Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Hal Nizam edilmeli Nefesin müddetine Koştuğu bilinmeli Akıl bilgiyle refik olup, Hakikate erişmek için azmetmeli Her musibete isyan etmeden, Kader için zan içine girmeden, Sabırla geçinmeyi öğrenmeli
Beşer, Sonra insan olur İnsan eden gerekçeler Ve umdeler nerede bulunur Azim ve irade Hakikate ulaşmak için mesuldür, Sevdası olmayan yürekten ne umulur Beyne ulaşan kan Ve oksijen hangi zamandan Bir ulvi heyecandan durmaksızın Kime ram olmaya koyulur
Arifi Dinlemek isterdim Bulsaydım terk edilmiş handa, Kimsesiz diyarlarda Gözyaşlarını Yıllardır saklayan gönüllerde, Umudu tükenmemiş muratlarda Her dergâhı olan arif midir, ? Cemaati bulunan hanif midir, ? Cehdi ve sevdası olmayan âlim midir, ? Sual etmek isterdim
Nice Mütehassıs gönüller vardır Kalbi hassasiyet içinde Nefes nefese kalan kurbandır O’nun rızasına Nail olmak için ahdi vardır, Aşkı ve sevdası bu uğurda nazırdır Düşler ve düşünürken, Tefekkür ederken, Tahayyüle dalarken Mütebessim bir edası bulunmaktadır
Ey yolcu Niçin sefil halime bakarsın İbrete kanarak acırsın, Himmet etmek Maksadıyla sabırda kalırsın Geç beni, Benden içeri var bin bir Sefil ve mağdur birileri, Müşfik gözleri bekleyenleri tanırsın Ömür son sahnelerini bekler, Nefes kesik kesik refakat eder, Kalp ne vakit olsa haberdar eder, En yakın için zaten malum olan bir haber
Biz bize sohbet edip, geçen an’ı paylaşmak istedim…
Bugün Bir hal var üstümde Kollarım düşüyor, Şevk hiç pas vermiyor Soğuk bir ter yokluyor Bazen tenimi, Kendi halinde bir yol buluyor
Geceden kalma Derin bir uykum vardı Sabah namazını zor eda etmiştim Hiç ders çalışmadan, Kimseye bakmadan Yeniden uykuya dalmıştım
Bir tedirginlik var Kaç zamandır merak ettiğim Ve fakat hayra yorarak Sabır içinde sessizliği Tercih ettiğim aşikârken Kimi vakit başım dönüyor Ve takatim kesilerek sendeletiyor, Bir müddet dinleniyorum
İzmir’den Bir dost nefes Ağabey sizin haliniz Bana mal oluyor diyor Nedenini bilmiyorum ama Çok yakından hissediyor Ve merak ediyorum İnşallah üzücü bir durum yoktur, Sağlığınız yerindedir, Acilen haber bekliyorum demek istiyor Tabii ki hemen duygulanıyorum
Şu an Saat 21/20 Hunat hatun Sanat ve kültür merkezindeyim Açık ve kapalı eyvanlar dolu, Misafirler muhabbet ediyorlar Çalışma odamda sessizliği Tercih etmek istememe rağmen Pek fırsat bulamıyorum
Sual eden Sanatçı ve çalışmalarını Görmek isteyen Tıp fakültesi besinci Ve daha üzeri kız ve erkek Öğrencilerin şiir dinleti gayreti İha’nın yetim ve garip çocukları Eğitmek ve topluma kazandırmak için Topladığı kimsesizlere şiir okumalarını Talim çalışmaları derken
Bazen Gün ne zaman bitiyor Fark edemediğim Ve olağan gördüğüm Haller baş gösteriyor İnsanın çok olduğu yerler Bu kadar nezih ve otantik olsalar Çalışmak için zaman yetmiyor. 18 saat az geliyor…
Zühtü ye Bekli/Ecir için yola çıktın, yoğun bakımda gözlerini açtın…
Orjinal boyutu icin tiklayin 720x540px and 32KB.
Ne kadar Gönlü yüce bir insandı Nerede hizmet var, Hiç durmadan yol alırdı Sanki sabır melaikesiydi, Mütebessim edalı bir nefesti, Hiç şikâyet etmedi Ne bulduysa kanaat eden, Sara hastası olan beyine Hizmette kusur etmeyen bir zarafetti
Evveliyatı Epey çileli ve meşakkatliymiş Sekiz çocuğun En büyüğü olduğu için çaresiz Annesinin uzun yıllar yatalak Hasta olması sebebiyle koşan, Durmayan candı Bir zaman sonra güya Tasavvufi hassasiyet gözetilerek, Hiç tanımadığı bir aileye gelin gider
Küçük yaştadır Annesi ve babası tarikata müntesipli Sohbet ve zikir halkalarını İhmal etmeyen, Hizmet ettiklerine önem verenlerdi Her nasılsa yıllardır Bu yolda olmalarına rağmen bilinç Ve tekâmül konusunda Gelişmeye direnirlerdi Adeta bir fanus içinde Yaşamaya azmetmiş, Kendi doğruları dışında Her şeye kapalı Bir anlayışları öne çıkardı
Babaları Hafız ve imam hatipti Anneleri bir köy kızı ve Kaçırmak zorunda kaldığı nefesti Gönül vermişler, Dağ tepe dememiş ve gecenin Geç vakitlerine kadar Sığınacak bir yer bulmak için Yalın ayak Ve ekimin ayaz günlerinde Ve dini hassasiyetlere Riayet etmek kaydıyla Sözü geçen bir ağanın evine sığınmışlar
Her neyse Ve bu ihsan timsali Çocuk dünyaya gelir Yokluğun kol gezdiği Dağlık yamaçlarda Yaşamak ne kadar zormuş Onca garip ve fakirliğin üstüne Bir de uzun dönem askerlik çıkınca Artık hesap edin melallerin dramını En büyük ve bereketli olan Annelerinin şefkat kanatları Ve her vakit Arka çıkmaları olmuştur, metanetlerine
Murada aç kızımız Umuda olan sadakatini Kaybetmeyen ihsanımız Yaşadığı semtin ve ailenin medarı İftiharı olmaya hak kazanmıştır Çünkü canını hizmete vakfetmiş, Diline sahip çıkmış, Riyakârlık yapmamış, Nefsi için yaşamamış O’nun rızasına nail olmak için Fedakârlıktan asla uzak durmamış, Her zaman rikkat nispetinde ayakta durmuş
Ne zaman Ansak ve muhabbet için aransak Onların hanesi ve hizmete Müteallik hassasiyetleri Göz ardı edilemezdi Siyasi ve sosyolojik olayları da Takip etmeye gayret eden, Yüzü gülen manidar bir hazineydi Hiç kırılmayı bilmezdi, Olsun canınız sağ olsun der Ve mütebessim bir eda ile Utanmamızı gerektirirdi
Yine kızının Ve torunlarının hatırı için Bahçeye inmiş ve Kimsenin cüret edemediği Ağaca çıkar Ve meyve toplamaya başlar, Sonra başı dönüp düşer Boyunda hasar ve eğe kemikleri Kırıldığından bahseder hekimler, Fakat kendisi hala habersiz
Eğer sual olursa Cennet ehlinden Bir kişiyi görmek adına Hiç kuşkusuz ve kuruntusuz Bu naif insanı Tereddütsüz gösterirdim Her amel ve niyetine şahitlik Etmekten sarfı nazar etmezdim, Kalbim kadar emindim Dilerim dua edersiniz, Tez zamanda şifa bulması için İhmal etmeden Kalbinizde hisseder ve yâd edersiniz
Sararırken Yeşil yaprak Ruhumda sayfalar açılır Yaprak yaprak Bir muştuyla, bir umutla, Bir hüzünle kimleri bekliyor toprak Ey ruhumun ahdi, Durma, aldanma, Kanma, avunma, Macera için yol alma, Vaadine ak
İçimde Tuştan nameler Sazendeden akseden ezgiler, Hicran içinde dillenen ukdeler Geçmişin içinde gizlenen özlemler, Acı veren kederler, Kalbi parçalamış elemler Kader derler, itham ederler, Aklı karartan ne varsa içerler, Nara atmak için kendinden geçerler
Güle Kim bakar Güneş ne kadar zevale çıksa da Yanmak için kim aday Nar ten için mi, kavurup, Kızartan kor payesi mi, ? Gönül aşk ateşine koşar Çünkü onda hakikat sırdır, Ruhun ve kalbin Ötesinden nükseden firkattir, Edebi öğreten haldir
Beşer Bir yarış içindedir Makinist kendi efkârında mı ? Nereye gitmektedir Kim vagon olmak için beklemektedir, Azim ve irade akıl ve bilgi için değil midir? İnsan sıfatı irfan ve erdem Sahibi olması için kabul edilmiştir, Sevdası ve aşkı O’na nail olmak içindir
Sürgün Yüreğin sızısı vardır Ne kadar derdi olsa, Figanıyla dağlansa razıdır Rahminde küf taşıyan analar, Şer için koşanlar, Hak hukuk tanımayanlar az mıdır? Cehennem ateşi olmak isteyen, Bir heves için varlığından geçen, Şek içinde sendeleyen bezirgân başı mıdır
Yeryüzü avare, Gökyüzüne kim çare Umut kalbi samimiyete hasret, Dil harap olmuş kimde var edep Gün batarken, Gecenin sesi duyulmaya başlamışken, Göçüp giden, Ağlayarak dünyaya gelende Var bir hikmet Ey hak diyelim, Sahibimiz olduğunu bilelim, En yakınımızken niçin imtina edelim, Şefkat ve merhamet adına O’ndan başka kim var, İşte budur nimet
Sanki sadakati unuttun, sere serpe oldun, sevgiyi unuttun…
Çılgınca Seviyordun Hiç dilinden Düşürmek istemiyordun Ne zaman uzak kalsam, İşime yoğunlaşsam Fırsat vermiyordun Her zaman Yanımda olmak istiyordun, Gözlerimin içine bakarak Bir şeyler söylüyordun
Ne güzel günlerdi Tadı damakta kalan Ve unutulmayan Her fırsatta yeniden Yaşanılması arzulanan Taze ve zindelik sunan bahardı O yıllar Ömür kitabından Sayılı sayfalardı, Şimdi hazan vakti geldi çattı, Zemheri başladı
Hatırlıyorum Bana aşk şiirleri yaz derdin Romantik bir ruhi yenin sahibiydin, Hep lirik olmayı isterdin İçinde sakladığın çocukluğu Her vakit muhafaza ederek, Fırsat buldukça oynamayı dilerdin
Beni sev, Ruhumu sar İçimde kalmasın hiçbir Dert ve keder adına intizar Hasretim sevdaya, Sevgi adına aşk sancağına, Ruhumu aşina eden fırtınalara Değme değsin Poyrazın yakan esintisi, Gönlümde yaşattığı Var olan etkisi, Alıp götüren hikâyesi
Açılmak isterdim Ummanın En müstesna sessizliğine Ruhumu bekleyen işaretlere, Yüreğime Firkat zerk eden sezgilerine Gözyaşlarımla, Sessizlik içinde ki hıçkırıklarımla, Beni benden alan, Yüreğimi dağlayan garipliklere
Kime seslensem Hiç tereddüt etmeden içimi döksem , sinemde Yıllarca vaktini bekleyen Sırlarımla gömülmesem, gülebilsem Arkadaş, dost, yaren, refik, Kelimelerini yeniden vaziyet edip, Şartlarına göre değerlendirsem
Belki Bahsetmek Sinemde husule gelen Meyanı aşikâr eylemek Bir vakitler dillenen, Ümit edilen, vakti Saati bekleneni yâd etmek Bilinçaltında nüveleşen Yosunları temizlemek, Her esintide ah etmemek için Gayret etmek gereğine inanmalıyım
Gözler İçe işleyince Hal bir başka zamana Geçip nazar edince Duygular sağanağı sıra Sıra letafet sunmak için Yarışa girince Beşer garipleşiyor, İnsani yanından ziyade Bedeni arzuları depreşiyor, Sancısı yetmiyor, Garip bir his ezip geçiyor
Her kimse Böyle edalı bakmamalı, Evet, sakınmalı Bir başka insanın Haleti ruh iyesiyle Oynamaya kalkmamalı İçindeki ukdeleri hatırlatmamalı, Kendi işi ve halinde yol almalı, Kalbe acı zerk ederek Salınmaktan kaçınmalı
Evet, Güzele bakılır O’nu hatırlamak ve Yarattığı ile gıpta etmek için Her insan güzel olan Her nimetin sahibi olmayı diler, Fıtri bir dürtüdür bu Yoksa hayal ve efsunlu Hülyalar niye baş göstersin, hayalî sahneler neden Halle bütünleşsin, Sineye ahu zar ettirsin
Demek ki insan Hangi ahval üzere Olursa olsun çarpıla biliyor Bir takım duyguların Seyrine dalarak içinde bulunduğu Çıkmazları aşmak istiyor Ne kadar isabet kaydediyor, Çarpan göz sahibi Bunu hiç bilmiyor, lakin Bir vakit böyle alıp Hicranlı vadilere götürüyor
Aşığı ağlatma intizar olur, onun ahı hemen duyulur…
Orjinal boyutu icin tiklayin 800x800px and 124KB.
Aşk… Gönül sahrasında nezaket Umut sağanağında Himmet ve letafet Duygu dünyasında suhulet Ve ünsiyet bereketiyle Mücehhez olan nasibi haktır
Sevdası… Sır içinde Saklı duran firkattir Tutku ve arzular aşkın değil, Nefsi temayüllerdir Ruhi ve kalbi olan Nefsanîlikten arınmışlığın ehliyetidir, Hiçlik içinde ki zindeliktir
Aşk… Gönül sayfalarına Nakış gibi işleyen İrfan açlığını gideren, Hikmete yönelten fırsattır Hak ve hakikatin şehrine Amade kılan niteliktir, Sabır ve sukutun içinde gizlenir
Aşk… Hali edebe ve İbrete sevk eden Heva ve hevesten vazgeçiren, Tensellikten men eden Ruhu yücelten, Kalbi nazargah bildiren Sahibin emir ve nehiylerinde İtminana erdirir
Aşk… Gönlün feyzi Ve şevk merciidir Endişe içinde ki halvettir, Vuslat için payeyi reddedendir Tevazuu ve ilimde, Edep ve kanaatte, Sabır ve çilede O’nun ikramı Telakkisinde ki sadakattir
Yıllar Anlatamadı bana Geçen lahzalar İşittiğim figanlar Sessiz çığlıklar dokunuyor yarama
Gözü yaşlı Bağrı yanık kimi görsem İçim gidiyor, hal niyaz eğliyor Sabrı tavsiye etmek yetmiyor Gözlerden kan gelirken
Yüreğinin Yalgınlığı tüterken O an çaresizlik boynu bükerken Ses çıkmıyor, nefes yetmiyor Gözler şahit olmak istemiyor
Aşkı sorgulama Kalbinde taşıyana uzak durma Mütereddit bir şekilde aranma Umut nasiple yol alır unutma
Aşk Zorlamaya gelmez Beşerin keyfiyeti için sefilliği seçmez Kendini bilmeyene aşk tenezzül etmez Sureti iradelerde sevda netice vermez
Fıtri Olan yaşamaktır İnsan olmak için yarışmaktır O’na kul olmak için aşk farktır Sevdasında hiç olmak rızasında sadakat tır
Can Canana mı adanmıştır Ruh ve gönül hangi vakte türaptır Ten, et ve kemikten mütekâmildir Çürüyen kimdir, aşk ve sevda ebettir
Sazendeye Kızma, zan ile yargılama Şaire de abartıyla yaklaşma Edibi suallere boğma, dinle ve anla Ufak bir araştırmayla farka ulaşsana
Kalbi Hassasiyet her kimde varsa Zihniyetine ve mizacına takılma Naiflik ve zarafeti yerinde taşıyorsa korkma Kılık kıyafetiyle yargılama, iç âlemini sorgula
İnsan Öğrendikçe daha sakin olmalı Suhulet için de davranmayı unutmamalı Ne kadar biliyorsa o nispette susmayı tanımalı Aklı evvellik edepsizliktir biraz olsun sıkılmalı
Ey sevgili Sen yokken, hicran yüreğimden Sökün ederken, yazdığım nameler dile gelse Yırtıp attığım sahifeler yeniden dirilse Hisseder misin, kalbinin bana da yer verir misin?
Ey yar sen bana bakma, umutlarına sahip çık bizarlaşma…
Orjinal boyutu icin tiklayin 802x543px and 56KB.
Bekletme beni Bir idam mahkûmunun Dört duvar arasında Hüzün yudumlayan umudun Düşlerinde korkutan Uykuların kucağına bırakma
Istırabım sonsuzdur Kolları kesik insanın, Sacı dökük gelinlik kızların Hasrete teslim olmuş Ağıtların figanından kurtar beni
Kader Mahkûmuyum Hakkı savunmak için Kurban olmuş bir soluğum Belanın ne olduğunu iyi bilirim, Hak karşısında Sessiz kalmayan bir korkuyum
Rüzgâr Bana çok şey anlatır Hülyasında nefes aldığım Umutları yaşatır İçime acı veren kahırların Kirlerinden arındırır, Hakka yakınlaştırır
Ne vakit Uçan bir kuş görsem Sinemde mavera heyecanı uyanır, Kalbim sürurla başkadır Ömrümden kopup giden yıllar Ne kadar cefalıdır, Çile ağız tadımdır
Garip Ve sefil bir dünyam var Kimseye yük olmayan, Bir beklenti içinde bulunmayan Melalim hak için yanar En yakınıma her şey ayan iken Kaygı ve kasvetten ne çıkar
Bir gün Kapım çalınacak yar Firkatim olan huzur ve Sükûnet iklimleri başlayacak İşte o vakit gönlüm hürriyetin Ne demek olduğunu Daha iyi anlayacak
Dört Duvar arasında Şafaklar ne kadar sökün ederek Hicran yaşatsa İpe gidenlerin hali bambaşka, Gözler boşlukta, Ayaklar sarhoş gibi muğlâkta
Kaç zamandır Name yazamadım İçinde bulunduğum hüznümü Sana da yaşatmaya kıyamazdım Ben mahkûmum bari sen olma, Sen kanatlanıp uç, Umutlarını soldurma
Biliyorum Göçüp gidenler var Söz etmezsin üzülmeyim diye, Düşüme girenden habersizsin Her göçenle bende göçerim, Kurtulduğuna kani gelirim, Gam etmem bilesin
Yeter ki Senin canın sağ olsun Hiç değilse hatırlayan, Kaygısını taşıyan bir yar bulunsun Bahtım için Kurumayan umut olsun, Feryadıma şahit olsun
Ne Kara günlerdi Nefes almak, Umut taşımak bile zordu Sığınmak için tutunduğumuz Ne varsa mosmordu Nereye baksak, Semaya bakıp ağlasak, Acımız katlanırdı, Gün batarken panik başlardı
İçimizde Korku vardı O kadar İçimize işlemiz ki, Haykırmak bile imkânsızdı Kol kanat gerecek kim vardı, En yakın gördüğün Suiistimal eden kandı Sanki her yan, Göz batan, Ruhu daraltan, Umudu kurutan bühtandı, Ağlamak ne faydaydı
Güvenmek Ama nasıl Yaptıklarına şahit olunca, Nefsi için Sınır tanımayınca Din, iman adına Şekliye tin içinde aptallaşınca, Afallamak dursun bir tarafta Kadını, erkeği, cahil olunca, Kıtlıktan çıkmış gibi sınırsızlık Baş tacı yapılınca acı var her tarafta
Allah Kimseyi cahillerle Eş etmesin, aczi yetin İçine sürüklemesin, Gözlerden kan getirtmesin, Bir lokma ekmek uğruna Kölelik ettirmesin Temizliğe giden nisalar, Evde çocuğa bakan babalar, Mütecaviz olan kansızlara Fırsat verdirmesin
Nisa Çaresiz kalmışsa Aczi yet içinde bırakılıp, Simsarlara bırakılınca Tehdit ve şantajla Hakkı gasp edilip, Emeller için Tatmin aracı yapılırsa Birey, toplum, millet suçludur, Onun hak ve hukukuna Duyarsız kalan her nefes Hak karşısında mahkûmdur
Nisanın Edepsiz ve arsızına Ne kadar karşı ve katıysam Ve asla Karşılaşmak istemiyorsam En azından onun kadar Yüreksiz ve beceriksiz Bağnaz ve yobaz erkeğe Tahammüllü değilim, Asla şahidi olamam Her beşerle değil, Düşünmeyi becerebilenlerle Muhabbet etmek isterim, Yoksa yalnızlığı seçenim
Ey yay rüzgâr şebboy kokulu zülfünü öpüp incitmesin…
Bilmiyorum Sabretmeyi beceremiyorum İçimde akan pınara Dur diyemiyorum Direniyorum, başka şeylerle Meşgul olmaya çalışıyorum Fakat hakkıyla başaramıyorum
İçimde Dinmeyen fırtınaya Ve dalgaya Her lahzada ibret Zerk eden hicrana Gözlerden yaş getiren çaresizliğe Mahkûm edilen merama, Hasret kokan umutlara Çare bulamıyorum
Aczi yetim aşikâr Ve fakat hissiyatım Sanki ağlayan pınar Ne bir haber, Ne de bir umut görülmez, Duyulmaz oldu yar Yaşarken öldüren, Gülerken ağlatan, Suskunken gözlerden Kan getiren Firkatin neye yarar
Nerdeysen Hangi melalin İkmalinde ki hedersen Mesut ve saadet içinde, Kalbi sürur refakatiyle İhya içindeysen Huzur duyarım, Mutlu olurum, Gam etmekten kurtulurum, Elemi bir kenara bırakır, Yaşamak için umutlanırım
Evet, haklıydın Yıllardır vefasızlığıma Sabredip kandın Ömrünü hasır ettin, Bir tebessüm için Ne çileler çektin, Lakin anlaşılmadın Umutlarına küstün, Belki canından bezdin, Uzak diyarlara gitmek istedin, Gözlerden ırak olmayı benimsedin, Çaresizdin
Sen ki Edebin timsali Sabrın sancaktarı, Umutlarım medarı iftiharıydın Kalbi hassasiyetten uzak olanlar, Anlamaktan kaçanlar, İrfanı unutanlarla yaşadın Sana kıyan, Katline sebep olan, Hülyalarını kurutan, Ufkunu karartan Her kim ve kimlerse Rabbim yargılasın inşallah…
İkaz ve ihtar hak edilmişse, edep içine girilmeli…
Haklıydın… İçinde bulunduğum Coşkunun uzağındaydın İçimden geldiği gibi Hitap ederken şaşkındın Bazen mahcubiyetini İfade etmekten sakındın
Görebilmeli… En az kalbi hassasiyetinizi Hissedebilmeliydim Gafil miydim, gafletin İçinde sürüklen endim O an tatlı ve kati bir ikazla Dikkati çekilendim
Nasıl utandım… Yaşanan coşku ve esintiyi Rahatça paylaşmaktan O haz içinde konuşmaktan Ve de hitabetinden Sarfı nazar edebilmeye Azmedip kaçınmalıydım
Kırıp dökmeden… Hassasiyete matuf gönülleri İncitmeden yürümeli Nazar ederken, tanıdığın Nispette temaşa edilmeli Gözler ve sözler rikkat Ölçeğinde hesabı sindirmeli
Evet, hakkı… Teslim edip, haklılığını İdrak ederken kırılmadan Edep ve nezaketi dışlamadan, Hayâyı bırakmadan Kardeşlik serencamını Sürdürmeye fırsat tanımalı
Kibir ve bencilliğin… Kul ve hiçlik yarışında olan Nefes için faydası yok Aşka ve sevdaya gönül vermek İsteyene acısı çok Çile ve cefaya, zülüm ve Ezaya tahammüllü hiç yok
Bu bakımdan… Bilmeyerek ve kastetmeyerek Kırdığım kalplerden Daha naif ve edepli olmamı Bekleyen gönüllerden En kalbi manada özür diliyor Ve selam eğliyorum