AYI-YILI :ARALIK 2009
TARİH :04.12.2009
بِسْمِ اللّهِ الرَّحْمنِ الرَّحيمِ
يَا اَيُّهَا الَّذينَ امَنُوا اسْتَجيبُوا لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْييكُمْ وَاعْلَمُوا اَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِه وَاَنَّهُ اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
İSLAMIN RUH SAĞLIĞINA VERDİĞİ ÖNEM
Enfal 8/24
Muhterem Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam ,insanların beden sağlıkları kadar ruh sağlığına da önem vermiştir. Ve ruh sağlığımızın korunması yönünde bir dizi tedbirler tavsiye etmiştir. Zira sağlıklı fertler, sağlıklı aile bireyleri ve sağlıklı toplumların olabilmesi, toplumda huzur ve mutluluğun sürdürülebilmesi ruh sağlığı yerinde olan fertlerin olmasına bağlıdır.
Ruhi hastalıkların yansımaları beden hastalıkları olarak ortaya çıkmakta, ruh hastalıkları ise kısa sürede tedavi edilememektedir.Bunun için ruhi hastalıklara yakalanmama hususunda dinimizin bize tavsiyelerine kulak vermemiz ve bunları hayatımıza düstur edinmemiz gerekmektedir.
Değerli Müminler!
Ruhumuzu hastalıklardan korumada dinimizin bize tavsiyelerinin başında, Allaha iman etmek, tevekkül inancı ile yaşamak, başımıza gelen olayları sabırla karşılamak gelir. Zira Kur’an-ı Kerimde Allahu Teala, kalplerin ancak O’nu anmakla, O’nu zikretmekle huzur bulabileceğini bildirmiş ve şöyle buyurmuştur. “Dikkat edin, kalpler ancak Allahı anmakla mutmain olur.”1 Bu bağlamda ruhu koruma adına abdest, namaz, oruç tavsiye edilmiş, Kur’an okumakla da ruhun sükunete ereceği bildirilmiştir. Bir ayette “Sabır ve namazla Allahtan yardım isteyin”2 buyrulmaktadır. Bunların yanında yalan, dünya ve mal hırsı, kıskançlık gibi hususlar ise ruhu yıpratıcı duygulardır. Bu sebeple dinimizde ruh sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eden ve toplumsal barışa zarar veren şirk, yalan, iftira, gıybet, alay, dedikodu, haset, fitne,kibir, ikiyüzlülük, riyakarlık ve benzeri olumsuz tavır ve davranışları haram kılınmıştır.
Dinimizin yapmamızı emrettiği namaz, oruç, zekat ve benzeri ibadetlerle yerine getirilen emirlerin, kişi ve toplum sağlığı üzerinde olumlu etkilerinin olduğu bilinen bir gerçektir. Nitekim ayet-i kerimelerde “Kur’anın mü’minler için şifa ve rahmet”3 olduğunun ifade edilmesi, ruh ve toplum sağlığını korumaya yönelik yüce kitabımızın ortaya koyduğu bu hayat prensipleri sebebiyledir.
Aziz Mü’minler!
İnançlı bir kalp, huzur içindedir. İmanlı bir insan, Allahın kendisini zorluklar içinde bırakmayacağını, gücünün üstünde olan şeyleri yüklemeyeceğini, kendisine daima Allahın destek olacağını bilir. Nitekim bütün peygamberlerin hayatı ve özellikle Sevgili Peygamberimizin hayatı bunun en güzel isbatıdır. Hazret-i Adem hatasıyla yalnız başına bırakılmamış, Hazret-i Nuh tufanla desteklenmiş, Hazret-i Eyyup sıkıntılarına sabretmiş ve Allah da onları mükafatlandırmış, Hazret-i Yakup oğlu Hazret-i Yusuf’a kavuşturulmuş, Hazret-i İbrahim’e Hazret-i İsmail müjdelenmiş, Hazret-i Musa Firavunun zulmünden Allahın yardımıyla kurtulmuştur.
O halde güzel dinimizin ilke ve prensiplerini Allaha kulluk bilinci ile hayatımıza tatbik edelim. Sağlıklı toplumun sağlıklı bireylerden oluştuğunu asla göz ardı etmeyelim.Unutmayalım ki, insanlara hayat verecek, onları maddeten ve manen sağlıklı ve diri tutacak, gönüllerini manevi ölümden kurtaracak iksir, Allah ve Rasulünün emir ve yasaklarına bağlılıktır.
Hutbemi bir ayet mealiyle bitiriyorum.
“Ey iman edenler! Allah ve rasulü size hayat verecek şeylere çağırdığı zaman o çağrıya uyun ve bilin ki, Allah kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.”4
DİPNOTLAR:
1-Rad, 13/28
2-Bakara, 2/153
3-İsra, 17/82, Yunus, 10/57
4-Enfal, 8/24