolunda ceht eden Kardeşlerimle Gönül yolculunu Bahşettiği için Yüreğimde duyduğum Süruru aşikâr eylerim. Onun rızasına Nail olmak için Muhakeme ve iradesine Sahip çıkan kardeşlerime Muhabbetle niyaz eğler, En kalbi manada Şükranlarımla selam eğlerim...
Yar… Bırak essin bağrıma Sinemi dağlayan yakarışlarına Vaktini bekleyen ve korlaşan umutlarıma Ruhuma seslenen sırrı hikmette ki sabrıma
Kim bilir Belki ferahlarım Bir nefes, bir yudum su misali coşarım Bu sevinç ve sürurla yaşlarımı bırakırım Ufkun, afakın serinliğinde bir an olsun açarım
Hüzün Vurur şakaklarıma Dinmeyen sancı ve gönül yarama Sessizce yazarım ruhumun hicran damlalarını Ayan ederim meramlaşan duygu ve umutlarımı
Artık Her lahza kapımı çalar Gece ve gündüzümle bana refiklik yapar O yarın firkati yüreğimi ne amansız dağlar Göz kararır, umut hazanlaşır, ruh hasrete kanar
Dağlar Bir başkadır gözümde Özüm ve kelamımda değişmeyen yerde Ne volkanlar barındırıyor halde sessizlik içinde Bir vakar, edep var sevdası, aşkı tahayyül edince
Sormayın Yormayın şu mecalsiz halimi Mahcup ederek bir kenara bırakmayın Hor ve hakir görerek asla acıyarak bakmayın Anlayın, en azından anlamaya çalışın, ayıplamayın
“Noktalar küçük ama büyük kelimeleri bitirir!”Diyorsun.
Her Nokta değil, Kendi içinde derinliği Ve hikmeti bulunan, Âlemi kâinata Hoş bir seda için Anlam kazanan, Her zerrenin hak Ve hakikatine Kapı aralayan Ve bu manada Her ayetin mefkûresini Akıl sahibine anlatan Değer ve özelliklere Haizse muteberdir. Nokta Kelimeyi bitirmez, Anlam içeren Cümlenin bittiğini gösterir. Bilmem anlatabildim mi?
Yar… Siz kelam ettikçe Hamiyet ve himmetiniz Sinemi ihya edip, sürur zerk edince Haz bir başka oluyor, hal huzur buluyor
Oysa Ne kadar isterdim Teveccühünüze mazhar olmayı Edep ve edebiyattan hakkıyla anlamayı Kelamın kadrine müdrik olarak yazmayı
Aslında İçimizde var olan Muhabbet ve huzuru Dostlarla hem hal olurken yaşamayı Gizli cehaletten kurtularak şevkle coşmayı
Her insan İstidat ve kabiliyetiyle Muhteremdir, ruh ve kalp adına azizdir Ve fakat insanlaşmak konusunda gariptir Tekâmül edebilmek hususunda zafiyetlidir
Bahaneler Her bakımdan içimizde Nefsimizin kurtuluş reçetesidir Ağrıyı ve sancıyı dindirmek çabasıyla Lakin ruh ve gönül ne acı duyar ki hissetmez
İnsan Kalbi hassasiyetiyle Akıl ve basiretiyle irfana adaydır Sır ve hikmetten uzaklaşan nadan olandır Azim merak için vardır, o nefs durmayacaktır
Aşk ve ölüm Ruhi bakımdan ölümsüz Bedeni bakımdan korkutan ve titretendir Akıl ve irade bu hakikati şerh etmek için sırdır Marifet rikkat nispetinde hassasiyet ve irfandır
Evet. Sapmanın ve sapkınlığın Canilik adına hunharlığın Hadsizlik adına bağyiğliğin adresi Barış ve teslimiyetin adını lekeleme çabasıdır
Her terör Sinsi ve şer güçlerin planı Bölüp, parçalamak için aracı Satılmış ruhların akaidi inancı Küresellik adına böbürlenen azgının baş tacıdır
İttifak içinde Bulunan ve parçalanmayan Her biri diğerinin menfaati için yaşayan Dünya ve nimetleri için varlıklarını hiçe sayan Kan ve şer için çırpınan, zulmü tırmandıranlardır
Mezopotamya Her halinde sır taşıyan dramdır Hicran ve hüzün bağrından çıkmayandır İnsanlık tarihi adına ne büyülü ibret ve vicdandır Zalim için, hırsın ve hıncın eksik olmadığı nifaktır
Ne İran’ı Ne Suriye’yi, ne de Irak’ı Ne hicaz bölgesinde hüküm süren sultanları Anlayamam, ne kadar istesem de haklı göremem Yıllara sâri iradelerinden vazgeçen halkın resmiydi
İslam… İşit gibi densiz ve edepsiz Ne olduğu belirli terör örgütlerinin Hizip ve entrika merkezlerinin amaçlarına Alet olamaz ve adının anılmasıyla ilişkilendirilemez
En güzel örnek Nefsimizden daha ziyade Sevmemiz gereken ve hayat rehberimiz olan Her hal ve öğretisiyle şefkati, edebi, nezaketi Sevgi ve muhabbeti gönülleri kuşatmış Efendimiz S.A.V dir…
An Her halinde İbret barındıran sırdır Hikmet, basiretle şerh edilen farktır Aşk, kalbi oldukça irfan kuşatan bir şavktır
Ruh Hilkati itibarıyla Aşka duçar olacak sanattır Akıl ve azim basiret için ihsandır Nefs, terbiye edildikçe itaat eden ihtiyaçtır
Kalp Ne müşfik bir ummandır Kaybolan zamanlar adına fermandır Kul, insanlaştıkça farkında lığa erişen candır Bu istidattan uzaklaşan yaşamak için yaşayandır
Hissiyat İklim misali aşka meftundur Aşksız olan bir can, nefsi için asaptır Hırs ve hınç duyguları körleştiren maslahattır Şevk ve muhabbetten alıkoyan ne talihsiz gazaptır
İnsan Aklı ve iradesiyle sanattır Duygu ve düşünceleriyle şuara gibi farktır Âlemleri, ayetleri şerh eden marifeti sevdadır Tefekkür ve tahayyülüyle en yakınıyla dost olandır
Nefs İnsan için ihtiyaçtır Kul olmak için imtihanı zamandır Akıl ve ilim irfanla azme muhtaç olan farktır Şevk ve muhabbet olmazsa zafiyetler esir alacaktır
Yar… Ne kadar suçlarsan Bir o kadar haklı çıkarsın An içinde neler saklıdır umursamazsın Beni benden alan sırrı nedense hiçe sayarsın Nefsin kabardıkça hınç ve hırsla saldıran cansın
Kim bilir Belki de kendine göre Haklı ve mazur Saiklerin vardır Basiret bu hakikati anlatmak sanatıdır Yoksa dağa küsmen ve kızman senin tasandır Hak, batılı kabul etmez, refakati etmeyen sevdadır
Ben aşk Ruhun ve kalbindir Hali firkate eriştiren demdir Sineye haşyet zerk eden esindir diyorum Sen ise tene, nefse hasrederek heves besliyorsun Ruhuma ve yüreğime derin bir endişe zerk ediyorsun
Gel Beyhude revan olma Her lahza ibrete gebedir unutma Göremediğin ayetleri asla yok sayma Hissiyatı sadece nefsi ihya etmek için kullanma Tamahkârlık ve açlık bir mizacı hastalıktır, savunma
İnsan Aklı ve iradesiyle farktır Kâinata hükmedebilecek bir sultandır Bağyi ve nankör olan nefsi asabiyetlerimizdir En yakına kul olabilmek için ceht etmek gereklidir Yoksa aşk ve sevda heves, heva için derin bir kederdir
İnsan Sığ sularla yetinmez Derya için ibretin bağrında gecelemez Ummanın deruni sevdasında varlığını hissetmez Sahranın en bakir sırlarında meftun olmaktan geçmez Sır ve hikmet marifetten, basiret ve irfan ilimden geçmez
Yar Sırrına ne kadar Vakıf olur ve ayan etmezsen Umutları mevsimsiz çiçekler misali beslemezsen Her iklimi hazan güftesiyle değerlendirip geçersen Şevk ve muhabbet zail olur, o vakit umutları soğuk alır
Yar… İnsanlığa Zulmeden gafiller var Her sisli havada açığa çıkarlar Emelleri uğruna fırsat kollarlar Sonra hiç acımadan hainlik yaparlar
Evet, Doğruya Beşer, insanlaşmayınca Hayvani içgüdüleri çıkar ortaya Korku ve şiddet saçarlar sokaklara Zulmedip, katletmiş acımaz yaratılmışa
Biz Necip bir milletiz Bağrımıza taş basmayı biliriz Tefrika ve desiseleri yakinen inceleriz Sabrı diriliş bilir, sükûnet için gösteririz Henüz tanımayan arsızları da ezip geçeriz
Ey can Bir Millet Tek ırktan oluşmaz Ana şefkati, baba metaneti sarsılmaz Kem gözle bakan ve ürüyen itle sataşmaz Ruhunun ve kalbinin sahibini asla unutmaz
İnsan Hak ve hukukunu Müntesibi olduğu dini sorumluluğu Hakkıyla yerine getirmelidir, imtina edemez Anlamadan inanan her kimse, hakkı seçemez Nefsi asabiyet ve cehalete ömür hasredilemez
Onca İnsan harap oldu Failler yaktı, yıktı, taşladı, ateş attı Masum halk ve çocuklar perişanlık yaşadı Kendi halkına bunları reva görenler utanmadı Arlanmadan nutuk attı ve sükûnet çağrısı yaptı
Bu milletin Asaleti ve sabrı sınandı Terör adına muhalefet çaka sattı Ölümle bedelleşen insanlara kim kucak açtı Batı hep olduğu gibi insanlıktan da nasip almadı Bu necip millet mazlum ve mağdur canlara kapısını açtı
Evet, Ne hazindir ki Yaşamak için yaşıyormuşum Ne derler için nedenler sıralıyormuşum Günü kurtarmak için her bahaneye sığınıyormuşum Sonra vehim ve kederle baş başa kalınca hayıflanıyordum
Aşktan Söz ederlerdi Gözlerine bakardım, anlamazdım Anlatırken nefes nefes kaldığına çok şaşırırdım Sonra akıttığı gözyaşlarının tesiriyle hayıflanırdım Ve fakat aşk hakkında tutkuyla, hevesi hiç barıştıramazdım
Her İnsan bahsediyor Cezbine kapılıp akıp gidiyor Ten ve nefes iradeye, akla hükmediyor Hissiyat kabarınca tercihler ziyadesiyle değişiyor Yakınlaştıkça çekim gücü tesirini yok edip, vakit geçirtiyor
İnsan Aşama aşama farktır Farkındalık nitelik ve liyakat tır Akıl ve irade irfanla mücehhez olmazsa alıktır Erdem ve fazilet O’na kul olabilmek için ulvi bir sevdadır Aşk ne ten ve ne de beden için vardır, o ruhun aksıdasındır
Kalp Yalnızca Onun için vardır Nazargah olmadıkça sadece organdır Kalp, ciğer, kan yaşamak için şart olan hakikattir Akıl ve irade “oku” emrini şerh etmek için merakı umuttur Azim ve şevk muhabbetle yol alırsa bahtın açılan sır kapısıdır
İnsan Rızkını aramalıdır Ve fakat asla onun için köle olmamalıdır Varlık için şeref ve onurundan uzaklaşmamalıdır Yürek gücü olmayanlar için zafiyetler hep arkasındadır Cesaret ne aptallıktır ve ne de nefsi asabiyet adına gaddarlıktır
Cesaret En yakının rızası için Yaşatmak için yaşayan aziz bir vicdandır Her türlü melanete karşı göğsünü geren adamdır Varlığını ihsana ve ecre adamış hicrandır, aşkı rızadır Nefsini her şartta terbiye etmiş, zafiyetlerden arınmış ustadır
Henüz... Sendelediğim yıllardı! Sevgili babam, Takatinin son demlerini yaşıyordu! Kolay değil, yorulmuştu!
İhtiyaç sahibi, Olmamıza rağmen, Emekli olacağım diyordu! Konu komşu, akraba Ve her bir dost, Sakın ha! Emekli olma diyorlardı!
Henüz Neyi düşüneceğimi! Bilmediğimden! Sadece bakıyor ve dinliyordum! Zavallı babam, Öyle hiddetleniyordu ki, Ağzından çıkanı, Kulağı duymuyordu!
Haklıydı belki, Günlerden bir gün, Sefertasıyla! Yemek götürmüştüm. Babamı, kan ter içinde görmüştüm!
Sümer Bez fabrikasında çalıştığından Ve çok saf bulunduğundan! En ağır işi, samimiyetin Ve sadakatin, Anıtı durumunda, Bulunan, babama vermişlerdi!
O yıllarda sürekli bir iş, Aslanın, midesindeymiş! Canım babamda, bir vasıf yok, Cevvallik, asla bulunmuyordu.
Hamiyet Ve hakkaniyete, Düşkünlüğü bilinmiyordu! Hak ve hukukun, Ne olduğunu kestiremiyor! Zavallı babam, her ne derlerse, Öylece inanıyor ve yapıyordu.
Zavallı babam, Kan ter içinde kalmaz mı? İşten geldiğinde, Kahvaltı dahi yapamazdı! Gelir gelmez uyur ve yatardı!
Oturduğumuz ev, Bir odadan müteşekkildi! Abdesthane, Bahçenin en sonundaydı! Bir zaman sonra dolan, Fosseptik çukuruna! Bir temizlik yapmak, Gerekmekteydi!
Çatık kaşlı Büyük babam, Belediye yerine! Zavallı babama, Talimat yağdırırdı! Naçar kalan babam, Yarı uykulu kalkardı! Bir bizlere bakardı! Ve birde fosseptik çukuruna! Başı önüne düşerdi! Öylece kalakalırdı!
Annem, Haydi, efendi, Babam kızar derdi! Babam, sana da, babana da, Diyerek, bazen sallardı! Dayanamazdı, Sendeleyerek kalkardı! Ağır ve aksak, Çukurun yanına varırdı! Eline verilen bir teneke, Doldur ve boşalt komutundaydı!
Çilekeş babam, naçardı! Çocuklarının hatırına, hep yapardı!
Bir gün Abdest haneye gittiğimde, Kömürlüğün önünde! Bir miktar para gördüm, Öyle oldum ki, sevinçle doldum! Eğilip aldım, etrafa baktım, Gören kimse olmayınca, Usulca, cebime koydum!
Sessiz Ve derinden, Kimseye haber vermeden, Sokağa daldım! Bir solukta, süratle koşarak, Bakkalda yerimi aldım! Bir miktar fıstık ve birde, Şeker sucuğu aldım!
Bir miktar Yedim ve doğruca, Fabrikanın yoluna koyuldum! Babama vermeliydim, bunları, En çok o hak ediyordu!
Arka sokaktaki, Mahalle komşumuz, Derviş amca! Hayırdır, bu saatte nereye, Diyerek, ahvalimi soruyordu! Babama gidiyorum, Ona yiyecek götürüyorum! Öylemi aferin,
İstersen Sen oraya kadar yorulma! Ben onun yanına gidiyorum, Sakın merakta kalkma! Senin aldıklarını, kendisine, Teslim eder, anlatırım dedi! Peki dedim, ona inandım, Nede olsa koskoca bir amcaydı!
Sevinçle Hemen yanından ayrıldım, Hayal etmeye başladım! Yiğit babam, kim bilir nasıl sevinecek, Merakının hazzıyla, yutkundum! Eve doğru geldiğimde, Ablam arkadaşıyla, beni arıyormuş! Azar işittim ve ne olduğunu, Merak ettiğimden sordum! Ketum kesildiler, dudakları, Dahi hiç kıpırdamıyordu!
Ters giden Bir şeyler olduğunu, İdrak ediyordum! İliklerime işliyordu! Odaya girdim ki, Annem çok celalliydi! Bileğimden tutar tutmaz, Alaşağı etti, biraz çırptıktan sonra! Nihayet, sual etmeye başladı!
Her şeyi, Olduğu gibi bir solukta! Anlatıverdim korkusuzca, Derviş amcayla gönderdim babama! Dedim, fakat annem ablama, Bunu hemen götür bakkala! Diyerek, kesin bir talimat verdi! Bakkalın söylediklerine inanacaktı!
Şükürler Olsun ki, bakkal, Amca merhamete geldi! Ablama çocuğun bir suçu yok, Olduğu gibi doğru dedi! Nihayet yeniden evimize, Geldik ve anneme bilgi verdik! Annem yeniden çırpmaya başlamıştı,
Canım Çok yanıyordu! Gözyaşlarım, yanaklarımdan Teklifsizce akıyordu! Kim bilir, artık ağlayamamam, Sinemin kireçlenmesindendi! O bulduğum para, Annemin, taksit parasıymış! Nerden bilirdim, hiç bilseydim, Bunları yaşar mıydım?
Hayatımda, İlk kez denk gelen, Parayı, nasıl harcamalıydım! Hiç mi babamı sevindirecek, Bir eylem yapamazdım! Çilekeş babam, Eve gelmişti, ona bakıyordum! Hiçbir ses çıkmadı! Yatağına, yatmaya yöneldi!
Dayanamadım, Yutkunarak sordum. Baba sana! Derviş amcayla, fıstık Ve şeker sucuğu yollamıştım! Aldın mı? Babam, Garip bir şekilde, Bana baktı! Neden bahsettiğimi, Sanki hiç anlamamıştı! Yeniden denedim!
Baba sana… Göndermiştim! Bana, bakma gereğini duymadan, Yatağına uzandı ve yattı! Duygulandım! Yorganı kaldırdım! Baba aldın mı? Dayanamadı! Gözlerini açarak, Bir kez daha baktı! Biraz durakladı! Daha sonra beklediğim meramı!
Bir çırpıda, Ben öyle bir şey, Almadım la noktaladı! Bir anda içim kan ağlamıştı, Yüreğim dağlanmıştı! Amca dediğimiz, Komşular! Bunu yapmamalıydı!
O an, O kadar kızmıştım ki, Acıma hissim, Hasara uğradı! Artık amcalara! Ön yargılarımla, Bakıyordum! Derviş amca, Terki diyar etti, Fakat hala hakkımı! Helal etmiyorum! Çünkü! Güven duygumu çalmıştı!
"Cüretimi maruz görün, çok okuyan biri olduğunuz şüphesiz, sanki tahminimde var gibi, rica etsem okuduğunuz kitaplar, yayınlar hakkında bilgi verir misiniz? İnanın Şiirlerinizi okurken, sanki kendimi bir sohbette gibi hissediyor, derinliklere gidiyor, kalbimin nasıl anlatayım, hani yumuşadığını, güzelleştiğini, daha güzel zikredeceğini hissediyorum. Anlatabilmişimdir inşa
. Yani, bilgi, ilim kaynağınızı öğrenmek istiyorum.
Selam ve Dua ile"(Hanife Deniz Bursa)
Ve aleykümselâm efendim; Estağfurullah, Bilakis memnun kalıyorum... Merak eden, Sual tevci etmeye Vaktini hasreden nefeslere... Tahkik için Gönül veren herkese, bu bakımdan müteşekkirim Elbette size... Öncelikle ne kadar Sığ bir halin emanetçisi Olduğuma itibar etmenizi Dilerim sizden... Yıllara sâri okumaya Çalıştığım ediplerin, Ruhuma zerk ettiği Deruni izlerinden. Hicran sezgisinden... Fikri ve edebi olan Ve aynı zamanda ruhuma Ve kalbime aşkın vecdini Şehretmem için Meraka daldıran eserlerdir... Hakikatin lisanından söz eden, İzan ve aklın terbiye Edilmesiyle yol almamızı Telkin eden çalışmalardır Ve edipleri farklıdır... Ancak merak ile erişirsiniz, Cezbeden ve enaniyeti Öncelemeyen nefeslerin Gayretlerine yöneliniz Ve inşirah için Emek vermenizi diliyorum... Sanırım gücendirmedim Ve herhangi bir kitabın Adını vermemekte Zihninizi karıştırmadım Lütfen mazur görünüz Ve sabırla ve vecdin halinde kalınız... En kalbi mukabelemle efendim...
Yar… Kayboldum Kaybolan yıllar içinde Sinemde hüzün dinmeyince Hicran her lahzada kalbime refakat ettikçe
Kime Ne söylerim Hangi suallerin peşindeyim İçime işleyen ukdelerin derdinde miyim? Yoksa bırakmayan keder zafiyetinde miyim?
Neyi Tercih ettimse Akıl ve irademe güvenmedikçe Bilgi ve tecrübeden imtina ettikçe Keşkelerin kıskacında derin bir acı içindeyim
Tutku Ne sevgi ne de sevdadır Aşk, nefsi olmayan bir iştiyaktır Gönül her bakımdan sahibine adanmalıdır Nefes, ten lekelere doymaktan arındırmalıdır
Belki Bana kızarsın Hiç dinlemeyip içini karartmazsın Her heves ve arzuyu Nevbahar sanırsın Hesapsız bir heyecan içinde nefessiz kalırsın
Meraklanma Tasalanıp karalara bağlanma Kısmetim kapandı diye yalnızlığa alışma Yüreğine güvenmedikçe umutlarına tutunma Bilmeden ve kavranmadan iman olmaz unutma
İnsan Aklı ve iradesiyle farktır Baskı altında ki tercihler yanıltacaktır Nispet için karar verenler mutlu olmayacaktır Yakınlaştıkta her merakın aslı ortaya çıkacaktır
Nasip Azim ve şevkle muhabbetindir Umut, gerekçeler üzerinde inşa edilen ruhtur Kalbi olmayan her yakarış hazanla buluşacaktır Sürur ve saadet akıl, ilim, irfan ve iradeyle taçlanacaktır
Yar… İnsan Kul olmak için yakarmalı,
Nefsin ve metanın Esiri olmaktan kurtulmalı,
O’na koşmalı.Sabrın vakarıyla Gözyaşlarını Sessizce bırakmalı,
Kanaat ettiren İmanı kalbi arındırmalı,
Sadık olmak, Sadakat içinde durulmak, Mavera yolculuğunda Umut olmak için sevdasına kanmalı…
Mustafa Cilasun
Yar… Hasreti ve Özlemi yeniden anladım
Sevda adına yanmayı, Aşk babında Kanmayı tanımladım.
Ötelerin hazzıyla, Vuslatın kalan sayfalarında, Gül kokusuna yaslandım.
Çaresizliğimle el açıp yakardım.Nefesin kalanlarıyla, Ömrün devranında hardım…
Mustafa Cilasun
Yar… Bir safa bahşet Gel şu dil-i kalbe,
Ümit yeniden yeşersin Sinemin makûs talihinde, Hani şevk nerede
İbret alayım, ruhumdan Neşet eden idrakle
Yolunun eşiklerinde Bir kul olayım.
Narınla yanayım, İhsanınla vecdine köle olayım, Ecir içinde sadık bir nefes olayım… Mustafa Cilasun
Yar… İnsan Umut içinde yaşar, Hasrete kanar Ruhunu ve kalbini sevda Bürümüşse hicran içinde coşar Hüzün sokaklarına sessizce dalar, Her nazarında ümit vecdiyle şakar Artık onun dünyası, Firkate adanmış hülyası, Kulluk kimliğini tahkike sokar…