Kutub-i Sitte Hadis-i Şerifleri

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
YURUME VE KONAKLAMA

2161 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Munbit yerde sefer yaptiginiz zaman, deveye arzdaki hissesini verin. Corak yerde sefer yaptiginiz zaman da orada yurumeyi hizlandirin, ilikleri kurumasin. Mola verdiginiz zaman yoldan sakinin cunku orasi geceleyin haseratin siginagidir."
Muslim, Imaret 178, (1926); Tirmizi, Edeb 75, (2862); Ebu Davud, Cihad 63, (2529).
Ebu Davud'da "hissesini verin" dendikten sonra "mutad mola yerlerini (konaklamadan yuruyup) gecmeyin" ibaresini ilave etmistir.

2162 - Halid Ibnu Ma'dan -merfu olarak (yani Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in sozu olarak)- rivayet ediyor: "Resulullah buyurdular ki: "Allah refikdir, (yumusaklik, kolaylik, musamaha sahibi). Bu sebeple rifki sever, rifk sebebiyle razi olur, rifk (sahibin)'e mahsus bir yardimi vardir ki, siddet sahipleri bu yardimi goremez. Oyleyse bu, dili olmayan hayvanlara bindiginiz zaman bunlara konaklama yerlerinde mola verin. Eger gectiginiz arazi coraksa, oradan hayvanin iligini kurutmadan cikin. Gece yuruyusunu tercih edin. Zira geceleyin arz, gunduzIeyin durulmeyecek sekilde durulur. Yol uzerine (geceleyin) konaklamaktan kacinin. Cunku o, hayvanlarin yolu, yilanlarin siginagidir."
Muvatta, Isti'zan 38, (2, 979).

2163 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yolculuk sirasinda geceleyin uyumak uzere konaklayinca sagi uzerine yatardi. Sabah vaktine yakin konaklamis ise, (yastik yerine) kolunu diker, basini avucunun icine koyardi."
Muslim, Mesacid 313, (683).

2164 - Ebu Salebe el-Huseni (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sefer sirasinda konaklayinca yaninda bulunan halk vadilere ve dag gecitlerine dagilirdi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Vadilere ve gecit1ere dagilmaniz seytan isidir" diye ikaz etti. Bundan sonra herhangi bir yere inilince birbirlerine yakin sekilde yerlesirlerdi. Oyle ki, "Uzerlerine bir yaygi atilsa hepsini orter" denirdi."
Ebu Davud, Cihad 97, (2628).

2165 - Sehl Ibnu Muaz el-Cuheni, babasi (Sehl)'den naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir gazve sirasinda bir yerde konaklamisti. Askerler konakladiklari yerleri birbirine pek yakin tutarak darliga sebep oldular ve yolu da kestiler. Bunun uzerine bir dellal cikararak halka sunu ilan ettirdi: "Konak yerini daraltip yolu kesenin cihadi yoktur."
Ebu Davud, Cihad 97, (2629, 2630).

ARKADASA YARDIM

2166 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kimin yaninda fazla hayvan varsa, onu hayvani olmayana versin. Kimin de fazla azigi varsa onu azigi olmayana versin."
Resulullah, bazi mal cesitlerini bu suretle saymaya devam etti. Oyle ki, bizden hic kimsenin (yol sirasinda) herhangi bir fazlalikta hakki olmadigi dusunvesine vardik."
Muslim, Lukata 18, (1728); Ebu Davud, Zekat 32, (1663).

2167 - Hz.Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gazveye cikmak arzu etti ve: "Ey Muhacir ve Ensar topIulugu! Kardeslerinizden oyleleri var ki ne mallari var ne de asiretleri. Herbiriniz, iki veya uc kisiyi yanina alsin" dedi."
(Hz. Cabir devamla der ki): "Bu tamim uzerine ben iki veya uc kisiyi yanima aldim. (Yol boyu) devemde, digerlerinin sirasi gibi benim de bir (binme) siram vardi."

2168 - Yine Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yurume sirasinda geride kalir, (kafileye kavusturmak icin) zayif hayvani surer, uzerindekini terkisine alir ve onlara dua ederdi."
Ebu Davud, Cihad 103, (2639).

KADININ YOLCULUGU

2169 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allaha ve ahiret gunune inanan bir kadina, bir gece ve gunduz devam edecek bir mesafeye, yaninda bir mahremi olmadikca gitmesi helal degildir."
Buhari, Taksiru's-Salat 4; Muslim, Hacc 419, 422, (1339); Muvatta, Isti'zan 37, (2, 979); Ebu Davud, Menasik 2, (1723-1725); Tirmizi, Rada 15, (1170).

2170 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular: "Bir erkek, yaninda mahremi bulunmayan (yabanci) bir kadinla yalniz kalmasin!"
Bunun uzerine bir adam kalkarak: "Ey Allah'in Resulu, kadinim hacc icin yola cikti, ben ise falan falan gazvelere yazildim!" dedi. Aleyhissalatu vesselam: "Oyleyse git hanimina yetis, onunla hacc yap!" diye emretti."
Buhari, Cezau's-Sayd 26, Cihad 140, 181, Nikah 111; Muslim, Hacc 424, (1341).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
YOLCUNUN YANINDA BULUNMASI MEKRUH OLAN SEYLER

2171 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "MeIekIer, icinde kopek ve can bulunan kafileye arkadaslik etmezler."
Muslim, Libas 103, (2113, 2114); Ebu Davud, Cihad (2555, 2556); Tirmizi, Cihad 25, (1703).
Bir diger rivayette soyle denmistir: "Can seytanin mizmarlari (calgilari)dir."
Ebu Davud'un bir diger rivayetinde: "MeIekIer, icerisinde kaplan derisi bulunan kafileye refakat etmez" buyurmustur.

SEFERDEN DONUS

2172 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Yolculuk azabtan bir parcadir, herbirinizin yiyecegine, icecegine, uykusuna mani olur. Oyleyse isini bitiren ailesirie donmede acele etsin.
Buhari, Umre 19, Cihad 136, Etime 30; Muslim, Imaret 179, (1927); Muvatta, Isti'zan 39, (2, 980).

2173 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Seferden donunce ailene gece vakti gelme, ta ki kocasini bekleyen kadincagiz usturasini kullansin, daginik saclarini tarasin. Sana keys gerekir."
Buhari, Nikah 120, Umre 16; Muslim, Imaret 183-184, (715); Ebu Davud, Cihad 175, (2776, 2777, 2778); Tirmizi, Rada 17, (1172) Isti'zan 19, (2713).

2174 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Resulullah onlari (yolculuktan donenleri), kadinlari ihanet zanni altinda tutmus ve aciklarini aramis olmalari icin, evlerinin kapilarini geceleyin calmaktan nehyetti."

2175 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "(Resulullah:) "Kocasi gurbette olan (yabanci) kadinlarin yanina girmeyin. Zira seytan, herbirinizin icinde, vucudunuzda kanin dolastigi gibi, (kendisini hissettirmeden) dolasir" buyurdu. Biz atilip sorduk: "Sende de dolasir mi?" "Bende de (dolasir), ancak Allah bana yardim etti de (seytanim) musluman oldu."
Tirmizi, Rada 17, (1172).

2176 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), bir gazveden -veya bir seferden- dondugu vakit Medine'ye gece ulasacak olsa girmez, sabahi beklerdi. Sabahtan once ulasacak olsa yine girmez, sabah vaktini beklerdi. Derdi ki: "Biraz muhlet taniyin da kokusunu surunmemis olan taransin, kocasi gurbette olan usturasini kullansin."
Buhari, Nikah 120, Umre 16; Muslim, Imaret 183-184, (715); Ebu Davud, Cihad 175, (2776, 2777, 2778); Tirmizi, Rada 17, (1172) Isti'zan 19, (2713).

2177 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onlari kadinlarin yanina geceleyin gelmeyi yasakladigi zaman, iki kisi (bu yasagi dinlemeyip), geceleyin evlerine geldi. Her ikisi de evinde haniminin yaninda bir yabanci erkek buldu."
Tirmizi, Isti'zan 19, (2713).

DENIZ YOLCULUGU

2178 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hacc veya umre veya Allah yolunda cihad maksadlari disinda gemiye binme. Zira denizin altinda ates, atesin altinda da deniz vardir."
Ebu Davud, Cihad 9, (2489).

2179 - Mutarrif der ki: "Denizde ticaret yapmada bir beis yok. Kur'an-i Kerim'de Cenab-i Hak ancak hakki zikreder" sonra da su ayeti okudu; "Allah'in lutfuyla rizik aramaniz icin gemilerin onu yararak gittigini gorursun..." (Fatir 12).
Rezin ilavesidir. Buhari, bunu bab basliginda kaydetmistir (Buyu, 8).

YOLCUYU KARSILAMA

2180 - Saib Ibnu Yezid (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Tebuk Gazvesi donusunde, biz cocuklarla birlikte, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i karsilamak uzere Seniyyetu'l Veda'ya gittik."
Buhari, Cihad 196, Megazi 82; Tirmizi, 38, (1718); Ebu Davud, Cihad 176, (2779).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2181 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) odamda iken Zeyd Ibnu Harise geldi ve kapiyi vurdu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uryan vaziyette uzerindeki ortusunu suruyerek kalkti. Allah'a yemin olsun, O'nu, daha once uryan olarak hic gormemistim, sonra da gormedim. Zeyd'i kucakladi ve optu."
Tirmizi, Isti'zan 32, (2733).

2182 - Sa'bi merhum anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Cafer Ibnu Ebi Talib'i karsiladi, kucakladi ve gozlerinin arasindan optu."
Ebu Davud, Edeb 157, (5220).

KUDUM (SEFERDEN DONUS) NAMAZI

2183 - Ibnu Omer ve Ka'b Ibnu Malik (radiyallahu anhum) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bir seferden donunce once mescide ugrardi. Orada iki rekat namaz kilar, ondan sonra evine donerdi." Nafi: "Ibnu Omer de oyle yapardi" demistir."
Ebu Davud, Cihad 178, (2781, 2782).

MUSABAKA VE ATICILIKLA ILGILI HUKUMLER

2184 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Su uc seyde armagan vardir: Deve yarisi veya at yarisi veya ok yarisi."
Ebu Davud, Cihad 67, (2574); Tirmizi, Cihad 22, (1700); Nesai, Hayl 14, (6, 226, 227).

2185 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ati antremana tabi tutar, (sonra da) onunla yarisa katilirdi."
Ebu Davud, Cihad 67, (2577).

2186 - Yine Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) atlar arasinda yarisma yaptirdi. Hedefte, bes yasina basanlari tafdil etti."
Ebu Davud, Cihad 67, (2576).

2187 - Yine Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), antrenmanli ati el-Hafya'dan Seniyyetu'l-Veda'ya kadar kosturdu. Antrenmanli olmayani da Seniyyetu'l-Veda'dan Beni Zurayk Mescidi'ne kadar kosturdu."
Buhari, Salat 41, Cihad 56, 57, 58, I'tisam 16, Muslim. Imaret 95, (1870); Muvatta, Cihad 45, (2, 467, 468); Ebu Davud, Cihad 67, (2575), Tirmizi, Cihad 22, (1699); Nesai, Hayl 13,(6, 226).

2188 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim, iki at arasina, gececeginden emin olunmayan bir ucuncu at dahil ederse, bu kumar olmaz. Kim de gececeginden emin olunan ati dahil ederse bu kumar olur."
Ebu Davud, Cihad 69, (2579).

2189 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Adba adinda bir devesi vardir. Bu butun yarislari kazanirdi. Bir gun binek devesi uzerinde bir bedevi geldi ve yarista Adba'yi gecti. Bu durum Ashab'in agrina gitti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam), uzuntulerini yuzlerinden okuyunca su aciklamayi yapti:
"Yeryuzunde, yukselttigi herseyi arkadan alcaltmak Allah uzerine bir haktir."
Buhari, Cihad 59, Rikak 38; Ebu Davud, Edeb 9, (4802); Nesai, Hayl 14, (6, 227).

2190 - Fukaym el-Lahmi anlatiyor: "Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh)'e dedim ki: "Sen yaslanmis bir ihtiyar oldugun halde bu iki hedef arasinda gidip geliyorsun, artik bu sana mesakkat veriyor olmali."
Bana su cevabi verdi: "Eger Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'dan isittigim bir soz olmasaydi kendimi bu sikintiya atmazdim. Efendimizin soyle soyledigini isittim:
"Kim aticilik ogrenir ve sonra brakirsa o bizden degildir - ueya: asi olmustur."
Muslim, Imaret 169, (1919),
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2191 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki:
"Allah tek bir ok sebebiyle uc kisiyi cennete koyar:
1- Onu yapan; yeter ki bunu hayir maksadiyla yapsin.
2- Atan.
3- Atana ulastiran."
Ebu Davud, Cihad 24, (2513); Tirmizi, Fedailu'l-Cihad 11, (1637); Nesai, Cihad 26, (6, 28), Sayl 8, (6, 222, 223).

2192 - Bir rivayette ise soyle buyurulmustur: "(Allah tek bir ok sebebiyle uc kisiyi cennete koyar: Yapan, yeterki hayir maksadiyla yapsin, atan) ve oku atana veren (munebbil). Atin, binin. Sizin (ok) atmanizi, ben binmenizde daha cok seviyorum. Her eglence batildir. Eglenceleriniz icinde sadece su uc sey (mubahtir), ovguye deger: Kisinin atini te'dib etmesi, hanimiyla mulatafede bulunmasi, yayla ok atip, atilan oklari toplamasi. Bunlar Hakk'tandir. Kim ogrendikten sonra atisi, nefretle terkederse bilsin ki, bir nimeti terketmistir -veya soyle dedi-: "Bu nimete karsi nankorluk etmistir."
Ebu Davud, Cihad 24, (2513).

2193 - Seleme Ibnu'l-Ekva' (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) carsida ok yarisi yapan Beni Eslem'den bir grupla karsilasmisti. Onlara: "Ey Ismailogullari atin, zira atalariniz atici idiler. Atin, ben falan kabileyi tutuyorum" dedi.
Bu soz uzerine bir grup atistan vazgecti. Efendimiz:
"Ne oldu, niye atmiyorsunuz?" diye sordu. Soyle cevap verdiler:
"Nasil atalim, siz obur tarafi tutuyorsunuz!" Bunun uzerine:
"Atin! dedi, ben hepinizi, her iki tarafi da tutuyorum."
Buhari, Cihad 78, Enbiya 12, Menakib 4.

ATIN VASIFLARI

2194 - Ebu Vehb el-Cusemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Size alni sakar, ayaklari sekili kahverengi ati veya alni sakar ayaklari sekili kizil ati veya alni sakar, ayaklari sekili siyah ati tavsiye ederim."
Ebu Vehb'e: "Kizilin tafdil edilisinin sebebi nedir?" diye soruldu. Su cevabi verdi:
"Cunku, Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam) bir seriyye gondermisti. Zafer haberini ilk getiren kizil atin sahibi idi."
Ebu Davud, Cihad 44, (2544); Nesai, Hayl 3, (6, 218, 219).
Nesai'de su ziyade vardir: "(Allah yolunda) at besleyin, alinlarindan ve arkalarindan oksayin. Boyunlarina taki baglayin fakat kiris baglamayin."
"Kiris baglamayin" ibaresi sunu ifade eder: Araplar cahiliye devrinde nazar degmnesine karsi atlarina kiris baglarlardi. Bu hadisle Resulullah bu isin, Allah'in kaderinden hicbirseyi geri ceviremeyecegini onlara bildirmis oldu. Mamafih bu ibarenin: "Atin uzerinde, cahiliye devrindeki gibi intikam almaya kalkmayin" manasini tasidigi da soylenmistir. (Zira evtar, "vitr" kelimesinin de cem'idir. Vitr, intikam demektir."

2195 - Hz. Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Atlarin en hayirlisi alninda kucuk bir sakar, ust dudaginda beyaz benegi olan siyahtir. Bunun uc ayagi sekili, on sag ayagi sekisiz siyah takip eder. Eger siyah degilse aIacasi, boyle olan kahverengi hayirlidir."
Tirmizi, Cihad 20, (1696, 1697); Ibnu Mace, Cihad 14, (2789).

2196 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Atin bereketi kizilligindadir" buyurdu."
Ebu Davud, Cihad 44, (2545); Tirmizi, Cihad 20, (2454).

2197 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sikal attan hoslanmazdi. Bu, atin on sag ve arka sol ayaginda veya on sol, arka sag ayaginda (caprazlama) seki bulunmasidir. Ancak sikal icin soyle diyen de olmustur: "Atin uc ayaginin sekili, birinin sekisiz olmasidir veya ucunun sekisiz, birinin sekili olmasidir, sikal sadece arka ayakta olur. Su da soylenmistir: "Sikal, beyazli alaca ihtilafinin caprazlama olmasidir."
Muslim, Imaret 102, (1875); Ebu Davud, Cihad 46, (2547); Tirmizi, Cihad 21, (1698); Nesai, Hayl 4, (6, 219).

2198 - Urve Ibnu'l-Ca'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Atin alnina hayir baglanmistir: "Bu hayir), sevap ve ganimettir. Bu hal kiyamete kadar bakidir."
Buhari, Cihad, 43, 44, Humus 8; Muslim, Imaret 98, (1873); Tirmizi, Cihad 19, (1694); Nesai, Hayl 7, (6, 222).

2199 - Utbe Ibnu Abdillah es-Sulemi (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhisssalatu vesselam) buyurdular ki: "Atin alnindaki tuyleri kesmeyin (boynunun ustundeki) yeleleri de kesmeyin, kuyrugundaki tuyleri de. Cunku kuyrugu sinekleri vs. kovalar, yeleleri onu isitan elbisesidir, alni ise orada hayir baglidir."
Ebu Davud, Cihad 43, (2542).

2200 - Hz. Cerir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i atin alnindaki tuyleri parmaklariyla bukerken gordum. Bukuyor ve soyle diyordu: "Atin alnina Kiyamet gunune kadar hayir baglanmistir. Bu hayir sevap ve ganimettir."
Muslim, Imaret 97, (1872); Nesai, Hayl 7, (6, 221).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2201 - Yahya Ibnu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ridasi ile atinin alnini oksadigi goruldu. Bunun sebebi sorulunca su cevabi verdi:
"Ben bu gece at mevzuunda azarlandim."
Muvatta, Cihad 47, (2, 468).

2202 - Hz. Ebu Zerr (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hicbir Arabi at yoktur ki, her seher vaktinde su kelimelerle dua etmesine izin verilmesin: "Ya Rabbi, Beni insanoglundan diledigine temlik ettin, beni onun mali kildin. Oyleyse beni, ona onun en sevgili mali, en sevgili ehli kil" veya "Beni ona, onun en sevgili malindan ve ehlinden biri kil."
Nesai, Hayl 9, (6, 223).

2203 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) disi ata feres derdi."
Ebu Davud, Cihad 45, (2546).

2204 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bizim bahcemizde bir ati vardir, adi el-Lahif idi."
Buhari, Cihad 46.

2205 - Hz. Ali (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir katir hediye edilmisti, ona bindi. Ben kendisine:
"Esekleri atlara asirtsak da bunun gibi katirlar elde etsek olmaz mi?" dedim. Soyle cevap verdi:
"Bunu (seriatin bu meseledeki hukmunu) bilmeyenler yapar."
Ebu Davud, Cihad 59, (2565); Nesai, Hayl 10, (6, 224).

SUAL

2206 - Hz. Ebu Hureyre anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ben sizi terkettikce siz de beni birakiniz. Zira, sizden oncekileri, suallerinin coklugu ve peygamberleri uzerindeki ihtilaflari helak etmistir. Oyle ise sizi birseyden nehiy mi ettim (nicin, neden? diye sormaya kalkmadan) ondan kacinin. Bir sey emrettigim zaman da onu elinizden geldigince yapmaya calisin, (soru sormayin)."
Buhari, I'tisam 2; Muslim, Hacc 412, (1337); Tirmizi, Ilm 17, (2681); Nesai, Hacc 1, (5,110).

2207 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Muslumanlar icinde, muslumanlara karsi en buyuk curum isleyen kimse odur ki, haram kilinmamis olan bir sey hakkinda soru sorar da bu suali sebebiyle o sey haram kiliniverir."
Buhari, I'tisam 3; Muslim, Fedail 132, (2358); Ebu Davud, Sunnet 7, (4610).

2208 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhisssalatu vesselam)buyurdular ki: "Insanlar sizlere ilimden sormaya devam ederken sunu demeye kadar gelirler: "Anladik, AIIah herseyin yaraticisidir, pekiyi AIIah'in yaraticisi kimdir?"
Buhari, Bed'u-l-Halk 11; Muslim, Iman 232, (135); Ebu Davud, Sunnet 19, (4721, 4722).
Ebu Hureyre, bir adamin elini tutarak ilave etti: "Allah ve Resulu dogru soyledi. Bana bunu iki kisi sordu; bu, ucuncusudur."

2209 - Ebu Davud'un diger bir rivayetinde soyle der: "Bunu soyledikleri zaman siz: "Allah birdir, Allah sameddir (ne bir yaraticiya ne de bir baska seye muhtac degildir), dogurmadi, dogurulmadi da. O'nun bir dengi de yoktur" deyin, sonra solunuza uc kere tukurup istiaze ile seytandan Allah'a siginin."
Ebu Davud, Sunnet 19, (4722).

2210 - Yine Hz. Ebu Hureyre anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Insanlarin serlileri, ulemaya (birsey ogrenmek icin degil), onlari yaniltmak icin zararli meselelerden soru soranlardir."
Rezin'in ilavesidir. Kaynagi bulunamamistir.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2211 - Ebu Sa'lebe eI-Huseni (radiyallahu anh)anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah bir kisim farzlar koymustur, siz bunlari daraltmayin. Bir kisim da sinirlar (yasaklar) koydu. Bunlara tecavuz etmeyin. Bazi seyleri de haram kildi, onlara yaklasmayin. Bazi seyleri de (farz, sinir, haram diye tavsifetmeden mutlak) birakmistir. Bunlari, unutarak birakmis degildir. Oyle ise onlari (farz mi, haram mi.. vs. diye didikleyip) arastirmayin."
Rezin ilavesidir. Bunu Darakutni, Sunen'inde Rada bahsinde (4, 184) tahric eder. ed-Durru'l Mensur'da Suyuti, baska rivayetler de kaydeder (4. 279).

SIHIR VE KEHANET

2212 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim (sihir maksadiyla) bir dugum vurur sonra da onu uflerse sihir yapmis olur. Kim sihir yaparsa sirke duser. Kim birsey asarsa, o astigi seye havale edilir."
Nesai, Tahrim 19, (7,112).

2213 - Safiyye Bintu Ebi Ubeyd, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in zevce-i paklerinden naklen anlatiyor: "Resululah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir arrafa (kahine) gelir, birseyler sorar ve soylediklerine de (inanip) onu tasdik ederse, kirk gun namazi kabul edilmez."
Muslim, Selam 125, (2230).

2214 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'e (yahudiler tarafindan) sihir yapildi. Oyle ki, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yapmadigi bir seyi yaptim vehmine dusuyordu. Bir gun benim yanimda iken Allah'a dua etti, sonra tekrar dua etti. Ve dedi ki:
"Ey Aise, hissettin mi, sordugum hususta Allah bana fetva verdi?"
"Hangi hususta Ey Allah'in Resulu?" dedim.
"Iki kisi bana gelip, biri basucumda, digeri de ayak tarafimda oturdu. Biri digerine:
"Bu zatin rahatsizligi nedir?" dedi. Oburu:
"Buyudur!" dedi. Onceki tekrar sordu:
"Kim buyuledi?" Digeri:
"Lebid Ibnu'l-Asam adindaki Beni Zureykli bir yahudi" diye cevap verdi. Oburu:
"Buyuyu neye yapti?" dedi. Arkadasi:
"Bir tarakla sac dokuntusune ve bir de erkek hurma tomurcugunun icine!" cevabini verdi. Digeri:
"Pekala, simdi nerede?" diye sordu. Arkadasi:
"Zervan kuyusunda!" cevabini verdi."
Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ashabindan bir grupla birlikte (radiyallahu anhum) kuyuya gitti, ona bakti, kuyunun uzerinde bir hurma vardi. Sonra benim yanima donup:
"Ey Aise! AIIah'a yemin olsun, kuyunun suyu sanki kina islatilmis gibi (bulanik) ve (o kuyu iIe sulanan) hurma agaclarinin baslari da sanki seytanlarin basIari gibiydi!" dedi. Ben:
"Ey Allah'in Resulu! Onu (kuyudan) cikardin mi?" diye sordum.
"Hayir" dedi ve ilave etti:
"Bana gelince, Allah bana afiyet Iutfetti ve sifa verdi. Ben ondan halka bir ser gelmesine sebep olmaktan korktum!"
Resulullah onun gomulmesini emretti ve yere gomuldu"
Buhari, Tibb 47, 49, 50, Cizye 14, Edeb 56; Muslim, Selam 43, (2189).

2215 - Zeyd Ibnu Erkam (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a sihir yapildi. Bu yuzden gunlerce hasta dustu.
Sonunda Cebrail aleyhisselam gelerek:
"Seni yahudilerden bir adam sihirledi. Yaptigi sihir dugumunu falanca kuyuya atti" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Hz. Ali (radiyallahu anh)'yi (bu maksadla oraya) gonderdi. Ali (radiyallahu anh) dugumu oradan cikarip cozdu. (Sihir cozulunce) Aleyhissalatu vesselam, bagdan kurtulmus gibi kendine geldi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bunu, o yahudiye zikretmedi ve onun yuzunu de hic gormedi."
Nesai, Tahrim 20, (7,112-113).

AYAKTA ICMENIN HUKMU
CEIVAZ IFADE EDEN HADISLER

2216 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a zemzemden sundum, ayakta oldugu halde icti."
Buhari, Esribe 16, Hacc 76; Muslim, Esribe 120, (2027); Tirmizi, Esribe 12, (1883); Nesai, Hacc 165, (5, 237).
Bir rivayette: "Resulullah Beytullah'in yaninda iken su istedi, ben ona bir kova getirdim" denmistir.
Bir diger rivayette su ziyade gelmistir: "Ikrime o gun (Resulullah'in) deve uzerinde oldugu hususunda yemin etti."

2217 - Tirmizi ve Nesai'nin bir rivayetinde soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) zemzemi ayakta icti."

2218 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) devrinde yururken yer, ayakta iken icerdik."
Tirmizi, Esribe 11, (1881); Ibnu Mace, Et'ime 25, (3301).

2219 - Imam Malik'e ulastigina gore Hz. Omer, Hz. Osman ve Hz. Ali (radiyallahu anhum) ayakta olduklari halde (su) iciyorlardi."
Muvatta, Sifatu'n-Nebi 13, (2, 925).

AYAKTA ICMENIN HUKMU
AYAKTA YEYIP ICMEKTEN MEN EDEN HADISLER

2220 - Hz. Enes (radiyallahu anh): "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ayakta icmeyi yasakladi" demisti. Kendisine:
"Ya yemek? (Bu husustaki hukum nedir)" diye soruldu.
"Bu daha siddetle yasaktir!" dedi veya soyle dedi.
"Bu daha serli, daha kotu!"
Muslim, Esribe 113. (2024); Tirmizi, Esribe 11, (1880); Ebu Davud, Esribe 13, (3717).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2221 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurdular:
"Sizden kimse sakin ayakta icmesin. Kim unutarak icerse hemen kussun."
Muslim, Esribe 116, (2026).

KAPLARIN AGZINDAN ICMEK
CEVAZ IFADE EDEN HADISLER

2222 - Kebsetu'l-Ensari (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yanima girmisti. (Duvarda) asili olan bir kirbanin agzindan ayakta su icti. Ben hemen kirbaya gidip agzini kestim."
Tirmizi, Esribe 18, (1893); Ibnu Mace, Esribe 21, (3423).
Rezin su ziyadeyi ilave etmistir: "(Kestigim bu kismi) su icerken kullanmak uzere hususi bir masraba yaptim."

2223 - Ensardan bir zat olan Isa Ibnu Abdillah, babasindan naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Uhud gunu bir su kabi istedi. (Kap gelince):
"Kabin agzini disa kivir!" dedi, ben de kivirdim. Sonra kabin agzindan su icti."
Ebu Davud, Esribe 15, (3721).

KAPLARIN AGZINDAN ICMEK
SU KABININ AGZINDAN ICMEYI YASAKLAYAN HADISLER

2224 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su kaplarinin agzindan icmek icin agizlarinin disa kivrilmalarini yasakladi."
Buhari, Esribe 23, Muslim, Esribe 111, (2Q23); Ebu Davud, Esribe 15, (3720); Tirmizi, Esribe 17, (1891).

ICERKEN NEFES ALIP VERMEK

2225 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhum ) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Suyu deve gibi bir solukta icmeyin. Iki-uc solukta (dinlene dinlene) icin. Su icerken besmele cekin. Bitirince de Allah'a hamdedin."
Tirmizi, Esribe 13, (1886).

2226 - Hz. Enes'ten Nesai disindaki imamlarin rivayetine gore: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), suyu uc solukta icerdi."
Muslim ve Tirmizi'nin rivayetlerinde su ziyade var: "Resulullah (uc solukta icer, boyle icmenin) daha doyurucu, (hastaliklara karsi) daha koruyucu ve daha afiyetli oldugunu soylerdi."
Buhari, Esribe 26; Muslim, Esribe 121, (2028); Tirmizi, Esribe 13, (1885); Ebu Davud, Esribe 19, (3727).

2227 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Biriniz su icerken su kabina nefes etmesin."
Buhari, Esribe 25, Vudu 18, 19; Muslim, Taharet 64, (267); Esribe 121, (267); Tirmizi, Esribe 16, (1890); Nesai, Taharet 42, (1, 43, 44).

2228 - Ebu'l-Musenna el-Cuheni anlatiyor: "Ebu Said (radiyallahu anh) Mervan'in yanina girmistir. Mervan ona:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in kaplara solumayi yasakladigini isittin mi?" diye sordu. Ebu Said (radiyallahu anh):
"Evet!" dedi ve anlatti: "Adamin birisi: "ben bir nefeste su icince bir turlu suya kanamiyorum (ne tavsiye edersiniz)?" diye sormustu. Aleyhissalatu vesselam efendimiz:
"Kabi agzindan ayir, nefes al (sonra icmeye devam et)!" buyurdu. Adam:
"Kapta cer-cop gorursem?" diye sordu. Efendimiz:
"0 takdirde suyu dok!" diye emretti."
Muvatta, Sifatu'n-Nebi 12, (2, 925); Tirmizi, Esribe 15, (1888); Ebu Davud, Esribe 16, (3722); Ibnu Mace, Esribe 23, (3427).

ICENLERIN ONCELIK SIRASI

2229 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir bardak sut getirilmisti. Icerisine su katildi. Once kendisi icti. Solunda Hz. Ebu Bekir (radiyallahu anh) vardi, saginda da bir bedevi. Sutten artan kismi bedevlye verdi ve:
"(Oncelik hakki) sagindir, sonra da onun sagi(ndan devam etsin)!" buyurdu."
Buhari, Hibe 4, Esribe 14, 18; Muslim, Esribe 124, (2029); Muvatta, Sifatu'n-Nebi 17, (2, 926); Tirmizi, Esribe 19, (1894); Ebu Davud, Esribe 19, (3726).

2230 - Sehl Ibnu Sa'd (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir icecek getirilmisti. Ondan, once kendisi icti. Saginda bir oglan, solunda da yaslilar vardi. Oglana:
"Bardagi su yaslilara vermem icin bana izin verir misin?" dedi. Oglan da:
"Ey Allah'in Resulu, Allah'a yemin olsun bana sizden gelecek nasibime baskasini asla tercih edemem!" diye cevap verdi. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) bardagn onun eline koydu."
Buhari, Esribe 19; Muslim, Esribe 127, (2030).
Rezin sunu ilave etti: "Zikri gecen oglan el-Fadl Ibnu Abbas idi."
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2231 - Ibnu Ebi Evfa ve Ebu Katade (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir cemaate icecek dagitan, en son icer."
Ebu Davud, Esribe 19, (3725); Tirmizi, Esribe 20, ( 1859). Hadisi Ebu Davud Ibnu Ebi Efa'dan Tirmizi de Ebu Katade 'den rivayet etmistir.

KAPLARIN AGIZLARININ ORTULMESI

2232 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kaplarin agizlarini ortun, dagarcik (ve tuluklarin) agzini baglayin."
Buhari, Esribe 22, Bed'u'l-Halk 11,14, Isti'zan 49, 50; Muslim, Esribe 96-99, (2012-2014); Ebu Davud, Esribe 22, (3731-3734).
Muslim'in bir rivayetinde su ziyade var: "Zira yilda bir gece vardir ki onda veba yagar. Sayet agzi acik kaba veya bagsiz dagarciga rastlarsa bu vebadan ona mutlaka iner."
el-Leys dedi ki: "Bizim yanimizdaki acemler bundan kanun-u evvel ayinda sakinirlar."

2233 - Yine Buhari ve Muslim'de gelen bir rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) su istedi. Bir adam:
"Ya Resulullah sana nebiz (sira) sunmayalim mi?" diye sordu. Efendimiz.
"Evet, sun!" buyurdu."
Ravi der ki: "Adam hizla cikti ve icinde nebiz (sira) olan bir bardakla geri dondu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Agzini kapamadin mi, hatta uzerine gerecegin bir cople bile olsa?" dedi ve nebizi icti."
Muslim'de Ebu Humeyd'den gelen bir rivayette soyle buyurulmustur: "Biz, geceleyin dagarciklari baglamakla emrolunduk. Kapilarin da geceleyin ortulmesiyle emrolunduk."
Hadisin kaynagi onceki hadisin bablaridir. Rivayet Ebu Davud'da da gelmistir. Esribe 22, (3734).

MUTEFERRIK HADISLER

2234 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a es-Sukya kuyularindan tatli su getirilirdi."
Kuteybe der ki: "O (es-Sukya) Medine ile Mekke arasinda iki gunluk mesafe bulunan bir goze idi."
Ebu Davud, Esribe 22, (3735).

2235 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Ensar'dan bir zatin bahcesine girdi. Bu sirada adam, bahceye su cevirmekte idi. Resullulah (aleyhissalatu vesselam):
"Yaninizda senne (eskimis tuluk) icerisinde aksamdan kalma suyunuz varsa (ver de icelim), yoksa, akan sudan agzimizla iceriz" buyurdu. Adam:
"Evet yanimda soguk su var!" deyip, kulubeye giderek bir bardaga su koydu, sonra da uzerine bir keciden sut sagdi. Efendimiz ondan icti."
Buhari, Esribe 14, 20; Ebu Davud, Esribe 18, (3724).

2236 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ummu Suleym'in bir bardagi vardi. (Bu bardakla ilgili olarak) derdi ki: "Ben bu bardakla Resulullah'a her cesit mesrubati sunmusum: "Su, bal (serbeti), sut, sira".
Nesai, Esribe 58, (8, 335).

HER SARHOS EDICI HARAMDIR

2237 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sarhosluk veren her icki haramdir."
Buhari, Esribe 4, Vudu 71; Muslim, Esribe 67-68, (2001); Muvatta, Esribe 9, (2, 845); Ebu Davud, Esribe 5, (3682, 3687); Tirmizi, Esribe 2, 3, (1864,1867); Nesai, Esribe 23, 8, (298).

2238 - Bir diger rivayette soyle gelmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bal serbetinden sunulmustu:
"Sarhosluk veren her icki haramdir!" diye cevap verdi."
Buhari, Esribe 4, Vudu 71; Muslim, Esribe 67-68, (2001); Muvatta, Esribe 9, (2, 845); Ebu Davud, Esribe 5, (3682, 3687); Tirmizi, Esribe 2, 3, (1864,1867); Nesai, Esribe 23, 8, (298).

2239 - Ebu Davud'da gelen diger bir rivayette (Resulullah'a aciklamasi soyledir): "Her sarhos edici sey haramdir. Bir farak (hup) icildigi takdirde sarhosluk veren bir seyin tek avucu da haramdir."
Tirmizi de gelen bir diger rivayette "tek yudumu haramdir" diye gelmistir.
Buhari, Esribe 4, Vudu 71; Muslim, Esribe 67-68, (2001); Muvatta, Esribe 9, (2, 845); Ebu Davud, Esribe 5, (3682, 3687); Tirmizi, Esribe 2, 3, (1864,1867); Nesai, Esribe 23, 8, (298).

2240 - Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah'a "Ey Allah'in Resulu, dedim, Yemen'de yapmakta oldugumuz su iki sarap hakkinda bize fetva ver: Bit'; bu baldandir, siddetleninceye kadar nebiz yapilir. Ikincisi mizr'dir, bu misirdan ve arpadan yapilir, bu da siddetleninceye kadar nebiz yapilir." Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Ben her sarhosluk veren seyi yasakliyorum" buyurdular."
Buhari, Megazi 60, Cihad 164, Edeb 80, Ahkam 22, Muslim, Cihad 7, (1733), Esribe 70; Ebu Davud, Esribe 5, (3
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2241 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a iceceklerden sormustu. Efendimiz:
"Kaynayan sarhos edicilerin hepsinden az da olsa cok da olsa kacin" cevabini verdi."
Nesai, Esribe 24, (8, 300), 48, (8, 324).

2242 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hamr'dan, kumardan, davuldan, misir sarabindan yasakladi ve dedi ki: "Her sarhos edici haramdir."
Ebu Davud, Esribe 5, (3685).

ALKOLLU ICKILERIN TAHRIMI, ICENLERIN ZEMMI

2243 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Her sarhos edici hamrdir. Ve her sarhos edici haramdir. Kim dunyada hamr icer ve tevbe etmeden, onun tiryakisi oldugu halde, olurse, ahirette sarab icemez."
Buhari, Esribe 1; Muslim, Esribe 73, (2003); Muvatta, Esribe 11, (2, 846); Ebu Davud, Esribe 5, (3679); Tirmizi, Esribe 1, (1862); Nesai, Esribe 22, 46, (8, 296, 297, 318).

2244 - Yine Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Omer (radiyallahu anh), Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in minberinde su aciklamayi yapti: "Emma ba'd, Ey insanlar! Hamr'in haram oldugu hukmu inmistir. Bilesiniz ki hamr (gunumuzde ve cevremizde) bes seyden yapilmaktadir: Uzumden, hurmadan, baldan, bugdaydan, arpadan. Hamr, akli orten (her) seydir."
Buhari, Esribe 2, 5; Teysir, Maide 10; Muslim, Tefsir 32, (3032); Nesai, Esribe 20, (8, 295); Ebu Davud, Esribe 1, (3669); Tirmizi, Esribe 8, (1873).

2245 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) buyurdular ki: "Allah, sarhos ediciyi icen kimseye tinetu'l-habal icirmeye ahdetmistir."
"Tinetu'l-Habal nedir?" diye sorulunca:
"Cehennemliklerin (vucudlarindan, cikan) terleridir!" diye cevap verdi.
Muslim, Esribe 72, (2002); Nesai, Esribe 49, (8, 327).

2246 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hamrla ilgili olarak on kisiye lanet etti: "(Hammaddesinden sarap yapmak maksadiyla) sikana ve siktirana, icene ve sakilik yapana, (imalathaneden veya depodan, toptancidan perakendeciye veya mustehlike kadar) tasiyana ve tasitana, satana ve satin alana, bagislayana, bunun parasini yiyene."
Tirmizi, Buyu 59, (1295); Ibnu Mace, Esribe 6, (3381).

2247 - Ebu Musa (radiyallahu anh) demistir ki: "Bana gore, ha hamr icmisim, ha Allah'i birakarak su sutuna tapmisim, ikisi de birdir."
Nesai, Esribe 42, (8, 314).

HAMRIN TAHRIMI VE YAPILDIGI MADDELER

2248 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Hamr ayni ile haram edilmistir, (bu sebeple) azi da haramdir, cogu da; keza her ickiden hasil olan sarhosluk da (haramdir)."
Nesai, Esribe 48, (8, 320, 321).

2249 - en-Numan Ibnu Besir (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Uzumden hamr yapilir, hurmadan hamr yapilir, baldan hamr yapilir, bugdaydan hamr yapilir, arpadan hamr yapilir. Ben sizi butun sarhos edicilerden yasakliyorum."
Ebu Davud, Esribe 4, (3676); Tirmizi, Esribe 8, (1873).

2250 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Hamr su iki agactandir: Hurma ve asma."
Muslim, Esribe 13, (1985); Tirmizi, Esribe 8, (1876); Ebu Davud, Esribe 4, (3678); Nesai, Esribe 19, (8, 294).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2251 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) demistir ki: "Hamr haram edildigi zaman Medine'de mevcut bes cesit icki arasinda uzumden yapilan sarap yoktu."
Buhari, Esribe 2, Teysir, Maide 10.

2252 - Ebu Said (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allah Teala Hazretleri, hamri mevzubahis etmektedir. Muhtemelen onun hakkinda bir emir indirecektir. Su halde, kimin yaninda hamr varsa, onu satsin ve ondan istifade etsin."
Aradan cok gecmedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sunu soyledi:
"Allah Teala Hazretleri hamri haram kilmistir. Oyle ise, bu ayet kendisine ulasan herkes, yaninda hamr oldugu takdirde, onu ne satin alsin, ne satsin, ne de ondan istifade etsin."
Bu emirden sonra halk, hamr olarak evinde ne varsa Medine sokakIarina goturup doktuler."
Muslim, Musakat 67, (1578).

2253 - Hasan Ibnu Ali (radiyallahu anhuma) babasindan naklen anlatiyor: "Bedir savasi ganimetinden hisseme dusen yasli bir devem vardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da humus'dan (o gun) bana yasli bir deve daha verdi. Develerim, Ensar'dan bir zatin hucresinde ihmis dururken (yanlarina) geldim. Bir de ne goreyim, develerimin horgucleri kesilmis, bogurleri oyulmus, cigerleri de sokulmustu. Bu manzarayi gorunce kendimi tutamayip, agladim.
"Bunu kim yapti?" diye sordum.
"Hamza yapti. Su anda, falanca evde, Ensardan birinin icki meclisindedir. Sarkici cariye ona sarki okumus, sarkisinda sunlari soylemisti" dediler:
"Ey Hamza! sisman yasli develere dikkat et,
Onlar avluda baglidirlar,
Bicagi onlarin sinesine vur,
Pirzola veya benzerini cabuk yap!"
Bu sarki uzerinde Hamza (radiyallahu anh) firlayip, kilici kapip develerin horguclerini kesmis, karinlarini yarmis, cigerlerini sokmus."
Hz. Ali (radiyallahu anh) devamla sunlari soyledi: "Ben hemen gidip Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in huzuruna ciktim. Yaninda Zeyd Ibnu Harise vardi. Beni gorunce, basimdan gecenleri yuzumden okudu.
"Neyin var?" diye sordu. Ben:
"Ey Allah'in Resulu! Bugunku gibi (dehsetli bir manzara) gormedim. Hamza iki deveme saldirip horguclerini kesmis, bogurlerini yarmis. Hemencecik surada, bir icki meclisinde!" dedim. Bunun uzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ridasini istedi, getirdiler, giyip yayan gitti. Biz de arkasina dustuk. Hamza'nin bulundugu eve kadar geldi.
Izin istedi, buyur ettiler. Girince bir icki meclisiyle karsilasti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) fiilinden dolayi Hamza'yi ayiplamaya basladi.
Hamza sarhostu, gozleri kizarmisti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bakti, sonra nazar edip asagidan dizlerine kadar suzdu, tekrar ayagindan baslayip beline kadar suzdu, sonra tekrar bakislariyla suzerek yuzune kadar geldi ve:
"Siz benim babamin kolelerinden baska bir sey misiniz?" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) onun sarhos oldugunu anladi. Hemen izinin ustune geri dondu, cikip gitti. Pesinden biz de ciktik.
Bu vak'a hamr'in haram edilmesinden once idi."
Buhari, Hums 1, Buyu 28, Sirb 13, Megazi 11, Libas 7; Muslim, Esribe 2, (1979); Ebu Davud, Harac 20, (2986). Bu kaynaklarin hicbirinde siir tam olarak mevcut degildir, birinci beytin sadece yarisi mevcuttur.

HARAM VE HELAL OLAN SIRALAR

2254 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma): "Kim Allah'in haram kildigini haram kilmaktan hoslanirsa nebiz'i haram kilsin" dedi."
Bir rivayette, Kays Ibnu vehb ona: "Benim bir kupcugum var, icerisine sira koyuyor, sira kaynayip durulunca iciyorum" dedi. (Ibnu Abbas) cevaben: "Bu soyledigin sey ne zamandan beri icecegini teskil etmekte?" diye sordu. Kays: "Yirmi yildan beri" deyince, Ibnu Abbas: "Oyleyse uzun zamandir, damarlarin su ihtiyacini pislikten gordu" dedi."
Nesai, Esribe 48, (8, 322-323).

2255 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) oruc tutuyordu. Orucunu acacagi vakti kolladim. Kabaktan mamul bir kap icerisinde yaptigim nebizi getirdim. Nebiz kaynayip kabariyordu. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Bunu su duvara cal. Zira artik bu, Allah'a ve ahirete inanmayanlarin ickisidir" buyurdu."
Ebu Davud, Ersibe 12, (3716); Nesai, Esribe 25, (8, 301).

2256 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a icerisinde nebiz bulunan bir kadeh getirdi. Efendimiz bu sirada (Haceru'l-Esved) ruknunun yaninda idi. Bardagi ona sundu. Efendimiz, agzina kadar goturdu. Ancak nebizin (keskinlesip eksiliginin) siddetlendigini gordu ve bardagi sahibine geri cevirdi. (Cemaatten) bir adam:
"Bu haram midir ey Allah'in Resulu?" diye sordu. Hz. Peygamber:
"Bana adami cagirin!" dedi. Ondan bardagi tekrar aldi. Sonra su istedi sudan bardaga dokup, tekrar agzina goturdu (yine keskin bularak alnini burusturup) kaslarin catti. Tekrar yine su istedi ve nebize doktu. Sonra da:
"Bu kaplar, size keskinlesir ve kaynamaya baslayacak olursa, icindekinin sertligini su ile kirin!" buyurdu."
Nesai, esribe 82, (8, 323, 324). Imam Nesai, hadisi tahric ettikten sonra: "Bu hadis meshur degildir (fukahaca pek bilinmiyor), biz bununla ihticac (edip amel) etmeyiz" demistir.

2257 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icin sabahleyin tuluk icerisine nebiz kurardik, efendimiz onu aksamleyin icerdi, aksamdan kurardik sabahleyin icerdi."
Hz. Aise devamla der ki: "Biz su kabini, biri sabah, biri aksam olmak uzere gunde iki kere yikardik."
Ebu Davud, Esribe 10, (3711, 3712); Tirmizi, Esribe 7, (1872); Nesai, Esribe 48, (8, 320).

2258 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icin kuru uzumden sira kurulunca, o gun, ertesi gun ve daha sonraki gun yani ucuncu gunun aksamina kadar onu icerdi. Sonra, kalaninin hizmetcilere icirilmesini veya dokulmesini emrederdi."
Muslim, Esribe 79, (2004); Ebu Davud, Esribe 10, (3713); Nesai, Esribe 56, (8, 333).

2259 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) kuru uzumle hurmanin, taze hurma ile hurmanin karistirilmalarini yasakladi ve dedi ki:
"Kuru uzumle hurmayi, koruk hurma ile olgun hurmayi karistirarak birlikte nebiz kurmayin."
Buhari, Esribe 11, Muslim, Esribe 16, (1286); Ebu Davud, Esribe 8, (3703); Tirmizi, Esribe 9, (1877); Nesai, Esribe 8, (8, 290).

2260 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cagala hurma ile olgun hurmadan beraber nebiz yapmayin. Olgun hurma ile kuru uzumden de beraber nebiz yapmayin. Herbirinden ayri ayri nebiz yapin."
Muslim, Esribe 25, (1988); Muvatta, Esribe 7, (2, 844); Ebu Davud, Esribe 8, (3704); Nesai, Esribe 6, (8, 289); Buhari, Esribe 11.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2261 - Hz. Enes Ibnu Malik (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) cagala hurma ile olmus hurmanin karistirilip (nebiz yapilmasini) sonra da bunun icilmesini yasakladi. Sarap haram edildigi zaman (Araplarin) iceceklerinin tamamini nerdeyse bu teslkil ediyordu."
Muslim, Esribe 8, (1981); Nesai, Esribe 13, (8, 291, 292).

2262 - Cabir Ibnu Zeyd ve Ikrime (radiyallahu anhuma)'den rivayete gore, her ikisi de olgun hurmadan tek basina (da olsa yapilan nebizi) mekruh addediyorlardi ve bu hukmu Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'tan aliyorlardi.
Ibnu Abbas "Nebizin, Abdulkays'a yasaklanan muzza olmasindan korkuyorum" derdi. Ben, Katade'ye: "Muzza nedir?" diye sordum da bana "Hantem (sirli seramik) ve muzeffet (ziftlenmis) denen kaplarda kurulmus nebiz" diye cevap verdi."
Ebu Davud, Esribe 9, (3709).

2263 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Biz, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) icin kuru uzumden nebiz kurardik, icerisine de hurma atardik."
Ebu Davud, Esribe 8, (3707).

2264 - Bir diger rivayette soyle demistir: "Ben bir avuc kuru uzum, bir avuc da hurma aliyor, bunlari bir kaba koyuyor, parmaklarimla ovup sonra da (elde edilen sirayi) Resulullah'a iciriyordum."
Ebu Davud, Esribe 8, (3708).

2265 - Suveyd Ibnu Gafle (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer'in Ebu Musa (radiyallahu anhuma)'ya yazdigi mektubu okudum, diyordu ki: "Emma ba'd! Bilesin bana deve katrani gibi siyah, sert bir sarap tasiyan bir kervan Sam'dan geldi. Ben onlara bunun kaynatilarak ne kadarinin buharlastirilacagini sordum. Bana ucte ikisi ucuncaya kadar kaynatacaklarini soylediler, yani pis olan ucte ikisi gidiyor. Soyle ki ucte biri pis kokulu kisim, ucte biri bozuk kisim (geriye kalan ucte bir temiz kisim kaliyor). Sen yanindakilere, emret, bu kalan ucte biri icsinler."
Nesai, Esribe 53, (8, 328-330).

2266 - Yine Nesai'nin bir rivayetinde soyle gelmistir: "Abdullah Ibnu Yezid el-Hutami demistir ki: "Hz. Omer (radiyallahu anh) bize sunu yazdi: "Emma ba'd: Sarabinizi ondaki seytanin hissesi gidinceye kadar kaynatin. Zira onda seytanin iki, sizin de bir hisseniz vardir."
Nesai, Esribe 53, (8, 329).

2267 - Hz. Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma)'in anlattigina gore, bir adam kendisine siradan sual etti. Ibnu Abbas: "Taze oldukca ic" dedi. Adam: "Ben onu kaynatiyorum, ancak yine de icimde bir suphe var" deyince, Ibnu Abbas: "Yani sen onu kaynatmadan once iciyor muydun?" diye sordu. Adam: "Hayir!" dedi. Ibnu Abbas:
"Ates, haram olan hicbirseyi helal kilmaz!" dedi."
Nesai, Esribe 54, (8, 331).

HARAM VE HELAL OLAN KAPLAR

2268 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), comlekte, kabak ve ziftli kaplarda yapilan nebizi(n icilmesini) yasakladi."
Muslim, Esribe 48, (1997); Muvatta, Esribe 5, (2, 843); Ebu Davud, Esribe 7, (3690, 3691); Tirmizi, Esribe 4, (1868, 1869); Nesai, Esribe 28, 33, 36, (8, 303, 306, 308).

2269 - Muslim'in bir rivayetinde soyle denmistir: "(Resulullah) hantemi yasakladi, bu (topraktan mamul her cesit) kuptur. Dubba'yi yasakladi. Bu su kabagidir. muzeffet'i yasakladi, bu ziftlenmis kaptir. Nakr'i yasakladi, bu kabugu soyulup, ici oyulmus hurma agacidir. Efendimiz, sirayi tuluklarda kurmamizi emretti."
Muslim, Esribe 57, (1997).

2270 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ben size kaplari yasaklamis, sadece deri kaplardan (nebiz) icmenizi soylemistim. Artik her kaptan icebilirsiniz, yeter ki, sarhos edici icmeyin."
Muslim, Esribe 64, 65, 66; Ebu Davud, Esribe 7, (3698); Tirmizi, Esribe 6, (1870); Nesai, Esribe 40, 48.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
BAZI ILAVELER

2271 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) hamr'dan sirke yapmayi yasakladi."
Muslim, Esribe 11, (1983); Tirmizi, Buyu 59, (1294).

2272 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Miraca cikarildigim gece bana iki kadeh getiriIdi, birinde sarap digerinde de sut vardi. Ben sutu aldim. Melek: "Seni fitrata irsad eden Allah'a hamd olsun. Eger sarabi alsaydin ummetin azmisti" dedi."
Nesai, Esribe 41, (8, 312); Buhari, Esribe 1; Muslim, Iman 272, (168).

2273 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah'a iceceklerin en iyisi hangisi?" diye sorulmustur.
"Soguk olan tatli!" diye cevap verdi."
Tirmizi, Esribe 21, (1897).

SIRKETLER

2274 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Allahu Zulcelal hazretleri buyurdu ki: "Biri digerine ihanet etmedigi muddetce iki ortagin ucuncusu ben olurum. Biri arkadasina ihanet etti mi ben aralarindan cekilirim."
Ebu Davud, Buyu 27, (3383).
Rezin sunu ilave etmistir: "... Seytan gelir."

2275 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben, Ammar ve Sa'd, ucumuz Bedir'de nasibimize dusecek ganimette ortak olduk. Derken Sa'd, iki esirle geldi, Ammar ve ben ise hicbirsey getiremedik."
Ebu Davud, Buyu 30, (3388); Nesai, Buyu 109, (7, 319).

2276 - Zuhre Ibnu Ma'bed, ceddi Abdullah Ibnu Hisam'dan naklen anlatiyor: "Abdullah Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i gormus idi. Annesi Zeyneb Bintu Humeyd onu (Abdullah'i) Resulullah'a goturup soyle dedi:
"Ey Allah'in Resulu; bundan biat al!" Aleyhissalatu vesselam efendimiz:
"0 henuz kucuk!" deyip basini oksadi, bereketle dua etti.
Onu (Zuhre Ibnu Ma'bed'i) ceddi AbduIIah Ibnu Hisam carsiya cikarir, yiyecek satin alirdi. Bir gun, ona Ibnu Omer'le, Ibnu'z-Zubeyr (radiyallahu anhuma) rastladilar:
"(Satin aldiklarina) bizi de ortak kil, zira Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sana bereketle dua buyurdu!" dediler. O, (bu teklifi kabul ederek) onlari ortak yapti.
(Abdullah Ibnu Hisam o duanin bereketine) bazan bir deve yuku kar ederdi de oldugu gibi eve gonderirdi."
Buhari, Sirket 13, Daavat 31, Ahkam 46.

2277 - Saib Ibnu Ebi's-Saib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a geldim. Beni O'na zikredip hakkimda medh u senada bulun(arak tanit)maya basladilar. Bunun uzerine Aleyhissalatu vesselam Efendimiz:
"Ben onu sizden iyi tanirim!" buyurdu. Ben (hemen atilip):
"Annem, babam sana kurban olsun dedim, dogru soyledin, zira sen benim ticaret ortagim idin, sen ne iyi ortaktin, ne itham gormustum, ne de munakasa yapmistik!"
Ebu Davud, Edeb 20, (4836); Ibnu Mace, Ticarat 63, (2287).

SIIR

2278 - Ubey Ibnu Ka'b (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Siirde hikmet vardir"
Buhari, Edeb 90; Ebu Davud, Edeb 95, (5010); Tirmizi, Edeb 69, (2847); Ibnu Mace, Edeb 41, (3755).

2279 - Ebu Davud'da Ibnu Abbas (radiyalahu anhuma)'dan yapilan bir rivayet soyledir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir bedevi geldi. (Dikkat cekici bir uslubla) konusmaya basladi. Efendimiz (aleyhissalatu vesselam):
"Surasi muhakkak ki beyanda sihir vardir, surasi da muhakkak ki siirde de hikmetler vardir" buyurdu."
Ebu Davud, Edeb 95, (5011); Tirmizi, Edeb 63, (2848).

2280 - Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Sizden birinin icine onu bozacak irin dolmasi, siir dolmasindan hayirlidir."
Buhari, Edeb, 92; Muslim, Siir 7, (2257); Ebu Davud, Edeb 95, (5009); Tirmizi, Edeb 71, (2855).
el-Hudri' den Muslim'in kaydettigi bir diger rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) yurumekte iken karsisina siir insad eden bir sair cikti. Efendimiz: "Seytani tutun" veya "Seytani yakalayin" diye emretti.
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2281 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sair Hassan Ibnu Sabit (radiyallahu anh) icin mescide hususi bir minber koymustu. Hassan, orada kurulup mufahara yapar veya Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i hasimlarina karsi mudafaa ederdi. Aleyhissalatu vesselam: "Allah (c.c.) Hassan'i, Resulullah'i mudafaa ettigi veya onun adina mufahara yaptigi muddetce Ruhu'l-Kudus'le takviye etmektedir" derdi."
Buhari, Edeb 91; Ebu Davud, Edeb 95, (5015); Tirmizi, Edeb 70, (2849).

2282 - Amr Ibnu's-Serrid, babasindan (Serrid'den naklen radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir gun ben Resulullah'in bineginin arkasina binmistim. Bir ara bana:
"Hafizanda Umeyye Ibnu Ebi's-Salt'in siirinden birseyler var mi?" diye sordu. Ben: "Evet!" deyince:
"Soyle!" dedi. Ben kendisine bir beyt okudum. O yine:
"Devam et!" dedi. Ben bir beyt daha okudum. O yine,
"Soyle!" emretti. Boylece kendisine yuz beyit okudum."
Muslim, Siir 1, (2255).

2283 - Cabir Ibnu Semure (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'la yuz defadan fazla birlikte oturdum. Ashabi ona siirler okuyor, cahiliye devriyle ilgili hadiseleri zikrediyorlardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) da sakitane onlari dinlerdi. Bazan (anlatilanlara) onlarla birlikte tebessum buyurdugu olurdu."
Tirmizi, Edeb 70, (2854).

2284 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) Umretu'l-kaza sirasinda Mekke'ye girdigi zaman sairi Abdullah Ibnu Ravaha, onunde yuruyor ve su Siiri okuyordu:
"Ey kafir cocuklari (Resulullah'a) yol acin!
Bugun ona gelen vahiy adina, size,
Oyle bir vururuz ki, tepenizi yerinden ucurur,
Ve dostu dostuna unutturur."
Bunu goren Hz. Omer: "Ey Ibnu Ravaha! Sen Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in onunde ve Allah'in Harem bolgesinde siir mi okuyorsun?" dedi. Ancak Resulullah:
"Ey Omer birak onu. Onun siirleri, Mekkeli kafirlere okdan daha cabuk tesir eder!" diyerek mudahale etti."

2285 - Yine Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in (kafilenin yuruyus temposunu ezgileriyle) canli tutan bir kolesi vardi, adi Encese idi. Bu zat guzel sesli birisiydi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ona:
"Ey Encese agir ol! Siseleri kirma -veya siseleri sevkederken agir ol- dedi. Sise ile zayif kadinlari kastediyordu."
Buhari, Edeb 90, 95, 111, 116; Muslim, Fezail 70, (2323).

2286 - Heysem Ibnu Ebi Sinan'in anlattigina gore, bu zat, Ebu Hureyre (radiyallahu anh)'yi Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i zikrettigi kissalarinda dinlemistir. (Bu kissalarin birinde) Ebu Hureyre, Efendimizin su sozunu nakletmistir:
"0 sizin bir kardesinizdir, uygunsuz bir soz soylemez." (Ravilerden Zuhri der ki), "Resulullah, burada Ibnu Ravaha'yi kastetmistir." (Abdullah Ibnu Ravaha, Efendimiz hakkinda su medhiyede bulunmustur:)
"Tan yeri agarip fecr-i sadik yukseldigi sirada Resulullah, bize Kitabini okuyarak geldi.
0 bize korlukten (dalaletten) sonra hidayeti gosterdi. Kalblerimiz onun soylediklerinin hak olduguna inanmistir. Kafirlere yataklari agirlik verirken, Resulumuz geceyi uyanik gecirir."
Buhari, Edeb 91, Teheccud 21.

2287 - Hz. Bera (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam), Kureyza gunu, (sairi) Hassan Ibnu Sabit'e:
"Musrikleri hicvet, zira Cebrail seninle beraberdir!" dedi."
Buhari, Edeb 91, Bed'u'l-Halk 6, Megazi 30; Muslim, Fezailu's-Sahabe 153, (2486).

2288 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Hassan Ibnu Sabit, (Mekkeli) musrikleri hicvetmek icin Hz. Peygamber (aleyhissalatu vessellam)'den izin istedi. Aleyhissalatu vesselam:
"Benim nesebimi nasil haric tutacaksin?" dedi. Hassan (radiyallahu anh):
"Senin (nesebini) sade yagdan kiI ceker gibi, onlardan cekip cikaracagim!" Cevabini verdi."
Buhari, Edeb 91, Menakib 16, Megazi 33; Muslim, Fedailu's-Sahabe 156-157, (2489-2490).
Muslim'in bir rivayetinde su ziyade mevcuttur: "(Hassan) dedi ki: "Serefin en yuksegi Al-i Hasim'den Bintu Mahzumogullarindandir. Senin baban ise koledir."

2289 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim:
"Hassan onlari -yani musrikleri- hicvetti, hem sifa verdi, hem de sifa buldu."
Hassan (radiyallahu anh) buyurdu ki: "Sen Muhammed'i hicvettin, ben de onun adina cevap veriyorum.
Bu isimde Allah katinda mukafaat vardir.
Sen Muhammed'i nezih, muttaki,
Resulullah vefakar, ahlakli oldugu halde hicvettin. Sen O'na derik olmadigin halde O'nu hiciv mi ediyorsun?
Ikinizden hangisi kotu ise iyi olana feda olsun.
Muhakkak ki, babam, babasi ve irzim,
Muhammed'in irzini sizden korumak icin muhafizdir.
Kizcagizimi kaybedeyim, sayet siz atlarimizi
Keda'nin etrafini toz duman etmis goremezsiniz.
O atlar, uzerinize gemlerini cekerek gelirken,
Sirtlarinda ince mizraklar vardir.
Atlarimiz pek hizli kosarlarken,
Kadinlar basortuleriyle tozlarini alirlar.
Sayet bizden yuz cevirirseniz umre yapariz,
Fetih geldi mi; perde kalkar.
Aksi takdirde oyle bir gunun kavgasini bekleyin ki,
O gunde AIIah diledigini aziz kilacaktir.
Allah der ki: "Ben bir kul gonderdim,
O hakki soyler, kendisinde hicbir gizlilik yoktur."
Allah der ki: "Ben bir ordu hazirladim,
Bu ordum emeli cihad olan Ensardir."
Biz (Ensariler)e her gun Kureys'ten
Ya sovmek, ya kavga, ya da hiciv vardir
Oyle ise, sizden kim ResuIuIIah'i hicveder,
Veya over veya yardim ederse bizce birdir.
AIIah'in Resulu Cibril aramizdadir.
Ruhu'I-Kudus'un bir dengi yoktur."
Muslim, Fezailu's-Sahabe 157, (2490).

2290 - Ebu Hureyre anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bir sairin soyledigi en dogru soz Lebid'in soyledigi su sozdur: "Haberiniz olsun, Allah'tan baska her sey batildir. Umeyye Ibnu Ebi's-Salt musluman olayazdi."
Buhari, Edeb 90, Menakibu'l-Ensar 20, Rikak 29; Muslim, Siir 3, (2256); Tirmizi, Edeb 70, (2853).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2291 - Hz. Aise (radiyallahu anha)'nin anlattigina gore, kendisinden, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in siirden birseyler terennum edip etmedigi sorulmustur da su cevabi vermistir:
"Evet, Ibnu Ravaha'nin siirini terennum eder ve su misrai okurdu: "Kendisine azik vermedigin kimseler sana haber getirecek."
Tirmizi, Edeb 70, (2852).

2292 - Cundeb Ibnu AbdiIIah (radiyallahu anh) anlatiyor: "Biz Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraber oldugumuz bir anda kendilerine bir tas isabet etti, kaydi ve parmagi kanadi. Bunun uzerine:
"(Parmagim ne sizlarsin?) Sen ancak kanayan bir parmak degil misin? (Bu kazaya da, bosa degil) Allah yolunda ugradin" buyurdu."
Buhara, Edeb 90, Cihad 9; Muslim, Cihad 112, (1796).

NAMAZIN FAZILETI

2293 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Peygamber (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim:
"Sizden birinizin kapisinin onunden bir nehir aksa ve bu nehirde hergun bes kere yikansa, acaba uzerinde hic kir kalir mi, ne dersiniz?"
"Bu hal, dediler, onun kirlerinden hicbir sey birakmaz!" Aleyhissalatu vesselam:
"Iste bu, bes vakit namazin misalidir. Allah onlar sayesinde butun hatalari siler" buyurdu."
Buhari, Mevakit 6; Muslim, Mesacid 282, (666); Tirmizi, Emsal 5, (2872); Nesai, Salat 7, (1, 231); Muvatta, Sefer 91, (1,174).

2294 - Sa'd Ibnu Ebi Vakkas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Iki erkek kardes vardi. Bunlardan biri obur kardesinden kirk gun kadar once vefat etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)in yaninda bunlardan birincinin faziletleri zikredildi. Bunun uzerine Efendimiz (aleyhissalatu vesselam):
"Digeri musluman degil miydi?" diye sordu.
"Evet, muslumandi ve fena da degildi!" dediler. Aleyhissalatu vesselam:
"Oldukten sonra, namazinin ona ne kazandirdigini biliyor musunuz? Namazin misali, sizden birinin kapisinin onunde akan ve her gun icine bes kere girip yikandigi suyu bol ve tatli bir nehir gibidir. Bu (nehrin) onun uzerinde kir biraktigini goremezsiniz. Oyleyse, siz ona namazinin neler ulastirdigini bilemezsiniz."
Muvatta, Kasru's-Salat 91, (1,174).

2295 - Ebu Umame (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraber mescidde idik. O esnada bir adam geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu, ben bir hadd isledim, bana cezasini ver!" dedi, Resulullah adama cevap vermedi. Adam talebini tekrar etti. Aleyhissalatu vesselam yine sukut buyurdu. Derken (namaz vakti girdi ve) namaz kilindi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namazdan cikinca adam yine pesine dustu, ben de adami takip ettim. Ona ne cevap verecegini isitmek istiyordum. Efendimiz adama:
"Evinden cikinca abdest almis, abdestini de guzel yapmis miydin?" buyurdu. O:
"Evet ey Allah'in Resulu!" dedi. Efendimiz:
"Sonra da bizimle namaz kildin mi?" diye sordu. Adam:
"Evet ey Allah'in Resulu!" deyince, Efendimiz:
"Oyleyse Allah Teala hazretleri haddini -veya gunahini demisti- affetti" buyurdu."
Buhari, Hudud 27, Muslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765); Ebu Davud, Hudud 9, (4381).

2296 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in yaninda idim. Bir adam huzuruna gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, dedi, ben bir hadd (sucu) isledim, cezasini tatbik et!"
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) adama (birsey) sormadi. Derken namaz vakti girdi. Resulullah'la birlikte o da namaz kildi. Aleyhissalatu vesselam namazini tamamlayinca, adam yanina geldi ve:
"Ey Allah'in Resulu! dedi, ben hadd (cesidine giren bir suc) isledim. Bana Allah'in Kitabini tatbik et!"
Efendimiz: "Sen bizimle birlikte namazini eda etmedin mi?" diye sordu. Adam:
"Evet!" dedi. Efendimiz: "Oyleyse git. Zira Allah, senin gunahini affetti" veya -hadd'ini affetti" dedi."
Buhari, Hudud 17; Muslim, Tevbe 44, 45, (2764, 2765), Hudud 24, (1696).

2297 - Asim Ibnu Sufyan es-Sakafi (radiyallahu anh)'nin anlattigina gore, bunlar Selasil gazvesine gitmisler. Fakat fiilen gazveye istirak edememislerdi. Bunun uzerine kendilerini Allah yoluna verdiler. Sonra Hz. Muaviye (radiyallahu anh)'nin yanina donduler. Hz. Muaviye'nin yaninda Ebu Eyyub el-Ensari ve Ukbe Ibnu Amir vardi. Asim:
"Ey Ebu Eyyub! dedi. Bu sene gazveyi kacirdik. Bize, (bunun telafisi icin bir care) haber verildi. Buna gore, kim dort mescitte namaz kilarsa, gunahlari affedilirmis."
Ebu Eyyub: "Ey kardesimin oglu! dedi. Ben sana bundan daha kolayini haber vereyim. Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in su sozunu isittim: "kim emredildigi sekilde (mukemmel olarak) abdestini alir, emredildigi sekilde namazini kilarsa, onceden yapmis oldugu (kusurlu) ameli sebebiyle affolunur. " Ey Ukbe! (Resulullah'in tebsiri) boyleydi degil mi?"
Ukbe: "Evet!" dedi."
Nesai, Taharet 108, (1, 90-91).

2298 - Ukbe Ibnu Amir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isittim: "Rabbin, koyun guden bir cobanin, bir dagin zirvesine cikip namaz icin ezan okuyup sonra da namaz kilmasindan hoslanir ve AIIah Teala hazretleri soyle der:
"Benim su kuluma bakin! Ezan okuyor, namaz kiliyor, yani benden korkuyor. Kasem olsun, kulumu affettim ve onu cennetime dahil ettim."
Ebu Davud, Salat 272, (1203); Nesai, Ezan 26, (2, 20).
2299 - Imam Malik (radiyallahu anh)'e ulastigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam) soyle buyurmustur: "Istikamet uzere olun. (Bunun sevabini) siz sayamazsiniz. Sunu bilin ki, en hayirli ameliniz namazdir. (Zahiri ue batini temizligi koruyarak) abdestli olmaya ancak mu'min riayet eder."
Muvatta, Taharet 36, (1, 34); Ibnu Mace, Taharet 4, (277).

2300 - Hz. Huzeyfe (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i herhangi bir sey uzecek olursa namaz kilardi."
Ebu Davud, Salat 312, (1319); Nesai, Mevakit 46, (1, 289).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2301 - Abdullah Ibnu Selman, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in ashabindan birisinden naklediyor: "Hayberin fethedildigii gun bir adam Hz. Peygamber'e gelerek:
"Ey Allah'in Resulu, bugun ben oyle bir kar ettim ki boyle bir kari su vadi ahalisinden hicbiri yapmamistir" dedi. Efendimiz:
"Bak hele! Neler de kazandin?" diye sordu. Adam:
"Ben alip satmaya ara vermeden devam ettim. Oyle ki ucyuz okiyye kar ettim dedi. Aleyhissalatu vesselam efendimiz:
"Sana karlarin en hayirlisini haber vereyim mi?" diye sordu. Adam:
"O nedir, ey Allah'in Resulu?" dedi. Efendimiz acikladi:
"(Farz) namazdan sonra, kilacagin iki rekattir."
Ebu Davud, Cihad 180, (2785).

2302 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bana kadin ve guzel koku sevdirildi, gozumun nuru namazda kilindi."
Nesai, Isretu'n-Nisa 1, (7, 61).

2303 - Rebi'a Ibnu Ka'b el-Eslemi anlatiyor: "Ben Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ile beraber gecelemistim, kendisine abdest suyunu ve baskaca ihtiyaclarini getirdim. Bana:
"Dile benden (ne dilersen)!" buyurdu. Ben:
"Senden cennette seninle beraberlik diliyorum!" dedim. Bana:
"Veya bundan baska birsey?" dedi. Ben:
"Hayir, sadece bunu istiyorum!" dedim.
"Oyleyse kendin icin cok secde ederek bana yardimci ol!" buyurdu."
Muslim, Salat 226, (489); Ebu Davud, Salat 312, (1320).

2304 - Ma'dan Ibnu Ebi Talha el-Ya'meri (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in azadlisi Sevban (radiyallahu anh)'a rastladim. Kendisine:
"Bana bir amel soyle de onu yapayim. Allah da onun sayesinde beni cennetine koysun" dedim. -Veya soyle demisti: "Dedim ki: "..Allah nezdinde en hayirli ameli bana bildir."- Sevban sukut etti. Sonra ben tekrar ayni seyi sordum. O yine sukut etti. Ben ucuncu sefer sordum. Sonunda dedi ki:
"Ayni seyleri ben de Resulullah (aleyhissalatu vesselam)a sormustum. Bana su cevabi vermisti:
Cokca secde yapman gerekir. Zira sen secde ettikce, her secden sebebiyle Allah dereceni artirir, onun sebebiyle gunahini doker." Ma'dan der ki: "Sonra Ebu'd-Derda'ya geldim. Ayni seyi ona da sordum. O da Sevban'in bana soylediginin aynisini soyledi."
Muslim, Salat 225, 226, (488, 489). Nesai, Tatbik 81; Tirmizi, Salat 169, (388); Ibnu Mace, Ikamet 201, (1422-1424).

NAMAZIN EDA VE KAZASININ VUCUBU HAKKINDA

2305 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a: "Allah, kullarina kac vakit namazi farz kildi?" diye sordu. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah, kullarIna bes vakit namazi farz kildi" diye cevap verdi. Adam tekrar sordu:
"Bunlardan once veya sonra baska bir sey var mi?"
"Allah kullarina bes vakti -farz kildi. " Bu cevap uzerine adam, bunlar uzerine hicbir ilavede bulunmayacagina, onlardan herhangi bir eksiltme de yapmayacagina dair yemin etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Bu adam sozunde durursa mutlaka cennete girecektir!" buyurdu."
Muslim, Iman,10, (12); Tirmizi, Zekat 2, (619); Nesai, Salat 4, (1, 228, 229) Bu metin Nesai'dekidir.
Bu rivayeti, Muslim ve Tirmizi, Kitabu'I-Iman'da mezkur, uzun bir hadis zimninda tahric ederler.

2306 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a Mi'rac'a ciktigi gece elli vakit namaz farz kilindi. Sonra bu azaltilarak bese indirildi. Sonra da soyle hitap edildi:
"Ey Muhammed! Artik, nezdimde (hukum kesinlesmistir), bu soz degistirilmez. Bu bes vakit, (Rabbinin bir luftu olarak on misliyle kabul edilerek) senin icin elli vakit sayilacaktir."
Buhari, Bed'ul-Halk 6, Enbiya 22, 43, Menakibu'l-Ensar 42; Muslim, Iman 259, (162); Tirmizi, Salat 159, (213); Nesai, Salat 1, (1, 217-223).

2307 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Allah, namazi peygamberinizin diliyle hazerde dort, seferde iki, korku halinde de dort rek'at olarak farz kilmistir."
Muslim, Salat 5, (687); Ebu Davud, Salat 287, (1247); Nesai, Taksir 1, (3,118,119).

2308 - Hz. Aise (radiyallahu anha) anlatiyor: "Allah namazi (ilk defa farz ettigi zaman iki rek'at olarak farz etmisti. Sonra onu hazer icin (dorde) tamamladi. Yolcu namazi ilk farz edildigi sekilde sabit tutuldu."
Buhari, Salat 1, Taksiru's-Salat 5, Menakibu'l-Ensar 47; Muslim, Salatu'-Musafari.n 2, (685); Muvatta, Kasru's-Salat 8, (1,146; Ebu Davud, Salat 270, (1198); Nesai, Salat 3, (1, 225).

2309 - Hz. Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Kurban bayraminda kilinan namaz iki rek'attir, Fitir (Ramazan) bayraminda kilinan namaz iki rek'attir, sefer namazi iki rek'attir, cum'a namazi da iki rek'attir. Bunlar Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in lisani uzere, tamamdir, kisaltma yoktur."
Nesai, Cum'a 37, (3,111), Taksir 1, (3,118), Ideyn 11, (3,183).

2310 - Abdullah Ibnu Fudale, babasi (Fudale'den) naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in bana ogrettikleri arasinda: "Bes vakit namaza devam edin!" emri de vardi. Ben: "Bu bes vakit, benim mesguliyetlerimin bulundugu anlardir. Bana (bunlarin yerine gececek) cami (kapsamli) bir sey emret, oyle ki onu yaptim mi, benden bes vakit namaz borcunun yerine gecsin!" dedim. Bunun uzerine: "Oyleyse Asreyn'e devam et!" buyurdu. Bu kelime bizim dilimizde yoktu. Bu sebeple: "Asreyn nedir?" diye sordum. "Gunes dogmazdan onceki namazla gunes batmazdan onceki namaz" buyurdu."
Ebu Davud, Salat 9, (428).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2311 - Sebretu' bnu Ma'bed (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Yedi yasina geldi mi cocuga namazi emredin, on yasina geldi mi kilmadigi takdirde dovun."
Ebu Davud, Salat 26, (494); Tirmizi, Salat 299, (407).
Tirmizi'nin rivayetinde "Cocuga namazi yedi yasinda ogretin, kilmadigi takdirde on yasinda dovun" seklindedir.

2312 - Amr Ibnu'l-As (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cocuklariniza, onlar yedi yasinda iken namazi emredin. On yasinda olunca namaz(daki ihmalleri) sebebiyle onlari dovun, yataklarini da ayirin."
Ebu Davud, Salat 25, (495, 496).

2313 - Onun bir diger rivayetinde soyle denir: "Resulullah'a bundan (namazin cocuga ne zaman emredileceginden) sorulmustu:
"Cocuk sagini solundan ayirmasini bildi mi ona namazi emredin" buyurdu."
Ebu Davud, Salat 26, (497).

2314 - Ibnu Omer (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) beni Uhud savasi sirasinda teftis etti. O zaman ondort yasinda idim, savasa katilmama izin vermedi. Hendek savasi sirasinda da beni gordu, o zaman ben onbes yasinda idim, bu sefer bana (cihad) izni verdi."
Nafi' der ki: "Ben Omer Ibnu Abdilaziz'e ugradim, o zaman halife idi. Kendisine bu vak'ayi anlattim. Bana:
"Bu (onbes yas) cocukla buyugu ayiran hududdur" buyurdu. Valilerine yazarak, onbes yasina basanlari mukellef addetmelerini, daha kucukleri aile efradindan saymalarini emretti."
Buhari, Sehadat 18, Megazi 29, Muslim, Imaret 91, (1868); Tirmizi, Cihad 31, (1711); Ebu Davud, Hudud 17, (4406, 4407); Nesai, Talak 20, (6,155).

2315 - Hz. Enes (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Kim bir namaz unutacak olursa hatirlayinca derhal kilsin. Unutulan namazin bundan baska kefareti yoktur."
Buhari, Mevakitu's-Salat 37; Muslim, Mesacid 314, (684); Tirmizi, Salat 131, (178); Ebu Davud, Salat 11, (442); Nesai, Mevakit 52, 53, (2, 293, 294).

2316 - Buhari ve Muslim'in bir diger rivayetinde soyle denmistir: "Sizden biriniz namaz sirasinda yatmis idiyse veya namaza karsi gaflet etmis (ve unutmus) ise, hatirlar hatirlamaz onu kilsin. Zira Allah Teala Hazretleri soyle buyurmustur: "Beni anmak icin namaz kil!" (Ta-ha 14).
Buhari, Mevakitu's-Salat 37; Muslim, Mesacid 314, (684); Tirmizi, Salat 131, (178); Ebu Davud, Salat 11, (442); Nesai, Mevakit 52, 53, (2, 293, 294).

2317 - Ebu Katade (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah'la beraber bir gece boyu yuruduk. Cemaatten bazilari:
"Ey Allah'in Resulu! Bize mola verseniz!" diye talepte bulundular. Efendimiz:
"Namaz vaktine uyuya kalmanizdan korkuyorum" buyurdu. Bunun uzerine Hz. Bilal: "Ben sizi uyandiririm!" dedi. Boylece Resulullah (aleyhissalatu vesselam) mola verdi ve herkes yatti. Nobette kalan Bilal de sirtini devesine dayamisti ki gozleri kapaniverdi, o da uyuyakaldi.
Gunesin dogmasiyla Resulullah (aleyhissalatu vesselam) uyandi ve:
"Ey BiIaI! Sozun ne oldu?" diye seslendi ve Hz. Bilal: "Uzerime boyle bir uyku hic cokmedi" diyerek cevap verdi. Aleyhissalatu vesselam:
"Allah Teala Hazretleri, ruhlarinizi diledigi zaman kabzeder, diledigi zaman geri gonderir. Ey BiIaI! Halka namaz icin ezan oku" buyurdu. Sonra abdest aldi ve gunes yukselip beyazlasinca kalkti, kafileye cemaatle namaz kildirdi."
Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294-298), Imamet 47, (2,106).

2318 - Bu hadis Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle gelmistir: "Gunesin harareti onlari uyandirinca kalktilar, bir muddet yuruduler, sonra tekrar konaklayip abdest aldilar. Hz. Bilal (radiyallahu anh) ezan okudu. Sabahin iki rekatlik (sunnet) namazini kildilar, sonra da sabah namazini (kazaen) kildilar. Namazdan sonra hayvanlara binip yola koyuldular. Giderken birbirlerine: "Namazimizda ihmalkarlik ettik" diye yakiniyorlardi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Uyurken (vaki olan namaz kacmasi) ihmal sayilmaz, ihmal uyanikliktadir. Sizden biri, herhangi bir namazda gaflete duser kacirirsa, hatirlayinca onu hemen kilsin. Ertesi sabahin namazi da mutad vaktinde kilinir" buyurdu."
Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294- 298), Imamet 47, (2,106).

2319 - Ebu Davud'un bir diger rivayetinde soyle gelmistir: "Namaz(in kacmis olmasin)dan korkarak kalktik, Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Agir olun, agir olun, bunda bir taksiriniz yok!" buyurdu. Gunes yukselince de:
"Sizden kim sabahin iki rekat sunnetini (mutad olarak) kiliyor idiyse yine kilsin" dedi. Bu emir uzerine kilan da, kilmayan da kalkip sunnetini kildi. Sonra Resulullah (aleyhissalatu vesselam) namaz icin kamet emretti. Kamet getirildi. Efendimiz kalkti ve bize namaz kildirdi. Namaz bitince:
"Haberiniz olsun, AIIah'a hamdediyoruz ki, bizi namazimizdan, dunyevi islerimizden herhangi biri alikoymus degildir. Ancak ruhlarimiz AIlahu Teala'nin kabza-i tasarrufundadir, diledigi zaman onu salar. Sizden kim sabah namazina, sabahleyin mutad vaktinde kavusursa, sabah namaziyla birlikte bir mislini de kaza etsin!" dedi."
Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294-298), Imamet 47, (2,106).

2320 - Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai'nin bir diger rivayetinde soyle gelmistir: "Sunu bilin ki, uykuda ihmal sozkonusu degildir. Ihmal lyani taksir), diger bir namazin vakti girinceye kadar namazini kilmayan icin mevzubahistir."
Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294-298), Imamet 47, (2,106).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2321 - Muslim'in Ebu Hureyre'den kaydettigi bir diger rivayette soyle gelmistir: "...Gunes doguncaya kadar uyanmadi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Herkes bineginin basindan tutsun (ve burayi terketsin). Zira burasi bize seytanin musallat oldugu bir yerdir!" dedi. Biz de emri yerine getirdik."

Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435-441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294- 298), Imamet 47, (2,106).

2322 - Ebu Davud'un Ebu Hureyre'den kaydettigi bir rivayette soyle denmistir: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Size gaflet gelen bu yeri degistirin!" buyurdu.
Buhari, Mevakit 35, Tevhid 31; Muslim, Mesacid 309-311; Muvatta, Vaktu's-Salat 25; Ebu Davud, Salat 11, (435 - 441); Tirmizi, Salat 130, (177), Tefsir, Ta-ha (3162); Nesai, Mevakit 53, 54, 55, (1, 294-298), Imamet 47, (2,106).

2323 - Ibnu Abbas (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) gecenin evvelinde yurudu, sonuna dogru uyku molasi verdi. Ancak gunes doguncaya -veya bir kismi ufuktan cikincaya- kadar uyanamadi. (Uyaninca) namazi hemen kilmadi. Gunes yukselince namazi kildi. Iste bu orta namazdir (Salatu'l-Vusta)."
Nesai, Mevakit 55, (1, 299).

2324 - Imam Malik, Zeyd Ibnu Eslem'den naklen anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdu ki: "Muhakkak ki, Allah, ruhlarimizi kabzetmektedir. Dilerse onu, bize bundan baska bir vakitte iade eder."
Resulullah (aleyhissalatu vesselam) boyle soyledikten sonra Hz. Ebu Bekri's-Siddik (radiyallahu anh)'a yonelerek:
"Seytan (bu gece) namaz kilmakta iken Bilal'e geldi ve onu yatirdi. Uyumasi icin bir cocuk nasil sallanarak avutulursa oylece onu da sallayarak uyuttu" dedi. Resulullah (aleyhissalatu vesselam) sonra Bilal'i cagirdi. Gelince Bilal, Resulullah'a onun Hz. Ebu Bekr'e anlattiginin tipkisini haber verdi. Hz. Ebu Bekr bu isittikleri karsisinda: "Sehadet ederim ki, sen Allah'in Resulusun!" demekten kendini alamadi."
Muvatta, vukutu's-Salat 26, ( 1.14-15).

2325 - Hz. Cabir (radiyallahu anh) anlatiyor: "Hz. Omer, Hendek savasi sirasinda bir keresinde gunes battiktan sonra geldi ve Kureys kafirlerine kufretmeye basladi ve bu meyanda: "Ey Allah'in Resulu dedi, gunes batmak uzereyken ikindi namazini (guc bela) kilabildim." Resulullah (aleyhissalatu vesselam):
"Vallahi ikindiyi ben kilamadim!" dedi. Beraberce kalkip Butha'ya gittik. Orada Efendimiz abdest aldi, biz de abdest aldik. Gunes battiktan sonra ikindiyi kildi, sonra da aksami kildi."
Buhari, Mevakit 36, 38, Ezan 26, Salatu'l-Havf 4, Megazi 29; Muslim, Mesacid 209, (631); Tirmizi, Salat 132, (180); Nesai, Sehv 105, (3, 84, 85).

2326 - Ibnu Mes'ud (radiyallahu anh) anlatiyor: "Musrikler Hendek gunu Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'i fazlaca mesgul ederek dort vakit namazi kazaya biraktirdilar, geceden Allah'in diledigi bir muddet gecinceye kadar onlari kilamadi. Sonra Bilal (radiyallahu anh)'e emretti, o da ezan okudu. Sonra kamet getirdi. Resulullah ogleyi (kazaen) kildi. (Bilal tekrar) ikamet getirdi, Resulullah ikindiyi kildi. Sonra (Bilal tekrar) ikamet getirdi. Resulullah aksami kildi. Sonra (Bilal yatsi icin) kamet getirdi ve Resulullah yatsiyi kildi."
Tirmizi, Salat 132, (179); Nesai, Mevakit 55, (1, 297, 298).

2327 - Nafi' anlatiyor: "Abdullah Ibnu Omer (radiyallahu anhuma)'e bayginlik gelmis ve akli gitmisti. (Bu esnada kilamadigi) namazi kaza etmedi."
Muvatta, Vukut 24, (1,13).
Imam Malik der ki: "Dogruyu Allah bilir ya, bana gore bu sundan ileri gelir: "Vakit cikmistir. Ama vakit icinde ayilan, o vaktin namazini kilar.."

2328 - Yine Nafi' anlatiyor: "Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) dedi ki: "Kim bir namazi unutur ve bunu imamin arkasinda namaz kilarken hatirlarsa, imam selami verince unutmus oldugu namazi hemen kilsin, sonra da obur namazi (kildigini yeniden) kilsin."
Muvatta, Kasru's-Salat 77, (1,168).

2329 - Hz. Cabir (radiyallahu anh)'in anlattigina gore, Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in soyle soyledigini isitmistir "Kisiyle sirk arasinda namazin terki vardir."
Muslim, Iman 134, (82); Ebu Davud, Sunnet 15, (4678); Tirmizi, Iman 9, (2622). Metin Muslim'in metnidir.
Tirmizinin metni soyledir: "Kufurle iman arasinda namazin terki vardir."

2330 - Tirmizi ve Ebu Davud'un bir diger rivayetinde: "Kulla kufur arasinda namazin terki vardir."
Tirmizi, Iman 9, (2622); Ebu Davud, Sunnet 15, (4678); Ibnu Mace, Salat 77, (1078).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2331 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Benimle onlar (munafiklar) arasindaki ahid (antlasma) namazdir. Kim onu terkederse kufre duser."
Tirmizi, Iman 9, (2623); Nesai, Salat 8, (1, 231, 232); Ibnu Mace, Salat 77, (1079).

2332 - Abdullah Ibnu Sakik merhum anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'in Ashab'i ameller icerisinde sadece namazin terkinde kufur gorurledi."
Tirmizi, Iman 9, (2624).

2333 - Ibnu Omer (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Ikindi namazini kaciran bir insanin (ugradigi zarar yonunden durumu), malini ve ehlini kaybeden kimsenin durumu gibidir."
Buhari, Mevakit 14; Muslim, Mesacid 200, (626); Muvatta, Vukutu's-Salat 21, (1,11,12); Ebu Davud, Salat 5, (414, 415); Tirmizi, Salat 128, (175); Nesai, Salat 17, (1, 238).

2334 - Ebu'l-Melih (rahimehumullah) anlatiyor: "Biz bulutlu bir gunde Bureyde (radiyallahu anh) ile bir gazvede beraberdik. Dedi ki: "Ikindi namazini erken kilin, zira Resulullah (aleyhissalatu vesselam): "Kim ikindi namazini terkederse ameli bosa gider" buyurdu."
Buhari, Mevakit 15, 34; Nesai, Salat 15, (1, 236).

NAMAZ VAKITLERI

2335 - Hz. Ebu Musa (radiyallahu anh) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a bir zat gelerek namaz vakitlerini sordu. Efendimiz ona hicbir cevap vermedi."
(Sabah vaktinde) safak sokunce, henuz kimse kimseyi taniyamayacak kadar ortalik karanlik iken Bilal'e emretti, sabah ezanini okudu.
Sonra, gunes tam tepe noktasindan batiya donme (zeval) aninda yine Bilal'e emretti, ogle ezanini okudu. Bu vakit icin, -oburlerinden daha iyi bilen- birisi: "Bu, gun ortasi (nisfu'n-Nehar)" demisti. Sonra, gunes henuz yuksekte oldugu zaman emretti, Bilal aksam narnazi icin ezan okudu. Sonra ufuktaki aydinlik (safak) kaybolunca yatsi icin emretti, Bila! yatsi ezanini okudu. Sonra ertesi gun, sabah namazini tehir etti. O kadar geciktirdi ki, kisinin, "sabah vakti cikti veya cikmak uzere" demesi aninda namazi tamamladi. Sonra ogleyi tehir etti, oyle ki, ogle namazini dun ikindiyi kildigimiz ana yakin bir vakitte kildi. Sonra ikindiyi tehir etti. Bir kimsenin, "Gunes (ikindi) kizilligina burundu" diyebilecegi bir vakitte namazdan cikti. Sonra aksami, nerdeyse ufuktan aydinligin (safak) kayboldugu ana kadar tehir etti."

2336 - Bir rivayette de soyle gelmistir: Aksami, ikinci gunde, ufuktaki aydinligin kaybolmasindan once kildi. Sonra yatsiyi, gecenin ilk ucte birine kadar tehir etti. Sonra sabah oldu ve soru sahibini cagirdi: "Iste namazin vakti bu iki hudud arasindadir" buyurdu.
Muslim, Mesacid 178, (614); Ebu Davud, Salat 2, (395); Nesai, Muvakit 15, (1, 260, 261). Metin Muslim'e aittir.

2337 - Ebu Davud'un bir rivayetinde soyle denmistir: "Sabah namazini kisi arkadasinin yuzunu taniyamayacak -veya kisi yanindakini tanimayacak- kadar (ortaligin karanlik oldugu) bir anda kildi. Sonra ikindiyi oylesine tehir etti ki, namazdan ciktigi zaman gunes sararmisti..."
Rivayetin sonunda Ebu Davud der ki: Bu hadisi rivayet edenlerden bazisi soyle dedi: "sonra yatsiyi gece yarisina kadar tehir ederek kildi."
Ebu Davud, Salat 2, (396).

2338 - Hz. Bureyde (radiyallahu anh) anlatiyor: "Bir adam Resulullah (aleyhissalatu vesselam)'a namazlarin vaktinden sormustu. Ona:
"Su (onumuzdeki) iki gunde namazlari bizimle kil!"buyurdu. (O gun) gunes tam tepe noktasindan (batiyor) kayinca ezan icin Bilal'e emretti. O da ogle ezanini okudu. Sonra ogle icin kamet okumasini emretti. Sonra gunes yuksekte, beyaz parlak iken emretti ve ikindi icin kamet okudu. Sonra gunes batinca emretti, aksam icin kamet okudu. Sonra ufuktaki aydinlik kaybolunca emretti, yatsi icin kamet okudu. Sonra safak sokunce
emretti sabah icin kamet okudu. Ikinci gun olunca, Bilal'e ortaligin serinlemesini beklemeyi emretti. O da ogleyi, ortalik iyice serinleyinceye kadar geciktirdi. Ikindiyi, gunes yuksekten, dunku vakitten biraz sonra kildi. Aksami ufuktaki beyazlik kaybolmazdan az once kildi. Yatsiyi gecenin ucte biri gectikten sonra kildi. Sabahi ortalik iyice agarinca kildi. Sonra:
"Namaz vakitlerinden soran kimse nerede?" diye sordu. Soru sahibi:
"Benim ey Allah'in Resulu!" dedi.
"Namazlarinizin vakti dedi, gordugunuz (iki vakit) arasindadir."
Muslim, Mesacid 176, 177, (613); Tirmizi, Salat 115, (152); Nesai, Mevakit 12, (1, 258).

2339 - Ibnu Abbas (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Cibril (aleyhisselam) bana, Beytullah'in yaninda, iki kere imamlik yapti. Bunlardan birincide ogleyi, golge ayakkabi bagi kadarken kildi. Sonra, ikindiyi her sey golgesi kadarken kildi. Sonra aksami gunes battigi ve oruclunun orucunu actigi zaman kildi. Sonra yatsiyi, ufuktaki aydinlik (safak) kaybolunca kildi. Sonra sabahi safak sokunce ve orucluya yemek haram olunca kildi. Ikinci sefer ogleyi, dunku ikindinin vaktinde herseyin golgesi kendisi kadar olunca kildi. Sonra ikindiyi, herseyin golgesi kendisinin iki misli olunca kildi. Sonra aksami, onceki vaktinde kildi. Sonra yatsiyi, gecenin ucte biri gidince kildi. Sonra sabahi, yeryuzu agarinca kildi.
Sonra Cibril (aleyhisselam) bana yonelip:
"Ey Muhammedl Bunlar senden onceki peygamberlerin (aleyhimussalatu vesselam) vaktidir. Namaz vakti de bu iki vakit arasinda kalan zamandir!" dedi. "
Tirmizi, Salat 1, (149); Ebu Davud, Salat 2, (393).

2340 - Nesai'nin Hz. Cabir (radiyallahu anh)'den yaptigi bir rivayette soyle denmistir: "Sonra O'na (Cibril), Fecr uzayip sabah olunca daha yildizlar parlak ve civil civil iken geldi. Dunku yaptigini aynen yapti, sabah namazini kildi. Sonra da: "Namaz vakti, iste gordugunuz bu iki namaz arasidir" dedi."
Nesai, Mevakit 10, (1, 256).
 

ömr-ü diyar

اَلْمَرْءُ مَعَ مَنْ أَحَبَّ
Yönetici
2341 - Bir diger rivayette soyle denmistir: "...Ogleyi, gunes (tepeden batiya) meyledince kildi. (Bu sirada) golge ayakkabi bagi kadardi. Sonra ikindiyi, golge ayakkabi baginin misli ve adam boyu olunca kildi. Sonra aksami, gunes batinca kildi. Sonra yatsiyi, ufuktaki aydinlik kaybolunca kildi. Sonra, sabahi, safak sokunce kildi. Sonra ertesi gunun oglesini, golge, adam boyu olunca kildi. Sonra ikindiyi, kisinin golgesi iki misli olunca kildi. Sonra aksami, gunes batinca kildi. Sonra yatsiyi, gecenin ucte birine veya yarisina dogru kildi. Sonra sabahi kildi ve ortalik agardi."
Nesai, Mevakit I5, 7,10,17, (1, 251, 255, 261, 263).

2342 - Hz. Ebu Hureyre (radiyallahu anh) anlatiyor: Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Bilesiniz, namazin bir ilk vakti bir de son vakti vardir. Ogle vaktinin evveli gunesin tepe noktasindan batiya meyil (zeval anidir. Son vakti de ikindinin girdigi andir. Ikindi vaktinin evveli, vaktinin girdigi andir. Vaktin sonu da gunesin sarardigi andir. Aksam vaktinin evveli, gunesin battigi andir. Vaktin sonu da ufuktaki aydinligin (safak) kayboldugu andir. Yatsi vaktinin evveli, ufugun kayboldugu andir. Vaktin sonu da gecenin yarisidir. Sabah vaktinin evveli fecrin (aydinligi) dogmasidir. Vaktin sonu da gunesin dogmasidir."
Tirmizi, Salat 114, (151); Muslim, Mevakit 6, (1, 249, 250).

2343 - Muvatta'da Abdullah Ibnu Rafi' Mevla Ummu Seleme'den kaydedilen bir rivayette soyle denmistir: "Abdullah Ibnu Rafi', Ebu Hureyre'ye namazlarin vaktini sormustu. Ebu Hureyre kendisine su aciklamayi yapti: "Ben sana haber vereyim: Golgen kendi mislin kadarken ogleyi kil. Ikindiyi golgen iki mislin olunca kil. Aksami gunes batinca kil. Yatsiyi seninle arana gecenin ucte biri girince kil. Sabahi da alaca karanilikta kil."
Muvatta, Vukutu's-Salat 9, (1, 8). 6

2344 - Imam Malik'in anlattigina gore, Hz. Omer valilerine soyle yazdi: "Nazarimda islerinizin en ehemmiyetlisi namazdir. Kim onu (farz, vacib, sunnet ve vaktine riayetle) korur ve (tam zamaninda kilmaya) devam ederse dinini korumus olur. Kim de onu(n zamanini tehir suretiyle) zayi ederse, onun disindakileri daha cok zayi eder."
Hz. Omer yazisina soyle devam etti: "Ogleyi golge bir ziraliktan birinizin golgesi misli oluncaya kadar kiliniz. Ikindiyi, gunes yuksekte, beyaz, parlak iken, hayvan binicisinin, gunes batmazdan once iki veya uc fersahlik yol alacagi muddet icerisinde; aksami gunes batinca; yatsiyi ufuktaki aydinlik battimi gecenin ucte birine kadar kiliniz. -Kim (yatsiyi kilmadan) uyursa gozune uyku dusmesin, kim (yatsiyi kilmadan) uyursa gozune uyku dusmesin, kim (yatsiyi kilmadan) uyursa gozune uyku dusmesin- Sabahi da yildizlar parlak ve civildarken kiliniz."
Muvatta, Mevakit 6, (1, 6-7).

2345 - Muvatta'nin diger bir rivayetinde soyle gelmistir: "Hz. Omer (radiyallahu anh), Ebu Musa el-Es'ari hazretlerine yazdigi bir mektupta ayni seyi hatirlatti ve (ilaveten) sunu yazdi: "Onda -yani sabah namazinda- mufassal surelerden iki uzun sure oku."
Muvatta, Mevakit 7, (1, 7).

2346 - Yine benzer bir diger rivayette su ifade mevcuttur: Hz. Omer, Ebu Musa (radiyallahu anhuma)'ya soyle yazdi: ". . .Yatsiyi seninle (aksam namaziyla) arana gecenin ucte biri girince kil. Geciktirirsen gecenin yarisina kadar olsun. Sakin gafillerden olma."
Muvatta, 8, (1, 7).

2347 - Abdullah Ibnu Amr Ibni'l-As (radiyallahu anhuma) anlatiyor: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) buyurdular ki: "Oglenin (baslama) vakti, gunesin (tepe noktasindan batiya) meylettigi zamandir. Kisinin golgesi kendi uzunlugunda oldugu muddetce ogle vakti devam eder, yani ikindi vakti girmedikce. Ikindi vakti ise gunes sararmadikca devam eder. Aksam vakti ufuktaki aydinlik (safak) kaybolmadigi muddetce devam eder. Yatsi namazinin vakti orta uzunluktaki gecenin yarisina kadardir. Sabah namazinin vakti ise fecrin dogmasindan (yani safagin sokmesinden) baslar, gunes doguncaya kadar devam eder. Gunes dogdu mu namazdan vazgec. Cunku o, seytanin iki boynuzu arasindan dogar."
Muslim, Mesacid,173, (612); Ebu Davud, Salat 2, (396); Nesai, Mevakit 15, (1, 260).

2348 - Ebu'l-Minhal Seyyar Ibnu Selame (rahimehullah) anlatiyor: "Ben ve babam birlikte Ebu Berze el-Eslemi (radiyallahu anh)'nin yanina girdik. Babam ona: "Resulullah (aleyhissalatu vesselam) farz namazlari nasil kilardi?" diye sordu. Su cevabi verdi:
"Efendimiz sizin "el-Evvel" dediginiz ogle namazini gunes (tepe noktasindan) batiya kayinca kilardi. Birimiz ikindiyi kilinca, Medine'nin en uzak yerindeki evine donerdi de gunes hala canliligini korurdu.
Aksam namazi hakkinda ne soyledigini unuttum. Sizin atame dediginiz yatsiyi geciktirmeyi iyi bulurdu (mustehap addederdi). Yatsidan once uyumayi, sonra da konusmayi mekruh addederdi.
Kisi (yaninda beraber oturdugu) arkadasini taniyinca sabah namazindan ayrilirdi. Namazda altmis-yuz ayet miktarinca Kur'an okurdu."
Buhari, Mevakit 11, 13, 39, Ezan 104; Muslim, Mesacid 237, (647); Ebu Davud, Salat 3, (398); Nesai, Mevakit 2, (1, 246), 20, (1, 265).

2349 - Muhammed ibnu Amr Ibni'l-Hasen Ibni Ali Ibnu Ebi Talib (radiyallahu anh) anlatiyor: "Haccac, Medine'ye geldiginde namazi mutad vaktinden tehir ediyordu. Bunun uzerine Cabir Ibnu Abdillah (radiyallahu anh)'a (namazlarin vakti hakkinda) sorduk. Bize su aciklamayi yapti:
"Resulullah (aleyhissalatu vesselam) ogleyi hararetin siddetli oldugu zamanda (hacire vaktinde) kilardi. Ikindiyi de gunes parlakken kilardi. Aksami, gunes batinca; yatsiyi bazan geciktirir, bazen de one alirdi.
Halkin toplandigini gorunce tacil eder, onlari agir gorunce de tehir ederdi. Sabahi da alaca karanlikta kilardi.
Buhari, Mevakit 18, 21; Musiim, Mesacid 234, (646); Ebu Davud, Salat 3, (397); Nesai, Mevakit 18, (1, 264).

2350 - Nesai'nin Enes (radiyallahu anh)'ten yaptigi rivayette soyle denmistir: "Sabahi, goz(un gorme ufku) genisleyinceye kadar kilardi."
Nesai 29, (1, 278).
 
Üst