Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Nazarın hüsnü hal içinde olmalı, sevgi barındırmalı…
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x641px and 53KB.
Hiç ummadığım Ve unutamadığım an
Sessizliğin derinliklerinden akan Zamanda halini anlamamam
Serkeşliğimin avuntularıyla ve korkuların Umutlarıyla seni asla anlayamamam
Gül kendi İkliminde ulviyete açılır
Bülbül hilkatin bulvarlarında Şakıyarak anlayana umut dağıtır
Yaprak çaresiz bir gün dalı bırakır Ve ağaç hazan içinde zamanı sana anlatır
Korkma Umutlarını buhranla budama
Dirliğin sermayesizde gizlenen birliği İradeyi tercihinle boğma
Hamaset içinde soluma ve sıra dışı Kalıplar içinde aklını prangaya asla vurma
Kul hakka Değil de nefsine amade ise
Zanlar içinde kaybolan badirede Çürüyen anlamsız bir nefesse
Aşk nefsi ve zevki tenlerin solgunluğunda Ömür içinde biran murakabe edilirse
Kalbin sayfaları Dürülerek fersizleşirse
Ruh keldi insicamında takatsizleşerek Sefihliğe terk edilirse İnsan, manasıyla anlam kazanan can, Beşer hüviyetine mahkûm olan çaresizdir
Hürriyet, Sekilerliğin bariz zaafıdır
Ne kadar varlık ise bir o kadarda Hesapsız zaman hasımdır
Kul ikliminde insan farklıdır, ahir için saklanan Muazzamdır lakin kim farkındadır
Selviler Kömürleşirken ati sunuyorlar
Sağanaklar toprağı bulurken Bilmem ki kime ne anlatıyorlar
Cesetler aleni olarak teşhir edilirken Nazar eden can, ancak vah çekilen o zaman
Devlet içinde Var edilen hiddet
Ürpertiler içinde deşifre edilirken Aydın kimliği çok acizleşiyor
Hükümran kuvvetler alışıla gelen teranelerini Cahilliğin sayfalarında kayıt düşüyor
Öze dönüş Gönül için şarttır
Ölüm mutlaka şafaklar için Hicrani çırpınışların açmazlarıdır
Hak ne için vardır ve hakikat kim için Anlamlı olan fevkalade seviyeli bir felahtır
Ey zaman Şimdi sen anlat
Derlediğin hikâyelerin sayfalarını bir bir aç
Şimdi artık Gizemini bir nebze olsa da bırak
Ey hak, vesileler ikramında bu ne kadar yüce bir sanat Aşk, yine mi farkıyla ve ummanın esrarında ki fevkiyle süruru bizden uzak
Umutlar Meşale misali haz
Ey gönül, niyazın ve bahtının azmindedir naz
Kaz mezarcı yine Mahzun nefesin uhdelerini derinden kaz
Elverir ki bir gün hak olur bizlere de kalbin sesiyle ihlâslı bir niyaz
Durma ey mütefekkir, aranma işte aşikâr hazanın busesi ve hüzünlü sesi yaz
Neler Umuyorduk ne bulduk
Aranmanın izlerinden soyutlanarak kokuştuk
Kimi zaman çark ettik Ve kimi zaman ne derlere el verdik
Neden kendimizde geçtik ve kalbin sesinden uzaklaşarak eza istedik
Şimdi kime ne söyledik ve gerekçeleri öteleyerek, hevesler içinde gam diledik
Neden Mezarlar sukut içinde
Oysa ölüm kalbimin derinliğinde sadakatinde
Ruhum dönmedi Vaadinden, zihnim iflas etmedi kederinden
Ne yar için ve ne de mal için zevkin, hırsın hıncıyla ihanetle sözleşmedi
Zaman kendi dirliğinde yol alırken, can edep ve naifliğin hazzından geçmedi
Ey boşalan Ve atiyi anan han
Duvarları kazılarak yazılan kalbi nisyan uyan
Artık uykular zamanlı, Hülyalar kimin sevdasında korku yaşattı
Aşk, sadece halin sayfasında ve umudun senasında vardı, kar şimdi yağdı
Ölüm beklenen hicrandı, yaren yeşerttiğin sevgiyle anlamlıydı geriye ne kaldı
Ey edip Neyi beklersin söyle
Hüznün demiyle bari hüzzam bir şarkı söyle
Ne acemaşiran ve ne de Her hangi bir makam anlatmaz oldu böyle
Kalbimin elemini, çekilen çilelerin yüklerini, ruhumun yorgun argın sesini
Kalan bir nefes varsa şayet, şikâyet kime olacak acep ha ne olur birde sen söyle
Bir çeyiz Sandığı misali gitmek
Sanki kabin gizlenen umutlarında yeşermek
Bazen bir ah çekmek Ve bazen de hu demek, nefesi ziyadeleştirmek
Olur ya bir gün duyulur sessiz nidalar ve kalmış umutlarda yaşanır sevdalar
Açılan baharlar, yüzümü ağartan hicranlar, sabrın ve kanatın ecriyle anlamlılar
Artık arama Aşk, o seni bulur
Bilmelisin ki vesileler içinde nice hikmetler olur
Ne umut solgunlaşır ve ne de Samimi kul utanır, eğer murat buysa olur
Hazanın eşsizliğinde, hicranın enfes renklerinde merak edersen nice haz bulunur
Niyaz ihsanla, hamt ihlâsla, kalbin inşirahı sayfalara açılır, hiç korkma aşk sunulur
Sen sevme Seven için halinden Bir zerre hasretme Nazar etsen, temaşa etmeye Meyletsen, hiç düşünme bile Sevmek farklıdır, kalp için azıktır, Ruhun bizatihi fıtratından nükseden sevdadır
Seven gönül sadıktır Feda olmaya Namzet bir hicrandır Ondan gayrı tasası hasrettir, Ruhunu meftun den firkattir O artık başka zaviyelerden bakar, Asabiyetten arınmıştır, sevgi ecrine adanmıştır
Sevmek heves değildir Nefsin ihya edildiği Tatmin kârlık bedenidir Sevgi ve aşk muhabbettir, Onun vasfında emniyet edepsizliktir Ruhi tezahürler, kalbi itminanlar, Vicdani rahatlamalar hakikattir, rızayı baridir
O’na yabancı olan En yakınken, Uzaklığının farkında olmayan Beden diliyle yaşayan, nefsi Gereksinimleri için bahaneler bulan Aşka ve ondan neşet eden sevdaya yabancıdır, Çünkü kalbini marazlar bürümüştür
Belki sana anlatamam Ve hatta anlatmak için Uğraşmam bile hebadır Lakin düşlerim ve beni icbar eden Kimi düşüncelerim zorlayandır Her lahzada nice hikmet ve kısmet Nefesleri beklemektedir, Bu bakımdan usanmadım
İnsan severse Gönül verip, vuslatı için Seferberse gam değil Fanilik bedenime mirastır, Ruhum için vakit evveli ahirdir, Kahır şart değil Sevebilmek, bu lütfu ilahiye erişmek, Çilenin cesametinde tebessüm etmek keder değil
Konuş Kör kuyuların dilinden Yüreğinden geçen, gözlerine buğuluk veren Başını öne eğdiren, nefesini kesen, çaresiz sukut ettiren lahzadan söz et
Sükûtu irade Arifin, irfan talihlisinin vasfıdır Tevafuka bel bağlayan, nasibi hak diye umutlanandır Şikâyete meyletmeyen, hakikat için varlığından vazgeçmeyi göze alandır
Sureti irade Hilkatin ve vacibi yetin haricinde Akıl ve bilginin kulluk edebilmenin dışında ki heveste Ruhun ve kalbin en yakından uzak bir halde ikame edilmesinin dramıdır
Ne zaman Ten ha bir köşede kalırsan Kalbinin tellerini titreten haşyeti iliklerinde hissedersen Ölüm korkusuyla ter dökerken, nabzın seni sana bırakmazken bir düşün
Aşktan söz et Ruhunu ve kalbini bahşeden Hissiyatın en naif suhuletini yüreğinde hissettiren Gözyaşını döktüren, sabrı içselleştiren, sevdasına meftun eğleyen nasipten
Canı, cananı Yürekte çağlayan efsunlu hicranı Durmadan esen hasret rüzgârlarının ah u zarını Anlamlı kılan, vefa adına sual ettiren, feda olmayı gerektiren hüzün farkını
Meftun olan aşkı tanımalı, sevdasında hak bulunmalı…
Orjinal boyutu icin tiklayin 720x540px and 47KB.
Kalk kurtul miskinlikten Kalbine verdiğin viranelikten, nefsi temayüllerinden Nereye gidiyorsun, imkânlarını tarumar eğliyorsun, tefekkür edemiyorsun Her gün aynanın karşısına geçip saatlerini geçiriyorsun, bin bir çeşit kıyafet deniyorsun
Niçin göremiyorsun Fark edebilmenin ibretine yönelmekten çekiniyorsun İltifata layık olabilmek için bahaneler arıyorsun, kimliğinden uzaklaşıyorsun Şahsiyet ve itibar bakımından ne kadar sarsılıyorsun, hala cezp etmek için uğraşıyorsun
Ruhun ve kalbin bizardır İçinde boğulmaktan korktuğun cendereler yakındır Hangi prangaya el atsan, nefsin adına kul ve köle olsan kurtulamayacaksın Attığın kahkahalar içine akıttığın yaşları gizlemiyor, bilakis aşikâr eğleyip, acındırıyor
Sahranın kuşatan ahunda Ummanın derdest eden hicran baharında Ruhunla barışık ol, kalbinle yüzleş, hangi tarike adanırsan mizan yanında Ya hakikatin didarıyla mest olup feyzine kanacaksın, ya da viranelik pazarında aranacaksın
Marifet iltifata tabi derler Asıl marifet ikinci bir doğumun halde yaşanmasıdır Aşk ateşinin sineyi tutuşturmasıdır, sevdası sürur bahşeden bir serinliktir Kemali yet üzere nefesi teslim etmek Hanifliktir, nefsi bakımdan arınmışlığın tarifidir
Aşk, hali meftun eder Firkatiyle ihsana ram eyler, sevdasıyla ecre meyleder O’nun rızasından gayri ne bekler, hiçlik desturunda kul olabilmeyi bekler Ne vakit nazar edilirse, ihsan hali fark edilirse, bahtı için nasipse, kabul edilen nefestir
Sorma akan gözyaşlarımı Anlatamadığım hicran sayfalarını, Ah ettiren lahzaları, Boyun büktüren ezaları, İnsanız, acı ve sevinçle yaşarız
Dinmeyen ahımız, Ukdeleşen arzularımız Yüreği dağlayan ve bir türlü Çıkmayan nidamız duyulacaktır Umut var oldukça, sabırla yol aldıkça, Azim ve şevk uzaklaşmadıkça yaşayacaktır
Gülen bir nefes İnsanı imrendirir Lakin hangi figanın dürtüsüyle Kükremektedir, nefes nefesedir Bir vakit sonra gözyaşları gelecektir, Hüzün çehresinde belirecektir, ah edecektir
Yalnızlığın Zarif resimleri vardır İçimi sızlatan efsunlu bir dramdır, Sinem için farktır Yapraksız dallar, kurumuş ağaçlar, Kanadı kırılmış kuşlar, Ayağı kırık ahular olacaktır
Lakin kalbim Bu resmi okurken Hazin bir serencamın Hissiyatına bariz kalacaktır Etrafımda kimseler olmasa bile, Deniz dalgaları haykırsa Nafile hicran hali çarpacaktır
Ölüm, ne haşyet Ve ne de korkudur İnsan hissiyatıyla yol alan Ne garip bir yolcudur Avuntuları nasıl unutup, Mizana mütebessim bir eda ile bakılacaktır, Hal kalmayacaktır
Yüreği mecnunlaşmış Bir kul, durmayacak Her amel ve ecrinde O’nun rızasına koşacak Ve aşkıyla şad olacaktır Halin sefil ve viran çehresi Benimle kalacak, ruhum Arınmaktan yücelere çıkamayacaktır
Ne kadar Yazılmış kitabım varsa Önüme çıkacak, hece hece, Satır satır hak aranacaktır Son pişmanlık yanıma Kar olarak kalacak ve tarumar Melalim kurtarıcı arayacaktır
Mavi atlaslar giyersin Gam etmez, salınıp gidersin Hangi gönlün toprağına keder zerk edersin Ah u zar ettiren bir nefes misin, cezbeden halin izlerindensin
Kalp deniz misalidir Dil, kıyıların susuzluğuna yetişen dalga misalidir Gönülde ne varsa, dil onu zikreder, kıyılardan söyle ne bekler Akşam sabah nazarlar ibreti gözler, ruh yücelere çıkmak için azim diler
Güzel, gönle hitap etmeli Bedeni arzuları depreştirmemeli Endamı, salınımı bahşedilmişliğin edebinde hasredilmeli Gören göz, dillenen söz, hissiyatı lirik hale getiren köz, nefesi olmamalı
Bedeni arzular nizam edilmeli Nefsanîliğin doyumsuz olduğu aşikârdır, bilinmeli Hesapsız heyecan için gözler nazardan esirgenmeli, gidilmemeli Son pişmanlık lekeleriyle iz bırakır, bir ömür silinmeyenlerdir, dilenmemeli
Ne mavi atlasın çekiciliği Ve ne de içinde salınan nefesin bitmeyen emeli Lahzalar içinde yaşarken, nefes müddetine doğru akarken düşünmeli Affı mağfireti suiistimal etmeden, çizilmiş sınırlar ruhi ve vicdanidir ihlal edilmemeli
Bedeni ihtiyaçlar fıtridir Akıl ve bilgi, edep ve talim en tabi olan fırsattır İnsan tabi olduğu akide etrafında amel ve iman ilkelerine muhtaçtır İnsani ve ruhi olan bu değerleri dikkate almayan ruhen, bedenen ve fikren sağlıksızdır
FECR kardeşim demişki; “Foruma sessizce gelip Başka bölümlere girmeden
Girersin hemen Mustafa Cilasun bölümüne
Bir de bakmışız Mustafa abimiz Gönlünden dökülen mısraları
Sıra sıra dizmiş foruma
Şiir gönle hitap etmeli değil mi?
Şiirlerinizi gönülden yazıyorsunuz
Günlük 4-5 sayfa şiir nasıl çıkıyor sadrınızdan acep? Maş
şiirmatik gibisiniz Biz sizin bir şiirinizi sadrımıza sığdırmaya çalışırken
Siz bizleri şiir bombardamına tutuyorsunuz sanki
Formumuzda şiir haricinde de bölümlerimiz olduğunu hatırlatarak
Sürçü lisan ettiysek af alo ”
Aslında Son on yıldır yazıyorum Yıllardır suskun kalan yanımı açığa çıkartıyorum Ne kadar silinmeyen varsa bir şekliyle hikâye ediyorum Gönlüme düşenleri epey biriktiriyorum, vakti gelince hasrediyorum
Evet, asla Yazmak için yazmıyorum Bir sıfat veya bir iltifat için kat a uğraşmıyorum Ruhunun hicran damlalarını yazan bir adam olmayı diliyorum Hizmet edebilmek maksadıyla ne hikmetse yorulmuyorum
Yüreği bereketli dostlar Ve kıymetli okurların teveccühlerine layık olmaya çalışıyorum Hak etmediğim nispette sıfat ve iltifat serdettikleri için minnet duyuyorum Her bakımdan Rabbime hamt etmeye gayret ediyorum Nefesi nihayete erdirmeden niyaz için vesileler arıyorum
Şair ve yazar Olmadığım halde sanatçı diyenlere şaşırıyorum Hayatım boyunca kalbin dili olmaya gayret ettim ve taviz vermedim Bir suretim ve sıfatım bulunsun dileğindeydim Rabbim nasıl biliyorsa, o vasıflarda yılları eskittim
Edebi ve adabı Vazgeçilmezim gördüm Nezaketi her zaman en sarih şekilde erdem bildim Kabalık ve asabiyeti bir türlü içselleştiremedim Böyle vakitlerde sessizliğe çekilmeyi yeğledim
Tamahkârlığı Ve hırsı nedense sevemedim Her bakımdan dürüst olmayı becermeyi azmettim Sözün hürriyeti ve kuvveti için cehti seçtim Bir paye ve makam için omurgalı olmaktan vazgeçmedim
Ne kadar derdim Ve kederim varsa Rabbime ifade ettim Umutlarımda hüsrana uğramadım, daraldığımda yakardım Hep yanımdaydı, en yakınımdaydı, hiç yalnız bırakmadı Sukut edip, boynum bükülünce kalbim inşirah halindedir
Kulluk bakımından Aczi yetim aşikârdır, sefilliğim bilinir Kimseye yük olmamak için bir gayretim asliyetimdir Keyfiyet ve heves için muvazenemi bozmayı istemem Hesapsız heyecanı merak etmem, düşünmeyi yeğlerim
İnş
kısmet olur Gelir ve halleşiriz kardeşimizle Ne kadar nadan ve sığ bir gönül adamı olduğum gözlemlenir Muhabbetiyle müstefit olmayı dilerim, çünkü ben yaşlı bir nefesim Takdir edersiniz ki mazur görülmeyi her vakit istemişimdir
Zira ilgili olduğum Hiçbir sitenin sair konularına nazar edemiyorum Yıllardır böyle biliniyor ve bu çerçevede çalışmamalımı ekliyorum Ne demek sürçü lisan etmek, hassaten memnun ve mesruriyet duydum En kalbi selam ve muhabbetlerimle niyaz eğler, şükranlarımı sunarım
Aşk ne ateştir Ne illete deva olan bir ilaçtır Ne gözyaşıdır, Ne kahrın ilzamında ki nakıştır Aşk, hevesi, hevayı öldüren vuslattır, Umut içinde ki farktır
Aşk nasiptir Yüreğe serinlik zerk eden erktir Cehli ve asabiyeti Tanımayan ecri kemali yettir Kulluk ihsanında ki hiçliktir, Varlıktan vazgeçiren dirliktir
Aşka ram olan Yalnız değildir, O’nun la halleşendir Şikâyeti ve adaveti bilmeyen, Çileyi ikram bilenindir Aşk cismin her halinden nükseden Feyzi amberdir, sabır iledir
Aşk hakka adanıştır Hakikat için Ecre ve cehtte kanıştır Azim ve sadakat içinde Kul olmak istidadına varıştır Hasreti ve firkati sev dalaştıran kavrayıştır, Hassasiyet nazarıdır
Aşk hidayeti iksirdir Beşerlikten kurtuluş mesabesidir İkinci doğumun gerçekleşmesi halidir, Kalbi teyakkuzdur Fikrin ve zikrin muhakeme gerekçesidir, Haniflik fırsatını hak ediştir
Heva ve heves için Bedeni arzu ve ihtiyaçlarını Gidermek bir seçim İnsani münasebetler ve duygusal ilişkiler Aşk için kifayetsizdir Sevdasına meftun olduğunu İddia eden içinse nedensizliktir, Aşk hal içinde ki demdir
Sessizce temaşa ettim, ibretin içinde eridim, ürperdim…
Orjinal boyutu icin tiklayin 960x720px and 171KB.
Söz vermiştim Gitmeliydim, ihmal Ettiğimkadar sevinmeliydim
Mahcubiyetimi aşikâreylemeliydim, İçimin titrediğinibelirtmeliydim
Ne kadar korkum varsa, artık terk etmeliydim, Haşyetzerk edene meyletmeliydim
Yıllar geçmişti
Ayrılık rüzgârları hiç Söylemeden birden esmişti
Keder yüreğimde sökün etti, Gözyaşlarımhiç dinmedi, fakat yetmedi
Özlemin, firkatin, sevginin, vefanın, Şefkatin mürebbisi olan canne kadar sessizdi
Arife günüydü
Herkesin bir telaşıvardı, Kaygılar nasıl bırakmazdı
Bayramlık bekleyen çocuklar sanki Birer meraktı, hiç sabırları kalmadı
Hane halkı temizlik konusunda cefakardı, Soluk soluğakalacak kadar çabadaydı
Neydi bunun farkı
Aşk ve ölümhangi kalp için Vuslattı, ruh niye vardı
Dünya ve nimetlerine bu kadar düşkünlük Niçin gönüllerin terini aldı
Düşünmek en son tercih edilenbir fırsattı, Akıl danelik neden bu kadar etraftaydı
Bayram namazı
Nasıl bir heyecan ve de huşu, Farzı ayın olan emirler içimizde bir sızı
Ne kadar ihmal edersek, Nasıl ki tövbe kapısı açıktır Diye söz söylesek neden acı
Kalp ferasetin mevkii, ruh aidiyetin dirliği, Her lahza haberdar eden, müthişsancı
Kabristana gittik
Her yer yem yeliş,sanki Cennetmisali ne kadar berrak ve sakin
Kuşlar bayram ediyor, seslenişleriyle Sevinçlerimize iştirakeğliyor, şenve şakrak
Nazar ettiğim her mezarlar, Ne kadar mahzun ve suskun, Lal olan hal ile bakıyorlar
İçimde Derin bir sızı başlıyor
Çocuklar gözlerime bakıyor, Zevcem boynunu bükmüşokuyor
Oğullarım, ayrık otlarınıtemizliyor, Torunlarım sessizce şaşkınlık yaşıyor
Sukut etmek bana kalıyor, tilavet edilen ayetler Dikkatimi çekiyor ve alıp götürüyor
Bir burukluk var içimde
Her ne kadar hakkıyla şehretmeye Malik olarak aşikâretmesem de
Nefesin rikkati azalıyor, kalbin inşiraha Muhtaçlığıönüme çıkıyor, söylemesem de
Ölüm içimde yaşayanengin bir nida, Nefsim anlamasa, aklım tutukluk yaşasada
Mizaç, Nefisten neşet eder İdrak, ruhun suhuletinden İlzam ederek kalbe zerk eder Keder, aklından ve amelinden zuhur eder, Ne kadar gamın varsa kazasını bekler İradi olmak, vahdetin şadında ihsan İçinde yaşamak, kul olmayı başarmayı diler
Kan, Ne kadar içindeyse Aldığı vazife üzere hiç durmadan, Zamanla yarışıyorsa hesabiyledir Sual eylemek akıl işidir, tahkik etmekten Sakınan nefes nasıl bir hesabın içindedir İnşirah, kalbin içindir, irfan ruhunun ram olduğu Bir payedir, elbette ki gerekçelidir
Zevk almak Uğruna heba olma Bir lokma ekmeye muhtaç Canları bir nebze de olsa unutma Her amel, sahibini bulacak, evet, karşına Çıkacak o günden panik içinde kaçınma Neden fırsat bahşediliyor, her lahzada gizlenen Hikmet tercihini bekliyor, unutma
Adanmış Bir nefes umuttur Nur olmak için vecdin Kapısında bekleyen aşk-ı sadıktır İbrahim-i bir itikadın sadrından Neşet eden dirliktir, vahdet adına azimettir Sabrın ve kanaatin feyziyle gül şad olan fevktir, Muştular sağanağında bir ecirdir
Rızayı hak için nöbettedir Ehliyetin ne demek olduğun bilincindedir, Emri maruf üzeredir, biat ettikleriyle bereketlidir, Hanif bir kul olmak için ne müthiş bir manzumedir Her lahzada, akıp giden zamanda kayıp değildir Ve tahkiki nispetinde idrakiyledir
Kimin elinden tutarsa Nazar ettiği kalbi, nazar gah Olduğunun farkında oldukça azizdir Yoksa sadece nefeslenmek adına ve bedensel İhtiyaçları gidermek mahlûk içindir İnsan Ahsen-i takvim üzere tanzim edilmiştir, Bu bakımdan bahaneleri geçersizdir
Aşk; ruhun narı, Kalbin ecir aynasıdır Farkı fark ettirecek nispette Var olan bir sanatın Furkan şerabıdır Ancak insan için anlamlı ve yaratan Rab için Zamanlı olan bir manay-ı sevdadır Cennet ve cehennemin ziyadesinden ala olarak, Rızasıyla haşr olmanın imtihanıdır
Rahmetin En önemli naibidir
Mağfiret için halk edilmiştir, Övülen ve yerilen bir nefes-i abidedir
Her doğan sabi, beşer olarak dünyaya gelir, Aklı ile insan olmaya başlar
Hissettikçe, düşünmeye önem verdikçe, Tahkik etmek içinde sualler sorar
Çocuk Bir çiçek misali bakar
Sebep ve vesilelere sığınır, Hayrete kanar, tembihlerle yola başlar
Velinimeti olarak nazar ettiği cana Masumca bakar, sonra alışır ağlar
Kalbiyle konuşan bir ihsandır, nasıl Yetiştirilse o anlamda yaşayacaktır
Anne Ve babaya emanettir
Ehliyet sahibi oldukları için Tercih edilen birer hesabi nefeslerdir
Evvel emirde zaten aynı suluktan gelen Nöbetçilerdir, böyle eğitilmişlerdir
Sosyolojik farklılıklar iliklerine kadar İşleyecek bir hayatın ana kaynağıdır
Etrafına Kayıtsız kalmayandır
Öncelikle taklit etmeye bu yaşta Başlayan çaresiz bir sadıktır
En önemli ihtiyacı şefkat ve sahiplenmek Duygusudur, hilkatinde vardır
Aidiyetini ancak, ruhunun ve kalbinin Farkına vardıkça anlayacak olan candır
Ne kadar Çok kandırılırsa
Yalan ve yapmacık tavırlar içinde Yoğrulursa geleceği adına gamdır
Mesul olan evebeyn ve etrafında ki komşuları, Akrabalarıdır, en yakınlarıdır
Çünkü güven beslediği ve inandığı varlıklardır, Her hali normal sayan kandır
Ruhunu Celbedenlere uzanır
Aklı erdikçe tavırlar alır, Nazlanmayı marifet sanır, öyle inanır
Şımartan anne ve babalar en önemli sancıları Zerk eden birebir muhataplardır
Çocuğun geleceğiyle fütursuzca oynayan Varlıklardır, bakan, görmeyen zandır
Buluğ Çağına erişen farktır
İşte o vakit bizzat muhatap Kabul edilen candır, hiç unutmamalıdır
Her ne yaparsa mesuliyeti içinde bulunan Zamandır aklı ve izanı niye vardır
Düşünmek zorundadır, nefsini öncelikle tanıyan ve etrafında yol alan insandır
Korkunun İçinde demlenirse
Haşyet kapınızı çalar, panik Ve hezeyan işte o vakit neden başlar
Afeti tanıyan ve yaşamış olan niçin Tedbirlere soyunan zavallı nazardır
Akıl sual etmek ve tedbiri ihmal etmemek Üzere en sağlam olan bir dayanaktır
Doğduğuna İnanan, ölmeye de adaydır
Ne kadar kaçar ve korkarsa Nafile yere panik yaşayan heyecandır
Nefsinin isteklerinde sınır tanımayan bir can, Kimi ve nasıl inandıracaktır
İstikamet sahibi olmak farktır, Sırat-ı müstakim üzere bulunmak farz-ı ayındır