Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3404 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim bir ayip gorur ve onu orterse, diri diri gomulmus bir kizi ihya etmis gibi olur.''
Ebu Davud, Edeb 45 (4891).

3405 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kul dunyada bir kulu orterse, Allah Kiyamet gunu onu mutlaka orter.''
Muslim, Birr 72, (2590).

3406 - Zeyd Ibnu Vehb anlatiyor: "Ibnu Mes'ud radiyallahu anh'a (bir adam) getirilip: "Su herif falancadir, sakalindan sarap damliyor'' denildi. Abdullah radiyallahu anh:
"Ben tecessusten men edildim. Lakin bize bir sey zahir olursa onu ele aliriz!" cevabini verdi."
Ebu Davud, Edeb 44, (4890).

KADINA BAKMA

3407 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sakin bir erkek, yaninda mahremi olmadikca yabanci bir kadinla yalniz kalmasin."
Buhari, Nikah 111, Cezau's- Sayd 26, Cihad 140, 181; Muslim, Hacc 424, (1341).

3408 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Aklinda bir seyler olan bir kadin vardi. Bir gun Resulullah aleyhissalatu vesselam'a:
"Ey Allah'in Resulu! Benim sana bir ihtiyacim var!'' dedi. Aleyhissalatu vesselam:
Ey ummu fulan, yollardan hangisini dilersen bak da ihtiyacini goreyim" dedi. Kadinla birlikte bir sokaga gitti, kadin da ihtiyacini arzetti."
Muslim, Fedail 76, (2326); Ebu Davud, Edeb 13, (4818, 4819).

3409 - Hz. Cerir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a ani bakistan sordum. Bana:
"Nazarini hemen cevir!'' buyurdu.''
Muslim, Adab 45, (2159); Ebu Davud, Nikah 44, (2159); Tirmizi, Edeb 29, (2777).

3410 - Hz. Bureyde radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Hz. Ali radiyallahu anh'a buyurdular ki:
"Ey Ali, bakisina bakis ekleme. Zira ilk bakis sanadir, ama ikinci bakis aleyhinedir."
Tirmizi, Edeb 28, (2778); Ebu Davud, Nikah 44, (2149).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3411 - Hz. Enes radiyaIlahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam Fatima radiyallahu anha'ya, bir kole getirdi. Bunu ona hibe etmisti. Hz. Fatima'nin uzerinde (cok uzun olmayan bir elbise vardi, elbiseyi basina cekecek olsa obur ucu ayaklarina ulasmiyordu. Elbisesiyle ayaklarini ortecek olsa ust ucu basina yetismiyordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam, ortunme hususunda maruz kaldigi sikintiyi gorunce:
"Bu kiyafette olmanin sana bir mahzuru yok, zira, karsindakiler baban ve kolendir'' buyurdu.''
Ebu Davud, Libas 35, (4106).

3412 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam yanimda idi. Evde de bir muhannes vardi. Bu muhannes, Ummu Seleme'nin kardesi Abdullah Inu Ebi Umeyye'ye: "Ey Abdullah, sayet yarin Allah Taif'in fethini muyesser kilarsa, ben sana Gaylan'in kizini gosterecegim. Cunku o, gelirken dort, giderken sekizdir" der. Bu soz uzerine Aleyhissalatu vesselam:
"Boyleleri bir daha yaniniza girmesin" buyurdu. Bu sozuyle muhannesleri kasdetmisti. Bundan sonra onu, (evlerine girmekten) men ettiler.''
Buhari Megazi 56, Nikah 113, Libas 62 ; Muslim, Selam 32, (2180); Muvatta, Vasiyyet 5, (2, 767); Ebu Davud, Edeb 61, (4929).

3413 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam erkeklerden kadinlasanlari, kadinlardan da erkeklesenleri lanet etti ve: "Onlari evlerinizden cikarin!" seklinde ferman buyurdu."
Buhari, Libas 62, Hudud 33; Ebu Davud, Edeb 61, (4930); Tirmizi, Edeb 34, (2785, 2786).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3414 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yaninda idim. Yaninda Meymune Bintu'I-Haris radiyallahu anha da vardi. (Bu esnada) Ibnu Ummi Mektum bize dogru geliyordu. -Bu vak'a, tesetturle emredilmemizden sonra idi- ve yanimiza girdi. Resulullah aleyhissalatu vesselam bize:
"Ona karsi ortunun!'' emretti. Biz:
"Ey Allah'in resulu! O, ama ve bizi gormeyen (ve varligimizi tanimayan) bir kimse degil mi?'' dedik. Bunun uzerine:
"Siz de mi korlersiniz, siz onu gormuyor musunuz?" buyurdu."
Ebu Davud, Libas 37, (4112); Tirmizi, Edeb 29, (2779).

3415 - Ebu Useyd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatuvesselam, mescidden cikiyordu. Yolda kadinlarla erkeklerin karismis vaziyette olduklarini gorunce, kadinlara:
"Sizler geride kalin. Yolun ortasindan gitmeyin, kenarlarindan gidin!" ferman buyurdu. Bundan sonra, kadinlar nerdeyse duvara degecek sekilde yururdu. Bazan bu degmeler sebebiyle, elbisesinin duvara takildigi olurdu."
Ebu Davud, Edeb 180, (5272).

3416 - Ibnu Omer radiyallahu anhum anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, erkegin iki kadin arasinda yurumesini yasakladi.''
Ebu Davud Edeb 180, (5273).

3417 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kadin avrettir, disari cikti mi seytan ona muttali olur."
Tirmizi, Rada 18, (1173).

3418 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam kadinlarindan biriyle beraber idi. Yanindan bir adam gecti. Aleyhissalatu vesselam adami cagirarak:
"Bu benim zevcemdir!" dedi. Adam:
"Ey Allah'in Resulu! Ben herkesten suphe etsem de sizden suphe etmem!'' deyince, Aleyhissalatu vesselam:
"Seytan insana kanin nufuz ettigi gibi nufuz eder!" buyurdular.
Muslim, Selam 23, (2174).

MUTEFERRIK HADISLER

3419 - Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bana:
"Ey Ebu Zerr!" dedi. Ben:
"Ey Allah'in Resulu, buyurun! Emrinizdeyim, canim sana feda olsun!" diye cevap verdim."
Ebu Davud, Edeb 162, (5226).

3420 - Ebu Saidi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Sadece mu'minle arkadaslik et. Senin yemegini muttaki olan yesin."
Ebu Davud, Edeb 19, (4832); Tirmizi, Zuhd 56, (2397).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3421 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kisi dostunun dini uzeredir. Oyleyse her biriniz, kiminle dostluk kuracagina dikkat etsin."
Ebu Davud, edeb 19, (4833); Tirmizi, Zuhd 45, (2379).

3422 - Ebu'd-derda radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Size oruc, namaz ve sadakanin derecesinden daha ustun olan seyi haber vermeyeyim mi?"
"Evet (Ey Allah'in Resulu, soyleyin!)" dediler.
"Insanlarin arasini duzeltmektir. Cunku insanlarin arasindaki bozukluk (dini) kazir."
Ebu Davud, Edeb 58, (4919); Tirmizi, Kiyamet 57, (2511).
Tirmizi'de su ziyade gelmistir: "Ben saci kazir demiyorum, velakin dini kazir (diyorum)."

3423 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh, el-Cabiye'de bize hitaben:
"Ey insanlar, dedi. Ben, (su hutbeyi okumak uzere) aranizda kalkiyorum, tipki, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in da bizim aramizda kalktigi gibi. (O kalkip) soyle demisti: "Size Ashabimi, sonra da onlarin pesinden gelecekleri (sonra da bunlarin pesinden gelecekleri) tavsiye ediyorum. Daha sonra (gelenler arasinda) yalan, oylesine yayilacak ki, kisi, kendisinden yemin taleb edilmedigi halde yemin edecek, sahidligi istenmedigi halde sehadette bulunacak. Haberiniz olsun, bir erkek bir kadinla bas basa kaldi mi onlarin ucuncusu mutlaka seytandir. Sizecemaati tavsiye ederim. Ayrilikdan sakinin. Zira seytan, tek kalanla birlikte olur. Iki kisiden uzak durur. Kim cennetin ortasini dilerse, cemaatten ayrilmasin.Kimi yaptigi hayir sevindirir ve kotulugu de uzerse, iste o, mu'mindir."
Ibnu Mace, Ahkam 27, (2363); Tirmizi, Fiten 7, (2166).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3424 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri bir meclis veya bir carsidan gecerken elinde ok bulundugu takdirde, okun demir kismini tutsun, onunla bir muslumani yaralamasin." Ebu Musa radiyallahu anh derdi ki:
"Biz vallahi, onlari olmezden once birbirimize yonelttik."
Buhari, Fiten 7, Salat 67; Muslim, Birr 124, (2615); Ebu Davud, Cihad 72, (2587).

3425 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ciplak olarak kilinc teati edilmesini yasakladi."
Ebu Davud,Cihad 73, (2588); Tirmizi, Fiten 5, (2164).

MEHRIN MIKTARI

3426 - Sehl Ibnu Sa'd radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir kadin gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, dedi. Sana nefsimi bagislamaya geldim.''
Aleyhissalatu vesselam kadina soyle bir nazar edip sonra tepeden tirnaga gozden gecirdi, bir de sabit bakti ve sonunda (hicbir sey soylemeden) basini yere egdi.
Kadin, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in, hakkinda hic bir hukme varmadigini gorunce oturdu. Derken bir adam dogrulup:
"Ey Allah'in Resulu! Sizin ona ihtiyaciniz yoksa onu bana nikahlayin!'' dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Yaninda (buna mehir olarak verecek) bir seyler var mi?'' diye sordu. Adam:
"Vallahi yok. Ey Allah'in Resulu!'' deyince:
"Ailene git, bir seyler bulabilecek misin bir bak!'' dedi. Adam gitti ve az sonra geri geldi:
"Hayir, vallahi ey Allah'in Resulu hic bir sey bulamadim!'' dedi. Resulullah tekrar:
"Iyi bak, demirden bir yuzuk de mi yok!'' buyurdu. Adam tekrar gidip yine geri geldi ve: "Hayir! Vallahi ya Resulullah, demirden bir yuzuk bile yok! Ancak iste su izarim var, yarisi onun olsun'' dedi. Sehl der ki: "Adamin ridasi yoktu''
Aleyhissalatu vesselam: "Izarin ne ise yarar? Onu sen giyecek olsan onun uzerinde bir sey olmayacak, sayet o giyecek olsa senin uzerinde bir sey kalmayacak!'' buyurdular. Bunun uzerine adam oturdu. Epey bir muddet oturduktan sonra, kalkti.
Resulullah aleyhissalatu vesselam onun dondugunu gorunce, geri cagirilmasini soyledi. Adami cagirdilar.
"Kur'an'dan ne biliyorsun (hangi sureler ezberinde?)" diye sordu. Adam: "Su su sureleri biliyorum!'' diye bildiklerini saydi.
"Yani sen bunlari ezbere okuyor musun?" diye tekrar sordu. Adam:
"Evet! '' deyince, Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Haydi git, ben kadini sana temlik ettim'' buyurdu.''
Bir rivayette: "Kur'an'dan bildiklerin(i ogretmen) mukabilinde onu sana nikahladim" buyurdu."
Buhari, Nikah 6, 32, 35, 37, 40, 44, 50, 51, Vekale 9, Fedailu'l-Kur 'an 21, 22, Libas 49; Muslim, Nikah 76, (1425); Muvatta, Nikah 8, (2, 526); Ebu Davud, Nikah 31, (2111); Tirmizi, Nikah 22, (1114); Nesai, Nikah 62, (6, 113).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3427 - Ebu Davud da kaydedilen bir Ebu Hureyre rivayetinde: "Kalk buna yirmi ayet ogret, o senin hanimindir" denmistir.

3428 - Yine Ebu Davud'un Cabir'den yaptigi bir diger rivayette: "Resulallah: "Kim mehir olarak bir avuc kavud veya hurma verirse kadini kendine helal kilmis olur" buyurmustur.

3429 - Abdullah Ibnu Amir babasindan naklediyor: "Beni Fezre'den bir kadin bir cift ayakkabi mehir mukabilinde evlendi. Resulullah aleyhissalatu vesselam: "Nefsin ve malin icin bir cift ayakkabiya razi misin?" diye sordu. Kadin: "Evet!"dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam, bu evlilige musaade etti.''
Ebu Davud, Nikah 30 - 31, (2110, 2112); Tirmizi, Nikah 21, (1113).

3430 - Hz. Enes radiyallahu anh buyurdular ki: "Ebu Talha, Ummu Suleym radiyallahu anh'la evlendi. Aralarindaki mehir musluman olmakti. Ummu Suleym, Ebu Talha'dan once musluman olmustu. Ebu Talha, Ummu Suleym'i istetince, Ummu Suleym: "Ben musluman oldum, sen de musluman olursan evlenirim'' dedi. Bunun uzerine o da musluman oldu. Ummu Suleym'in mehir olarak istedigi sey musluman olmasi idi.''
Nesai, Nikah 63, (2, 114)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3431 - Ebu'l-Acfa es-Sulemi anlatiyor: "Birgun, Hz. Omer radiyallahu anh, cuma hutbesi verdi ve hutbede soyle soyledi: "Sakin, kadinlarin mehirlerini artirmayin, zira bu, eger dunya icin bir seref, ahiret icin de bir takva olsaydi buna en cok Resulullah layik idi. Halbuki O, kadinlarindan veya kizlarindan hic birine oniki okiyyeden fazla mehir takdir etmemistir''
Ebu Davud, Nikah 29, (2106); Tirmizi, Nikah 22, (1114); Nesai, Nikah 66, (6,117,118); Ibnu Mace, Nikah 17, (1887).

3432 - Hz. Aise radiyallahu anha 'ya: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in hanimlarina verdigi mehir ne idi?'' diye sorulmustu su cevabi verdi:
"Oniki okiyye ve bir ness idi. Ness nedir biliyor musunuz? Yarim okiyyedir. Bunun tamami besyuz dirhem eder."
Muslim, Nikah 78 (1426); Ebu Davud, Nikah 29, (2105); Nesai, Nikah 66, (6, 116, 117).

3433 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Safiyye radiyallahu anha'yi sad etti ve onun azadligini mehri yapti.''
Buhari, Nikah 68, Buyu 108, Cihad 74; Muslim, Nikah 78, (1365); Ebu Davud, Nikah 6, (2054); Tirmizi, Nikah 23, (1115); Nesai, Nikah 64, (6, 114).

3434 - Yine Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Abdurrahman Ibnu Avf radiyallahu anh Medine'ye gelince Resulullah aleyhissalatu vesselam onu Sa'd Ibnu Rebi el-Ensari ile kardesledi. el-Ensari (zengin birisiydi ve) iki hanimi vardi. Abdurrahman'a malini ve ehlini yari yariya paylasmayi teklif etti. Abdurrahman:
"Allah malini ve ehlini sana mubarek kilsin. Bana pazari goster kafi!'' dedi. Pazara geldiler. O gun kes ve yag alip satmaktan bir miktar kazanc elde etti. Bir muddet sonra, Resulullah aleyhissalatu vesselam, onunla karsilasinca, uzerinde surunme maddesinin izlerini gurdu ve:
"Hayirdir! Neler oldu Ey Abdurrahman?" diye sordu.
"Ensari bir kadinla evlendim!" dedi. Resulullah:
"Iyi de kadina mehir olarak ne verdin?" buyurdu. Abdurrahman:
"Bir nevat (bes dirhem) altin!" deyince. Aleyhissalatu vesselam:
"Bir de ziyafet ver, bir tek koyunla da olsa!" ferman etti."
Buhari, Nikah 7, 49, 54, 56, 68, Buyu 1, Kefalet 2, Edeb 67, Da'avat 53, Menakibu'l-Ensar 3, 50; Muslim, Nikah 79, (1427); Muvatta, Nikah 47, (2, 545); Tirmizi, Nikah 10, (1094), Birr 22, (1934); Ebu Davud, Nikah 30, (2109); Nesai, Nikah 67, (6, 119, 120).
Bir rivayette "...altin" kelimesinden sonra "Allah sana mubarek kilsin" ziyadesi vardir.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3435 - Ummu Habibe radiyallahu anha'nin anlattigina gore, Ubeydullah Ibnu Cahs'in nikahi altinda idi. Ubeydullah Habesistan'da vefat etti. Necasi rahimehullah, onu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a nikahladi. Ve Resulullah'a bedel, Ummu Habibe'ye dortbin dirhem mehir verdi. Sonra onu, Aleyhissalatu vesselam'a Surahbil Ibnu Hasene ile birlikte gonderdi ve (mehir miktarini) Resulullah'a mektupla bildirdi. Resulullah aynen kabul etti."
Ebu Davud, Nikah 29, (2107- 2108)

MEHRIN AHKAMI

3436 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bir adama:
"Sana falan kadini nikahlasam razi misin?'' diye sordu. Adam, "Evet! '' deyince, bu sefer o kadina sordu: "Seni falan erkekle nikahlasam razi olur musun?"
Kadin, "Evet!" deyince bunlari birbirlerine nikahladi. Erkek, kadinla gerdege girdi, ama kadin icin bir mehir belirlemedi, herhangi bir sey de vermedi. Bu erkek, Hudeybiye gazvesine katilanlardan biriydi, Hayber'de onun da hissesi vardi. Adam olecegi zaman:
"Resulullah falan kadini bana nikahladi ama ben ona bir mehir belirlemedim, pesin olarak da bir sey vermis degilim. Simdi sizleri sahid kiliyorum, kadina mehir olarak Hayber'deki hissemi veriyorum!'' dedi. Kadin onu aldi ve erkegin vefatindan sonra yuzbin (dirhem)e satti."

3437 - Ravilerden biri, bu hadisin bas kismina su ilavede bulundu: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Nikahlarin en hayirlisi en kolayidir."
Ebu Davud, Nikah 32, (2117).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3438 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh'in anlattigina gore ona, kocasi olen bir kadindan soruldu, kocasi ona mehir tesbit etmemis, henuz kendisiyle gerdek de yapmamis. Kadina su cevabi verdi:
"Kadin mehrin tamamini alir (ne eksik, ne fazla ) iddet bekler ve miras'a da istirak eder.
Ma'kil Ibnu Sinan soz alarak dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim, Berva' Bintu Vasik icin bunun misli bir hukum vermisti." Bu aciklamaya Ibnu Mes'ud sevindi."
Ebu Davud, Nikah 32, (2114); Tirmizi, Nikah 44, (1145); Ibnu Mace, Nikah 18, (1891); Nsai, Nikah 68, (6, 121).

3439 - Nafi anlatiyor: "Ubeydullah Ibnu Omer'in bir kizi vardi. Annesi de Bintu Zeyd Ibni'l-Hattab idi. Bu kiz, Abdullah Ibnu Omer'in bir oglunun nikahi altinda idi. Oglan, Zeyd Ibul'-Hattab'in kiziyla gerdek yapmadan vefat etti, ustelik henuz mehir de tesbit etmemisti. Kizin annesi, Abdullah 'a gelerek kizin mehrini taleb etti. Ibnu Omer radiyallahu anh kadina: "Kiziniza mehir yoktur. Eger mehir olsaydi onu asla tutmaz verirdim, aksi halde kiza zulmetmis olurum'' dedi. Kadin onun hukmunu kabul etmek istemedi. Aralarinda, Zeyd Ibnu Sabit radiyallahu anh'i hakem yaptilar. O, kizin mehir hakkinin bulunmadigina, fakat mirasa istirak hakki olduguna hukmetti."
Muvatta, Nikah 10, (2, 527).

3440 - Ibnu Omer radiyallahu anhum demistir ki: "Bosanan her kadinin bir istifade (tazminat) hakki vardir. Bu tazminattan, kendisine mehir tayin edildigi halde, temas vaki olmadan bosanan harictir. Boyle bir kadin, kendisi icin tesbit edilen mehrin yarisini alir."
Muvatta, Talak 45, (2, 573)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3441 - Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh: "Nikahda perdeler indirildi mi mehir vacib olur '' diye hukmetti.''
Muvatta, Nikah 12 (2, 5285.)

3442 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Hz. Ali, Fatima radiyallahu anhuma'yi nikahlayinca, hemen gerdek yapmak istedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam ise, mehir olarak bir seyler verinceye kadar buna mani oldu. Hz. Ali radiyallahu anh: "Benim verecek bir seyim yok!" demisti. Aleyhissalatu vesselam:
"Ona zirhini ver!" buyurdu. Hz. Ali radiyallahu anh (bu maksadla) zirhini verdi, sonra da gerdek yapti."
Ebu Davud, Nikah 36, (2125, 2126); Nesai, Nikah 76, (6, 129).

3443 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, bana, kocasi kadina bir sey vermezden once kadini kocasina gondermemi emretti."
Ebu Davud, Nikah 36, (2128).

3444 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Yerine getirilmeye en ziyade layik olan sart, fercleri helal kilmak uzere kabul ettiginiz sartlardir."
Buhari, Nikah 52, Surut 6; Muslim, Nikah 63, (1418); Ebu Davud, Nikah 63, (2139); Tirmizi, Nikah 31, (1127) ; Nesai, Nikah 42, (6, 92, 93).

KARA AVI

3445 - Adiyy Ibnu Hatim radiyallahu anh anlatiyor: "(Bir gun): "Ey AIlah'in Resulu! Biz, su kopeklerle avlaniyoruz. Bunlardan bize helal olani hangisidii?" diye sormustum, su aciklamayi yapti:
"Muallem (terbiye edilmis) kopegini besmele cekerek gonderdin mi, senin icin tuttugunu ye. Ancak kopek kendisi yemeye kalkmissa onu yeme. Zira bu durumda ben, avi kopegin kendisi icin yakalamis olmasindan korkarim. Eger senin gonderdigin kopeklere baska bir kopek karisti da (hangisinin yakaladigi belli degilse) yine yeme."
Buhari, Buyu 3, Zebaih 1, 2, 3, 7, 8, 9, 10, Tevhid 13; Muslim, Sayd 1, (1929); Ebu Davud, Sayd 2, (2847-2851); Tirmizi, Sayd 1- 7, (1465-1471); Nesai, Sayd 1- 8, (7,179-183),19-23, (7,193-195).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3446 - Ebu Salebe el-Huseni radiyallahu anh anlatiyor: (Bir gun Resulullah aleyhissalatu vesselam'a):
"Ey Allah'in Resulu! Biz Ehl-i Kitab'in yasadigi bir diyardayiz. Onlarin kaplarindan yiyebilir miyiz? Ve biz av memleketindeyiz; hem muallem (ogretilmis) kopegimle ve hem de yayimla avlaniyorum, muallem olmayan kopegimle de avlandigim olur. Bunlardan hangisi benim icin uygundur?" diye sordum. Buna su cevabi verdi:
"Ehl-i Kitapla ilgili sorundan baslayalim: "Baska bir kap bulabilirseniz, onlarin kabindan yemeyiniz. Baska kap bulamazsaniz, onlari once yikayip sonra iclerinden yemek yiyin.
(Ava gelince), yayinla avladigin ve uzerine besmele cektigin avini ye. Muallem kopeginle avladigin ve uzerine besmele cekmis bulundugun avi da ye. Muallem olmayan kopeginle avladigin hayvana yetismiy, kesmis isen onu da ye!"
Buhari, Sayd 4,10,14; Muslim, Sayd 12-14, (1932); Ebu Davud, Sayd 2, (2850, 2855, 2856, 2857); Tirmizi, Sayd 1, (1464); Nesai, Sayd 4, (7,181).

3447 - Yine Ebu Sa'lebe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Okunu attiktan sonra kaybetmis olsan ve (uc gece) sonra (okun isabet ettigi ava) erissen, bu av kokmadikca onu yiyebilirsin."
Muslim, Sayd 9, (1931); Ebu Davud, Sayd 4, (2861); Nesai, Sayd 20, (7, 193, 194); Buhari, Sayd 8.

3448 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas radiyallahu anh'a ogretilmis (muallem) bir kopek avi oldurecek olursa, yenilip yenmiyecegi sorulmustu:
"Ye dedi, ondan sadece bir parca da kalmis olsa.''
Muvatta, Sayd 7, (2, 493).

3449 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Bir adam dedi ki: "Ey Allah'in Resulu, benim ogretilmis kopeklerim var. Onlar hakkinda bana fetva var!" Aleyhissalatu vesselam:
"Kopegin senin icin tuttugu seyi ye" buyurdular. Adam:
"Kopek, avi oldurmusse?" dedi.
"Oldurse de!" buyurdular.
"Yayim hakkinda da bana fetva ver!" dedi.
"Okunun sana geri getirdigini ye!" buyurdu.
"Avi gozden kaybetmissem?" dedim. "Avi gozden kaybetsen de! buyurdu, yeter ki, av uzerinde senin okundan baska bir ok izine rastlamamis olasin. Veya onu kokmus bulmamis olasin."
Nesai, Sayd 16, (7, 191).

3450 - Abdullah Ibnu Mugaffel radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam parmakla cakil atmayi yasakladi ve: "O, avi oldurmez, dusmani paralamaz; ancak goz patlatir, dis kirar!" buyurdu."
Buhari, Edeb 122, Tefsir, Feth 5, Zebaih 5; Muslim, Sayd 54, (1954); Ebu Davud, Edeb 178, (5270); Nesai, Kasame 37, (8, 47)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3451 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, mecusi kopeginnin avladigi avin etini yemeyi yasakladi."
Tirmizi, Sayd 2, (1466).

DENIZ AVI

3452 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam bizi gazveye gonderdi. Biz ucyuz kisilik bir gruptuk, komutanimiz da Ebu Ubeyde Ibnu'l-Cerrah radiyallahu anh idi. Kureys'in kervanini takip ediyorduk. Azigimiz da bir dagarcik icine konmus hurmadan ibaretti. Baska birseyimiz yoktu. Ebu Ubeyde bundan bize (once avuc avuc veriyordu, sonra)tane tane vermeye basladi. Kendisine:
"Bununla nasil idare ediyordunuz?'' diye soruldu. Su cevabi verdi:
"Biz hurmayiadeta emiyorduk, bebegin emmesi gibi. Sonra da uzerine su iciyorduk. Bu bize geceye kadar yetiyordu. Tukendigi zaman yokluk icinde kaldik. Iki hafta sahilde ikamet ettik. Siddetli aclik gecirdik. Oyle ki agac yapraklari yedik. Ordumuza yaprak ordusu dendi. (Bu esnada) deniz bize anber (balina) denen bir hayvan atti. Ebu Ubeyde radiyallahu anh buna once, "meytedir (yani lestir, yenmesi haramdir)'' dedi. Sonra da: "Hayir, meyte degildir, bizler Resulullah aleyhissalatu vesselam'in elcileriyiz, Allah icin buradayiz, ustelik muzdar durumdayiz'' dedi.
Ondan iki hafta boyu yedik. Yagindan da surunduk. Hatta vucudumuz kendine geldi, eski halini aldi. Ebu Ubeyde, hayvanin kaburgalarindan bir kemik alip yere dikti. Sonra en boylu sahsi ve en boylu deveyi aradi. Adam deveye bindirildi ve kaburganin altindan gecti. Hayvanin goz cukurunun icine tam dort kisi oturdu. Gozunden nice kulle yag cikardik. Etinden kendimize azik yaptik. Medine'ye gelince durumu Resulullah aleyhissalatu vesselam'a anlattik.
"Bu, AIlah'in sizin icin (denizden) cikardigi bir riziktir. Beraberinizde, etinden hala var mi?'' buyurdu. Biz de bir miktar gonderdik. O, bundan yedi.''
Buhari, Sayd 12, Sirket 1, Cihad 124, Megazi 64; Muslim, Sayd 17, (1935); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 24, (2, 930); Ebu Davud, Et'ime 47, (3840); Tirmizi, Kiyamet 35, (2477); Nesai, Sayd 35, (7, 207, 209).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3453 - Yine Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Denizin disari attigi veya yarisindan cekildigi baligi yiyin. Denizin icinde olmus ve suyun ustune cikmis (tafi) baligi yemeyin.''
Ebu Davud, Et'ime 36, (3815).

KOPEKLER

3454 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vessselam buyurdular ki: "Av ve coban kopegi disinda kopek besleyenin ecrinden her gun iki kiratlik eksilme olur." (Salim der ki:"Ebu Huieyre (bu hadisi rivayet ederken): "... Veya ziraat kopegi '' derdi) cunku o ziraat sahibi idi.
Buhari, Sayd 6; Muslim, Musakat 50, (1574); Muvatta, Isti'zan 12, (2, 969); Tirmizi, Ahkam 4, (1487); Nesai, Sayd 12-14 (7, 187-188).

3455 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Suru veya av veya ziraat kopegi disinda bir kopek besleyen kimsenin ecrinden her gun bir kirat eksilir."
Buhari, Hars 3, Bed'u'l- Halk 14; Muslim, Musakat 58, (1579); Ebu Davud, Sayd 1, (2844); Tirmizi, Ahkam 4, (1490); Nesai, Sayd 14, (7, 188, 189).

ALLAH'IN SIFATLARI

3456 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam aramizda ayaga kalkip su bes cumleyi soyledi:
Allah Teala Hazretleri uyumaz, zaten O'na uyku da yakismaz. Kisti (tartiyi, rizki) indirir ve kaldirir. Geceleyin yapilan amel, gunduzleyin yapilandan once; gunduzleyin yapilan amel de geceleyin yapilan amelden once Allah'a yukseltilir. O'nun hicabi nurdur. Eger o perdeyi acacak olsa, vechinin subuhati, basarinin ihata ettigi butun mahlukatini yakardi."
Muslim, Iman 293 (179).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3457 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhisalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri kardesiyle dovusunce yuze vurmaktan sakinsin."
Buhari, Itk 20; Muslim, Birr, 112, (2612).
Muslim'in rivayetinde su ziyade var: "...zira Allah Adem'i kendi suretinde yaratmistir."

3458 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam su duayi cok yapardi:
"Ey kalbleri ceviren Allahim! Kalbimi dinin uzerine sabit kil!" Ben (bir gun kendisine):
"Ey Allah'in resulu! Biz sana ve senin getirdiklerine inandik. Sen bizim hakkimizda korkuyor musun?" dedim. Bana soyle cevap verdi: "Evet! Kalpler, Rahman'in iki parmagi arasindadir. Onlari istedigi gibi cevirir."
Tirmizi, Kader 7, (2141).

3459 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i su ayetleri okurken isittim. (Mealen): Hic suphesiz Allah size emanetleri ehline teslim etmenizi ve insanlar arasinda hukmettiginiz zaman adaletle hukmetmenizi emreder. Allah size ne guzel ogut veriyor. Suphesiz Allah isitir ve gorur" (Nisa 58). Bu sirada Resulullah aleyhissalatu vesselam'in bas parmagini kulagina, onu takib eden (sahadet) parmagini da gozunun uzerine koydugunu gordum.''
Ebu Davud, Sunnet 19, (4728).

MISAFIRLIK (ZIYAFET) BOLUMU

3460 - Ebu Kerime radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir gece misafir olmak muslumanin hakkidir. Kim, (bir ev sahibinin) avlusunda sabahlarsa, agirlanma masrafi, (ev sahibi) uzerine bir borc olur. (Misafir) dilerse o hakkini alir, dilerse terkeder (almaz)."
Ebu Davud, Et'ime 5, (3750)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3461 - Bir baska rivayette (Resulullah aleyhissalatu vesselam'in) soyle soyledigi kaydedilmistir: "Kim bir cemaate misafir olur ve fakat misafir, (agirlanmaktan) mahrum kalirsa, -ona yardim, her musluman uzerine hak (bir vazife) olmasi hasebiyle- bir gecelik (agirlanma) masrafini o cemaatin ekininden ve malindan alir."
Ebu Davud, Et'ime 5, (3751).

3462 - Ukbe Ibnu Amir radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a dedim ki:
"Siz, bizi (sefere) gonderiyorsunuz. Bir yere vardigimiz zaman, ahalisi ihtiyaclarimizi gormezlerse ne yapmaliyiz?" (Resulullah bize) Su cevabi verdiler:
Bir kavme inince, onlar misafire davranilmasi gereken muameleyi size de yaparlarsa ikramlarini kabul edin. Aksi takdirde, misafire yapmalari gereken ikram kadarini onlardan (zorla da olsa) alin."
Buhari, Edeb 85, Mezalim 18; Muslim, Lukata 17, (1727); Ebu Davud, Et'ime 5, (3752); Tirmizi, Siyer 32, (1589).

3463 - Avf Ibnu Malik radiyalluhu anh anlatiyor:
"Ey Allah'in Resulu dedim, ben bir adama ugrasam, o beni agirlamasa sonra o bana ugrasa ben ona yaptigini yapayim mi?"
"Hayir! dedi, sen onu agirla!"
Bir gun Resulullah aleyhissalatu vesselam beni eskimis bir elbise icerisinde gormustu:
"Senin malin yok mu (da boyle giyiniyorsun)?" diye sordu.
"Allah bana deve, koyun, (sigir, at, kole) her maldan verdi!" dedim.
"Oyleyse buyurdular, uzerinde gorulmelidir!"
Tirmizi, Birr 63, (2007).

3464 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: Misafirlik uc gundur. Bundan fazlasi sadakadir.''
Ebu Davud, Et'ime 5, (3749).

3465 - Ebu Sureyh el-Adevi radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim Allah ve ahirete inaniyorsa, misafirine caize"sini ikram etsin!" Yanindakiler sordular:
"Ey Allah'in Resulu! Caizesi de nedir?" Aleyhissalatu vesselam acikladi:
"Bir gecesi ve gunduzudur. Misafirlik uc gundur. Bundan fazlasi sadakadir. Misafire, ev sahibini gunaha sokuncaya kadar yaninda kalmasi hos degildir."
Tekrar sordular: "Misafgir ev sahibini nasil gunaha sokar?" Aleyhissalatu vesselam acikladi:
"Adamin yaninda ikamet eder kalir, halbuki kendisine ikram edecek bir seyi yoktur."
Buhari, Edeb 85, 31, Rikak 23; Muslim, Lukata 77, (48); Muvatta, Sifatu'n-Nebiyy 22, (2, 929); Ebu Davud, Et'ime 5, (3748); Tirmizi, Birr 43, (1968, 1969).

DAMAN (KEFIL OLMAK)

3466 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir adam, kendisine on dinar borcu olan kimsenin pesini birakmadi. Ve hatta dedi ki:
"Sen bunu bana odeyinceye veya bir kefil gosterinceye kadar pesini birakmiyacagim." Resulullah aleyhissalatu vesselam o borcu uzerine aldi. Bunun uzerine adam, munasip olmayan bir tarzda Resulullah aleyhissalatu vesselam'a parayi getirdi. Resulullah, borcu adam adina odeyiverdi ve sunu soyledi:
"Kefil, borcludur."
Rezin tahric etmistir. Ebu Davud, Buyu' 2, (3328); Ibnu Mace, Sadakat 9, (2406).

SULARIN AHKAMI

3467 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor. "Bir adam Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelip:
"Ey Allah'in Resulu! Biz gemiye binip, beraberimizde az bir su alabiliyoruz. Abdestlerimizi bu su ile alsak susuz kalacagiz. Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz?" diye sordu. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Evet, denizin suyu temizdir, meytesi de helaldir" cevabini verdi."
Muvatta, Taharet 12, (1, 22); Ebu Davud, Taharet 41, (83); Tirmizi, Taharet 52, (69); Nesai, Miyah 5, (1, 176).

3468 - Ebu Sa'idi'l-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a:
"Ey Allah'in Resulu! Biz senin icin Buda'a kuyusundan su aliyoruz. Halbuki onun icerisine (olmus) kopeklerin lesleri, kadinlarin hayiz bezleri, insan pislikleri atiliyor, (ne yapalim, su almaya devam edelim mi?)" diye sordular. Su cevabi verdi:
"Su temizdir, onu hicbir sey kirletmez."
Ebu Davud, Taharet 34, (66); Tirmizi, Taharet 49, (66); Nesai, Miyah 2, (1, 174).
Bu, Ebu Davud'un metnidir. Ebu Davud der ki: "Kuteybe Ibnu Said'i isittim. Dedi ki: "Buda'a kuyusunun kayyimine derinligini sordum. Suyun en cok oldugu durumda kasiklara kadar cikar" dedi. "Azaldigi zaman?" dedim, "Avret mahallinin (dizinin) altina duser" dedi. Ebu Davud der ki: "Buda'a kuyusunu ridam ile bizzat takdir ettim. Uzerine ridami gerdim. Sonra ridami olctum. Kuyunun genisligi alti zira idi. Bahcenin kapisini bana acan kimseye: "kuyunun sure gelen yapisi hic degistirildi mi?" diye sordum. Bana "Hayir!" dedi. Kuyunun icindeki suyun rengini degismis gordum."

3469 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'i dinledim. Kendisine col bir arazide bulunan bir sudan ve ona ugrayan hayvan ve vahsilerden soruluyordu. Soyle cevap verdi:
"Eger su iki kulle miktarinda olursa pislik tasimaz!"
Ebu Davud, Taharet 33, (63, 64, 65); Tirmizi, Taharet 50, (67); Nesai, Miyah 3, (1, 175); Ibnu Mace, Taharet 75, (517, 518).

3470 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyuruyorlar ki: "Sakin sizden kimse, durgun suya akitmasin, bilahere onda yikanir."
Buhari, Vudu 68; Muslim, Taharet 95, (282); Ebu Davud, Taharet 36, (69, 70); Tirmizi, Taharet 51, (68); Nesai, Taharet 46, (1, 49), Gusl 1, (1, 197)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3471 - Muslim'in bir diger rivayetinde (yine Ebu Hureyre soyle rivayet etmistir:) "Sizden hic kimse, cunubken durgun suyun icinde yikanmasin."
Ebu Hureyre'ye sordular: "Peki nasil yikanacak, Ey Ebu Hureyre?" O: "Sudan alip alip yikanacak!" diye cevap verdi."
Muslim, Taharet 97, (283).

3472 - Yahya Ibnu Abdirrahman rahimehullah anlatiyor: "Hz. Omer radiyallahu anh, icerisinde Amr Ibnu'l-As'in da bulundugu bir grupla yola cikmisti. Bir havuza geldiler. Amr Ibnu'l-As radiyallahu anh:
"Ey havuz sahibi, havuzunda vahsi hayvan sulaniyor mu?" diye sordu. Hz. Omer, hemen araya girip:
"Ey havuz sahibi bize bunu soyleme: Zira biz, vahsinin pesinden su alacagiz, o da bizim pesimizden sulanacak. Cunku ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in "Vahsinin karnina aldigi onundur, geri kalan da bize temizdir ve icecegimizdir" dedigini isittim" dedi."
Muvatta, Taharet 14, (1, 23, 24).

3473 - Humeyd el-Himyeri anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a, Ebu Hureyre radiyallahu anh'in yaptigi gibi dort yil arkadaslik yapmis bir zatin yanina geldim. Dedi ki: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, erkegin artigiyla kadinin gusletmesini veya kadinin artigiyla erkegin gusletmesini yasakladi."
Bir rivayette su cumleyi ziyade etti: "Ikisi birden suya ellerini soksunlar!"
Ebu Davud, Taharet 40, (81); Nesai, Taharet 147, (1, 130).

3474 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'in zevcelerinden biri bir tekne icerisinden su alarak yikanmisti. Ayni teknede yikanmak veya abdest almak uzere Aleyhissalatu vesselam geldi. Zevcesi:
"Ben cunubtum!" dedi. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Su cunub olmaz!" buyurdular."
Tirmizi, Taharet 48, (65); Ebu Davud, Taharet 35, (68); Ibnu Mace, Taharet 33, (370, 371).

3475 - Ebu Cuhayfe radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam ogle vakti yanimiza cikti. Kendisine abdest suyu getirildi. Abdest aldi. Halk, onun abdest suyundan arta kalani kapismaya basladi. Bir parca alabilen, onu teberruken) vucuduna surunuyor idi. Hic alamayan, arkadasinin elindeki yasliga degmeye calisiyordu."
Buhari, Salat 17, Vudu 40, 93, 94, Ezan 18, 19, Libas 3, 42; Muslim, Salat 249-253 (503); Nesai, Taharet 103, (1, 87); Ebu Davud, Salat 102, (688).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3476 - Nafi anlatiyor: "Ibnu Omer radiyallahu anhuma dedi ki: "Kadin hayizli veya cunub olmadikca artigiyla yikanmada bir beis yoktur."
Muvatta, Taharet 86, (1, 52).

3477 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ben ve Resulullah aleyhissalatu vesselam tek bir kaptan su alarak cenabetten yikaniyorduk ve ellerimiz kabin icine beraber girip cikiyordu."
Bir baska rivayette soyle gelmistir: "...Farak denen bir kaptan." Sufyan der ki: "Bir farak, dort sa' hacminde (bir olcek) dir."
Buhari, Gusl 2, 9; Muslim, Hayz 40, 45, (319, 321); Ebu Davud, Taharet 39, (77), 97, (237), 102, (257); Nesai, 130, 144, 145, 146, 148, Gusl 12, (1, 203).

3478 - Ibnu Omer radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam zamaninda erkekler ve kadinlar beraberce bir kaptan abdest aliyor idiler."
Buhari, Vudu 43; Muvatta, Taharet 15, (1, 24); Ebu Davud, Taharet 39, (79, 80); Nesai, Taharet 52, (1, 57).

3479 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, Cin gecesinde bana:
"Kabinda ne var?" diye sordular. Ben: "Nebiz!" dedim.
"Guzel bir meyve, temiz bir sudur" buyurdular. Sonra da onunla abdest aldilar."
Ebu Davud, Taharet 42, (84); Tirmizi, Taharet 65, (88).

BUYUK VE KUCUK ABDESTLE ILGILI MESELELER

3480 - Ummu Kays Bintu Miksan radiyallahu anha anlatiyor: "Ben, henuz yemek yemeyen kucuk bir oglumla Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gitmistim. Varinca, cocugu kucagina oturttu. Derken cocuk elbisesine akitti. Su getirtip elbisesine serpti, fakat yikamadi."
Bir rivayette: "...cileti" denmistir.
Buhari, Vudu 59; Muslim, Taharet 103, (287); Muvatta, Taharet 110, (1, 64); Ebu Davud, Taharet 139, (374); Tirmizi, Taharet 54, (71); Nesai, Taharet 189, (1, 157)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3481 - Hz. Enes radiyallahu anh anlatiyor: "Biz, Resulullah aleyhissalatu vesselam ile birlikte mescidde otururken bir bedevi cikageldi. Durup mescidin icine akitmaya basladi. Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Ashab'i kalkip:
"Dur! dur!" diyerek (uzerine yurumeye) kalktilar ki Resulullah aleyhissalatu vesselam mudahale etti:
"Kestirmeyin, birakin tamamlasin." Ashab mudahale etmedi, adam da ihtiyacini tamamladi. Sonra Resulullah aleyhissalatu vesselam, adami yanina cagirdi ve:
"Bu mescidler, idrar ve pislik birakma yeri degildir. Allah'in zikredildigi yerlerdir. Buralarda namaz kilinir. Kur'an okunur" dedi. Sonra cemaatten birine bir kova su getirmesini emretti. Kova gelince sidigin uzerine bosaltti."
Buhari, Vudu 57, 58, Edeb 35; Muslim, Taharet 99, (284); Nesai, Taharet 45, (1, 48).

3482 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam, mescidde otururken, bir bedevi girip iki rek'at namaz kildi. Sonra da soyle dua etmeye basladi: "Allah'im, bana da, Muhammed'e de rahmet et. Bizden baska kimseye rahmet etme!"
Resulullah aleyhissalatu vesselam atilip:
"Genis alani darattin!" dedi. Derken adam hemen kalkip mescidin icine akitmaya basladi. Halk da hemencecik uzerine yurudu. Resulullah aleyhissalatu vesselam onlari yasaklayip:
"Kolaylastiricilar olarak gonderildiniz, zorlastiricilar olarak gonderilmediniz. Uzerine bir kova su dokun!" ferman buyurdular."
Buhari, Vudu 58; Ebu Davud, Taharet 138, (380); Tirmizi, Taharet 112, (147); Nesai, Taharet 45, (1, 48, 49).

3483 - Ebu Davud'un diger bir rivayetinde soyle denmistir: "Uzerine akittigi topragi alin ve onu atin, yerine su dokun!"
Ebu Davud der ki: "Bu rivayet murseldir. Cunku Ibnu Ma'kil, Resulullah'la karsilasmadi."
Ebu Davud, Taharet 138, (381).

3484 - Ebu Abdullah el-Cusemi anlatiyor: "Bize Cundup radiyallahu anh anlatti ve dedi ki: "Bir bedevi geldi. Devesini once ihtirdi, sonra bagladi. En sonra mescide girip Resulullah aleyhissalatu vesselam'in arkasinda namaz kildi. Resulullah aleyhissalatu vesselam selam verince, bedevi bineginin yanina gelerek bagini cozup, uzerine bindi. Sonra da seslice soyle duada bulundu:
"Allahim, bana ve Muhammed'e rahmet et. Rahmetimizde bir baskasini bize ortak kilma!" Resulullah aleyhissalatu vesselam mudahale edip:
"Bunu mu, yoksa devesini mi, hangisini daha saskin goruyorsunuz? Ne soyledigini duymadiniz mi?" buyurdular. Oradakiler: "Evet! duyduk" dediler."
Ebu Davud, Edeb 42, (4885).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3485 - Ummu Seleme radiyallahu anha anlatiyor: "Bir kadin bana: "Ben etegimin zeylini fazla uzatiyorum ve pis yerlerde de yuruyorum? (Bu hususta ne dersiniz?)" diye sordu. Ben de ona Resulullah aleyhissalatu vesselam'in:
"(Pis yerlere degen etegi) ondan sonrasi temizler" dedigini soyledim."
Muvatta, Taharet 16, (1, 24); Ebu Davud, Taharet 140, (383); Tirmizi, Taharet 109, (143).

3486 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde soyle denmistir: "Beni Abdu'l-Eshel'den bir kadin anlatiyor:
"Ey Allah'in Resulu dedim. Bizim, mescide giden yolumuz pis kokulu (topraktir). Yagmur yaginca ne yapalim?"
"Sizinkinden sonra, ondan daha temiz bir yol yok mu?" diye sordu. "Evet!" deyince:
"Iste bu oburunu telafi eder, (temizler)!" buyurdu."
Ebu Davud, Taharet 140, (384).

3487 - Yine Ebu Davud'da Ebu Hureyre'den bir rivayet soyle: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sizden biri, ayakkabisiyla bir pislige basarsa, bilesiniz, toprak onu temizler."
Ebu Davud, Taharet 141, (385, 386).

3488 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma diyor ki: "Elbisen yas bir pislige degdi ise veya oylesi bir necasete ayakkabinla basti isen, o pisligi su ile yika. Pislik kuru ise, bir beis yok."
Rezin tahric etmistir.

MENI

3489 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ben Resulullah aleyhissalatu vesselam'in elbisesine bulasan meniyi yikiyordum. O, elbisesinde islak kisim (kurumamis) oldugu halde namaza giderdi."
Buhari, Vudu 64, 65; Muslim, Taharet 108, (289); Ebu Davud, Taharet 136, (371, 372, 373); Tirmizi, Taharet 85, 86, (117, 118); Nesai, Taharet 187, 188, (1, 156).

3490 - Muslim'in bir diger rivayetinde soyle gelmistir: "Hz. Aise radiyallahu anha'ya bir zat misafir oldu. Adam sabahleyin, elbisesini yikamaya basladi. Hz. Aise ona:
"Sana, (meni) bulasan yeri (gorduysen) orasini yikaman kafi idi, goremedigin takdirde etrafini yikardin. Ben, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in elbisesinden (meni bulasigini) ovalamak suretiyle cikardigimi biliyorum. O, (bir de yikamaksizin) onun icinde namaz kilardi."
Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Iyi biliyorum kurumus meni bulasigini Resulullah aleyhissalatu vesselam'in camasirindan tirnagimla kaziyarak cikariyordum."
Muslim, Taharet 105, 109, (288, 290)
 
Üst