Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3301 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam mescide girince cemaati bir kisim halkalar halinde gordu ve: "Sizleri niye boyle daginik gruplar halinde goruyorum?'' buyurdu.''
Muslim, Salat 119, (430); Ebu Davud, Edeb 16, (4823).

3302 - Amr Ibnu 's-Serid, babasindan (radiyaIlahu anh) anlatiyor: "Ben oturdugum sirada, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana ugradi. O sirada sol elimi sirtimin gerisine koymus, (sag) elimin kabasi uzerine dayanmistim. Bana:
"Gadaba ugramislarin oturusuyla mi oturuyorsun?'' dediler.''
Ebu Davud, Edeb 26, (4848).

3303 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oturdu mu, etrafina biz de otururduk. Kalkar, (fakat geri) donmeyi arzu ederse ayakkabilarini veya uzerinde olan (rida, sarik gibi) bir seyi cikarir (yerine koyar)di. Boylece Ashabi (geri gelecegini) bilir ve yerlerinde otururlardi."
Ebu Davud, Edeb 30, (4854).

3304 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdularki: "Biriniz guneste olunca -bir rivayette golgede olunca- golge ondan kalkar da, yarisi golgede yarisi guneste kalacak olursa oradan kalksin."
Ebu Davud, Edeb 15, (4821).

3305 - Kays, babasindan naklediyor: "(Bir seferinde mescide) gelmisti ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hutbe irad ediyordu. (Konusmayi dinlemek uzere) gunese dikildi. Ancak Resulullah aleyhissalatu vessalam, kendine golgede durmasini emretti ve golgeye gecti.''
Ebu Davud, Edeb 15, (4822).

ARKADASIN VASFI HAKKINDA

3306 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Iyi arkadasla kotu arkadasin misali, misk tasiyanla koruk ceken insanlar gibidir. Misk sahibi ya sana kokusundan verir veya sen ondan satin alirsin. Koruk cekene gelince ya elbiseni yakar yahut da sen onun pis kokusunu alirsin."
Buhari, Buyu 38; Zebaih 31; Muslim, Birr 146, (2628).

3307 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Su ucu haric butun meclisler emniyettedir: Haram kan dokulen meclis, haram ferc bulunan meclis, haksiz mal taksimi yapilan meclis."
Ebu Davud, Edeb 37, (4869).

3308 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni, bir ihtiyaci icin gondermisti. Bu yuzden annemedonmekte geciktim. Eve gelince annem:
"Nicin geciktin?" diye hesaba cekti.
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), dedim, beni bir is icin gondermisti.''
"Ne isiydi o?'' diye annem sordu.
"O sirdir soyleyemem!'' deyince, annem:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'in sirrini sakin kimseye acmayasin!" dedi.''
Buhari, Isti'zan 46; Muslim, Fedailu's- Sahabe 145, (2482),Metin Muslim'e aittir.

KARSILIKLI MUHABBET

3309 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Nefsim yed-i kudretinde olan zata yemin ederim ki, iman etmedikce cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikce iman etmis olmazsiniz! Yaptiginiz takdirde birbirinizi seveceginiz seyi haber vereyim mi? Aranizda selami yayginlastirin!"
Muslim, Iman 93, (54); Ebu Davud, Edeb 142, (5193); Tirmizi, Isti'zan 1, (2589).

3310 - Nu'man Ibnu Besir (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamette, birbirlerine sefkatte mu'minlerin misali, bir bedenin misalidir. Ondan bir uzuv rahatsiz olsa, diger uzuvlar uykusuzluk ve hararette ona istirak ederler."
Buhari, Edeb 27; Muslim, Birr 66, (2586)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3311 - Mikdam Ibnu Madikerb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz kardesini (Allah icin) seviyorsa ona sevdigini soylesin."
Ebu Davud, Edeb 122, (5124); Tirmizi, Zuhd 54, (2393).

3312 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda bir adam vardi. Derken oradan birisi gecti. (Aleyhissalatu vesselam'in yanindaki):
"Ey Allah'in Resulu! dedi, ben su geceni seviyorum."
"Pekiyi kendisine haber verdin mi?" diye Aleyhissalatu vesselam sordu.
"Hayir!" deyince,
"Ona haber ver!" dedi. Adam kalkip, gidene yetisti ve:
"Seni Allah icin seviyorum!" dedi. Adam da:
"Kendisi adina beni sevdigin Zat da seni sevsin!" diye mukabelede bulundu."
Ebu Davud, Edeb 122, (5125).

3313 - Yezid Ibnu Nu'ame ed-Dabi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimse, bir baskasiyla kardeslestigi zaman, ilk is ismini, babasinin ismini ve kimlerden oldugunu sorsun. Cunku boyle yapmak, sevginin artmasina daha uygundur."
Tirmizi, Zuhd 54, (2394).

3314 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in soyle soyledigini isittim:
"Dostunu severken olculu sev, gunun birinde dusmanin olabilir. Dusmanina da bugzunu olculu yap, gunun birinde dostun olabilir."
Tirmizi, Birr 60, (1998).

3315 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Aziz ve Celil olan Allah Teala hazretleri Kiyamet gunu soyle diyecek: "Benim celalim adina sevisenler nerede? Golgemden baska hicbir golgenin bulunmadigi su gunde onlari golgemde golgelendireyim!"
Muslim, Birr 37, (2566); Muvatta, Si'r 13, (2952).

3316 - Hz. Mu'az Ibnu Cebel radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah Teala hazretleri buyuruyor ki: "Benim celalim adina birbirlerini sevenler var ya! Onlar icin nurdan oyle minberler vardir ki, peygamberler ve sehidler bile onlara gibta ederler."
Tirmizi, Zuhd 53, (2391).

3317 - Ebu Idris el-Havlani, Mu'az Ibnu Cebel radiyallahu anh'den naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Tebareke ve Teala Hazretleri soyle hukmetti: "Benim rizam icin birbirlerini sevenlere, benim icin bir araya gelenler, benim iciin birbirlerini ziyaret edenlere ve benim icin birbirlerine harcayanlara sevgim vacip olmustur."
Muvatta, Si'r 16, (2, 953, 954).

3318 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Amellerin en faziletlisi Allah icin sevmek, Allah icin bugzetmektir."
Ebu Davud, Sunnet 3, (4599).

3319 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Allah'in kullari arasinda bir grup var ki, onlar ne peygamberlerdir ne sehidlerdir. Ustelik Kiyamet gunu Allah indindeki makamlarinin yuceligi sebebiyle peygamberler de, sehidler de onlara gibta ederler."
Orada bulunanlar sordu: "Ey Allah'in Resulu! Onlar kim, bize haber ver!"
"Onlar aralarinda ne kan bagi ne de birbirlerine bagisladiklari bir mal olmadigi halde, Allah'in ruhu (Kur'an) adina birbirlerini sevenlerdir. Allah'a yemin ederim, onlarin yuzleri mutlaka nurdur. Onlar bir nur uzeredirler. Halk korkarken, onlar korkmazlar. Insanlar uzulurken, onlar uzulmezler.
Ve su ayeti okudu: "Haberiniz olsun Allah'in dostlari var ya! Onlara ne korku var ne de onlar uzulecekler" (Yunus 62).
Ebu Davud, Buyu 78, (3527).

3320 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah bir kulu sevdi mi Hz. Cebrail aleyhisselam'a:
"Allah falani seviyor, onu sen de sev!" diye seslenir. Onu Cebrail de sever. Sonra o, sema ehline: "Allah falani seviyor, onu siz de sevin!" diye nida eder, derken butun sema ehli de onu sevmeye baslar. Sonra onun icin arz (halki arasina husn-u kabul) konur."
Buhari, Tevhid 33, Edeb 41; Muslim, Birr 157, Muvatta, Si'r 15; Tirmizi, Tefsir, Meryem (3160).
Hadisin Muslim'deki rivayetinde su ziyade var:
"Allah Celle Celaluhu, bir kula da bugzetti mi Cebrail aleyhisselam'a:
"Ben falancaya bugzettim sen de bugzet!" diye seslenir. Ona Cebrail de bugzetmeye baslar. Sonra Cibril sema ehline nida eder:
"Allah Celle Celaluhu falan kimseye bugzetti, siz de bugzedin!" Sonra yeryuzune onun icin bugz vaz'edilir."
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3321 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedim. Kisi, bir kavmi sever, fakat onlarin amelini isleyemezse, (sonu ne olacak)?"
"Ey Ebu Zerr, buyurdu, sen sevdiginle berabersin!"

3322 - Tirmizi'nin bir rivayetinde: "Kisi sevdigiyle beraberdir" denmistir.
Buhari, Edeb 96; Muslim, Birr 165, (2640); Ebu Davud, Edeb 122, (5126); Tirmizi, Zuhd 50, (2388).

3323 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ruhlar toplanmis cemaatler (gibidir). Onlardan birbiriyle (onceden) tanisanlar kaynasir, tanismayanlar ayrilirlar."
Buhari, Enbiya 2; Muslim, Birr 159, (2638); Ebu Davud, Edeb 19, (4834).

DAYANISMA VE YARDIMLASMA

3324 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Musluman muslumanin kardesidir. Ona zulmetmez, onu tehlikede yalniz birakmaz. Kim, kardesinin ihtiyacini gorurse Allah da onun ihtiyacini gorur. Kim bir muslumani bir sikintidan kurtarirsa, Allah da o sebeple onu Kiyamet gununun sikintisindan kurtarir. Kim bir muslumani orterse, Allah da onu Kiyamet gunu orter."
Ebu Davud, Edeb 46, (4893); Tirmizi, Hudud 3, (1426); Buhari, Mezalim 3, Ikrah 7; Muslim, Birr 58, (2580).
Rezin bir rivayette sunu ilave etti: "Kim, hakki subut buluncaya kadar mazlumla birlikte olursa, ayaklarin kaydigi gunde Allah onun ayagini Sirat'ta sabit kilar."

3325 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir mu'minin dunyevi kederlerinden birini giderirse, allah da onun Kiyamet gunu kederlerinden birini giderir. Kim bir fakire kolaylik gosterirse, Allah da ona dunyada ve ahirette kolaylik gosterir. Kim bir muslumani orterse, allah da onu dunya ve ahirette orter. Kisi kardesinin yardiminda oldugu muddetce, Allah da onun yardimindadir. Kim ilim aramak dusuncesiyle bir yola duserse, Allah onun cennete olan yolunu kolaylastirir. Bir grup, allah'in kitabini okumak ve aralarinda tedris etmek uzere allah'in evlerinden birinde toplanirsa, uzerlerine mutlaka sekine iner ve onlari rahmet kaplar, melekler onlari sarar. Allah da onlari yaninda bulunan mukarreb meleklere anar. Bir kimseyi ameli yavaslatirsa, nesebi hizlandiramaz."
Muslim, Zikr 38, (2699); Ebu Davud, Edeb 68, (4946); Tirmizi, Hudud 3, (1425), Birr 19, (1931); Kiraat 3, (2946).

3326 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh hazretleri anlatiyor: "Resulullah buyurdular ki: "Din nasihatten (hayirhahliktan) ibarettir!" Yanindakiler sordu: "Kimin icin ey Allah'in Resulu?"
"Allah icin, kitabi icin, Resulu icin, muslumanlarin imamlari ve hepsi icin! Musluman muslumanin kerdesidir. Ona yardimini kesmez, ona yalan soylemez, ona zulmetmez. Herbiriniz, kardesinin ayinesidir, onra bir rahatsizlik gorurse bunu ondan izale etsin."
Tirmizi, Birr 17, 18, (1927, 1928, 1930); Muslim, Iman 95, (55).

3327 - Asim el-Ahvel merhum anlatiyor: "Hz. Enes radiyallahu anh'e: "Sana Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Islam'da dayanisma akdi (hilf) yoktur!" dedigi ulasti mi?" diye sordum. Su cevabi verdi:
"Kureysle Ensar arasinda, benim evimde dayanisma antlasmasi yapti."
Buhari, Edeb 67, Kefalet 2, I'tisam 16; Muslim, Fedailu's-Sahabe 204, (2529); Ebu Davud, Feraiz 17, (2926).
Ebu Davud'un rivayetinde: "Resulullah, bizim evde Ensarla Muhacir arasinda iki veya uc kere dayanisma akdi yapti" seklindedir.

3328 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kardesine zalim de olsa mazlum da olsa yardim et." "Mazlumsa yardim ederim, zalime nasil yerdim ederim?" diye sorulmustu.
"Onu zulumden alikoyarsan, bu da ona yardimdir" buyurdu."
Buhari, Mezalim 4, Ikrah 7; Tirmizi, Fiten 68, (2256).

3329 - Ebu'd-Derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Kim kardesinin irzini mudafaa ederse, Kiyamet gunu allah, onun yuzunden atesi geri cevirir."
Tirmizi, Birr 20, (1932).

3330 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bir ihtiyac taleb eden kimse gelince arkadaslarina yonelir ve:
"Sefaat edin, ecir kazanin! Allah da Resulunun diliyle diledigine hukmetsin!" derdi."
Buhari, Edeb 37, salat 88, Mezalim 5; Muslim, Birr 145, (2627); Ebu Davud, Edeb 126, (5131); Tirmizi, Ilim 14, (2674); Nesai, Zekat 65, (5, 78)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3331 - Yine Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Su hususlar da Allah'i buyuklemenin birer subesidir:
-Bir musluman yasliya ikramda bulunmak.
-Icindekiyle amel hususunda olcuyu asmayan ve ondan uzaklasmayan Kur'an hamiline (hafizina) ikramda bulunmak.
-Adil olan iktidar sahibine ikram."
Ebu Davud, Edeb 23, (4843).

3332 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir genc, ihtiyar bir kimseye yasi sebebiyle ikramda bulunursa, Allah yasliliginda ona ikram edecek kimseleri mutlaka takdir eder."
Tirmizi, Birr 75, (2023).

3333 - Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kucuklerimize merhamet, buyuklerimize saygi gostermeyen bizden degildir."
Bir rivayette su ziyade gelmistir: "...Ma'rufu emretmeyen, munkerden nehyetmeyen (de bizden degildir)."
Tirmizi, Birr 15, (1920).

3334 - Hz. Aise radiyallahu anha'nin anlattigina gore, "Kendisine bir dilenci ugramistir, o da bir parca ekmek vermistir. (Bir muddet sonra) ustu basi duzgun, kiyafeti yerinde bir dilenci daha ugramistir. Hz. Aise onu oturtup yemek yedirmistir.
Kendisine bunun sebebi sorulunca su aciklamayi yapmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Insanlara mevkilerine gore ikramda bulunun" buyurmustu."
Ebu Davud, Edeb 23, (4842).

ISTI'ZAN (IZIN TALEBI)

3335 - Rib'i Ibnu Hiras, Beni Amir'e mensub bir adamdan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir evde bulundugu sirada, yanina girmek icin:
"Girebilir miyim?" diye izin istedi. Aleyhissalatu vesselam hizmetcisine:
"Cik, su gelene isti'zan adabini ogret, bu maksadla ona: "Esselamun aleykum, girebilir miyim?" demesini soyle!" buyurdu. Adam bunu isitmisti, (hizmetciyi beklemeden):
"Esselamu aleykum, girebilir miyim?" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam da adama izin verdi, o da girdi."
Ebu Davud, Edeb 137, (5177, 5178, 5179).

3336 - Kays Ibnu Sa'd Ibni Ubade radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bizi, evimizde ziyaret etti. Ve:
"Esselamu aleykum ve rahmetullah!" dedi. Babam, cok hafif bir sesle mukabelede bulundu. Babama: "Resulullah'a izin vermiyor musun?" dedim. O:
"Birak, bize cokca selam okusun!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam tekrar:
"Esselamun aleykum ve rahmetullah!" dedi. Sa'd yine hafif bir sesle mukabele etti. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam tekrar:
"Esselamun aleykum ve rahmetullah!" dediler ve donduler. Sa'd pesine dustu ve:
"Ey Allah'in Resulu, ben senin selamini isitiyordum. Ancak, bize daha fazla selam vermen icin alcak sesle mukabele ediyordum" dedi. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam onunla birlikte geri dondu. Ondan su isteyip gusletti. Sonra Sa'd, zaferan veya versle boyanmis bir havlu verdi, Aleyhissalatu vesselam ona sarindi. Sonra ellerini kaldirip:
"Allah'im, Sa'd Ibnu Ubade ailesine magfiret ve rahmet buyur!" diye dua etti. Sonra yemek yedi. Geri donmek isteyince Sa'd, bir merkeb yaklastirdi. Uzerine kadife bir ortu yaymisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam merkebe bindi. Sa'd, bana:
"Ey Kays, Resulullah'a refakat et!" dedi. Ben de refakat ettim. Yolda Aleyhissalatu vesselam bana:
"Benimle sen de bin!" dedi, ben imtina edince:
"Ya binersin, ya donersin!" buyurdular. Ben de geri dondum."
Ebu Davud, Edeb 138, (5185).

3337 - Avf Ibnu Malik radiyallahu anh anlatiyor: "Tebuk Gazvesi sirasinda Resulullah aleyhissalatu vesselam'a ugradim. Deriden yapilmis bir cadirda idi. Selam verdim. Selamima mukabele etti ve:
"Gir!" buyurdu. Ben:
"Tam olarak mi, ey Allah'in Resulu?" dedim.
"Tam olarak gir!" dedi. Ben de girdim."
(Ravi) der ki: "Tam olarak mi gireyim?" diye sormasi, cadirin kucuklugunden dolayi idi."
Ebu Davud, Edeb 92, (5000, 5001); Buhari, Cizye 15; Ibnu Mace, Fiten 25, (4042).

3338 - Abdullah Busr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir kavmin kapisina gelince, yuzuyle kapiya donmezdi. Sag veya sol omuzunu cevirirdi. Sonra da:
"Esselamu aleykum, esselamu aleykum!" derdi. Boyle yapisi o siralarda kapilarda ortu olmayisindandi."
Ebu Davud, Edeb 138, (5186).

3339 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh bana anlatmisti: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan uc sefer izin istedim ve bana izin verdi."
Tirmizi, Isti'zan 3, (2692).

3340 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Goz iceri girdi mi artik izin yok." Bir rivayette de su ziyade gelmistir: "Izin istemek gorme sebebiyledir."
Ebu Davud, Edeb 136, (5173).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3341 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Biriniz yemege cagirildigi vakit, elci ile birlikte gelince bu onun icin izin sayilir, (ayrica izin istemeye gerek yoktur)."
Ebu Davud, Edeb 140, (5189-5190).

3342 - Ata Ibnu Yesar (rahimehullah) anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a sordu:
"Annemin yanina girerken izin isteyeyim mi?"
"Evet, iste."
"Ama ben evde onunla beraber kaliyorum."
"Annenin yanina girerken izin iste!"
"Ama ben ona hizmet ediyorum."
"Annenden izin iste! Anneni ciplak gormen hosuna gider mi?"
"Hayir!"
"Oyleyse ondan izin iste!"
Muvatta, Isti'zan 1, (2, 963).

3343 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana buyurdular ki:
"Senin, yanima girmen icin iznin, perdenin kaldirilmasi ve benim fisiltimi isitmendir. Seni ben men edinceye kadar iznim boyle devam edecek."
Muslim, Selam 16, (2169).

3344 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelmistim. Kapiyi caldim.
"Kim o?" buyurdular.
"Benim!" dedim. (Beni almak uzere) cikti ama:
"Ben! Ben!" diye soyleniyordu. (Belliydi ki kendimi tanitma tarzimi) begenmemisti."
Buhari, Isti'zan 17; Muslim, Adab 38, (2155); Ebu Davud, Edeb 139, (5187); Tirmizi, Isti'zan 18, (2713).

3345 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'in hucrelerinden birinden iceriye bakmisti. Resulullah aleyhissalatu vesselam elinde bir okla adama kalkti. Onu batirmak icin, ihtiyatla adamin uzerine gitmesini seyreder gibiyim."
Buhari, Diyat 23, 15, Isti'zan 11; Muslim, Adab 42, (2157); Ebu Davud, Edeb 136, (5171); Tirmizi, Isti'zan 17, (2709); Nesai, Kasame 44, (7, 60).

3346 - Nesai'nin bir diger rivayetinde soyle gelmistir:
"Bir bedevi, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in kapisina geldi. Gozlerini kapinin kiriklarina yapistirdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam adami farketti. Gozunu patlatmak uzere elinde biir cubukla uzerine yurudu. Adam hemen sirra kadem basti. Resulullah "Eger yerinde kalsaydin gozunu oyduydum!" buyurdular."
Nesai, Kasame 44, (8, 60).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
SELAMLASMAK

3347 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Biriniz bir meclise gelince selam versin. Kalkmak isteyince de selam versin. Birinci selam sonuncudan evla degildir (ikisi de ayni olcude ehemmiyetlidir.)"
Tirmizi, Isti'zan 15, (2707); Ebu Davud, Edeb 150, (5208).

3348 - Kelede Ibnu Hanbel radiyallahu anh anlatiyor: "Safvan Ibnu Umeyye radiyallahu anh benimle, Resulullah aleyhissalatu vesselam'a sut, agiz ve bir miktar salatalik gonderdi. Aleyhissalatu vesselam o sirada Mekke'nin yukarisinda idi.
Izin istemeden, selam vermeden huzuruna girdim. Bana:
"Don, esselamu aleykum, gireyim mi? de!" buyurdu. Ben de oyle yaptim."
Tirmizi, Isti'zan 18, (2711); Ebu Davud, Edeb 137, (5176).

3349 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana buyurdular ki:
"Ey ogulcugum, ailene girdigin zaman selam ver ki, selamin, hem senin uzerine hem de aile halkina bereket olsun!"
Tirmizi, Isti'zan 10, (2699).

3350 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah'a: "Islam'in hangi ameli daha hayirli?" diye sorulmustu.
"Yemek yedirmen, tanidigin ve tanimadignin herkese selam vermen" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Edeb 142, (5194)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3351 - Hz. Enes radiyallahu anh'in anlattigina gore, kendisi bir grup cocuga ugrar ve onlara selam verir. Yanindakilere de su aciklamayi yapar. "RResulullah aleyhissalatu vesselam boyle yapardi!"
Buhari, Isti'zan 14; Muslim, selam 14, (2168); Ebu Davud, Edeb 147, (5202); Tirmizi, Isti'zan 8, (2697).

3352 - Esma Bintu Yezid radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam biz bir grup kadina ugramisti, selam verdi."
Ebu Davud, Edeb 148, (5204); Tirmizi, Isti'zan 9, (2698); Buhari, Isti'zan 15.
Tirmizi'nin bir rivayetinde: "Eliyle selamladi" denmistir.

3353 - Ubeydullah Ibnu Ebi Rafi, Hz. Ali radiyallahu anh'den nakletmistir. Ebu Davud der ki: "Hasan Ibnu Ali ise bunu merfu olarak yani Hz. Peygamber aleyhissalatu vesselam'dan rivayet etmistir. Bir cemaat giderken, yeri gelince iclerinden bir kisinin selam vermesi hepsi icin yeterlidir. Oturanlar adina da bir kisinin mukabelesi yeterlidir."
Ebu Davud, Edeb 152, (5210).

3354 - Ebu Umame radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah'a en makbul insan, karsilasmada selama once davranandir."
Ebu Davud, Edeb 144, (5197); Tirmizi, Isti'zan 6, (2695).

3355 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Binekte olan yuruyene, yuruyen oturana, az cok'a selam verir."
Buhari, Isti'zan 4, 5, 6; Muslim, Selam 1, (2160); Ebu Davud, Edeb 145, (5198, 5199); Tirmizi, Isti'zan 4, (2704, 2705).

3356 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, Hz. Adem aleyhissalam'i kendi sureti uzere ve boyunu da altmis zira olarak yaratinca:
"Git, su oturan meleklere selam ver, onlarin seni nasil selamlayacaklarina da dikkat et, dinle. Zira o selam, senin ve zurriyyetinin selami olacaktir" dedi. (Bunun uzerine Adem onlara gidip):
"Esselamu aleykum!" diye selam verdi. Melekler: "Es-selamu aleyke verahmetullahi" dediler ve selama mukabele ederken verahmetullahi'yi ilave ettiler. Cennete her giren Hz. Adem suretinde (ve boyu da altmis arsin boyunda) olacak. Halk su ana kadar (boyca) hep eksilmektedir."
Buhari, Isti'zan 1, Enbiya 1; Muslim, Cennet 28, (2841).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3357 - Imran Ibnu Husayn radiyallahu anhuma anlatiyor: "Biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda iken bir adam gelerek selami verdi ve:
"Esselamu aleykum!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam selamina mukabele etti. Adam da oturdu. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"On (sevap kazandi!)" dediler. Sonra birisi daha geldi.
"Esselamu aleykum ve rahmetullahi!" dedi. Aleyhissalatu vesselam onun sa-elamina da mukabele etti. Adam oturdu. Aleyhissalatu vesselam:
"Yirmi!" dediler. Sonra biri daha geldi ve:
"Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu" dedi. Resulullah, selamina mukabele etti, adam da oturdu. Hz. Peygamber bu sefer:
"Otuz!" buyurdular.
Ebu Davud, Edeb 143, (5195); Tirmizi, Isti'zan 2, (2690).

3358 - Ebu Davud'da Muaz Ibnu Enes'ten ayni manada bir rivayet vardir. Ayrica su ziyade yer alir:
"Sonra bir digeri geldi ve dedi ki: "Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu ve magfiretuhu." Resulullah aleyhissalatu vesselam mukabelede bulundu ve:
"Kirk (sevap)" deyip ilave etti: "Boylece (ziyade edilen her kelime icin) sevap artar."
Ebu Davud, Edeb 143, (5196).

3359 - Ebu Temime el-Huceymi, Ebu Cureyy el-Huceymi'den, o da babasindan (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip:
"Aleyke's-selam ya Resulullah. (Sana olsun selam ey Allah'in Resulu!)" dedim. Bana hemen mudahale etti:
"Aleyke's-selam deme. Cunku aleyke's-selam diye verilen selam, olulerin tahiyyesidir. Selam verdigin zaman, "Esselamu aleyke" de! Sana mukabele eden de, "Ve aleykesselam!" der."
Ebu Davud, Libas 28, (4048), Edeb 151, (5209); Tirmizi, Isti'zan 28, (2722, 2723).

3360 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yahudiler size selam verince onlardan biri, "es-samu aleykum" der, sen de ona, "Aleyke!" de."
Buhari, Isti'zan 229; Istitabe 4; Muslim, Selam 8, (2164); Muvatta, Selam 3, (2, 960); Ebu Davud, Edeb 149, (5206); Tirmizi, Siyer 41, (1603).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3361 - Hz. Enes radiyallahu anh, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in su sozunu nakletmistir:
"Ehl-i Kitap size selam verince onlara "Ve aleykum" diye cevap verin."
Buhari, Isti'zan 22; Muslim, Selam 6, (2163); Ebu Davud, Edeb 149, (5207); Tirmizi, Tefsir, Mucadele, (3296).

3362 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Hiristiyan ve yahudilerle karsilasinca once siz selam vermeyin, (onlar size versinler, siz mukabele edin). Bir yolda onlarla karsilasinca, (kenardan gecmeleri icin) yolu onlara daraltin."
Muslim, Selam 13, (2167); Tirmizi, Isti'zan 12, (2701); Ebu Davud, Edeb 149, (5205).

3363 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bevl ederken bir adam ona ugradi ve selam verdi. Ancak Resulullah aleyhissalatu vesselam, selamina mukabelede bulunmadi."
Muslim, Hayz 115, (370), Ebu Davud, Taharet 8, 124, (16, 330, 331); Tirmizi, Taharet 67, (90); Nesai, Taharet 33, (1, 36).
Ebu Davud'un bir rivayetinde su ziyade var: "Sonra adama (selama mukabele etmeyisinin) ozrunu beyan etti: "Ben, temiz degilken Allah'i zikretmeyi uygun bulmadim."

MUSAFAHA (TOKALASMA) UZERINE

3364 - Katade rahimehullah anlatiyor: "Hz. Enes radiyallahu anh'a sordum: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Ashabi arasinda musafaha var miydi?" Bana:
"Evet!" diye cevap verdi."
Buhari, Isti'zan 27; Tirmizi, Isti'zan 31, (2730).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3365 - Hz. Bera radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Iki musluman karsilasip musafahada bulununca, ayrilmalarindan once (kucuk gunahlari) mutlaka affedilir."
Ebu Davud, edeb 153, (5211, 5212); Tirmizi, Isti'zan 31, (2729).

3366 - Tirmizi'nin Ibnu Mes'ud'dan kaydettigi bir diger rivayette soyle buyurulmustur: "(Musafaha etmek uzere mu'min kardesin) elinden tutulmasi selamlasma cumlesindendir."
Tirmizi, Isti'zan 31, (2731).

3367 - Ata el-Horasani anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Musafaha edin ki, kalblerdeki kin gitsin, hediyelesin ki birbirinize sevgi dogsun ve aradaki dusmanlik bitsin."
Muvatta, Husnu'l-Hulk 16, (2, 908).

HAPSIRMA VE ESNEME

3368 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda iki kisi hapsirdi. Efendimiz, bunlardan birine tesmitte bulundu (yani "yerhamukallah!" dedi), digerine tesmitte bulunmadi. Niye boyle davrandigi sorulunca:
"Su, Allah Teala'ya hamdetti, oburu Allah Teala'ya hamdetmedi!" cevabini verdi."
Buhari, Edeb 127; Muslim, Zuhd 53, (2991); Ebu Davud, Edeb 102, (5039); Tirmizi, Edeb 4, (2743).

3369 - Muslim'in Ebu Musa'dan yaptigi bir diger rivayette soyle buyrulmustur: "Biriniz hapsirir ve hamdederse, ona tesmitte bulunun, Allah'a hamdetmezse tesmitte bulunmayin."

3370 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kardesine uc kere tesmitte bulun, ucten fazla (hapsirirsa) artik bu nezle olmustur."
Ebu Davud, Edeb 100, (5036); Tirmizi, Edeb 5, (2745); Ibnu Mace, Edeb 20, (3714).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3371 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Allah hapsirmayi sever, esnemeden hoslanmaz. oyleyse sizden biri hapsirir ve Allah'a hamdederse, bunu isiten her musluman uzerine, yerhamukallah demesi hak (bir vazife)dir. Ancak esnemeye gelince, iste bu, seytandandir. Biriniz namazda esneyecek olursa, imkan nisbetinde kendini tutsun ve hah diye ses cikarmasin. Zira bu seytandandir, seytan kendisine guluyor demektir."
Buhari, Edeb 125, 128, Bed'ul-Halk 11; Muslim, Zuhd 56, (2994); Ebu Davud, Edeb 97, (5028); Tirmizi, Salat 273, (370), Edeb 7, (2747, 2748).

3372 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam hapsirdigi zaman, yuzunu elleriyle veya elbisesiyle orterdi ve sesini de kisardi."
Ebu Davud, Edeb 98, (5029); Tirmizi, Edeb 6, (2746).

3373 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Yahudiler, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in huzurlarinda zoraki hapsirirlar ve bununla kendileri icin yerhamukallah demesini umarlardi. Resulullah ise onlara: "Allah size hidayet versin ve aklinizi islah etsin" derdi."
Ebu Davud, Edeb 101, (5038); Tirmizi, Edeb 3, (2740).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
HASTA ZIYARETI VE FAZILETI

3374 - Hz. Ali radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir hastayi aksam vakti ziyaret ederse onunla mutlaka yetmisbin melek cikar ve sabaha kadar onun icin istigfarda bulunur. Ona cennette bir bahce hazirlanir. Kim de hastaya sabahleyin giderse, onunla birlikte yetmisbin melek cikar, aksam oluncaya kadar ona istigfarda bulunur. Ona cennette bir bahce hazirlanir."
Ebu Davud, Cenaiz 7, (3098); Tirmizi, Cenaiz 2, (969); Ibnu Mace, Cenaiz 2, (1442).

3375 - Hz. Sevban radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hasta ziyaretinde bulunan kimse, ziyaretten donunceye kadar cennet meyveleri arasindadir."
Muslim, Birr 40, (2568); Tirmizi, Cenaiz 2, (967).

3376 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim abdest alir ve abdestini mukemmel kilar, sevab umidiyle musluman kardesini hasta iken ziyaret ederse, atesten, yetmis yillik yurume mesafesi kadar uzaklastirilir."
Ebu Davud, Cenaiz 7, (3097).

3377 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim Allah rizasi icin bir arkadasini ziyaret eder veya bir hastaya gecmis olsun ziyaretinde bulunursa, bir munadi ona soyle nida eder: "Dunya ve ahirette hos yasayisa eresin. Bu gidisin de hos oldu. Kendine cennette bir yer hazirladin."
Tirmizi, Birr 67, (2009).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3378 - Zeyd Ibnu Erkam radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam gozumdeki bir agri sebebiyle beni ziyaret etti."
Ebu Davud, Cenaiz 9, (3102).

3379 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor. "Sa'd Ibnu Mu'az, Hendek savasi sirasinda kol damarindan yaralaninca, Resulullah aleyhissalatu vesselam onun icin mescide bir cadir kurdurdu. Maksadi, onu daha yakindan ziyaret etmek (ve ilgilenmek)ti."
Ebu Davud, Cenaiz 8, (3101); Nesai, Mesacid 18, (2, 45).

3380 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim eceli gelmeyen bir hastayi ziyaret eder v yaninda su duayi yedi kere okursa, Allah ona bu hastaligindan mutlaka sifa verir: Es'elullahe'l-azime Rabbe'l-Arsi'l-azimi en yesfike. (Buyuk Ars'in Rabbi olan Allah'tan senin icin sifa taleb ediyorum.)"
Ebu Davud, Cenaiz 12, (3106); Tirmizi, Tibb 32, (2084).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3381 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir hastanin yanina girince, ona saglik ve uzun omur temennisiyle onu rahatlatin. Zira boyle yapmak onun gonlunu hos eder."
Tirmizi, Tibb 35, (2088).

3382 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Yahudilerden bir cocuk Resulullah aleyhissalatu vesselam'a hizmet ediyordu. bir gun hastalandi. Resulullah onun ziyaretine geldi. Bas ucunda oturdu ve: "Musluman ol!" buyurdu. Cocuk yaninda durmakta olan babasina bakti. Babasi da: "Ebu'l-Kasim'a itaat et!" emretti. Cocuk derhal musluman oldu. Resulullah aleyhissalatu vesselam oradan ayrildigi vakit soyle diyordu:
"Onu benim vesilemle atesten kurtaran Allah'a hamdolsun."
Buhari, Cenaiz 80, Marda 11; Ebu Davud, Cenaiz 5, (3095).

3383 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hastayi ziyaret ederken az oturmak ve az gurultu yapmak sunnettendir."
Rezin ilavesidir. Buhari, Ilm 39, Cihad 176, Cizye 6; Megazi 83, I'tisam 26, Marda 17.

BINME VE TERKIYE ALMA

3384 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Mekke'ye geldigi zaman kendisini, Abdulmuttalibogullarinin cocuklari karsiladilar. Resulullah aleyhissalatu vesselam birini onune, digerini de arkasina bindirdi."
Buhari, Umre 13, Libas 99, 100; Nesai, Menasik 121, (5, 212).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3385 - Abdullah Ibnu Cafer radiyallahu anhuma, Ibnu'z-Zubeyr'in, kendisine sunlari soyledigini anlatmistir: "Hatirlar misin, hani biz Resulullah aleyhissalatu vesselam'i karsilamistik: Ben, sen ve Ibnu Abbas!"
Abdullah: "Evet hatirliyorum," demis ve ilave etmistir: "Bizi binegine almis, seni terketmisti."
Buhari, Cihad 196; Muslim, Fedailu's-Sahabe 65,(2427); Ebu Davud, Cihad 60, (2566).

3386 - Hz. Muaz radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Ufeyr denen merkebinin terkkisinde idim."
Ebu Davud, Cihad 53, (2559).

3387 - Ebu'l-Muleyh, bir adamdan naklen demistir ki: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in terkisinde idim. Hayvanin ayagi kaydi. Ben, "Kor seytan!" demis bulundum. Bana:
"Boyle soyleme, zira boyle soylersen o buyur, hatta ev kadar olur ve "kendi gucumle onu yere attim!" der. Fakat sen: "Bismillah!2 de, zira boyle soylersen o kuculur ve sinek kadar olur."
Ebu Davud, Edeb 85, (4982).

3388 - Abdullah Ibnu Bureyde, babasindan (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Beraberinde bir merkeb olan bir zat Hz. Peygamber'e gelerek:
"Ey Allah'in Resulu! Bin!" dedi ve adam (kayarak, hayvanin) terkisine gecti. Aleyhissalatu vesselam:
"Hayir, hayvanin onune binmeye sen benden daha cok hak sahibisin, hakkini bana bagislarsan o baska!" buyurdu. Adam da: "Onu sana bagisladim!" dedi. Bunun uzerine hayvana bindi."
Ebu Davud, Cihad 65, (2572); Tirmizi, Edeb 25, (2774).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
KOMSUYU HIMAYE

3389 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Hz. Cebrail aleyhisselam bana komsu hakkinda o kadar araliksiz tavsiyede bulundu ki, komsuyu varis kilacagini zannettim."
Buhari, Edeb 28; Muslim, Birr 140, (2624); Ebu Davud, Edeb 132, (5151); Tirmizi, Birr 28, (1943).

3390 - Amr Ibni Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor: "Ibnu Omer radiyallahu anhuma icin bir koc kesildi. Ibnu Omer, ailesine: "Ondan yahudi komsunuza hediye ettiniz mi?" diye sordu. "Hayir!" cevabini alinca:
"Bundan ona da gonderin. Zira ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in: "Cebrail bana komsu hakkinda o kadar araliksiz tavsiyede bulundu ki, komsuyu varis kilacagini zannettim" dedigini isittim" buyurdu."
Ebu Davud, Edeb 132, (5152); Tirmizi, Birr 28, (1944).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3391 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Komsusu, zararlarindan emin olmayan kimse cennete giremez."
Buhari, Edeb 29; Muslim, Iman 73, (46).

3392 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:; "kim allah'a ve ahirete inaniyorsa misafirine ikram etsin. Kim Allah'a ve ahirete inaniyorsa komsusuna ihsanda (iyilikte) bulunsun. Kim Allah'a ve ahirete inaniyorsa hayir soylesin veya sukut etsin."
Buhari, Edeb 31, 85, Nikah 80, Rikak 23; Muslim, Iman 74, (47); Ebu Davud, Edeb 132, (5154).

3393 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "(Bir gun), ey Allah'in Resulu! dedim, iki komsum var, hangisine (oncelikle) hediyede bulunayim?"
"Sana kapi itibariyla hangisi yakinsa ona!" cevabini verdi."
Buhari, Edeb 32, Suf'a 3, Hibe 16; Ebu Davud, Edeb 132, (5155).

3394 - Buhari ve Muslim'in Ebu Hureyre radiyallahu anh'tan yaptigi bir diger rivayette soyle denmistir: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdu ki: "Komsu kadin, komsu kadindan gelen koyun pacasini bile kucuk gormesin."
Buhari, Edeb 30, Hibe 1; Muslim, Zekat 90, (1030); Tirmizi, Vela 6, (2131).

3395 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sizden kimse, duvarina, komsusunun kiris saplamasina mani olmasin."
Ebu Hureyre'den hadisi rivayet eden zat der ki: "Ebu Hureyre radiyallahu anh, sonra sunu ilave etti: "Goruyorum ki, bunu hos karsilamadiniz. Allah'a yemin olsun, onu omuzlariniz arasina uzatirim."
Buhari, Mezalim 20; Muslim, Musakat 36, (1609); Muvatta, Akdiye 32, (2, 745); Ebu Davud, Akdiye 1, (3634); Tirmizi, Akhak 18, (1353).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3396 - Semure Ibnu Cundeb radiyallahu anh anlatiyor: "Ensar'dan bir zatin bahcesinde benim bodur bir hurma agacim vardi. O zat ailesiyle beraberdi. Semure, kendi agacina gitmek uzere bahceye girerdi. Bu giristen bahce sahibi rahatsiz oluyordu. Kendisine o agaci (bir baska yerdeki agacla) degistirmeyi taleb etti. Ama Semure kabul etmedi. Bunun uzerine Ensari radiyallahu anh Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip durumu anlatti. Resulullah Semure'ye o agaci satmasini taleb etti; fakat o kabul etmedi. Bu sefer (bir baska yerdeki agacla) degistirmeyi teklif etti, o bunu da kabul etmedi. Resulullah: "Agaci ona bagisla!" dedi ve buna ragbet etmesi icin "soyle soyle ecir var!'' buyurdu. Semure yine, kabul etmedi. Bunun uzerine Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Sen muzir birisin!" dedi. Sonra Ensari zata donup:
"Git, onun hurmasini sok!" buyurdu."
Ebu Davud, Akdiye 31, (3636).

3397 - Ebu Sirma radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Kim (bir muslumana) zarar verirse Allah da ona zarar verir. Kim de (bir musluman) ile, nizaya, husumete girerse Allah da onunla husumete girer.''
Ebu Davud, Akdiye 31, (3635); Tirmizi, Birr 27, (1941); Ibnu Mace, Ahkam 17, (2342).

KUSUSMEK

3398 - Hz. Ebu Eyyub radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki : Bir muslumana, kardesine uc gunden fazla kusmesi helal degildir. Yani, bunlar karsilasirlar da her biri digerinden yuz cevirir. Bu ikisinden hayirli olani, birinci olarak selam verendir."
Buhari, Edeb 62, Isti'zan 9; Muslim, Birr 25, (2560); Muvatta, Husnu'l- Hulk 13, (2, 906,907); Ebu Davud, Edeb 55, (4911); Tirmizi, Birr 21, (1933).

3399 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Bir mu'minin diger bir mu'mine uc gunden fazla kusmesi helal olmaz. Uzerinden uc gun gecince, ona kavusup selam versin. Eger o selama mukabele ederse ecirde her ikisi de ortaktir. Mukabele etmezse gunah onda kalmistir.''
Bir diger rivayette soyle buyrulmustur: Kim uc gunden fazla kus kalir ve olurse cehenneme girer.''
Ebu Davud, Edeb 55, (4912, 4914).

3400 - Ebu Hiras es-Sulemi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Kim kardesine bir yil kuserse, bu tipki kanini dokmek gibidir.''
Ebu Davud, Edeb 55, (4915).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3401 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ameller her persembe ve pazartesi gunu arzedilir. Aziz ve Celil olan Allah o gun, Allah'a hicbir sirk kosmayan kulun gunahini affeder. Bundan sadece kardesiyle arasinda dusmanlik olani istisna eder, (onu affetmez) ve der ki: "Bu ikisini barisincaya kadar terkedin."
Muslim, Birr 36, (2565); Muvatta, Husnu'l- Hulk 17, (2, 908); Ebu Davud, Edeb 55, (4916); Tirmizi, Birr 76, (2024).

3402 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Safiyye Bintu Huyeyy 'in devesi hastalandi. Zeyneb Bintu Cahs'in yaninda fazla deve vardi. Resulullah aleyhissalatu vesselam ona:
"Safiyye'ye bir deve ver!" buyurdu. Zeyneb:
"Ben bu yahudi kizina deve mi verecek misim?'' diyerek (red cevabi verdi). Resulullah aleyhissalatu vesselam ona kizip, Zilhicce ve Muharrem aylari ile Safer ayinin bir kismi boyunca kustu.''
Ebu Davud, Sunnet 4, (4602).

INSANLARIN KUSURLARINI ARASTIRMAK VEYA ORTMEK

3403 - Hz. Abdullah Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "(Birgun) Resulullah aleyhissalatu vesselam minbere cikip yuksek sesiyle soyle nida etti:
"Ey diliyle musluman olup da kalbine iman nufuz etmemis olan (munafik)lar! Muslumanlara eza vermeyin, onlari kinamayin, kusurlarini arastirmayin. Zira kim, musluman kardesinin kusurunu arastirirsa, Allah da kendisinin kusurlarini arastirir. Allah kimin kusurunu arastirirsa, onu, evinin icinde (insanlardan gizli) bile olsa rusvay eder.''
Ibnu Omer bir gun Ka'be'ye nazar etti ve:
"Sanin ne yuce, hurmetin ne yuce! Ancak mu'minin Allah yanindaki hurmeti senden de yuce!'' dedi.''
Tirmizi, Birr 85, (2033).
 
Üst