Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1971 - Hz. Aise (radiyallahu anha) bir baska rivayette sunu soyler: "Kendisinde dikbaslilik olan bir deveye bindim. (Hircinlik etmeye baslayinca ileri-geri surmeye basladim. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Rifkla, tatlilikla davran! diye mudahale etti..."
Muslim, Birr 79, (2594).

1972 - Cerir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir kimse yumusak davranmaktan mahrum ise hayrin tamamindan mahrumdur."
Muslim, Birr 75, (2592).

1973 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) herhangi bir isi icin bir adam gonderse su tembihte bulunurdu: "Sevindirin, nefret ettirmeyin, kolaylastirin, zorlastirmayin."
Ebu Davud, Edep 20, (4835); Muslim, Cihad 6, (1737).

REHIN

1974 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Rehin (olarak birakilan hayvan)a, nafakasi mukabilinde binilir. Sagmal hayvan rehin birakilmissa sutu, nafakasi mukabilinde icilir. Nafaka, binen ve sutunu icen uzerinedir."
Buhari, Rehn 4, Tirmizi, Buyu 4, (1254); Ebu Davud, Buyu 78, (3526).

1975 - Ibnu'l-Museyyeb (rahimehullah) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Rehin kapanmaz."
Muvatta, Akdiye 13, (2, 728).

1976 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir yahudiden, veresiye yiyecek satin aldi. Rehin olarak zirhini verdi."
Buhari, Rehn 2, 5, Buyu 14, 33, 88, Silm 5, 6, Istikraz 1, Cihad 89, Megazi 85; Muslim, Musakat 124, (1603); Nesai, Buyu 58, 87, (7, 288, 303).

RIYA

1977 - Sufeyyu'l-Esmai, Hz. Ebu Hureyre'den naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kiyamet gunu iIk cagrilacaklar, Kur'an-i ezberleyen biri, Allah yolunda oldurulen biri ve bir de cok mali olan biridir. Allah Teala Hazretleri Kur'an okuyana:
"Ben Resulume inzal buyurdugum seyi sana ogretmedim mi?" diye soracak. Adam:
"Evet ya Rabbi!" diyecek.
"Bildiklerinle ne amelde bulundun?" diye Rabb Teala tekrar soracak. Adam:
"Ben onu gunduz ve gece boyunca okurdum" diyecek. AlIahu Teala Hazretleri:
"Yalan soyluyorsun!" diyecek. Melekler de ona:
"Yalan soyluyorsun!" diye cikisacaklar. Allahu Teala Hazretleri ona:
"Bilakis sen, "Falanca Kur'an okuyor" densin diye okudun ve bu da soylendi" der.
Sonra, mal sahibi getirilir. Allah Teala Hazretleri:
"Ben sana bolca mal vermedim mi? Hatta o kadar bol verdim ki, kimseye muhtac olmadin?" der. Zengin adam, "Evet ya Rabbi" der.
"Sana verdigimle ne amelde bulundun?" diye Rabb Teala sorar. Adam:
"Sila-i rahimde bulunur ve tasadduk ederdim" der. Allahu Teala Hazretleri:
"Bilakis sen: "Falanca comerttir" desinler diye bunu yaptin ve bu da denildi" der.
Sonra Allah yolunda oldurulen getirilir. Allah Teala Hazretleri:
"Nicin olduruldun?" diye sorar. Adam:
"Senin yolunda cihadla emrolundum. Ben de oldurulunceye kadar savastim" der. Hakk Teala ona:
"Yalan soyluyorsun!" der. Ona melekler de:
"Yalan soyluyorsun!" diye cikisirlar. Allah Teala Hazretleri ona tekrar:
"Bilakis sen: "Falanca cesurdur" desinler diye dusundun ve bu da soylendi" buyurur. Sonra (Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ebu Hureyre'nin dizine vurup):
"Ey Ebu Hureyre! Bu uc kimse, Kiyamet gunu, cehennemin, aleyhlerinde kabaracagi Allah'in ilk uc mahlukudur!" dedi."
Sufey der ki: "Ben Ebu Hureyre'den aldigim bu hadisi, Hz. Muaviye'ye haber verdim.Bunun uzerine: "Boylelerine bu muamele yapilirsa, insanlarin geri kalanlarina neler yapilir?" dedi ve Hz. Muaviye Siddetli bir aglayisla aglamaya basladi, oyle ki helak olacagini zannettim. Derken bir muddet sonra kendine geldi, yuzundeki (gozyaslarini) sildi. Ve sunlari soyledi:
"Allah ve Onun Resulu dogru soylediler: "Dunya hayatini ve onun zinetini isteyenlere, orada islediklerinin karsiligini tastamam veririz. Onlar orada bir eksiklige de ugratilmazlar. Iste ahirette onlara atesten baska bir sey yoktur. Isledikleri seyler orada bosa gitmistir. Zaten yapmakta olduklari da batildir" (Hud 15-16).
Muslim, Imaret 152, (1905); Tirmizi, Zuhd 48, (2383); Nesai, Cihad 22, (6, 23, 24).

1978 - Ka'b Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Kim alim gecinmek, sefihlerle munazara yapmak ve halkin dikkatlerini kendine cekmek gibi maksadlarla ilim ogrenirse Allah o kimseyi cehenneme atar."
Tirmizi, Ilm 6, (2656).

1979 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun: "Huzun kuyusundan Allah'a siginin!" buyurdular. Oradakiler:
"Ey Allah'in Resulu! Huzun kuyusu da nedir?" diye sordular.
"O, dedi, cehennemde bir vadidir; cehennem, o vadiden her gun yuz kere AIIah (c.c)'a siginma taleb eder."
"Ey Allah'in Resulu! denildi, oraya kimler girecek?"
"Oraya dedi, amellerinde riya yapan kurralar girecektir!..."
Tirmizi, Zuhd 48, (2384).

1980 - Ebu Hureyre ve Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ahir zamanda, dinle dunyayi taleb eden insanlar zuhur edecek. Bunlar, insanlar(a iyi gorunup, onlari aldatmak) icin oyle bir yumusakliga burunurler ki koyun postu yanlarinda kaba kalir. Diller de baldan daha tatlidir. Ancak kalbleri kurtlarinkinden vahsidir. Cenab-i Hakk (bunlar icin) soyle diyecektir: "Beni aldatmaya mi calisiyorsunuz, yoksa bana karsi curete mi yelteniyorsunuz? Zat-i Akdesime yemin olsun, bunlar uzerine, kendilerinden cikacak oyle bir fitne gonderecegim ki, iclerinde halim olanlar bile saskina donecekler."
Tirmizi, Zuhd 60, (2406, 2407).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
1981 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allahu Teala Hazretleri diyor ki: "Ben ortaklarin sirkten en mustagni olaniyim. Kim bir amel yapar, buna benden baskasini da ortak kilarsa, onu ortagiyla basbasa birakirim."
Muslim, Zuhd 46, (2985).

1982 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'den bir rivayete gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Kiyamet gununde, AIlah nazarinda en kotu olanlardan bir kismini da iki yuzlulerin teskil ettigini goreceksiniz. Bunlar bazilarina bir yuzle, diger bazilarina da baska bir yuzle giden insanlardir."
Buhari, Edeb 52; Muslim, Fedail 199, (2526); Muvatta, Kelam 21, (2, 991); Tirmizi, Birr 78, (2026); Ebu Davud, Edeb 39, (4872).

1983 - Ammar Ibnu Yasir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kimin dunyada iki yuzu varsa kiyamet gunu, atesten iki dili olacaktir."
Ebu Davud, Edeb 39, (4873).

1984 - Ebu Vail anlatiyor: "Hz. Usame (radiyallahu anh)'yi isittim diyordu ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kiyamet gunu bir adam getirilip atese atilir. Karnindaki barsaklari disari cikar. Onlari, esegin degirmen tasini donderdigi gibi donderir. Derken, cehennem ahalisi etrafinda toplanir ve: "Ey fulan, sen dunyada iken (bize) ma'rufu emderip, munkerden nehyetmiyor muydun?" derler. O: "Evet, ma'rufu emrederdim ama kendim yapmazdim, munkeri yasaklardim ama kendim yapardim" diye cevap verir."
Buhari, Bed'u'l-Halk 10, Fiten 17; Muslim, Zuhd 51, (2989).

ZEKATIN FARZIYYETI, TERKEDENIN GUNAHI

1985 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Muaz (radiyallahu anh)'i Yemen'e gonderdi. (Giderken) ona dedi ki:
"Sen EhI-i Kitap bir kavme gidiyorsun. Onlari davet edecegin iIk sey AIIah'a ibadet olsun. AIIah'i tanidilar mi, kendilerine AIIah'in zekati farz kilmis oldugunu, zenginlerinden alinip fakirlerine dagitilacagini onlara haber ver. Onlar buna da ittaat ederlerse kendilerinden zekati aI. Zekat alirken halkin (nazarlarinda) kiymetli olan mallarindan sakin. Mazlumun bedduasini almaktan kork. Zira AIIah'la bu beddua arasinda perde mevcut degildir.
Buhari, Zekat 1, 41, Sadaka 1, 63, Mezalim 9, Megazi 60, Tevhid 1; Muslim, Iman 31, (19); Tirmizi, Zekat 6, (625); Ebu Davud, Zekat 4, (1584); Nesai, Zekat 46, (5, 55).

1986 - Hz. Ebu Hureyre ve Hz. Cabir (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Deve, sigir veya davar sahibi olup da, bunlardaki Allah'in hakkini eda etmeyen herkese Kiyamet gunu, bu mallar, oldugundan daha cok ve mumkun oldugunca iri ve sisman olarak geleceklerdir. Adam, onlar icin, duz ve genis bir yere oturtulacak, hayvanlar bacaklari ve tabanlariyla onun uzerinden gececekler. Gecis sirasinda boynuzlariyla tosluyacaklar ve ayaklariyla ezecekler. Iclerinde boynuzsuz veya boynuzu kirik biri bulunmayacak. Bu sekilde sonuncusu da onun uzerinden gecince, birincisi ayni gecise tekrar baslayacak. Mahlukatin hesabi tamamlanip hukum verilinceye kadar bu haI devam edecek.
Keza "kenz'� (hazine) sahip olup da ondaki (AIIah'in) hakkini odemeyen herkese, Kiyamet gunu hazinesi, dazlak basli bir yilan olarak gelecek, agzini acip pesine dusecektir. Yilan yaklastikca adam ondan kacacak. Sonunda yilan ona:
"Gizledigin hazineni aI! Ben ondan mustagniyim!" diye bagirir. Adam, neticede yilandan kacma caresinin olmadigini anlayinca, elini agzina sokar. Yilan da onu, aygirin (alafi) kemirmesi gibi kemiriverecek."
Buhari, Zekat 3, Tefsir, Al-i Imran 14, Beraet 6, Hiyel 3; Muslim, Zekat 26, (987); Muvatta, Cihad 3, (2, 444); Ebu Davud, Zekat 32, (1658,1659,1660); Nesai, Zekat 2, 6, (5,12-14).

1987 - Hz. Muaz (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim malinin zekatini sevab umarak verirse, ona sevap verilir. Kim de zekatini vermezse biz zekati ve malin yarisini (cezali olarak, zorla) aliriz. Bu, Rabbimizin kesin kararlarindan biridir. Al-i Muhammed'e ondan bir hak yoktur."
Rezin tahric etmistir. Ebu Davud, Zekat 4, (1575); Nesai, Zekat 4, (5,15,16).

1988 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) vefat edince, ondan sonra Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) halife secildi. Bunun uzerine bedevilerden bir kismi "irtidat" etti. (Hz. Ebu Bekir halife olarak onlarla savasmaya karar verince) Hz. Omer, "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Insanlar lailaheillallah deyinceye kadar onlarla savasmaya emrolundum. Bunu soylediler mi, benden mallarini ve nefislerini korurlar. (Islam'in) hakki haric artik hesaplari da Allah'a kalmistir!" demis iken, sen nasil insanlarla savasirsin?" dedi. Hz. Ebu Bekir: "Allah'ayemin olsun, namazla zekatin arasini ayiranlarla savasacagim. Zira zekat, malin hakkidir. Vallahi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a vermekte olduklari bir oglagi vermekten vazgecseler, onu almak icin onlarla savasacagim" dedi. Hz. Omer sonradan demistir ki: "Allah'a yemin ederim, anladim ki, Hz. Ebu Bekir'in bu gorusu, Allah'in savas meselesinde ona ilhamindan baska bir sey degildi. Iyice anladim ki, bu karar hakmis."
Buhari, I'tisam 2, Zekati, Istitabe 3; Muslim, Iman 32, (20); Muvatta, Zekat 30, (1, 269); Tirmizi, Iman 1, (2610); Ebu Davud, Zekat 1, (1556); Nesai, Zekat 3, (5,14).

MUSTEREK HADISLER

1989 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizi (ticari olmayan) atin ve kolenin zekatindan affettim. Oyle ise gumus paralarinizin zekatini verin. Bunun her kirk dirhemine bir dirhem vereceksiniz. Ancak yuz doksan dirheme zekat dusmez. Ikiyuz dirheme ulasti mi bes dirhem verilecektir."
Tirmizi, Zekat 3, (620); Ebu Davud, Zekat 4, (1574); Nesai, Zekat 18, (5, 37).

1990 - Hz. Enes (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, Hz. Ebu Bekir es-Siddik (radiyallahu anh), kendisini Bahreyn'e gonderdigi zaman, ona su gelecek talimati yazili olarak vermis ve altini da Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in muhru ile muhurlemisti. Muhure naksedilen yazi uc satir halinde idi. Bir satirda Muhammed, bir satirda Resul, bir satirda da Allah yazili idi. Mektup soyle idi: "Bismillahirrahmanirrahim. Bu, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in muslumanlara farz kildigi ve Allah'in da Resulune emretmis oldugu zekat farizasidir. Muslumanlardan her kimden bu, usulunce taleb edilirse, derhal vermelidir. Kimden de belirtilenden fazlasi istenirse vermesin:
1) 24 ve daha asagi miktardaki deve icin koyun olarak vacib zekat, her bes devede bir koyundur.
2) 25'e ulasti mi, 35'e kadar, disi bir bintu mehaz (ikinci seneye basan disi deve); eger bintu mehaz yoksa, bir ibnu lebun (ikisine basan erkek deve).
3) 36'ya ulasti mi 45'e kadar, bir disi bintu lebun (uc yasina basan disi deve).
4) 46'ya ulasti mi 60'akadar, erkek devenin asacagi bir disi deve Tarukatu'l-fahl).
5) 61'e ulasti mi 75'e kadar, bir ceza'a(bes yasina basan bir deve).
6) 71'e ulasti mi 90'akadar iki bintu lebun.
7) 91'e ulasti mi 120'ye kadar, erkek devenin asacagi iki hikka (dordune basan deve).
8) 120'yi asinca, her kirk icin bir bintu lebun.
9) Her 50'de, bir hikka.
10) Sadece 4 devesi olana zekat dusmez, sahibi nafile olarak verirse o baska.
11) 5 devesi olana bir koyun duser.
12) Koyunun zekati saime olanlardan alinir. (Saime kirda otlatilan hayvana denir.) Saime koyun 40'a ulasti mi 120'ye kadar, bir koyun alinir.
13) 120'yi gecti mi 200'e kadar, iki koyun alinir.
14) 200'u gecti mi 300'e kadar, uc koyun alinir.
15) 300'u gecti mi her yuz koyunda bir koyun alinir.
16) Adamin saime koyunlari 40'tan bir eksik olsa ona zekat dusmez. Sahibi (nafile olarak) kendiliginden verirse o baska.
17) Zekat korkusuyla, muteferriklerin aralari birlestirilmez, birlesik olanlar da ayrilmazlar.
18) Iki ortagin malindan alinan zekatta her ikisi de, adalet uzere birbirlerine muracaat ederler.
19) Zekat olarak cok yasli, ayipli ve (koc, teke gibi) dol hayvani verilmez, zekat memuru kabul ederse o baska.
20) (Iki yuz dirhemlik) gumuste, onda birin dortte biri (yani kirkta bir miktari) zekat vacibtir.
21) Gumus miktari 190 dirhemse, 200 dirhemden az olursa zekat yoktur. Sahibi verirse o baska.
22) Kimin deve sayisi, zekat olarak bir ceza'a vermeyi gerektiren miktari bulur ve fakat surusunde ceza'a olmaz da hikka olursa, bu kimseden hikka kabul edilir ve buna, adama kolay geldigi takdirde iki koyun eklenir veya yirmi dirhem eklenir.
23) Kimin zekat olarak hikka vermesi gerekir ve fakat surusunde hikka olmaz ceza'aolursa, adamdan ceza'a kabul edilir, zekat memuru ona yirmi dirhem veya iki koyun verir.
24) Kimin zekat olarak hikka vermesi gerekir, fakat surude hikka degil bintu lebun olursa adamdan bintu lebun kabul edilir, kendisine iki koyun veya yirmi dirhem verilir. 25) Kimin zekat olarak bintu lebun vermesi gerekir, ancak bintu lebun'u yok, hikka'si varsa kendisinden hikka kabul edilir, zekat memuru kendisine ayrica yirmi dirhem veya iki koyun oder.
26) Kimin zekat olarak bintu lebun odemesi gerekir, fakat bintu lebun'u olmaz, bintu mehaz'i olursa, ondan bintu mehaz kabul edilir, ancak yirmi dirhem veya iki koyun daha verir.
27) Kimin zekat olarak bintu mehaz vermesi gerekir, fakat bintu mehaz'i olmaz, bintu lebun'u olursa kendisinden bintu lebun kabul edilir, zekat memuru yirmi dirhem veya iki koyun verir.
28) Eger adamin munasip sekilde bintu mehazi yoksa, ibnu lebun'u varsa, bu ondan kabul edilir, beraberinde bir odeme gerekmez."
Buhari, Zekat 33, 34, 35, 37, 38, 39, 40, Sirket 2, Hiyel 3; Ebu Davud, Zekat 4, (1567); Nesai, Zekat 5, (5,18-23).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
HAYVANLARIN ZEKATI

1991 - Salim, babasi Abdullah Ibnu Omer'den naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (mallardan alinmasi gereken) zekatlarini miktarini belirten bir kitap yazmisti. Amillerine gondermeden vefat etti. Resulullah onu kilincina yakin olarak asmisti. Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh), olunceye kadar onunla amel etti. Sonra Hz. Omer (radiyallahu anh) de olunceye kadar onunla amel etti. Bu kitapta sunlar yazili idi:
Develer
1) 5 devenin zekati 1 koyundur.
2) 10 devenin zekati 2 koyundur.
3) 15 devenin zekati 3 koyundur.
4) 20 devenin zekati 4 koyundur.
5) 25'e ulasti mi 35'e kadar, zekat bir bintu mehaz'dir.
6) 36'ya ulasti mi 45'e kadar, zekat bir ibnu lebun'dur.
7) 46'ya ulasti mi 60'a kadar, zekat bir hikka'dir.
8) 61'e ulasti mi 75'e kadar, zekat bir ceza'a'dir.
9) 76'ya ulasti mi 90'a kadar, zekat 2 ibnetu lebun'dur.
10) 91'e ulasti mi 120'ye kadar, zekat 2 hikka'dir.
11) Deve 120'den fazla ise zekat her elliye bir hikka; her kirka bir ibnetu lebun zekat gerekir.

Koyuna Gelince
12) 40'a ulasinca 120 koyuna kadar zekati 1 koyundur.
13) 121'e ulasinca 200 koyuna kadar zekati 2 koyundur.
14) 201'e ulasinca 300 koyuna kadar zekati 3 koyundur.
15) 300'u asti mi her 100 koyuna bir koyun zekat duser, yuzden asagida kalan kusurata zekat dusmez.
16) Zekat korkusuyla muctemi (birlesik) olanlar ayrilmaz, muteferrik (ayn) olanlar da birlestirilmez.
17) Iki ortagin malindan alinan zekatta, her ikisi de adalet uzere birbirlerine muracaat ederler.
18) Zekat olarak, cok yasli ve ayipli olan hayvan alinmaz.
19) Zuhri der ki: "Zekati almak uzere memur geldigi vakit, koyunlar uc sinifa ayrilir: Ucte biri kotu, ucte biri iyi, ucte biri de vasat. Zekat memuru, zekat payini vasat kismindan alir." Zuhri, sigirdan bahsetmez."
Tirmizi, Zekat 4, (621); Ebu Davud, Zekat 4, (1568, 1569, 1570); Ibnu Mace, Zekat 9, (1798).

1992 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her otuz sigir icin erkek veya disi bir tebi' zekat verilir. Her kirk sigir icin de bir musinne zekat verilir."
Tirmizi Zekat 5, (622).

1993 - Hz. Muaz (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni Yemen'e gonderdi ve bana: "Her otuz sigirdan bir erkek veya disi buzagi (tebi'a), her kirktan bir musinne, her bir buluga eren sahistan bir dinar veya o degerde muafiri (adindaki bir giyecek) almami" emretti."
Tirmizi, Zekat 5, (623); Ebu Davud, Zekat 4, (1576, 1577, 1578); Nesai, Zekat 8, (5, 25, 26). Metnin lafzi Tirmizi'ye aittir.

1994 - Sufyan Ibnu Abdillah es-Sakafi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) kendisini zekat tahsildari olarak gondermisti. Gittigi yerde kuzulari halkin addedip, sayiya dahil etmedi. Kendisine: "Kuzulari bizden sayip, onlardan bir sey almiyor musun?" dediler. (Medine'ye geri donup) Hz. Omer (radiyallahu anh)'e ugrayinca, durumu ona anlatti. Hz. Omer: "Evet kuzuyu onlara iade edersin, coban onu goturur, tahsildar almaz. Ekule (denen hususi sekilde kesip, yemek icin beslenmis) olani, Rubba (denip sutu icin evde beslenmekte) olani, Mahiz (denen hamile) olani, (teke koc gibi) dol alinan davari zekat olarak almaz. Ceza'a'yi (bes yasina basmis deve), seniyye'yi (alti yasina basmis deve) alir. Bu, davarin iyisi ile dusugu arasinda orta halli olanidir."
Muvatta, Zekat 26, (1, 265).

1995 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi tarikiyle anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zekatta ne ayaga getirtme, ne uzaga gitme vardir. Zekatlar evlerinde alinir."
Muhammed Ibnu Ishak bunu soyle aciklamistir: "Zekat mukellefi, zekatini tahsildarin ayagina getirmez. Tahsildar da mukellefin uzaktaki (tarla, agil, yayla vs. gibi) yerlerine gitmez. Zekatlar mukelleflerin ikamet mahallerinde alinir."
Ebu Davud, Zekat 8, (1591,1592).

1996 - Imran Ibnu Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Islam'da ne (zekati) ayaga getirme, ne (zekat icin uzaga gitme, ne de sigar (mehre bedel nikahlama) vardir."
Nesai, Nikah 60, (6,111).

ZINETLERIN ZEKATI

1997 - Amr Ibnu Suayb, an ebihi an ceddihi tarikinden anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir kadin, beraberinde bir kizi oldugu halde geldi. Kizin elinde, altindan kalin iki bilezik vardi.
"Bunlarin zekatini verdin mi?" diye (Resulullah aleyhissalatu vesselam) kadina sordu. Kadin:
"Hayir!" diye cevap verdi. Resulullah:
"Kiyamet gunu Allah'in, onlari sana atesten iki bilezik yapmasi seni memnun eder mi?" dedi. Bunun uzerine kadin, bilezikleri derhal cikarip Resulullah'in onune birakti ve: "Bunlar Allah ve Resulune aittir!" dedi."
Ebu Davud, Zekat 3, (1563); Nesai Zekat 19, (5,38); Tirmizi Zekat 12, (637).

1998 - Ata (rahimehullah) der ki: "Bana ulasti ki, Ummu Seleme (radiyallahu anha) soyle demistir: "Ben altindan zinetler takiniyordum. Bir gun: "Ey Allah'in Resulu! Bu, (Kur'àn'da yasaklanan) kenz sayilir mi?" diye sordum. Bana soyle cevap verdi:
"Zekati verilecek miktara ulasan seyin zekati verilirse kenz sayilmaz."
Ebu Davud, Zekat 3, (1564). Teysir, hadisi Muvatta kaynakli olarak zikretmistir. Bir galat yoksa, Muvatta'nin mutedavil olmayan bir nushasinda gorulmus olabilir.

1999 - Kasim Ibnu Muhammed anlatiyor: "Hz. Aise (radiyallahu anha) kardesi Muhammed'in yetim kizlarini terbiyesine almis, onlari hacr devrelerinde himaye ediyordu. Kizlarin (kendi mulkleri olan) zinetleri vardi. Hz. Aise bu zinetler icin zekat vermiyordu."
Muvatta, Zekat 10, (1, 250).

2000 - Nafi, Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'den anlatiyor: "Ibnu Omer, kizlarini ve cariyelerini altinla tezyin eder, fakat bu zinetler icin zekat vermezdi."
Muvatta, Zekat 11, (1, 250).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
MEYVE VE SEBZELERIN ZEKATI

2001 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Nehir ve yagmur sularinin suladigi seylerden (zekat olarak) osur (onda bir) alinir. Hayvanla sulananlardan osrun yarisi (yirmide bir) zekat alinir."
Muslim, Zekat 7, (981); Ebu Davud, Zekat 11, (1597); Nesai, Zekat 25, (5, 42).

2002 - Hz. Muaz (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bana, sema(dan inen suyun) suladigi mahsulden tam osur, aletle cikarilan suyun suladigi mahsulden yarim osur almami emretti."
Nesai, Zekat 25, (5, 42).

2003 - Attab Ibnu Useyd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize, hurmaya tahmin bictigimiz gibi, uzume de tahmin bicmemizi ve zekatini kuru uzum olarak almamizi emretti, tipki hurmanin zekatini kuru hurma olarak aldigimiz gibi."
Tirmizi, Zekat 17, (644); Ebu Davud, Zekat 13, (1603); Nesai, Zekat 100, (5,109); Ibnu Mace, Zekat 18, (1819).
"Hars" hazr, tahmin ve takdir demektir. Tirmizi, soyle aciklamistir: "Hars, bu isi anlayanin agaca bakip: "Bu uzumden su kadar mahsul, bu hurmadan su kadar hurma cikar" demesidir. Bunun zekati adamlara borc yazilir. Yahud takdirci bu mahsulun osrune bakar ve bunu sahiplerine borc olarak tesbit eder, sonra mal sahibi ile meyveyi basbasa birakir, onlar diledikleri tasarrufu yaparlar. Meyva olgunlasti mi onlardan osrunu alir."

2004 - Suleyman Ibnu Yesar anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), Abdullah Ibnu Revaha'yi Hayber'e yahudilerle kendi arasinda mahsulun takdiri icin gonderiyordu. Yahudiler, hanimlarinin zinetlerinden ona bazi takilar verip: "Bu sanadir (al, karsiliginda) bize yukumuzu hafiflet, taksimde lehimize olarak biraz goz yumuver!" dediler. Abdullah (radiyallahu anh) onlara su cevabi verdi:
"Ey yahudiler toplumu! Sizler, bana Allah Teala'nin en menfur mahluklarisiniz. Bu, beni size karsi zulme sevketmeyecektir. Bana teklif ettiginiz rusvete gelince, o haramdir ve biz bu harami yemeyiz." Yahudiler:
"Arz ve semavati ayakta tutan iste bu (durustluk)tur!" dediler."
Muvatta, Musakat 2, (2, 703, 704); Ebu Davud, Buyu 36, (3413, 3414).

MADEN VE DEFINELERIN ZEKATI

2005 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hayvan(in sebep oldugu magduriyet) hederdir, kuyu(nun sebep oldugu magduriyet) hederdir. Maden (in sebep oldugu magduriyet) hederdir. Defineye humus (beste bir nisbetinde zekat) vardir."
Buhari, Zekat 66, Sirb 3, Diyet 28, 39; Muslim, Hudud 45, (1710); Muvatta, Zekat 9; Tirmizi, Zekat 16, (642); Ahkam 37, (1377); Ebu Davud, Imaret 40, (3085); Nesai, Zekat 28, (5, 45); Ibnu Mace, Diyat 27, (2673-2676).

2006 - Malik (rahimehullah) der ki: "Bizim nazarimizda ihtilafsiz makbul olan ve ehl-i ilimden isitmis oldugumuz gorus (su)dur: Derler ki: "Rikaz, cahiliye devri insanlarinin gomduklerinden, bir mal sarfini gerektirmeden, nafaka harcamadan, fazla yorgunluk olmadan, yuk altina girmeden ele gecirilen seydir. Mal taleb edilen, cok fazla calismayi gerektiren, bazan rastlanip bazan rastlanmayan sey rikaz degildir."
Muvatta, Zekat 9.

2007 - Zuba'a Bintu'z-Zubeyr Ibnu Abdi'l-Muttalib -ki bu kadin el-Mikdad Ibnu Amr (radiyallahu anhuma)'in nikahi altinda idi- anlatiyor:"Mikdad, hacetini kaza etmek uzere Bakiu'I-Habhabe'ye gitti. Orada bir fare, bir delikten bir dinar cikariyordu. Sonra birer birer dinarlar cikarmaya devam etti. Tam on yedi dinar cikardi. Sonra da kirmizi bir bez cikardi. Bu, dinarlarin icine konmus oldugu bez olmaliydi. Bezin icinden bir dinar daha cikti. Tamami onsekiz dinardi. Mikdad bunlari Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a goturup durumu haber verdi ve: "Bunun sadakasini alin!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona sordu:
"Sen delige egildin mi?"
"Hayir."
"Oyleyse Allah bunu sana mubarek kilsin!" dedi."
Ebu Davud, Imaret 40, (3087); Ibnu Mace, Lukata 3, (2508).

2008 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) soyle demistir: "Anber, rikaz degildir. Bunu deniz atmistir."
Buhari, Zekat 36. Bab basliginda senetsiz gelmistir.

AT VE KOLELERIN ZEKATI

2009 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Musluman uzerine, ati ve kolesi icin zekat mukellefiyeti yoktur."
Buhari, Zekat 45, 46; Muslim, Zekat 10, (982); Muvatta, Zekat 37, (1, 277); Tirmizi, Zekat 8, (628); Ebu Davud, Zekat 10, (1594, 1595); Nesai Zekat 16, (5, 35).

2010 - Sahiheyn'de gelen diger bir rivayette soyle buyurulmustur: "(Kadin veya erkek kole icin) sadece sadaka-i fitr'dan baska bir zekat odenmez."
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
BALIN ZEKATI

2011 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Balda on tuluk icin bir tuluk zekat vardir."
Tirmizi, Zekat 9, (629).

YETIM MALININ ZEKATI

2012 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim, maI sahibi bir yetime veli olursa, bu malla ticaret yapsin, malin zekatini yiyip bitirmesine terketmesin."
Tirmizi, Zekat 15, (641).

ZEKATI VERMEDE ACELE ETMEK

2013 - Hz. Ali (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Abbas (radiyallahu anhum ), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a hayirda acele etmek maksadiyla daha senesi dolmadan, erken vakitte zekatin verilmesi hususunda sormustu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu hususta ona musaade etti."
Ebu Davud, Zekat 21, (1624); Tirmizi, Zekat 38, (678, 679).

2014 - Zubeyr'in azadlisi Muhammed Ibnu Ukbe'den yapilan rivayete gore, Kasim Ibnu Muhammed'e, mukatebe akdi yaptigi kole (sin)den aldigi para sebebiyle kendisine zekat dusup dusmeyecegini sormustu. Kasim, kendisine su cevabi verdi: "Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) uzerinden bir yil gecmeyen maldan zekat almazdi." Kasim ilaveten der ki: "Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh), halk kendisine bagislarda bulunurken onlardan her birine: "Sana zekati vacib kilacak miktarda malin var mi?" diye sorardi. Adam: "Evet!" derse, onun getirdigi bagistan, malina dusecek miktarda zekat alirdi. Adam: "Hayir!" diyecek olursa, bagisini adama teslim eder ve hicbir sey almazdi."
Muvatta, Zekat 4, (245).

ZEKATLA ILGILI MUTEFERRIK HUKUMLER

2015 - Hz. Muaz (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Yemen'e gonderirken kendisine demistir ki: "Zekat oIarak hububattan hububat aI, davardan koyun aI, deveden erkek veya disi bir deve (bair) aI, sigirdan da bir sigir aI."
Ebu Davud, Zekat 11, (1599); Ibnu Mace, Zekat 15, (1814).

2016 - Semure Ibnu Cundub (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) satmak uzere hazirladigimiz seyden zekat vermemizi emrederdi."
Ebu Davud, Zekat 2, (1562).

2017 - Said Ibnu Ebyaz, babasi Ebyaz Ibnu Hammal (radiyallahu anh)'dan naklettigine gore, "O (Ebyaz) kavminin, murahhasi olarak Hz. Peyamber (aleyhissalatu vesselam)'a geldigi vakit, Resulullah'la konusup Sebe halkindan zekat almamasini soylemistir. Hz. Peygamber, ona:
"Ey Sebe'nin kardesi, demistir, zekat sart."
"Ey Allah'in Resulu, bizim ektigimiz sey sadece pamuk. Sebe halki dagildi, onlardan halki dagildi, onlardan Me'rib'de az bir halk kaldi" dedi.
Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Me'rib'de kalan Sebeliler icin her yil, Meafiri kumasin degerine denk, yetmis takim kumas elbise vermeleri sartiyla sulh antlasmasi yapti. Onlar bu zekati, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) vefat edinceye kadar odemeye devam ettiler. Sonra Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) de hayati boyunca bu antlasmayi te'yid etti. Hz. Ebu Bekir vefat edince bu antlasma sona erdi, onlardan zekatin muktezasina gore vergi alindi."
Ebu Davud, Imaret 27, (3028).

2018 - Tavus (rahimehumullah) anlatiyor: "Hz. Muaz (radiyallahu anh), Yemen ahalisine dedi ki: "Bana arpa ve misir yerine size daha kolay gelen Medine'de Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Ashabi icin de daha muvafik olan arz getirin, giyecek getirin."
Buhari, Zekat 33. Buhari, bu rivayeti senetsiz olarak, bab basliginda kaydeder.

FITIR SADAKASI

2019 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sadaka-i fitri muslumanlardan buyuk-kucuk, kadin-erkek, her bir hur ve kole uzerine bir sa' hurma veya bir sa' arpa olarak farz kildi."
Buhari, Zekat 70, 71, 73, 74, 76, 78; Muslim, Zekat 13, (984); Muvatta, Zekat 51, 53, 55, (1, 283); Tirmizi, Zekat, 35, (676); Ebu Davud, Zekat 19, (1611, 1612, 1613, 1614, 1615); Nesai, Zekat 30, 31, 32, 33, 34, 41, (5, 47); Ibnu Mace Zekat 21, (1926).

2020 - Bir baska rivayette de soyle gelmistir: "Halk (Hz. Muaviye'nin bir hitabesi uzerine) yarim sa' bugdayi bir sa' hurmaya denk kildilar. Ibnu Omer Hazretleri (radiyallahu anhuma) fitir sadakasini hurmadan verirdi. (Bir sene) Medine halki hurmaya muhtac oldu. Ibnu Omer (o yil) sadaka-i fitrini arpadan verdi."
Buhari, Zekat 77.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2021 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz sadaka-i fitri bir sa' yiyecek veya bir sa' arpa veya bir sa' hurma veya bir sa' ekit (denen yogurt kurusu) veya bir sa' kuru uzumden cikarirdik."
Buhari, Zekat 72, 73, 75, 76; Muslim, Zekat 18, (985); Muvatta, Zekat 53, (1, 284); Tirmizi, Zekat 35, (673); Ebu Davud, Zekat 19, (1616, 1617, 1618); Nesai, Zekat 37, 38, 39, 42, 43, (5, 51); Ibnu Mace, Zekat 21, (1829).

2022 - Amr Ibnu Suayb, an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) tarikinden anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Mekke caddelerinde dellal cikararak soyle ilan ettirdi:
"Duyduk duymadik demeyin! Sadaka-i fitr her muslumana, erkek-kadin, hur-kole, kucuk-buyuk olsun vacibtir. Bu, ya iki mudd bugday veya onun disinda bir sa' yiyecektir."
Tirmizi, Zekat 35, (674).

2023 - Nafi (rahimehullah) anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) ramazan zekatini mudd-i Nebi (aleyhisselam) ile verirdi. Kefaret-i yemini de mudd-i Nebi ile oderdi."
Buhari, Keffaratu'l-Eyman 5.

2024 - Kays Ibnu Sa'd Ibnu Ubade anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), zekat emri gelmezden once, bize sadaka-i fitr'i emretmisti. Zekat farz kilininca, fitir sadakasini ne emretti ne de nehyetti. Biz onu yerine getirmeye devam ettik..."
Nesai, Zekat 35, (5, 49); Ibnu Mace, Zekat 21, (1828).

ZEKAT TAHSILDARININ HAK VE VAZIFELERI

2025 - Ebu Humeyd es-Saidi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zekat toplama isinde bir adam istihdam etti. -Bir rivayette "Beni Suleym'in zekatini toplama isinde" denmistir- Adam vazifeden donunce:
"Bu size aittir, su da bana hediye edilenler!" dedi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (ofkeyle) minbere cikip, Allah'a hamd ve senada bulunduktan sonra sunlari soyledi:
"Emma ba'd, Ben sizden birini, Allah'in bana tevdi ettigi bir iste istihdam ederim. Sonra o gelir:
"Bu size aittir, su da bana hediye edilenler!" der. Bu adama, babasinin veya anasinin evinde otursaydi da, eger dogru sozluyse hediyesi ayagina gelseydi ya! Vallahi sizden kim haksiz bir sey alirsa mutlaka onu boynunda tasir oldugu halde Kiyamet gunu Allah'la karsilacaktir. Eger bu haksiz aldigi sey deve ise bogurecek, sigirsa moleyecek, koyunsa meleyecek!"
Sonra Resulullah ellerini kaldirdi, o kadar ki koltuk altindaki beyazlik gozuktu:
"Allah'im teblig ettim mi?" dedi ve bu sozunu uc kere tekrar etti."
Buhari, Hiyel 15, Cum'a 29, Zekat 67, HIbe 17, Eyman 3, Ahkam 24, 41; Muslim, Imaret 26, (1832); Ebu Davud, Imaret 11, (2946).

2026 - Besir Ibnu'l-Hasasiye (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu! dedik, zekat toplayanlar, bize haksizlik edip borcumuzdan fazlasini aliyorlar, biz malimizdan haksizliklari kadarini gizleyelim mi?"
"Hayir!" cevabini verdi."
Ebu Davud, Zekat 5, (1586,1587).

2027 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zekatta haddi asan, vermeyen gibidir."
Ebu Davud, Zekat 4, (1585); Tirmizi, Zekat 19, (646); Ibnu Mace, Zekat 14, (1908).

2028 - C'abir Ibnu Atik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Size bir grup sevimsiz atlilar gelecek. Geldikleri zaman, onlari iyi karsilayin. Onlarla talep ettikleri seylerin arasindan cekilin. Adalet ederlerse bu kendi lehlerinedir. Zulmederlerse bu da onlarin aleyhlerindedir. Siz onlari razi edin. Zekatinizin kemali onlarin rizasina baglidir. (Oyle ise onlari razi edin ki) sizlere dua etsinler."
Ebu Davud, Zekat 5, (1588).

2029 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Zekati hakkaniyetle toplayan tahsildar, evine donunceye kadar, AIIah Teala yolunda cihad yapan asker gibidir."
Ebu Davud, Imaret 7, (2936); Tirmizi, Zekat 18, (645); Ibnu Mace, Zekat 14, (1809).

2030 - Abdullah Ibnu Ebi Evfa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Babam ashabu's-secereden idi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine bir kavm zekatlarini getirince soyle dua buyururlardi:
"Allah'im Ebu Evfa'ya rahmet buyur" diye dua etti."
Buhari, Zekat 64, Megazi 35, Daavat 19, 33; Muslim Zekat 176, (1078); Ebu Davud, Zekat 6,(1590); Nesai Zekat 13, (5,31).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
ZEKAT KIMLERE HARAM?

2031 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hasan Ibnu Ali (radiyallahu anhuma) zekat hurmasindan bir tanesini alip, hemen agzina atti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Hist, hist at onu! Bilmiyor musun, biz zekat yemiyoruz!" -veya: "Bize zekat helal degildir!-" diye mudahale etti."
Buhari, Zekat 60, 57, Cihad 188; Muslim, Zekat 161, (1069).

2032 - Yine Sahiheyn'de gelen bir diger rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ben bazan evime donuyor, yatagimda veya odamda yere dusmus bir hurma buluyorum. Onu yemek uzere kaldirdigim vakit, "bu, sadaka hurmasi olmasin?" diye aklima geliyor, korkup (tekrar yere) atiyorum."
Buhari, Lukata 6; Muslim, Zekat 162,163, (1070); Ebu Davud, Zekat 29, (1651,1652).

2033 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz, kendisine bir yiyecek getirilince, mahiyeti hakkinda sorardi. Eger "hediye oldugu" soylenirse ondan yerdi, "sadaka oldugu" soylenirse yemeyip Ashabina, "Siz yiyin!" derdi."
Buhari, Hibe 5; Muslim, Zekat 175, (1077); Tirmizi, Zekat 25, (656); Nesai, Zekat 98, (5, 107).

2034 - (Peygamberimizin azadlisi) Ebu Rafi' (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Beni Mahzum'dan bir adami zekat toplamak uzere gonderdi. Adam bana: "Benimle sen de gel, zekattan sana da bir pay dussun" dedi. Kendisine "Hele Resulullah'a bir sorayim" cevabini verdim ve sordum. Efendimiz: "Bir kavmin azadlisi o kavimden sayilir, bize sadaka helal degildir" buyurdu."
Tirmizi, Zekat 25, (657); Ebu Davud, Zekat 29, (1650); Nesai, Zekat 97, (5,107). Hadisin metni Ebu Davud ve Tirmizi'nin metnidir.
Ibnu'l-Esir der ki: "Butun mezheplerce meshur olan goruse gore, Beni Hasim ve Beni Muttalib'in azadlilarina zekat haram degildir. Bu meselede Safi mezhebinde iki gorus mevcuttur: Birine gore, Beni Hasim ve Beni Muttalib'e zekati haram kilan sebebin sona ermesi ve zekata bedel pay aldiklari humus hissesinin ortadan kalkmis olmasindan dolayi zekat haram olmaz.
Digerine gore, bu hadis sebebiyle haramdir.
Ortadaki bu ihtilafin -yani sadaka Beni Hasim ve Muttalib azadlilarina haram degil diyen gorusle haram oldugunu soyleyen bu hadisin te'lifine gelince: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu sozu, Ebu Rafi'e, tenzihen ve kendilerine benzemeye ve sunnetine uymaya tesviken soylemis olmalidir (gercek manada haram etmek ve kesin bir hukumle yasaklamak maksadiyla degil.)"

2035 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sadaka, ne zengine ne de sakatligi olmayan gucluye helal degildir."
Tirmizi, Zekat 23, (652); Ebu Davud, Zekat 23, (1634); Nesai, Zekat 90, (5, 99); Ibnu Mace, Zekat 26, (1839).

2036 - Ata Ibnu Yesar merhum anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sadaka su bes kisi disinda zengine helal degildir:
1- AIIah yolunda gazveye cihan,
2- Sadakayi toplamak icin calisan
3- Borclanan,
4- Sadaka malini kendi parasiyla satin alan,
5- Komsusu fakir olan kimse. Soyle ki: Bu fakire sadaka verilir, o da bundan zengin komsusuna hediyede bulunur."
Muvatta, Zekat 29, (1, 268); Ebu Davud, Zekat 22, (1635, 1636); Ibnu Mace, Zekat 27, (1841).

ZEKAT KIMLERE HELALDIR?

2037 - Ziyad Ibnu'l-Haris es-Sudai (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelip biat ettim. O sirada bir adam gelerek: "Bana sadakadan ver!" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama: "Allah, sadakalar hususunda, ne herhangi bir peygambere ne de bir baskasina hukum verme yetkisi tanimadi, hukmu bizzat kendisi verdi. Ve, sadakalari sekiz hisseye ayirdi. Eger sen bunlardan birine girersen senin hakkini derhal sana veririm" buyurdu."
Ebu Davud, Zekat 23, (1630).

2038 - Ismi Nuseybe olan Ummu Atiyye (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bana bir koyun tasadduk edilmisti. Hz. Aise (radiyallahu anha)'ye bir miktar et gonderdim. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) o sirada Hz. Aise'ye:
"Yiyecek birseyler var mi?" diye sormus, Hz. Aise (radiyallahu anha) de:
"Hayir! Ancak, Nuseybe'nin su (kendisine tasadduk edilen) koyundan gonderdigi bir miktar et var" cevabini vermis. Resulullah:
"Getir onu, o koyun yerini bulmus (bize hediye olarak gelen zekat olmaktan cikmis)tir" demis."
Buhari, Zekat 31, 62, Hibe 5; Muslim, Zekat 174, (1076).

2039 - Yine Sahiheyn'de ve ayrica Ebu Davud ve Nesai'de Hz. Enes (radiyallahu anh)'den rivayet edilen bir hadiste denmistir ki:
"Berire (radiyallahu anha)'ye tasadduk edilen bir etten Resulullah'a ikram edilmisti. (Etin menseini ogrenen Resulullah: "Bu ona sadakadir, bize ise hediyedir" buyurdu."
Buhari, Zekat 62, Hibe 5; Muslim, Zekat 170, (1074); Ebu Davud, Zekat 30, (1655).

2040 - Besir Ibnu Yesar (rahimehullah)'dan nakledildigine gore, Sehl Ibnu Ebe Hasme denen Ensar'dan bir zat ona sunu haber vermistir:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam), kendisine (Sehl'e) zekat develerinden yuz tanesini diyet olarak odemistir. Yani, Hayber'de oldurulen Ensari'nin diyeti olarak."
Ebu Davud, Diyat 8, 9, (4521, 4523); Buhari, Diyat 22.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2041 - Rezin'in kaydettigi bir rivayette, Ebu Las el-Huzai demistir ki: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), (bizi hacca giderken) sadaka develerine bindirdi."
Buhari, Zekat 49, Ahmed Ibnu Hanbel 4, 221. (Bu rivayeti Rezin ilave etmistir. Buhari muallak olarak kaydeder. Ahmed Ibnu Hanbel de Musned'de.

ZUHD VE FAKRIN MEDHI VE BUNLARA TESVIK

2042 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a ugradi. Efendimiz, yaninda bulunan bir zata: "Su gelen kimse hakkinda reyin nedir?" diye sordu. Adam: "O, halkin esrafindandir, bu vallahi bir kiza talib olsa hemen evlendirilmeye; birisi lehine sefaate bulunsa, sefaatinin yerine getirilmesine layiktir" dedi.
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sukut buyurdular. Derken az sonra bir adam daha ugradi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanindakine: "Pekiyi bunun hakkinda reyin nedir?" dedi. Adam: "Ey Allah'in Resulu! Bu, muslumanlarin fakir takimindandir. Vallahi, bu bir kiza talib olsa evlendirilmemeye, sefaatte bulunsa itibar edilmemeye, bir sey soylese dinlenilmemeye layiktir?" cevabini verdi. Bunun uzerine Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Bu, onun gibilerin bir arz dolusundan daha hayirlidir?" buyurdu.
Buhari, Rikak 16, Nikah 15, Ibnu Mace, Zuhd 5, (4120).

2043 - Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "Dunyada zahidlik, helal olani haram etmek veya mali zivan etmekle olmaz. Gercek zahidlik, AIIah'in elinde olana, kendi elinde olandan daha cok guvenmen ve bir musibete dustugun zaman getirecegi sevabi sebebiyle, onun devamina ragbet gostermendir."
Tirmizi, Zuhd 29, (2341); Ibnu Mace, Zuhd 1, (4100).
Rezin sunu ilave etti: "Zira Allah Teala Hazretleri soyle buyurmustur: "Bu, kaybettiginize uzulmemeniz ve Allah'in size verdigi nimetlerle simarmamaniz icindir" (Hadid 23).

2044 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "(Ey Aise! Cernnette) benimle olman seni mesrur edecekse sana dunyadan bir yolcunun azigi kadari kifayet etmelidir. Sakin zenginlerle sohbet arkadasligi etme. Bir elbiseye yama vurmadan eskimis addetme."
Tirmizi, Libas 38, (1781).
Rezin sunu ilave etmistir: "Urve dedi ki: "Hz. Aise (radiyallahu anha), bir elbiseyi eskitip yamamadikca ve icini disina ters cevirip (bir zamanlar da oyle giyerek iyice eskitmedikce) yenilemezdi. Bir gun kendisine, Muaviye tarafindan gonderilmis olan seksenbin (dirhem) geldi. Bu paradan, aksama tek dirhem kalmadi (hepsini tasadduk etti). Cariyesi ona: "Bana ondan bir dirhemlik olsun et alsaydin ya!" dedi. Hz. Aise: "(Para varken) hatirlatmis olsaydin, istegini yapardim" dedi."

2045 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vessselam) soyle dua ederdi: "Allah'im, Al-i Muhammed'in rizkini belini dogrultacak kadar ver -Bir diger rivayette- "yetecek kadar ver" buyurmustur."
Buhari, Rikak 17; Muslim, Zekat 126, (1055); Tirmizi, Zuhd 38, (2362). 6

2046 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle dua etmisti: "AIIah'im, beni miskin olarak, yasat, miskin olarak ruhumu kabzet, kiyamet gunu de miskinler zumresiyle birlikte hasret."
Hz. Aise (radiyallahu anha) atilarak sordu: "Nicin ey Allah'in Resulu?"
"Cunku, dedi, onlar cennete, zenginlerden kirk bahar once girecekler. Ey Aise! fàkirleri sev ve onlari (rivayet meclisine) yaklastir, ta ki Kiyamet gunu AIIah da sana yaklassin."
Tirmizi, Zuhd (2353).
Diger bir hadiste: "Besyuz yil" tabiri vardir. Iki hadis soyle cem'edilir: "Kirktan maksad hirs sahibi fakirin, hirs sahibi zenginden one gececegi muddettir. Besyuzden maksad, zahid fakirin hirsli zenginden once girecegi muddettir. Boylece hirs hasibi fakir, zahid fakirin yirmibes derece ustunlugune nazaran iki derecelik bir ustunluge sahiptir. Bu kirkin besyuze nisbetidir. Bu ve benzeri takdirler Resulullah'in lisaninda mucazefe veya tesadufi olarak cereyan etmez. Bilakis idrak ettigi bir sir veya ilminin ihata ettigi bir nisbet sebebiyle soylenmistir. Zira o hevadan konusmaz."

2047 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Fukaralar, cennete zenginlerden besyuz yil once girerler. Bu (Allah'in indinde) yarim gundur."
Tirmizi, Zuhd 37, 2354).

2048 - Ebu Abdirrahman el-Hubuli anlatiyor: "Bir adam Abdullah Ibnu Amr (radiyallahu anh)'a sorarak dedi ki: "Biz muhacirlerin fakirlerinden degil miyiz?" Abdullah da ona sordu: "Kendisine sigindigin bir zevcen var mi?" Adam: "Evet" dedi. Abdullah: "Senin oturdugun bir meskenin var mi?' Adam: "Evet!" deyince Abdullah: "Sen zenginlerdensin!" dedi. Adam: "Benim bir de hizmetcim var!" diye ilave edince, Abdullah: "Oyleyse sen krallardansin!" dedi."
Muslim, Zuhd 37, (2979).

2049 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Muhacirlerin fakirlerinden bir grupla birlikte oturmustum. Bunlardan bir kismi, bir kismi (nin karaltisindan istifade) ile ciplakliktan korunuyordu. Bir kari de bize (Kur'an) okuyordu. Derken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cikageldi ve uzerimizde dikildi. Resulullah'in yanimizda dikilmesi uzerine kari okumayi birakti. Resulullah da selam verdi ve:
"Ne yapiyorsunuz?" diye sordu.
"Ey Allah'in ResuIu! dedik, o karimizdir, bize (Kur'an) okuyor. Biz de AIIah Teala'nin kitabini dinliyoruz."
Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Ummetim arasinda, kendileriyle birlikte sabretmem emredilen kimseleri yaratan Allah'ima hamdolsun!" dedi.
Sonra, kendisini bizimle esitlemek uzere Resulullah, ortamiza oturdu.Ve eliyle isaret ederek: "Soyle (halka yapin)" dedi. Cemaat hemen etrafinda halka oldu, yuzleri ona dondu.
Ebu Said der ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onlar arasinda benden baska birini daha taniyor gormedim. (Herkes yeni bastan vaziyetini alinca) Resulullah su mujdeyi verdi:
"Ey yoksul muhacirler, size mujdeler olsun! Size Kiyamet gunundeki tam nuru mujde ediyorum. Sizler cennete, insanlarin zenginlerinden yarim gun once gireceksiniz. Bu yarim gun, (dunya gunleriyle) besyuz yiI eder."
Ebu Davud, Ilim 13, (3666); Tirmizi, Zuhd 37, (2352).

2050 - Usame Ibnu Zeyd (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "(Mirac sirasinda) cennetin kapisinda durup iceri baktim. Oraya girenlerin buyuk cogunIugunun miskinler oldugunu gordum. Dunyadaki imkan sahiplerinin cehennemlikleri atese gitmeye emrolunmuslardi, geri kalanlar da mahpus idiler. Cehennemin kapisinda da durdum. Oraya girenlerin buyuk cogunlugu da kadinlardi."
Buhari, Rikak 51, Muslim, Zuhd 93, (2736).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2051 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bana zayiflarinizi arayin. Zira sizler, zayiflariniz sebebiyle yardima ve rizka mazhar kiliniyorsunuz."
Ebu Davud, Cihad 77, (2594); Tirmizi, Cihad 24, (1702); Nesai, Cihad 43, (6, 45-46).

2052 - Yine Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) efendimiz buyurdular ki: "Allah hicbir peygamber gondermedi ki, koyun cobanligi yapmamis olsun."
"Sen de mi, Ey Allah'in Resulu?" diye sordular.
"Evet, dedi ben de bir miktar kirat mukabili Mekke ehline koyun guttum."
Buhari, Icare 2; Muvatta,18 (2, 971); Ibnu Mace, Ticarat 5, (2149).

2053 - Abdullah Ibnu Mugaffel (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam gelerek "Ey Allah'in Resulu! Ben seni seviyorum" dedi. Resulullah:
"Ne soyledigine dikkat et!" diye cevap verdi. Adam:
"Vallahi ben seni seviyorum!" deyip, bunu uc kere tekrar etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam, bunun uzerine adama:
"Eger beni seviyorsan, fakirlik icin bir zirh hazirla. Cunku beni sevene
fakirlik, hedefine kosan selden daha suratli gelir."
Tirmizi, Zuhd 36, (2351).

2054 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte otururken uzaktan Mus'ab Ibnu Umeyr (radiyallahu anh) gorundu, bize dogru geliyordu. Uzerinde deri parcasi ile yamanmis bir burdesi vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onu gorunce, (Mekke'de iken giyim kusam yonunden yasadigi) bollugu dusunerek agladi. Sonra sunu soyledi:
"(Gun gelip, sizden biri, sabah bir elbise, aksam bir baska elbise giyse ve onune yemek tabakalarinin biri getirilip digeri kaldirilsa ve evlerinizi
de (halilar ve kilimler ile) Kà'be gibi ortseniz o zamanda nasil olursunuz?"
"O gun, dediler, biz bugunumuzden cok daha iyi oluruz. Cunku hayat kulfetimiz karsilanmis olacak, biz de ibadete daha cok vakit ayiracagiz."
"Hayir! buyurdu, bilakis siz bugun o gunden daha iyisinizdir."
Tirmizi, Kiyamet 36, (2478).

2055 - Ebu Umame Ibnu Sà'lebe el-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaninda dunyayi zikretmislerdi. Buyurdular ki:-
"Duymuyor musunuz, isitmiyor musunuz? Mutevazi giyinmek Imandandir, mutevazi giyinmek imandandir!"
Ebu Davud, Tereccul 1, (4161); Ibnu Mace, Zuhd 22, (4118).

2056 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaninda bir adamin cok ibadet ettiginden, bir digerinin de vera sahibi oldugundan bahsedilmisti. Efendimiz:
"Vera'ya denk olacak onunla tartilabilecek bir sey yoktur!" buyurdu."
Tirmizi, Kiyamet 61,(2521)

2057 - Atiyye es-Sa'di (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kisi mahzurlu olan seyden korkarak mahzursuz olani terketmedikce gercek takvaya ulasamaz."
Tirmizi, Kiyamet 20, (2453).

HZ. PEYGAMBER (S.A.S.) VE ASHABININ YASAYISLARINDA FAKR

2058 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bazi aylar olurdu, hic ates yakmazdik, yiyip ictigimiz sadece hurma ve su olurdu. Ancak, bize bir parcacik et getirilirse o haric."
Buhari, Et'ime 23, Rikak 17; Muslim, Zuhd 20-27, (2970-2973); Tirmizi, Zuhd 38, (2357, 2358), 35, (2473).
Diger bir rivayette: "Resulullah olunceye kadar Muhammed ailesi bugday ekmegini ust uste uc gun doyuncaya kadar yememistir" denmistir.
Bir diger rivayette: "Muhammed (aleyhisselam) bir gunde iki sefer yedi ise, biri mutlaka hurma idi" denmistir.

2059 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ve ailesi ust uste pek cok geceleri ac gecirirler ve aksam yemegi bulamazlardi. Ekmekleri cogunlukla arpa ekmegi idi."
Tirmizi, Zuhd 38, (2361).

2060 - Nu'man Ibnu Besir (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hz. Omer (radiyallahu anh) insanlarin nail olduklari dunyaliktan soz etti ve dedi ki: "Gercekten ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in butun gun acliktan kivrandigi halde, karnini doyurmaya adi hurma bile bulamadigini gordum."
Muslim, Zuhd 36, (2978).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2061 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Surasi muhakkak ki, Allah hakkinda benim korkutuldugum kadar kimse korkutulmamistir. Allah yolunda bana cektirilen eziyet kadar kimseye eziyet cektirilmemistir. Zaman olmustur, otuz gun ve otuz gecelik bir ay boyu, Bilal ile benim yiyecegim, Bilal'in koltugunun altina sikisacak miktari gecmemistir."
Tirmizi, Kiyamet 35, (2474).
Tirmizi, hadisin sahih oldugunu belirtir ve ilave eder: "Bu durum Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in (amcasi Ebu Talib oldugu zaman, Taif'te yeni bir hami bulmak umidiyle, musriklerden) kacarak Hz. Bilal'le Mekke'den ciktigi zamanla ilgilidir."

2062 - Yine Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a arpa ekmegi ile kokusu degismis erimis yag getirmistim. (Bir seferinde) soyle soyledigini isittim: "Muhammed ailesinde, dokuz kadin bulundugu bir zamanda, ne bir sa' hurma, ne de bir sa' hububat gecelememistir."
Buhari, Rehn 1, Buyu 14; Tirmizi, Buyu 7, (1215); Nesai, Buyu 50, (7, 288).

2063 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Evimden soguk bir gunde ciktim. Cok actim,(yiyecek) bir sey ariyordum. Bir yahudiye rastladim, bahcesinde cikrikla sulama yapiyordu. Duvardaki bir acikliktan adama baktim.
"Ne istiyorsun ey bedevi, kovasini bir hurmaya bana su ceker misin?" dedi. Ben de:
"Evet! ama kapiyi ac da gireyim!" dedim. Adam kapiyi acti, ben girdim, bir kova verdi. Su cekmeye basladim. Her kovada bir hurma verdi. Iki avucum hurma ile dolunca kovayi biraktim ve bu bana yeter deyip hurmalari yedim, sudan icip sonra mescide geldim."
Tirmizi, Kiyamet 35, (2475).

2064 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gun (veya gece mutad olmayan bir saatte) mescide geldi. Orada Hz. Ebu Bekir ve Hz. Omer (radiyallahu anhuma)'e rastladi. Onlara (bu saatte) niye geldiklerini sordu.
"Bizi evden cikaran acliktir!" dediler. Resulullah da:
"Beni de evde cikaran acliktan baska bir sey degil!" buyurdu. Hep beraber Ebu'I-Heysem Ibnu'I Teyyihan'a gittiler. O, bunlar icin arpadan ekmek yapilmasini emretti. Ekmek yapildi. Sonra kalkip bir koyun kesti. Yanlarinda bir hurma agacinda asili olan tatli suyu indirdi. Derken yemek geldi, yediler ve o sudan ictiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Su gunun nimetinden (Kiyamet gunu) hesap sorulacak! (Aclik sizi evinizden cikardi. Bu nimetlere nail olduktan sonra donuyorsunuz!" buyurdu."
Muslim, Esribe 140, (2038); Muvatta, Sifatu'n Nebi 28, (2, 932); Tirmizi, Zuhd 39, (2370).

2065 - Utbe Ibnu Gazvan (radiyallahu anh) anlatiyor: "Gercekten ben kendimi, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile birlikte olan yedi kisiden yedincisi olarak gocmusumdur. Huble yapragindan baska yiyecegimiz yoktu. Oyle ki avurtlarimiz yara oldu."
Muslim, Zuhd 15, (2967).

2066 - Ebu Talha (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a acliktan sikayet ettik ve karinlarimizi acip gosterdik. Herkeste bir tas vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da karnini acti, O'nda iki tas vardi."
Tirmizi, Zuhd 39, (2372).

2067 - Fudale Ibnu Ubeyd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) halka namaz kildirirken, bazi kimseler aclik sebebiyle kiyam sirasinda yere yikilirlardi. Bunlar Ashab-i Suffe idi. (Medine'de misafireten bulunan) bedeviler, bunlara delirmis derlerdi. Efendimiz namazdan cikinca yanlarina ugrar ve:
"Eger (bu cektiginiz sikinti sebebiyIe) Allah indinde elde ettiginiz mukafaati bilseydiniz, fakirlik ve ihtiyac yonuyle daha da artmayi dilerdiniz" derdi."
Tirmizi, Zuhd 39, (2369).

TAKILAR HAKKINDA

2068 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Iran Kisrasina gondermek icin) bir mektub yazmisti. Kendisine: "Onlar muhurlu olmayan mektubu okumazlar" denildi. Bunun uzerine gumus bir muhur yaptirdi. Uzerine Muhammed Resulullah cumlesini kazdirdi. Cemaate de:
"Ben bir muhur yaptirdim. Uzerine Muhammed Resulullah kazdirdim, kimse bunu yuzugune kazdirmasin" buyurdu."
Bir rivayette soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sag (eli) ne gumus bir yuzuk takti. Kasi Habesi idi. Karsi avucunun icine geliyordu."
Buhari, Libas 46, 50, 51, 54, 55; Muslim, Mesacid 222, (640); Libas 55-63, (2092-2095); Ebu Davud, Hatim 1-2, (4214-4217, 4221); Tirmizi, Isti'zan 25, (2719), Libas 14-17, (1739-1748); Nesai, ZInet 48-82, (8,173-195); Ibnu Mace, Libas 39, (3639), 41, (3645).

2069 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kendisine altindan bir yuzuk yaptirdi. Bunun uzerine halk da altin yuzukler yaptirdi. Bilahare aleyhissalatu vesselam minbere cikip oturdu, yuzugu cikardi ve:
"Vallahi bunu ebediyen takmiyacagim!" dedi. Halk da yuzuklerini cikarip attilar."
Buhari, Libas 45, 46, 50, 53, Eyman 6, I'tisam 4; Muslim, Libas 53, 55, (2091); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 37, (2, 936); Ebu Davud, Hatem 1-2, (4218, 4219, 4220); Tirmizi, Libas 16, (1741); Nesai, Zinet 43, 53, (8,165,178); Ibnu Mace, Libas 40, (3642-3644).
Bir rivayette su ziyadeyi yapti: "Yuzugu sag eline takmisti. "Bir digerinde de su ziyade vardir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gumusten bir muhur edindi, eline takmisti. Sonra Hz. Ebu Bekir'in eline intikal etti, sonra Hz. Omer'e, sonra da Hz. Osmana (radiyallahu anhum)'a intikal etti. Eris kuyusuna dusunceye kadar onun elinde kaldi. Uzerindeki yazi Muhammed Resulullah idi."

2070 - Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina, parmaginda demir yuzuk bulunan bir adam ugramisti. (Yuzugu gorunce): "Niye bazilarinizin uzerinde ates ehlinin susunu goruyorum!" buyurdu. Adam derhal onu cikarip atti. Sonra parmaginda sari renkli (pirinc) yuzuk tasiyor oldugu halde geldi. Bu sefer.
"Niye sende putlarin kokusunu hissediyorum?" dedi Bilahare adam altin yuzuk takmis olarak geldi`? Bu sefer de:
"Sende niye cennet ehlinin susunu goruyorum?" dedi. Bunun uzerine adam:
"Oyleyse yuzugum neden olsun?" diye sordu.
"Gumusten dedi, ancak agirligi bir miskale ulasmasin."
Tirmizi, Libas 43, (1786); Ebu Davud, Hatem 4, (4223); Nesai, Zänet 47, (8,172).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2071 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir adamin elinde altindan bir yuzuk gordu. Onu cikarip atti ve:
"Biriniz tutup atesten bir parcayi alip eline koyuyor!" buyurdu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gidince adama: "Yuzugunu al (baska surette) ondan faydalan" dediler. O:
"Hayir! Vallahi ebediyen almayacagim, onu Resulullah (aleyhissalatu vesselam) atti" dedi."
Muslim, Libas 52, (2090).

2072 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Habes krali Necasi'den hediyeler geldi. Icerisinde Habesi kasli bir de altin yuzuk vardi. Resulullah onu bir cople veya tiksinerek bir parmagiyla aldi. Kizi Zeyneb'in kizi Umame Bintu Ebi'l-As'i cagirip: "Yavrucugum al sunu, takin!" dedi."
Ebu Davud, Hatem 8, (4235).

2073 - Said Ibnu'l-Museyyeb anlatiyor: "Hz. Omer, Suheyb (radiyallahu anhuma)'e: "Niye parmaginda altin yuzuk goruyorum?" dedi. Beriki: "Onu senden daha hayirli olan da gordu, ama ayiplamadi" deyince, Hz. Omer:
"O da kimmis?" dedi. Suheyb: "Resulullah!" cevabini verdi."
Nesai, Zinet 42, (8,164,165).

2074 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yuzugumu su parmaga koymami yasakladi -ve eliyle orta ve ondan sonra gelen (sehadet) parmagina isaret etti- buyurdu."
Muslim, Libas 64, (2078); Tirmizi, Libas 44, (1787); Nesai, Zinet 53, (8, 177); Ebu Davud, Hatem 4, (4225).

2075 - Yine Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah yuzugunu sag eline takardi."
Ebu Davud, Hatim 5, (4226); Nesai, Zinet 49, (8,175).

2076 - Cafer Ibnu Muhammed, babasindan naklen anlatiyor: "Hz. Hasan ve Hz. Huseyin (radiyallahu anhuma), yuzuklerini sol ellerine takarlardi."
Tirmizi, Libas 16, (1743).

2077 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yuzugu sol eline takardi ve kasini avucunun icine getirirdi. Ibnu Omer de boyle yapardi.
Ebu Davud, Hatem 5, (4227, 4228).

2078 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) helaya girdigi zaman yuzugunu cikarirdi."
Tirmizi, Libas 16, (1746); Nesai, Zinet 54, (8, 178).
Rezin su ilavede bulunmustur: "Yuzuk Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in sol elinde idi.")

2079 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir kadin Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek sordu:
"Iki altin bilezik hakkinda ne dersiniz, (takayim mi?)"
"Atesten iki bileziktir, (takmayin!)" deyip cevap verdi. Kadin devamla:
"Pekala altin gerdanliga (ne dersiniz?)" diye sordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan yine:
"Atesten bir gerdanlik!" cevabini aldi. O, yine sordu:
"Bir cift altin kupeye ne dersiniz?"
"Atesten bir cift kupe!"
Kadinda bir cift altin bilezik vardi. Onlari cikarip atti ve:
"(Ey Allah'in Resulu), kadin kocasi icin suslenmezse, onun yaninda kiymeti duser" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Sizden birine, gumus kupeler takinmasindan, bunlari za'feran veya abir ile sarartmasindan kimse engel olmaz!" cevabini verdi."
Nesai, Zinet 39, (8,159).

2080 - Sevban (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yanina Fatima Bintu Hubeyre, elinde altindan iri yuzukler (Feth) oldugu halde gelmisti. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam), kadinin ellerine vurmaya basladi. Fatima da hemen (oradan sivisip) Resulullah'in kerimeleri Fatimatu'z-Zehra (radiyallahu anha)'nin yanina girdi. Ona Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kendisine olan davranisini anlatti. Bunun uzerine Hz. Fatima (radiyallahu anha) boynundaki altin zinciri cikarip: "Bunu bana Hasan'in babasi Hz. Ali (radiyallahu anhuma) hediye etti" dedi. Zincir daha elinde iken Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanlarina girdi ve sunu soyledi:
"Ey Fatima! Halkin: "Resulullah'in kizinin elinde atesten bir zincir var!" demesi seni memnun eder mi?" dedi ve boyle diyerek oturmadan geri donup gitti. Bunun uzerine Fatima (radiyallahu anha) zinciri carsiya gonderip sattirdi, parasiyla bir kole satin aldi ve onu azad etti.
Bu olanlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a anlatilinca: "Fatimayi atesten kurtaran Allah'a hamdolsun!" buyurdular."
Nesai, Zinet 39, (8,158).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2081 - Huzeyfe'nin kiz kardesi (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ey kadinlar cemaati! Sus esyaniz gumusten olmalidir. Sizden hangi kadin altinla suslenir ve onu izhar eder (yabanciya gosterirse), mutlaka onunla azaba maruz kalir."
Ebu Davud. Hatem 8. (4237); Nesai. ZInet 39, (8.156.157).

2082 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ehline taki ve ipegi yasakladi ve: "Eger sizler cennet takilarini ve cennetin ipegini seviyorsaniz, bunlari dunyada takinip giymeyin" buyurdu."
Nesai, Zinet 39, (8,156).
Nesai'nin Ibnu Omer'den yaptigi bir diger rivayette: "Resulullah, altin takinmayi, mukatta yani az bir parca olmak kaydiyla tecviz etti" denilmistir.
Mukatta: Az bir sey demektir, kulagin ust kismina takilan kucuk halka, kadin yuzugu gibi. Israf, kibir ve zekat vermekten kacinmak gibi durumlari mekruh addetmistir.

2083 - Bunane Mevlatu Abdirrahman Ibnu Hayyan el-Ensari anlatiyor: "Hz. Aise'nin yanina, uzerinde ziller bulunan bir kiz getirildi. Kizin zilleri cingir cingir ses cikariyordu. Hz. Aise (radiyallahu anha): "Sakin ha! zillerini koparmadan onu yanima getirmeyin!" dedi ve ilave etti: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in: "Zil bulunan eve melaike girmez" buyurdugunu isittim."
Ebu Davud, Hatem 6, (4231).

2084 - Arfece Ibnu Es'ad (radiyallahu anh) anlatiyor: "Cahiliye devrinde cereyan eden Kulab savasinda burnum isabet almis, bu sebeple gumusten bir burun taktirmistim. Bilahare kokmaya basladi. (Durumu kendisine acinca), Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana altindan bir burun yaptirmami soyledi."
Ebu Davud, Hatem 7, (4232, 4233, 4234); Tirmizi Libas 31, (1770); Nesai, Zinet 41, (8, 163, 164).

2085 - Hz. Enes (radiyallahu anh) bildiriyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselàm)'in kilincinin kabzasinin ust kismi (kabIa) gumustendi.
Nesai nin Enes'ten bir rivayetinde, "Resulullah'in kilincinin pabuc kismi gumustu, kabzasinin bas kismi (kabia) da gumustu. Bunlar arasinda gumus halkalar vardi" denmistir.
Ebu Davud, Cihad 71, (2583, 2584, 2585); Tirmizi, Cihad 16 (1691); Nesai, Zinet 121, (8, 219).

HIDAB (SAC BOYAMASI)

2086 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Yahudiler ve hiristiyanlar (saclarini) boyamazlar. Siz onlara muhalefet edin."
Buhari, Libas 67, Enbiya 50; Muslim, Libas 80, (2103); Ebu Davud, Tereccul 18, (4203); Nesai, Zinet 14, (8,137); Tirmizi, Libas 20, (1752).
Bu hadis Tirmizi'de "(Sacinizdaki) akliklarin rengini degistirin, yahudilere benzemeyin!" seklinde gelmistir.

2087 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "(Saclarina) kina yakmis bir adam gelmistir. Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam): "Bu ne guzel!" buyurup takdir etti. (Az sonra) kina ve ketem ile boyanmis biri geldi.
"Bu evvelkinden de guzel!" buyurdu. Sonra (saclarini) sariya boyamis biri daha gelmisti ki:
"Bu oburlerinden de guzel!" buyurdu."
Ebu Davud, Tereccul 19, (4211); Ibnu Mace, Libas 34, (3627).

2088 - Hz. Ibnu Omer (radiyallahu anh)'den rivayete gore, sakalini sufra denen sari boya ile boyar ve derdi ki: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i gordum, sakalini bununla boyamisti, en cok sevdigi boya da bu idi. Bununla elbisesini boyadigi da olurdu."
Ebu Davud, Libas 18, (4064), Tereccul 19, (4210); Nesai, Zinet 17, (8,140).
Buhari ve Muslim'de, Hz. Enes'ten gelen bir rivayette soyle denir: "Resulullah hic sacini boyamadi. Cunku ondaki beyazlar cok azdi. Basindaki aklari saymak istesem sayabilirdim. Hz. Ebu Bekir ve Hz. Omer (radiyallahu anhuma) (saclarini) kina ve ketem ile boyarlardi."
Buhari, Libas 66, Menakib 23; Muslim, Fedail 100-105, (2341); Ebu Davud, Tereccul 18, (4209); Nesai, Zinet 17, (8,140, 141).

2089 - Kerime Bintu Humam anlatiyor: "Bir kadin, Hz. Aise'ye kina yakma hususunda sormustu, su cevabi aldi:
"Bunda bir beis yok (kina yakilabilir). Ancak ben bundan hoslanmam. Cunku sevdigim (aleyhissalatu vessellam), onun kokusunu sevmezdi."
Ebu Davud, Tereccul 4, (4164); Nesai, Zinet 19, (3,142).

2090 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir kadin, perde gerisinden Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a eliyle bir mektup uzatti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) elini derhal geri cekip:
"Ne bileyim, bu el kadin eli midir, erkek eli midir?" buyurdu. Kadincagiz:
"Kadin elidir!" deyince Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam):
"Sen kadin olsaydin, tirnaklarinin rengini degistirirdin" buyurdu. Bununla kina yakmayi kastetmisti."
Ebu Davud, Tereccul 4, (4166); Nesai, Zinet 18, (8,142).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2091 - Yine Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hint Bintu Utbe, Hz. Peygamber'e:
"Ey Allah'in Resulu, bana biat ver!" diye talepte bulunmustu. Kendisine:
"Hayir, su ellerini degistirmedikce senden biat almayacagim. EIIerin tipki vahsi hayvanlarin ayagi gibi!" cevabini verdi."
Ebu Davud, Tereccul 4, (4165).
Rivayette adi gecen Hint, Ebu Sufyan'in zevcesi ve Hz. Muaviye (radiyallahu anhum)'nin annesidir. Mekke'nin fethi sirasinda kocasi ile birlikte musluman olmustur. Hz. Peygamber eski nikahlari ile evliliklerini ikrar etmis, yeni bir nikahi gereksiz gormustur. Ancak, goruldugu uzere, ellerine kina vurmadan biat almamistir.
Alimler bu hadisten hareketle, erkeklerin kina yakmasini mekruh addetmislerdir. Kadinin elleri, kinasiz iken erkegin ellerine benzemektedir. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bu benzemedeki keraheti ifade icin tesbihe basvurup, vahsi hayvanlarin ayaklarina tesbih etmistir.

2092 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a el ve ayaklarina kina yakmis bir muhannes getirdiler.
"Bunu niye getirdiniz, nesi var?" diye sordu. Kendisine:
"Kendisini kadinlara benzetmistir!" dediler. Bunun uzerine Efendimiz emretti ve Naki' nam mevkiye surgun edildi.
"Ey Allah'in Resulu, onu oldurmeyelim mi?" diye soranlar olmustu ki:
"Hayir! dedi, ben namaz kilanlari oldurmekten men edildim."
Ebu Davud, Edeb 61, (4928).

HALUK

2093 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), erkegin za'feran surmesini yasakladi."
Buhari, Libas 33; Muslim, Libas 77, (2101); Ebu Davud, Tereccul 7, (4179); Tirmizi, Edeb 51, (2816); Nesai, Zinet 74, (8,189).

2094 - Yine Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a uzerinde sarilik izi bulunan bir adam geldi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hoslanmadigi bir hususu, insanlarin yuzune nadiren vurdugu icin (sesini cikarmadi). Adam oradan kalkip gidince: "Keske bu adama, uzerindeki su seyi yikamasini soyleseydiniz" dedi."
Ebu Davud, Tereccul 8, (4182).

2095 - Ya'la Ibnu Murre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) haluk surunmus bir adam gormustu. ki:
"Git bunu yika, sonra gene yika, sonra bir daha (za'feran surunmeye) donme!" dedi."
Tirmizi, Edeb 51, (2817); Nesai, Zinet 34, (8,152,153).

2096 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "AIIah, bedeninde haluk'tan bir parca eser bulunan kimsenin namazini kabul etmez."
Ebu Davud, Tereccul, 8, (4178).

SAC VE BAKIMI:

2097 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ey Allah'in Resulu dedim, benim omuzlarima kadar dokulen (gur) saclarim var, tarayip tanzim edeyim mi?"
"Evet dedi, ona ikramda bulun."
Ravi der ki: "Ebu Katade, "Evet, ona ikramda bulun!" sozu sebebiyle, gunde iki sefer (bakim yapar ve) saclarini yaglardi."
Muvatta, Sa'ar 6, (2, 949); Nesai, Zinet 60, (9183).

2098 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kimin saci varsa, ona ikram etsin!" buyurdu."
Ebu Davud, Tereccul 3, (4163).

2099 - Ata Ibnu Yesar (rahimehullah) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a saci sakali karmakarisik bir adam gelmisti. Efendimiz, ona (eliyle) isaret buyurarak, sanki sacini islah etmesini emretmisti. Adam bunu yapip sonra tekrar geri geldi. Aleyhissalatu vesselam:
"Su hal, sizden birinizin tipki bir seytan gibi basi(ndaki saclar) karmakarisik vaziyette gelmesinden daha hayirli degil mi?" buyurdular."
Muvatta, Sa'ar 7, (2, 949).

2100 - Abdullah Ibnu Mugaffel (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sac bakimini gun asiri yapmayi emredip, fazlasini yasakladi."
Ebu Davud, Tereccul 1, C4159); Tirmizi, Libas 22, (1756); Nesai, Zinet 7, (8,131,132).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
TRAS

2101 - Nafi' (rahimehullah) Ibnu Omer (radiyallahu anh)'in su sozunu nakleder: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kaza'i (yani cocugun basinin bir kismini tras etmek) yasakladi" deyince,
"Kaza' nedir?" diye sordular. Soyle acikladi:
"Kisi cocugun basini tras eder, ancak surada burada bazi yerleri kesmez, oldugu gibi birakir."
Ravi, bunu soylerken alnina ve basinin iki yanina isaret etti."
Buhari, Libas 72; Muslim, Libas 113 (2120); Ebu Davud, Tereccul 14, (4193, 4194); Nesai, Zinet 5, (8,130); Ibnu Mace, Libas 38, (3637).

2102 - Abdullah Ibnu Ca'fer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Hz. Ca'fer (radiyallahu anh)'in olum haberi gelince, Cafer ailesini uc gun (matem yapmaya) terketti. Sonra yanlarina gelerek:
"Kardesimin uzerine artik bugunden sonra aglamayin!" dedi ve:
"Bana kardesimin ogullarini toplayin!" emretti.
Biz yanina getirildik, tipki civcivler gibiydik.
"Bana bir berber cagirin!" dedi. (Gelince) berbere emretti, o da baslarimizi tras etti."
Ebu Davud, Tereccul 13, (4192); Nesai, Zinet 58, (8,182).

2103 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kadinlarin baslarini tras etmelerini yasakladi."
Nesai, Zinet 4, (8,130); Tirmizi, Hacc 74, (914).

IGRETI SAC TAKMA

2104 - Hz. Esma (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir kadin Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a gelerek: "Kizim cicek hastaligina yakalandi ve saclari dokuldu. Ben onu evlendirdim, igreti sac takayim mi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah takana da taktirana da lanet etmistir?" diye cevap verdi."
Buhari, Libas 83, 85; Muslim, Libas 115, (2122); Nesai, Zinet 71, (8,187,188).

2105 - Humeyd Ibnu Abdirrahman Ibnu Avf tarafindan rivayet edilen ve Kutub-i Sitte'nin herbirinde yer alan bir rivayet de soyle: "Hz. Muaviye (radiyallahu anh) hacc yapti. O zaman minbere cikarak halka bir hutbe irad etti. (Hutbe sirasinda), koruma polisinin elinde bulunan bir tutam saci alarak sunlari soyledi:
"Ey Medineliler! Alimleriniz nerede? Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i isittim, bu cesit seyleri yasaklamis ve soyle demisti:
"Israilogullarinin kadinlari ne zamanki bunu taktilar helak oldular."
Buhari, Libas 83, Enbiya 50; Muslim, Libas 122, (2127); Muvatta, Sa'ar 2, Ebui Davud, Tereccul 5, (4167); Tirmizi, Edeb 32, (2782); Nesai, Zinet 21, (8,144-147), 68, 69, (8,186, 187); Ibnu Mace, Nikah (1987).

SACI ALNA DOKME VE AYIRMA

2106 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: Ehl-i Kitap, saclarini alinlarina dokuyorlardi, musrikler de ayiriyorlardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (vahiyle) emir gelmeyen hususlarda Ehl-i Kitab'a muvafakati severdi. Sacini alni uzerinde o da serbest birakti. Sonra (ortadan) ayirarak (sag ve sola) taradi."
Buhari, Libas 70; Muslim, Fedail 90, (2336); Ebu Davud, Tereccul 10, (4188); Nesai, Zinet 62, (8,164).

SACTAKI AKLARIN YOLUNMASI

2107 - Amr Ibnu Su'ayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sactaki aklari yolmayin. Zira bir kimse musluman iken tek bir kil bile agarmis olsa, bu Kiyamet gunu onun icin mutlaka bir nur olur."
Ebu Davud, Tereccul 17, (4202); Tirmizi, Edeb 56, (2822); Nesai, Zinet 13, (8, 136); Ibnu Mace, Edeb 25, (3721); Muslim, Fedail 100, (2341). Hadisin metni Ebu Davud'dan alinmadir.)
Bir rivayette soyle denmistir: "Allah ona bu sebeble sevap yazdi, onun sebebiyle ondan gunah affetti."

BIYIGIN KESILMESI

2108 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biyiklari kaziyin, sakallari serbest birakin."
Buhari, Libas 64, 65; Muslim, Taharet 53, (259); Muvatta, Sa'ar 1, (2, 947); Ebu Davud, Tereccul 16, (4199); Tirmizi, Edeb 18, (2764); Nesai, Taharet 15, (1,16).
Sahiheyn'in bir rivayetinde soyle denmistir: "Su ameller fitrattandir: Kasik trasi, tirnaklarin kesilmesi, biyiklarin kesilmesi."
Bir diger rivayette: "Musriklere muhalefet edin, sakallarinizi uzatin, biyiklarinizi kesin" denir.

2109 - Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biyigindan kim almazsa bizden degildir."
Tirmizi, Edeb 16, (2762); Nesai, Taharet 13, (1,15).

2110 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) biyigindan keser ve soyle derdi: "Halilu'r-rahman Ibrahim (aleyhisselam) de boyle yapardi."
Tirmizi, Edeb 16, (2761).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2111 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhum ) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sakalindan enine ve boyuna alirdi."
Tirmizi, Edeb 17, (2763).

KOKU VE YAG

2112 - Hz. Enes (radiyrallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bana, (dunyanizdan) koku ue kadin sevdirildi. Gozumun nuru ise namazda kilindi."
Nesai, Isretu'n-Nisa 1, (7, 61).

2113 - Ibnu'l-Museyyeb (rahimehullah)'den rivayet edildigine gore demistir ki: "Allah Teala Hazretleri munezzehtir, (halde ve sozde) nezih olani sever; naziftir, nezafeti sever; kerimdir, keremi sever; comerttir, comertligi sever. Oyle ise avlularinizi temizleyin ve yahudilere benzemeyin."
Tirmizi, Edeb 41, (2800).
Bu hadisi bazi raviler, Amir Ibnu Sa'd'in babasi tarikiyle Hz. Peygamber'e ulastirip merfu olarak rivayet etmislerdir.

2114 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kime tib ikram edilirse onu reddetmesin. Cunku, o guzel koku verir ve tasimasi da kolaydir."
Muslim, Elfaz 20, (22 3); Ebu Davud, Tereccul 6, (4172); Nesai, Zinet 76, (8,189).

2115 - Ebu Osman en Nehdi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden birine reyhan sunuldugu takdirde onu reddetmesin, zira o cennetten cikmadir."
Tirmizi, Edeb 37, (2792).

2116 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Uc sey reddedilmez: Minder, yag ve koku."
Tirmizi, Edeb 37, (2791).

2117 - Nafi' merhum anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) buhur yaktigi zaman saf od ve kafurla karisik od kullanir ve sunu soylerdi: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da boyle yapardi."
Muslim, Elfaz 21, (2254); Nesai, Zinet 38, (8,156).

2118 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Erkegin tib'i (surunine maddesi) kou nesreder, rengi olmaz. Kadinin tib'i ise rengi olur, kokusu olmaz."
Tirmizi, Edeb 31, (2788); Nesai, Zinet 32, (8,151).

2119 - Hz. Aise (radiyallahu anha) sunu demistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) misk ve anber gibi, renksiz koku maddeleri surunurdu ve derdi ki: "Surunme maddelerinin en iyisi misktir."
Tirmizi, Cenaiz 16, (991); Nesai, Zinet 31, (8, 151, 152); Ebu Davud, Cenaiz 37, (3158).

2120 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her goz zanidir. Surasi muhakkak ki, kadin koku surunur, sonra da (erkek) cemaate ugrarsa o da zaniyedir."
Tirmizi, Edeb 35, (2787); Ebu Davud, Tereccul 7, (4174, 4175); Nesai, Zinet 35, (8,153).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2121 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kendisine buhur degen kadin sakin bizimle yatsi namazina katilmasin.
Muslim, Salat 143, (444); Ebu Davud, Tereccul 7, (4175); Nesai, Zinet 87, (8, 154).

ZINETLE ILGILI CESITLI MESELELER

2122 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Fitrat bestir: Sunnet olmak, etek trasi olmak, biyigi kesmek, tirnaklari kesmek, koltuk altini yolmak."
Buhari, Libas 63, 64, Isti'zan 51; Muslim, taharet 39, (257); Muvatta, Sifatu'n Nebiyy 3, (2, 921); Tirmizi, Edeb 14, (2757), Ebu Davud Tereccul 16, (4198); Nesai, Taharet 10,11, (1,14,15).

2123 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "On sey fitrattandir: Biyigin kesilmesi, sakalin uzatilmasi, misvak, istinsak (burna su cekmek), mazmaza (agza su cekmek), tirnaklari kesmek, parmak mafsallarini yikama, koltuk altini yolmak, etek trasi olmak, intikasu'l-ma yani istinca yapmak."
Muslim, 56 (261); Ebu Davud, Taharet 29, (53); Tirmizi, Edeb 14, (2758); Nesai, Zinet 1, (8,126,127).

2124 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bize biyigin makaslanip, tirnagin kesilmesini, koltuk altinin yolunup, etegin tras edilmesini kirk gun asmayacak sekilde vakitledi."
Muslim, Taharet 51, (258); Ebu Davud, Tereccul 16, (4200); Tirmizi, Edeb 15, (2759); Nesai, Taharet 13, 14, (1, 15, 16).

2125 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ibrahim (aleyhisselam) Kaddum nam -bazisi da seddesiz olarak Kadum demistir- mevkide seksen yasinda oldugu halde sunnet oldu."
Buhari, Isti'zan, 51, Enbiya 8; Muslim, Fedail 151, (2370).

2126 - Yahya Ibnu Said'in anlattigina gore, Said Ibnu'l Museyyeb (rahimehullah)'ten sunu isitmistir: "Hz. Ibrahim (aleyhisselam), misafir agirlayan ilk kimse idi. Keza o ilk sunnet olan kimseydi, biyigini kesenlerin ilki, sacinda aklik gorenlerin ilki de o idi. Ak saclari gorunce: "Ya Rabbi bu nedir?" diye sormus; Rabbi de: "Bu vakardir ey Ibrahim!" demis. O da: "Rabbim! Oyleyse vakarimi artir!" diyerek duada bulunmustur." Rezin sunu ilave etmistir. "Bu sirada Hz. Ibrahim 120 yasindaydi. Bundan sonra 80 yil daha yasadi."
Muvatta, Sifatu'n-Nebi 4, (2, 922).

2127 - Ibnu Cubeyr (rahimehullah) anlatiyor: "Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'a: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ruhu kabzedildigi vakit sen ne kadardin?" diye sorulmustu su cevabi verdi: "O gun ben sunnetliydim... Ve, erkekleri idrak edinceye kadar sunnet etmezlerdi."
Buhari, Isti'zan 51.

2128 - Ummu Atiyye (radiyallahu anha) anlatiyor: "Bir kadin Medine'de kizlari sunnet ederdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (kadini cagirtarak) kendisine: "Derin kesme. Zira derin kesmemen kadin icin daha cok haz vesilesidir, koca icin de daha makbuldur" diye talimat verdi."
Ebu Davud, Edeb 179, (5271). Rezin'in rivayetinde Resulullah soyle buyurur:
"Kizlari sunnet ederken ustten kes, derin kesme, bu sekilde kesilmesi yuze daha cok parlaklik, kocaya daha cok haz verir."

2129 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Igreti sac takana da, taktirana da, bedene dovme yapana da, yaptirana da AIIah lanet etsin!"
Buhari, Libas 86, Tibb 36; Muslim, Libas 119, (2124); Nesai, Zinet 25, (8,148).

2130 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) dedi ki: "Igreti sac takan, taktiran; kaslari incelten, kaslarini incelttiren, dovme yapan ve dovme yaptiran lanetlenmistir."
Ebu Davud, Tereccul 5, (4170).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2131 - Ebu'l-Husayn el-Heysem Ibnu Sefi anlatiyor: "Ben ve kunyesi Ebu Amir olan Meafirli bir arkadasim Iliya (da denen Kudus)'da namaz kilmak uzere beraberce yola ciktik. Onlara kissa anlatan buyukleri, Ezd kabilesine mensup Ebu Reyhane kunyesini tasiyan bir Sahabi idi.
Ebu'l-Husayn der ki: "Arkadasim benden once mescide vardi. Sonra da ben geldim ve yanina oturdum. Bana: "Ebu Reyhane'nin anlattigina yetistin mi?" dedi. "Hayir!" diye cevap verince: "Ben onun anlattigini dinledim, diyordu ki: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) on seyi yasakladi:
Disleri torpuleyip inceltmek, dovme yapmak, (erkeklerin sac ve sakallarindaki aklari, kadinlarin yuzlerindeki tuyleri) yolmasi, kadinin kadinla, erkegin erkekle ayni ortu altinda arada bir mania olmadan yatmasi, erkegin Acemler gibi elbisesinin alt kismina ipek serit ilave etmesi, yine Acemler gibi omuzlarina alem olarak (dort parmak genisliginden fazla) ipek koymasi, yagmacilik yapmasi; saltanat sahibi olmayanin (Acemlerin ziyyi (susu) durumunda olan) kaplan (derisinin) uzerine oturmasi ve yuzuk takmasi."
Ebu Davud, Libas 11, (4049); Nesai, Zinet 20, (8, 143); Ibnu Mace, Libas 47, (3655).

2132 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) on seyi sevmezdi: Sari yani haluk, yaslilikla ortaya cikan aklarin rengini degistirme, izarin (kibirle) yerde surunmesi, altin yuzuk takmak, teberruc (kadinlarin zinetlerini yersiz olarak gostermesi), zar atmak, Muavvizeteyn'den baska bir sey okuyarak rukye yapmak, akdu't-temaim (muska baglamak), suyu (meniyi) mahallinden baska yere atmak, cocugu ifsad etmek. Resulullah, bunlari) haram kilmaksizin mekruh sayardi."
Ebu Davud, 3, (4222); Nesai, Zinet 17, (8,141).

2133 - Hz. AIi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bana altin yuzuk takmayi, kissi elbise giymeyi, ruku ve secdede Kur'an okumayi, sariya boyanmis elbise giymeyi yasakladi."
Muslim, Libas 31, (2078); Muvatta, 28, (1, 80); Ebu Davud, Libas 11, (4044, 4045, 4046, 4050), Hatim 4, (4225); Tirmizi, Salat 195, (264); Nesai, 97, (2,188), Zinet 43, 44, 45, 96, 122, (8,165,169, 203, 219).
Tirmizi ve Nesai'nin rivayetlerinde su ziyade var: "...kizil meysereyi ve el-ciayi da yasakladi." Cia, Misir'da arpadan veya bugdaydan yapilan bir saraptir."
Ebu Davud'un rivayetinde Hz. Ali: "Bunlari size de yasakladi demiyorum" der.

2134 - Hz. Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah bize yedi seyi yasakladi: Altin yuzukler altin ve gumus kaplar, ipekli eyer yaygilari, ipekli kissi kumaslar, istibrak denen kalin ipekli kumaslar, ibrisim kumaslar ve ipek kumaslar."
Buhari, Isti'zan 8, Cenaiz 2, Mezalim 5, Nikah 71, Esribe 28, Marza 4, Libas 28, 36, 45, Edeb 124, Eyman 9; Muslim 3, (2066); Tirmizi, Edeb 45, (2810); Nesai, Zinet 92, (8, 201).

2135 - Imran Ibnu Husayn (radiyallahu anhuma) anlatiyor:"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Erguvanin uzerine oturmam, sariya boyanmis olan elbiseyi, ipekten kenar cekilmis elbiseyi giymem." Ravi Husayn burada rivayeti keserek gomleginin cebine isaret etti (ve anlatmaya devam ederek) Resulullah'in geri kalan sozlerini tamamladi: "Haberiniz olsun erkegin tibi (surunme maddesi) kokuludur, rengi yoktur; kadinlarin tibi renklidir, kokusu yoktur."
Ravilerden biri demistir ki: "Bu yasak kadinin disari cikma durumuyla ilgilidir. (Evinde) kocanin yaninda oldugu takdirde istedigi kokuyu surunur."
Ebu Davud, Libas 11, (4048).

2136 - Ebu Eyyrub (radiyallahu anh) hazretleri anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kina yakma, koku surunme, misvak kullanma ve evlenme butun peygamberlerin tabi olageldikleri sunnetlerdendir."
Tirmizi, Nikah 1, (1080).

2137 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir adam gordu, saclari darmadaginikti.
"Bu adam saclarini duzeltip tertibe sokacak bir seyi bulamadi mi?" diye memnuniyetsizlik izhar etti. Derken, o sirada bir diger adam gordu, bunun da ustu basi kirliydi. Bunun hakkinda da: "Su adam elbisesini yikayacak bir sey bulamiyor mu?" diye soylendi."
Ebu Davud, Libas 17, (4062).

2138 - Rafi' Ibnu Hadic (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bineklerimizin uzerinde bazi torbalar gordu, torbalarda kirmizi yun hatlari vardi. "Bu kizilligin size galebe caldigini goruyorum" dedi. Resulullah'in bu sozu uzerine yerlerimizden firlayip kalktik, oyle ki develerimizden bir kismi (telasimizdan) urktu. Keseleri aldik, onlardaki kizil yunleri sokup attik."
Ebu Davud, Libas 20, (4070).

2139 - Abbad Ibnu Temim anlatiyor: "Ebu Besir el-Ensari (radiyallahu anh) kendisine bildirmistir ki, Ebu Besir bir seferde Resullullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraberdi. Efendimiz, o sirada tellalina emrederek su hususu ilan ettirdi: "Hicbir devenin boynunda kiristen mamul bir gerdanlik veya (herhangi) bir gerdanlik kalmasin, mutlaka kesilsin!"
Malik: "Zannederim bu yasak, nazar degmesine (karsi develerin boynuna asilan seyler) icin verilmis olmali demistir."
Buhari, Cihad 139; Muslim, Libas 105, (2115); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 39, (2, 937); Ebu Davud, Cihad 49, (5552).

NAKISLAR, SURETLER VE ORTULER HAKKINDA RESSAMLARIN ZEMMI, RESIM VE ORTULERIN KERAHETI

2140 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Su resimleri yapanlar var ya, -bir rivayette: "Su resimlerin sahipleri var ya! Kiyamet gunu azab olunacaklar. Onlara: "Su yaptiklarinizi diriltin" denir."
Buhari, Libas 89, Tevhid 56, Muslim, Libas 103, (2018); Nesai, Zinet 114:, (8, 215).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2141 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir seferden donmustu. (O yokken) ben, yuklugun onune, uzerinde resimler bulunan bir bez cekmistim. Resulullah perdeyi gorunce, cekip atti, (ofkeden) yuzu de renklenmisti. "Ey Aise! buyurdular, bil ki, Kiyamet gunu insanlarin en cok azab gorecek olani Allah'in yarattiklarini taklid edenlerdir."
Hz. Aise rivayetine devamla dedi ki: "Biz o bezi kestik bir veya iki minder yaptik."
Buhari, Libas 91, 95; Muslim, Libas 87, (2105); Muvatta, Isti'zan 8, (2, 966, 967); Nesai, Zinet 112, 113, (8, 213); Ibnu Mace, Libas 45, (3653).

2142 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in anlattigina gore: "Kendisine bir adam gelip: "Ben ressamim, su resimleri yaptim. Bana bu hususta fetva ver!" dedi. Ibnu Abbas adama: "Bana yaklas!" emretti, adam yaklasinca: "Bana daha da yaklas!" dedi. Adam yaklasti. Ibnu Abbas elini basinin uzerine koydu ve: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i dinledim. Soyle diyordu: "Butun tasvirciler atestedir. Allah ressamin yaptigi her bir resim icin bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir." Ibnu Abbas devamla adama dedi ki: "Illa da resim yapacaksan agac yap, cani olmayan seyin resmini yap."
Buhari, Buyu 104; Muslim, Libas 99, (2110); Nesai, Zinet 112, (8, 212, 214).

2143 - Yine Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatuvesselam) buyurdular ki: "kim resim yaparsa, Allah onu Kiyamet gunu, yaptigi resim sebebiyle, onlara ruh ufleyinceye kadar azab eder. Hicbir zaman da ruh ufleyici degildir."
Buhari, Ta'bir 45, Tirmizi, Libas 19, (1751); Nesai, Zinet 114, (8, 215).

SURET VE PERDELERLE ILGILI KERAHET

2144 - Ebu Talha el-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Melekler, icerisinde kopek ve timsaller bulunan eve girmezler. Buhari, Libas 92, 88, Bedu'l-Halk 6, 14, Megazi 11; Muslim, Libas 102, (2606); Ebu Davud, Libas 48, (4155); Tirmizi, Edeb 44, (2805); Nesai, Zinet 112, (8, 212, 213); Ibnu Mace, Libas 44, (3649).

2145 - Sefine (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Ali (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i hazirladigi bir yemege davet etti. Efendimiz gelip, iceri girmek uzere elini kapinin kirisleri uzerine koyunca, evin bir kosesine gerilmis bir kiram gormustu ki hemen geri dondu. (Resulullah'a geri donusunun) sebebi sorulunca: "Bir peygambere tezyin edilip suslenmis bir eve girmek uygun olmaz" cevabini verdi."
Ebu Davud, Et'ime 8, (3755); Ibnu Mace, Et'ime 56, (3360).

2146 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bana Cibril (aleyhisselam) geldi ve: "Dun sana gelmistim (ama yanina girmedim)." Girmeyisimin sebebi de uzerinde timsaller bulunan perde bezi idi. Orada bir de kopek vardi, kapinin uzerinde de insan resimleri bulunuyordu. Timsallerin baslarinin koparilmasini emret ki agac sekline donsun. Ortuden ayak altina atilacak iki minder yapilmasini, kopegin de disari cikarilmasini soyle!" Bu soylenenler yapildi."
Muslim, Libas 102 (2112); Ebu Davud, Libas 48, (4158); Tirmizi, Edeb 44, (2807); Nesai, Zinet 113, (8, 216). Bu rivayet Ebu Davud ve Tirmizi'nin metnine mutabiktir.

2147 - Hz Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular k�: "Icerisinde resim, cunub ve kopek bulunan eve (rahmet) melekleri girmez."
Ebu Davud, Taharet 90, (227); Libas 48, (4152); Nesai, Taharet 168, (1,141), Sayd 11, (7,185).

2148 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) (Mekke'nin Fethi gunu), Beytullah'ta tasvirler gorunce, iceri girmedi. Once onlarin imhasini emretti ve imha edildiler. Iceride Hz. Ibrahim ve Hz. Ismail (aleyhimesselam)'in ellerinde kumar oklari bulunur vaziyetteki suretlerini gormustu. Soyle buyurdu: "Allah canlarini alsin. Vallahi onlar asla oklarla kismet aramadilar."
Buhari, Enbiya 8, Hacc 54, Megazi 48.

SEHAVET VE KEREM

2149 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sehavet sahibi Allah'a yakindir, insanlara yakindir, cennete yakindir, cehennemden uzaktir. Cimri ise AIlahtan uzaktir, insanlardan uzaktir, cennetten uzaktir, cehenneme yakindir. Cahil sehavet sahibini AIIah, cimri ibadet duskununden daha cok sever."
Tirmizi, Birr 40, (1962).

2150 - Yine Ebu Hureyre hazretleri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir hadis-i kudside, Allah Teala hazretlerinin soyle soyledigini haber verdi: "Sen infak et, ben de sana infak edeyim." Efendimiz devamla dedi ki: "Allah'in eli (yedullah) doludur. Gece ve gunduz (boyu yapilan) arkasi kesilmez infaklar onu azaltmaz. Arz ve semavatin yaratilasindan beri Allah'in infak ettiklerini dusunun! Bunlar, O'nun elindekinden hicbir sey eksiltmemistir. O'nun Ars'i suyun uzerindeydi. Elinde mizan da var, alcaltir, yukseltir."
Buhari, Tevhid 22, 35, Tefsir, Hud 2, Nafakat 1; Muslim, Zekat 37, (993); Tirmizi, Tefsir, (3048).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2151 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yarin icin hicbir sey biriktirmezdi."
Tirmizi, Zuhd 38, (2363).

2152 - Cubeyr Ibnu Mut'im (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Huneyn donusu yol alirken bedeviler israrla (ganimetin taksimini) taleb ediyorlardi. Oyle ki bir ara, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i bir semure agacina dogru sikistirdilar ve ridasini kaptilar. Bunun uzerine durup sunu soyledi: "Ridami verin, su taslar sayisinca koyun olsa, ben yine de onu aranizda taksim ederdim. Ve sonra gorurdunuz ki, ben ne cimriyim, ne yalanciyim, ne de korkagim."
Buhari, Cihad 24, Humus 19.

2153 - Ukbe Ibnu'l-Haris (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bize ikindi namazi kildirmis idi. (Selam verince) acele ile cemaati yarip evine girdi. Halk onun bu telasesinde hayrete dusmustu. Ancak geri donmesi gecikmedi. Gelince, (halkin merakini yuzlerinden anlayan Hz. Peygamber su aciklamayi yapti): "Yanimda kalan birkisim altin vardi (namazda) onu hatirladim. Beni alikoyacagindan korktum ve hemen gidip dagittim."
Buhari, Ezan 155, Amel fi's-Salat 18, Zekat 20, Isti'zan 36; Nesai, 104 (3, 84).

2154 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Muhacirler Medine'ye geldikleri vakit ellerinde hicbir sey yoktu. Ensar ise arazi ve akar sahibi kimselerdi. Her yil mallarini, urunlerinin yarisini onlara vermek, bunlar da calisma ve bakim islerini uzerlerine almak sartiyla anlastilar. Enes'in annesi kendine ait olan bir hurmaligi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a verdi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hayberlilerle savasip orayi fethettikten sonra muhacirler, baglarini ensar'a iade ettiler. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da zikri gecen hurmaligi Enes'in annesine iade etti."
Buhari, Hibe 35; Muslim, Cihad 70, (1771).

YOLA (SEFERE) CIKIS GUNU

2155 - Kab Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hep persembe gunleri yola cikardi. Persembe disinda yola ciktigi nadirdi."
Ebu Davud, Cihad 84, (2605); Buhari, Cihad 103.

2156 - Sahr Ibnu Vedaa el-Gamidi (radiyallahu anh) anlatiyor:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle dua ederdi: "Allah'im, ummetime erkenciligi mubarek kil." Nitekim, Aleyhissalatu Vesselam Efendimiz bir seriyye veya bir ordu gonderecegi zaman, onu gunun erken saatinde yola cikarirdi. Sahr tuccardi, o da ticarete gunun ilk saatinde cikardi. Boylece zengin oldu ve mali artti."
Ebu Davud, Cihad 85 (2606); Tirmizi, Buyu 6, (1212).

ARKADAS

2157 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlar yalnizliktaki (mahzuru) benim kadar bilselerdi, hicbir atli tek basina bir gececik olsun yol yapmazdi."
Buhari, Cihad 135; Tirmizi, Cihad 4, (1673).

2158 - Said Ibnu'l- Museyyeb (rahimehullah) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Seytan tek basina olanla, iki kisi beraber olana sikinti verir. Eger uc kisi olurlarsa onlara sikinti veremez."
Muvatta, Isti'zan 36, (2, 978).

2159 - Amr Ibnu Suayb an ebihi an ceddihi (radiyallahu anh) tarikinden naklediyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir atli bir seytandir, iki atli iki seytandir, uc atli bir gruptur."
Muvatta, Isti'zan 25, (2, 978); Ebu Davud, Cihad 86, (2607); Tirmizi, Cihad 4, (1674).

2160 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir sefere uc kisi beraber cikinca birini emir (baskan) yapsinlar."
Ebu Davud, Cihad 87, (2609).
 
Üst