Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Kabahati yok Hasrettiğim kelimelerin Cümle içinde sarf ettiğim Kelamı kaidelerin İnsan, bildiğini yazar Ve o nispette Anlaşılmaya adaydır, Bir anlamda kabulü hicrandır
Konuşulan lisanın Eski ve ait olduğu yere Atfederek, Osmanlıca, Arapça, farsça diye Kerçai bir edeple Su al etmenin Ehemmiyetinden Bile nasipsiz olması Üzen bir vakıadır
Merakını sadece Keyfiyeti Ve hevesi için serdeden Ve hatta öğrenmeyi Nefsi için Önceleyen her nefes, Beşer kalmakta ısrar eden İrfan ve erdeme Mesafeli duran bedendir, Ruhu ve kalbinden Habersiz olan bedbindir
Can sıkıntısını Gidermek maksadı Ve bahanesiyle Arayış içine giren Muvazenesizdir, İnsan ne kadar Hesabi olursa, o nispette Azim ve ikbal için iradesini Kullanmaya amade rehberdir, Nedensiz yaşayan aklıselim midir?
Ummanın dalgası Derya muvacehesindedir Mazlum ve masum nefeslerin Sessiz çığlıkları adına Haykıran figandır Kendi sevdasına meftun Bir aşk insicamından Nükseden abı şeraptır, Nasibe adanmış firkattir
Kul Kendini hesaba çekmeli Sevgi dilini talim edip, Kırıp dökmeden yol almalı Hiçbir nefesten beklenti içinde Bulunmamayı kavrayıp, En yakından uzaklaşmamalı O’nun yoluna Can kurban olmalı, Canan için aklı karartmamalı, Umut içinde yaşayan Yeise kapılmamalı
Artık Size ne söylerim Acizliğime ve Sefilliğime veririm Hangi kelamı etsem diye Bin hüzün İçinde düşünürüm Yorgun kalbime Bitap halime Suskun olan dilime Şevkten bahsedemem Sürur adına Bir söz söyleyemem
Hatalıydım Duygulara sığınmıştım Bir umut içinde olsa Değer sanmıştım Sinemden düşen kelimeleri İçime işleyen özlemleri Eylül ayının hüznüyle Düşen yaprağı üşüten Kimsesizliğe iten Suallerin önünü kesen Bir acı yaşanmıştı Artık geçmişte kaldı Yâd etmek bile acıydı
Ben ki yıllardır Yetim ve öksüzdüm Umut içinde büzüldüm Nefes almak, neşe yaşamak Sevinç duymak, haykırmak Yaşadığımın farkına varmak Halime ne kadar uzaktı Kenar mahalleler yakındı Ne de olsa benim gibi insanlardı Her zaman üşüten an yakardı Sıcak bir nefes, bir buse Nerede vardı, hicran sadıktı
Çılgınca severken Aşk bıkkınıyım derken Sevda adına fırsat vermezken Ben dinliyordum Çok yabancılık çekiyordum Anlamak, kavramak istiyordum Merakın hazzına varıyordum Sıcaklığı ve zindeliği tadıyordum Anlatamazdım kimseye Ve hatta hiçbir nefese Utanırdım, eziklik duyardım Vurgun yemiş yanlarımı Nasıl ortaya çıkartırdım
Artık eski zaman değil Bir ibret yetide arttı bile Şayet ders almak marifetse İçim acıyor her nedense Her halde artık susmalıyım Hüzzam bir şarkıyla Kahvemi yudumlamalıyım Kalan ah u zar adına Hayıflanmadan yaşamalıyım Her kez yerinde sağ olsun Umutlarına nail olsun Hüzün ve hicran Benim yurdum olsun
Ey uzak Diyarda ki Sessiz yar Gam etme Bir gün Seni duyan çıkar Umudun solarsa, Şevk ne işine yarar En yakından başka Yarenler can yakar
Kalbin Neden katıdır Nazarların fersiz Ve de suratın asıktır Sevgi ve muhabbetten Arîleşen gönül Kireçleşmiş bir kalp Aşka mı erişecektir
Hislerin Ziyadesiyle yıpranmış, Hal zayıflamış Ne kadar pencereden Baksan acı yaşanmış Bir zamanlar Seni kimse anlamamış, Güvenin azalmış
Aşk Halin demidir Ruhun muvazenesinden Nükseden sezgidir Sır mey anından ülfet Bahşeden zindeliktir Nefsin ihyası için değil, Hakikat için afiyettir
Bikarar olma Mütemadiyen kuşkular İçinde cendereye girme Şüphe et Ama lakin bilgin, Sezginle terbiye eyle Umutların yeşermesi için Kalbi teslimiyeti İhmal etme
Her umut Vaktin tecellisine Amade olan ve nasiple İlintili bulunan yakarıştır Ruhun ve gönlün Ne kadar en yakına Yakınsa o nispette Kabulü şayandır Kalbinde sevgi Ve muhabbet edebi yoksa Zemheri ağıtlar Kimin umurunda
Evlat ne kul ve ne de köledir, irade sahibi bir değerdir…
Orjinal boyutu icin tiklayin 800x535px and 116KB.
Her Anne ve baba Çocuğunun selameti için Azami gayret göstermekten Sarfı nazar etmemelidir
Onlara Reşit çağına gelene kadar Rehberlik ve velilik etmelilerdir Emniyetini temin için Her türlü tedbirin azmindedir
Fakat Örf ve adet Töre ve el âlem ne der diye Mecburiyete itmemeli ve Bu konuda direnmemelilerdir
Onlarında Aklı ve irfanı Tercih edebilme sultanlığı Hak kullanabilme haklılığı Ne surette olursa olsun bilinmeli
Kınanmak Ve hatta ayıplanmak Zannıyla, önyargılarıyla Tahakküm etmekten Şiddetle ve en azami derecede Kaçınmaları gerekmektedir
Allah (C.C) Bizzat muhatap Kabul etmek için aklı Ve irade verdiği kuluna, Hiçbir anne ve babanın Din adına zulmetmesi Kabullenilemez
Şayet Bir evladımız Akıl ve irade Ehliyetine haizse İtikat ve uhrevi Dünyası için dikkatliyse, O vakit korkular hangi saike
Evlat Aklı ve bilgi İkmalini hakkıyla Yerine getirmişse Azim ve iradesini sırf Nefsi ve hevesi için Sefilleştirmediyse O vakit şüphe niye
Kız Veya erkek Hiç fark etmez, sevmişse Gönül sesine icabet edip, Bir tercihin içine girmişse Genel kaideler bellidir, Hükmetmek el âlemin İşi de değildir, azimdedir
Anne Ve baba da Kendi sınırlarını Ve hukukunu Ne derlere göre değil, İtikadı öneme Haiz olduğundan Fıkhi hak ve Sorumluluklarını, Efendimize karşı Duyarlılıklarını korumalıdır
Yegâne Hüküm ve yasa Yüce Allah’ınsa Kulu olabilmek Ve ihsan üzere yaşamak Farzı ayınsa Evlatlara kul Ve kölelik yaptırmamalı, Onların tercihlerinde Hassasiyetler korunmalı
Bir tercih Sebebiyle reddetmek Ve ya bu manada Bir hüküm içine girmek Ne haktır ve ne de Hukuk adına Geçerli bir kaidedir, Sadece zan üzere şerdir
İnsanlar Sevdikleriyle yaşamalılar Ve sevebildikleriyle de Hayatı paylaşmalılardır Sureti irade değil, Hakiki iradenin müntesibi Ve hakkıyla Yerine getireni olmalılar
Emine Henüz on iki yaşlarındaydı Saf bir babası İki analık elinde yetişmiş Bir annesi vardı
Emine Çok küçük yaşına rağmen Evin her türlü Temizliğinden sorumlu olan candı Seçme hakkı hiç tanınmadı
Annesi Kimi zaman Evlere temizliğe giden Yıllardır kahır çeken Pek yüzü gülmeyen nisaydı
Kim ne derse Doğru kabul eden Muhakeme yetisini öteleyen Şefkat ve hamiyete aç nefesti Hep hançerlendi ama yetmedi
İki kızı vardı Emine ve Hayriye isminde Her ikisi de perdeler kapalı yaşadı Korumak, muhafaza etmek İsterken, gönüllerinde ki umudu karattı
Kızların Hiçbir çaresi yoktu Ya çok kötü bir dayak Ya da aç susuz bırakılmak Kime ve nereye sığınırdı Henüz bilmeyen bir aciz kuldu
Bazı komşular Annesini ikna ettiler Yirmi yaş büyük bir taş ustasına Emine’yi vermeye heveslendirdiler Hiç değilse kızın kurtulur diyerek Emine’nin kanına girmek için azmettiler
Adam Belki yaşlı ve zavallı biriydi Hiç evlenmemiş aciz bir nefesti Kaba ve hiçbir cazibesi olmayan kederdi Zavallı Emine kollarına teslim edilecekti Şahit olan varlıklar beklide sevinecekti
Emine Ne kadar ağlasa ve yırtınsa Başını taşlara vurup haykırsa Kimse duymuyor ve dikkat kesilmiyordu Ne de olsa kurban edilmek için bekleniyordu Emine intihara teşebbüs etti yine engellendi
O yıllar Asayiş ve emniyet Ne kadar güvenli ve dakikti İnsan hakları bakir ormanlar içinde yaşayan İnsan ve mahlûkun farkında lığında değildi Annenin tahakkümü, komşunun azmi, babanın sessizliği Emine’nin sonu oldu, ne sevinç ve umut hayallerini kuruttu
Unutmadım Unutamazdım, Nasıl silip atardım Ruhum ve kalbime Nakşeden nadide Bir hicrandın Bazen hüzün ihsan etse de Vazgeçemeyeceğim Bir edebi nefestin
Söyleme Şu yaralı gönlümü Avutmak için ne olur Bahanelere girme İçimi dağlayan Hasretten imtina etme, Gönül ağlarken, Evet, gülme
Anlatılmıyor Bazı hisler, gönle Düşen hüzünler Alıp götüren düşünceler, İçimizi burkan kederler Göz görünce, Gönül temaşa vaktine erişince Sıcak bir his kuşatır benliğimizi
İşte O zaman Bir başka andır Ruhun ve yüreğin meşke Eriştiği lahzalardan hazdır Huzur ve muhabbet adına Vazgeçilemeyen ikramdır, Gönül dilinde hicrandır
Bilmem ki O sayfaları ve Resim karelerini Yazılan name ve gönülden Nükseden şiirleri Nasıl halin ikliminde derlesem, Bir anı roman olarak Sayfalara hüzünle işlesem
Evet, Böyle zamanlarda Durmuyor, akıyor sessizce Demlenen gözyaşı Dinmeyen acısı, Ukdeleşen derin sızısı anılırken, Hıçkırık başucumda beklerken
Edibe’ydin Sanki onun Bendinde büyümüştün Bitmeyen hikâyelerin, Buğulayan sesin Alıp götüren buselerin, İçimde kalan ukdelerdir yar
Yazdığın Namelerde, Düşündüren şiirlerinle Bin bir hülyanın büyüsüyle Salınan fikirlerinle Seni senden alan Ve ruhunun vecdini Yaşatan hüznünle Anıyorum yar
Güle baksam Ona temaşa ettikçe Tefekküre dalsam Firkatin bağrında uyusam Ve hiç uyanmasam Bıraktığın izlerin Süruruyla bir ömür ağlayıp, Hicran yudumlasam
Artık Gönlüm yas içinde, Senin mateminle Tutunduğum umutlarım Solgun bir halde Gün batıyor, Vakit yaklaşıyor, Hani ecel nerede, Nefes gidiyor ahdine
Senden sonra Hiç bir şey Eskisi gibi olmadı Yapabileceğime Kani olmam dahi Beni bana bırakmadı Derin bir sessizlik ve Hüzün hâkim oldu, Yalnızlık kırılan Umutları toparlayamadı
Demek ki yanılmışım Zan içinde İtham etmeye kanmıştım Hiç dinlemeden, Haklı olacağını Düşünmeden kırmıştım Gözlerin bakarken Ve hatta sukut ettiren Kanı görünürken Sen sabırla sırlaşmıştın
Bir kelam etmedin Asabiyet içinde Nefeslendiğimi bilendin Ne kadar yanlış Ve hatalı yanlarımı Görmezden gelmiştin Ama ben demek ki Çok bencil ve acizdim, Nefsime uydum ve Kalbini dinlemedim
Sen, sessizce gittin Ben hala hiddet içinde Etrafıma bakarken Kırıp, parçalarken, Sen gözyaşlarına Refakat ettin, seslenmedin Edebin ve nezaketin Her veçhesi senden Sudur ederken demek ki Ben hiç göremedim
En çok içime işleyen Henüz kapıdan Çıkmamışken, dönüp Bin hüzün içinde Gözlerime bakmıştın, Kim bilir o an Neler anlatmıştın Fakat kalp katılaşmıştı, Hırsın ve hıncın Esaretine boyun bükmüştü, Sonra ayrılmıştın
O an ve sonra İçime işleyen zaman Neler anlatmıştı bana Evet, beşeri ve bedevi Yönlerim ne kadar aşikâr Ve ayan olan kabalıktı Şimdi yalnızlığın hüzün Sokaklarında nefeslenirken, Yalnızca kendime acıyor Ve hayıflanıyorum
Gittin Zaman gibi Işık veren ve eriyen Mum misali Sığınılan ve kaybolan Gölgeler nerede şimdi
Sırdın Kendi yağında kavrulan Muhannete muhtaç Olmaktan kaçan Derdiyle bir ömür yol alan İbreti cihandın
Edebin Nezaketti ki hassasiyetin Naif ve suhuletli kalbin En yüce hasletindi Kızmak, kırılmak derdinden Ziyade ecir için azmederdin
Kim Ne söylerse Tebessümle Mukabele ederdin Sanki sinirlerinden arîleşmiş Aziz bir nefestin Yoktu bir dünya kederin, Ne hasretin Ve ne de eriten elemin
Her vakit Hamt içinde olan serdin Şikâyet ve yeis adına Hiç taviz vermedin Sabrı ve kanaati Nasıl bu kadar İkram bilerek Hem hal içindeydin
Ne derler Hiç umurunda olmadı Muhakeme en yakınında Olan dermandı Yalan ve riya Hiç hazlanmadığın Meziyet ve huylardı, Senden çok uzaktı
Kem söz Sahibine aittir Oysa insan düşünebilen Bu yetiye haiz olan Bir nefestir Yoksa akıl ve idrak Niçin kalbi ehliyettir Tefekkür etmek, onun için Vakit ayırmak hassasiyettir
İnsanlar Her biri bir âlem Olarak farklılar Sual etmek lazım Ne kadarının farkındalar Ne kadar manidardır Yaşamak için yaşayanlar Kul olmak, Hiçlikte yol bulmak, İşaret taşlarını okumak afaktır
Ruh kimin Kalbin ne kadar senin, Akıl ehliyetin Nefes müddetin, An gerekçelerin, İrade hürriyetin İrfan ve ihsan bereketin, Kemali yet gayretin Hepsi nasip illetinin Azim ve merak etmek, Hakikate erişmek için Dur durak bilmemek Haiz olacağın muhabbetin
Ümmi olmak İrfandan soyutlanmak değildir Hakkın ikramından ve Rahmetinden Uzaklaşmakta değildir İnsan idraki Ve irfanı nispetinde İbretle bakılan ve dikkate Alınan ecelli zamandır Ne kadar edep ve kemal Mertebesine haizse, o nispette Gönüllerde yer alan Furkan'dır
Alıp götüren bir sır var, sevdası nasip olacak mıdır Yar…
Yüreğim Ummanın en müstesna Çığlığından nükseden Sevdaya meftundur Ne kadar hasret yaşasam Sırrına vakıf olmadan ölsem Nasibin bir ilahi Taksim olduğuna İman etsem de Ruhumun hicran damlaları Dinmek bilmez
Gözyaşı Görülmemeli, Nazarlar şahitlik etmemeli Sinenin meftun olduğu Hüznün ne anlattığı İçini acıtan varlığı, Anar olup hali demlemeli Aczi yet ve zafiyet gösterip, Hali aşikâr eğlememeli
Sevdası olmalı Aklın, izanın, idrakin, vicdanın Teni kuşatan her efkârın, Canı candan eden ah u zarın Semaya el veren muhteşem Yemyeşil ağaçların Koylarında sabahlattıran Suhuleti aşiyanın, yakarışların Korkudan emin kılan İlim ve irfan inşirahlarının, Kulluk sıfatının
Bir nida var Hissedebilen kalp için İşite bilecek kulak ve izan Ne hikmetli bir seçim Ten, cezbeden, Nefsi davet eden, Yasaklanmış menhiyat Evet, o zilletin Zafiyet ve zan, Bağnazlık ve hesapsız heyecan Açmaza götüren şer güçlerin Kul, azim ve iradesiyle, Bilgi ve irfan nasibiyle, Merak gailesiyle Duymak için can atmalı
Yaşayan beşer, edebi ve adabı idrak ile ram eğlemez…
Orjinal boyutu icin tiklayin 720x511px and 39KB.
Beşer Edebi kalbinde hissetmez Yalnızlığında onun Hassasiyetini İdrak edemez Bilmek, Talim etmek, Hayâya erişmek Noktayı nazarını fark edemez
Akıl Bilgiye ulaşmadıkça Kalp edebin deryasına Dalıp arınmayınca Ruh, Sırrın tahayyülünü İrfana bırakmadıkça, Beden nasibi bilmeyecektir
Umut Edep ve irfanın vecdinden Sabır ve kanaatin sadrından Zuhur eden murattır Azmi yoksa Niyet samimiyetten uzaksa, Kalbi hassasiyet Bulunmuyorsa zandır
Edep Edepsiz nefesin edepsizliğine Sırnaşık ve yılışık sefillerin Cehaletine sabrettirir Nefes vaktine koçarken, Mizan her lahza da Kalbe inşirah sunarken, Hal meşk halindedir
Hayâ İmanın ikamesinden Neşet eder Her nefes Nasıl hidayete erer, İmtihan kimi bekler Aklını, bilgisini, Azmini ve maksadını O’na ram eyleyen En tabidir ki nasibi Dergâha icabet eder
Cahil Bilgiden mahrum olan nefes Pişkin ve arsız aklı Evvelden daha itibarlıdır Hiç değilse onun Bedevi şekliyle de olsa Utanıp, sıkılması esastır, Yaşadığı şartlar gereği Bilgiye açtır
halin kitabından söz edeceğim derin bir sessizlik içinde kalbin dilini azat edeceğim
senin sinende var olan yıllara sari içini burkan kalbini sızlatan gözyaşlarını akıtan derdi gamından kal eğleyeceğim
ne kadar ruhun ve kalbine yakınlığın zannıyla coşsan en yakına olan uzaklığının farkındaysan umutların için figan etmeye başlamışsan feryat ne ki, durmadan çırpınsan az gelir
seni ben değil bizzat sen tanıyacaksın ne kadar nedametin varsa yaşatmayacaksın ukdeleşen heveslerin ilzamında paslanmaktan azmini ve iradeni kurtaracaksın
vakit bazen titretir kim bilir lahzalar içinde ne sırlar gizlidir hangi hayalerin halin için ümittir nasip müddetlidir, umut içinde ki zindeliktir ihsanın ve irfanın sadrından nükseden güzelliktir
neden boynun hemen bükülür, sabır böylemidir bizar bir kalp sabrettiğini söylese ne ifade edecektir iman etmek, sadece boyun bükmek değildir iman etmek, candan geçmek, rızası için vecdiyle aşkına erişmektir sürur ve muhabbet gönülde yoksa, solmuşsa, tek çaresi, en yakınla dertleşmektir
İnsan umut eder kul ise vaktini şevk içinde bekler…
Bazen Kelam kar eğlemez Halin içinde bulunduğu Vaziyeti şehredemez Solgun umudun Kırılmış kalbin Çileye gark olmuş bedenin Şefkata susamış sinenin Dinmeyen bir efkarı vardır, Gözyaşlarıyla anlatılanlardır
Solgun Bir hal içindesin Bilmem ki Nasıl bir cefanın derdindesin Sukut edersin Bin hüzün içinde beklersin Yaşarken Kefene bürünmüş ten misalisin Bırakma kendini bukadar Her sabahın bir akşamı var Umut, kalbinde ki imanla yaşar
Kim bilir Belki kandırıldın Avutulmak için muhatap alındın Bakir duran masumiyetin Ayaklar altına alınan zarafetin Onur ve haysiyetin heba edilirken Ne kadar derin bir acı yaşadın Bubu hak ettiğine hiç inanmadın Lakin, imtihanın bahtında adaydın Ecelle anlamlaşan, fani olan candın
Seni Kırıp inciten Nesebinden Şüphe edilen illettir Masum ve naif Halini zedeleyen Hassasiyetten ve Edepten ari keştir Bir anlık gafletin, Tahkikten uzak halin Bir ömürlük yüke duçar bıraktı Nereye gitsen, kime baksan İçini acıtan ve yüreğini dağlayan andı
Kan Necis bir akandır Kendi sevdasında Olan furkandır Yaşatan, Anlam kazandıran fırsattır Yokluğunda hüznün Bağrını açan insicamdır
An Aşk ve sevdanın En mücehhez halinden bir zamandır Ruhi ve kalbi hassasiyeti Bereketlendiren farktır Doğum ve ölümü En anlamlı kılan ve İbrete sunan afaktır
Aşk Ruha mütekabiliyet Kalbi nazargah kıldıran nasibi bahttır Kul, bilinci ve İrfanı nispetinde Feyzini yaşayan odaktır Teslimiyeti ve kalbi Hassasiyeti neticesinde O’nun rızasına Nail olan nazardır
Umut Nice emelleri Ve hevesleri Derdest etmiştir, Sabra bandıran dirayettir Şevk ve muhabbet Solmuşsa karanlıkta Bakınan çaresizdir Kul, aşkın ve sevdanın Şefkat ve erdeme Mebni olduğunu bilir, Vakti bekleyendir