Mesela: Bir adam bir tüfek ile birisini vurdu. Vuran adama hiç bakılmasa, yalnız fişekteki barutun ateş alması noktasına hasr-ı nazar edip, biçare maktulün büsbütün hukukunu zayi' etmek; ne derece belahet ve divaneliktir. Aynen öyle de: Kadir-i Zülcelal'in müsahhar bir memuru, belki bir gemisi, bir tayyaresi olan küre-i arzın içinde bulunan ve hikmet ve irade ile iddihar edilen bir bombayı, ehl-i gaflet ve tuğyanı uyandırmak için "ateşlendir" diye olan emr-i Rabbaniyi unutmak ve tabiata sapmak, hamakatın en eşneidir.
(Bediüzzaman Said Nursi – 14. Sözden)
Lügatler
(Bediüzzaman Said Nursi – 14. Sözden)
Lügatler
Aynen :aslı, kendisi Barut : Güherçile ile kükürt ve kömürden mürekkeb, alev alıcı bir madde olup ateşli silahlarda kullanılır Belahet :ahmaklık, düşüncesizlik, ne yaptığını bilmemek Belki :bilakis, aslında Bîçare: çaresiz, zavallı Divane :deli, aklı başında olmayan Ehl-i gaflet : dikkatsiz, vurdumduymaz, en mühim vazifeyi düşünmeyip kıymetsiz işlerle uğraşan Emr-i Rabbani : herşeyi terbiye edip idaresi ve egemenliği altında bulunduran Allah’ın emri Eşne :en çirkin ve fena, iğrenç Hamakat :ahmaklık Hasr-ı nazar :sadece bir şeye bakıp dikkat etmek, sadece bir konu üzerinde yoğunlaşmak Hikmet :Herkesin bilmediği gizli sebeb, gizli sır, sebeb, fayda, gaye, her şeyin belirli gayelere yönelik olarak, manalı, faydalı ve tam yerli yerinde olması ve yaratılması | Hukuk :haklar, kurallar, esaslar İddihar : biriktirmek, saklamak İrade :istek, arzu, dilemek, tercih Kadîr-i Zülcelâl :her türlü eksiklikten yüce, kuvvet ve kudreti herşeyi kuşatan, sonsuz haşmet ve yücelik sahibi olan Allah Küre-i arz :yeryüzü, dünya Maktül : Öldürülmüş, katledilmiş olan. Memur :emir ile hareket eden, emir altında olan Mesela :örnek olarak Musahhar :hizmet eden, istenilen hale konmuş, idare edilen, boyun eğdirilmiş, emre verilmiş Tabiat : doğa, canlı cansız bütün varlıklar, maddî âlem Tayyare :uçak Tuğyan : Haddinden tecavüz etmek, haddini aşmak. Zayi :yitik, zarar, ziyan, kayıp, elden çıkan |