Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3111 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz oruclunun hacamat olmasini, sadece bitap dusmesinden korkup terkettik."
Ebu Davud, Savm 29, (2375); Buhari, Savm 32.

3112 - Ibnu Ebi Leyla, Sahabi bir zattan naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hacamat olmaktan, muvasaladan (ust uste bir kac gun oruc acmamaktan) yasakladi. Ancak bunlari Ashabina haram kilmadi. Kendisine: "Ey Allah'in Resulu, sen sahura kadar orucu devam ettiriyorsun'' denildi de su cevabi verdi:
"Ben sahura kadar uzatiyorum, zira Rabbim bana yedirip icirmektedir."
Ebu Davud, Savm 29, (2374).

3113 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Soyle buyurdulai: "Hacamat ettiren de, hacamat eden de orucunu acmistir."
Tirmizi, Savm 60, (774); Ebu Davud, Savm 28, (2367); Ibnu Mace, Savm 18, (1679, 1680, 1681).

3114 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam gelerek: "Ey Allah'in Resulu, gozum agriyor, oruclu oldugum halde surme cekiyorum (bu, orucumu bozar mi?)'' diye sordu. Resulullah: "Hayir (bozmaz)" dedi.''
Tirmizi, Savm 30, (726).

3115 - Abdurrahman Ibnu Nu'man Ibni Ma'bed Ibni Hevze an ebihi an ceddihi anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uyku sirasinda gozlere miskle karistirilmis ismid (surmesi) cekilmesini emir buyurdu ve:
"Oruclu bundan sakinsin!" dedi."
Ebu Davud, Savm 31, (2377).

OPME VE MUBASERET

3116 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oruclu oldugu halde hanimlarindan birini operdi" (Hz. Aise bunu soyleyip sonra guldu.)

3117 - Bir baska rivayette soyle der: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), oruclu iken mubaserette bulunurdu. O, nefsine hepinizden cok hakim idi.''
Buhari, Savm 24, 23; Muslim, Siyam 62-65, (1106); Muvatta, Siyam 14, (1, 292); Ebu Davud, Savm 33, (2382-2386); Tirmizi, Savm 31, (727-729).

3118 - Hz. Cabir anlatiyor: "Hz. Omer Ibnu'I-Hattab (radiyallahu anhuma) (bir gun telasla gelerek):
"Ey Allah'in Resulu! Bugun ben buyuk bir hatada bulundum, oruclu iken (hanimimi) optum!'' dedi. Resulullah da soyle cevapladi:
"Sen oruclu iken mazmaza yapmaz misin? (Bu orucunu bozar mi?)''
(Ravilerden Isa Ibnu Hammad rivayetinde) der ki: "Dedim ki: "Bunda bir beis yok!'' Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Oyleyse niye (opmeden telasa dusuyorsun?)''
Ebu Davud, Savm 33, (2385).

3119 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ocuclunun hanimiyla mubaseretinden sordu. Aleyhissalatu vessalam ruhsat verdi.
Arkadan bir baskasi geldi, o da ayni seyi sordu. Buna mubasereti yasakladi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ruhsat tanidigi kimse yasli birisiydi, yasakladigi kimse de gencti.''
Ebu Davud, Savm 35, (2387).

3120 - Nafi merhum anlatiyor: "Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) orucluyu opme ve mubaseretten men ederdi."
Muvatta, Siyam 20, (1, 293)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
UNUTARAK ORUCU BOZMA

3121 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim oruclu oldugu halde unutur ve yerse veya icerse orucunu tamamlasin. Cunku ona Allah yedirip icirmistir."
Buhari, Savm 26, Eyman 15; Muslim, Siyam 171, (1155); Tirmizi, Savm 26, (721); Ebu Davud, Savm 39, (2398).

ORUCUN ZAMANI

3122 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bazan olurdu bir ay boyu oruc tutmazdi ve o aydan hic oruc tutmayacagini zannederdik. Bazan da (oylesine ara vermeden) tutardi ki, o aydan hic bir gunu orucsuz gecirmeyecek zannederdik. Sen onu, geceleyin namaz kilarken gormek istesen mutlaka gorurdun. Geceleyin uyur gormek istesen mutlaka gorurdun."
Buhari, Savm 53, Teheccud 11; Muslim, Siyam 180, (1158); Tirmizi, Savm 57, (769).

3123 - Ibnu Abbas (radiyallabu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), ramazan disinda hicbir ayi tam olarak oruclu gecirmedi."
Buhari, Savm 53; Muslim, Savm 178, (1157); Nesai, Savm 70, (4, 199)

ASURE ORUCU

3124 - Katade (rahimehullah) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:"Asura orucunun onceki yilin gunahlarina kefaret olacagini Allah(in rahmetin)den umarim.''
Tirmizi, Savm 48, (752).

3125 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ramazan (farz olmazdan) once Asura orucu tutuluyordu. Ramazanin farziyeti indikten sonra onu dileyen tuttu, dileyen de tutmadi."
Buhari, Savm 69, Hacc 1, 47, Menakibu'l-Ensar 26, Tefsir, Bakara 24; Muslim, Siyam 115; Muvatta, 33, Ebu Davud, Savm 64, (2442, 2443); Tirmizi, Savm 49, (753).

3126 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Medine'ye gelince, yahudileri Asura gunu oruc tutar gordu. Onlara:
"Bu da ne, (nicin oruc tutuyorsunuz)?" diye sordu.
"Bu, salih (hayirli) bir gundur. Allah, o gunde Beni Israil'i dusmanlarindan kurtardi. (Sukur olarak) Hz. Musa o gun oruc tuttu '' dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Ben Musa'ya sizden daha layigim" buyurup o gun oruc tuttu ve muslumanlarada tutmalarini emretti.
Buhari, Savm 69, Enbiya 22, Fedailul-Ashab 52, Tefsir, Yunus 1, Ta-ha 1, M uslim, Siyam 127, (1130); Ebu Davud, Savm 64, (2444).

3127 - Kays Ibnu Sa'd Ibnu Ubade (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Biz Asura gunu oruc tutuyor ve sadaka-i fitri oduyorduk. Ramazan orucunun farziyyeti ve zekat emri inince artik onunla emredilmedik, ondan yasaklanmadik da, biz onu yapiyorduk."
Nesai, Zekat 35, (5, 49).

RECEB ORUCU

3128 - Abbad Ibnu Hanif anlatiyor: "Sa'id Ibnu Cubeyr (rahimehullah)'e Receb ayindaki oructan sordum. Bana su cevabi verdi:
"Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'i dinledim, soyle demisti: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Receb ayinda bazi yillarda oyle ocuc tutardi ki biz, "(Galiba). hic yemeyecek (ayin her gununde tutacak)'' derdik. (Bazi yillarda da oyle) yerdi ki biz;"(Galiba) hic tutmayacak'' derdik.''
Buhari, Savm 53; Muslim, Siyam 179, (1157); Ebu Davud, Savm 55, (2430).

SABAN ORUCU

3129 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bazan) oruca oyle devam ederdi ki, "(Bu ay) hic yemiyecek'' derdik. Bazan da oyle devamli yerdi ki, "(Bu ay) hic tutmayacak'' derdik. Ben, onun ramazan disinda bir ayi tam olarak tuttugunu gormedim. Herhangi bir ayda, saban ayinda tuttugundan daha fazla tuttugunu da gormedim."
Buhari, Savm 52; Muslim, Siyam 175, (1156); Muvatta, Siyam 56, (1, 309); Ebu Davud, Savm 56, 59, (2431, 2434); Tirmizi, Savm 37, (736); Nesai, Savm 70, (4, 199, 200).

3130 - Ummu Seleme (radiyallahu anha) anlatiyor: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Saban ve Ramazan disinda iki ayi pes pese tam olarak orucla gecirdigini goimedim."
Tirmizi, Savm 37, (736); Ebu Davud, Savm 11, (2335); Nesai, Savm 70, (4, 200)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3131 - Hz. Usame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, Saban ayinda tuttugun kadar baska aylarda oruc tuttugunu goremiyorum (sebebi nedir?)'' diye sordum. Su cevabi verdi:
"Bu, Receb'le Ramazan arasinda insanlarin gaflet ettikleri bir aydir. Halbuki O, amellerin Rabbulalemin'e yukseltildigi bir aydir. Ben, oruclu oldugum halde amelimin yukseltilmesini istiyorum."
Nesai, Savm 70, (4, 201).

SEVVAL'DEN ALTI GUN

3132 - Eyub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim Ramazan orucunu tutar ve ona Sevval ayindan alti gun ilave ederse, sanki yil orucu tutmus olur."
Muslim, Siyam 204, (1164); Tirmizi, Savm 53, (759); Ebu Davud, Savm 58, (2432).

ZILHICCE'DEN ON GUN

3133 - Huneyde Ibnu Halid hanimindan, o da Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevcelerinden birinden anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Zilhicce'den dokuz gunle Asura gunu oruc tututardi. Bir de her aydan uc gun, ayin ilk pazartesi ile persembe gunu oruc tutardi."
Ebu Davud, Savm 61, (2437); Nesai, Savm 83,(4, 220).

3134 - Kasim Ibnu Muhammed (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anha) Arefe gunu oruc tutardi. Ben Arefe aksami imamin (hacc emirinin, Muzdelife'ye gitmek uzere) hareket ettigi sirada Hz. Aise'nin yerinde kalarak, halkla kendi arasinda bir bosluk acilana kadar bekleyip sonra icecek birseyler isteyerek iftar yaptigini gordum."
Muvatta, Hacc 133, (1, 375).

3135 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Arafat gunu tutulan orucun, gecen yilin ve gelecek yilin gunahlarina kefaret olacagina Allah'in rahmetinden umidim var."
Tirmizi, Savm 46, (749); Ibnu Mace, Siyam 40, (1730); Muslim, Siyam 196, (1162).

HAFTANIN GUNLERI

3136 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam pazartesi ve persembe gunlerinde oruc(la sevap) arardi."
Tirmizi, Savm 44, (745); Nesai, Savm 70, (4, 202, 203); Ibnu Mace, Siyam 42, (1739).

3137 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ameller Allah Teala hazretlerine pazartesi ve persembe gunleri arzedilir. Ben, amelimin oruclu oldugum halde arzedilmesini severim."
Tirmizi, Savm 44, (747).

EYYAMU'L-BI'Z

3138 - Abdullah Ibnu Katade Ibni Milhan el-Kaysi, babasi (radiyallahu anh)'ndan anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bize eyyam-i bi'z'de yani ayin onuc, ondort ve onbesinci gunlerinde oruc tutmamizi emrederdi ve "Bunlar yil orucu vaziyetindedir'' derdi.''
Ebu Davud, Savm 68, (2449); Nesai, Savm 83, (4, 220, 221).

3139 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) eyyamu'l-bi'z'de oruc tutmayi hazerde de seferde de birakmazdi."
Nesai, Savm 70, (4,198).

3140 - Muazetu'l Adeviyye anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anha)'den sorduin: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) her ay uc gun oruc tutar miydi?''
"Evet!'' diye cevap verdi. Ben tekrar:
"Ayin hangi gunlerinde tutardi?'' dedim.
"Hangi gunde oruc tuttuguna ehemmiyet vermezdi'' diye cevap verdi.''
Muslim, Siyam 194, (1160); Ebu Davud, Savm 70, (2453); Tirmizi, Savm 54; (763)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3141 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim ber ayda uc gun oruc tutarsa iste bu, yil orucu olur. Allah Teala hazretleri bu hususu te'yiden kitabinda su ayeti indirdi: "Kim bir hayir islerse o kendisinden on misliyle kabul edilir" (En'am 160). Bir gun on misliyle kabul ediliyor."
Tirmizi, Savm 54, (761); Nesai, Savm 82, (4, 219).

3142 - Amir Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zahmetsiz ganimet kista tutulan oructur.''
Tirmizi; Savm 74, (797).

3143 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) herhangi bir gune ayri bir ehemmiyet verir miydi?'' diye sordum.
"Hayir!'' dedi ve ilave etti: "O'nun ameli hafif ve devamli yagan yagmur gibiydi. Hanginiz Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in tahammul ettigi seye dayanabilir?"
Buhari, Savm 64; Rikak 18; Muslim, Salatu'l-Musafirin 217, (783); Ebu Davud, Salat 317, (1370).

ORUCUN HARAM OLDUGU GUNLER

3144 - Ebu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Iki gunde oruc caiz olmaz: Fitir gunu (Ramazan bayraminin birinci gunu) ve Nahr gunu."
Buhari, Savm 67, Fadlu's-Salat 6, Cezau's-Sayd 26; Muslim, Siyam 288, (827); Ebu Davud, Savm 48, (2417); Tirmizi, Savm 58, (772).

3145 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Arefe gunu, kurban gunu ve tesrik gunleri, biz muslumanlarin bayramidir. Bu gunler yeme-icme gunleridir."
Ebu Davud, Savm 49, (2419); Tirmizi; Savm 59, (773); Nesai, Menasik 195; (5, 252); Tirmizi, hadisin sahih oldugunu soylemistir.

3146 - Nubeyse el-Huzeli (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Tesrik gunleri, yeme-icme ve Allah'i zikretme gunleridir."
Muslim, Siyam 144, (1141).

3147 - Sila Ibnu Zufer anlatiyor: "Biz, Sabandan mi, Ramazandan mi oldugu suphe edilen gunde Ammar (radiyallahu anh)'in yaninda idik. Bize kizartilmis bir koyun getirildi. Cemaatten biri: "Ben orucluyum'' diyerek geri cekildi. Ammar: "Kim bugun oruc tutarsa, muhakkak olarak Ebu'I Kasim aleyhissalatu vesselam'a isyan etmistir" dedi".
Ebu Davud, Savm, 10, (2334); Tirmizi, Savm 3, (686); Nesai, Savm 37, (4, 153); Ibnu Mace, Siyam 3, (1645).

3148 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim ebed orucu tutarsa, ne oruc tutmus, ne iftar etmistir.''
Nesai, Savm 71, (4, 205, 206).

3149 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Saban ayi yarilandi mi artik oruc tutmayin."
Ebu Davud, Savm 12, (2337); Tirmizi, Savm 38, (738).

3150 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden kimse, ramazani bir veya iki gun onceden oruc tutarak karsilamasin. Eger bir kimse, onceden oruc tutmakta idiyse, orucunu tutsun.''
Buhari, Savm 14; Muslim, Savm 21, (1082); Ebu Davud, Savm 11, (2335); Tirmizi, Savm 2, (684); Nesai, Savm 31, 32 (4, 149)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3151 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Arefe gunu Arafat'da oruc tutmayi yasakladi.''
Ebu Davud, Savm 63, (2440).

3152 - Yine Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden hic kimse, cum'agunu oruc tutmasin. Ancak bir gun onceden veya sonradan oruc tutuyorsa bu takdirde cum'a gunu de oruc tutabilir."

3153 - Muslim'in bir rivayetinde soyle gelmistir: "Cum'a gecesini, diger geceler arasinda gece namazina tahsis etmeyin, cum'a gununu de diger gunler arasinda oruc gunu olarak tayin etmeyin, ancak birinizin tutmakta oldugu oruc arasina denk gelirse o haric."
Buhari, Savm 63; Muslim, Siyam 147, 148; Ebu Davud, Savm 50, (2420); Tirmizi, Savm 42, (743).

3154 - Abdullah Ibnu Busr es-Sulemi, kizkardesi es-Samma (radiyallahu anh)'dan naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cumartesi gunu oruc tutmayin, ancak Allah'in size farzettigi seyde o gun oruc tutarsiniz. Biriniz yiyecek nev'inden bir sey bulamaz da sadece uzum (asmasi) kabugu veya bir agac copu bulacak olsa onu agzinda cignesin (ve yine de cumartesi gunu oruclu olmasin).''
Ebu Davud, Savm 51, (2421); Tirmizi, Savm 43, (744); Ibnu Mace, Siyam 38, (1726); Ebu Davud hadisin mensuh oldugunu soylemistir. Tirmizi de hasen demistir.

ORUCUN SUNNETLERI

3155 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sahur yemegi yiyin, zira sahurda bereket var."
Buhari, Savm 20, Muslim, Siyam 45, (1095); Tirmizi, Savm 17, (708); Nesai, Savm 18, (4, 141).

3156 - Amr Ibnu'I-As (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bizim orucumuzla Ehl-i Kitab'in orucunu ayiran fark sahur yemegidir.''
Muslim, Siyam 46, (1096); Ebu Davud, Savm 15, (2343); Tirmizi, Savm 17, (709); Nesai, Savm 27, (4, 146).

3157 - Zeyd Ibnu Sabit (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'Ia birlikte sahur yemegi yedik, sonra namaza kalktik.'' Kendisine: "(Yemekle sahur) arasinda ne kadar zaman gecti?'' diye sorulmustu, su cevabi verdi: "Elli ayet (okuyacak) kadar!"
Buhari, Savm 19, Mevakitu's-Salat 27, Teheccud 8; Muslim, Siyam 47, (1097); Tirmizi, Savm 14, (703); Nesai, Savm 21, 22, (4, 143).

3158 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben ailem icerisinde sahuryemegi yiyordum. Sonra ben, sabah namazini Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'Ia birlikte kilmak icin sur'atli yiyordum."
Buhari, Savm 19, Mevakit, 27.

3159 - Zirr Ibnu Hubeys anlatiyor: "Huzeyfe (radiyallahu anh)'ye: "Sen Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte hangi vakitte sahur yedin?'' diye sorduk. Su cevabi verdi: "Gunduzdu,ancak gunes dogmamisti.''
Nesai, Savm 20, (4, 142).

3160 - Talk Ibnu Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Fecr-i kazib size mani olmasin, fecr-i sadik karsiniza cikincaya kadar yiyin icin.''
Ebu Davud, Savm 17, (2348); Tirmizi, Savm 15, (705)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3161 - Buhari ve Muslim'in Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan rivayetlerine gore, ResuluIlah, fecr-i sadik'i tarif ederken: "0, enlemesine gorulen aydinliktir, uzunlamasina gorulen degil" buyurdu."
Buhari, Ezan 13, Talak 24, Haberu'I-Vahid 1; Muslim, Siyam 40, (1093); Ebu Davud; Savm 17, (2347); Nesai, Savm 30, (4, 148).

3162 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biriniz ezani isitince (yiyip-ictigi) kap elinde ise, ihtiyacini gorunceye kadar onu birakmasin.''
Ebu Davud, Savm 18, (2350).

IFTAR VAKTI

3163 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Gece su taraftan (dogudan) gelince, gunduz de su taraftan (batidan) gidince, gunes de batinca oruclu orucunu acmistir."
Buhari, Savm 43; Muslim, Siyam 51, (1100); Ebu Davud, Savm 19, (2351); Tirmizi, Savm 12, (698).

3164 - Humeyd Ibnu Abdirrahman anlatiyor: "Hz. Omer ve Hz. Osman (radiyallahu anhuma), aksam namazini, gecenin karanligini (ufukta) gorur gormez daha iftariacmadan kilarlar, namazdan sonra da oruclarini acarlardi. Bunu ramazanda yaparlardi."
Muvatta, Siyam 8, (1, 289).

IFTARDA TA'CIL

3165 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar iftarda ta'cile yer verdikleri muddetce hayir uzere devam ederler."
Buhari, Savm 45; Muslim, Siyam 48, (1098); Muvatta, Siyam 6, (1, 288); Tirmizi, Savm 13, (699).

3166 - Imam Malik'ten anlatildigina gore, Abdulkerim Ibnu Ebi'I-Muharik'in soyle soyledigini isitmistir: "Nubuvvet (peygamberlik) amellerinden biri de iftarin ta'cili (one alinmasi), sahurun da te'hir edilmesidir.''
Muvatta, Kasru's-Salat 46, (1, 158).

3167 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz kilmazdan once bickac taze hurma ile orucunu acardi. Eger taze hurma yoksa kuru hurma ile acardi. Eger kuru hurma da bulamazsa birkac yudum su yudumlardi."
Ebu Davud, Savm 22, (2556); Tirmizi, Savm 10, (694).

3168 - Mu'az Ibnu Zuhre anlatiyor: "Bana ulasti ki, Resulullah aleyhissalatu vesselam, iftar ettigi zaman su duayi okurdu: "Allahumme leke sumtu ve ala rizkike eftartu. (Ey Allahim senin rizan icin oruc tuttum ve senin rizkinla orucumu aciyorum.)"
Ebu Davud, Savm 22, (2358).

3169 - Mervan Ibnu Salim, Hz. Ibnu Omer radiyallahu anhuma'den naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam orucunu acinca soyle derdi: "Susuzluk gitti, damarlar islandi, insaallah Teala sevap kesinlesti."
Ebu Davud, Savm 22, (2357).
"Rezin, duanin bas kismina "Elhamdulillah" kelimesini ziyade etti.''

3170 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ramazan ayinin sonunda oruclari vasletti (yani hic bozmadan birkac gun ard arda devam ettirdi). Onunla birlikte halk da vasletti. Durum ResululIah'a ulasinca:
Eger Ramazan ayi bizim icin uzatilsaydi biz onu oyle bir vaslederdik ki derine dalanlar (asirilar) bundan (asiriliklarindan) vazgecmek zorunda kalirlardi. Ben sizingibi degilim. Ben golgelenirim. Rabbim bana hem yedirir hem de icirir."
Buhari, Savm 48; Tenmenni 9; Muslim, Savm 57-60 (1103-1105); Tirmizi; Savm 62, (778)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3171 - Ebu Bekr Ibnu Abdirrahman'in anlattigina gore, babasi, Mervan'a Hz. Aise ve Ummu Seleme (radiyallahu anhuma)'nin kendisine sunu haber verdiklerini soylemistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ramazan ayinda, ruya sebebiyle olmaksizin cunub olarak fecir vaktine ulastigi olurdu da, kalkip yikanir ve orucunu tutardi."
Buhari, Savm 22, 25; Muslim, Siyam 76, (1109); Muvatta, Siyam 12, (1, 291); Ebu Davud, Savm 36, (2388, 2389); Tirmizi, Savm 63, (779); Nesai, Taharet 123, (1, 108).

3172 - Amir. Ibnu Rebi'a (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i, oruclu iken misvaklandigini sayamayacagim kadar cok gordum."
Buhari, Savm 27; Ebu Davud, Savm 26, (2364); Tirmizi, Savm 29, (725); (Buhari'nin rivayeti muallaktir).

3173 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) soyle demistir: "Oruclu, gunun basinda ve sonunda misvak kullanir.''
Buhari, Savm 25 (bab basliginda (tercume) kaydetmistir).

3174 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah. (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim yalani ve onunla ameli terketmezse (bilsin ki) onun yiyip icmesini birakmasina Allah'in ihtiyaci yoktur."
Buhari, Savm 8, Edeb 51; Ebu Davud, Savm 25, (2326); Tirmizi, Savm 16, (707).

3175 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biriniz yemege davet: edilince, oruclu ise: "Ben orucluyum" desin."
Muslim, Siyam 159, (1150); Ebu Davud, Savm 76, (2461); Tirmizi, Savm 64, (780; 781); Ibnu Mace, Siyam 47, (1750).

3176 - Hz. Aise (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir kavme misafir olursa, onlar musaade etmedikce (nafile) oruc tutmasin."
Tirmizi Savm, 70, (789); Tirmizi, hadis icin: "Munkerdir, Hisam Ibnu Urve disinda sa biri tarafindan rivayet edildigini gormedik" der.

3177 - Ummu Ammare Bintu Ka'b (radiyallahu anha)'in anlattigina gore: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanina girmistir. Ammare yemek ikram edince, Aleyhissalatu vesselam:
"Sen de ye!" demis, kadin: "Ben oruc tutuyorum'' deyince Resulullah soyle buyurmustur:
"Oruclu kimse, baskasina ikramda bulunur ve yemeginden baskalari yerse, onlar yedikleri muddetce melaike aleyhimusselam orucluya rahmet duasinda bulunurlar."
Bir baska rivayette soyle denmistir: "Oruclunun yaninda orucsuzlar yemek yiyecek olursa, melekler orucluya rahmet okurlar.''
Tirmizi, Savm 67, (784, 785, 786).

3178 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kadin, kocasi varken izin almadan (nafile) oruc tutmasin."
Buhari, Nikah 84; 86; Muslim, Zekat 84, (1026);. Ebu Davud, Savm 74, (2485); Tirmizi, Savm 65, (782);
Ebu Davud'un rivayetinde, "Ramazan dismda" ziyadesi vardir.

ORUCU ACMANIN MUBAH OLMA SARTLARI

3179 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) fetih yilinda Mekke'ye muteveccihen Ramazan ayinda yola cikmisti. Kura'u'l-Gamim nam mevkiye gelinceye kadar kendisi de, beraberindekiler de oruc tuttular. Sonra orada bir bardak su istedi ve bardagi kaldirdi. Herkes bardaga bakti. Sonra sudan icti. Bundan sonra bazilari kendisine: "Halkin bir kismi oruc tuttu" diye haber verdi. Aleyhissalatu vesselam:
"Onlar asilerdir! Onlar asilerdir!" buyurdular."
Muslim, Siyam 90, (1114); Tirmizi, Savm 18, (710); Nesai, Savm 49, (4, 177).

3180 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz bir seferde Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraberdik. Aramizda bir kismi oruc tutuyor, bir kismi da tutmuyordu: Sicak bir gunde bir yerde konakladik. Golgelenenlerin cogu elbisesi olanlardi. Bir kismimiz gunese karsi eliyle korunuyordu. Derken oruclular yigilip kaldilar, orucsuzlar kalkip cadirlari kurdular, hayvanlari suladilar. Bunun uzerine, Resul-i Ekrem aleyhissalatu vessalam:
"Bugun sevabi orucsuzlar kazandi!" buyurdular.''
Buhari, Cihad 71; Muslim, Siyam 100; (1119); Nesai, Savm 52, (4, 182)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3181 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir seferdeydi. Etrafina insanlarin toplandigi bir adam gordu, ona golge yapiyorlardi.
"Nesi var?" diye sordu.
"Oruclu biri!'' dediler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Seferde oruc birr (Allah'i memnun edecek dindarlik) degildir!" buyurdular.''
Bir rivayette: "Seferde oruc birr'den degildir" denmistir."
Buhari, Savm 36, Muslim, Siyam 92, (1115); Ebu Davud, Savm 43, (2407); Nesai, Savm 48 (4, 176).

3182 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hamza Ibnu Amr el Eslemi (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan yolculuk sirasinda tutulan orucu sordu. Kendisi cok oruc tutan birisi idi. Resulullah soyle cevap verdiler:
"Dilersen tut, dilersen tutma."
Buhari, Savm 33; Muslim, Siyam 103, (1, 121); Muvatta, Siyam 24, (1, 295); Tirmizi, Savm 19, (711); Ebu Davud, Savm 42, (2402); Nesai, Savm 56, (4, 185).

3183 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraber (seferde) idik. Bir kismimiz oruclu bir kismimiz orucsuz idi. Ne oruclu orucsuzu ayipliyor, ne de orucsuz, orucluyu kiniyordu."
Buhari, Savm 37, Muslim, Siyam 98, (1118); Muvatta, 23, (1, 295); Ebu Davud, Savm 42, (2405).

3184 - Ebu'd-Derda (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz cok siddetli sicak bir mevsimde, Ramazan ayinda Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte sefere ciktik. Hararetin siddetinden herkes elini basina koyuyordu. Aramizda oiuclu olarak sadece Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile Ibnu Ravaha vardi.''
Buhari, Savm 35; Muslim, Savm 108, (1122); Ebu Davud, Savm 44, (2409).

3185 - Amr Ibnu Umeyye ed-Damri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir sefer donusu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ugradim. Bana: "Ey Ebu Umeyye, sabah yemegini bekle (beraber yiyelim)" buyurdular. Ben: "Orucluyum'' dedim:
"Oyleyse gel yaklas, sana yolcudan haber vereyim (de dinle!" dedi ve devamla:) "Allah Teala Hazretleri yolcudan orucu ve namazin yarisini kaldirdi" buyurdu."
Nesai, Savm 50, (4, 178).

3186 - Abudullah Ibnu Ka'b Ibni Malikogullarindan ismi Enes Ibnu Malik olan bir adamdan anlatildigina gore, demistir ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, yolcudan namazin yarisini kaldirdi, oruca da yeme hususunda ruhsat tanidi. Ayrica cocuk emziren ve hamile kadinlara, cocuklari hususunda endise ettikleri takdirde, orucu yeme ruhsati tanidi."
Ebu Davud, Savm 43, (2408); Tirmizi, Savm 21, (715); Nesai, Savm 51, (4, 180-182), 62, (4,190); Ibnu Mace, Siyam 12, (1668).

3187 - Muhammed Ibnu Ka'b anlatiyor: "Ramazanda Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh)in yanina geldim. Sefer hazirligi yapiyordu. Devesi hazirlandi, yolculuk elbisesini giydi. Yemek getirtip yedi. Ben kendisine:
"(Yola cikarken orucu bozmak) sunnet midir?" diye sordum.
"Evet!" dedi ve binegine atlayip yola cikti."
Tirmizi, Savm 76, (799, 800).

3188 - Imam Malik'e ulastigina gore, Hz. Omer (radiyallahu anh) Ramazan ayinda yolcu ise ve Medine'ye gunun basinda girecegini tahmin etmisse, oruclu olarak sehre girerdi."
Muvatta, Siyam 27, (1, 296).

3189 - Mansur el Kelbi anlatiyor: "Dihye Ibnu Halife (radiyallahu anh), Ramazan'da Dimesk'e bagli koylerden (Mizze adindaki) birinden cikip Fustat'tan Akabe koyune olan mesafe kadar bir yol aldi. Bu mesafe uc millik bir uzakIikti. Dihye ve beraberindekilerden bir kismi (o gun) orucu yediler. Bir kismi ise orucu yemeyi uygun gormediler. Dihye, koyune donunce;
"Vallahi bugun, vukua gelecegi liic aklimdan gecmeyen bir hadise ile karsilastim: Bir kisim kimseler Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ve ashabi'nin sunnetini begenmediler" dedi. Bunu, o gun orucu acmayanlar icin soylemisti. Dihye (radiyallahu anh) bu hayiflanmasini soyle noktaladi:
"Allahim beni yanina al!''
Ebu Davud, Savm 46, (2413).

3190 - Ubeyd Ibnu Cubeyr rahimehullah anlatiyor: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan olan Ebu Basra el-Gifari (radiyallahu anh) ile Fustat'tan yola cikan bir gemide Ramazan'da beraberdik. (Iskenderiye'ye gitmek istiyordu. Ebu Basra ve beraberindekiler) gemiye cikarildi. (Daha evleri tamamen gecmemisti ki sofra emretti.) Sabah yemegi getirildi. Bana da: "Yaklas (beraber yiyelim!)" dedi. Ben:
"Evleri hala gormuyor musun?" dedim. Bana:
"Yoksa sen Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sunnetinden hoslanmiyor musun?" dedi. Bunun uzerine o yedi, ben de yedim."
Ebu Davud, Savm 45, (2412)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3191 - Seleme Ibnu'l- Muhabbak (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim sefer sirasinda Ramazan'a erer ve beraberinde kendisini karnini doyuracak yere goturecek bir binegi varsa nerede olursa olsun orucunu tutsun."
Ebu Davud, Savm 44, (2410, 2411).

ORUCU YEMEYI GEREKTIREN SEYLER

3192 - Nafi anlatiyor: "Ibnu Omer radiyallahu anhum diyor ki: "Ramazani, hastalik ve sefer sebebiyle yiyenler, onu pes pese tutarlar."
Muvatta, Siyam 45, (1, 304)

3193 - Ibnu Sihab anlatiyor: "Ebu Hureyre ve Ibnu Abbas (radiyallahu anhum) Ramazan orucunun kazasi hususunda ihtilaf ettiler. Biri: "Aralari acilabilir'' dedi. Digeri, "acilamaz!'' dedi. Ben hangisinin "acilabilir '' dedigini, hangisinin de "acilamaz!'' dedigini bilmiyorum.''
Muvatta; Savm 46, (1, 304).

3194 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Uzerimde Ramazan orucu bulunurdu da ben onlari ancak Saban ayinda kaza edebilirdim. Bu, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in mevkii sebebiyle idi."
Buhari, Savm 40; Muslim, siyam 151, (1146); Muvatta, Siyam 54, (1, 308); Ebu Davud, Savm 40, (2399); Tirmizi, Savm 66, (783); Nesai, Savm 64, (4, 191).

3195 - Yine Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim uzerinde oruc borcu oldugu halde olurse, velisi ona bedel tutar."
Buhari, Savm 42; Muslim, Siyam 153, (1174); Ebu Davud, Savm 41, (2400).

3196 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor: "Bir kadin Resulullah aleyhissalatu vesselam'a gelerek: "Annem vefat etti, uzerinde de nezir orucu borcu var, kendisine bedel oruc tutabilir miyim?" dedi. Resulullah:
"Annen uzerinde borc olsaydi da sen odeyiverseydin, bu borc onun yerine odenmis olur muydu?" diye sordu. Kadin:
"Evet!" deyince, Aleyhissalatu vesselam:
"Oyleyse annene bedel oruc tut!" buyurdu."
Buhari, Savm 42; Muslim, Savm 156, (1148); Ebu Davud, Eyman 25, (3307, 3308); Tirmizi, Savm 22, (716).

3197 - Imam Malik'e ulastigina gore Ibnu Omer radiyallahu anh, bir kimsenin diger bir kimse yerine oruc tutmasini veya bir kimsenin baska bir kimse yerine namaz kilmasini munker addederdi."
Muvatta, siyam 43, (1, 303).

3198 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Ben ve Hafsa oruclu idik. Bize yiyecek hediye edildi. Ondan yedik. Resulullah aleyhissalatu vesselam yanimiza girdi. Hafsa (cur'ette) babasi gibiydi, sozde benden evvel davranip:
"Ey Allah'in Resulu, biz, Aise ve ben nafile oruca niyet etmis, bu niyetle sabaha kavusmustuk. Bize bir yemek hediye edildi. Biz de ondan yedik" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bunun yerine bir baska gun kaza orucu tutun!" buyurdu."
Muvatta, Siyam 50, (1, 306); Ebu Davud, Savm 73, (2457); Tirmizi, Savm 36, (735).

3199 - Esma Bintu Ebi Bekr radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah zamaninda bulutlu bir gunde orucumuzu actik. Sonra gunes dogdu. Hisam'a: "Kaza emredildi mi?" diye soruldu. "Kazasiz olur mu?" diye cevap verdi."
Buhari, Savm 46; Ebu Davud, Savm 23, (2359).

3200 - Eslem rahimehullah anlatiyor: "Omer bunu, yani kazayi yerine getirdi ve dedi ki: "Bu is basittir, ictihadda bulunduk.''
Muvatta, Siyam 44, (1, 303)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3201 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Ramazan ayinda, hasta veya ruhsat sahibi olmaksizin kim bir gunluk orucunu yerse, butun zaman boyu oruc tutsa bu orucu kaza edemez."
Buhari, Savm 29; Tirmizi, Savm 27, (723); Ebu Davud, Savm 38, (2396).

KEFARET

3202 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir adam geldi ve: "Ey Allah'in Resulu, helak oldum" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Seni helak eden sey nedir?" diye sorunca:
"Oruclu iken hanimima temas ettim" dedi. Bunun uzerine Resulullah'la aralarinda su konusma gecti:
"Azad edecek bir kole bulabilir misin?"
"Hayir!"
"Ust uste iki ay oruc tutabilir misin?"
"Hayir!"
"Altmis fakiri doyurabilir misin?"
"Hayir!"
"Oyleyse otur!" Biz bu minval uzere beklerken, Aleyhissalatu vesselam'a icerisinde hurma bulunan bir buyuk sepet getirildi.
"Soru sahibi nerede?" diyerek adami aradi. Adam:
"Benim! Buradayim!" deyince, Aleyhissalatu vesselam:
"Su sepeti al, tasadduk et!" dedi. Adam:
"Benden fakirine mi? Allah'a yemin ediyorum, Medine'nin su iki kayaligi arasinda benden fakiri yok!" cevabini verdi. Bunun uzerine Resulullah gulduler ve:
"Oyleyse bunu ehline yedir!" buyurdular."
Buhari, Savm 29, 31, Hibe 20, Nafahat 13, Edeb 68, 95, Kefaretu'l- Eyman 3, 4, Hudud 26; Muslim, Siyam 81, (1111); Muvatta, Siyam 28, (1, 296, 297); Ebu Davud, Savm 37, (2390, 2391, 2392, 2393); Tirmizi, Savm 28, (724).

3203 - Imam Malik'e ulastigina gore, Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh) yaslaninca oruc tutamaz oldu. O zaman orucu yedi ve oruca bedel fidye odedi."
Muvatta, Siyam 51, (1, 307).

3204 - Yine Imam Malik'e ulastigina gore; Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhhuma)'e "Hamile kadin, karnindaki cocuk icin endiseye dusecek olur ve oruc da kendisine agir gelmeye baslarsa ne yapmali?" diye sorulmustu. Su cevabi verdi:
"Orucu yer, her gun icin bir fakire, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in muddu ile bir mudd bugday verir."
Muvatta, Siyam 52, (1, 308).

3205 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Kim, uzerinde Ramazan ayinin orucu oldugu halde olecek olursa, (olunun velisi) her bir gun yerine, bir fakire yiyecek versin."
Tirmizi, Savm 23, (718).

3206 - Kasim Ibnu Muhammed rahimehullah'dan anlatildigina gore soyle diyordu: "Uzerinde Ramazan borcu olan kimse, kaza edecek guc ve kuvvette oldugu halde, muteakip Ramazan gelinceye kadai bunu tutmamis ise, her bir gun yerine bir fakire bir mudd bugday vermeli ve orucu kaza etmelidir."
Muvatta, Siyam 53, ( 1, 308).

SABIR

3207 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), (olen) cocugu icin aglamakta olan bir kadina rastlamisti:
"Allah'tan kork ve sabret!" buyurdu: Kadin (izdirabindan kendisine hitab edenin kim olduguna bile bakmadan):
"Benim basima gelenden sana ne?'' dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uzaklasinca, kadina:
"Bu Resulullah idi!'' dendi. Bunun uzerine, kadin cocugun olumu kadar da soyledigi sozden dolayi (utanip) uzuldu. (Ozur dilemek icin) dogru aleyhissalatu vesselamin kapisina kostu: Ama kapida bekleyen kapicilar gormedi, dogrudan huzuruna cikti ve:
"Ey Allah'in Resulu, (o yakisiksiz sozu) sizi tanimadan sarfettim (bagislayin!)" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Makbul sabir, musibetle karsilastigin ilk andakidir" buyurdu."
Buhari; Cenaiz 43; 7, 32, Ahkam 11; Muslim, Cenaiz 14, (626); Ebu Davud, Cenaiz 27, (3124); Tirmizi, Cenaiz 13, (987); Nesai; Cenaiz 22, (4, 22).

3208 - Ummu Seleme (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i sunlari soylerken isittim:
"Kendisine bir musibet gelen musluman Allah'in emrettigi: "Inna lillahi ve inna ileyhi raci'un, allahumme ecirni fi musibeti vahluf li hayran minha. "Biz Allah'iniz ve ancak O'na donecegiz. Bana bu musibetim icin ucret ver. Ve bana bunun arkasindan daha hayirlisini ver'' derse Allah o musibeti alir ve mutlaka daha hayirlisini verir."
Umm-u Seleme der ki: "Ebu Seleme (radiyallahu anh) vefat ettigi zaman ben: "Ebu Seleme'den daha hayirli olan hangi musluman var? Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ilk hicret eden hane, onun hanesiydi'' dedim. Ben bunu soyledikten sonra Allah, onun yerine bana Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i verdi. Soyle ki: Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana Hatib Ibnu Ebi Belte'a'yi gondererek kendisi icin beni istetti. Ben: "Benim (kucuk) bir kiz cocugum var, ayrica ben kiskanc bir kadinim. (Resulullah'in ise bircok hanimi var, imtizacsizliktan korkarim)'' diye cevap verdim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Kiz cocuguna gelince, Allah'a dua ederiz, onu kendisinden mustagni kilar, kiskancligi icin de Allah'a gidermesini dua ederim'' buyurdular.''
MusIim, Cenaiz 3, (918); Muvatta; Cenaiz 42, (1, 236); Ebu Davud,Cenaiz 22, (3119); Tirmizi, Da'avat 88; (3506).

3209 - Ebu Sinan anlatiyor: "Oglum Sinan'i defnettigimde kabrin kenarinda Ebu Talha el-Havlani oturuyordu. Defin isinden cikinca bana:
"Sana mujde vermeyeyim mi?'' dedi. Ben:
"Tabii, soyle!'' dedim.
"Ebu Musa el-Es'ari (radiyallahu anh) bana anlatti'' diye soze baslayip Resulullah'in su sozlerini nakletti:
"Bir kulun cocugu olurse, Allah meleklere soyle soyler:
"Kulumun cocugunu kabzettiniz mi?"
"Evet" derler.
"Yani kalbinin meyvesini elinden mi aldiniz?'' Melekler yine:
"Evet" derler. Allah tekrar sorar:
"Kulum (bu esnada) ne dedi?''
"Sana hamdetti ve istircada bulundu'' derler. Bunun uzerine Allah Teala hazretleri soyle emreder:
"Oyleyse, kulum icin cennette bir kosk insa edin ve bunu Beytu'l-hamd (hamd evi) diye isimlendirin.''
Tirmizi; Cenaiz, 36; (1021).

3210 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah Teala hazretleri soyle demistir: "Ben kimin iki sevdigini almissam ve o da sevabini umarak sabretmisse, ona cennet disinda bir mukafaat vermeye razi olmam.''
Tirmizi, Zuhd 58, (2403).
Derim ki: "Bu hadisi Buhari de tahric etti. Ondaki ibare soyle: "Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Allah Teala hazretleri buyurdu ki: "Ben kulumu iki sevdigiyle imtihan edersem o da sabir gosterir (ve sevap umarsa) onlara bedel cenneti veririm.'' (Buradaki "iki sevdigi'' ile gozlerini kastediyor.'' Dogruyu Allah bilir.")
Buhari, Marza 7
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3211 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'I-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Mu'min kul, arz ahalisi icindeki has sevdigi (evladi) elinden alindigi zaman sabreder ve mukafaat umarsa Allah o kulu icin cennetten asagi bir mukafaata razi olmaz."
Nesai, Cenaiz 23, (4, 23).

3212 - Ata Ibnu Ebi Rabah rahimehullah anlatiyor: "Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) bana:
"Sana cennet ehlinden bir kadin gostermeyeyim mi?'' dedi. Ben de: "Evet goster!'' dedim.
"Iste dedi, su siyah kadin var ya, o, Resulullah'a gelip: "Ben saraliyim, (nobet gelince) ustumu basimi aciyorum, Allah'a benim icin dua ediver (hastaliktan kurtulayim)'' dedi. Aleyhissalatu vesselam; "Dilersen sabret, sana cennet verilsin, dilersen sana sifa vermesi icin Allah'a dua edivereyim'' dedi. Kadin: "Oyleyse sabredecegim, ancak ustumu basimi acmamam icin dua ediver'' dedi. Resulullah da ona oyle dua etti.''
Buhari, Marza 6; Muslim, Birr 54; (2576).

3213 - Ata Ibnu Yesar rahimehullah anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kul hastalandigi zaman Allah Teala hazretleri ona iki melek gonderir ve onlara: "Gidin bakin, kulum yardimcilarina ne diyor bir dinleyin!" der. Eger O kul, melekler geldigi zaman Allah'a hamdediyor ve senalarda bulunuyor ise, onlar bunu, her seyi en iyi bilmekte olan Allah'a yukseltirler. Allah Teala hazretleri, bunun uzerine soyle buyurur: "Kulumun ruhunu kabzedersem; onu cennete koymam kulumun benim uzerimdeki hakki olmustur. Sayet sifa verirsem, onun etini daha hayirli bir etle, kanini daha hayirli bir kanla degistirmem ve gunahlarini da affetmem uzerimde hakki otmustur.''
Muvatta, Ayn 5, (2, 940).

3214 - Habbab Ibnu'l-Eret (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ka'be'nin golgesinde bir burdeye yaslanmis otururken, gelip (musriklerin yaptiklarindan) sikayette bulunduk:
"Bize yardim etmiyor musun, bize dua etmiyor musun?'' dedik. Su cevabi verdi:
"Sizden. once oyleleri vardi ki, kisi yakalaniyor, onun icin hazirlanan cukura konuyor, sonra getirilen bir testere ile basinin ortasindan ikiye bolunuyordu. Bazisi vardi, demir taraklarla taraniyor, vucudunda sadece et ve kemik kaliyordu. Bu yapilanlar onlaridininden ceviremiyordu. Allah'a kasem olsun Allah bu dini tamamlayacaktir. Oyle ki, bir yolcu devesine bindimi San'a'dan kalkip Hadramevt'e kadar gidecek, Allah'tan baska hicbir seyden korkmayacak, koyunu icin de sadece kurttan korkacak. Ancak siz acele ediyorsunuz."
Buhari, Menakibu'l- Ensar 29, Menakib 25, Ikrah 1; Ebu Davud, Cihad 107, (2649); Nesai, Zinet 98, (8, 204).

3215 - Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kizi (Zeyneb), babasina birisini gondererek "Oglum olmek uzere, son nefesini verirken yaninda hazir ol'' diye rica etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam); adami geri cevirirken:
"Selamimi soyle ve sunu hatirlat: Alan da Allah'tir, veren de Allah'tir. Her seyin O'nun yaninda muayyen bir eceli vardir. Sabretsin ve Allah'in (sabredenlere verecegi) mukafaati dusunsun!''
Buhari, Cenaiz 33, Marza 9, Kader 4, Eyman 9, Tevhid 2, 25; Muslim, Cenaiz 11, (923); Ebu Davud, Cenaiz 28, (3125); Nesai, Cenaiz 22, (4, 21, 22).

3216 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ebu Talha'nin bir oglu hastalandi. Sonunda Ebu Talha evde yokken vefat etti. Cocugun oldugunu bilmiyordu. Hanimi, cocugun oldugunu gorunce, (cocugun defni icin gerekli) hazirligi yapti, onu evin bir kenarina koydu. Ebu Talha (aksam olup)eve gelince: "Cocuk nasil oldu?" diye sordu. Hanimi, "Sukunete erdi, istirahate kavusmus olmasini umarim" (diye yuvarlak bir) cevapta bulundu. Ebu Talha haniminin dogru soyledigini zannetti.
Sonra hanimi, aksam yemegini getirdi. Yatagini hazirladi. (Sonra kocasi icin suslendi. Ebu Talha temasta bulundu.) Sabah olunca Ebu Talha gusletti. Evden cikacagi zaman hanimi cocugun olumunu haber verdi. Ebu Talha, Resulullah aleyhissalatu vesselam'la sabah namazi kildi. Sonra kadinin yaptigini bir bir anlatti. Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"Allah gecenizi hakkinizda mubarek kilmis olsun" buyurdular. Sonra onlara (Allah Teala Hazretleri) dokuz evlat verdi, hepsi de Kur'an'i okudular."
Buhari, Cenaiz 42, Akika 1.

3217 - Kasim Ibnu Muhammed anlatiyor: "Hanimim vefat etmisti. Bana, Muhammed Ibnu Ka'b el-Kurazi, ta'ziye (bas sagligi dilemek) maksadiyla ugradi. Ve sunu anlatti:
"Beni Israil'de fakih, alim, abid, gayretli bir adam vardi. Onun cok sevdigi karisi vefat etmisti. Onun olumune adam cok uzuldu, oyle ki, bir odaya cekilip kapiyi arkadan kapatti, yalnizliga cekildi, kimse yanina giremedi. Onun bu halini, Beni Israil'den bir kadin isitti. Yanina gelip: "Benim onunla bir meselem var, kendisine bizat sormam lazim" dedi. Halk oradan cekildi. Kadin kapida kalip:
"Mutlaka gorusmem lazim" dedi. Birisi adama seslendi:
"Burada bir kadin var, senden birseyler sormak istiyor, "mutlaka bizzat gorusmem lazim, bizzat sormam lazim" diyor. Herkes gitti kapida sadece o kadin var ve ayrilmiyor." Icerdeki adam:
"O'na musaade edin gelsin" dedi. Kadin yanina girdi. Ve:
"Sana bir sey sormak icin geldim" dedi. Adam:
"Nedir o?" deyince, kadin anlatti:
"Ben komsumdan iareten bir gerdanlik almistim. Onu bir muddet takindim ve iareten kullandim. Sonra onu benden geri istediler. Bunu onlara geri vereyim mi?" Adam:
"Evet, vallahi vermelisin!" dedi. Kadin:
"Ama o epey bir zaman benim yanimda kaldi. (Onu cok da sevdim)" dedi. Adam:
"Bu hal senin, kolyeyi onlara iade etmeni daha cok hakli kiliyor, zira onu iare edeli cok zaman olmus" demisti(ki, bu cevabi bekleyen kadin) atildi:
"Allah iyiligini versin! Sen Allah'in sana once iare edip, sonra senden geri aldigi seye mi uzuluyorsun? O, verdigi seye senden daha cok hak sahibi degil mi?" dedi. Adam bu nasihat uzerine icinde bulundugu duruma bakti (ve kendine geldi). Boylece Allah, kadinin sozlerinden adamin istifade etmesini sagladi."
Muvatta, Cenaiz 43, (1, 237).

3218 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Isittigi seyin verdigi ezaya aziz ve celil olan Allah'tan daha sabirli kimse yoktur. Cunku O'na sirk kosulur, evladlar nisbet edilir. O, yine de onlara afiyet ve rizik vermeye devam eder."
Buhari, Edeb 71, Tevhid 3; Muslim, Sifatu'l-Munafikin 49, (2803).

3219 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Ben, peygamberlerden (aleyhimusselam) birinin acikli bir hikayesini anlatmis olan Resulullah aleyhissalatu vesselam'i su anda sanki tekrar seyrediyor gibiyim. Demisti ki: "Kavmi ona siddetle vurup yaralamisti. O hem akan kanlarini siliyor, hem de: "Allahim, kavmimi magfiret et, cunku onlar bilmiyorlar" demisti."
Buhari, Istitabe 4, Enbiya 50; Muslim, Cihad 105, (1792).

3220 - Abdurrahman Ibnu'l-Kasim anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Benim (yoklugumdan hasil olan) musibet, muslumanlari musibetlerinde teselli etmelidir."
Muvatta, Cenaiz 41, (1, 236).
Bir baska rivayette soyle denmistir: "Kim bir musibete ugrarsa, benim yoklugum sebebiyle maruz kaldigi musibetini hatirlasin. Cunku bu, en buyuk musibettir."
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3221 - Yahya Ibnu Vessab, Resulullah aleyhissalatu vesselam'in Ashabindan bir yaslidan naklediyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Insanlara karisip onlarin ezalarina katlanan musluman, onlara karismayip, ezalarina katlanmayandan hayirlidir."
Tirmizi, Kiyamet 56, (2509); Ibnu Mace, Fiten 23, (4032).

SIDK VE DOGRULUK

3222 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sidk insani birr'e (Allah'i razi edecek iyilige) goturur, birr de cennete goturur. Kisi, dogru soyler ve dogruyu arar da sonunda Allah'in indinde siddik (dogru sozlu) diye kaydedilir. Yalan da kisiyi haddi asmaya goturur. Haddi asmak da atese goturur. Kisi yalan soyler ve yalani arastirir da sorunda Allah'in indinde yalanci diye kaydedilir."
Buhari, Edeb 69; Muslim, Birr 102, 103, (2606, 2607); Muvatta, Kelam 16, (2, 989); Ebu Davud, Edeb 88, (4989); Tirmizi, Birr 46, (1972).

3223 - Ebi'l-Cevzai rahimehullah anlatiyor: "Hasan Ibnu Ali (radiyallahu anhuma)'ye: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan ne ezberledin?" diye sordum. Su cevabi verdi:
"Aleyhissalatu vesselam'dan "Sana suphe veren seyi terket, emin oldugun seye ulasincaya kadar git. Zira sidk (dogruluk) kalbin itminanidir, yalan suphedir."
Tirmizi, Kiyamet 61, (2520); Nesai, Esribe 50, (8, 327, 328).

SADAKA VE NAFAKANIN FAZILETI

3224 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Temiz seylerinden kim ne tasadduk ederse -ki Allah sadece temizi kabul eder- Rahman onu sag eliyle alir -ki O'nun her iki eli de sagdir- bu sadaka bir tek hurma bile olsa, O, Rahman'in avucunda dagdan daha iri oluncaya kadar buyur, tipki sizin bir tayi veya bir bodugu buyutmeniz gibi (O da sadakanizi buyutur)."
Buhari, Zekat 8; Muslim, Zekat 63, (1014); Muvatta, Sadakat 1, (2, 995); Tirmizi, Zekat 28, (661); Nesai, Zekat 48, (5, 57); Ibnu Mace, 28, (1842).

3225 - Yine Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir adam bos bir arazide giderken bulut icinden gelen bir ses isitti: "Falancanin bahcesini sula!" diyordu. O bulut uzaklasarak suyunu bir ketire (kayaliga) bosaltti. Derken oradaki sel yollarindan biri bu sularin tamamini akitmaya basladi. Adam da suyun istikametini takiben yurudu. Bir muddet sonra, suyu bahcesine cevirmek uzere elinde bir kurek, calisan bir adam gordu. Ona:
"Ey Allah'in kulu ismin ne?" diye sordu.
"Falan!" dedi. Bu isim, adamin buluttan isittigi isimdi. Bu sefer o sordu:
"Ey Allah'in kulu, peki sen benim adimi niye sordun?"
"Ben sana su suyu getiren buluttan bir ses isitmistim, senin ismini soyleyerek "Falanin bahcesini sula!" diyordu. Sen bahcede ne yapiyorsun?"
"Madem ki sordun soyleyeyim. Ben bu bahceden cikan mahsule nezaret ederim. Ondan cikan mahsulun ucte birini tasadduk ederim. Ucte birini ben ve ailem yeriz, ucte birini de bahceye iade ederim" dedi."
Muslim, Zuhd 45, (2984).

3226 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Bir dirhem, yuzbin dirhemi gecmistir."
"Bu nasil olur, ey Allah'in Resulu?" diye sordular. Su cevabi verdi.
"Bir adamin iki dirhemi vardi. Bunlardan daha iyisini tasadduk etti. Digeri ise, malinin yanina varip, malindan yuzbin dirhem cikardi ve onu tasadduk etti."
Nesai, Zekat 49, (5, 59).

3227 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma'nin anlattigina gore, kendisine bir dilenci gelmis o da dilenciye sormustur:
"Allah'tan baska ilah olmadigina ve Muhammed aleyhissalatu vesselam'in O'nun elcisi olduguna sehadet ediyor musun?" Adam, "Evet!" deyince tekrar sormustur: "Oruc tutuyor musun?" Adam tekrar "Evet!" demistir. Bunun uzerine Ibnu Abbas:
"Sen istedin. Isteyenin bir hakki vardir. Bizim de isteyene vermek, uzerimize vazifedir" der ve ona bir elbise verir. Sonra ilaveten der ki:
"Resulullah aleyhissalatu vesselam'i isittim soyle demisti: "Bir muslumana elbise giydiren her musluman mutlaka Allah'in hifzi altindadir, ta o giydirdiginden bir parca onun uzerinde bulundukca."
Tirmizi, Kiyamet 42, (2485).

3228 - Ebu Sa'id radiyallahu anh anlatiyor: "Bir bedevi gelerek: "Ey Allah'in Resulu! Bana hicretten haber ver!" dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Vah sana! O agir bir istir. Senin develerin var mi?" dedi. adam, "Evet!" deyince:
"Zekatlarini veriyor musun?" diye sordu. Adam yine "Evet!" deyince:
"oyleyse sen o uzaklarda kal ve calis, zira Allah senin amelinden hicbir seyi eksiltmeyecektir" buyurdu."
Buhari, Zekat 36, Edeb 95; Muslim, Imaret 87, (1865); Ebu Davud, Cihad 1, (2477); Nesai, Bey'a 11, (7, 144).

3229 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor:c "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sadaka Rabbin ofkesini sondurur ve kotu olumu bertaraf eder."
Tirmizi, Zekat 28, (664).

NAFAKA

3230 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kullarin sabaha erdigi her gunde iki melek semadan iner ve bunlardan biri soyle dua eder: "Ey Ilahimiz! Infak edene halef (devam) ver." Digeri de soyle dua eder:
"Ey Ilahimiz! Cimriye de telef ver."
Buhari, Zekat 28; Muslim, Zekat 57, (1010).
Bir baska rivayette: "Allah Teala Hazretleri soyle der: "Ey Ademoglu! Sen infak et, ben de sana infak edeyim" seklinde gelmistir
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3231 - Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor. "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Musluman olan bir kul, sahib oldugu her bir maldan Allah yolunda bir ciftini infak ederse, cennetin kapicilari onu mutlaka karsilar ve her biri kendi bekledigi kapidan girmesi icin davet eder."
"Bu nasil olur?" diye sorulmustu, soyle cevap verdi:
"Diyelim ki mali deve cinsindendir, iki deve; sigir cinsindendir, iki sigir (infak eder)."
Nesai, Cihad 45, (6, 48-49).

3232 - Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir dinar var Allah yolunda harcadin, bir dinar var kole azad etmede harcadin, bir dinar var fakirler icin tasadduk ettin, yine bir dinar var onu da ailen icin harcadin. Iste (hep hayirda harcanan) bu dinarlarin sana en cok sevap getirecek olani ehlin icin harcadigindir."
Muslim, Zekat 39, (995).

3233 - Ebu Mes'ud el-Bedri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Musluman kisi, ailesinin nafakasi icin harcar ve bundan sevap umarsa bu ona sadaka olur."
Buhari, Nafakat 1, Iman 41; Muslim, Zekat 48, (1002); Nesai, Zekat 60, (5, 69); Tirmizi, Birr 42, (1966).

3234 - Ibnu Mes'ud radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim ailesine Asure gunu genis (comert) davranirsa Allah da ona senenin geri kalan gunlerinde genis davranir."
Sufyan servi der ki: "Biz bunu denedik ve oyle bulduk."
Rezin tahric etmistir. (Cami'us-Sagir (Serhi Feyzu'l-Kadir'de mevcuttur) 6, 235.

TASADDUK VE INFAKA TESVIK

3235 - Harise Ibnu Vehb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sadaka verin. Kisinin eline parayi alip sadaka olarak vermek uzere ciktigi ve fakat kendisine bagista bulunulan kimsenin "Bunu dun getirmis olsaydin kabul ederdim, ama su anda ona ihtiyacim yok'' diye cevap verecegi ve boylece sadakasini kabul edecek bir kimseyi bulamadan sadakasi elinde oldugu halde geri donecegi zaman yakindir."
Buhari, Fiten 24, Zekat 9; Muslim, Zekat 58, (1011); Nesai, Zekat 64, (5, 77).

3236 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muhakkak ki insanlar uzerine oyle bir zaman gelecek ki, o vakit kisi altindan sadaka ile (carsi pazar) dolasir da bunu kendisinden sadaka olarak kabul edecek tek kisi bulamaz. O zaman, tek bir erkege kirk tane kadinin tabi oldugunu ve kadinlarin coklugu ve erkeklerin azligi sebebiyle ona sigindiklarini gorursun.''
Buhari, Zekat 9; MusIim, Zekat 59, (1012).

3237 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sadaka vermede acele edin. Cunku bela sadakanin onune gecemez.''
Rezin tahric etmistir. (Cami'u's-Sagir serh-i Feyzu'I-Kadir'de mevcuttur) 3, 195).

3238 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah arzi yarattigi zaman, arz sallanmaya (tipki bir hurma agaci gibi saga sola) yalpalar yapmaya basladi, bunun uzerine daglarla onu sabitlestirdi ve boylece arz istikrarini buldu. Melekler daglarin siddetine hayrette kaldilar.
"Ey Rabbimiz, dediler, daglardan daha siddetli bir mahluk yarattin mi?"
"Evet, buyurdu. Demiri yarattim.''
"Demirden daha siddetli bir sey yarattin mi?'' dediler. Hak Teala:
"Evet! dedi. Atesi yarattim.''
"Atesten daha agir bir sey yarattin mi?" diye yine sordular. Hak Teala:
"Evet, dedi, suyu yarattim! ''
"Sudan daha siddetli bir sey yarattin mi?'' dediler. Hak Teala tekrar cevap verdi:
"Evet, ruzgari yarattim.''
"Ruzgardan daha siddetli bir sey yarattin mi?'' diye yine sordular. Hak Teala:
"Evet insanoglunu yarattim'' dedi ve devam etti: "Eger o, sag eliyle sadaka verir, sol eli gormeyecek kadar gizlerse (daha siddetlidir).''
Tirmizi, Tefsir, Muavvizateyn 2, (3366).

3239 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) minberde, sadakadan ve dilenmeye tevessul etmemekten bahsettigi sirada:
"Ustteki el, alttaki elden hayirlidir!'' buyurdu. "Ustteki'' infak eden "alttaki'' de dilenen demektir.''
Buhari, Zekat 18; MusIim, Zekat 94. (103 3 ); Muvatta, Sadaka 8, (2, 998) ; Ebu Davud, Zekat 28, (1648); Nesai, Zekat 52, (5, 61).

3240 - Adiyy Ibnu Hatim (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Yarim hurma ile de olsa kendinizi atesten koruyun'' buyurdu.''
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3241 - Bir rivayette de: "Sizden kim, bir yarim hurma ile de olsa atesten korunabilirse, bunu yapsin'' buyurmustur.''
Buhari, Zekat 10, 9, Menakib 25, Edeb 34, Rikak 49, 51, Tevhid 24, 36; Muslim, Zekat 66-67, (1016); Nesai, 63, (5, 74-75).

3242 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir gun: "Ey Allah'in Resulu! dendi, hangi sadaka daha ustundur?''
"Fakirin comertligidir. Sen bakimiyla mukellef olduklarindan basla."
Ebu Davud, Zekat 40, (1677).

3243 - Said Ibnu'l Museyyeb (radiyallahu anh) anlatiyor: "Sa'd Ibnu Ubade (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek sordu:
"Senin hosuna giden sadaka hangisidir?''
"Su!'' cevabini verdi.''
Ebu Davud, Zekat 41, (1679-1680).

3244 - Zeyd Ibni Eslem (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Dilenci at uzerinde de gelse ona sadaka verin."
Muvatta, Sadaka 3, (2, 992 ).

3245 - Ebu Davud'daki bir rivayette: "Dilenci icin bir hak vardir, at uzerinde de gelse bile" buyurmustur.''
Ebu Davud, Zekat 33, (1665).

3246 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Mal sadaka ile eksilmez.''
"Allah affi sebebiye kulun izzetini artirir.''
"Allah icin mutevazi olan bir kimseyi Allah yuceltir.''
Muslim, Birr, 69 (2588); Tirmizi, Birr 82, (2030); Muvatta, Sadaka 12, (2, 1000).

3247 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), hurma mahsulunden her on vask miktara, fakirler icin, bir salkim hurmanin mescide asilmasini emretti.''
Ebu Davud, Zekat 32,(1662).

3248 - Avf Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), birgun elinde asasi oldugu halde cikti. Adamin biri curuklu bir hurma salkimi asmis idi. Aleyhissalatu vesselam salkima degnegini durtuyor ve:
"Bu sadakanin sahibi, keske bundan daha iyisini tasadduk etmek isteseydi. Bu sadakanin sahibi, Kiyamet gunu curuk hurma yiyecek" diyordu.
Ebu Davud, Zekat 16 (l608): Nesai, Zekat 27, (5, 43, 44)

3249 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ustu basi yok, ayaklari ciplak, sadece kaplan postu gibi cizgili bedei pestamali -veya abalarina- sarinmis, kiliclari boyunlarinda asili olduklari halde hepsi de Mudarli olan bir grup geldi. Onlarin bu fakir ve sefil halini gormekten Resulullah aleyhissalatu vesselam'in yuzu degisti. Odasina girdi tekrar geri geldi. Hz. Bilal'e ezan okumasini soyledi. O da ezan okudu, sonra ikamet getirdi.Namaz kilindi. Aleyhissalatu vesselam namazdan sonra cemaate hitabetti ve:
"Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratip, ondan zevcesini halk eden ve ikisinden de pek cok erkek ve kadin var eden Rabbinizden korkun. Kendisi adina birbirinizden dilekte bulundugunuz Allah'in ve akrabanin haklarina riayetsizlikten de sakinin. Allah suphesiz hepinizi gorup gozetmektedir" (Nisa 1) ayetini okudu. Bundan sonra Hasir suresindeki su ayeti okudu:
"Ey insanlar, Allah'tan korkun. Herkes yarina ne hazirladigina baksin. Allah'tan korkun, cunku Allah islediklerinizden haberdardir" (Hasr 18).
Resulullah sozune devamla: "Kisi dinarindan, dirheminden, giyeceginden, bir sa' bugdayindan, bir sa' hurmasindan tasaddukta bulunsun. Hicbir seyi olmayan, yarim hurma da olsa mutlaka bir bagista bulunmaya gayret etsin" buyurdu. Derken Ensar'dan bir zat, nerdeyse tasiyamayacagi kadar agir bir bohca ile geldi. Sonra halk sokun ediverdi (herkes bir sey getirmeye basladi). Oyle ki, az sonra biri yiyecek, digeri giyecek maddesinden mutesekkil iki yiginin meydana geldigini gordum. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) memnun kalmisti, yuzunun yaldizlanmis gibi parladigini gordum. Soyle buyurdular:
"Islam'da kim bir hayirli yol acarsa, ona bu hayrin ecri ile, kendisinden sonra o hayri isleyenlerin ecrinin bir misli verilir. Bu, onlarin ecrinden hicbir sey eksiltmez de. Kim de Islam'da kotu bir yol acarsa, ona bunun gunahi ile, kendinden sonra onu isleyenlerin gunahi da verilir. Bu da onlarin gunahindan hicbir eksilmeye sebep olmaz.''
Muslim, Zekat 69, (1017); Nesai, Zekat 64, (5, 75 - 76).

3250 - Hz. Ebu Hureyre (radiyaIlahu anh) anIatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir adam: "Bu gece mutlaka bir sadaka verecegim!'' deyip, sadakasiyla cikti. Fakat (farkina varmadan) onu bir hirsizin avucuna sikistirdi. Sabah olunca herkes:
"Bu gece bir hirsiza sadaka verilmis!" diye dedikodu yapti. Adam:
"Ya Rabbi bir hirsiza sadaka verdigim icin sana hamdediyorum'' dedi ve ilave etti: "Ancak mutlaka bir sadaka daha verecegim!''
Yine sadakasiyla cikti. (Gece karanliginda bu sefer de) bir zaniyenin avucuna sikistirdi. Sabahleyin herkes:
"Bu gece bir zaniyeye sadaka verilmis!" diye dedikodu yapti. Adam:
"Allah'im bir hirsiz ve zaniyeye sadaka verdigim icin sana hamdolsun! yine de bir sadakada bulunacagim!'' dedi. Sadakasiyla birlikte sokaga cikti. (Karanlikta) bu sefer de bir zenginin eline sikistirdi. Sabahleyin herkes:
"Bu gece bir zengine sadaka verilmis!'' diye dedikodu yapti. Adam:
"Allah'im, bir hirsiz, bir zaniyeye ve bir zengine sadaka verdigim icin sana hamdediyorum!'' dedi. (Bilahare ruyasinda ona gelip soyle denildi):
"Senin sadakalarin kabul edildi. Soyle ki: (Ihlasla yani Allah rizasi icin vermen sebebiyle) hirsizin hirsizliktan vazgecip iffete gelmesi, zaniyenin ziinadan vazgecmesi, zenginin ibret alip Allah'in kendine verdiklerinden tasadduk etmesi umulur."
Buhari, Zekat 14; Muslim, Zekat 78, (1022); Nesai Zekat 47, (5, 55-56)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
SADAKANIN AHKAMI

3251 - "Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sadakanin en hayirlisi zenginlik halinde verilendir. Nafakasini vermek zorunda olduklarindan basla.''
Buhari, Zekat 18; Nafakat 2; Ebu Davud, Zekat 39, (1676); Nesai, Zekat, 53, (5,62).
Yine Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun sadaka (nafaka) vermeyi emretmisti. Bir adam:
"Ey Allah'in Resulu, dedi yanimda bir dinarim var!''
"Onu kendine tasadduk et (kendi nafakan icin harca)!'' buyurdu. Adam:
"Yanimda bir dinar daha var(sa)?'' dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Onu da cocuklarina tasadduk et" buyurdular. Adam tekrar:
"Bir baska dinarim daha var(sa)?'' deyince:
"Onu da zevcene tasadduk et" emrettiler. Adam bu sefer:
"Baska bir dinarim daha var(sa)?'' dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Onu da hizmetcine tasadduk et!" deyince, adam tekrar atildi:
"Bir baska dinarim daha var(sa)?'' Aleyhissalatu vesselam:
"Onun nereye verilecegini sen daha iyi bilirsin'' cevabini verdi.''
Ebu Davud, Zekat 45, (1691); Nesai, Zekat 54, (5, 62).

3252 - Hz. Ebu Saidi'I-Hudri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sadaka vermeyi emrettigi sirada mescide, dusuk kiyafetli bir adam girdi. Halk bagista bulundu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama iki parca giyecek verdi. Sonra halka tekrar:
"Sadaka verin!'' diye hitabetti. Derken o adam uzerindeki iki parcalik elbisesinin bir parcasini cikarip (sadaka olarak) atti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Benim kilik kiyafetini dusuk gorerek iki parca giyecek verdigim su adami siz de goruyor musunuz? "Sadaka verin!" dedigim zaman, kendisine az once verdigim iki parcadan birini cikarip (sadaka olarak) atti.'' (Resulullah adama yonelip:) "Elbiseni al!" dedi ve adami (niye boyle yapiyorsun? diye) azarladi."
Ebu Davut, Zekat 39, (1575); Nesai, Cuma 26, (3, 106), Zekat 59, (5, 63).

3253 - Hz. Cabir radiyallahu anh anlatiyor: "Adamin biri yumurta buyuklugunde bir altin getirip:
"Ey Allah'in Resulu, sunu bir madende ele gecirdim, bunu alin, tasadduk ediyorum! Bundan baska birseyim de yok'' dedi. Aleyhissalatu vesselam (memnuniyetsizligini ifade icin ondan yuzunu cevirdi. Sonra adam Resulullah'in sag tarafindan yaklasip ayni seyleri soyledi. Efendimiz yine adamdan yuzunu cevirdi. Adam bu sefer sol tarafindan yaklasti, ayni seyleri soyledi. Resulullah yine adamdan yuzunu cevirdi, sonra adam arka cihetinden yine yaklasip onceki sozlerini aynen tekrar etti. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam onu aldi ve adama atti. Eger degseydi canini yakacakti. Buyurdular ki:
"Biriniz butun sahib oldugu serveti getirip: "Bunu sadaka olarak veriyorum" diyor ve sonra da oturup halka avuc aciyor! Hayir. Sadakanin hayirlisi zenginlikten sonrakidir.''
Ebu Davud, Zekat 39, (1673).

3254 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Eger kadin, evin yiyeceginden zarar vermeyecek sekilde infak ederse, kadin infak ettigi icin, erkek de kazandigi icin sevaba kavusurlar, mali koruyan vekil harc icin de ayni sekilde sevab vardir. Bunlardan birinin sevabi digerinin sevabindan hicbir sey noksanlastirmaz."
Buhari, Zekat 26, 17,25, Buyu' 12; Muslim, Zekat 80, (1024); Ebu Davud, Zekat 44, (1685); Tirmizi, Zekat 34, (671, 672); Nesai, Zekat 57, (5, 65).

3255 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Kadin kocasinin evinden, onun izni olmadan infak edemez!'' buyurmustu ki sordular:
"Ey Allah'in Resulu! Yiyecek de mi veremez?''
"Evet buyurdular, o, mallarimizin en kiymetlisidir.''
Tirmizi, Zekat 34 (670).

3256 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'I-As radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah (aIeyhissalatu vesselam):
"Kadinin ihsanda bulunmasi, ancak kocasinin izniyle caizdir!'' buyurdular. ''

3257 - Bir rivayette soyle buyurmustur: "Koca, kadinin ismetine (nikahina) sahipse, kadinin kendi malinda da tasarrufu caiz olmaz.''
Ebu Davud, Buyu 86, (3546, 3547); Nesai, Zekat 58, (5, 65, 66).

3258 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: ''Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Musluman emin vekilharc, kendisine emredilen mali, gonul hoslugu ile verdigi taktirde tasadduk edenlerden biri olur ve sevaba istirak eder.''
Buhari,Zekat 25; Muslim, Zekat 79, (1023).

3259 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Allah yolunda bir at tasadduk etmis idim. Ona sahip olan kisi, hayvanin bakimini ihmal etti. Bunun uzerine ati satin almak istedim. Biraz ucuza satar diye dusunuyordum. Once Resulullah aleyhissalatu vesselam'a bir sorayim dedim.
"Sakin ha! buyurdu, ne onu satin al ne de sadakana don, hatta onu sana bir dirheme verse bile. Zira sadakasina donen, kustuguna donen gibidir!.'' buyurdular.''
Buhari, Zekat 59, Yesaya 31, Cihad 119, 137; Muslim, Hibat 3, (1621); Muvatta, Zekat 50, (1, 282); Ebu Davud, Zekat 9, (1793); Tirmizi, Zekat 23, (668); Nesai, Zekat 100, (5, 108, 109).
Muvatta'nin bir rivayetinde su ziyade vardir: ". . . (Sadakasina donen) kusmuguna donen kopek gibidir."

3260 - Ibnu Abbas radiyallahu anhuma anlatiyor:
"Bir adam gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, annem vefat etti. Ben onun icin tasaddukta bulunsam ona faydasi olur mu?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Evet!" deyince, adam:
"Benim bir meyveligim var. Sizi sahid kiliyorum, onu annem icin tasadduk ediyorum!" dedi."
Buhari, Vesaya 15, 20, 26, Ebu Davud, Vesaya 15 (2882); Tirmizi, Zekat 33, (669); Nesai, Vesaya 8, (6, 252, 253)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3261 - Sa'd Ibnu Ubade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, annem vefat etti, (onun adina) yapacagim sadakanin hangisi efdaldir?''
"Su!" buyurdular. Bu cevap uzerine Sa'd bir kuyu kazdi ve: "Bu kuyu Sa'd'in annesi icin" dedi."
(Ebu Davud, Zekat 42, (1679, 1680, 1681); Nesai, Vesaya 9, (6, 254, 255).

SILA-I RAHM

3262 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Rahim Ars'a asilidir, der ki: "Kim beni sila ederse Allah da ona sila etsin. Kim benden koparsa Allah da ondan kopsun."
Buhari, Edeb 13; Muslim" Birr 17, (2555).

3263 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Kim, rizkinin Allah tarafindan genisletilmesini, ecelinin uzatilmasini isterse sila-i rahim yapsin.''

3264 - Tirmizi'deki rivayet soyle: "Nesebinizden sila-i rahm yapacaklarinizi ogrenin. Zira sila-i rahim akrabalarda sevgi, malda bolluk, omurde uzamadir."
Buhari, Edeb 12; Tirmizi, Birr 49, (1980).

3265 - Meymune radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'dan izin almadan bir cariye azad ettim. Resulullah'in benimle kalma gunu gelip, beraber oldugumuz zaman:
"Ey Allah'in Resulu, cariyemi azad ettim, farkettlnlz mi?'' dedim.
"(Sahi mi soyluyorsun), bunu yaptin mi?'' dedi. Ben, "Evet!'' deyince:
"Keske onu dayilarina verseydin, senin icin daha hayirli olacakti!" buyurdular."
Buhari, Hibe 15; Muslim, Zekat 44, (999); Ebu Davud, Zekat 45 (1690).

3266 - Selman Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Fakirlere yapilan tasadduk bir sadakadir, ama zi-rahm'a (yani akrabaya) yapilan ikidir: Biri sila-i rahim, digeri sadaka."
Nesai, Zekat 82, (5, 92); Tirmizi, Zekat 26, (658); Ibnu Mace, Zekat 28, (1844).

ERKEGIN HANIMI UZERINDEKI HAKLARI

3267 - Hz. Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Sayet ben bir insanin baska bir insana secde etmesini emredecek olsaydim, kadina, kocasina secde etmesini emrederdim."
Tirmizi, Rada' 10, (1159).

3268 - Ummu Seleme (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hangi kadin, kocasi kendisinden razi olarak vefat ederse, cennete girer.''
Tirmizi, Rada 10, (1161).

3269 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Nefsim kudret elinde olan Zat-i Zulcelal'e yemin ederim, bir erkek hanimini yataga davet ettiginde kadin imtina edip gelmezse, kocasi ondan razi oluncaya kadar semada olan (melekler) ona gadab ederler.''

3270 - Bir baska rivayette soyle denmistir: "Erkek, kadinini yatagina cagirir, kadin da gelmeye yanasmaz, erkek ofkelenmis olarak sabahlarsa, melekler sabaha kadar -bir rivayette yataga gelinceye kadar- kadina lanet okurlar.''
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3271 - Bir baska rivayette: "Kadin kuskunlukle kocasinin yatagindan ayri olarak sabahlarsa, melekler onu lanetler" denmistir.
Buhari, Nikah 85, Bed'u'l-Halk 6; Muslim, Nikah 120 - 122 (1436); Ebu Davud, Nikah 41, (2141).

3272 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu. dendi, hangi kadin daha hayirlidir?''
"Kocasi bakinca onu surura garkeden, emredince itaat eden nefis ve malinda, kocasinin hosuna gitmeyen seyle ona muhalefet etmeyen kadin!" diye cevap verdi."
Nesai, Nikah 14 (6,68).

3273 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkege, hanimini ne sebeple dovdugu sorulmaz."
Ebu Davud, Nikah 43, (2147).

3274 - Ebu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: "Safvan Ibnu Muattal (radiyallahu anh)'in hanimi, yaninda Safvan da bulundugu bir anda Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, namaz kildigim zaman kocam beni dovuyor, oruc tuttugum zaman da orucumu bozduruyor, gunes doguncaya kadar da sabah namazi kilmiyor!'' dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), haniminin bu soyledikleri hakkinda Safvan'a sordu. Safvan:
"Ey Allah'in Resulu! "Namaz kildigim zaman dovuyor '' sozune gelince, o zaman (bir rekatte uzun) iki sure okuyor. Halbuki ben bunu yasakladim'' dedi. Resulullah kadina:
"Insanlara tek surenin okunmasi yeterlidir '' buyurdu. Safvan devam etti:
"Oruc tuttugum zaman bozduruyor '' sozune gelince, "Hanimim oruc tutup duruyor. Ben gencim, hep sabredemiyorum." dedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Bir kadin kocasinin izni olmadan (nafile) oruc tutamaz!'' buyurdular.
Safvan devamla: "Gunes doguncaya kadar sabah namazi kilmadigim sozune gelince, biz (gece calisan) bir aileyiz, bunu herkes biliyor. (Sabaha yakin yatinca) gunes doguncaya kadar uyanamiyoruz'' diye aciklama yapti. Aleyhissalatu vesselam:
"Ey Safvan, uyaninca namazini kil!" buyurdular."
Ebu Davud, Savm 74, (2459).

3275 - Ebu'I - Verd Ibnu Sumame anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh) Ibnu Agyed'e dedi ki: "Sana kendimden ve Resulullah (aleyhissalatu vesselam) 'in kizi Fatima (radiyallahu anha)'dan -ki o, babasina, ailesinin en sevgili olani idi-bahsedeyim mi?''
"Evet, bahsedin!'' dedim. Bunun uzerine:
"Fatima radiyallahu anha degirmen cevirirdi; elinde yaralar meydana gelirdi. Kirba ile su tasirdi. Bu da boynunda yaralar acti. Evi supuruyordu. Ustu basi toz-toprak oldu. (Bu siralarda) Rasulullah'a bir kisim koleler getirilmisti.. Fatima 'ya:
"Babana kadar gidip bir kole istesen!" dedim. Gitti. Aleyhisselatu vesselam'in yaninda bazilarinin konusmakta olduklarini gordu ve geri dondu. Ertesi gun Resulullah Fatima'ya gelerek:
"Kizim ihtiyacin ne idi?" diye sordu. Fatima sukut edip cevap vermedi.Ben araya girip:
"Ben anlatayim Ey Allah'in Resulu!'' dedim ve acikladim: "Fatima'nin degirmen kullanmaktan elleri yara oldu, kirba ile su tasimaktan da omuzlari incindi. Koleler gelince ben kendisine, size ugramasini, sizden bir hizmetci istemesini ve boylece biraz rahata kavusmasini soyledim. Bu aciklamam uzerine Resulullah:
"Ey Fatima, Allah'tan kork, Allah'a olan farzlarini eda et, aileyin islerini yap. Yatagina girince otuzuc kere subhanallah, otuzuc kere elhamdulillah, otuzuc kere Allahuekber de. Boylece hepsi yuz yapar. Bu senin icin hizmetciden daha hayirlidir.." buyurdular. Fatima (radiyallahu anha):
"Allah'dan ve Allah'in Resulunden raziyim" dedi. Resulullah ona hizmetci vermedi."
Buhari, Fedailul Ashab 9, Humus 6, Nafakat 6, 7, Da'avat 11; Muslim, 80, (2727); Tirmizi, Da'avat 24, (3405); Ebu Davud, Harac 20, (2988, 2989), Edeb 109, (5062, 5063).

KADININ KOCA UZERINDEKI HAKKI

3276 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kadinlara hayirhah olun, zira kadin bir eyegi kemiginden yaratilmistir. Eyegi kemiginin en egri yeri yukari kismidir. Onu dogrultmaya kalkarsan kirarsin. Kendi haline birakirsan egri halde kalir. Oyleyse kadinlara hayarhah olun."
Buhari, Nikah 79, Enbiya 1, Edeb 31, 85, Rikak 23; Muslim, Rada 65, (1468); Tirmizi, Talak 12, (1188).

3277 - Amr Ibnu'I-Ahvas (radiyalIahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kadinlara karsi hayirhah olun. Cunku onlar sizin yaninizda esirler gibidirler. Onlara iyi davranmaktan baska bir hakkiniz yok, yeter ki onlar acik bir cirkinlik islemesinler. Eger islerlerse yatakta yalniz birakin ve siddetli olmayacak sekilde dovun. Size itaat ederlerse haklarinda asiri gitmeye bahane aramayin. Bilesiniz, kadinlariniz uzerinde hakkiniz var, kadinlarinizin da sizin uzerinizde hakki var. Onlar uzerindeki hakkiniz, yataginizi istemediklerinize cignetmemeleridir. Istemediklerinizi evlerinize almamalaridir. Bilesiniz onlarin sizin uzerinizdeki haklari, onlara giyecek ve yiyeceklerinde iyi davranmanizdir.''
Tirmizi, Tefsir Tevbe, (3087).

3278 - Hakim Ibnu Mu'aviye babasi Mu'aviye (radiyallahu anh)'den anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedim, bizden her biri uzerinde, zevcesinin hakki nedir?''
"Kendin yiyince ona da yedirmen, giydigin zaman ona da giydirmen, yuzune vurmaman, takbih etmemen, evin ici haric onu terketmemen."
(Ebu Davud, Nikah 42, (2142, 2143, 2144).

UMMU ZER' HADISI

3279 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Onbir kadin oturup, kocalarinin ahvalini haber vermede ve hicbir seyi gizlemiyecekleri hususunda birbirlerine kesin soz verip anlastilar:
Birincisi (zemmederek): "Benim kocam (yalcin) blr dagin basindaki zayif bir devenin eti gibidir. Kolay degil ki cikilsin, semiz degil ki goturulsun '' dedi. (Yani kocasinin sert mizacli, huysuz, gururlu olusuna, ailenin kendisinden istifade etmedigine isaret etti.)
Ikincisi (de zemmederek): "Ben kocamin haberini fas etmek istemem, cunku korkarim. Eger zikretmeye baslarsam buyuk-kucuk herseyini soyleyip birakmamam gerekir, (bu ise kolay degil) '' dedi.. (Bu sozuyle kocasinin cok kotu olduguna isaret etti).
Ucuncusu (zemmederek): "Benim kocam uzun boyludur, konusursam, bosanirim, konusmazsam muallakta birakilirim '' dedi. (Bu da kocasinin akilca kit oldugunu belirtmek istedi).
Dorduncusu (overek): "Kocam Tihame gecesi gibidir. Ne sicaktir, ne soguktur. Ne korkulur, ne usanilir '' dedi.
Besincisi: "Kocam iceri girince pars, disari cikinca arslan gididir. Bana biraktigi (ev islerinden hesap) sormaz'' dedi.
Altincisi: "Kocam, yedi mi (ust uste katlayip) cokyer, icti mi somurur, yatti mi sarinir. Benim kederimi anlamak icin (elbiseme) elini sokmaz.'' (Bu da kocasinin kendisiyle ilgilenmedigini, yiyip icmekten baska birsey dusunmedigini soylemek ister.)
Yedincisi: "Kocam tohumsuzdur (erlik yapmaktan acizdir). Her dert onundur (vucudunda cesitli hastaliklar var). Basimi yarar, vucudumu yaralar, (bunlari yapmak icin) herseyi toplar, (her eline geceni kullanir, vurur) '' dedi.
Sekizincisi: "Onun (vucuduna) dokunmak tavsana dokunmak gibi (yumusak)tir. Guzel kokulu bitki gibi hos kokar" dedi.
Dokuzuncusu: "Kocamin diregi yuksektir (evi rahattir), kilicinin kini uzundur (boylu posludur), ocaginin kulu coktur, evi meclise yakin (misafirperver) bir adamdir'' dedi.
Onuncusu: "Kocam maliktir, hem de ne malik! Artik akil ve hayalinizden gecen her hayra maliktir. Onun cok devesi vardir. Develerin cokecek yerleri cok, yaylaklari azdir. Calgi sesini duydular mi helak olacaklarini anlarlar. (Yani develer yayilmaya salinmaz, kesilmek uzere bekletilir, calgi ve eglence sesi duyunca kesileceklerini anlarlar demektir.)
Onbirincisi: "Kocam Ebu Zerr'dir. Amma ne Ebu Zerr'dir! Anlatayim: Kulaklarimi zinetlerle doldurdu, bazularimi yagla tombullastirdi. Beni hosnut kildi, kendimi bahtiyar ve yuce bildim. O beni Sikk denen bir dag kenarinda bir miktar davarla gecinen bir ailenin kizi olarak buldu. Beni atlari kisneyen, develeri boguren, ekinleri surulup daneleri harmanlanan mureffeh ve mesud bir cemiyete getirdi. Ben onun yaninda soz sahibiyim, hic azarlanmam. (Aksam) yatar sabaha kadar uyurum. Doya doya sut icerim. Ebu Zerr'in annesi de var: Ummu Ebu Zerr. Ama o ne annedir! Onun zahire anbarlari buyuk, hararlari iri, evi genistir.
Ebu Zerr 'in oglu da var. Ama ne nezaketli genctir o. Onun yattigi yer, kilici cekilmis kin gibidir. Onu dort aylik bir kuzunun tek budu doyurur, (az yer). Ebu Zerr'in bir de kizi var. Ama o ne terbiyelidir. Babasina itaatkardir. Anasina da itaatkardir. Vucudu elbisesini doldurur. Endamiyla (kuma ve akranlarini) catlatir.
Ebu Zerr'in bir de cariyesi var. O ne sadakatli, ne iyi cariyedir. Aile sirrimizi kimseye soylemez, evimizin azigini asla ifsad ve israf etmez, evimizde cer cop birakmaz, temiz tutar. Namusludur, eve kir getirmez.
Bir gun Ebu Zerr evden cikti. Her tarafta sut tulumlari yag cikarilmak icin calkalanmakta idi. Yolda, bir kadina rastladi. Kadinin, beraberinde, pars gibi cevik iki cocugu vardi, koltugunun altindan kadinin memeleriyle oynuyorlardi. (Kocam bu kadini sevmis olacak ki) beni birakti, onunla evlendi. Ondan sonra ben de seref sahibi bir adamla evlendim. O da guzel ata binerdi. Hatti mizragini alir ve aksam uzeri deve ve sigir nev'inden bircok hayvan surer, bana getirirdi. Getirdigi her cesit hayvandan bana bir cift verirdi. (Bu kocam da bana:)
"Ey Ummu Zerr! Ye, ic ve akrabalarina ihsanda bulun! '' derdi. Ummu Zerr der ki: "Buna ragmen, ben bu ikinci kocamin bana verdiklerinin hepsini bir araya toplasam, Ebu Zerr'in en kucuk kabini dolduramaz."
Bu hadisi rivayet eden Hz. Aise der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (gonlumu almak icin):
"Ey Aise, buyurdular, ben sana Ebu Zerr'in Ummu Zerr'e nisbeti gibiyim. (Su farkla ki Ebu Zerr Ummu Zerr'i bosamistir, ben seni bosamadim. Biz beraber yasayacagiz).''
Buhari, Nikah 82 ; Muslim, Fedailu's-Sahabe 92, (2448).

3280 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir mu'min erkek, bir mu'minn kadina bugzetmesin. Cunku onun bir huyunu begenmezse baska bir huyunu begenir."
Muslim, Rada 61, (1469)
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3281 - Ibnu Omer radiyallahu anhuma anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam:
"(Ey kadinlar toplulugu!) Ben, akil sahiplerine akli ve dini nakis olanlardan galebe calan sizin kadarini hic gormedim!" demisti. Iclerinden dirayetli bir kadin:
"Bizim aklimizin ve dinimizin noksanligi nedir?" diye sordu.
"Aklinizin noksanligi, sahidlikte, iki kadinin sehadetinin bir erkek sehadetine denk olmasidir. Dindeki noksanlik ise, ay hali sebebiyle) ramazanda oruc yemeniz ve bazi gunler namaz kilmamanizdir" cevabini verdi."
Ebu Davud, Sunnet 16, (4679). Bu, Sahiheyn'de gecen uzunca bir hadisten bir parcadir. Muslim, Iman 132, (79); Buhari Hayz 6; Ibnu Mace, Fiten 19, (4003).

3282 - Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Erkeklere kendimden sonra kadinlardan daha zararli bir fitne birakmadim."
Buhari, Nikah 17; Muslim, Zikr 97, (2740); Tirmizi, Edeb 31, (2781).

3283 - Mutarrif Ibnu Abdillah'in anlattigina gore, bu zatin iki hanimi vardi. Bunlardan birinin yanindan cikmisti. Geri donunce, hanimi: "Falan hanimin yanindan geliyor olmalisin!'' dedi. Mutarrif: "Hayir, dedi Imran Ibnu Husayn'in yanindan geliyorum. O bana Resulullah'in su sozunu nakIetti:
"Cennet sakinlerinin en azi kadinlardir.''
Muslim, Zikir 95, (2738).

3284 - Ebu Sa'id (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Suphesiz ki Kiyamet gunu, Allah'in en cok ehemmiyet verecegi emanet, kadin-koca arasindaki emanettir. Kadinla koca bir-biriyle icli disli olduktan sonra, kadinin esrarini erkegin nesretmesi, o gun en buyuk ihanettir."
Muslim, Nikah 123, (1437); Ebu Davud, Edeb 37, (4870).

3285 - Hz. Aise radiyallahu anha anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana:
"Ben senin bana kizdigin ve benden razi oldugun zamanlari biliyorum'' buyurdular. Ben: "Bunu nereden anliyorsunuz?" diye sordum.
"Benden razi oldun mu bana: "Hayir Muhammed'in Rabbine yemin olsun! '' diyorsun. Bana ofkeli olunca: "Hayir! Ibrahim'in Rabbine yemin olsun!'' diyorsun'' dedi. Ben:
"Dogru, ey Allah'in Resulu, ben sadece senin adini terkederim?" dedim.''
Buhari, Nikah 108, Edeb 63; Muslim, Fedailu's-Sahabe, 90, (2439).

SOHBET ADABI

3286 - Hz. Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vessalam buyurdular ki: "Sakin zanna yer vermeyin. Zira zan, sozlerin en yalanidir. Tecessus etmeyin, haber koklamayin, rekabet etmeyin, hasedlesmeyin, birbirinize bugzetmeyin, birbirinize sirt cevirmeyin, ey Allah'in kullari, Allah'in emrettigi sekilde kardes olun.
Musluman muslumanin kardesidir. Ona (ihanet etmez), zulmetmez, onu mahrum birakmaz, onu tahkir etmez.
Kisiye ser olarak, musluman kardesini tahkir etmesi yeterlidir. Her musiumanin mali, kani ve irzi diger muslumana haramdir.
Allah sizin suretlerinize ve kaliblariniza bakmaz, fakat kalplerinize ve amellerinize bakar. Takva suradadir -eliyle gogsunu isaret etti- :
Sakin ha! Birinizin satisi uzerine satis yapmayin. Ey Allah'in kullari kardes olun. Bir muslumanin kardesine uc gunden fazla kusmesi helal olmaz.
Buhari, Nikah 45, Edeb 57, 58, Feraiz 2; Muslim, Birr 28-34, (2563 - 2564); Ebu Davud, Edeb 40, 56, (4882, 4917); Tirmizi, Birr 18, (1928).

3287 - Yine Ebu Hureyre radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
"Muslumanin, musluman ustundeki hakki bestir: "Selamini almak, hasta ziyaretine gitmek, cenazesine katilmak, davetine icabet etmek, hapsirinca yerhamukallah demek."
Buhari, Cenaiz 2; Muslim, Selam 4, (2162); Ebu Davud, Edeb 98, (5030); Tirmizi, Edeb 1, (2738); Nesai, Cenaiz 52, (4, 52).
Muslim'in bir rivayetinde su ziyade vardir: "Eger seni davet ederse icabet et, senden nasihat taleb ederse ona nasihat et."

3288 - Ebu Musa radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu: vesselam buyurdular ki: "Aci doyurun, hastayi ziyaret edin, esirleri hurriyetine kavusturun."
Buhari, Marda 4, Cihad 171, Nikah 71, Ahkam 23; Ebu Davud, Cenaiz 11, (3105).

3289 - Ebu Zerr radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ey Ebu Zerr! Maruf'dan (iyilik) hic bir seyi hakir gorme, hatta bir kardesini guler bir yuzle karsilaman bile (basit bir sey degildir). Et satin aldigin veya bir tencere kaynattigin zaman suyunu artir, ondan komsuna bir avuc (kadarda olsa) ver.''
Tirmizi, Et'ime 30, (1834).

MECLIS (OTURMA) ADABI

3290 - Ebu Said el-Hudri radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam (bir gun):
"Sakin yollara oturmayin!" buyurmustu.
"Ya Resulullah dediler, oturmadan edemeyiz, oralarda (oturup) konusuyoruz. "
"Mutlaka oturacaksaniz, bari yola hakkini verin!" buyurdu. Bunun uzerine:
"Ey Allah'in Resulu, onun hakki nedir?" diye sordular.
"Gozlerinizi kismak, gelip geceni) rahatsiz etmemek, selama mukabele etmek, emr- bi'l-ma'ruf nehy-i ani'l-munker yapmaktir!" dedi."
Buhari, Istizan 2, Mezalim 22 ; Muslim, Libas 114, (2121); Ebu Davud, Edeb 13, (4815).
Hz. Omer'den yapilan bir baska rivayette su ziyade var: "Yardim isteyen mazluma yardim edersiniz, yolunu kaybedene rehber olursunuz.''
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
3291 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Uc kisi beraberken, ikisi aralarinda hususi kanusmasinlar, bu, oburunu uzer."
Buhari, Isti'zan 45; Muslim, Selam 36, (2183); Muvatta, Kelam 13, (2, 988, 989); Ebu Davud, Edeb 29, (4852).
Bu manada bir rivayet Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh)'dan gelmistir. Hadisi Buhari, Muslim, Ebu Davud ve Tirmizi kaydetmislerdir.

3292 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ashab'a Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan daha sevgili kimse yoktu. Buna ragmen Aleyhissalatu vesselam'i gordukleri zaman ayaga kalkmazlardi, cunku O'nun bundan hoslanmadigini biliyorlardi."
Tirmizi, Edeb 13, (2755).

3293 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Birgun Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanimiza geldi, elinde de bir asa (degnek) vardi. Biz ayaga kalktik.
"Yabancilarin birbirlerini buyuklemek icin ayaga kalkmalari gibi ayaga kalkmayin!'' buyurdu.''
Ebu Davu, Edeb 165, (5230).

3294 - Ebu Miczel rahimehullah anlatiyor: "Hz. Muaviye radiyallahu anh, Ibnu'z - Zubeyr ve Ibnu Amir (radiyallahu anhum) 'in yanlarina geldi. Ibnu Amir ayaga kalkti, Ibnu'z- Zubeyr oturdu (kalkmadi). Hz. Muaviye radiyallahu anh, Ibnu Amir'e:
"Otur, zira Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Insanlarin kendisi icin ayaga kalkmalarindan hoslanan kimse atesteki yerini hazirlasin" buyurdugunu isittim'' dedi.''
Ebu Davud, Edeb 165, (5229); Tirmizi, Edeb 13, (2756).

3295 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden kimse, bir baskasini yerinden kaldirip sonra da oraya oturmasin. Ancak (halkayi) genisletin, yer acin, Allah da size genislik versin.''
Birisi yerinden kalkacak olsa, Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma), oraya oturmazdi."
Buhari, Isti'zan 31, Cum'a 20; Muslim, Selam 27, (2177); Tirmizi, Edeb 9, (2750, 2751); Ebu Davud, Edeb 18, (4828).

3296 - Vehb Ibnu Huzeyfe (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurduIar ki: "Bir kimse ihtiyaci icin cikar, sonra geri donerse, onceki yerine oturmaya (herkesten ziyade) hak sahibidir.''
Tirmizi, Edeb 10, (2752).

3297 - Cabir Ibnu Semure radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldigimiz zaman, (halkanin) sonuna otururduk."
Ebu Davud, Edeb 16, (4825); Tirmizi, Isti'zan 29, (2753).

3298 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Bir kimsenin, izin almadan iki kisinin arasina oturmasi helal olmaz."
Ebu Davud, Edeb 24, (4844, 4845); Tirmizi, Edeb 11, (2753)
Tirmizi'nin rivayetinde: "Izinleri olmadan iki kisinin arasini acmasi kisiye helal olmaz" seklinde gelmistir.

3299 - Ebu Sa'idi'l-Hurdi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki: "Meclislerin en hayirlisi genis olanidir."
Ebu Davud, Edeb 14, (4820).

3300 - Ebu Miclez anlatiyor: "Bir adam halkanin ortasina oturmustu. Huzeyfetu'bnu'l-Yeman (radiyallahu anh) dedi ki: "Halkanin ortasina oturan, Muhammed aleyhissalatu vesselam'in diliyle lanetlenmistir."
Ebu Davud, Edeb 17, (4826); Tirmizi, Edeb 12, (2754)
 
Üst